27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 MAYIS 2014 CUMARTESİ 14 DIŞ HABERLER [email protected] Soma faciasını ve hükümetin tutumunu mercek altına alan dünya basınındaki yorumlarda, 2002’den beri iktidarda olan Erdoğan ve partisinin, inşaat ve maden şirketleriyle olan ‘sıkı ilişkileri’ nedeniyle her kötü olayda suçlanacağı belirtiliyor ‘Otoriter Erdoğan’a yeni darbe’ Dış Haberler Servisi Türkiye, Soma faciasında ölenlerin yasını tutarken dünya basını, hükümet yetkililerinin tutumunun ülke genelinde öfkeyi tırmandırdığını yazıyor. Amerikan New York Times gazetesi “Halk arasındaki memnuniyetsizlik artıyor” başlıklı haberinde, Özel Kalem Müdür Yardımcısı Yusuf Yerkel’in bir protestocuyu tekmelerken görüntülendiğini, “halkın, sorulara yanıt vermekten aciz gibi görünen hükümet yetkililerine öfke dolu” olduğunu yazdı. Wall Street Journal gazetesi de, madenle ilgili olarak CHP’nin verdiği araştırma önergesinin iktidar partisince reddedilmiş olmasının öfkeyi daha da büyüttüğünü belirtti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Soma’daki açıklamalarına da dik kat çekilen gazetenin haberinde “Cumhurbaşkanı’nın tonu ve duyguları, Erdoğan’ın meydan okuyan tutumu ile tezat oluşturdu” yorumu yapıldı. Gazete, Başbakanlık Özel Kalem Müdür Yardımcısı Yerkel’in bir protestocuyu tekmelemesinin ardından yayınlanan videoların, Erdoğan’ın itişip kakışma sırasında bir göstericiyi bizzat ‘Kasımpaşalı Haylaz’ Soma’da... Soma marketindeki kâbus görüntülere bakarken “buraya nasıl geldik?” diye düşünüyorum... Filmi başa, “kabadayı Recep Tayyip Erdoğan karizmasının” inşasına sarıyorum... Hürriyet’te 16 yıl önce okuduğum bir yazı aklıma geliyor. Tarih “10 Temmuz 1998”, Ertuğrul Özkök genel yayın müdürü... Amiral gazetenin amiral yazarı şu başlıkta bir yazı kaleme alıyor: Kasımpaşalı Haylazın Brando Olarak Portresi... Kasımpaşalı Haylaz ve Brando! O yılların rakipsiz güç simsarı Özkök’ün; Holywood’un karizma simgesi Brando ile “Kasımpaşalı Haylaz”ı nasıl yan yana getirdiğini merak ediyorum... İstanbul Belediye Başkanı Erdoğan’la kısa süre öncesinde kendim bir söyleşi yapmışım... “Demokrasi amaç değil araçtır” açıklamasıyla tarih yazan röportaj boyunca düşünülebilecek en tavizsiz “Milli Görüş kimliğini” ortaya koyan siyasetçinin hoşlanmadığı sorular karşısında aldığı sert tavra ve başka hiçbir politikacıda rastlamadığım ölçüsüz tepkilere doğrudan tanık olmuşum... Çok ihtiraslı olan siyasetçi bir süre sonra Türkiye’yi sarsan “Minareler sürgümüz/Kubbeler miğferimiz/Camiler kışlamız/Müminler askerimiz” şiirini okumuş, başı derde girmiş. Fazilet’te bir liderlik mücadelesi filizlenmiş, Erbakan mı, Erdoğan mı tartışmaları yapılıyor... Özkök yazısını işte bu kritik zamanlamayla yazıyor; yükselen genç lider adayını bariz biçimde parlatmaya girişiyor. Hürriyet yazarları da liderlik tartışmasında ErdoğanErbakan arasında bölünmüşler. Özkök ağırlığını Erdoğan’dan yana koyuyor... Kafama “işaret fişeği”, “kilometre taşı”, bir “dönüm noktası” olarak kazınan ve “şirinlik nişanı” baabından “haylazlığın” nasıl olup da yakıştırıldığını anlamadığım için asla unutmadığım ve Erdoğan’ın kendini kaybettiği her öfke anında hatırladığım o müthiş yaratıcı yazıda Özkök, 5 yıl sonrasında Başbakanlık koltuğuna oturacak Türkiye’nin yeni İslamcı liderini “yeni Özal” diye cilalıyor: “ ‘Kasımpaşalı haylaz’ sıfatı bana ait değil... Milli Gazete’de yuvalanan bir ekibin onun için kullandığı bir niteleme. Onlar Tayyip Erdoğan’ı yıpratmak için bu sıfatı bulmuşlar. Ama Erdoğan bu nitelemeden gocunmuş görünmüyor. Tam aksine keyifle üstüne alıyor ve ‘Zaten haylaz olunmazssa bu işler yapılamaz. Batıp çıkmak haylaz insanların işidir’ diyor... ‘Bölünen Hürriyet yazarlarının’ bir bölümü Erdoğan’ı Erbakan’dan radikal buluyor. Benim bulunduğum küçük grup, aksi görüşte. Erdoğan dikkatli ve yumuşak bir üslup kullanıyor. Hayat tarzında Fazilet’in kravatlı kanadını temsil ediyor. Ama... ‘Demokrasi araçtır’ sözü peşini bırakmıyor... Hatta ‘Demokrasi tramvaydır...’ dediği söylenmişti. Burada danışmanı Sadık Albayrak devreye giriyor. ‘Siz bir ara Tayyip Bey’in İhtiras Tramvayı’na bindiğini yazmıştınız. Bir İhtiras Tramvayı varsa, başkan orda (muhafazakâr) Karl Madlen değil, (delidolu, serseri) Marlon Brando’dur... (Karl Madlen mi, Marlon Brando mu...derken)’ Hangisi Tayyip Erdoğan’a daha uyar? Sadece Fazilet Partili bir kişilik olarak bakarsanız belki Karl Madlen. Ama İstanbul Belediye Başkanı futbolcu ve Kasımpaşalı biri olarak bakarsanız... O zaman belki Marlon Brando. Yani haylaz Kasımpaşalı... Yükselen lider adayı olarak Tayyip Erdoğan’ın siyasi portresi iki ayak üzerinde duruyor. Rahmetli Özal da böyle değil miydi?” Diyeceksiniz... 16 yıl öncesini temcit pilavı gibi öne sürmenin ne yararı var? Bugün 20’lerini süren gençler, bu yazıların kaleme alındığı tarihte çocuktu. Frankenstein’ın nasıl yaratıldığını bilmiyorlar... TBB Başkanı’nın kürsüdeyken üstüne yürüyen, TC tarihinin en korkunç maden kazasında sevdiklerini yitiren acılı insanları teskin etmek yerine kriz çıkaran; etten barikatla yürürken protesto eden insanlara “Gel de yanımda yuh çek!” dayılanmasına girişen, “İsrail dölü, ne kaçıyorsun?” şeklinde küfürler eden, galiz üslubuyla ülkeye örnek olan ve yardımcılarının, müşavirlerinin yol ortasında şiddet uygulamasına, adam tekmelemesine sessiz kalan, kendisi bizzat kameralar önünde kafa kol girişen “Kasımpaşalı Haylaz” Frankenstein’ı böyle işte üzerine bir Marlon Brando cilası çekilerek gözler önünde yaratıldı. Yaşlı, genç bunu bilmeli. Bilenler unutmamalı ve hatırlamalı... Böyle tabii çok yazı var. Arşivde onlarcasını bulurum. Ama günün deyimiyle girişilen büyük “algı operasyonunun” Goebbels becerileriyle tetiklenen “Kasımpaşalı Haylaz” güzellemesine, bugün... 2014 Mayısı’ndan geri dönüp mim koymadan geçemeyeceğim. Yol boyu yalakalar, liboşlar, yandaşlar, “yetmez ama evet”çiler sonra kervana katıldılar, bu “algı operasyonunu” dallandırıp budaklandırıp kitlelere mal ettiler. “Kasımpaşalı haylaz” imajı işte böyle şişirildi; “one minute”le zirve yaptı, kontrolden çıkan versiyonuyla önümüze dayandı. Dünya şimdi iki sorunun cevabını arıyor: 1. Bunca mütecaviz, skandallarla malul bir hükümet başkanı nasıl oluyor da hâlâ oy topluyor ve popülaritesini koruyor? 2. Erdoğan tüm bunlara rağmen cumhurbaşkanı olacak mı? İlk sorunun yanıtını “Kasımpaşalı Haylaz”a düzülen övgüler ve selamlarda aramak lazım. İkinci sorunun yanıtını henüz bilmiyoruz. Ama “haylazlık” kontenjanından RTE’ye bir Brando karizması biçilen ülkede her şey doğaldır ve olur. B aşbakanlık Müşaviri Yerkel’in bir protestocuyu tekmelemesi ve Başbakan’ın Soma’da bir kişiye vurarak “İsrail dölü” dediği iddiası, “Erdoğan halkın öfkesiyle yüz yüze” yorumlarına yol açtı. Gezi eylemleri sırasında çizdiği karikatürlerle tanınan Brezilyalı karikatirüst Carlos Latuff bu kez Soma’yı çizdi. tokatlayıp tokatlamadığı konusunda ülke genelinde tartışmaları da beraberinde getirdiğini yazdı. Los Angeles Times gazetesi ise “Türk Başbakanı maden felaketi konusunda savunmada” başlığını attığı haberde, “hükümet ile maden sahipleri arasındaki yakın samimi ilişkilerin” soru işaretleri yarattığını, Erdoğan’ın başka ülkelerdeki maden kazalarını örnek vermesinin tepki çektiğini kaydetti. Washington Post gazete si de Başbakanlık Özel Kalem Müdür Yardımcısı Yerkel’in bir protestocuyu tekmelemesinin Erdoğan’ın problemlerinin “sadece başlangıcı” “aysbergin görünün ucu” olabileceğini vurguladı. Yazıda, “ulusal trajedi söz konusu olduğunu bir hükümet yetkilisinin kaçınması gereken şeyler olduğuna” dikkat çekerek, Yerkel tekme atarken çekilen fotoğrafların sosyal medyada on binlerce kez tıklandığını yazdı. Gazete, ardından Erdoğan’ın, kendisini babasının katili olmakla suçlayan bir genç kızı tokatladığı iddiasının geldiğini vurguladı. İngiltere’de yayımlanan Economist dergisi Soma faciasını “Yeraltında ölüm: Soma’daki traje ALMAN SOL PARTİ’DEN DAĞDELEN ‘Başbakan alay ediyor’ Dış Haberler Servisi Soma faciasına Almanya’daki Türk kökenli siyasiler de duyarsız kalmadı. Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir “Facianın ve özellikle de hükümetin olası sorumluluklarının soruşturulması gerekmektedir” açıklamasını yaptı. Almanya’da Sol Parti’nin Federal Meclis grubunun uluslararası ilişkiler sözcüsü Sevim Dağdelen de Başbakan’ın “Bunlar olağan şeyler. Bu işin fıtratında var” açıklamasını eleştirerek bu sözlerin “kurban ve yakınlarını alaya almak” anlamına geldiğini söyledi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise Londra’da CNN International muhabiri Christiane Amanpour’un sorularını yanıtladı. Davutoğlu, Başbakan’ın Soma’da protesto edilmesiyle ilgili olarak, “Başbakan bütün bu acıları yüreğinde hissediyor. Herkes bilir ki başbakanımız her zaman halkının yanındadır ve her zaman halkının acısını hisseder. Aksi takdirde son 10 yıldaki 8 seçimde bu kadar destek almazdı.” ABD’de bulunan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de iş güvenliği konusunda Türkiye’nin “dünyada en kötü üçüncü ülke olduğunu” düşünmediğini söyledi. di siyasette de hissediliyor” başlığıyla verdiği haberde, “Türkiye Başbakanı Erdoğan, ülke tarihindeki en kötü endüstriyel kazanın ardından, halkın öfkesiyle yüz yüze... Facia, geçen yaz ülkeyi sarsan protestolar benzeri yeni gösterilere yol açabilir” denildi. Dergi, “Bunlar, 30 Mart’taki yerel seçimlerdeki galibiyetle sevinen ve gözünü ağustosta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine dikmiş olan Erdoğan için tatsız haberler” yorumunu yaptı. Independent gazetesi ise deneyimli Ortadoğu muhabiri Patrick Cockburn’ün Soma’daki facianın siyasi etkilerini incelediği bir analiz yayımladı. “Trajedi Erdoğan’ın otoriter yönetimine yeni bir darbe” başlıklı yazıda, “Erdoğan ve partisi, facianın bir kısım sorumluluğunu her zaman üzerinde taşıyacaktır, çünkü 2002’den beri iktidardalar, inşaat ve maden şirketleriyle olan sıkı ilişkileri de biliniyor. Polisi, orduyu ve yargıyı başarıyla parçalayarak her şeyin üzerinde bir otorite yarattı. Ama bu durum aynı zamanda onun Soma gibi her kötü olayda suçlanacağı anlamına da geliyor” denildi. Financial Times gazetesinin Soma’dan bildiren muhabiri de, yakınını kaybetmiş birçok kişinin yöneticilerin faciaya karşı “hissiz” yaklaşımdan yakındığını ve kızgınlığın giderek arttığını vurguladı. Gazete, geçen çarşamba akşamı bölgeye giden Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na “Hiç utanmanız yok”, “Hepiniz yalan söylüyorsunuz” gibi sözlerle tepki gösterildiğini bildirdiği yazısını “Soma’yı TOMA ile söndürebilir misiniz?” sloganıyla bitirdi. Üçüncü sayfasını tamamen Soma faciasına ayıran Guardian gazetesi, yerel maden sendikasından bir işçinin şu sözlerine yer verdi: “Acımız öfkeye dönüşmeye başladı. Başbakan buradaki sözleriyle ne demeye çalışıyor? Hükümet hatalarını kabul edip arkamızda duracağına buraya gelip acımızla dalga geçiyor.” Başbakan Erdoğan’ın Soma’da uğradığı protestolar sırasında girdiği markette yaşananları gösteren yeni video dünya medyasında da yer buldu. Erdoğan’ın markette bir kişiye vurduğu ve “İsrail dölü” dediği öne sürülen görüntüler İsrail sitesi Jerusalem Online, Alman sitesi The Algemeiner’da da yayımlandı. Dünya Yahudi Kongresi’nin internet sitesi de olayı haberleştirdi. İşaret fişeği ilk yazı ‘İsrail dölü’ New York ve Londra’nın Trafalgar Meydanı’nda Soma faciasından dolayı hükümeti protesto eylemleri vardı. Dünya basınının faciaya yoğun ilgisi sürüyor. (Fotoğraflar: DHA) Dünyanın en büyük demokrasisi sağa kaydı Dış Haberler Servisi Dünyanın en büyük ve uzun genel seçimlerine sahne olan Hindistan’da ilk sonuçlara göre, muhalefetteki Hindu milliyetçisi Narendra Modi liderliğindeki Bharatiya Janata Partisi (BJP) kazanan taraf oldu. Modi’nin zaferi, bağımsızlığından bu yana ülke siyasetinin ana aktörleri olarak görülen NehruGandhi ailesinin kuşaklar boyu içinde yer aldığı Kongre Partisi’nin 10 yıldır sürdürdüğü iktidarına büyük darbe olduğu yorumları yapılıyor. Hindistan Seçim Komisyonu, 9 aşamalı genel seçimlerden alınan ilk sonuçlara göre, BJP’nin parlamentoda 280 sandalye kazandığını açıklarken yerel basında çıkan haberlerde, BJP’nin ittifak yaptığı partiler ile 543 sandalyeli mecliste 330’dan fazla sandalyenin sahibi olacağı savunuldu. BJP’nin son 30 yıldır ülkede seçimlerde en yüksek oyu olan parti olduğu iddia ediliyor. Mec Obama Gül’ü aradı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD Başkanı Barack Obama, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmesinde, Soma’daki maden faciasından duyulan derin üzüntüyü dile getirdi, Amerikan halkının Türk halkının acısını paylaştığını söyledi. Cumhurbaşkanlığı’ndan alınan bilgiye göre Gül, Soma’daki maden faciası nedeniyle kendisini arayan Obama ile görüştü. Obama, Gül’e, kazadan ve can kayıplarından duyulan derin üzüntüyü aktardı. Amerikan halkının Türk halkının acılarını paylaştığını belirten Obama, tüm Türk halkına taziyelerini iletti. Kazalar konusunda ABD’nin hem teknik anlamda hem de danışmanlık anlamında büyük bir birikime sahip olduğunu dile getiren Obama, bu birikimi Türkiye ile paylaşmaya hazır olduklarını kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül de aradığı için Obama’ya teşekkür ederek “En zor zamanlarımızda, depremlerde desteğinizi hep gördük, buna da müteşekkiriz” dedi. Frankenstein nasıl yaratıldı? İran elçisinden Türkiye’ye sandık mesajı DUYGU GÜVENÇ ANKARA Suriye’de haziranda yapılacak seçimler öncesinde, İran Büyükelçisi Ali Rıza Bigdeli, seçimleri tanımayacağını açıklayan Ankara’ya, “çifte standart” uyarısı yaptı. Diplomasi Muhabirleri Derneği üyeleriyle İran Büyükelçiliği’nde verdiği kahvaltıda buluşan Bigdeli, konuşmasına Soma’da hayatını kaybedenler için Kuran okutarak başladı. Bigdeli, Suriye’de yapılacak seçimleri “saygısızlık ve küstahlık” olarak tanımlayan ve tanımayacağını açıklayan Ankara’ya şu mesajı gönderdi: “Suriye’de barışçıl bir yöntemden yanaysak, tek çare bu ülkede sandık başına gitmektir. Seçimlere ve sandığa karşı çıkmak demokratik değildir. Sandıktan yana olduğunu söylerken bazı ülkeler de ikili standartlardan kaçınmalı.” Hindistan’ta seçimleri kazanan Bharatiya Janata Partisi lideri Modi, seçim zaferini taraftarlarıyla birlikte kutladı. (Fotoğraf: AP) liste sadece 63 sandalye kazandığı belirtilen Kongre Partisi de yenilgiyi kabul etti. BJP’nin özellikle Uttar Pradeş ve Bihar eyaletlerinde yüksek oy aldığı belirtiliyor. Gujarat eyaletinin başbakanı olan Hindu milliyetçisi Modi’nin iktidara gel mesi ülkede Müslümanlar tarafından kaygı ile karşılandığı yorumları yapılıyor. Bu çerçevede 2002’de Gujarat’ta çoğu Müslüman 1000 kişinin yaşamını yitirdiği isyanlarda gerekli müdahalede bulunmadığı suçlamalarına işaret ediliyor. İngiltere’de Kenya alarmı Dış Haberler Servisi İngiltere hükümetinin Kenya’da Mombasa kentine yönelik terör saldırısı tehdidine ilişkin uyarısının ardından buradaki yaklaşık 400 turistin dün tur operatörleri tarafından tahliye işlemlerine başlandığı belirtildi. Başkent Naorobi’de dün meydana gelen çifte bombalı saldırıda kalabalık bir pazar yerinde 10 kişi öldü, 70 kişi yaralandı. İki şüpheli gözaltına alındı. Avrupa’nın en büyük tur operatörü TUI Travel bünyesindeki Thomson ve First Choise şirketleri Mombasa’ya yönelik tüm uçuşlarını kasıma kadar erteledi. Şirket yetkilileri önceki gün itibarıyla İngiliz turistlerin ülkelerine dönmelerine ilişkin işlemlerin başlatıldığını duyurdu. Bu ay başında da Mombasa’da bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda 4 kişi yaşamını yitirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle