29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 MAYIS 2014 CUMARTESİ 4 HABERLER ABD’nin 2013 Terörle Mücadele raporunda sürpriz cümle 13 BAKANLIKTA DEĞİŞİM ‘Alınları Ak, Başları Dik!’ Beş yaşındaki çocuk, tarih öğretmeni babaannesine aşağıdaki soruyu sorduğunda 1971’in yaz günlerinden biriydi: Babaanne, hapse giren hırsızlar hiç çıkmazlar mı? Bahariye’den Yoğurtçu’ya inen arabanın direksiyonundaki tarih öğretmeni, önce şaşırdı, sonra kendini toplayarak yanıtladı: Hapse girenler hep hırsız değildir. Şerefli insanlar da hapse düşer, sonra da çıkarlar. Çocuktan babasının hapiste olduğu saklanmıştı. Ankara’ya nispeten rahat koşullardaki cezaevine ziyarete gittiğinde babası ona askerlik yapmakta olduğunu söylemiş, hatta küçük çocuk gardiyanlarla oyun bile oynamıştı. Anlatılana göre baba hapiste değil, askerdeydi. Ama çocuk gerçeği öğrenmişti. Aradan kırk yıldan fazla geçecek, çocuk koca adam olacak, tarih öğretmeni uzun ve onurlu bir yaşamdan sonra aramızdan ayrılacak, ama babalarla çocukların hapishane dramları sürecekti. Bu kez aynı semtteki cezaevinde yatan ve tarih öğretmeninin torunuyla aynı yaşta olan Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp, kendisini ziyarete gelen 7 yaşındaki kızına aynı yalanı söyleyecekti. HHH Çok özel ve gizli bir görev için burada eğitim alıyorum. Eve ne zaman dönerim bilmiyorum. Küçük kız buna ne kadar inanmıştı bilmem. Ama 26 Nisan’da, Murat Özenalp, açık görüş sırasında kızının ve eşinin gözü önünde beyin kanaması geçirecek, düşüp, bir daha da kalkamayacaktı. 1 Mayıs günü kaybettiğimiz Murat Özenalp dün son yolculuğuna uğurlandı. Murat Özenalp, sicili başarılarla dolu, şerefli, parlak bir kurmay subaydı. Balyoz davasının kurbanı oldu. Hani şu, çakma delillerle, yapma tanıklarla insanların mahkum edildikleri Balyoz davasının... Hani şu Başbakan’ın kumpas diye nitelediği Balyoz davasının... Balyoz davasının çakma olduğunu herkes biliyordu, ama ondan içeri düşenler bir türlü çıkamıyorlardı, herkes çıkıyordu; hırsızlar, uğursuzlar, katiller, herkes.. ama şerefli askerlere çıkış yoktu. Askeri vesayet tasfiye ediliyordu da!.. Balyoz davasından Murat Albay’ın kısmetine 16 yıl düşmüştü. O da aynı kaderi paylaşan arkadaşları gibi, iddiaların yalan olduğunu ispatlamaya uğraşıyordu. Fazla çabaya gerek yoktu, iddiaların asılsızlığını herkes biliyordu. Gerçi herkes biliyor, ama kimse bir şey yapmıyordu. Yapmak isteyenlerin ellerinden bir şey gelmiyordu, ellerinden bir şey gelenler de kıllarını kıpırdatmıyorlardı. HHH Bu arada tarih öğretmeninin torunu ve Murat Albay’ın akranı olan çocuk, aradan geçen süre içinde bir gerçeği öğrenmişti: Ülkesinde, büyük hırsızlar hapse girmezler, girseler de fazla kalmazlardı. Bu gerçek eskiden beri böyleydi. Hele hele şimdi daha da böyleydi... Öte yandan hapislik herkesin başındaydı, kim bilir nerede, nasıl, kaç yaşında?.. O kuralın kurbanı şerefli Murat Albay, kızı kötü etkilenmesin diye, hapishanede olduğunu itiraf edemiyor, yalan söylüyordu. Hırsızlar ise rahattılar, köşe başlarını tutmuş, şişiniyorlardı: Alnımız ak, başımız dik! Aşağıdaki sahne, tarih hocasının torununun hırsızlar ve hapishane ile ilgili sorusunun üzerinden kırk küsur yıl geçtikten sonra, Ayvalık pazarında geçiyordu: Pazar yerinde birden biri bağırıyordu: Hırsız vaar!.. İnsanlar bakıyorlardı, ne kaçan var, ne kovalayan, adamın biri gülerek bağırmış. Hemen ardından uyanık esnaftan biri haykırıyordu: Hırsız vaar! Sonra bir başka, bir başkası daha... Zincirleme bir reaksiyonla, pazar hep bir ağızdan inliyordu: Hırsız vaaar! Hırsızlar o sırada demeç veriyorlardı: Alnımız ak, başımız dik! Şerefli Kurmay Albay Murat Özenalp, dün gözyaşları içinde son yolculuğuna uğurlanıyordu. Ülkede büyük bir kesim yastaydı. O sırada hırsızlar köşe başlarını tutmuş sırıtıyorlardı: Alnımız ak, başımız dik! Vakıflar terörü finanse ediyor DUYGU GÜVENÇ ‘Paralel’ temizliği tam gaz.. FIRAT KOZOK ANKARA ABD’nin “2013 Terörle Mücadele” raporuna bu yıl vakıflar da dahil oldu. ABD’nin her yıl yayımladığı terör raporuna ilk defa bu bu yıl süpriz bir cümle eklendi. Raporun “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi” başlıklı bölümünde kâr amacı gütmeyen sivil toplum örgütlerinin finansal denetiminin yapılamadığı vurgulanarak “Büyük miktarda nakit para, komşu ülkelerdeki şiddet yanlısı aşırıcılar için sınır ötesine kaçırılıyor” ifadelerine yer verildi. Daha önceki raporlarda da Türkiye’de kâr amacı gütmeyen sivil toplum örgütlerinin denetlenmemesinden yakınan ABD yönetimi bu yılki raporun aynı bölümüne “Büyük miktarda nakit para, komşu ülkelerdeki şiddet yanlısı aşırıcılar için sınır ötesine kaçırılıyor” ifadelerini ekledi. Vakıf sektörü denetlenmiyor ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından her yıl yayımlanan ve son olarak 2013 yılını inceleyen raporda, ‘Terörizmin Finansmanın Önlenmesi’ başlığı altındaki bölümde şu ifadelere yer verildi: “Kâr amacı gütmeyen sektör (Vakıflar ve dernekler kast ediliyor), terörizmin finansma nı ile mücadeledeki eksikler açısından düzenli olarak denetlenmiyor. Türk hükümetinden kara para aklamaya karşı yeterince yardım ve rehberlik almıyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü yardım kuruluşları için ruhsat veriyor ve onları denetliyor. Ancak sayıları 70 bini aşan bu tür kuruluşu denetleyecek çok sınırlı sayıda denetçi var.” Bu tespit yapıldıktan sonra bu yıl ilk kez şu ifadeler eklendi: “Yüksek ihtimalle, büyük miktarda nakit para, komşu ülkelerdeki şiddet yanlısı aşırıcıları fonlamak için sınır ötesine kaçırılıyor.” Raporda 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarına açıkça değinilmezken, vakıflar konusundaki denetim zafiyetinin vurgulandığı bölümün, 17 Aralık sonrası para trafikleri ve kara para tartışmalarıyla da adları gündeme gelen bazı vakıf ve kuruluşları kastettiği yorumları yapıldı. Terör raporunda ayrıca, Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) Türkiye’den BM Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda, terör varlıklarının “belirlenmesi ve dondurulması” için yasal denetim beklediği anımsatıldı. ABD’ye ‘delil’ yok ABD Büyükelçiliği’ne 1 Şubat 2013’te yapılan saldırının ardından Türk makamlarının Ceza Yasası’nın 157. maddesindeki “soruşturma evresinde verilerin gizli tutulacağı” ve “sadece taraflar bu verilere mahkeme sırasında erişebilir” hükümleri nedeniyle yeterli işbirliği yapmadığı vurgulandı. ‘Belediyeler vakfa yardım yaptı mı’ sorusuna ‘İstatistiki veri yok’ dedi Arınç’tan ‘kaçamak’ TÜRGEV yanıtı Diyarbakır’da ‘dinleme’ soruşturması DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde, 2008 yılından beri bazı soruşturmalara ait dinleme kayıtlarının savcılık izni olmadan silindiği iddia edildi. Bunun üzerine cumhuriyet başsavcılığı soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında şubenin yaptığı dinleme ve ses kayıtları araştırılırken, ilk olarak 20 soruşturma dosyasındaki kayıtların silindiği belirlendi. Diyarbakır Adliyesi’nde bulunan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu müfettişleri de konuyla ilgili inceleme başlattı. MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yönetiminde bulunduğu Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’na (TÜRGEV) yurtdışından 99 milyon 999 bin 990 dolar bağış yapıldığını doğrulayan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “TÜRGEV’e herhangi bir belediyeden yardım yapılmış mıdır” sorusuna ise “istatistiki veri yok” yanıtını vermekle yetindi. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesini Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden de sorumlu olan Başbakan Yardımcısı Bü lent Arınç yanıtladı. Arınç, “Bakanlığım sorumluluğundaki Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden alınan bilgilere göre TÜRGEV’e herhangi bir belediyeden yardım yapılıp yapılmadığıyla ilgili olarak kurumsal kayıtlarda istatistiki veri bulunmamaktadır” dedi. Arınç, vakfa kuruluşundan önerge tarihine kadar toplam ne kadar bağış ve yardım yapıldığı sorusunu ise daha önce yanıtlandırdığını bildirdi. Arınç, CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın soru önergesine verdiği yanıtta, TÜRGEV’e yurtiçinden 29 milyon 666 bin 533 TL, yurtdışından da 99 milyon 999 bin 990 ABD Doları bağış yapıldığını açıklamıştı. ANKARA Hükümet ile cemaat arasındaki bağların 17 Aralık yolsuzluk operasyonlarıyla kopmasının ardından kamuda başlayan görevden alma ve atama dalgası son hızıyla sürüyor. Resmi tatil olan 1 Mayıs’ın hemen ardından dün de 13 bakanlıkta onlarca bürokrat görevden alındı, boş bulunan kadrolara yenileri atandı. Maliye Bakanlığı’nda neredeyse “taş üstünde taş” kalmadı. Maliye Bakanlığı’nda açık bulunan müsteşar yardımcılığına Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) Başkanı Mürsel Ali Kaplan, MASAK Başkanlığı’na ise aynı yerde başkan yardımcısı olan İbrahim Hakkı Polat’ın atanması uygun görüldü. Gelir İdaresi Başkanlığı’na Vergi Denetim Kurulu Başkanı Adnan Ertük, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı’na vergi başmüfettişi Hüseyin Karakum atandı. Mürsel Ali Kaplan, 17 Aralık büyük rüşvet operasyonunda Rıza Sarraf’a yapılan soruşturma ile gündeme gelmişti. Strateji Geliştirme Başkanlığı’na Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Ertan Erüz getirilirken Milli Piyango İdaresi’nde de boş koltuklar dolduruldu. Devlet Desteklerini İzleme ve Denetleme Kurulu üyeliklerine, Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürü İsmail İlhan Hatipoğlu ile Kalkınma Bakanlığı İktisadi Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürü Abdüllatif Tuna’nın atanmaları uygun görüldü. Hazine Müsteşarlığı Ha zine Kontrolörleri Kurulu Başkanlığı’nda açık bulunan hazine başkontrolörlüğü ve Hazine Müsteşarlığı Sigorta Denetleme Kurulu Başkanlığına atama yapıldı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığına, Mahmut Evkuran’ın ataması yapıldı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda da birçok atama gerçekleştirildi. Açık bulunan müfettişliklere de atamalar yapıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Kalkınma Bakanlığı’nda, atamalar yapıldı. Bursa, Tekirdağ, Mardin defterdarlıklarına yeni isimler getirildi. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nda, 1. hukuk müşavirliği koltuğu dolduruldu. Orman Genel Müdürlüğü Ankara, Mersin ve Şanlıurfa bölge müdürlüklerine atama yapıldı. Zencani’nin şirketine İran el koyuyor TAHRAN (Cumhuriyet) Milyar dolarlık yolsuzluk suçlamasıyla tutuklanan İran’ın ünlü işadamı Babek Zencani’nin havayolu şirketi devlete devrediliyor. İran Havacılık Kurumu Başkanı Alirıza Cihangiriyan, Zencani’ye ait Qeshm Air’in borcuna karşılık devlete verilebileceğini açıkladı. Cihangiriyan, devir işleminin kesinleşmesi için yargının kararının beklendiğini kaydetti. 2009 yılında Qeshm Air’i satın alan Zencani’nin havayolu filosunda toplam 21 uçak bulunuyor. İran süper liginde bulunan ünlü milyarderin futbol takımı Rah Ahan Sorinet’in de satışa çıkarılması planlanıyor. Zencani’nin, devlete 2 milyar 350 milyon Avro borcunun olduğu belirtiliyor. Zencani’nin şu anda belirlenen malvarlığı bu borcu ödemeye yetmiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle