28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 MAYIS 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER HASAN FERİT GEDİK İDDİANAMESİ TAMAMLANDI 9 Müfettişlere kuzu çevrilmiş “Çalışma Bakanlığı’nın teftiş raporu çıktı. ‘Gittik, hiçbir şey yok, her şey düzgündür’ diyorlar. Biz Soma’ya gittiğimizde işçiler şunu söyledi: ‘Buraya denetime gelenler karşı binada kuzu partisi vererek tutanak tutuyorlardı.’ Kaç müfettiş acaba madene indi? Madene inselerdi bu tablo çıkmazdı ortaya zaten. “Biz oraya faciadan sonra birinci gün gittiğimizde Enerji Bakanı gazetecilerin önünde firmanın lehine konuştu. Dedi ki ‘Çok iyi bir firmadır, eksiklikleri giderilmiştir.’ Dönüp sormak gerekiyor. Bu açıklamayı hangi gerekçeye dayandırdınız? Bu işin bir siyasi sorumlusu vardır. Kimdir siyasi sorumlu? Siyasi sorumlu ülkeyi yönetenlerdir. Siyasi sorumluluktan hiç kimse kaçamaz. Burası 3. sınıf demokrasinin olduğu bir ülke olmamalı. Dünyayı örnek alsınlar. O ülkelerde böyle bir olay yaşandığında bakanlar başbakanlar ne yapıyor diye Güney Kore’ye baksınlar.” ‘Allah herkese hayırlı cinayetler nasip etsin’ öldürmeye teşebbüs” gibi suçlardan, 11 yıl ile 269 yıl arasında değişen hapis ve müebbet hapis cezası istendi. 30 eylemin anlatıldığı iddianamede, örgütün liderliğini “İbo” lakaplı Mesut Turhan’ın, yöneticiliğini de Zafer Turhan ve Yakup Dalkılıç’ın yaptığı ifade edildi. Hasan Ferit Gedik’in öldürülmesine ilişkin bölümde Gülsuyu Mahallesi’nde “siyasiler” olarak adlandırdıkları kişiler ile şüpheliler arasında husumet olduğu, 28 Eylül 2013 akşamı 5060 kişilik bir grubun slogan atarak Gülsuyu’nda yürüyüş yaptığı anlatıldı. Örgüt üyesi Aytekin Turan’ın kalabalık üzerine ateş ettiğinin kaydedildiği iddianamede, yürüyüş grubu içinde bulunan 3 kişinin yaralandığı, Turan’ın olay yerinden kaçtığı belirtildi. İddianamede, iki grup arasındaki bu olay ile husumetin arttığı vurgulanarak 29 Eylül 2013 akşamı yine 5060 kişilik grubun yürüyüşlerine devam ettiği, yürüyüş esnasında grup içerisinde silahlı ve herhangi bir eyleme hazırlıklı şahısların olduğu, daha sonra iki grup arasında çıkan çatışma sonrasında Gedik’in sol omuz, gırtlak ve kafasına aldığı 3 mermi ile ağır şekilde yaralandığı kaydedildi. İddianamede, Gedik’in kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdiği, arkadaşları Gökhan Aktaş, Yalçın İleri ve Abdullah Kıyak’ın yaralandığı anlatıldı. Suç örgütünün her zaman için elinin tetikte olduğunun ve eylem yapabileceklerinin anlaşıldığına dikkat çekilen iddianamede, tanık sıfatıyla Emniyet’te ifadesi alınan Hasan Ferit Gedik’in arkadaşı Serdar Aydemir’in de beyanlarına yer verildi. Aydemir’in İstanbul Haber Servisi Maltepe Gülsuyu Mahallesi’nde geçen yıl eylül ayında uyuşturucu çetelerine karşı yapılan yürüyüşte öldürülen Hasan Ferit Gedik’in faillerine yönelik soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede failler arasında geçen tüyler ürpertici telefon konuşmaları da yer aldı. Konuşmada, “Allah herkese hayırlı cinayetler nasip etsin. Polismolis öldürmeyelim de... Devrimci öldürsek önemli değil” ifadeleri yer aldı. İddianamede, Gedik’in ölümüne ilişkin 22 şüpheli bulunuyor. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianame, İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İddianamede 15’i tutuklu toplam 35 şüpheli hakkında “kasten yaralama”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve üye olma”, “nitelikli yağma” ve “kasten ‘2030 el silah sesi duydum’ olay günü gerçekleşen yürüyüşte Gedik ile karşılaşarak sohbet ettiği sırada 3 kişinin ellerinde silahla kendilerine doğru geldiğini ve Gedik ile birlikte kaçtığını söylediği kaydedildi. Kaçmaya başladıkları esnada bir el silah sesi duyduklarını, Gedik’in bir anda vurularak yere düştüğü daha sonra da 2030 el silah sesi daha duyduğunu ve arkadaşı olan Gedik’in yaşamını yitirdiğini sosyal medyadan öğrendiğini söylediği bildirildi. Şüpheli Mesut Turhan liderliğindeki suç örgütünün, hiyerarşik ilişki içerisinde Maltepe ve çevresinde korkutucu gücünü devam ettirerek yağma, yağmaya teşebbüs, kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, yaralama, hürriyetten yoksun bırakma eylemlerini gerçekleştirdikleri, suç örgütü yönetici ve üyelerinin sürekli olarak silah bulundurdukları kaydedildi. Kılıçdaroğlu: ‘Trafik Kazası Gibi Soruşturmak, Ölenlere Hakarettir’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dünkü grup konuşmasında alışılmışın dışında bir tavır takınarak Soma’daki maden faciasında hayatını kaybeden 301 madencinin isimlerini tek tek saydı. Saygı duruşunun ardından, “İnsanlık adına ruhlarınızdan af diliyorum. Hakkınızı helal edin. Geride kalan çocuklarınızın, eşlerinizin ve annebabalarınızın haklarını sonuna kadar aramak namus borcumuzudur” diyerek toplantıyı tamamladı. Toplantı sonrasında Meclis’teki makam odasında yaptığımız görüşmede, “Özellikle böyle yaptım” dedikten sonra gerekçesini şöyle açıkladı: “Bu olayın üzerine bugün bir şey söylenemezdi. Çünkü sözün bittiği yerdeyiz. 301 kişi hayatını kaybetmiş. Ne söyleyeceksiniz? Birilerinin çıkıp bu ülkenin insanlarından özür dilemesi lazım. Özrü bile çok görüyorlar, gerek görmüyorlar. Çünkü insanı insan olarak görmüyorlar.” Kılıçdaroğlu, Soma faciasına ilişkin savcılık tarafından yürütülen soruşturmayı yakından takip ediyor. Savcının sorumlular hakkında TCK’nin “taksirli suçla adam öldürmek” maddesinden soruşturma başlatmasına ise çok tepkili: “Ortada bir mizansen var. 301 işçinin öldüğü bir olayı taksirli suç kapsamına sokamazsınız. Ortaya her gün yeni deliller çıkıyor. 301 kişinin kanı bu soruşturmayı yürüten savcının önündedir. Bunu sıradan bir trafik kazası gibi algılayıp bu kapsamda bir soruşturma yürütülüyorsa bu her şeyden önce 301 kişinin anısına hakarettir. Dava sürecini sonuna kadar yakından izleyeceğiz. Bir genel başkan yardımcımız, milletvekillerimiz ev ev görüşüyorlar. Ayrıca orada hukukçu milletvekillerimiz var. Ailelere her türlü hukuk desteğini sağlayacağız.” Hükümet içindeki “istifa” tartışmaları ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in gazetemize verdiği “Madenler kapatılmalı” demecini hatırlattığımızda CHP lideri şu değerlendirmeleri yaptı: “O açıklama yetmez. Kapatma kararını verecek olan bakanın kendisi veya Enerji Bakanı. Kapatılması gerekir deyip hâlâ açık tutuyorsa o görevden ayrılması lazım. Şimdi topu karşılıklı birbirlerine atmaya başladılar. O ‘Enerji Bakanı sorumlu’ diyor, Enerji Bakanı da ‘Çalışma Bakanı sorumlu’ diyor. İki bakanın da sorumluluğu var.” ‘Çıkıp özür dilemeliler’ ‘Erdoğan halktan özür dilemeli’ Eleştirilerini iki bakanla sınırlı tutmayan Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın tutumunu da eleştirerek tepkisini şöyle dile getirdi: “Asıl sorumlu olarak bir de vatandaşını tokatlayan Başbakan var. Recep Tayyip Erdoğan şu ana kadar vatandaşlardan, Türk halkından özür dilememiştir. Bir Başbakan’ın vatandaşını tokatlaması tarihimizde ilk kez yaşanan bir olay. Başbakan, Meclis’te bakanlar kurulu sırasında oturmak istiyorsa önce vatandaştan özür dileyecek, sonra oraya gelecek. Eğer burası Millet Meclisi ise milletini tokatlayan adamın orada işi yoktur.” BAŞKA BİR SANIĞI DA DARP ETMİŞ Tacizci ‘Süleyman’ MİT personeli çıktı CANAN COŞKUN ‘Ortada mizansen var’ Gezi Parkı eylemleri sırasında Dolmabahçe Bezmi Âlem Valide Sultan Camisi’ndeki yaralılara müdahale eden doktorların da yargılandığı davada, 19 Kasım 2013’te polise direndiği gerekçesiyle hakkında açılan davadan beraat eden Pınar T’yi polis otobüsünde tecavüzle tehdit eden ve kim olduğu bilinmeyen “Süleyman” isimli şahsın, başka bir sanığı da ağır biçimde darp ettiği ortaya çıktı. Darp edilen sanık Mustafa Emrullah, polislerin kendisini “Burada kamera var. Burada dövmeyelim” diyerek otobüsle Milli Saraylar binasın duvarının arasına sıkıştırarak dövdüklerini belirtti. İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya 23 tutuksuz sanık ve avukatları katıldı. Duruşmada savunma yapan öğrenci Mustafa Emrullah, 2 Haziran 2013 gecesi Üsküdar’dan Beşiktaş’a arkadaşını ziyaret etmek için geçtiğini belirtti. Emrullah şunları söyledi: “Her taraf polis tarafından tutulmuştu. Geri dönerken dinlenmekte olan çevik kuvvet polisi bana laf attı. ‘Evine git birader’ dedi. Daha sonra ağır küfürler etti. 910 kişi ayaklanıp üstüme gelip ağır şekilde darp ettiler. Kafama kaskla vurdular. Kafam kanıyordu. Gözaltına alınan diğer şahıslar bana yardım etmeye çalıştı. Polisler bunu yapanlara da küfür etti. 2 saat tıbbi yardım yapılmadı.” Ayvalıtaş davası bugün İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı gösterileri sırasında Ümraniye’de yaşamını yitiren Mehmet Ayvalıtaş davasının avukatları, keşif taleplerinin görmezden gelinme sine tepki göstermek için dün, alternatif keşif yaptırdı. Alternatif keşfin raporu, Ayvalıtaş’ın ölümüne ilişkin bugün, saat 11.00’de Kartal’daki Anadolu Adliyesi’nde görülecek olan 3. duruşmada mahkemeye sunulacak. ‘İNŞAAT’ ALARMINA CHP KULAK VERDİ Pazartesi günü bu köşede iş sağlığı ve güvenliği uzmanı Adnan Ağır’ın rakamlar eşliğinde “Madenlerden sonra inşaat sektöründe de facia kapıda” uyarılarına yer vermiştik. CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan bu uyarıları dikkate alarak Meclis’te biri inşaat sektöründe diğeri de özel olarak TOKİ’de iş güvenliği konusunda uygulanmakta olan politikaların araştırılması, yerinde tespit edilmesi, alınacak tedbirlerin belirlenmesi ve ölümlü iş kazalarının önlenmesi amacıyla araştırma komisyonu kurulması için iki önerge verdi. Yüzüne biber gazı sıkılan Birben’in ölümüyle ilgili dava 2 yıl sonra başladı Polisten korkunç savunma FARUK KIRTAY ‘İki bakan da gitmeli’ Gezi’de 160 sanığa beraat KIRKLARELİ (Cumhuriyet) Kırklareli’nde Gezi Direnişi’ne destek eylemlerine katılan 1238 kişiye yani kentteki her 50 kişiden birine dava açılmıştı. 116 Haziran arasında yapılan eylemlerin her gününe ayrı ayrı dava açılırken, Türkiye’nin en kalabalık Gezi davası, 16 ayrı parçaya bölünmüştü. Kırklareli 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 160 kişinin yargılanmasına dün devam edildi. Son sözleri sorulan sanıklar, demokratik haklarını kullandıklarını belirtti. Suç işlemediklerini savunan sanıklar, beraatlarını istedi. Mahkeme heyeti, 160 sanığın beraatına karar verdi. YALOVA Yalova’da bir kavgayı ayırmak isterken “astım hastayım” demesine karşın polislerin yakın mesafeden yüzüne sıktığı biber gazı nedeniyle 31 yaşında yaşamını yitiren Çayan Birben’in ölümüyle ilgili dava 2 yıl sonra başladı. Sanık polisler, Birben’i görmediklerini, “astım hastasıyım” dediğini duymadıklarını ileri sürerek “Biz insan hayatını korumak için biber gazı sıktık, asıl mağdur olan biziz” dedi. Sanıkların avukatı Ali Çelik, Birben’in çocukken kafa travması yaşadığını, bu nedenle askerlikten muaf tutulduğunu ile ri sürerek küçükken yaşadığı bu kaza nedeniyle beyninden kalıcı bir travma olup olmadığının araştırılmasını istedi. edebiyatı yapıyor’ Yalova Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davaya “silahla kasten ölüme sebebiyet vermek” suçundan yargılanan İbrahim Baltacı, Serhat Ayhan Yeni, Ercüment Küçükakça ve Tekin Ceyhan, Çayan Birben’in babası Ahmet Birben, annesi Yücel Birben, kardeşi Özge Birben, ailenin avukatları Sabri Kuşkonmaz ve Halis Yıldırım ile ÖDP Genel Başkanı Alper Taş katıldı. Sanık polislerden İbrahim ‘Mağduriyet Baltacı, “Bizler olaya canımızı ortaya koyarak müdahale ettik. Bugün burada birisini öldürdüğümüz ithamı ile karşı karşıya kalmak bizi yaralıyor. Bu çok acıdır. Bedensel ve ruhsal olarak bu olayın mağduru biziz. Biz insan hayatını korumak için biber gazı sıktık” dedi. Bunun üzerine söz alan Birben ailesinin avukatı Sabri Kuşkonmaz ise “Mağduriyet edebiyatı yapıyor ama burada evladını kaybeden bir aile var. Ayrıca bu memura devlet maaşını toplum için gerektiğinde canını tehlikeye atsın diye ödüyor, bunu da unutmasın” diyerek sanık polise tepki gösterdi. DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Hakkâri’ye 60 kilometre uzaklıkta bulunan Mesken Dağı’nda askeri operasyonlar ve karakol inşaatını protesto eden gruplar, Pehlivan, Berçelan, Keklikpınar, Medrese ve Yeni Mahalle’de önceki gece yola barikat kurup, ateş yakarak kimlik kontrolü yapmaya başladı. Olay üzerine bölgeye gelen polisin zırhlı araçları göstericilere tazyikli su, gaz bombası ile müdahale etti. Göstericiler ise polise taş, havai fişek ve ses bombaları ile karşılık verdi. Zaman zaman göstericilerin attığı molotofların isabet ettiği zırhlı polis araçları alevler arasında kaldı. Olaylar ara sokaklarda gecenin geç saatlerine kadar sürdü. Hakkâri’de olaylı karakol protestosu ACIMIZ BÜYÜK, BAŞIMIZ SAĞOLSUN Soma’da yaşanan büyük faciada hayatını kaybeden maden işçisi kardeşlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve tüm Türkiye'ye başsağlığı, yaralılara acil şifalar dileriz. Bu vesile ile insan hayatının öncelikli olduğu bir çalışma yaşamının vazgeçilmezliğinin içselleştirilmesi, insan onuruna yaraşır bir emek dünyası kurulması için sendikal gücümüzü kullanacağımızı, maddi ve manevi olarak Somalı kardeşlerimizin yanında olduğumuzu belirtiriz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle