Katalog

15 NİSAN 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR HONG KONG FİLM FESTİVALİ 15 ‘Büyükusta’ya 12 ödül Kültür Servisi Yönetmen Wong KarWai, dövüş sanatı fantezisi “The Grandmaster” (Büyükusta) filmi ile Hong Kong Film Festivali’nde “En İyi Film” ve “En İyi Yönetmen” ödülleri de dahil tam 12 ödül kazan Wong KarWai dı. Kung Fu ustası Yip Man’ın hayatından esinlenilerek çekilen destansı aksiyon filmi, “En İyi Senaryo”, “En İyi Sinematografi” gibi pek çok ana kategoride ödüle değer görüldü. Çinli yıldız Zhang Ziyi, Kung Fu ustası Yip Man’ın kızını canlandırarak “En İyi Kadın Oyuncu” ödülü kazandığı yarışmada yaptığı konuşmada, “Kolay bir yolculuk değildi. Filmden kendi hayatım adına pek çok şey öğrendim” diye konuştu. Hong Kong’lu oyuncu Tony Leung’un canlandırdığı filmin ana karakteri Yip Man’ın, efsanevi dövüş filmi ustası Bruce Lee’nin çocukluk yıllarında büyük etkisi olduğu ve Lee’nin akıl hocası olduğu biliniyor. Ortaya karışık bir konser SAMİ KISAOĞLU Kahrolsun Bağzı Nobeller Nobel Barış Ödülü hiçbir zaman gerçek bir barış arayışının ödülü olmadı. O başlangıçtan beri savaşların varlığını ve meşruluğunu bilinçaltımıza işleyen gizli bir reklamdı. O yüzden uygarlığın aldatmacalarla dolu zehirli diline bir önceki yüzyılın ta en başında sinsice yerleşti. Gizli saklı bir şey değil, bu ödülü veren ülkenin dünya silah üretiminde başı çeken ülkelerden biri olduğunu herkes biliyor. Silah üretip silah satıyorlar ama sağlam prensipleri var. Savaş bölgelerine asla silah satmıyorlar! “Prensip olarak eroinmana asla eroin satmam” diyen torbacı gibi. Bugüne kadar çıkmış savaşları durdurmak ya da savaş sırasında mağdurlara yardım etmek gibi meziyetleri olan insan ve kurumlara verilen barış ödüllerini bir kenara koyalım. O barış ödülü dünyayı iliğine kadar sömürmeyi ilke edinen ve Ortadoğu’daki tüm savaşlarda parmağı olan ülkenin başkanına da verildi; ekonomik işbirliği adına kıtasını ekonomik krizden ekonomik krize sürükleyip, işçisini köylüsünü sefil eden Avrupa Birliği’ne de. Ama dünya çapında silahsızlanma için çalışan, antimilitarist insan ya da kurumlara hiç verilmedi. Vicdani retçilere, “savaşma seviş”çilere, “başka bir dünya mümkün” diyenlere de verilmedi. Dün ortaya bir dedikodu atıldı: Öcalan, Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmiş, adaylığı da resmen kabul edilmiş. Nobel Enstitüsü derhal bu haberi yalanladı. Adayların asla açıklanmadığını, böyle bir bilginin gerçek olup olmadığını aday dahil kimsenin bilemeyeceğini söyledi. Ama yine de insanın içine bir kuşku düşüveriyor. Ya Öcalan gerçekten adaysa ve 2014 Nobel Barış Ödülü ezkaza Öcalan’a verilirse? Öcalan’la ortak bir arkadaşımız var: Sırrı. İmralı’ya bir daha gittiğinde ondan ricam Öcalan’ın ağzından girip burnundan çıkması ve artık silahlı mücadeleden vazgeçen, kimse ölsün mölsün istemeyen, tüm aklını, birikimini, enerjisini barış için adamaya ant içen liderini ikna etmesi. “Ölümü öp, olur da verirlerse alma o ödülü hocam” desin. Nobel Edebiyat Ödülü’nü reddedip almayan Sartre’ı anlatsın ona. “Şimdi bu Sartre, ‘Siyaset, topluluk ya da edebiyat meselelerinde bir tutumu benimseyen yazar, bence ancak kendi imkânlarını, yani kalemini ve kâğıdını kullanmalıdır. Kabul edeceği her paye, okuyucularını bir etki karşısında bırakır ki, işte ben bunu istemiyorum’ demişti ya... Sen de, ‘Silahlı mücadele meselelerinde bir tutumu benimseyen lider, bence kendi imkânlarını kullanmalıdır; kabul edeceği her paye emrindekileri bir etki karşısında bırakır ki işte ben bunu istemiyorum’ de” desin. Olmadı, “Sartre bir de ‘Bu çeşit bir ödül kabul eden yazar, aynı zamanda, onu bu şerefe layık gören kurumu veya müesseseyi de bir yük altına sokmuş olmaktadır: Venezüella çetecilerine karşı duyduğum yakınlık, şimdi sadece beni bağlar, oysa Nobel ödülü kazanmış Jean Paul Sartre Venezüella’daki ayaklanmayı desteklediği zaman, kendisiyle birlikte, bir müessese olarak Nobel’i de peşinden sürüklemiş olur’ demişti... Sen de onlara mesela, ‘Bu çeşit bir ödül kabul eden lider, aynı zamanda, onu bu şerefe layık gören kurumu veya müesseseyi de bir yük altına sokmuş olmaktadır; zamanında silahlı mücadeleye karşı duyduğum yakınlık, şimdi sadece beni bağlar, oysa Nobel Barış Ödülü kazanmış Abdullah Öcalan, yarın öbür gün herhangi bir silahlı mücadeleyi yeniden destekleyecek olsa, kendisiyle birlikte, bir müessese olarak Nobel’i de peşinden sürüklemiş olur’ deyiverirsin” desin. Rejim baskısıyla Nobel’i reddeden Rus Şair Pasternak’ı saymazsak, Sartre gibi bir düşünüryazardan yıllar yıllar sonra Öcalan gibi bir lider de çıkıp göğsünü gere gere Nobel’i reddetse... Düşünsene Sırrı, dünya tarihine havamızı ne şahane basarız! Fransa’da Hitler müzayedesine protesto Kültür Servisi Fransa’nın en önemli Yahudi topluluğu CRIF, Paris’te bu ay yapılması planlanan Adolf Hitler ve Nazi Almanyası Hava Kuvvetleri Komutanı Hermann Goering’in özel eşyalarının satışının yapılacağı müzayedenin iptal edilmesi için çağrıda bulundu. Fransız Kültür Bakanlığı’ndan müzayedenin engellenmesini isteyen çatı örgüt CRIF, 26 Nisan’da yapılacak müzayedeyi ‘açıkça ahlaksızlık’ ve ‘Nazi barbarlığının kurbanlarına’ saygısızlık olarak nitelendirdi. Müzayedede satışa sunulacak eşya ve dokümanların 1945 Mayısı’nda Bavyera Alpleri’nde bulunan evlerin Müttefik kuvvetlerince bombalanmasının ardından Fransız Hava Kuvvetleri’nce ülkeye getirildiği belirtiliyor. Koleksiyonda, Goering’in pasaportu, Nazi kartalı ve Adolf Hitler’in baş harflerinin (A H) yazılı olduğu bir minder, Hitler’e sunulmuş svastikalar ile bezeli bir tahta sandık da bulunuyor. n Kültür Servisi Galapera Sanat’ın, Selçuk Baran adına bu yıl ikincisini düzenlediği öykü yarışması ödülleri, törenle sahiplerine sunuldu. Nursel Duruel, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Sezer Ateş Ayvaz, Nemika Tuğcu, Berat Alanyalı ve Turhan Günay’ın da katıldığı törende, ‘Kanatları Ölü Açıklığında’ ve ‘Yağmur Gölgesi’ adlı kitaplarıyla ödüle değer bulunan genç öykücüler Pelin Buzluk ve Senem Dere’ye armağanlarını, Selçuk Baran’ın yakın dostu, usta yazar İnci Aral verdi. Josh Hutcherson n Kültür Servisi İstanbul Film Festivali kapsamında Atlas Sineması’nda bugün 13.30’da yönetmenliğini Reha Erdem’in yaptığı, başrollerini Binnur Kaya, Philip Arditti ve Deniz Hasgüler paylaştığı “Şarkı Söyleyen Kadınlar”, film ekibinin de katılımıyla gösterilecek. “Aşkım Beni Deniz Kıyısında Bekler” filminin gala gösterimi Mais Darwazeh’in de katılımıyla Feriye Sineması’nda saat 21.30’da yapılacak. Yönetmenliğini Anne Odell’in yaptığı “Buluşma”, filmin yapımcısı Mathilde Dedye’nin de katılımıyla saat 19.00’da Nişantaşı City’s Sineması’nda gösterimde olacak. 33. İstanbul Film Festivali’nde bugün Koşuşturmacayla geçen bir işgününün sonunda insanın başına gelebilecek en güzel şeylerden biridir ozanşarkıcı Rufus Wainwright’ın konserine gitmek. Ne de olsa sizi bekleyen sadece iyi u Konser zaman başka şakaya, gece boyunca müzik ve onun kendine zaman bir kabare komik anlar havada uçuştu. özgü büyülü sesi değilTüm bunlar olup biterken pive vodvil gösterisi yanosunun başında manzarayı dir. Amerikan folk müziği, barok ve indie pop tadında geçti. Ama keyifle seyreden Wainwright’ın türlerinin üzerine eşsiz Wainwright’ın insanı seyirci için hazırladığı komiksesini ekleyen müzisserisi kuşkusuz sadece bu kendine esir eden likler yen aynı zamanda sahsahne ile sınırlı değildi. Zaman sesi gece boyunca zaman bir kabare ve vodvil nede bir güldürü ustasıdır. Wainwright’ın pergösterisi tadında geçen konsebaşroldeydi. formanslarında yakarin yeni bir parodiye perde arası bağrı açılmamış espladığını, kadın kılığına girmiş riler huzurlara gelir, beklenmedik an bir erkeğin sahnede belirmesiyle anlarda kahkahalar semaya yükselir. ladık. Elinde tuttuğu kâğıda bakarak Avea Escape to Music konserleWainwright ile Türkçe bir sohbete ri kapsamında gerçekleşen Rufus koyulan bu kişi sahneden ayrılırken Wainwright konserinde ise seyirciyi konserin büyük bir kısmı da geride bu saydıklarımdan çok daha fazlakalıyordu. Şüphesiz iyi müzik de o sı bekliyordu. Çevresindeki her şeygece sahnedeydi. Wainwright’ın den ve herkesten kahkaha yaratmayı insanı kendine esir eden sesi gebaşarabilen Wainwright, Maçka Kü ce boyunca başroldeydi. Gitar ya çükçitflik Park’taki esprilerine üzeda piyano akorlarında ne kadar rindeki ropdöşambrdan başladı. Hakolaya kaçarsa kaçsın bu komik waii gömleği motifleriyle süslü bu adımın en güçlü silahı sesiydi. kostümü önce İtalyan bir modacı ile Gerek eşliksiz söylediği şarkıda birlikte hazırladıklarından bahsetti, gerek herkesi mest eden “Going to a sonrasında ise konuyu Osmanlı kafTown” parçasında onun sesini ne katanlarına bağladı. dar iyi kullanabilen bir yorumcu olPerşembenin gelişinin çarşambaduğuna bir kez daha tanık olduk. dan malum olduğu üzere daha açılışta 6 yıl önceki Aya İrini Müzesi kongelen bu ilk espri sonrakilerin de haserinde olduğu gibi müzikten çok bercisiydi. Türkiye’deki internet yaesprileriyle akıllarda kalan Wainwsakları ile ilgili yapılan bir espriden, right konserinin, İstanbul’un kalbinde 12 ton müziğinin yaratıcılarından Ar her zaman çok özel bir yeri olduğunu nold Schoenberg’in tiye alındığı bir söylemeliyiz. Rufus Wainwright, esprileri ve güçlü sesiyle Maçka Küçükçiftlik Park’taydı M TV FİLM ÖD ÜLLER İ VER İLD İ Gecenin yıldızı ‘Açlık Oyunları’ Kültür Servisi MTV Film Ödülleri, önceki gün Los Angeles’ta düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Törende, “Açlık Oyunları” serisinin son filmi “Ateşi Yakalamak” “yılın filmi” seçildi. “Açlık Oyunları” filmindeki performanslarıyla “En İyi Kadın Oyuncu” ödülü Jennifer Lawrence’a, “En İyi Erkek Oyuncu” ödülü Josh Hutcherson’a verildi. “Para Avcısı” filminde rol alan Jonah Hill, geceden “En İyi Komedi Performansı” ödülü ile ayrılırken filmin başrolündeki Leonardo DiCaprio, “En İyi Sahne” ödülüne değer görüldü. “The Hobbit” serisinin “Smaug’un Çorak Toprakları” adlı ikinci filminde Orklara karşı büyük mücadele veren Orlando Bloom ve Evangeline Lilly “En İyi Dövüş”, “Çelik Adam” filminde Shailene Woodley’in oynadığı Clark Kent de “En İyi Kahraman” ödüllerini aldı. Selçuk Baran Öykü Ödülleri verildi