30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 NİSAN 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, giderek tırmanan siyasal gerilimin pahalıya patladığını söyledi ‘Yumuşama istiyoruz’ Gündem ekonomi olsun: TESK, Türkİş, MemurSen, Hakİş ve TİSK temsilcileri ile geçen cuma günü Başbakan Tayyip Erdoğan’ı, dün de MHP lideri Devlet Bahçeli ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret eden TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Bütün liderleri ziyaret edeceğiz. Yumuşama olsun ki pozitif ajandamıza dönelim” dedi. Ekonomi Servisi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin iç gerilimlerle boş yere vakit kaybettiğini belirterek “Siyasette bir yumuşama ortamı istiyoruz. Yumuşama olsun ki pozitif ajandamıza dönelim. Gündem ekonomi olsun istiyoruz. Önümüzde müthiş bir yol haritası var. Biz bunu yapacağımıza inanıyoruz. Yeter ki birbirimizin üzerindeki negatifliği alalım” dedi. Hisarcıklıoğlu, Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin (EGD) her yıl düzenlediği Kartepe Ekonomi Zirvesi’nin 10’uncusunda, Türkiye’deki yoğun siyasi gündem nedeniyle es geçilen dünyanın tartıştığı konuları şöyle özetledi: 1 Dünya finans haritası değişiyor 2002’den başlayıp artarak devam eden likidite bolluğu, kazanmadan harcama, olmadan harcama dönemi yaşandı. Ama artık para eskisi gibi bol değil, az ve kıymetli bir hale geliyor. Ama finansman bulmak da zorlaşacak. 2 Ticaretin kuralları yeniden belirleniyor Biz farkında değiliz ama Transatlantik’i tek pazar hali ne getirecek görüşmeler sürüyor. Transpasifik’i, Japonya’sını, Kanada’sını, Meksika’sını, dünyanın diğer köşelerini buna ekleyin. Dünyanın üçte ikisi ABD liderliğinde tek pazara doğru gidiyor. Sadece tek pazar da değil. Örneğin, 110 volt mu 220 mi olacak, standartlar da tekleşiyor. Eğer bu pazarda olamazsak bize dünyada sadece Rusya, Hindistan, satabilirseniz Çin ve Afrika pazarları kalıyor. Hepimizin geliri etkilenecek. Buna odaklanacağımıza kendi içimizde çekişiyoruz. 3 Enerjide dünya dengeleri oynuyor Amerika’da “kaya gazı”nın keşfedilmesi bütün dengeleri değiştirecek. Kaya gazı ile diyelim ki 10 liralık enerji maliyeti 3 liraya düşecek. Bu, önümüzdeki 10 yıl içinde şimdiki stratejik konumlanmayı değiştirecek. Amerika yeniden üretimin merkezi olabilecek. Şimdiki petrol üreticileri olan Rusya’nın ve Körfez ülkelerinin geleceği değişecek. İlginç olanı, Çin’deki rezervler de tam Uygur bölgesinde. İşin iyi tarafı, bizde Trakya ve Güneydoğu’da bir miktar rezerv görünüyor. Kötüsü, hiç bunlarla ilgilenmiyoruz. 4 Orta sınıf büyüyor Dünya genelinde her yıl 150 milyon insan orta gelir sınıfına yükseliyor. Bugün dünyada orta sınıf diyebileceğimiz 2 milyar insan var. Bu, 2020’de 3.2 milyara, 2030’da 5 milyarın üstüne çıkacak. Bugün 7 trilyon dolar olan dünya ticareti 6 yıl sonra üçe katlanacak. İnsanlar zenginleşiyor. Tüketim ih Ne olur kavgayı bırakalım: Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin düzenlediği Kartepe Ekonomi Zirvesi’nde ziyaretlerin nedeni ile ilgili bilgi veren Hisarcıklıoğlu sözlerini, “Ekonomi kaybediyor. Ne olur, kavgaları, çekişmeleri bir tarafa bırakıp dünya nereye gidiyor, ona bakalım, onu tartışalım” diye noktaladı. Kendimizi çelmeliyoruz: Türkiye ekonomisinin sorunlarına odaklanılması gerektiğini belirten TOBB Başkanı’na göre ülkenin önünde müthiş bir yol haritası var. Oysa biz kendi kendimize çelme taktık, birbirimizle uğraşıyoruz. Sorunların üstesinden gelebiliriz. Yeter ki birbirimizin üzerindeki negatifliği alalım. Herkes Yetkisini, Sınırını Bilmeli... Evet Sayın Başbakan, kızdığınız, hizaya getirmek gereğini duyduğunuz kişi ve kurumlara yönelik, çok sıkça kullandığınız benzer sözlerle, benzer söylem içeriklerinin, genel anlamları üzerinden, hiç kimselerin bir diyeceği, itirazları söz konusu olamaz. “Herkes yetkisini, konumunu, sınırını, haddini bilmeli...” Herkes için insan haklarının işlerliği, demokrasi, hukuk devleti düzeninin geçerliliğinde anahtar bu sözcüklere.. kimlerin ne diyeceği olabilir ki!.. Elbette bu ülkede uzun soluklu iktidar gücünü elinde tutan partinin güçlü, karizmatik lideri, Başbakan olarak.. İktidarlarınızın icraatları ile öncülük yapmanız, örnek oluşturmanız, öncelikle sizin uymanız koşulu ile... Demokrasilerde, hukuk devletinin geçerli olduğu düzenlerde İktidarların sandık çoğunluğu, gücü öncelikle, tüm ülke vatandaşlarına, siyasal, toplumsal örgütlenmelerine, kurumlarına doğru örnek oluşturma sorumluluklarını katlar... Toplumsal sorumluluk, rol model oluşturma, hak ve hukuk kavramlarının doğru algılanması; “Kılavuz”luk işlevi yani... Böyle olduğu için sandık çoğunluğu ile elde edilmiş büyük iktidar gücünün söz konusu olduğu ülkelerde katlanan sorumlulukta, demokrasinin, hukuk devleti düzeninin geçerli olduğunun olmazsa olmaz ölçütü, İktidarları, liderlerinın kendi yetkileri, sınırlarını, konumlarını, hadlerini doğru bilmeleri ve kullanmalarıdır... Yine demokrasiler, hukuk devleti düzenlerinde İktidarlarının icraatlarının sınırları, anayasal, hukuk devleti düzeni, güçler ayrılığı çemberinin dışına çıkamayacağına göre.. Sandık çoğunluğu, karizmatik lider, sandıkta büyüme.. kavram ve güçlerinin hangilerine öncelik verirseniz verin, hangilerine sığınırsanız sığının, İktidarınıza mutlak, istediklerinizi yapabilme hak ve gücünü veremez... Meclis çoğunluğu asla ve de asla Meclis’in yasama gücünü ele geçirmek değildir. Elbet Meclis çoğunluğu çoğunluk iktidarlarına istedikleri yasaları çıkarma kolaylığını sağlar. Ancak anayasal, yasal düzenin izin verdiği ölçüleri, çıkarılacak her yasanın ilgilendirdiği kamu yararı, insan hakları anlamında, sorumlu ilgili sivil toplum örgütlenmelerinin önerilerine açık tutulması, yasaların oluşturulması süreçlerinde toplumsal siyasal tartışmalara açık tutulması, Meclis’ten yasa çıkarılması kurallarının ayaklar altına alınmaması koşuluyla. Seçilmeleri, kaderleri liderin iki dudağının arasında, torbadan çıkan parmak kaldırdıkları yasa içeriğinden habersiz vekiller eliyle, yasa çıkarma hukuk süreçlerinin atlandığı İktidarlarınızın düzeninde, demokrasinin “bağımsız Meclis, yasa gücü” ilkesi başından ayaklar altında... HHH Onay makamı Cumhurbaşkanı algılamasının, parlamenter düzeni baştan katletmek anlamına geldiğini İktidarları kadroları görmezlikten gelseler de... İktidarlarının icraatlarının anayasal düzen, kamu yararına aykırı sonuçlarını denetlemekte sorumlu, yetkili Cumhurbaşkanlığı işlevi, işleyişi, rejimin, yaşamsal olmazlarından biri olarak yadsınamaz. Yani birisi daha güçlü uyumlu Cumhurbaşkanı ile başbakan arayışı demokratik güvence değil, kusurdan öte suçtur. Başkanlık sistemi ya da yarı başkanlık yetkileri ile bu yükümlülükten bizdeki kaçış yolları arayışları da olamaz. Çünkü söz konusu sistemlerin geçerli olduğu rejimlerin demokrasi içinde geçerli sayılabilmelerinde; ABD, Fransa örneklerinde söz konusu olduğu üzere... Çok daha güçlü özerk kurumlar, katlanmış denetim yetkileri, icra gücünün üstünde güçlü bağımsız yargı, kamuoyu denetimi işlerlikleri; özgür basın başta, güçlü, etkin sivil toplum örgütlerinin caydırıcılığı, zorunluluğu vardır... Evet Sayın Başbakan, İktidarlarınızın icraatlarında yıllardır uyulmamış yargı kararlarının uzun listeleri dururken, çok sayıda torba yasasından çıkarılmış yasa hükümleriyle icraatçıların iki dudağı arasına sıkıştırılmış, boyutları bilinmeyen keyfi yetkilerle hakhukuk ihlallerinin, kamu yararının katledildiği, yağma, vurgun, yolsuzluk örneklerini sayabilmek olanaklı mı? Bugün savaş ilan ettiğiniz, işlenmiş hakhukuk ihlallerinin suçunu üzerlerine attığınız cemaati, ortaklığınızı yok sayarak “suç örgütü” suçlamasıyla aklanabilir misiniz? Sizi hedef aldıklarında ancak temizlenmesi zorunluluğundan söz ettiğiniz ortaklığınızın kadrolarına dahi hukuk dışı operasyonlar söz konusu olabilir mi? Ortak İktidarlarınızın sorumluluğundaki, İktidarlarınızın muhalefeti olarak algılanmış her kurum ve kişileri hedef almış, binler değil yüz binlerle sayılabilen insanın, insan hakları ihlallerinin hesabının verilmesi bile gündeme alınmamışken... İşlerinden olmuş yüz binlerle mağdur, haksız tutuklanmış, işkence görmüş, yargılanmış, en azından toplum içinde karalanarak mahkum edilmişlerin hakları, hukukları ne olacak? Bağımsız yargı kriterleri yoka sayılarak, sizin 12 Eylül’ünüz, referandumunuzla oluşturulmuş, özerklikleri ellerinden alınmış yargı kurumları ile özel yetki çatışmanızda, ekleme haksızhukuksuz İktidarları, Bakanlık yetkileri çözüm olabilir mi? AYM’nin bu türden ek hukuksuzlukları bozan kararları karşısında “haddini bildirme” tehdidi nasıl bir rejimin, İktidarları anlayışının ilanı?.. Türkiye’nin kendi iç çekişmeleri G20 ve ortamın giderek gerilmesi yüzünden yakın zamanda gelecek yapılacak önemli toplantılara bile hazırlanamadığını belirten Hisarcıklıoğlu, “G20 zirvesi haberimiz 2015 yılında Türkiye’de yapılacak. Türkiye’nin bugüne dek yok yaptığı en büyük organizasyon NATO zirvesiydi. G20 zirvesi ise Türkiye için daha çok büyük potansiyelleri barındıran bir adım olacak. Ama hâlâ kamuoyunda bir farkındalık yaratamadık” dedi. Hisarcıklıoğlu’nun verdiği bilgiye göre yılın değişik zamanlarında Türkiye’nin 4 ya da 5 ilinde yapılacak G20 toplantılarına dünya ülkelerinden 5 binin üzerinde işadamı, genç işadamı ve kadın girişimcinin yanı sıra uluslararası işçi sendikalarının temsilcileri de katılacak. Dünya ekonomisinin gözü Türkiye’ye odaklanacak. Ancak toplantıların teması hâlâ belirlenmiş değil. Bu konuda kamuoyu farkındalığı da yaratılamadı. Vicdansız bankalar Reel sektörün temsilcisi olarak bankalardan şikâyetçi olduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, bankaların aldıkları hizmet ve komisyon ücretlerinin, mevduat için verdikleri her 100 lira faize oranla 2011 yılında 36 lira, 2012 yılında 46 lira ve 2013 yılında ise 53 liraya yükseldiğini kaydetti. Hisarcıklıoğlu eleştirilerini şöyle dile getirdi: “Bankaların Türkiye’nin toplamındaki mevduat sahiplerine ödediği faiz 100 lirayken toplam hizmet ve komisyon gideri olarak hepimizden topladığı para 2011’de 36 lira. Şimdi bu rakam 2013’te yine 100 lirayken, bütün mevduat sahiplerine 100 lira faiz öderken, şimdi tekrar hizmet ve komisyon giderleri olarak aldıkları para 53 lira olmuş. Eğer bu trend böyle giderse, kimse buna ‘dur’ demezse, 5 sene sonra bankalar verdikleri faizin karşılığını bırakın, o kredi faizlerini buradan alacak. Hizmet ve komisyon deyip alacak. Bu müthiş bir vicdansızlık.” Büyümede tablo tersine döndü Türkiye ekonomisinin bekleyen sorunlarının başında “artan cari açık bağımlılığı”nın geldiğini belirten Hisarcıklıoğlu, “Cari denge ile büyüme arasındaki ilişki ve orantı giderek bozuluyor. Bir süre öncesine kadar bir birim büyüme yapabilmek için cari açıkta bir birimlik açığa razı olmak yetiyordu. Şimdi o hale geldi ki büyümeyi bir birim artırabilmek için cari açıkta iki birimlik artış gerekiyor. Bu tabloyu değiştirmeliyiz” dedi. Türkiye ekonomisinde bir birim büyüme artışı yapabilmek için artık cari açıkta iki birimlik artış gerekiyor. Bu tip sorunların çözüm beklediğini belirten Hisarcıklıoğlu, cuma günü Başbakan’la gerçekleşen görüşmeden umutlu ayrıldıklarını söyleyerek, “İyimserlik var. İsteğimiz talebimiz şu; siyasette bir yumuşama or tamı istiyoruz. Yumuşama olsun ki pozitif ajandamıza dönelim. Gündem ekonomi olsun istiyoruz. Türkiye’nin müthiş bir ajandası, başarı hikâyesi var. En umutsuz olduğumuz dönemde, 2002’den sonra milli gelirde 4 bin dolardan 10 bin dolara çıktık. Önümüzde müthiş bir yol haritası var. Biz bunu yapacağımıza inanıyoruz. Yeter ki birbirimizin üzerindeki negatifliği alalım” diye konuştu. tiyacı gün geçtikçe artacak. Bunları görmek, üretimi artırmak lazım. Kendi içimizde boğuşarak bunu yapamayız. 5 Ülkeler yerine şehirler Ülkelerin yerine şehirler öne çıkıyor. Bugün 600 şehir dünya ekonomisinin yarısını karşılıyor ve 30 trilyon dolarlık üretim yapıyor. 10 yıl sonra bu rakam 64 trilyon dolara çıkacak ve bu kadar şehir dünya ekonomisinin yüzde 64’ünü oluşturacak. Ülkeler arası rekabetin yerini her geçen gün biraz daha fazla olmak üzere şehirler alacak. 6 Girişimcilik öne çıkıyor Ülkeler arasındaki rekabette gençlerin dinamizmi ve girişimcilik ana etken haline geldi. Bugün ABD’deki Silikon Vadisi bilişim ve iletişim devriminin yuvası. Vadideki şirketlerin yüzde 60’ı ABD’li değil. Çalışanların yüzde 30’u ABD dışında doğmuş. Yani şartları oluşturduğunda dünyanın en yaratıcı akılları sana çalışıyor. Biz TOBB olarak bunu gördük; genç ve kadın girişimcileri tek çatı oltında topladık. Ama ülkenin de bunu görmesi, iç çatışmalarla zaman kaybetmek yerine bu kaynaktan yararlanmasını bilmesi şart. 7 Internet ekonominin bel kemiği haline geliyor İnternet, üretim ve pazarlamanın belkemiği haline geliyor. Kapı kapı dolaşıp ihracatı büyütmenin, mal satmanın devri çoktan bitti. Oysa biz internete medya mecrası muamelesi yapıyoruz. Türkiye’de şirketlerin yüzde 99.6’sını oluşturan KOBİ’lerin toplam cirosunda eticaretin payı yüzde 1. Bu oran İngiltere’de yüzde 14. Onları geçebilmemiz için bizim yüzde 28’e çıkmamız lazım. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, dünyadaki gelişmeleri noktalarken sözlerini, “Ne olur, kavgaları, çekişmeleri bir tarafa bırakıp dünya nereye gidiyor, ona bakalım, onu tartışalım” diye noktaladı. Don, fındığa da darbe vurdu Avrupa’dan TKG Otomotiv’e ödül Otomotive yönelik üretim sektörünün önde gelen markalarından TKG Otomotiv, Toyota Motor Avrupa tarafından düzenlenen 2014 Yan Sanayi Toplantısı & Tedarikçi Ödül Töreni’nde ‘Kalite’ kategorisinde Büyük Ödül’e layık görüldü. TKG Otomotiv ayrıca, ‘Maliyet’ kategorisinde Başarı Ödülü; ‘Proje Yönetimi’ kategorisinde ise Taltif Ödülü kazandı.Toyota Avrupa Başkan Yardımcısı Takeshi Numa, TKG Otomotiv’in toplam üç kategoride kazandığı ödülleri, TKG Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı İrfan Demirdüzen’e takdim etti. Ekonomi Servisi Tür TZOB Başkanı Bayraktar, fındıkta rekolte dık birkaç bin kiye Ziraat Odaları Birlitonu geçmez. kaybının yüksek rakımlarda yüzde ği (TZOB) Genel BaşkaSatılan fındı90’lara çıktığını belirterek donun nı Şemsi Bayraktar, Orta ğın çok büyük ve Doğu Karadeniz’de mart bölümü tüccara etkisinin de 23 yıl devam sonunda yaşanan don olayının ait. Fındık çotaedeceğini söyledi. yapraklanma, sürgün gelişim ve naklarında kıyılarçotanak oluşum devresindeki fındığa da yüzde 10’lardan başbüyük zarar verdiğini, etkisinin de 23 layarak rakıma göre yükselen yıl devam edeceğini vurguladı. Üreti oranlarda don zararı tespit ettik. Zacinin elinde fındık kalmadığını belirten rar yüksek rakımlarda yüzde 90’ları Bayraktar, yaşanan don olayından son aşıyor” dedi. ra fındık rekoltesinin önemli ölçüde düŞemsi Bayraktar, üreticilerin kayıplarışeceğini, üreticinin de büyük kayba uğ nın karşılanması ve tarımsal üretimde sürayacağına dikkat çekti. rekliliğin sağlanması için tarım sigortasıBayraktar, “Ocak 2012’de kabuklu fın nın büyük önem taşıdığını belirterek “Akdığın kilogram fiyatı ortalama 7.78 li si halde üreticilerin mağduriyeti artaraydı. Donun ardından kabuklu fındık caktır. Üreticinin tarım sigortasına tafiyatlarının serbest piyasada 9 liraya ka lebinin artması için prim miktarları ve dar yükseldi. Üreticinin elinde kalan fın muafiyet oranları düşürülmeli” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle