27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 MAYIS 2014 CUMARTESİ 10 GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK Özel Kalem Müdür Yardımcısı ve de danışmanı, Batı medyasında Soma faciasıyla ilgili yazı ve yorumları kat be kat aşan haber ve yorumlara malzeme oldular ve... Türkiye Cumhuriyeti halkı da bugüne dek görmediği ve herhalde göremeyeceği bir Başbakan ve çevresinin bir sokak kabadayısı davranışlarına tanık oldu. Hâlâ bu adamın yalnız kişisel ihtiraslarını tatmin ettiğini, bu nedenle ulusal iradeyi bile istismar ettiğini yazan, söyleyen, yıllardır onca uyarıya karşın halk, 30 Mart’ta ne çare yararlı bir siyaset adamı ve Başbakan olduğuna inandığını gösterdi. HHH Soma’da bir basın toplantısı yapıyor. O sırada ölü sayısı 200’ü aşmış, sayının daha da yükseleceği beklentisi egemen. Bu Başbakan, her zaman aleyhine olan olayları tersine çevirmek için kullandığı siyasal öğeleri yine kullanıyor. “Ben söylersem halk inanır”. Ulusal irade şımarıklığının yarattığı kafa yapısı bu!.. Başka ülkelerde, özellikle Batı ülkelerinde maden facialarındaki ölü sayılarını vererek Soma’da her saat yüreklerde derin yaralar açan faciayı büyütmemek gerektiğini savunuyor. Demek istiyor ki Soma ve 76 milyona; işte Batı’dan örnekler. Orada da madenciliğin “fıtratında var olan ölüm” olayları yaşanmış, yaşanıyor. Ne var Soma maden faciasını bu denli büyütecek! HHH Ocakta ölenlerin arkasından ağlayan insanların yüreklerindeki acı; Başbakan’ın faciayı hafife almaya çalışan bu sözleri üzerine bir anda öfkeye dönüşüyor... Ismarlama, para ile toplanmış RTE’ye her gittiği yerde, çevresinde hatta o kadar ki her salı grup toplantısı sırasında yalaka nümayişler yapan gruplar yok bu kez Soma’da. “Defol git, katil başbakan” diye sokakta arabasını çeviren halk var çevresinde, halk! Korku yüreğini sarıyor. Yakınlardaki markete sığınmasını isteyen korumalarıyla birlikte güç bela alışveriş merkezine sığınıyor. Önüne çıkan Taner Kuruca’yı tokatlıyor ve “Ananı da al git” diye tersleyerek kazandığı ünün yanına, vatandaşını hiddetinden, öfkesinden tokatlayan Başbakan olarak adını tarihe yazdırıyor. Ve de idarei maslahatçı TV’lerin hiçbirinde vatandaşı tokatlayan Başbakan olayına yer verilmiyor. HHH Halkı kışkırtmaktan kaçınmaksa amaçları, bu amacın gerçekleşmemesine itina etmek görevi; olayları gizlemeye çalışan medyanın değil, Başbakan’ın görevi. Yalnız Kanal D’de, tokat yiyen ve ne ki, kameralar önüne çıkmadan Başbakan’ı suçlamamasını öğütleyenlerin etkisiyle olacak, Taner Kuruca canlı yayında... ... “Başbakan’ın orada kalabalığa kızgınlığından öfkesine hâkim olamayıp maalesef istem dışı bir hareket yaparak kendisini tokatladığını” söylüyor. Ne demek istem dışı? Özrü kabahatinden büyük bir tanım. Yani Başbakan, öfkesinden ne yapacağını bilemeden bilinçsiz bir davranışla Taner Kuruca’yı tokatladı demek değil mi bu söylem? Demek ki bu ülkeyi tek başına yöneten ve de daha geniş yetkilerle yönetmeye hazırlanan RTE, öfkesinden kendinden geçti mi vay bu ülkenin haline! Doğrusu şu ki bu türlü davranışlar herhangi bir sade vatandaş yapacak olsa, herhalde bir sağlık vakası diye uzmanların ilgisini çekebilir. Ama onca ruhbilim uzmanı doktorumuz var; TV’lerde boy gösteren. Ocakta ölenlerin arkalarında bıraktığı ailelerin ruhsal sağlıklarının nasıl korunacağını öğütlüyorlar. Amma... Öfkesini dizginleyemeyen ve vatandaşını tokatlayan Başbakan’ın içine düştüğü haletiruhiyeyi tek bir cümleyle olsun irdeleyemiyorlar. RTE korkusundan sinmiş TV’ler, tabii sahipleri holdinglerin maddi yararlarını gözeten patronları emri doğrultusunda tokat olayını yayımlayamıyor. Bu olaya sıra geldi mi hemen hepsi, üç maymun rolüne soyunuveriyorlar. HHH Bu ülkenin düştüğü şu duruma bakınız: Dünya medyasında bugün veya yarın, Soma maden ocağı faciasının yanı sıra manşetler, haberler, yorumlar... ... Ülkenin Başbakanı’nın vatandaşına attığı tokat olayı ve yere düşürülen vatandaşı tekmeleyen özel kalem müdür yardımcısının fotoğrafı baş köşelerde. Bu toplumsal olayları yaşayan değil yaratan bir Başbakan’ın hemen istifa etmesi gerektiğini, örneğin ana muhalefet sözcüleri söylüyorlar. Oysa RTE şimdi bu olayların sorumluluğunu ola ki, halkı, aleyhine kışkırtan dış ve iç provokatörlere bağlamaya ve... ... Başbakanlık’tan istifayı aklının ucundan bile geçirmediği gibi... Hiç kuşkunuz olmasın, koltuğa daha sıkı sarılacağının işaretlerini vermeye hazırlanıyor. Daha çok şey yapacaktı İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu (62), evinde geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Aslanoğlu’nun cenazesi bugün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katılacağı törenle Ataköy 5. Kısım Camii’nde öğle vakti kılınacak cenaze namazının ardından Büyükçekmece Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Aslanoğlu’nun mezarına bırakılmak üzere, anne ve babasının Malatya Arapgir’deki kabrinden toprak getirildi. Aslanoğlu, dün gece saatlerinde evinde rahatsızlanarak ambulansla Avcılar’da bulunan özel bir hastaneye getirildi. Burada yapılan tüm müdahalelere rağmen, Aslanoğlu’nun hayatını kaybettiği belirlendi. Aslanoğlu’nun yakınları ve sevenleri acı haberi alır almaz, hastaneye akın etti. CHP Milletvekili Süleyman Çelebi, eski CHP Milletvekili Mehmet Sevigen ve Avcılar Belediye Başkanı Dr. Handan Toprak da hemen hastaneye gelerek doktorlardan bilgi aldı. Mevlüt Aslanoğlu’nun oğlu Erdem Aslanoğlu da Avcılar’da bir restoranda kurulan taziye yerinde başsağlığı dileklerini kabul etti. Aslanoğlu’nun yaşamını yitirmesi nedeniyle CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Aslanoğlu’nun eşi Mürvet ve oğlu Erdem Aslanoğlu’nu arayarak, üzüntülerini dile getirdi. Kılıçdaroğlu yayımladığı taziye mesajında da Aslanoğlu’nun yakınları, dostla CHP İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi endisinden çok sevdikleri... K rı ve CHP’lilere başsağlığı ve sabır dileğini iletti. Kılıçdaroğlu mesajında şu görüşlere yer verdi: “Milletvekili kardeşimiz Ferit Mevlüt Aslanoğlu, her CHP’li gibi vatanını da, insanını da kendisinden çok seven, çalışkan, ilkeli, dürüst bir arkadaşımızdı. TBMM’deki çalışmalarını yakından izleyen herkes gibi benim de ölümü yakıştıramadığım Aslanoğlu 3. dönem milletvekilliği yapan saygın ve seçkin bir CHP’li milletvekiliydi. Yarın kendisini sonsuzluğa yolcu edeceğimiz yol arkadaşımıza rahmet, ailesine, yakınlarına, dostlarına ve CHP ailesine sabır ile başsağlığı diliyorum.” ‘Babam hayatını insanlara adamıştı’ Erdem Aslanoğlu gazetecilerin soruları üzerine “Babam için anlatılacak bir şey yok. Evde akşam rahatsızlandı. Hastaneye giderken kaybettik. Babam insanlara yardım etmesini seven bir insandı. Babamı en çok Soma maden faciası etkiledi. Evde en son Soma ile ilgili haberleri izliyordu. Babam hayatını insanlara adamıştı. İnsanları çok seviyordu. Ondan dolayı Soma maden faciası babamı derinden etkiledi. Babamın hayatı projelerle doluydu. İnsanlar için çok şey yapacaktı” diye konuştu. Meclis ‘eylemci’ vekilini kaybetti... ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yaşama dün veda eden CHP Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu, Meclis’in en “eylemci” milletvekilleri arasındaydı. TBMM’de 3 dönemdir Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliği yapan Aslanoğlu, özellikle polisin “biber gazlı” müdahalesini komisyonda İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde ilginç eylemlerle protesto etti. Bir görüşmede üzerinde “biber gazı” yazılı deodorantı sıkarak, AKP’lilere panik yaşatan Aslanoğlu, limonlu, biberonlu, zincirli birçok eylemiyle gündemdeydi. Aslanoğlu, İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde de dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler ile görüşürken, “Yılın en iyi kavas ödülü. Kimseye yedirtmeyiz” pankartını açıp, sırasına bir kupa koydu, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na ise “Sıfır Sorun Karnesi” verdi. Aslanoğlu, gömleğine CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ın tutukluluğunu protesto etmek için fotoğraflarını yapıştırdı, 10 dakikalık konuşmasını elleri zincirli şekilde yaptı. Komisyon toplantısında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in karşısında, üzerine astığı infaz koruma memurları, gazeteciler, emekliler gibi toplumun birçok kesiminin sorunlarına değinen dövizlerle çıkan Aslanoğlu, başka bir gün Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan’ın karşısına “Atanamayan öğretmenlerin selamı var” diyerek, bir buket çiçekle geldi. Yargıtay’dan Balyoz’a ret ALİCAN ULUDAĞ Başsavcılık, Başbakan’ın dahi kabul ettiği ‘kumpas’ı görmedi FAİLİ MEÇHULLER l Tunceli’deki karakol inşaatı PKK’den taciz ateşi: 2 asker yaralı TUNCELİ (Cumhuriyet) Tunceli merkeze 15 kilometre uzaklıktaki Sütlüce Köyü Kırmızıdağ bölgesinde yapımı süren karakolun güvenliğini sağlayan askeri birliğe, dün sabah saatlerinde bir grup PKK’li terörist tarafından uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Saldırıya askerler de anında karşılık verdi. Çatışmada Astsubay İsmail Özkan ve Jandarma Er Hasan Gök yaralandı. Saldırının ardından hava destekli operasyon başlatılırken, 6 timin havadan bölgeye indirildiği ve çatışmanın sürdüğü belirtildi. ANKARA Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “katakulli var”, danışmanı Yalçın Akdoğan’ın “kumpas kuruldu” dediği, TÜBİTAK bilirkişilerinin 5 No’lu harddiske ilişkin “sahtecilik” raporu verdiği Balyoz davasında yeniden yargılama yoluna gidilmesi talebini reddetti. Yargıtay Savcısı Hüseyin İnce, yeniden yargılama talebiyle Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na dosyanın götürürülmesi istemine olumsuz yanıt verdi. İnce, kumpas açıklamaları ile sahtecilik raporunun “atılı suçun sübutuna ve vasfına etkisi olmadığını” öne sürdü. Avukat Hüseyin Ersöz, “Artık umutlar Anayasa Mahkemesi’nde” dedi. Anayasa Mahkemesi önünde “sessiz çığlık” eylemi sürerken, Yargıtay Başsavcılığı’ndan 134’ü denizci olmak üzere toplam 238 askerin cezaevinde olduğu Balyoz davası için kötü haber geldi. Emekli Orgeneral Çetin Doğan ve emekli Albay Hakan Büyük’ün avukatı Ersöz, Yargıtay Başsavcılığı’na başvurarak cezaları onanan Balyoz davasında yeniden yargılama talebinde bulunmuştu. Ersöz, itiraz gerekçesinde TÜBİTAK’ta görevli bilirkişiler tarafından 5 No’lu harddiske ilişkin hazırlanan “sahtecilik” raporu, Akdoğan’ın “milli orduya kumpas kurdular”, Erdoğan’ın “katakulli”, Mehmet Ali Şahin’in ise “Yargıtay’da cemaat imamı var” açıklamalarını delil olarak gösterdi. Başvuruyu değerlendiren Yargıtay Savcısı İnce, talebi reddederek Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gitmedi. İtiraz dilekçesinde bilirkişi raporu ile ilgili ileri sürülen hususların yerel mahkeme tarafından tartışıldığını, daire tarafından yapılan incelemede değerlendirildiğini öne süren savcı İnce, şunları kaydetti: “Dosyadaki atılı suçun sübutuna ilişkin delillerin bütünü ve özellikle hükümete karşı işlenecek suç için yapılacak hazırlıkların güncelleneceğine ilişkin talimatları içeren belgeler ile manipüle edildiği iddia edilen dijital veriler ve diğer belgelerin suç tarihinde ele geçirildikleri tarihe kadar mahkum olan bir kısım sanıkların elinde tutulduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, bazı belgeler aynı amaçla kısmen veya tamamen güncellenmiş olsa bile, nicelik olarak az olan bu belgelerdeki çelişki iddialarının, mahkemece kabul edilen diğer delillerin sıhhatini etkilemeyeceği, delillerin bütünü karşısında, bu iddianın suçun sübutuna ve vasfına bir etkisinin olmayacağı...” ‘Bizler 20 yıldır her gün ölüyoruz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 1990’lı yıllarda işlenen 18 faili meçhul cinayete ilişkin 19 kişinin yargılandığı davada emekli Yarbay Korkut Eken savunma yaptı. O dönem özel harekât polislerinin eğitimcisi olduğunu belirten Eken, “1982’den beri bu arkadaşları yetiştirdim. Güneydoğu’da takip ettim. Hepsiyle de gurur duyuyorum” dedi. Duruşmada, müşteki avukatları dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve eski başbakanlar Tansu Çiller, Mesut Yılmaz’ın tanık olarak dinlenmesini istedi. 19931994 yıllarında aralarında Namık Erdoğan, Savaş Buldan, Metin Vural, Hacı Karay, Yusuf Ekinci, Askar Simitko, Lazım Esmaelli’nin de bulunduğu 18 kişinin öldürülmesiyle ilgili açılan davanın ilk duruşması Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya, davanın tek tutuklu sanığı Ayhan Çarkın ile bazı tutuksuz sanıklar ve avukatları ile mağdur aileler katıldı. Bahçeli, çatı aday için Demirel’i ziyaret etti ‘Buzağı doğmamış daha’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için ortak çatı aday tespitiyle ilgili görüşmeleri için 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i evinde ziyaret etti. Demirel, Cumhurbaşkanlığı ve başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili “Buzağı doğmamış daha. İneğin altında buzağı aramanın gereği yok” yanıtını verdi. Bahçeli, Demirel’i Güniz Sokak’taki evinde ziyaret etti. Ziyaret, Demirel’in cumhurbaşkanı oluşunun 21. yıldönümüne denk geldi. Gazetecilerin “Cumhurbaşkanını halkın seçmesinin ardından fiili olarak başkanlık sistemine geçileceği iddialarını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusunu Demirel, “Bunlar ileride olacak şeyler. Siyasette her gün hadiseler değişir” ifadeleriyle yanıtladı. Demirel, “İlk defa olarak halkın oyuyla doğrudan doğruya bir seçim yapılacaktır. Halkın oyuyla seçim yapılması olayında sadece yöneticilere değil, sadece siyasetçilere değil, halka da görev düşmektedir, görev halkın. Siyasetçiler neye çırpınıyorlar, halkın kucaklayacağı, halkın benim diyebileceği bir cumhurbaşkanı seçilsin, herkesin seveceği, herkesin kucaklayacağı; bu görevi kolaylaştırmak halka düşer” diye konuştu. Soma’da Erdoğan’ın ve danışmanın yurttaşları darp ettiğine ilişkin görüntülerle ilgili soruya Demirel, “Hadisenin büyüklüğü, acının büyüklüğünü göz önüne alarak, vatandaşlar ve devlet yöneticileri soğukkanlı hareket etmelidir ve birbirlerini kucaklayarak hareket etmelidir, birbiri ile kavga ederek, dövüşerek değil, didişerek, kapışarak değil, daha çok barış içerisinde hareket etmeli” yanıtını verdi. Bahçeli ise aynı soruya “Yorum yapmaya gerek yok” karşılığını verdi. ken’den Çarkın’a tepki Emekli Yarbay Korkut Eken, 20 yıl sonra davanın açılmasına neden olan itiraflarda bulunan ve davanın tek tutuklu sanığı olan Çarkın’ı suçladı. Çarkın, Eken’in bu sözlerine itiraz ettiğini söyledi. Eken, cinayetlerin işlendiği tarihlerde de olay yerlerinde olmadığını ve eğitimin başında olduğunu savundu. Diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmedi. Mağdur avukatlarından Barkın Timtik, Eken’in savunmasına karşı söz almak isteyince Mahkeme Başkanı Tekman Savaş Nemli, “Söz verilmeden söz istedi” diye araya girdi. Bunun üzerine Nemli ile mağdur avukatları arasında tartışma çıktı. Nemli, mübaşire, “Avukatları salondan çıkartın” deyince avukatlar “Çıkmıyoruz” dedi. Avukatlar salonda kalırken, verilen aranın ardından duruşmaya devam edildi. Namık Erdoğan’ın kızı Begüm Erdoğan, “Bizler 20 yıldır her gün ölüyoruz. Onların da aynı şekilde cezalandırılmasını istiyorum” diye konuştu. Yusuf Ekinci’nin 86 yaşındaki ağabeyi Tarık Ziya Ekinci ise, “Yargılanması gerekenler Demirel, Çiller ve Ağar’dır” dedi. Mahkeme, Demirel ve Çiller’in de arasında bulunduğu kişilerin tanık olarak dinlenmesi talebini reddederken, Ağar ve Şahin duruşmaya gelmezse zorla getirilecek. E Engİn ALAn’ın tAHLİyEsİnİ sAğLAyAcAk tEkLİF CHP’den öneriye destek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in, halen cezaevinde bulunan tek milletvekili olan MHP Milletvekili Engin Alan’ın tahliye olmasını sağlamaya yönelik, tutukluluğun dönem sonrasına ertelenmesine ilişkin önerisine destek verdi. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Meclis Başkanlığı’na gönderdiği yazıda, Çiçek’in önerdiği yasa teklifi taslağının 7 Mayıs günü gruplarına ulaştığını ve incelenerek olumlu bulunduğunun kamuoyuna açıklandığını hatırlattı. Hamzaçebi, Çiçek’in ilgili yazısında “Adil olmayan ve vicdanen de kabulü mümkün olmayan bir sonuç” olarak tanımlanan süreçle ilgili CHP’nin izlediği çizginin değişmediğini ve bu kapsamda değişik zamanlarda yasa teklifleri verdiğini belirtti. Son umut AYM Ersöz, “Yaşanan hukuka aykırılıklar sonucu oluşan mağduriyetlerin telafisi için Anayasa Mahkemesi’ne yapmış olduğumuz bireysel başvurular neticesindeki kararı beklemekten başka yol kalmamıştır” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle