Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                SAYFA	  CUMHURİYET	  17	MAYIS	2014	CUMARTESİ  10 GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada  HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK  Özel Kalem Müdür Yardımcısı ve de danışmanı, Batı medyasında Soma faciasıyla ilgili yazı ve yorumları kat be kat aşan haber ve yorumlara malzeme oldular ve... Türkiye Cumhuriyeti halkı da bugüne dek görmediği ve herhalde göremeyeceği bir Başbakan ve çevresinin bir sokak kabadayısı davranışlarına tanık oldu. Hâlâ bu adamın yalnız kişisel ihtiraslarını tatmin ettiğini, bu nedenle ulusal iradeyi bile istismar ettiğini yazan, söyleyen, yıllardır onca uyarıya karşın halk, 30 Mart’ta ne çare yararlı bir siyaset adamı ve Başbakan olduğuna inandığını gösterdi. HHH Soma’da bir basın toplantısı yapıyor. O sırada ölü sayısı 200’ü aşmış, sayının daha da yükseleceği beklentisi egemen. Bu Başbakan, her zaman aleyhine olan olayları tersine çevirmek için kullandığı siyasal öğeleri yine kullanıyor. “Ben söylersem halk inanır”. Ulusal irade şımarıklığının yarattığı kafa yapısı bu!.. Başka ülkelerde, özellikle Batı ülkelerinde maden facialarındaki ölü sayılarını vererek Soma’da her saat yüreklerde derin yaralar açan faciayı büyütmemek gerektiğini savunuyor. Demek istiyor ki Soma ve 76 milyona; işte Batı’dan örnekler. Orada da madenciliğin “fıtratında var olan ölüm” olayları yaşanmış, yaşanıyor. Ne var Soma maden faciasını bu denli büyütecek! HHH Ocakta ölenlerin arkasından ağlayan insanların yüreklerindeki acı; Başbakan’ın faciayı hafife almaya çalışan bu sözleri üzerine bir anda öfkeye dönüşüyor... Ismarlama, para ile toplanmış RTE’ye her gittiği yerde, çevresinde hatta o kadar ki her salı grup toplantısı sırasında yalaka nümayişler yapan gruplar yok bu kez Soma’da. “Defol git, katil başbakan” diye sokakta arabasını çeviren halk var çevresinde, halk! Korku yüreğini sarıyor. Yakınlardaki markete sığınmasını isteyen korumalarıyla birlikte güç bela alışveriş merkezine sığınıyor. Önüne çıkan Taner Kuruca’yı tokatlıyor ve “Ananı da al git” diye tersleyerek kazandığı ünün yanına, vatandaşını hiddetinden, öfkesinden tokatlayan Başbakan olarak adını tarihe yazdırıyor. Ve de idarei maslahatçı TV’lerin hiçbirinde vatandaşı tokatlayan Başbakan olayına yer verilmiyor. HHH Halkı kışkırtmaktan kaçınmaksa amaçları, bu amacın gerçekleşmemesine itina etmek görevi; olayları gizlemeye çalışan medyanın değil, Başbakan’ın görevi. Yalnız Kanal D’de, tokat yiyen ve ne ki, kameralar önüne çıkmadan Başbakan’ı suçlamamasını öğütleyenlerin etkisiyle olacak, Taner Kuruca canlı yayında... ... “Başbakan’ın orada kalabalığa kızgınlığından öfkesine hâkim olamayıp maalesef istem dışı bir hareket yaparak kendisini tokatladığını” söylüyor. Ne demek istem dışı? Özrü kabahatinden büyük bir tanım. Yani Başbakan, öfkesinden ne yapacağını bilemeden bilinçsiz bir davranışla Taner Kuruca’yı tokatladı demek değil mi bu söylem? Demek ki bu ülkeyi tek başına yöneten ve de daha geniş yetkilerle yönetmeye hazırlanan RTE, öfkesinden kendinden geçti mi vay bu ülkenin haline! Doğrusu şu ki bu türlü davranışlar herhangi bir sade vatandaş yapacak olsa, herhalde bir sağlık vakası diye uzmanların ilgisini çekebilir. Ama onca ruhbilim uzmanı doktorumuz var; TV’lerde boy gösteren. Ocakta ölenlerin arkalarında bıraktığı ailelerin ruhsal sağlıklarının nasıl korunacağını öğütlüyorlar. Amma... Öfkesini dizginleyemeyen ve vatandaşını tokatlayan Başbakan’ın içine düştüğü haletiruhiyeyi tek bir cümleyle olsun irdeleyemiyorlar. RTE korkusundan sinmiş TV’ler, tabii sahipleri holdinglerin maddi yararlarını gözeten patronları emri doğrultusunda tokat olayını yayımlayamıyor. Bu olaya sıra geldi mi hemen hepsi, üç maymun rolüne soyunuveriyorlar. HHH Bu ülkenin düştüğü şu duruma bakınız: Dünya medyasında bugün veya yarın, Soma maden ocağı faciasının yanı sıra manşetler, haberler, yorumlar... ... Ülkenin Başbakanı’nın vatandaşına attığı tokat olayı ve yere düşürülen vatandaşı tekmeleyen özel kalem müdür yardımcısının fotoğrafı baş köşelerde. Bu toplumsal olayları yaşayan değil yaratan bir Başbakan’ın hemen istifa etmesi gerektiğini, örneğin ana muhalefet sözcüleri söylüyorlar. Oysa RTE şimdi bu olayların sorumluluğunu ola ki, halkı, aleyhine kışkırtan dış ve iç provokatörlere bağlamaya ve... ... Başbakanlık’tan istifayı aklının ucundan bile geçirmediği gibi... Hiç kuşkunuz olmasın, koltuğa daha sıkı sarılacağının işaretlerini vermeye hazırlanıyor.  Daha çok şey yapacaktı İstanbul	Haber	Servisi		CHP İstanbul Milletvekili Ferit	Mevlüt	Aslanoğlu (62), evinde geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Aslanoğlu’nun cenazesi bugün CHP Genel Başkanı Kemal	 Kılıçdaroğlu’nun da katılacağı törenle Ataköy 5. Kısım Camii’nde öğle vakti kılınacak cenaze namazının ardından Büyükçekmece Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Aslanoğlu’nun mezarına bırakılmak üzere, anne ve babasının Malatya Arapgir’deki kabrinden toprak getirildi. Aslanoğlu, dün gece saatlerinde evinde rahatsızlanarak ambulansla Avcılar’da bulunan özel bir hastaneye getirildi. Burada yapılan tüm müdahalelere rağmen, Aslanoğlu’nun hayatını kaybettiği belirlendi. Aslanoğlu’nun yakınları ve sevenleri acı haberi alır almaz, hastaneye akın etti. CHP Milletvekili Süleyman	Çelebi, eski CHP Milletvekili Mehmet	Sevigen	ve Avcılar Belediye Başkanı Dr. Handan	Toprak	da hemen hastaneye gelerek doktorlardan bilgi aldı. Mevlüt Aslanoğlu’nun oğlu Erdem	Aslanoğlu	da Avcılar’da bir restoranda kurulan taziye yerinde başsağlığı dileklerini kabul etti. Aslanoğlu’nun yaşamını yitirmesi nedeniyle CHP lideri Kemal	Kılıçdaroğlu, Aslanoğlu’nun eşi Mürvet	ve oğlu Erdem	 Aslanoğlu’nu arayarak, üzüntülerini dile getirdi. Kılıçdaroğlu yayımladığı taziye mesajında da Aslanoğlu’nun yakınları, dostla  CHP İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi  endisinden	çok	 sevdikleri...  K  rı ve CHP’lilere başsağlığı ve sabır dileğini iletti. Kılıçdaroğlu mesajında şu görüşlere yer verdi: “Milletvekili	kardeşimiz	Ferit	Mevlüt	Aslanoğlu,	her	CHP’li	gibi	vatanını	da,	insanını	da	kendisinden	çok	 seven,	çalışkan,	ilkeli,	dürüst	bir	arkadaşımızdı.	TBMM’deki	çalışmalarını	yakından	izleyen	herkes	gibi	benim	de	 ölümü	yakıştıramadığım	Aslanoğlu	3.	 dönem	milletvekilliği	yapan	saygın	ve	 seçkin	bir	CHP’li	milletvekiliydi.	 Yarın	kendisini	sonsuzluğa	yolcu	 edeceğimiz	yol	arkadaşımıza	rahmet,	ailesine,	 yakınlarına,	dostlarına	ve	CHP	ailesine	 sabır	ile	başsağlığı	 diliyorum.”	  ‘Babam hayatını insanlara adamıştı’ Erdem	Aslanoğlu	gazetecilerin	 soruları	üzerine	“Babam	için	anlatılacak	bir	şey	yok.	Evde	akşam	 rahatsızlandı.	Hastaneye	giderken	 kaybettik.	Babam	insanlara	yardım	 etmesini	seven	bir	insandı.	Babamı	en	çok	Soma	maden	faciası	etkiledi.	Evde	en	son	Soma	ile	ilgili	haberleri	izliyordu.	Babam	hayatını	insanlara	adamıştı.	İnsanları	çok	seviyordu.	Ondan	dolayı	Soma	maden	faciası	babamı	derinden	etkiledi.	Babamın	hayatı	projelerle	doluydu.	İnsanlar	için	çok	 şey	yapacaktı”	diye	konuştu.  Meclis ‘eylemci’ vekilini kaybetti... ANKARA	(Cumhuriyet	Bürosu)			Yaşama	dün	veda	 eden	CHP	Milletvekili	Mevlüt	Aslanoğlu,	Meclis’in	en	 “eylemci”	milletvekilleri	arasındaydı.	TBMM’de	3	dönemdir	Plan	ve	Bütçe	Komisyonu	üyeliği	yapan	Aslanoğlu,	özellikle	polisin	“biber	gazlı”	müdahalesini	komisyonda	İçişleri	Bakanlığı	bütçesi	görüşmelerinde	ilginç	eylemlerle	protesto	etti.	Bir	görüşmede	üzerinde	 “biber	gazı”	yazılı	deodorantı	sıkarak,	AKP’lilere	panik	 yaşatan	Aslanoğlu,	limonlu,	biberonlu,	zincirli	birçok	 eylemiyle	gündemdeydi.	Aslanoğlu,	İçişleri	Bakanlığı	 bütçesi	görüşmelerinde	de	dönemin	İçişleri	Bakanı	Muammer	Güler	ile	görüşürken,	“Yılın	en	iyi	kavas	ödülü.	 Kimseye	yedirtmeyiz”	pankartını	açıp,	sırasına	bir	kupa	 koydu,	Dışişleri	Bakanı	Davutoğlu’na	ise	“Sıfır	Sorun	 Karnesi”	verdi.	Aslanoğlu,	gömleğine	CHP	milletvekilleri	Mustafa	Balbay	ve	Mehmet	Haberal’ın	 tutukluluğunu	protesto	etmek	için	fotoğraflarını	 yapıştırdı,	10	dakikalık	konuşmasını	elleri	zincirli	şekilde	yaptı.	Komisyon	toplantısında,	Çalışma	 ve	Sosyal	Güvenlik	Bakanı	Faruk	Çelik’in	karşısında,	üzerine	astığı	infaz	koruma	memurları,	gazeteciler,	emekliler	gibi	toplumun	birçok	 kesiminin	sorunlarına	değinen	dövizlerle	çıkan	Aslanoğlu,	başka	bir	gün	Plan	 ve	Bütçe	Komisyonu	Başkanı	Lütfi	Elvan’ın	karşısına	“Atanamayan	 öğretmenlerin	selamı	var”	diyerek,	bir	buket	çiçekle	geldi.	  Yargıtay’dan Balyoz’a ret ALİCAN ULUDAĞ  Başsavcılık, Başbakan’ın dahi kabul ettiği ‘kumpas’ı görmedi  FAİLİ MEÇHULLER  l Tunceli’deki karakol inşaatı  PKK’den taciz ateşi: 2 asker yaralı TUNCELİ	(Cumhuriyet)		Tunceli merkeze 15 kilometre uzaklıktaki Sütlüce Köyü Kırmızıdağ bölgesinde yapımı süren karakolun güvenliğini sağlayan askeri birliğe, dün sabah saatlerinde bir grup PKK’li terörist tarafından uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Saldırıya askerler de anında karşılık verdi. Çatışmada Astsubay İsmail	Özkan ve Jandarma Er Hasan	Gök	yaralandı. Saldırının ardından hava destekli operasyon başlatılırken, 6 timin havadan bölgeye indirildiği ve çatışmanın sürdüğü belirtildi.  ANKARA  Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “katakulli var”, danışmanı Yalçın Akdoğan’ın “kumpas kuruldu” dediği, TÜBİTAK bilirkişilerinin 5 No’lu harddiske ilişkin “sahtecilik” raporu verdiği Balyoz davasında yeniden yargılama yoluna gidilmesi talebini reddetti. Yargıtay Savcısı Hüseyin İnce, yeniden yargılama talebiyle Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na dosyanın götürürülmesi istemine olumsuz yanıt verdi. İnce, kumpas açıklamaları ile sahtecilik raporunun “atılı suçun sübutuna ve vasfına etkisi olmadığını” öne sürdü. Avukat Hüseyin Ersöz, “Artık umutlar Anayasa Mahkemesi’nde” dedi. Anayasa Mahkemesi önünde “sessiz çığlık” eylemi sürerken, Yargıtay Başsavcılığı’ndan 134’ü denizci olmak üzere toplam 238 askerin cezaevinde olduğu Balyoz davası için kötü haber geldi. Emekli Orgeneral Çetin Doğan ve emekli Albay Hakan Büyük’ün avukatı Ersöz, Yargıtay Başsavcılığı’na başvurarak cezaları onanan Balyoz davasında yeniden yargılama talebinde bulunmuştu. Ersöz, itiraz gerekçesinde TÜBİTAK’ta görevli bilirkişiler tarafından 5 No’lu harddiske ilişkin hazırlanan “sahtecilik” raporu, Akdoğan’ın “milli orduya kumpas kurdular”, Erdoğan’ın “katakulli”, Mehmet Ali Şahin’in ise “Yargıtay’da cemaat imamı var” açıklamalarını delil olarak gösterdi. Başvuruyu değerlendiren Yargıtay Savcısı İnce, talebi reddederek Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gitmedi. İtiraz dilekçesinde bilirkişi raporu ile ilgili ileri sürülen hususların yerel mahkeme tarafından tartışıldığını, daire tarafından yapılan incelemede değerlendirildiğini öne süren savcı İnce, şunları kaydetti: “Dosyadaki atılı suçun sübutuna ilişkin delillerin bütünü ve özellikle hükümete karşı işlenecek suç için yapılacak hazırlıkların güncelleneceğine ilişkin talimatları içeren belgeler ile manipüle edildiği iddia edilen dijital veriler ve diğer belgelerin suç tarihinde ele geçirildikleri tarihe kadar mahkum olan bir kısım sanıkların elinde tutulduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, bazı belgeler aynı amaçla kısmen veya tamamen güncellenmiş olsa bile, nicelik olarak az olan bu belgelerdeki çelişki iddialarının, mahkemece kabul edilen diğer delillerin sıhhatini etkilemeyeceği, delillerin bütünü karşısında, bu iddianın suçun sübutuna ve vasfına bir etkisinin olmayacağı...”  ‘Bizler 20 yıldır her gün ölüyoruz’ ANKARA	(Cumhuriyet	Bürosu)		1990’lı yıllarda işlenen 18 faili meçhul cinayete ilişkin 19 kişinin yargılandığı davada emekli Yarbay Korkut	Eken	savunma yaptı. O dönem özel harekât polislerinin eğitimcisi olduğunu belirten Eken, “1982’den	beri	bu	arkadaşları	yetiştirdim.	 Güneydoğu’da	takip	ettim.	 Hepsiyle	de	gurur	duyuyorum”	dedi. Duruşmada, müşteki avukatları dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman	Demirel	ve eski başbakanlar Tansu	Çiller, Mesut	Yılmaz’ın tanık olarak dinlenmesini istedi. 19931994 yıllarında aralarında Namık	Erdoğan, Savaş	 Buldan, Metin	Vural, Hacı	 Karay, Yusuf	Ekinci, Askar	 Simitko, Lazım	Esmaelli’nin de bulunduğu 18 kişinin öldürülmesiyle ilgili açılan davanın ilk duruşması Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya, davanın tek tutuklu sanığı Ayhan	Çarkın	ile bazı tutuksuz sanıklar ve avukatları ile mağdur aileler katıldı.  Bahçeli,	çatı	aday	için	Demirel’i	ziyaret	etti  ‘Buzağı doğmamış daha’ ANKARA	(Cumhuriyet	Bürosu)		MHP	 Genel	Başkanı	Devlet	Bahçeli,	Cumhurbaşkanlığı	seçimleri	için	ortak	çatı	aday	 tespitiyle	ilgili	görüşmeleri	için	9.	Cumhurbaşkanı	Süleyman	Demirel’i	evinde	 ziyaret	etti.	Demirel,	Cumhurbaşkanlığı	ve	 başkanlık	sistemi	tartışmalarıyla	ilgili	“Buzağı	doğmamış	daha.	İneğin	altında	buzağı	 aramanın	gereği	yok”	yanıtını	verdi. Bahçeli,	Demirel’i	Güniz	Sokak’taki	evinde	ziyaret	etti.	Ziyaret,	Demirel’in	cumhurbaşkanı	oluşunun	21.	yıldönümüne	denk	 geldi.	Gazetecilerin	“Cumhurbaşkanını		 halkın	seçmesinin	ardından	fiili	olarak	başkanlık	sistemine	geçileceği	iddialarını	nasıl	 değerlendiriyorsunuz”	sorusunu	Demirel,	 “Bunlar	ileride	olacak	şeyler.	Siyasette	her	 gün	hadiseler	değişir”	ifadeleriyle	yanıtladı.	Demirel,	“İlk	defa	olarak	halkın	oyuyla	 doğrudan	doğruya	bir	seçim	yapılacaktır.	 Halkın	oyuyla	seçim	yapılması	olayında	 sadece	yöneticilere	değil,	sadece	siyasetçilere	değil,	halka	da	görev	düşmektedir,	 görev	halkın.	Siyasetçiler	neye	çırpınıyorlar,	halkın	kucaklayacağı,	halkın	benim	diyebileceği	bir	cumhurbaşkanı	seçilsin,	herkesin	seveceği,	herkesin	kucaklayacağı;	 bu	görevi	kolaylaştırmak	halka	düşer”	diye	 konuştu.	Soma’da	Erdoğan’ın	ve	danışmanın	yurttaşları	darp	ettiğine	ilişkin	görüntülerle	ilgili	soruya	Demirel,	“Hadisenin	 büyüklüğü,	acının	büyüklüğünü	göz	önüne	 alarak,	vatandaşlar	ve	devlet	yöneticileri	 soğukkanlı	hareket	etmelidir	ve	birbirlerini	 kucaklayarak	hareket	etmelidir,	birbiri	ile	 kavga	ederek,	dövüşerek	değil,	didişerek,	 kapışarak	değil,	daha	çok	barış	içerisinde	 hareket	etmeli”	yanıtını	verdi.	Bahçeli	ise	 aynı	soruya	“Yorum	yapmaya	gerek	yok”	 karşılığını	verdi.	  ken’den	 Çarkın’a	tepki Emekli Yarbay Korkut Eken, 20 yıl sonra davanın açılmasına neden olan itiraflarda bulunan ve davanın tek tutuklu sanığı olan Çarkın’ı suçladı. Çarkın, Eken’in bu sözlerine itiraz ettiğini söyledi. Eken, cinayetlerin işlendiği tarihlerde de olay yerlerinde olmadığını ve eğitimin başında olduğunu savundu. Diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmedi. Mağdur avukatlarından Barkın	Timtik, Eken’in savunmasına karşı söz almak isteyince Mahkeme Başkanı Tekman	 Savaş	Nemli,	“Söz	verilmeden	söz	istedi” diye araya girdi. Bunun üzerine Nemli ile mağdur avukatları arasında tartışma çıktı. Nemli, mübaşire, “Avukatları	salondan	 çıkartın” deyince avukatlar “Çıkmıyoruz” dedi. Avukatlar salonda kalırken, verilen aranın ardından duruşmaya devam edildi. Namık Erdoğan’ın kızı Begüm	Erdoğan, “Bizler	20	yıldır	her	gün	ölüyoruz.	Onların	da	aynı	şekilde	cezalandırılmasını	istiyorum” diye konuştu. Yusuf	Ekinci’nin 86 yaşındaki ağabeyi Tarık	Ziya	 Ekinci	ise,	“Yargılanması	gerekenler	Demirel,	Çiller	ve	 Ağar’dır” dedi. Mahkeme, Demirel ve Çiller’in de arasında bulunduğu kişilerin tanık olarak dinlenmesi talebini reddederken, Ağar ve Şahin duruşmaya gelmezse zorla getirilecek.  E  Engİn ALAn’ın tAHLİyEsİnİ sAğLAyAcAk tEkLİF  CHP’den öneriye destek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)  CHP, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in, halen cezaevinde bulunan tek milletvekili olan MHP Milletvekili Engin Alan’ın tahliye olmasını sağlamaya yönelik, tutukluluğun dönem sonrasına ertelenmesine ilişkin önerisine destek verdi. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Meclis Başkanlığı’na gönderdiği yazıda, Çiçek’in önerdiği yasa teklifi taslağının 7 Mayıs günü gruplarına ulaştığını ve incelenerek olumlu bulunduğunun kamuoyuna açıklandığını hatırlattı. Hamzaçebi, Çiçek’in ilgili yazısında “Adil olmayan ve vicdanen de kabulü mümkün olmayan bir sonuç” olarak tanımlanan süreçle ilgili CHP’nin izlediği çizginin değişmediğini ve bu kapsamda değişik zamanlarda yasa teklifleri verdiğini belirtti.  Son	umut	AYM Ersöz, “Yaşanan hukuka aykırılıklar sonucu oluşan mağduriyetlerin telafisi için Anayasa Mahkemesi’ne yapmış olduğumuz bireysel başvurular neticesindeki kararı beklemekten başka yol kalmamıştır” dedi.   
            
    
