27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MAYIS 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Faciadan kurtulanların anlatımı ile yakınlarını kaybedenlerin öyküleri yürekleri dağladı 5 madencilik zor iştir...” Başbakan Erdoğan’a bir gazeteci sormuştu, katliamla ilgili... Başbakan, şöyle yanıt vermişti: “Siz madenciliği bilmiyorsunuz...” 1800’lü yıllar, 1900’lerin Geriye acı kaldı Haber Merkezi Soma’daki maden faciasının ardından geriye sadece acı kaldı. Babasını, eşini, kardeşini, oğlunu kaybedenlerin gözyaşları kaldı. Bir de faciadan kurtulan madencilerin anlatımlarıyla, yakınlarını kaybedenlerin yürek dağlayan öyküleri kaldı. İşte onlardan birkaçı... Soma faciasında madenden çıktıktan sonra tedavi gördüğü hastaneden dün taburcu edilen 27 yaşındaki Arif Dudu, yoğun duman nedeniyle bayılıp yere düşen ve yaşamını yitiren iş arkadaşlarının üzerinden sürünerek 8.5 saatte dışarı çıkabildiğini söyledi. Korku dolu 8.5 saati anlatan Dudu, şunları söyledi: “Yakın bir alanda bildiğimiz ve kaçamak dediğimiz yer vardı. Hemen yönelip 3040 işçi buraya girdik. Oradaki oksijen azalıp bazı arkadaşlarımız bayılmaya başlayınca oradan ayrıldım. Baygınlıktan yere düşüp ölen arkadaşlarım sebebiyle yürümek mümkün değildi. Arkadaşlarımın cesetleri üzerinden sürünerek daha önceden bildiğim 500 metre ilerideki oksijen tüplerinin bulunduğu alana yöneldim. Bazı arkadaşlarım can çekişiyordu. Biriki kişiyi taşımayı denedim, başaramadım. Ardından 12 kilogram ağırlığındaki sanayi tipi oksijen tüpünün bulunduğu ye Vicdansızsınız!.. Utanmak yok, sıkılmak yok... Tüm televizyonlar canlı yayın yapıyor, beyzadeler, emeği çalanlar, devletin maden kömürünü kiralayıp, hiçbir güvenlik önlemi almadan işçileri ocağa sokanlar... Yok tüm güvenlik önlemlerini almışlar, yok sigortasız işçi çalıştırmamışlar, yok 18 yaşını doldurmamış işçi yokmuş. Beklediler, cenazeler gömülsün, ortalık yatışsın, imamlar Soma’ya gelip acılı ve öfkeli insanları sakinleştirsin: “Madende ölenlerin hepsi şehit düştü, cennetin bahçelerine gitti, kışkırtmalara gelmeyin!” Kimse konuşmayacak, gerçekleri açıklamayacak... Muhteremler taşeron değilmiş, şirketmiş, taşeron işçileri yokmuş... Yahu sen orayı devletten kiralıyorsun, çıkardığın kömürleri yine devlete satıyorsun... Özelleştirme var mı? Yok ama madeni kiralama var! Alıcın kim? Devlet! Taş atıp kolun yorulmuyor, devlet ne kadar kömür çıkarırsan senden alıyor... Yeme de yanında yat! Birazcık vicdanın olsa, gerçekleri anlatsan, “hatalıyız” desen ne olacak? Sendika başkanları, maden ve elektrik mühendisleri başkanları yalancı, sen doğrucu Davut öyle mi! HHH AKP iktidarının AK sermayesi kapkara çıktı, kömür karası varmış vicdanlarda, kömür... Kendi sermayesini en az Reza kadar seviyormuş, minareyi çalan kılıfını hazırlarmış. Doğru! Minareli şiiri biliyorduk zaten, kutucukları, altınları, çelik kasaları, 700 bin liralık saatleri, talanı, yalanı... Toroslar’dan Tunceli Ovacık’a; Bergama’dan Erzincan İliç’e dek “çokuluslu altın avcıları”nı... Yağmayı! Hukuksuzluğu! Bir dönem çıkartılan yasalar, kararlar “demokratikleşmeydi”, şimdi ise “demokratikleşmeme” oldu. Reza’ya başka Reza’lar eklendi... Yasal iş! Madenin patronu çıkmış, şakır şakır ötüyor... Gazeteciler soruyor, onlar masal anlatıyor! “Size madenciliği anlatalım, GÖZYAŞLARIYLA TOPRAĞA VERİLDİLER re ulaşmayı başardım. Burada üç işçinin tüpü açıp oksijen aldığını gördüm. Beni de yanlarına aldılar. Oksijen tüpü ile hava alıp yaşam mücadelesi verirken bir iki metre ilerimizde baygınlık geçiren bir arkadaşımızı gördük. Onları da yanımıza alarak hava almasını sağladık. Gördüğümüz bazı yarı baygın arkadaşlarımıza da hava vererek sürünmeye devam ettik. Daha sonra makinelerin çalışmasını sağlayan havalandırma borularını gördük. Onlardan delik açarak hava aldık. Sonra da temiz hava gelmeye başladı. Ardından kurtarma ekipleri bana ulaştı. Beni sırtlarında yarı baygın vaziyette dışarı çıkardılar, hastaneye götürüldüm. Benim olduğum gruptan sadece 4 kişi birlikte çıktık. Geride kalan arkadaşlarımın ne olduğunu bilmiyorum. Başka bir iş bulursam madene dönmem, ama iş yok. Geri dönmek zorundayım.” Ahmet Çelik Adana’da toprağa verildi ‘Şükür oğlumun 3 kardeşten biri çıkabildi ‘Kocamı almadan gitmem’ Maden faciasında, aynı vardiyada beraber çalıştığı iki ağabeyini kaybeden 18 yaşındaki işçi, kurtulduğuna sevinemedi. Mehmet Emin ve ağabeyleri Fedai (22) ile Özcan Bozdağ (25), beraber büyüyüp okula gitti ve aynı işyerinde çalıştı. Aynı vardiyada ocağa inen kardeşlerden Mehmet Emin Bozdağ, olaydan yara almadan kurtuldu. Ağabeylerinin ise cansız bedenleri çıkarıldı. Ağabeylerinin cenaze törenlerinde büyük üzüntü yaşayan Mehmet Emin, “İlk patlamada içerideydim ama hava girişinde olduğum için kurtuldum. Ağabeylerim ise hava çıkışında olduğu için kurtulamadı. Ağabeylerimle aramda sadece 5 dakikalık mesafe vardı. Ben kurtuldum ama onlar içeride kaldı. Onlara yardım etmek için içeri girecektim ancak beni bırakmadılar. Vardiyada 750800 kişi vardı ve pek çoğu ölmüş.” Eşi Mustafa Korkmaz için olay yerine koşan ve 3 gündür buradan ayrılmayan Sema Korkmaz, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın dakikalar süren çabası sonucu evine dönmeyi kabul etti. Genç kadın, eve gitmesini isteyen Yıldız’a, “Arayan yok, soran yok” sözleriyle dert yandı. Israrla 3 gündür burada sabahladığını ve “Eve gitmem. Ben kocamı almadan gitmem” diyen madenci eşinin evine dönmesi ve eşinin ilk evliliğinden olan 9 yaşındaki Ali Berkay’ın daha fazla “perişan” olmaması yönündeki ısrarlar üzerine “Ona ne diyeceğim. ‘Babam gelsin’ diyecek, ben ne diyeceğim ona” şeklinde karşılık verdi. Bakan Yıldız’ın ve madenci eşini ikna çabaları dakikalarca sürdü. Sema Korkmaz, Yıldız’ın “Sen gelmeden çıkartmayacağız” sözleri üzerine ikna oldu. SOMA (Cumhuriyet) Yaşamını yitiren İsa Saydan Soma’daki maden facia(27) için Ordu’nun Korgan ilçesında yaşamını yitirenlesinde düzenlenen törende gözrin gözyaşlarıyla toprayaşları sel oldu. Babası Muhitğa verilmesine dün devam tin ve kardeşleri Musa, Ümit ile edildi. 8 yaşındaki kardeşi Enes, MerYanlışlık sonucu kez Camisi’ne taziyeleri kabul Balıkesir’in İvrindi ilçesinetti. Baba Saydan, “Allah’a şüde toprağa verildiği ortakürler olsun. Ben oğlumun ceya çıkan işçilerden 28 yanazesini buldum, getirdim. En şındaki Faruk Karahan’ın azından mezarını görüyorum” cenazesi, dün memleketi dedi. Nişanlı olan Saydan’ın 3 Manisa’nın Kırkağaç ilçesiay sonra düğün yapacağı öğreFaciada yaşamını yitine getirilerek Kayapa Manildi. Küçük Enes’in gözyaşları hallesi Mezarlığı’nda tekrar ren Yunus Yılancı’nın ce yürekleri dağladı. nazesi, Balıkesir’in SaMadenci Ahmet Çelik (34) için toprağa verildi. Karahan vaştepe ilçesinde topra de Adana’nın Sarıçam ilçesinsanılarak burada toprağa verilen Sami Yıldırım’ın ce ğa verildi. Evli ve bir ço de cenaze töreni düzenlendi. 3 nazesi de, mezar açıldıktan cuk sahibi olduğu öğreni yaşında Zeynep adında bir kılen işçinin görme engel zı olan madencinin cenazesi basonra memleketi Kınık’a li babası Ramazan Yılan ba evine getirildiğinde eşi Güligötürülmüştü. Maden işcı, yakınlarının desteğiyle çileri Osman Özgün (28) zar, annesi Naciye, babası Osayakta durabildi. ile dayısının oğlu Aydın man Çelik gözyaşlarına boğulÖzgün’ün (42) cenazeleri du. Çelik’in ev parası biriktirmek de, memleketleri Bartın’da toprağa verildi. için madende çalıştığı öğrenildi. cenazesini buldum’ başları... İngiltere ve Amerika madenlerindeki iş kazaları... Yıl 2014... Üçüncü Dünya ülkelerinde oluyor bu tür maden cinayetleri... Almanya’da 65 yıldır madenlerde iş kazası olmadı! Peki, Türkiye’de ILO standartlarına uygun İş Güvenliği Yasası var mı? HHH Ne kadar güzel gidiyordu işler... Örgüt, çete, paralel devlet, haşhaşi, hainler... İnlerine kadar girmek! Çete olarak adlandırılan polis şefleriyle, savcılarla, yargıçlarla birlikte en kritik görevleri birlikte yapmışlardı... Tamam, dedikleriniz doğru! Kaç polisin silahı alındı, kaç savcı ve yargıç yer değiştirdi? Geçiniz bunları... Devletin istihbaratı elinizde, bulun şu hainleri, hesap sorun paralel devleti oluşturanlardan... Ses yok! Bugün aynı iktidar, Başbakan, bakanlar kendi sermayesine kefil oluyor Soma’da... Madenin patronu, genel müdürü, tüm sorumluları aynı şeyi söylüyor: “Suçumuz yok!” Avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum: “Katliam yapıldı...” Hırsız var, katil var! Emek hırsızları bunlar! 300 emekçi öldü, farkında mısınız beyzadeler! HHH İktidar kendi sermayesine hep kefil... Peki 18 yaşını doldurmuş, doğru dürüst eğitim verilmeden Soma’da ya da başka maden ocaklarında yeraltına indirilmiş kaç genç var bugün... Ölenler için “güzel öldüler” diyen bilim insanı kılıklı vicdansızlar, Başbakan’a tepki gösteren yurttaşa tekme atan o Başbakanlık danışmanına ne denir? Tekmelenen kişi madende çalışanın bir yakını... Tekme atan genç adam, içinde nasıl bir duygu var senin? Bu kibir, küstahlık sadece sende değil... Bu katliama “iş kazası” diyen herkeste var! Yaslı, acılı bir kent Soma... Madenden başka çalışacak işkolu yok o yörede... Kırkağaç, Kınık, Savaştepe, Biga, Bandırma’da... Vicdansızsınız, vicdansız! İZLENİM / SERDAR KIZIK Gerçeğin aynası Soma!.. SOMA Soma, halkın gözünde de diktanın ve despotizmin deşifre olduğu bir arenadır artık!.. Özelleştirme politikalarının, taşeronluk sisteminin çöktüğü bir sahnedir. Teşhirdir! Madenci, kralları soymuştur, çıplak bırakmıştır. Acıların kentinde suçsuz, günahsız bir Somalıyı tokatlayan, “Sıkıysa gel burada yuhala” tavrıyla acılara posta koyan Başbakan Erdoğan’ın ve AKP iktidarının iflasıdır! TOMA’lar, Soma’nın ateşini söndüremez çünkü... Çocuklarını kör kuyularda bekleyen acılı ailelerin bile kovulduğu maden sahasına, koruma ordusuyla gelen ve tepkilerle karşılanan Cumhurbaşkanı Gül’ün yalnızlaştırılmasıdır... İstifa nedir bilmeyen bakanların bittiği yerdir... Anlaşılmıştır, Soma Holding’in yalanlarının çöktüğü, sermayenin gerçek yüzü bir kez daha sergilenmiştir çünkü. Beşyol’daki kahvede basın toplantısını izleyen madencilerin hep bir ağızdan, “yalancılar” diye bağırdığı holdingin açmazıdır. Madenin dibine inmiş midir hiç bilmem ama halkın değerlendirmesine bakılırsa, mavra okuyan, masal anlatan patronun yerin dibine girdiği yerdir... Ter dökülen kara kömüre kan bulaşmıştır büyük bir katliamla... Derin güçlerin sahnesidir; yardım için koşanlarla Somalıları karşı karşıya getirmek isteyenlerin... Esnafa, “Dışarıdan gelenler dükkânlarınızı taşlayacak” deyip halka turuncu şapka dağıtanların, tezgâh kuranların... Yandaşlığı, yalakalığı sürdüren bazı medyacılar açısından utanç sahnesidir. Yönetim aczidir, tarifsiz bir acı, çaresizlik, yalan, yalnızlık, öfke ve derin bir suskunluk aynı zamanda. Çünkü yaşamları çukurda geçen, soluksuz bedeni toprak altındaki madencilerden daha derin çukurlara gömülmüştür katliamın sorumluları... İsyan da var, iktidarın yersiz şiddetine karşı haklı bir öfke de. Halk TV’de Uğur Dündar’ın “Halkın Arenası” programında gerçekleri anlatan madencilerin, işsizliği de göze alarak korkunun eşiğini aştığı yer burası. Çaresizliğe boyun eğilmemiştir. Ersin Ayrancı’nın, birlikte 30 kişiyi kurtardıktan sonra yeniden kuyulara girip bir daha çıkamayan mühendis arkadaşı Sinan Yılmaz’ı unutturmamak için gösterdiği çaba, insanlık efsanesidir. Acıları paylaşmak için İstanbul’dan kalkıp Soma’ya gelen ancak madene gidişte yolları kesilen Beşiktaş’ın “Çarşı”sı için vefadır. Siyah beyazlı atkıların, formaların yan yana dizildiği toplu mezarlıkta Fenerbahçe formasıyla dua eden delikanlı için de aynı duygu geçerlidir. Ölenlere mezar kazmak için yeniden kazmayı eline alan 78 yaşındaki emekli madenci Necati Ukuş için, bir zamanlar çıkardığı kömürlerden daha kara günlerdir. Yeraltından taşınan cansız bedenlerin yüzüne, sanki yaralıymış gibi maske takanlar ve taktıranlar içinse utanç günleri... Soma her şeydir kısaca, Türkiye gerçeği. Caddelerdeki “başımız sağ olsun” sözcüklerinin yazıldığı siyah zeminli panolarda yer alan Ahmed Arif’in dizelerine göre şimdi Soma : “Ölüm bu, fukara ölümü, Geldim, geliyorum demez. Ya bir kuşluk vakti, ya akşamüstü, ya da seher, mahmurlukta, Bakarsın, olmuş olacak...” Aynı madende çalıştığı babası için ocak girişinde nöbet tutuyor En zor bekleyiş EMRE DÖKER Faciada hayatını kaybeden Hayrullah Baygül’ün (24) eşi Zemine Baygül, kocasının 3 yaşında olan ve 1.5 yıldır solunum yetmezliği ne deniyle tedavi gören çocuklarının tedavi masraflarını karşılamak için çalıştığını söyledi. Baygül, “Onun hastane giderlerini karşılamak için paraya çok ihtiyacımız vardı. Eşim, çocuğumuzun tedavi giderlerini karşılamak için Soma’daki kömür Çocuğunun tedavisi için.. madeninde çalışıyordu. Eşimi kaybettik, bizi yalnız bı raktı. Be nim durumum, eşi min aile sinin du rumu bel li. Çocuğumun tedavi masraflarını tek başıma karşılayamam. Bu nedenle devletimizden yardım bekliyorum. Aylık 750 ila bin lira arasında hastane giderimiz oluyor” dedi. Baba Bayram Baygül ise “Tek çocuğum Hayrullah’tı” dedi. SOMA Haftalık izni nedeniyle kazadan sağ kurtulan Muhammet Kilit (27), aynı madende babası Ali Kilit’i kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyor. Muhammet, madenin girişinde hâlâ bulunamayan babasının nöbetini tutuyor. Kafasında bareti, üzerinde madenci tulumuyla facianın yaşandığı madenin kenarında başını vince yaslamış, en azından babasının ölü bedeni ne ulaşılmasını bekliyor. Kilit, kazada içerde kalanların arasında babası olduğu için arama kurtarma çalışmalarına katılmasına izin verilmediğini de söylüyor. Babasının emekli olduğunu ancak ekonomik koşullar nedeniyle sadece 6 ay emeklilik yaşayabildiğine dikkat çeken Kilit, “Kaza olduğu gün izinliydim. Öyle olmasaydı şimdi ben de ölmüştüm. 19 arkadaşımı kaybettim” dedi. Kilit, çalışma koşullarına ilişkin de şunları söylüyor: “İşsiz kalmaktan korkmuyorum. Biz işçiyiz, köle değil. Çalışma koşullarımız düzeltilmelidir. Ben 1500 lira alıyorum. Yorgunluktan işe gidemeyince maaşımızdan kesiyorlar. Maaşımız 900 liraya düşüyor. Burada hiçbir kural uygulanmıyor.” Erdoğan ‘tekmecisi’yle saf tuttu İstanbul Haber Servisi Soma faciası için İstanbul’da dün birçok ilçede gıyabi cenaze namazı kılındı. Başbakan Tayyip Erdoğan da Eyüp’te kılınan gıyabi cenaze namazına katılarak ölenler için saf tuttu. Eyüp Sultan Camisi’nde cuma namazını kılan Erdoğan daha sonra Soma’da hayatını kaybeden işçiler için kılınan cenaze namazına katıldı. Erdoğan, kılınan namazların ardından açıklama yapmadan ayrıldı. Soma’da bir yurttaşa attığı tekmeyle gündeme gelen, 7 günlük rapor aldığı açıklanan Özel Kalem Müdürü Yusuf Yerkel, Eyüp Sultan Camii’nde cuma namazı kılan Erdoğan’ın yanındaydı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle