02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 NİSAN 2014 CUMA 4 HABERLER CHP Ankara’daki itirazlarından sonuç alamazsa B planına geçecek Talan Sosyal Adaleti Ürettiğinden çok üreyen toplumlar, temeli üretime dayalı, istihdam yaratan, aş ve işi hakça bölüşen sürdürülebilir bir kalkınmayı yaşama geçiren bir ekonomi yaratamazlar. İnsanlar yaşamak için aşa muhtaç olduklarından, ürettiğinden çok üreyen toplumların eksiği bir yerden karşılaması, gediği kapatması gerekir. Eksiğin karşılanıp gediğin kapatılması için avanta ve talan sistemine başvurulur. Avanta ve talan sistemi, bir yandan ortaya çıkan toplumsal rantın belirli kimselere akıtılması, öte yandan toplumsal ve doğal kaynakların, talan edilmesi esasına dayanır. Buna bir de geçici süre için de olsa, görece rahatlama yaratan, borçlanma yöntemi eklenmelidir. Avanta ve talan sisteminin özünde yolsuzluk, yoksuzluk ve haksızlık yatar. Çünkü sistem üretimle değer yaratmadan, tüketimi sağlamak için kaynakların yağmalanması özüne dayalıdır ya da oluşan rantın belirli ayrıcalıklılara yönlendirilmesi esasına. Ancak bir paylaşım faaliyeti olan siyaset, dağıtımı yönetilenlerin rızasını da işin içine katacak bir mekanizmayı oluşturarak gerçekleştirmek zorundadır. Bu zorunluluk, monarşilerde bile vardır. Şu farkla ki, burada arslan payını gerçekte monark ile iktidar ortağı olan asiller alırlar. HHH Geniş halk kitlelerinin de paylaşımdan aldıkları payların artması demek olan demokrasinin gelişmesi için ise üretimin kitleselleşmesi ve artması gerekmektedir. Bu yüzdendir ki, demokrasi ancak, temeli, sömürü olsa dahi, üretime dayanan ekonomik sistemlerde mümkündür. Demokrasinin gelişmesi geniş toplulukların refahtan pay taleplerinin artmasına sosyal adalet kavramının gelişmesine yol açmıştır. Kimi durumlarda sosyal adalet kavramı, kapitalizmin kurtarıcısı da olmuştur. Bu açıklamalardan da kolaylıkla anlaşılabileceği gibi, görece özgürlükçü bir demokrasinin var olabilmesi için toplumda, temeli üretime dayalı, emeğin de kendi çıkarının pazarlığını bir ölçüde yapabileceği bir düzenin olması önkoşuldur. Bu koşul yerine gelmediği zaman, yine de yavaş yavaş gelişecek bir demokrasinin olabileceğini düşünmek abestir. Kısacası avanta ve talana dayalı sistemlerde demokrasi olmaz, olsa olsa “pseudo democratie” denen, özgürlüğü sandığa gitmekle sınırlı “yapay demokrasi” modelleri oluşur. Ama temel hak ve özgürlüklerden yoksun da olsa, haber alma özgürlüğü de kısıtlansa, sandığın var olması, sandığa gidenlerin de paylaşımdan az da olsa pay almalarını zorunlu kılar. HHH Avanta ve talan düzenlerinde, temeli üretime dayanan düzenlerin sosyal adalet kurumunu hiç değilse görünüşte andıran yeni bir kavram telaffuz edilmeden geliştirilir. Bu da talan sosyal adaletidir. “Talan sosyal adaleti”nde, amaç, geniş kitlelere “sen de talan ve yağmadan pay alabilirsin, düzen sana da getiri sağlar” zihniyetini yerleştirmektir. Burada geniş kitlelerin talandan veya avantadan alacakları payların, devede kulak olması önemli değildir. Önemli olan talandan pay alma ihtimalinin varlığıdır. Ve unutmayalım, talan sosyal adaleti bir olgu olmaktan çok algı, hatta bölüşümde adalet olmadığından, bir yanılsamadır. Burada pay alma olasılığının yüksekliği değil, var olması önemlidir. Örneğin, ömür boyu sigara içmiş bir kişi, piyango bileti alırken, kendisine büyük ikramiye vurması olasılığının kansere yakalanması olasılığından bin, on bin kat daha düşük olduğunu aklına getirmez. O sırada düşündüğü tek şey, kendisine de çıkma ihtimalinin var olmasıdır. Talan sosyal adaleti, “sandıklı baskı rejimleri”nin bekasını sağlayan kendine özgü bir kurumdur. Talan sosyal adaleti sistemi iyi kötü işledikçe, kitleler talandan ve avantadan pay almaya devam ettikçe, rejim de onun iktidarı da güvencededir. Bütün bu anlatmaya çalıştıklarımızda, 30 Mart seçim sonuçlarının da anahtarı yatıyor. Onu da yarın ele alalım. ‘Olağanüstü itiraz’ AYŞE SAYIN ANKARA Ankara’da büyükşehir belediye başkanlığını “seçim hileleri ve sonuçların hatalı girilmesi” nedeniyle kaybettiğine inanan CHP, seçim kurulları ve YSK’ye itirazdan sonuç alamaması durumunda, 2002 seçimlerinde Siirt’te seçimin iptaline yol açan “olağanüstü itiraz” yöntemini, “son seçenek” olarak gündemine aldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Yasa’nın “seçim sonucuna etki edecek olaylar ortaya çıktığında” olağanüstü itiraz başvurusuna olanak tanıdığını belirterek “Elimizde bu yönde gerek verilerin aktarımında, gerekse İçişleri Bakanı başta olmak üzere bazı kadroların görevlilere müdahale ve baskısı olduğu yönünde önemli bilgiler var” dedi. Ankara’da bazı sandıklara müdahale edildiği, birçok yerde veri oy tutanaklarının YSK’ye değiştirilerek girildiği gerekçesiyle CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi adayı Mansur Yavaş, seçim sonuçlarına itiraz ederken, CHP’de de “sandık sandık” inceleme yapılarak oy tutanakları karşılaştırılıyor. Ankara’da tüm ilçelerde birleştirilmiş oy tutanaklarına itiraz eden CHP, oy sayımının yeniden yapılmasını istiyor. Bu kapsamda önce ilçe seçim kurullarına başvuran CHP yönetimi buradan sonuç alınamaması halinde il seçim kuruluna, oradan da sonuç çıkmaması durumunda YSK’ye başvuracak. CHP adayı Mansur Yavaş, YSK’den de sonuç alınamaması durmunda Anayasa Mahkemesi’ne “bireysel başvuru” dahil, her platformda mücadelesini sürdüreceğini açıkladı. CHP yönetimi ise AYM ve daha sonra AİHM gibi seçeneklerin uzun soluklu bir süreç olduğunu dikkate alarak, yasanın olanak verdiği “olağanüstü itiraz” yöntemine başvurulmasını kararlaştırdı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, seçim sonuçlarını etkileyecek çok önemli verilerin ortaya çıktığının belgelenmesi halinde bu yöntemin kullanılabildiğini belirterek, kendilerinin elinde bu konuda önemli veri ve doneler olduğunu söyledi. YSK’nin, “veri aktarım” işini Havelsan’a verdiğini belirten Günaydın, seçim gecesinde CHP’ye veri aktarımının yaklaşık 22.5 saat kesildiğini ve bunu kuşkulu bulduklarını söyledi. Olağanüstü itiraz için ise ikinci gerekçelerinin başta İçişleri Bakanı Efkan Ala olmak üzere AKP’li bakanların seçim kurullarındaki görevlilere dönük baskısı olduğunu belirten Günaydın, “Biz elbette itirazlarımızın bu aşamaya gelmeden kabul görmesini bekliyoruz. Ancak itirazlarımız YSK’de kabul görmezse, olağanüstü itirazı da gündemimize bir seçenek olarak aldık” diye konuştu. Erdoğan’ı Başbakan yapmıştı l CHP’nin Ankara’ya itiraz için gerekçe gösterdiği “Siirt modeli”, Başbakan Tayyip Erdoğan’a Başbakanlık yolunu açtı. AKP’nin ilk kez seçime girdiği ve iktidara geldiği 3 Kasım 2002’deki seçimlerde Siirt’de AKP ve CHP birer milletvekilliği kazanırken “Jet Fadıl” olarak bilinen Fadıl Akgündüz “bağımsız milletvekili” seçildi. Erdoğan, “şiir davası” olarak da bilinen davada, Türk Ceza Yasası’nın 312. maddesinden mahkum olduğu ve böylece “milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olmadığı” gerekçesiyle bu seçimlerde milletvekili adayı olamadı. Ancak AKP, Siirt’in Pervari ilçesine bağlı Doğanköy’de sandık kurulları oluşturulamadığı gerekçesiyle seçim sonuçlarına itiraz etti. YSK, AKP’nin itirazını haklı bularak “seçim işlemlerindeki eksikliğin seçim sonuçlarında etkili olduğu” gerekçesiyle Siirt’teki seçimlerin iptaline karar verdi. CHP’nin de desteğiyle yapılan anayasa değişikliği ile Erdoğan’a milletvekili adaylığı yolu açıldı. AKP Milletvekil Mervan Gül, istifa ettirilerek yerine Erdoğan aday oldu ve 9 Mart 2003’te yapılan seçimlerle parlamentoya girip, başbakanlık koltuğuna oturdu. YSK’YE ABLUKA Ankara’da Yüksek Seçim Kurulu’nun bulunduğu Mithatpaşa Caddesi polis tarafından trafiğe kapatıldı. Ankara’nın en işlek yerlerinden olan caddenin giriş ve çıkışları demir bariyerlerle kapatıldı. Çevik kuvvet nöbet tutmaya başladı. Ayrıca caddenin giriş ve çıkışlarına TOMA’lar konuşlandırıldı. Özellikle gençlerin demir bariyerlerin önündeki bekleyişi ise dün de devam etti. Caddenin trafiğe kapatılması nedeniyle Kızılay çevresinde yoğun araç kuyrukları oluştu. CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı, AA Genel Müdürü’ne yüklenmeyi sürdürdü Yavaş: Öztürk kanalları aradı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Mansur Yavaş, siyasete devam edeceğini belirterek şu an tek gündeminin Ankara’nın seçim sonuçları olduğunu kaydetti. “Gökçek 1 oyla dahi kazansa, seçim adil ise saygımız sonsuz” diyen Yavaş, seçim günü AKP Genel Merkezi’ne gittiğini açıkladığı Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdürü Kemal Öztürk’ün aynı gün kanalları arayarak en doğru verilerin kendilerinde olduğu uyarısında bulunduğunu aktardı. Mansur Yavaş, CNNTÜRK’te 360 Derece programına katıldı. Seçim günü AA Genel Müdürü Öztürk’ün AKP’ye gittiğini açıklayan Yavaş, bu açıklamasının doğrulanmasının ardından bir açıklamada daha yaptı ve Öztürk’ün aynı gün kanalları arayarak en doğru verilerin kendilerinin olduğu ve başkalarına itibar edilmemesi yönünde uyarılarda bulunduğunu kaydetti. Yavaş, “Beni mahkemeye versin, kimleri aradığı da böylelikle ortaya çıkar” dedi. Yavaş şunları söyledi: Tek kabin yanlıştı: Toplam 124 bin geçersiz oy var. Büyük çoğunluğu muhtar pusulalarının da aynı zarfa konmasından ve tek kabin yüzünden. YSK öğlene kadar, bu durumla ilgili bir uyarı yapıyor. Bazı sandıklarda bu oylar geçerli sayılıyor, bazılarında sayılmıyor. Hak savunma kışkırtma oldu: Her siyasi görüşten insan YSK’nin önüne geçip adalet bekliyor, bunun adına kışkırtma deniyor. Hak aramak ne zaman kışkırtma oldu. “Lütfen orada beklemeyin” diyoruz, buna kışkırtma deniyor. Gençyaşlı bana umut bağladı. Ben bu oyların peşine nasıl düşmem. Demokrasinin namusu peşindeyiz: Kendilerine güveniyorlarsa dilekçelerini versinler, oylar yeniden sayılsın. Seçimden önce cemaate ağlayarak yalvarıyor, ülkücülere yalvarıyor. Ertesi gün seçildiğini söylüyor, sonra da “Paralel yapıyı, ülkücüleri yendim” diyor. Her konuda şaibe var. Seçimlerin meşruiyetinin olması için de oyların yeniden sayılması gerek. AKP’den de oy aldık: Sayın Başbakan’a sesleniyorum, insanları ötekileştirmeyin. Türkiye’nin birlik beraberliğe ihtiyacı var. Uzlaştırıcı bir dil kullandık. Bize AKP’den de oy geldi. Gençler “Birleşe birleşe kazanacağız” diyorlar. Toplumun özlediği bu değil mi, ikisi de birbirini alkışlıyor. AKP’nin çoğunluk meclisi sorun olmaz: AKP’nin çoğunlukta olduğu bir meclis sorun olmaz. Belediye meclisine gelenler hizmete geliyor, robot değiller. Suyu, ulaşımı ucuzlatacağım da, “hayır” oyu mu kullanacaklar. Bir kişinin bile burnu kanamamalı: Vatandaşlar, oylarına sahip çıkıp ve tepki göstereceğiz diye belli grupların oyununa gelip olay çıkarmasınlar. Ben bir kişinin bile burnunun kanamasını vicdanım kabul etmez. Siyasi mücadelem devam edecek. Bir oyla sayın Gökçek kazansa, seçim o şekilde şeffaf bir şekilde sonuçlanırsa saygımız sonsuz. Sevdamız Ankara, sonuç başka yönde olursa da “Sevdamız Türkiye” der, devam ederiz. ‘Sayılırsa kesin alırız’ Gökhan Günaydın, CHP’nin şu anda yaklaşık 30 bin oyla seçimi kaybettiğinin söylendiğine dikkat çekerek seçimin yenilenmesi ya da oyların yeniden sayılması halinde, Mansur Yavaş’ın seçimi “yüzde yüz alacağına emin” olduğunu söyledi. Geçersiz oylara da itiraz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, parti genel merkezide CHP Ankara İl Başkanı Zeki Alçın ile birlikte basın toplatısı düzenledi. İptal edilen 124 bin oy olduğuna dikkat çeken Tezcan, “Bu sayı, iki parti arasındaki farkın dört katı. Bu nedenle sayımın yenilenmesi gerekiyor” dedi. Açıklamanın ardından Alçın, il seçim kuruluna giderek 25 ilçeye ilişkin itirazları sundu. Alçın, 240 sandıkla ilgili ilçe seçim kurullarına itiraz ettiklerini, olumsuz yanıt aldıklarına il seçim kurulunda da itiraz ettiklerini söyledi. Alçın ayrıca geçersiz sayılan 124 bin oyla ilgili de itiraz başvurusunda bulunduklarını bildirdi. CHP sandıkların yeniden sayılması talebinde de bulundu. Olağanüstü şikâyet hakkımızı kullanacağız Yavaş, CHP’nin seçim sonuçlarına itirazıyla ilgili olarak YSK sürecine geçilmediğini belirterek “Olağanüstü şikâyet hakkımızı kullanacağız” dedi. “Yedi gün içerisinde eğer bu seçime şaibe karışmışsa oyların yeniden sayılması gerekir” diyen Yavaş, “Ankara seçiminden başka bir şey düşünmüyorum. CHP ve MHP’nin ortak cumhurbaşkanı adayı olacağım yönünde bir şey yok” ifadelerini kullandı. ‘Düşürme hayal’ SERTAÇ EŞ ANKARA AKP adayı Melih Gökçek’in “Mansur Yavaş seçilse bile belediye meclisindeki AKP çoğunluğu ilk faaliyet raporu oylamasında düşürür” iddiasına CHP’den yanıt geldi. Eski Büyükşehir Belediye Meclisi’nin CHP’li Grup Başkanvekili Yaşar Çatak, “Meclis’in böyle bir yetkisi var. Ancak bu tamamen haklı bir gerekçeye dayanmalı” diye konuştu. Çatak, Gökçek’in iddiasının zorlama olduğuna dikkat çekerek “Bir kere Mansur Yavaş mazbatasını alınca artık Gökçek’in başkanlığı bitecek. Yani Mansur Yavaş düşürülse bile Gökçek geriye dönemeyecek. Bu ay çıkacak faaliyet raporuyla düşürülürse, düşürülen rapor Gökçek’in geçen yıla ilişkin raporu olacak. Bu yol çok zorlama bir yol” dedi. Büyükşehir Belediye Meclisi’nin her yıl düzenlenen faaliyet raporunun oylamasında belediye başkanının dörtte üç çoğunlukla düşürme yetkisinin her zaman olduğunu belirten Çatak, “Ancak bu haklı bir gerekçeye dayanmalı. Eğer mülki amir veya Danıştay incelemesinde haklı bir nedene dayanmadığı görülürse, bu belediye meclis üyeleri için cezai sorumluluk doğurur” dedi. Takılıyormuş AFYONKARAHİSAR (Cumhuriyet) Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, seçim gecesi oy sayımı sırasında Kepez Seçim Kurulu’nda sandıkların başında bulunduğuna dair fotoğraflar üzerine açıklama yaptı. Çavuşoğlu, “Bir tane sandıkta bir tane oy farklı çıkmıştı. Onu sayıp duruyorlardı. Ben, hatta oradakilere takıldım. ‘Gittiğim bir ülkede seçim sonucunu gözlemlerken, bir oyu 2 saatte zor buldular. İnşallah siz çabuk bulursunuz’ diye, şakalaştık. Bunu kullanarak, güya ben oyları açtırmışım, saydırmışım, böyle yalanlar attılar” dedi. Gökçek’ten esrarengiz ziyaret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’daki seçim tartışmaları arasında Melih Gökçek, Ombudsmanlık kurumuna sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Kurum, 29 Mart’tan itibaren belediyelerin çalışmalarıyla ilgili şikâyetleri de almaya başlamıştı. Ziyaretin, uygulamanın başlamasından 4 gün sonra gerçekleşmesi soru işaretleri oluşturdu. Gökçek, çıkışta ziyarete ilişkin soruları yanıtsız bıraktı. Gökçek’in ziyareti, seçim tartışmalarının Ombudsmanlık’a taşındığı yorumlarına neden oldu. Öte yandan dün gazetecilere açıklama yapan Gökçek “Edebimden TV’lere çıkmıyorum. Mazbatayı alınca bütün TV’leri gezeceğim” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle