28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 NİSAN 2014 PAZARTESİ 8 Türkiye’nin az sayıdaki sosyal demokrat düşünce kuruluşları arasına yeni katılan, Nebil İlseven’in başkanlığındaki Toplumcu Düşünce Enstitüsü (TDE) cuma günü 30 Mart seçim sonuçlarını CHP açısından değerlendiren çok önemli bir toplantıya ev sahipliği yaptı. CHP yöneticileri, Türkiye’nin önde gelen siyaset bilimcileri ve gazetecilerle birlikte seçim sonuçlarını ve seçmen eğilimlerini masaya yatırdı. Araştırmacı Adil Gür ile siyaset bilimi hocaları Prof. Yılmaz Esmer ve Prof. Ersin Kalaycıoğlu’nun sunumları eşliğinde yapılan tartışmalarda öne çıkan bazı bulgu ve tespitleri özet olarak aktarmaya çalışalım: HABERLER CHP Sandıktan Ders Çıkardı: Cemaat CHP’ye yaramamış Seçim sonrasında çok tartışılan ikinci konu CHPcemaat ilişkisi oldu. Uzmanlar “cemaat ile yakınlık algısının” CHP’ye zarar verdiği görüşünde. CHP seçmen tabanından MHP’ye kaymalar gözlenmiş. Araştırmacıların bulguları, MHP Genel Başkan Yardımcısı Ruhsar Demirel’in geçen günlerde bir sohbet sırasında bizimle paylaştığı “CHP tabanından MHP’ye cemaat nedeniyle kaymalar oldu” tespiti ile de örtüşüyor. n Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM MUSTAFA BALBAY ‘Beceriksiz’ Algısı Yıkılmalı Eğitimin rolü: Eğitim seviyesi düşük kesimlerin oyu AKP’ye giderken, eğitim düzeyi yükseldikçe CHP’ye yönelim artıyor. Beyaz yakalılar ve elitler arasında CHP net biçimde AKP’den daha güçlü. Partileri ideolojilerine göre sağsol skalasında değerlendiren araştırmalardan MHP sürprizi çıktı. Önceki seçimlerde seçmen MHP’yi AKP’nin de sağında bir konuma oturtuyordu. Bu kez MHP, daha merkeze taşındı. AKP onun sağında yer aldı. İşte bu yüzden AKP’den kaçışlarda ilk adres MHP haline gelir oldu. AKP yaşlanan parti İktidarın oy kaybı: Şubat 2012’de yüzde 54’lere ulaşan AKP, açılım süreci, Gezi olayları, 17 Aralık süreci ve Twitter yasakları sonrasında yüzde 4345 seviyesine düştü. Gençler umut verdi: İlk defa oy kullanan seçmenin tercihinde az farkla CHP (yüzde 32), AKP’nin (yüzde 30) önünde çıktı. Gezi olayları ve Twitter/YouTube yasağı etkisiyle genç taban AKP’den kopuyor. AKP “yaşlılar partisine” dönüşme riskiyle karşı karşıya. CHP yönetimi bu bulguyu son derece önemsiyor, gençlere yönelmeyi sürdürecek. İkinci adres MHP oldu uygulamalarının” geniş halk kesimlerinin bilgisine ulaştırılması son derece önemli. Seçim sonuçları sanılanın aksineCHP’li belediyelerin oylarını artırdığını açıkça gösteriyor. Yani CHP’li belediyelerin “başarısız, beceriksiz” olduğu algısı doğru değil. Ancak yaptıklarını yurttaşlara anlatmada, göstermede yetersiz kaldıkları doğru! CHP’li belediyeler ile CHP örgütleri, geniş halk kesimlerine ulaşma konusunu yeniden kurgulamalı... Köşk seçiminde yol ayrımı Yapılan tüm analizlerin vardığı nokta Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Görülen o ki, CHP önemli bir yol ayrımında. Ya ikinci turda MHP’ye de sıcak gelebilecek merkezden bir aday çıkaracak. Ya da kendi tabanını bir arada tutarak öncelikle ilk turu geçmeyi hedefleyecek. İstanbul toplantısında her iki görüşün de bolca alıcısı olduğunu gözlemledik. Bazı yorumculara göre Cumhurbaşkanlığı seçimini Erdoğan’ın kazanması durumunda Türkiye’yi gergin günler bekliyor. Popüler oyla seçilen, partizan bir ismin cumhurbaşkanı yetki sınırını zorlaması halinde tansiyonun düşmeyeceği, Gezi benzeri protestoların artacağı tahminleri yapılıyor. HHH Siyaset bilimciler ve araştırmacılar ile CHP yöneticilerinin saatler süren beyin fırtınasından aklımızda kalan özet sonuç şu: Ana muhalefet partisi CHP, iktidar olmak için halka yakın olmak ve güven yaratmak zorunda. Bunun yolu ise “gençlere ve kadınlara daha fazla ulaşmanın” ve “CHP’nin başarı öykülerini çoğaltarak geniş kitlelere duyurmanın” etkin yollarını bulmaktan geçiyor. Yolsuzluk algısı artmış 30 Mart seçimleri sonrasında iki konu özellikle CHP camiasında çok tartışılır oldu: Yolsuzluklar halkı neden etkilemiyor? Cemaat ile yakınlaşma CHP’ye ne kazandırdı? TDE toplatısında bu sorulardan ilkine ilişkin önemli bir bulguyu Prof. Kalaycıoğlu ortaya koydu. Seçimlerden hemen önce sonuçlanan bir araştırmanın verilerine göre, “Türkiye’nin en önemli sorunu nedir” sorusuna “Yolsuzluk” diyenlerin oranı yüzde 1 seviyelerinden 2014 başında yüzde 8.4’e ulaşmış. Ancak ekonomik refah sürdüğü müddetçe yolsuzluk algısı sandığa büyük oranda yansımıyor. CHP’nin ‘güven’ sorunu AKP’li seçmenin, CHP yerine MHP’ye gitmesinin nedeni ne? Araştırmalara göre o seçmenin en temel gerekçesi CHP’yi halktan uzak bulması. İnandırıcı ve güvenilir görmemesi... Bu “güven” sorununun aşılması için yapılması gerekenler de belli: 1. “Beceriksiz” algısı kırılmalı. 2. “Yönetemez” algısı kırılmalı. Halkta “Bu CHP refah artışını sağlayabilir” algısının yaratılması şart! Kadınların tercihi Kadınlar neden AKP diyor: CHP’nin kadınlardan çok erkeklerden oy alan bir parti çıkması herkesi şaşırttı. Kadınların çoğunluğu AKP’ye oy veriyor. Bunda milyonlarca kadına verilen “doğrudan sosyal yardımın” büyük payı var. Ancak eğitim ve gelir seviyesi yükseldikçe, kadınların tercihi CHP’ye yöneliyor. CHP yönetimi kadın seçmeni etkilemenin yollarını arıyor. Belediye başarısı anlatılmalı CHP ile ilgili yaygın algıların ortadan kaldırılmasında CHP’nin “başarılı belediyecilik ABD ve TSK’nin petrolcüsü Milli Savunma Bakanlığı’nın ihalelerinden men edildi ‘Patriotçu’ yasak yedi BARKIN ŞIK ANKARA Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yurt çapındaki binlerce noktasına yakıt ikmalini gerçekleştiren Kızıl Group’a ait Turkoil firması, Milli Savunma Bakanlığı’ndan (MSB) ihale yasağı yedi. Türkoil, Petrol Ofisi ve Opet’le yarıştığı TSK’nin 2011 yılı motorin nakil ihalesini kazanmıştı. Yıllardır Petrol Ofisi’nin gerçekleştirdiği TSK’nin yakıt ikmali, böylece ilk kez Turkoil’e verilmişti. Turkoil 2 yıl boyunca MSB’nin açtığı ihalelere giremeyecek. Turkoil aynı zamanda NATO tarafından Türkiye’ye konuşlandırılan Patriot bataryalarına yakıt teminini de üstlenmişti. Kızıl Group, ABD’nin Ortadoğu petrol tedarikçisi olarak da biliniyor. Irak operasyonu sırasında Amerikan Ordusu’nun yakıt ihtiyacını da Kızıl Group karşılamıştı. Milli Savunma Bakanlığı’nın Turkoil firmasına ilişkin ihale yasağı 26 Şubat tarihinde yürürlüğe girdi. 26 Şubat 2016 tarihinde bitecek yasak Kamu İhale Kanunu’nun 4735 sayılı maddesi kapsamında verildi. 2011 yılında ilk kez TSK’nin yakıt ikmalini yapmaya başlayan Turkoil 3 yıldır bu görevi sürdürüyordu. Gaziantep ve çevre illerde konuşlandırılan Patriotlar’ın yakıt ikmalini de Kızıl Group bünyesinde yer alan SHG firması gerçekleştiriyordu. Kızıl Group, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ülke genelindeki tüm yakıt ikmallerini gerçekleştirmenin yanında, Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı’nın da Ortadoğu petrol tedarikçisi olarak faaliyet gösteriyordu. ABD, Irak’a düzenlediği askeri operasyon sırasında kullandığı yakıtı sağlayan Gaziantep merkezli Kızıl Group’a törenle teşekkür plaketi verilmişti. Almanya’nın Kaiserslautern kentindeki ABD Üssü’nde düzenlenen törende teşekkür plaketini Kızıl Group Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Kızıl, Irak operasyonunun lojistik sorumlusu olan Albay Donnei Walker’den almıştı. Kızıl, tö Teşekkür plaketi verildi ren sonrası yaptığı açıklamada, 2005’ten bu yana 1200 tanker ile ABD’nin ihtiyacı olan 1 milyon 200 bin ton yakıtı Mersin Limanı’ndan Bağdat’a taşıdıklarını belirtmişti. Kızıl, “Albay Donnei Walker konuşmasında ‘Kızıl Grup bu operasyon sırasında gerçekten çok zor bir olayı gerçekleştirerek Gaziantep ve Şanlıurfa’dan sağladığı araçlarla, kendi yakınlarıyla ikmali aksaksız yapmış ve operasyonun başarılı olmasında büyük yarar sağlamıştır’ diyerek grubumuza övgüler yağdırıp, teşekkür etti” demişti. Yolsuzluk iddiaları Türkoil, 2002 yılında Gaziantep orijinli Kızıl Group’un bünyesinde kuruldu. Türkoil, Petrol Ofisi ve Opet’le yarıştığı TSK’nin 2011 yılı motorin nakil ihalesini de kazanmıştı. AKP’ye yakınlığı ile bilinen Kızıl Group, 2012 yılında da Gaziantepspor ile ilgili yolsuzluk iddiaları ile gündeme gelmişti. Kızıl Group şirketleri ile Gaziantepspor hesapları arasında usulsüz aktarımlarda bulunulduğu öne sürülmüştü 28 Nisan yas günü olsun Dünyanın 30 ülkesinde yas günü olarak kabul edilen 28 Nisan’ın Türkiye’de de yas günü olarak kabul edilmesini isteyen, iş kazalarında yaşamını yitirenlerin aileleri, dün, Taksim’den Galatasaray Meydanı’na yaptıkları yürüyüşle bu taleplerini dile getirdi. Yakınlarının fotoğraflarını taşıyan aileler, “İş kazası değil, cinayet”, “Çalışırken ölmek istemiyoruz” sloganları atarak yürüdü. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) yeniden biçimlenme süreci devam ediyor. 10 yıl, 20 yıl kişilerin yaşamında elbette önemli ve çok uzun süre; oysa tarih baba ülkeler için öyle olmadığını söylüyor. Soğuk Savaş bitti, dünya yeni bir yüzyıla girdi ama birbirine de girdi! İki kutuplu dünyanın sona ermesiyle birlikte genel beklenti, artık tek kutuplu bir yaşamın yerleşeceği, Batı’nın, daha net ifadeyle ABD’nin yeni bir dünya düzeni kuracağı yönündeydi. ABD’li stratejistler 21. yüzyılın adını bile koymuştu: Yeni Amerikan yüzyılı... Buna karşılık genel anlatımla “Doğu Bloku” olarak adlandırılan yapının ortadan kalkmasıyla Doğu da sona ermedi. Çöküntü sonrası ilk şaşkınlık yerini önce ayakta kalmaya, sonra etrafına yeni şekil vermeye bıraktı. Devamında da yeni dünya düzeninin kurulumuna Doğu’nun da katılması geldi. HHH Suriye ve ardından Urkayna’da yaşananlar yukarıda özetlediğimiz tablonun iki kanlı parçası olarak sıcaklığını koruyor. İki kriz ilk bakışta birbirinden çok farklıymış gibi görünse de özü aynı; Soğuk Savaş sonrasındaki yeniden yapılanmanın getirdiği rekabet, çatışma, hatta hesaplaşma... Suriye’de Esad yönetimiyle muhalifler çatışıyor... Ancak iki taraftan hangisi biraz öne çıksa, nedense uluslararası kamuoyu hemen öteki tarafı öne çıkaracak bir gerekçe buluyor! Bu ülkede bugünkü gidişin devamı şöyle görünüyor; iki taraf da birbirini yok etmeye girişirken ülkenin toplam gücü çökecek... Öyle anlaşılıyor ki, bu karşılıklı birbirini yok etme savaşının sonunda Suriye bitecek, işte o gün yeni bir yapı kurulacak. Ukrayna ise dünyanın daha çok dikkatinde... Çünkü sadece ABD ile Rusya’nın değil AB’nin de doğrudan devrede olduğu, tüm tarafların çıkarları için her şeyi yapmayı göze aldığı bir süreç yaşanıyor. Bunun somut yansıması, Ukrayna’da taraflardan söz edilirken şu tür tanımların kullanılması: Batı yanlısı, Rusya yanlısı, AB’nin desteklediği... Uluslararası alanda Ukrayna yorumları yapılırken de ülke içinde hangi kesimin kazanacağı tartışması yerine, “Bakalım Rusya mı kazanacak Batı mı” yorumları yapılıyor. Bu çatışmanın altında kalan ise Kırım Tatarları oldu. HHH Türkiye’nin etrafındaki her kriz bölgesi bize Napolyon’un şu sözünü tekrarlattırıyor: Coğrafya ülkelerin kaderini belirler. Başta vurguladığımız gibi birbirinden çok farklıymış gibi görünse de Ukrayna ve Suriye sorunlarının özü aynı, ama bir başka aynılık da şu: Her iki kriz de Türkiye’yi doğrudan etkiledi, etkilemeye devam ediyor. Bir yandan coğrafya kaderi belirliyor, bir yandan da tarih eteğimizden çekiyor. Eteği sağlam tutma inadına girsek yırtılma tehlikesi var, koyversek hoş değil! Bu durumda aklın yolu eteği kaptırmamak. Hükümetin, Suriye’de Esad yönetiminin haftalar içinde çökeceğini söylediği günden bu yana iki yıldan fazla zaman geçti. Türkiye’nin iki krizin ortasındaki ülke olarak taraflara vereceği derslerden çok, çıkaracağı dersler var. İki krizin de büyümesinin başlıca nedeni, ülkelerin içindeki insanların ortak paydalarını tüketmesidir. Bu tükenince başka ülkelerin ortak paydaları öne çıkıyor! Dershanelerin kapatılması Bakanlıktan AYM önlemi SİNAN TARTANOĞLU ABD’li gazeteci sınırda yakalandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, Hatay’ın Altınözü ilçesinde nehirden salla Türkiye geçmeye çalışan 3 kişinin yakalandığını, bunlardan birinin ABD’li gazeteci olduğu açıkladı. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinden yapılan açıklamada, Hacıpaşa Hudut Karakol Komutanlığı’nın mobil yol kontrol unsuru tarafından Suriye’den Türkiye’ye 3 kişilik grubun nehirden salla geçmeye çalıştığı belirtilerek şöyle denildi: “Söz konusu üç şahıs MYKU tarafından yakalanmış ve yapılan üst aramasında iki şahsın Suriye uyruklu, bir şahsın ise ABD’li gazeteci olduğu tespit edilmiştir.” PKK yanlısı grubun durdurdukları araçların anahtarlarını aldıkları, 100’e yakın aracın yolda mahsur kaldığı belirtildi. Anahtarları alınan TIR ve kamyonların, yolu kapatacak şekilde çapraz park edildikleri görüldü. Araç sahipleri, aç ve susuz kaldıklarını söyledi. Askerlerin anahtarları alınan araçların bulunduğu bölgede güvenlik önlemi aldığı görüldü. Başkan Yılmaz’dan korkunç benzetme BOLU (DHA) Katıldığı bir etkinlikte insanların birbirlerine karşı olan önyargılarından arınması gerektiği mesajı veren Bolu Belediye Başkanı AKP’li Alaaddin Yılmaz, Alevileri terör örgütü PKK ile bir tuttu. Doğu ve Güneydoğu Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin açılışında konuşan Yılmaz, “Almanya ve Fransa geçmişte PKK’ye müthiş destek verdiler. Şu anda da Alevilere destek veriyorlar. Amaçları şu; Türkiye’yi sıkıntıya sokmak. Biz bu kardeşliği ve bütünlüğü geçmişte bu ülkeyi, Cumhuriyeti beraber kuranlar olarak kararlı olmak zorundayız” dedi. ANKARA AKP ile cemaat arasındaki kavganın başlangıç noktası dershaneler yasası, Anayasa Mahkemesi üzerinden yeni bir krize gebe. Anayasa Mahkemesi’ne başvuran CHP, birçok düzenlemenin iptalini istemişti. Milli Eğitim Bakanlığı da yasanın iptal edilebileceği düşüncesiyle çalışma başlattı. Bakanlık hukukçuları, dershanelerin 1 Eylül 2015 tarihinde kapatılması ile ilgili düzenlemenin iptali durumunda “yeni yasa çalışmalarının başlatılacağını ve kısa süre içinde Bakanlar Kurulu’na sunulacağını” belirtti. Yeni yasa çalışmasında üzerinde en çok durulan konunun ise olası iptalin anayasanın “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir” ilkesine dayandırılması olasılığı. Üzerinde durulan ikinci olasılık ile Anayasa Mahkemesi’nin HSYK yasasında olduğu gibi Milli Eğitim Bakanlığı’nın teşkilat yasasını yeniden düzenleyen yasa maddesinin iptal edilmesi. Maddeye göre, bakanlık müsteşar yardımcısı, genel müdür, talim ve terbiye kurulu üyeleri, grup başkanları, il müdürü, il milli eğitim müdür yardımcısı, ilçe milli eğitim müdürü kadrolarında bulunanların görevleri yasanın yürürlüğü ile birlikte sona erdi. MEB, söz konusu kadroların bir kısmında değişiklikler yaptı. Ancak yasaya göre okul müdür ve müdür yardımcılarının görevlerine haziran ayında son verilecek. İptal kararının hazirandan önce gelmesi durumunda müdür ve müdür yardımcıları görevlerinde kalacak. Bu durumda da bakanlık yeni bir yasa ile “geçici görevlendirme” formülünü daha güçlü işletmeyi planlıyor. PKK’liler iki askeri kaçırdı DİYARBAKIR /ANKARA (Cumhuriyet) Diyarbakır’ın Lice ilçesinde karakol yapımını protesto için önceki gece yol kesen PKK’lı grup, 2 uzman çavuşu kaçırdı. Lice’ye bağlı Abalı Köyü’ndeki Abalı Jandarma Karakolu inşaatını protesto eden bir grup, önceki gece DiyarbakırBingöl karayolunu trafiğe kapatarak durdurdukları araçlarda kimlik kontrolü yaptı. Bölgede önlem alan güvenlik güçleri yol kesen PKK yandaşı gruba müdahale etti. Yol kesen grup güvenlik güçlerine taş ve havai fişeklerle saldırırken, jandarma timleri de göz yaşartıcı bomba atarak dağıtmaya çalıştı. Olaylar sırasında atılan bir ses bombası nedeniyle 1 asker yaralandı. PKK yandaşları durdurulan araçlardan birindeki 2 uzman çavuşu, yaptıkları kimlik kontrolü ardından kaçırdı. BDP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt, karakol yapımını protesto eden grupta bulunanların karakol yapımının durdurulduğu açıklanana kadar eylemlerine devam edeceklerini ve askerleri bırakmayacaklarını söylediklerini ifade etti. Öte yandan Genelkurmay’ın internet sitesinden yapılan açıklamada, terör örgütü mensupları tarafından Hakkâri’nin Şemdinli ilçesindeki 2. Komando Tugay Komutanlığı unsurlarına, Koç Tepe bölgesinden ve Irak’ın kuzeyinden taciz ateşi açıldığı belirtildi. Açıklamada, “Açılan ateşe derhal karşılık verilmiştir” denildi. ‘Taciz ateşi yapıldı’ İZMİR (AA) 19. İzmir Kitap Fuarı’nda kitaplarını imzalayan İP lideri Doğu Perinçek, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın sözlerini, “çok talihsiz; gladyoyu, paralel devleti savunan bir açıklama” olarak değerlendirdi. Taksim’de yapılacak 1 Mayıs kutlamalarının sorulması üzerine Perinçek, “Taksim’de şunu görüyoruz; Apo posterleri açılacağını şimdiden ilan ediyorlar. PKK Taksim’de olacağını, BDP Taksim’de olacağını söylüyor. Birtakım başıbozuk gruplar oralarda tertip kokan hazırlıklar içerisindeler. Taksim’de emekçi sınıflar yok, bölücülük var” dedi. Doğu Perinçek: Taksim’de bölücüler olacak Reyhanlı’da ‘seyyar duvar’ Hatay’ın Reyhanlı ilçesine bağlı Kuşaklı köyünde, sınır güvenliği için istenildiğinde taşınabilen seyyar duvar örülüyor. Suriye’ye sınırındaki köyde sınır ihlalleri ve kaçakçılığın önüne geçmek için başlatılan çalışma kapsamında 30 santimetre kalınlığında ve 3 metre yüksekliğinde betondan duvar örülüyor. Yaklaşık 1200 metre uzunluğunda olması planlanan duvarın her parçasının 9 ton ağırlığında ve taşınabilir özelliğe sahip olacağı bildirildi. Uygulama, Suriye’nin Türkiye sınırında bulunan Atme kasabasının karşısında belli bölgelerde hayata geçirilirken, Kuşaklı köyünde 2 gün önce başlayan çalışmalarda şimdiye kadar 150 beton blok yerlerine konuldu. Hazır beton duvarların, istenildiği zaman kaldırılarak taşınabilir özellikte olduğu belirtilirken, bu sayede sınır hattı boyunca her türlü sıkıntının önüne geçilmesinin hedeflendiği kaydedildi. İstanbul Haber Servisi Danimarka’da İslam karşıtı görüşleriyle tanınan ve tehditler alan Özgür Yazarlar Birliği Başkanı ve Gazeteci Lars Hedegaard’a silahlı saldırıda bulunduğu iddia edilen Lübnan asıllı Danimarka vatandaşı, Türkiye’ye giriş yapmak isterken 25 Nisan Cuma günü Atatürk Havaalanı’nda yakalanarak tutukladı. Danimarka polisi, zanlının Danimarka’ya iadesi için Türk yetkililerle diyalog halinde olduklarını açıkladı. Hedegaard, Danimarka basınına yaptığı açıklamada, “Saldırganın kim olduğunu öğrenmek ve bana neden saldırıda bulunduğunu öğrenmek istiyorum” dedi. Danimarkalı yazara saldıran zanlı İstanbul’da yakalandı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle