27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MAYIS 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 13 Avrupa Birliği’ne uyum gerekçesiyle yapılan düzenlemeler işgücüne katılımı bir çırpıda yükseltti İşsizlikte iskonto Türkiye’de işsizlik oranları ile ilgili göstergeler Avrupa Birliği’ne (AB) uyum çerçevesinde yenilenince Ocak 2014 ile ondan sonraki dönemin geçmişle kıyaslanma olanağı kalmadı. Yapılan değişikliklerle işsizlik kriterleri arasında yer alan iş arama süresi kısaltıldı, işgücü, işgücüne katılım oranı ve istihdama ilişkin sonuçlarda ‘olağandışı artışlar’ ortaya çıktı. Cenaze Kaldırmada İlk Sıradayız... Doğrusu başka ülkelerle karşılaştırmalı elimizde veriler yok. Ancak kimi gelişmiş demokrasilerde insanların bağlı oldukları kiliselerin, inançları bağlantılı cenaze kaldırmaya ciddi emek verdiklerini, harcamalar yaptıklarını biliyorum. Bizde ise İktidarlarının sosyal devlet hizmetlerine karne vermek istesek en iyi notun dini hizmetler, cenaze kaldırmada katkıları olduğunu söyleyebiliriz. Şeytanın avukatlığını yapmaya kalkarsak; ideolojik olarak yine demokrasilerde örneği olmayan bir katkının imam hatip okullarına yapılması, ayrıcalıkların tanınması bağlantılı, bu okullardan mezun olanları açıkta bırakmama, Diyanet kadrolarından finanse etme kararlılığının kaçınılmaz sonuçlarından biri olduğunu söyleyebiliriz. Bol bol imam kadrosu ile en büyük bütçeli Diyanet kotasından kamu hizmetine alınanlar sonradan İktidarlarının kadrolaşmasında başka bakanlıklara kolaylıkla aktarılabiliyor, yenilerine yer açılabiliyor. Yaşanarak görüldüğü üzere eğitim bütçesinden imam hatiplere ne kadar torpil yaparsanız yapın, üniversitelere girişte ne kadar ayrıcalıklı konuma getirirseniz getirin, yaşamın her alanında nitelikli diplomaların, mesleğin sahibi yapmak kolay değil. Dört koldan ayrımcılık, Diyanet’te imam kadroları öncelikli katlanma, bütçe torpili farz oluyor. Her neyse; annemi, babamı, sevdiğim yakınlarımı toprağa verdikçe, cenaze kaldırma işlemlerinde İktidarlarının yaratılmış sosyal devlet işleyişinden hoşnut kalmamak olanaksız. Devlet kurumlarının hiçbirinde örneği olmayan, insanları en acılı günlerinde rahatlatan bu işleyişe alışkın olmadığımız için, şaşkınlığın egemen olduğu bir hoşnutlukla kabul ederken “Demek ki isteyince oluyor, demokrasilerde sosyal devlet kriterleri yaşamın her alanında işte böyle işlerse, insani gelişmişlikte bir yerlere gelebiliriz” diye düşünmemek olası değil... HHH Soma’da, bu çağda yaşanan en kara işçi katliamında, olay yerine kitlenmiş canlı yayın programlarında, farklı renklerde haberler verme çabasındaki gazeteci arkadaşlarımız... Görüntülerin de dramatikliği ile doğrudan orantılı ölen işçiler için yan yana kazılmış mezar yerleri, cenazelerin ilk alındığı soğuk hava deposu, cenazelerin çıkarıldığı ocağın kapısı önünde bekleşen acılı ailelerin öykülerine uzanırlarken... Cenazelerin kaldırılması süreci içindeki hizmetlerin her ayrıntısına, sonuçta saatleri bulan yayın payı ayırmış oluyorlar. Gerçekten acılı aileye yönelik en güzel geleneklerimizin arasındadır, ölü evine “ölmüşlerin ruhuna gitsin” diye, yakınların, komşuların yemek götürme yarışları... Ölenler çok, ülke olarak hepimizin ayıplı, çeşitli derecelerde sorumlu olduğu kitlesel işçi cinayetleri olunca, bu güzelim geleneği de bilerek ya da bilmeyerek kirletiyoruz. Suçluluk, sorumluluk algılamasında aklanmak gereksinimi bağlantılı İktidarları cephesinden hizmetler yarışına, vitrine dönüşmüş bulunuyor. Yaşarlarken yaşam güvenceleri için yapılması gerekenleri, sorumlulukların gereğinin yerine getirilmesini unutun. Arama kurtarma işlemlerini aksatan İktidarlarının vitrin şov ziyaretlerinin eleştirilmesine de girmeye gerek yok; medyada yeterince ayrıntılı tartışıldı... Dünyanın en ucuz ücretle, en ağır maden işçiliğine mahkum edilmişlerinin, böylesi acımasız, çağdışı koşullarda iş cinayetine kurban edilmelerinden suçlular cephesinin, mezar başlarında, ölü bedenlerin ailelere verilmek üzere bekletildiği soğutma merkezinde, ölü bedenlerin çıkarıldığı madenin kapısı önünde bekleşen acılı ailelerinin, çaylar, kazanlarda pişirilen çorbalar, pilavlar, okunan dualarla gönüllerinin alınmaya çalışılması, bunlarla övünülüp medyatik görüntü vermede yarışılması, doğrusu acıyı sarmaktan çok, bana göre sırıtıyor, acıyı dağlıyor. Hele de gıyabi cenaze namazları yarışının siyasi şova dönüşen dünkü görüntüleri... İş cinayetlerine, kömürden kara bir katliama, emek sömürüsüne, canlarına mal olan suçlar, suçlular halkalarının iç içeliğinde... İktidaryandaş sermaye kirli çıkar ilişkileri ağının karartılmasını getirebilir mi? Yılların değme deneyimli gazetecileri Soma’daki tanıklıklarının şokunda, dünyanın en ağır, en riskli işçiliğindeki düşük ücretlerin, ilkel çalışma koşullarının, can pazarının sergilendiği çaresizliğin boyutlarının şaşkınlığında... Profesyonelliklerine leke olabilecek insancıl tepkiler veriyorlar. Sanki ilk kez bizdeki emek sömürüsünün boyutlarını, insanlık dışı çalışma koşullarına tanık olmuşçasına isyanlarda, kimi çok bildik gerçeklerin sorgulamasında takılıp kalıyorlar... İşsizliğin, çaresizliğin ezdiği, köleleştirdiği insanların öznel koşulları için çok sıradan kimi davranışlarını bile anlamakta zorlanıp, reklamdaki “masum bebeğim” esprisine yaraşır sorular yöneltebiliyorlar. Yaşam odalarının olup olmadığı, verimli işletmecilik olarak yutturulan çağdışı kölelik düzeni, emek sömürüsü, dibine kadar kirli siyasetsermaye ilişkilerine yönelik sorgulamalarıyla... Bildik kirli düzenin kirli çamaşırlarına dolanıyorlar... Ayaklar yere değemese bile Soma işçileri çağdışı katliama kurban edilişleri ile Pandora’nın kutusunu açtılar. Ekonomi Servisi TOBB ETÜ Sosyal Politikalar Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (TOBB ETÜ SPM) yapılan bir çalışmada, şubat ayı işsizlik oranlarının hafif bir düşüş göstermesinde, AB tam uyum çalışmaları çerçevesinde TÜİK Hanehalkı İşgücü Araştırması’ndaki yeni düzenlemelerin etkili olduğu ortaya kondu. ANKA Ajansı’nın Ankara kaynaklı haberine göre, SPM Misafir Araştırmacısı Esra Doğan ve Yardımcı Araştırmacı Mehmet Furkan Karaca tarafından şubat ayı Hanehalkı İşgücü İstatistikleri’nin değerlendirildiği “Sanayide Gelişmeler ve İstihdam Eğilimleri” çalışmasının mayıs sayısında özetle şunlara dikkat çekildi: TÜİK, “işgücü, işsiz, işgücüne katılma oranı, istihdam oranı, işsizlik oranı, tarım dışı işsizlik oranı, genç nüfusta işsizlik oranı, işgücüne dahil olmayan nüfus ile tarım, sanayi, inşaat ve hizmet sektöründe çalışanlar” ile ilgili temel işgücü göstergelerini revize etti. Yapılan değişikliklerle, düzenlemeden önceki verilerle sonraki verilerin karşılaştırılabilirliği ortadan kalktı. * Yüzde 10.2 olarak açıklanan şubat ayı işsizlik rakamı bir önceki aya göre 0.1 puan düşmüş görünüyor. Bunda işsizlik kriterinde kullanılan iş arama süresinin, üç aydan dört haftaya düşürülmesi önemli rol oynadı. TÜİK, Ocak Temel işgücü göstergelerini revize eden TÜİK, yapılan düzenlemelerle önceki verilerle sonraki verilerin karşılaştırılabilirliğini ortadan kaldırdı. Değişikle işgücü, işgücüne katılım oranı ve istihdamda olağandışı artışlar ortaya çıktı. Kriterler değiştirildi 2014 ve öncesine ait veriler için yeni düzenlemelere uyarladığı verileri kullandı. Bu veriler tanımsal artışlara neden oldu. Serilerin birbiri ile bağı koptu. * Yeni düzenlemeler Ocak 2014 ve öncesine ait birçok veride önemli değişikliklere neden oldu. İşgücü, işgücüne katılım oranı ve istihdamda, geçen yılın aynı dönemine göre olağandışı artışlar görüldü. Ancak, “bu artışları açıklayabilecek herhangi bir şok etkisi ve benzeri durum” söz konusu olmadı. Söz konusu artışlar tanımsal düzeyde kaldı. * İşgücü ve mevsim etkilerinden arındırılmış işgücü verilerinde ise hem ocak ayı hem de geçen yılın aynı dönemine göre büyük artışlar gözlendi. İşgücü ocak dönemine göre yüzde 2.1 oranında genişlemeyle 27 milyon 824 bin kişi olarak açıklandı. Yani 563 bin kişilik ar tış oldu. Geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 6 oranında yani 1 milyon 583 bin kişilik genişleme söz konusu. Mevsim etkilerinden arındırılmış işgücü 28 milyon 381 bin kişiye ulaştı. Bu da, söz konusu veride ocak dönemine göre yüzde 1.5, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5.7’lik bir genişlemeyi gösteriyor. Bu büyük artışlarda yapılan yeni düzenlemeler de etkili oldu. * Çalışmada yer alan benzer analizlere göre istihdamda ocak dönemine göre yüzde yüzde 2.2, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5.5 oranında büyük artışlar meydana geldi. Bu denli büyük artışlar da yeni düzenlemelerden kaynaklandı. Bu durum istihdamın alt sektörlerine de yansıdı. * İşgücüne katılım or an ocak dönemine göre 0.9 ında puan düşüş gözlendi. Geçe n yılın aynı dönemine göre ise 4 pu “olağandışı bir artış” va anlık r. zer durum mevsim etk Benilerinden arındırılmış işgücüne ka oranında da görülüyor tılım . To işgücüne katılım oranı plam yüzde 49.1 olarak açıkl (İKO), an oran geçen yılın aynı dö dı. Bu ne göre ise 4 puanlık ola nemiğan şı bir artışa işaret ediyo dı* İşgücüne katılım or r. keklerde yüzde 70, ka anı erdınlar da yüzde 28.7 seviyesind e gerçekleşmiş görünüyor. Ocak ve öncesine ait yeni dü 2014 ze melere uyumlandırılmış nleaçıklanmadığından, ge veriler çm nemlerle karşılaştırma iş döyapma olanağı yok. * Mevsim etkilerinden arındırılmış genel işgücün e katılım oranında da benzeri art ışl konusu. Bunlar da tan ar söz ımsal artışlar ve yeni düzenleme lerden kaynaklanıyor. Katılım oranı değiştirildi Tahmin yapmak zorlaştı Çalışmanın sonuç bölümünde ise şu görüş savunuldu: Yeni düzenlemeler, sanayi istihdamı verilerini kullanarak ileriye dönük projeksiyonlar üretmeyi güçleştiriyor. Ancak kapasite kullanım oranı (oynaklık göstermekle birlikte) 2013’ün son çeyreğinden bu yana düşme eğiliminde. Buna ek olarak, iç talepte düşüş beklentimiz devam ediyor. Sonuç olarak üretimdeki düşüşün etkisiyle, işsizlik oranındaki yukarı yönlü seyrin devam etmesi bekleniyor. TEV’den Soma’ya Ekonomi Servisi Türk Eğitim Vakfı (TEV), Soma’daki maden faciasında hayatını kaybeden ve çalışamayacak durumda olan madencilerin çocuklarına burs verileceğini açıkladı. Vakıf tarafından yapılan açıklamada, maden faciasının herkesi derinden üzdüğü ifade edilerek TEV’in felaketin açtığı yaraların bir nebze olsun sarılmasına yardımcı olmak için elinden gelen desteği vereceğini duyurdu. TEV tarafından yapılan açıklamada, “Soma faciasında vefat eden veya çalışamayacak durumda olan işçilerimizin ilk, orta, lise ve yükseköğrenim gören çocuklarına burs tahsis edilecek. Burslar vakfımız burs yönetmeliğine uygun olarak büyük bir acıyla sarsılan çocuklarımızın ve gençlerimizin öğrenim hayatları boyunca devam edecek. Böyle faciaları bir daha yaşamamak dileğiyle, vefat edenlere Allah’tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı, yaralılarımıza acil şifa ve milletimize sabır dileriz” denildi. Manisa’nın Soma ilçesindeki maden kazasında hayatını kaybeden ve yaralanan vatandaşların ailelerine yardım etmek için birçok banka ve şirket seferber oldu. İstanbul Ticaret Odası ( İTO) şehit ailelerine yönelik destek kararı aldı. İTO Başkanı İbrahim Çağlar, şehit ailelerine 2 milyon lira nakdi bağışta bulunacaklarını duyurdu. Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu, Soma faciasında şehit olan madencilerin ailelerine 1 milyon lira nakdi yardım, 06 yaş çocuklarının bakım masraflarını sağlama, okul öncesi eğitim, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine de burs verme kararı aldı. Doğuş Grubu Soma’nın sağlık, barınma ve sosyal ihtiyaçlarına katkıda bulunmak için sosyal yardım projesi başlattı. Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk “Ocağına ateş düşen ailelerin çocuklarının, üniversite eğitimleri boyunca masraflarını karşılamayı taahhüt ediyorum” dedi. Odeabank Genel Müdürü Hüseyin Özkaya, “Hayatını kaybeden ve yaralanan vatandaşlarımızın ailelerinin tüm kredi borçlarını silecek ve bölgede yaşayan diğer vatandaşlarımızın da kredi taksit ödemelerini maliyetsiz olarak, asgari 3 ay süre ile erteleyeceğiz” dedi. burs desteği Ekonomik başarı için K Yardımlar ‘Soma’ için insana yatırım şart Ekonomi Servisi Stanford tasarruf oranının da oldukça düşük ve Jeopolitiğin Geri Dönüşü” Üniversitesi Siyasal Bilimler olduğuna dikkat çekti. başlıklı konuşmasında, dünyanın Profesörü Francis Fukuyama, Soğuk Savaş sonrasında iki adın istihdamı artırılmalı ekonomik rekabetin siyasi dönem bitirdiğini ve şu anda demokrasinin geliştirilmesine zorlu olan üçüncü bir döneme Türkiye’de kadınların işgücüne bağlı olduğunu söyledi. girmek üzere olduğunu belirtti. daha fazla katılması gerektiğini Türkiye’de insan sermayesine Fukuyama, yeni dönemde belirten Fukuyama, “Kadın yeterince yatırım yapılmadığını gelişmekte olan piyasaların, istihdamı, girişimci sayısı ve vurgulayan Fukuyama, “Orta gelir küresel ekonomide baskın nitelikli beşeri sermayenin statüsünü başarıyla elde ettiniz. olmasının sonuna geldiğinin artırılması gerekiyor. Eğer bir Yüksek gelir statüsüne geçmek görüleceğini dile getirdi. toplum kadınların ekonomiye bir ülke için farklı katılmasını bloke ederse gelişmeler gerektirir. kendini işgücünün Türkiye’de orta sınıf, yüzde 50’sinden tandford Üniversitesi Profesörü Fukuyama, Türkiye’de oransal olarak Çin’den mahrum bırakır. insan sermayesine yeterince yatırım yapılmadığını daha fazla. Son Günümüzde kadınlar dönemde hükümete erkeklerden daha iyi vurgulayarak, kalkınmada başarı sağlamak için hem siyasi yönelik protestolar, eğitim alıyor. Daha iyi hem de ekonomik sorunların aşılması gerektiğini söyledi. sosyal bir küresel orta eğitim almış yüzde 50’yi sınıfın yükselişinin ekonominin dışında kanıtı niteliği tutmak önemli bir gücü taşıyor. Siyasi sürdürülebilirlik, Konuşmasında Türkiye’nin engellemektir. Nitelikli beşeri katılımı destekleyen bir niteliğe kalkınma modelini değerlendiren sermaye, bütünsel kalkınmanın kavuşmalı. Ekonomik büyüme, bu Fukuyama, gelişmekte olan ve onun başlıca unsurları olan anlayışla mümkün olacak” dedi. ülkeler arasında yer alan teknolojik gelişmelerin en önemli İstanbul Sanayi Odası (İSO) 12. Türkiye’nin büyüme modelinin, unsuru. Türkiye’nin beşeri yabancı yatırıma dayalı olduğu Sanayi Kongresi’nde konuk sermayesini hızla geliştirmek için için birtakım sorunlar teşkil ettiğini konuşmacı olarak katılan bütünsel bir stratejiye ihtiyacı vurguladı. Fukuyama, Türkiye’de Fukuyama, “Kalkınma Modelleri var” diye konuştu. Romanya’nın notu yükseldi Ekonomi Servisi Kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P) Romanya’nın kredi notunu 2008’den bu yana ilk kez yatırım yapılabilir seviyesine yükseltti. S&P, ülkenin uzun vadeli devlet tahvillerinin notunu BB+ seviyesinden BBB seviyesine çıkardı. Bu, not yatırım yapılabilir seviyenin en alt basamağını ifade ediyor ve Romanya’nın, Rusya, Brezilya ve İspanya’nın ile aynı not seviyesine çıktığını gösteriyor. Romanya geçen 5 buçuk yıllık sürede notunu çöp kategorisinden yukarı çekmek için Avrupa Birliği’nin tasarruf programlarından birini uyguladı. Bu amaçla kamuda ücretler yüzde 25 düşürüldü, katma değer vergisi 5 puan artırıldı. Hükümetin bu yıl bütçe açığını GSYİH’nin yüzde 2.2’sine düşürmesi bekleniyor. S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle