28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 MAYIS 2014 ÇARŞAMBA 4 HABERLER Erdoğan, Soma’daki madenci katliamında hükümete eleştiri yönelten herkesi ağır dille eleştirdi Yas tutana da kin ha cenazeler çıkarılmadan, ANKARA (Cumhuriyet u Başbakan Erdoğan, Soma’daki maden kazasıyla ilgili olarak eleştirilerde bulunan toprağa verilmeden sinsice Bürosu) Başbakan Taygazeteci, yazar ve sivil toplum örgütlerine ağır bir dille tepki gösterdi. Hükümetin pusuda bekleyenler, ‘esfeyip Erdoğan, Soma’da 301 sorumluluğuna işaret eden eleştirilere, ‘fırsatçı, hain, mezar soyguncusu’ sözleriyle yanıt li safilin’ diye tarif edilen madencinin yaşamını yitir‘aşağıların en aşağısından’ mesine neden olan maden veren Erdoğan, en ağır hakaretleri ise gazeteci Yılmaz Özdil’e yöneltti. Erdoğan, Enerji olanlar pusularından çıkarak kazasıyla ilgili olarak sorumlulardan hesap sorula Bakanı Yıldız’a teşekkür ederken, Çalışma Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in adını bile anmadı. kendilerine yakışanı yapmaya başladılar. Soma’da cağını belirtti. Kaza üzerinbitirdiği ana kadar orada kalarak na, Ankara’da milli gün törenletahammül edilemez acısıden siyasi rant devşirenlerin olduğunu ileri süren Erdoğan, ortaya koyduğu gayreti nedeniy rini iptal eden İsrail ve Norveç’e nı bastıramayıp feryat edenlerin hissiyatını çok iyi anlıyoruz. Aneleştirilere “mezar soyguncuları, le, olayın başından beri Soma’da teşekkür ediyorum. Hesabını soracağız: Bu acı cak Soma ile hiçbir gönül bağı busürüngen, ahlaksız” nitelemele bulunan Sağlık Bakan Yardımcısı Agah Kafkas ile Çalışma ve hadisenin üzerini hiç kimse örte lunmayan, hayatında kömür görrinde bulundu. AKP’nin grup toplantısında Sosyal Güvenlik Bakan Yardım mez, bu acı hadisede sorumluluğu memiş, hayatında bir madencinin Soma’da yaşamını yitiren 301 cısı Halil Etyetmez’e, Sağlık Ba olan hiç kimse saklanamaz, gizle kömür karası elini tutmamış olan madenci için bir dakikalık say kanı Mehmet Müezzinoğlu, Sağ nemez. Burada idari ve adli bütün sinsi ve pusudakilerin fırsatçılıkgı duruşunda bulunuldu. Başba lık Bakanlığı, doktor ve hemşire soruşturmalar yapılacaktır ve bu larını hiçbir zaman anlamıyoruz. Daha ilk andan itibaren medyakan Erdoğan, milletvekillerini fa lere; sayın Cumhurbaşkanı, Mec nun takipçisi olacağız. Dicle’nin kenarındaki ko da, özellikle de sosyal medyada tiha okumaya davet etti. Erdoğan, lis Başkanı, Genelkurmay Başkakonuşmasında özetle şu görüşleri nı, Soma’yı ziyaret eden, çalışma yun: Bu ülkenin Başbakanı olarak akla hayale gelmeyecek yalanlar ları yerinde inceleyen; açıkça ifade ediyorum ki, Dicle’nin yayılmaya başladı. ‘İçeride 120 dile getirdi: İsrail’e de teşekkür: Somakenarında kurdun kaptığı bir ko Suriyeli işçi öldü ve üzerlerine Çelik’e teşekkür yok: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ta lıların acısını paylaşan tüm devlet yun bile benim mesuliyetim altın beton döküldü’ diye yazanlar, ner Yıldız’a ilk andan itibaren bü erkânına, Soma’daki acıyı bir ha dadır. Bu ülkenin bakanları, mil konuşanlar bile çıktı. Asıl sizin tün ekipleri koordine etmesi, ora ber nesnesinden çok milletin or letvekilleri olarak aynı mesuliyet vicdanınıza beton dökülmüş. Bu kadar ucuzluk, fırsatçılık, haysida yatıp kalkması, 301 kişiyi ma tak olarak acısı gören, bu hissi sizlerin de üzerindedir. Pusuda bekleyenler: Da yetsizlik olur mu? den ocağından çıkarma işlemini yatla yansıtan medya kuruluşları Felaketin Ertesinde Soma felaketi anlaşılması, açıklanması zor, kabul edilmesi olanaksız bir sarsıntıyla büyük bir toplumsal travma yarattı. Bu, felaketin yasının tutularak, tarihe terk edilebilmesi (travmanın aşılabilmesi) için, gerek doğrudan etkilenenlerin, gerekse de toplumun bilincinde anlamlandırılması, öncelikle “adalet” duygusunun tatmin olması, sonra tekrarını önleyecek adımların atılmakta olduğu konusunda bir mutabakatın oluşması gerekecektir. Felaket karşısında oluşan çaresizlik, edilgenlik, değersizleştirilmişlik duygusu, doğrudan etkilenenlerin, toplumun bilincinden, simgesel sisteminden silinmelidir. Bu temizliğin, iyileştirmenin, bir anlamda “tedavinin” gerçekleştirilebilmesi için, öfke, acı, haklı haksız suçlamalar serbestçe ifade edilmeli, felaketin tüm boyutları, veçheleri, ilgili nedensonuç zinciri açıkça tartışılmalı “yaşanmış olan şey” tümüyle saydamlaştırılmalıdır. Bugünkü siyasi iktidar bu “temizliği”, toplumsal iyileştirmeyi gerçekleştirebilir mi? Ben, gerçekleştiremeyeceğini, aksine uyguladığı, susturucu baskı ve şiddetle bir “blokaj” oluşturduğunu düşünüyorum. Bu saptamamın arkasında, öncelikle şu gözlem yatıyor: Bu siyasi iktidar, liderliği, kazanın ardından bir iyileştirici, temizleyici kimliği ile ortaya çıkamadı, aksine kendini travmadan etkilenenler arasında buldu. “Gezi” olayındaki ruh hali geri geldi, iktidarsızlaştırılmışlık duygusuyla, hiç düşünmeden, patolojik bir şiddetle, travmayı yaşamakta olanlara yönelik bir öfke krizine girdi. Bu öfke krizi, bu iktidarın ve liderliğinin aklının istikrarını kaybettiğini gösteriyor: Açıklamalarında bir taraftan insan sorumluluğunu dışlayan takdiri ilahiye sığınmaya çalışıyor, diğer taraftan “her şeyi bozan” kötü eller arıyor. Bu ruh hali, daha fazla öfkeyi, daha fazla korkuyu, değersizleştirilmekte olma duygusunu körükleyen bir “paranoya şiddet paranoya daha fazla şiddet...” kısırdöngüsünün başladığını düşündürüyor. Bugünkü siyasi iktidar açısından ironik olan şu ki, temizliği, iyileştirmeyi gerçekleştirecek bir aktör olamadığı için, bu travmanın yaratacağı tüm tepkilerin hedefi olmaya devam edecek... Bu ironi ne yazık ki toplumun geri kalanı için geçerli değil: Toplumun geri kalanı daha fazla baskıya, keyfi şiddete, susturma çabalarına hedef olmaya devam edecek. Bu “paranoya şiddet paranoya şiddet” kısırdöngüsünü kırmak da, çok daha büyük bir toplumsal travma yaşanmadan mümkün olamayacak. O zaman bile kısır döngünün kırılmasının koşulu bu travmada iyileştirme ve temizlik işlerini üstlenecek bir toplumsal öznenin oluşmasına bağlı. Bu “özne” aslında bugün de var. Bu özneyi görebilmek için, “Yaşanan felakete kim, nedensonuç ilişkisi içinde, tarihsel zemini unutmadan, felaketten etkilenenlere karşı büyük, karşılıksız bir sevgiyle, dayanışma duygusuyla yaklaşıyor?” sorusunu sormak yeterli? Bu “özne”, Roboski, Reyhanlı katliamlarından, “Gezi”den sonra adalet arayışı içinde, 1 Mayıs’ta tarihine sahip çıkarak, tüm karmaşıklığı, renkleri ve arzularıyla birlikte kendini gösterdi. Ama bir sorun var! Geçen hafta izlediğim görüntüler arasında, felaket alanı Soma’nın, büyük kentlerde polisin göstericilere saldırma alanlarının dışında beni en çok İstanbul metrosunda yapılmış bir kayıtta rastladığım görüntü düşündürdü. Kayıtta, bir grup genç, Soma olayını, gönderme yaparak ortalıkta konuşmak isteyen bir vatandaşı, üzerine “O benim Başbakanım” sözleriyle yürüyerek susturmaya çalışıyordu. Bu sırada metro vagonundaki insanların hemen hepsi olanları tepkisiz biçimde izlemekle yetiniyorlardı. Bu “küçük bir örnek” ama toplumdaki bölünmüşlük algısına uygun olduğu, bu algıyı temsil ettiği için önemli. Birbirini izleyen toplumsal travmalar, yukarıda değindiğim “kısırdöngü”, bu bölünmüşlüğü derinleştiriyor, taraflarını hızla açık, çok şiddetli yaşanması olası bir çatışmaya doğru sürüklüyor. Bu çatışmayı, bu paranoyaşiddet kısırdöngüsünü körükleyen siyasi iktidarın önlemesi olanaklı değil. Bu nedenle yukarıda değindiğim özne kendini “şekillendirmeli”, giderek toplumun öbür yarısına, bu paranoyaşiddet kısırdöngüsünü çözecek bir dille yaklaşmanın yolunu bulmalı, bir iyileştirme ve temizleme süreci başlatmalıdır. Erdoğan grup toplantısında İsrail’e de teşekkür etti. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) BBC’DEN ERDOĞAN’A YANIT: Eleştiriye evet yalana hayır Haber Merkezi Hemen her konuşmasında yaşanan sorunlardan ulusal ve uluslararası basını sorumlu tutarak hedefe koyan Başbakan Rece Tayyip Erdoğan’a İngiliz yayın kuruluşu BBC’den tepki ve yanıt geldi. Erdoğan’ın, Soma faciası sırasında ölen madencilerin yakını olduklarını belirterek korkudan AKP’ye oy verdiklerini ama pişman olduklarını söyleyen iki başörtülü kadının BBC Türkçe’deki haberine ilişkin “İki tane figürana madenci yakını gibi rol yaptırıp dünyaya servis ediyorlar” açıklamasını yanıtlayan BBC, haberinin arkasında olduğunu duyurdu. BBC Türkçe’den yapılan açıklamada, “BBC Türkçe bu kadınlarla mülakat yapmamıştır. Fotoğrafta da görüldüğü gibi, iki kadın medyaya konuşurken görüntülerini almıştır. Madenci eşi olduklarını da teyit etmiştir. Bu nedenle haberimizin tamamıyla arkasındayız” denildi. BBC Türkçe açıklamasında muhabir lerinin “asılsız saldırıların hedefi” olduğuna dikkat çekilerek şu görüşlere yer verildi: “Soma’da hükümeti eleştiren, çoğu madenci, onlarca kişi benzer açıklamalar yapmışken, bunların bazılarıyla BBC de konuşmasına rağmen, nasılsa ilginçtir, beş kadın hedef alınmıştır. BBC tarafsızlığı, dengeli ve doğru haberciliği ilke edinmiş, buna büyük önem veren 92 yıllık bir yayın kuruluşudur. Soma faciasıyla ilgili yayınımızda hükümeti eleştirenler kadar savunanlara, muhalifler kadar hükümet yetkililerinin görüş ve açıklamalarına yer vermeye çalıştık. Eleştirilere her zaman açığız fakat yalan ve tahrifatı kabullenmemiz mümkün değil.” İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN ‘Soruşturma kapatılamaz’ Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Soma faciasında hukukun işleyeceğini söylerken Aile Bakanı İslam, ‘Sivil şehitlik üzerinde çalışıyoruz’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Soma’da meydana gelen ve 301 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili olarak Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, facia sonrası başlatılan soruşturmanın “üzerinin kapatılmasının söz konusu olamayacağını” söylerken, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, “ölen işçilerin sivil şehitlik statüsüne alınması” için çalışma başlattıklarını açıkladı. Bozdağ, Soma’da meydana gelen maden kazasının ardından, adli sürecin başladığını belirterek, “Deliller incelendikten sonra yargılama olacaktır. Bundan kimse endişe etmesin. Hukuk işleyecektir. Kimsenin bir endişesi olmasın. Soruşturmanın üzerinin kapatılması söz konusu olamaz” dedi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam da hükümetin maden kazasının ardından ölen işçilerin “sivil şehitlik” statüsüne alınması için çalışma başlattığını açıkladı. İslam, yasal düzenlemenin bugün Bakanlar Kurulu’nda son şeklini alacağını bildirdi. Yılmaz Özdil’e ağır eleştiri: Çıkmış bir insan müsveddesi, Soma’daki madencilerin bizim Manisa’da yaptığımız mitinglerde baretleri ile katılışlarını gerekçe göstererek diyor ki ‘Bunlar buna müstehaktır’. Neymiş sadece zeybek oynarken kendisi diz çökermiş. Önce sen patronunun önünde, paranın önünde, seviyesizliğin, basitliğin önünde nasıl diz çöktüğünü söyle. Sürüngen sürüngendir, ayağa kalkamaz ki diz çökebilsin. Bir başkası çıkmış, yine aynı patronun dalkavuklarından ‘ne şehit ne gazi bunlar niyazi’ diyor. Bu da bu kadar alçak. Bir başka edepsiz, ahlaksız çıkmış bunun bir musibet olduğunu, bu milletin bunu hak ettiğini söyleyecek kadar şerefini, insanlığını, haysiyetini ayaklar altına alıyor. Niye, Pensilvanya’daki örgüt liderini, bir elebaşı gibi değil hâşâ bir mehdi gibi, hâşâ bir mesih gibi görüyor. ‘Ocaklarına ateş düşsün’ dedi ya. Zavallı. Liderinin o bedduasının tuttuğuna inanıyor. Biz bu fırsatçılığa pabuç bırakmayız, bu ahlaksızlığa eyvallah demeyiz. Bizim kültürümüzde buna nebbaşlık denir, mezar soygunculuğu denir. Suriyeli aramak istediler: Bir grup geldi oraya, Taner bakanımla görüşmeye. Şu anda bunlar bu parlamentoda. Neymiş, ocakta Suriyeliler varmış, ocağa girip tespit edeceklermiş. Adama bak. Enerji Bakanı ‘Burada Suriyeli yok’ diyor. Kendi bakanının söylediğine inanmıyor. MHP lideri Bahçeli’den Başbakan Erdoğan’a Soma tepkisi: Ringe çıkmış boksör gibisin ‘Fıtratında tokat ve küfür var’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Soma faciasının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyareti sırasında yaşananlara tepki gösterdi. Bahçeli, grup toplantısında yaptığı konuşmada Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a hareketinden evvel İstanbul’da bulunan ve yabancı komiserlerin şamar oğlanına dönüşmüş teslimiyetçi güruhun 95 yıl sonra bugünkü iktidarda tıpa tıp vücut bulduğunu belirtti. Soma’da yaşanan facia sonrasındaki çalışmalarından dolayı başta Enerji Bakanı Taner Yıldız olmak üzere tüm ekibe teşekkür eden Bahçeli, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba u Başbakan Erdoğan’ın Soma’daki faciayla ilgili “Bunlar olağan şeylerdir, fıtratında bunlar var” demesinin acımasız ve kalpsiz bir şahsiyetin zırvası olduğunu belirten Bahçeli, ‘’Başbakan’ın fıtratında önüne gelene tokat atmak, suçsuz vatandaşlarımıza küfürler savurmak var’’ dedi. kanı Faruk Çelik’in mart ayındaki maden denetiminde bir sorun belirlenemediği yönündeki açıklamasına tepki gösterdi. Başbakan Erdoğan’ın Soma’daki faciayla ilgili “Bunlar olağan şeylerdir, fıtratında bunlar var” demesinin acımasız ve kalpsiz bir şahsiyetin zırvası olduğunu belirten Bahçeli, şunları dile getirdi: “Bu nasıl bir fıtrattır ki, sürekli olarak madencilerimizi bulmaktadır? Başbakan’ın fıtratında hortumlayarak zengin leşmek; Somalı madencinin fıtratında toprak altında can vermek vardır. Başbakan’ın fıtratında koruma ordusuyla gezmek, önüne gelene tokat atmak, suçsuz günahsız vatandaşlarımıza galiz küfürler savurmak; Somalı madencinin fıtratında kömürden rızkını çıkarırken zehirlenmek vardır. Başbakan’ın fıtratında aşağılık müşavirlerinin yerde kıvranan insanlara tekme vurması; Somalı madencinin fıtratında ödenmeyen banka borç ları vardır. Bu nasıl bir fıtrattır? Erdoğan Soma’da terör estirmiştir. Neredeyse uluorta vatandaşlarımızla yumruk yumruğa kavga etmeye bile niyetlenmiş, ringe çıkan boksörler gibi gardını almıştır. Başbakan’da merhamet, anlayış, tolerans kalmamıştır. Her tepkiyi darbe olarak gören ucube bir fıtrata mahkum olmuştur. Utanmasa Soma’daki maden felaketini paralel örgüte dahi havale edecek, iş kazasını sabotaj olarak yorumlamayı artırarak sürdürecektir.” Bahçeli grup toplantısının ardından TBMM’deki makamına çıkarken Enerji Bakanı Yıldız yanına gelerek kendisi hakkındaki konuşmasından ötürü teşekkür etti. [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle