23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 NİSAN 2014 SALI kultur@cumhuriyet.com.tr 14 Ankara Devlet Tiyatrosu’nun, Anton Çehov’un ‘Vanya Dayı’sı, yaylı çalgılar orkestrasının yaptığı müzik kıvamında akıyor sahnede KÜLTÜR ‘Sanat dokunulmazdır’ Tiyatro sanatçıları İpek Bilgin ve Şenay Gürler, ODTÜ Kıbrıs Kampusu’nun konuğuydu ASLI ULUŞAHİN Ankara Devlet Tiyatrosu, Anton Çehov’un “Vanya Dayı”sını, Ataol Behramoğlu’nun Türkçesi ve Erhan Gökgücü’nün oyunculukta doğallığı gözeten rejisiyle sunuyor. Emre Satı’nın dekoru ve Zeynel Işık’ın “gerçekçi” ışık tasarımı içinde, Sevgi Türkay’ın oyunun geçtiği zamanı ve uzamı ayrıntılı incelikleriyle gözetengiysileriyle sahnelenen yapıt dönemin en iyilerinden. Çehov oyunlarının dokusu, 19. yüzyılın tiyatrodaki “gerçekçilik” akımı ile 20. yüzyılın “uyumsuzluk tiyatrosu” arasındaki geçişi belirler. Çehov tiyatrosu, “tanınabilir” karakter çizimleriyle, “anlaşılabilir” dilsel söylemiyle ve içerdiği “kavranabilir” olay Sıradanlığa yenik düşen idealizm u Erhan Gökgücü’nün yönettiği, Ataol Behramoğlu’nun Türkçeye çevirdiği “Vanya Dayı” tam iki saat sürüyor ve neredeyse soluk alınmaksızın izleniyor. dizileriyle “gerçekçi” hareketin ürünüdür. Hüznü güldürüyle sarıp sarmalaması, kişilerin başkalarıyla söyleşirken çoğunlukla kendi kendileriyle konuşması, olay örgüsünün çarpıcı bir öyküye dayanmayışı, sessizliklerin en az söylenenler kadar öne çıkması, duygusal patlamaların dramatik etki yapacağı yerde havada patlaması gibi özellikleriyle ise “gerçekçi” tiyatronun kalıplarını aşarak “uyumsuzluk tiyatrosu”na ışık yakar. dünyanın ve yaşamın getirdiği burukluğu karakterlerinde içselleştirmesiyle, öte yandan da kişilerinin içinde debelendiği uyumsuzlukların gülünçlüğüne ayna tutmasıyla, Çehov tiyatrosu tek ve biriciktir. İçinde biçimlendiği tarihsel zaman ve uzamı aşarak bugünle buluşur. Hüzünlüdür ve komiktir. Bize kendimize hem içten, hem de dıştan bakma olanağı verir. Yanlış yerde ve zamanda sıkışmış bir aydın kişidir Vanya Dayı (Levent Çelmen). Önemli bir bilim adamı olduğunu düşündüğü eniştesi Serebyakov (Oktay Dal) Hüzünlü ve komik Bir yandan, denetlenemeyen bir ‘İSTANBUL UNITED’ BELGESELİNİN YÖNETMENLERİ FARID ESLAM VE OLLI WALDHAUER: ‘Hükümetten kulüplere baskı var’ riskleri göze almak demekti. Ama 15 yaşında bir çocuk sabah ekmek almaya giderken başından vuBeşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe taraftarlaruluyor, komada aylarca yatıyor ve ölüyor. Bunun rının aralarındaki nefreti Gezi Direnişi’yle kırarak üzerine Başbakanınız çocuğa hâlâ terörist diyebilibirleşmeleri ve omuz omuza sokaklarda mücadele yor. Aslında ben her defasında gülüyordum Başbaetmelerinin adıydı İstanbul United. Almanya’dan kanınıza, çünkü söyledikleri benim için çok saçma iki yönetmen Farid Eslam ve Olli Waldhauer de şeylerdi. Ama o çocuk vurulduğunda ilk kez kızbu mücadeleyi aynı isimle belgesele dönüştürdü. gınlık ve nefret hissettim. İstanbul Film Festivali kapsamında Filmde bazı eksik noktalar var. u Gezi Direnişi’nin gösterilen belgesel, İstanbullu izleyiMesela takımların bir araya gelmeciyle ilk kez buluştu. sini asıl tetikleyen Çarşı’ya pek yer üç büyük kulübün Üç büyüklerin tribün liderleriyle İstanbul’daki rehberletaraftarlarını birleştirmesini verilmemiş. yapılan röportajlara yer verilen filmriniz, danışmanlarınız kimlerdi? konu alan belgeselin de, eksik kalan pek çok noktadan W Çoğu bağlantılarımız sosen önemlisi, İstanbul United fikriyal medya üzerinden ilerledi. Bir yönetmenleri Eslam nin nasıl oluştuğuna dair yeterli bilarkadaşım başka birisiyle tanıştırve Waldhauer, filmin ginin olmamasıydı. Gösterim sonrası dı ve gerisi geldi. Ardından kapıbirbirinden nefret eden lar açıldı. Filmde de yer alan Fegerçekleşen sorucevap bölümünde insanların kenetlenmesine nerbahçe taraftarı Cahit’in bir lade eksik kalan bu noktalar tartışıldı. Öte yandan direnişin içinde olan pek odaklandığını söylüyor. fı var. Eğer filmi resimler ve dakikaçok kişi haziran ayının sıcak günleüzerinden ölçmeye başlarsak İsİki yönetmen, hükümetin lar rinin görüntüleriyle tekrar o zamana tanbul United’ın asıl fikrini kaçırmış futbol kulüpleri üstünde oluruz. Film, fan kulüpleriyle alakadöndü diyebiliriz. Film fikri nasıl çıktı ortaya? çok fazla baskısı olduğu lı değil; fanlarla alakalı. Ne Çarşı ne Eslam İkimiz de Gezi protestoUltraslan ne Genç Fenerbahçeliler. kanısında. larını takip ediyorduk. Gezi ile ilgiBu üç takımın fanlarıyla alakalı. Beli bir iş yapmak istiyorduk, ama bir şiktaşlılara daha fazla yer vermek dihikâyemiz yoktu. Bu sırada futbol fanlarının bir ğerlerine haksızlık olurdu. araya geldiğini öğrenince konumuzu da bulmuş ol Gezi sırasında direnişe mesafeli yaklaşan duk aslında. İstanbul United ile birlikte protestolar Ultraslan çok ön plana çıkmış ama. üzerinden futbolla ilgili bir hikâye çıkardık. W Aslında olaylar polis tarafından şiddete döWaldhauer İkimiz de dünyanın değişik yerlenüşünce Ultraslan desteğini çekti. Ultraslan desrinde gösterilerde bulunduk. Farid, Mısır devrimiteğini çekti belki, ama Galatasaray fanları olaylanin içindeydi. Ben de 20’li yaşlarımda Almanya’da rın içindeydi. Öte yandan Beşiktaş Kulübü de stat Nazilere karşı protestolara katıldım. Film birbirleproblemi yüzünden Gezi’ye mesafeli durdu. Resmi rinden nefret eden insanların bir araya gelmesine, olarak açıklama yaptılar. Yani aslında hükümetin kenetlenmesine odaklanıyor. futbol kulüpleri üzerinde çok fazla baskısı var. Filmin Facebook sayfasında Berkin Elvan ile Film, olay çıkan BeşiktaşGalatasaray mailgili paylaşımlar yapmışsınız... çıyla son buluyor. Bu şekilde neden bitirdiniz? W Başından gaz fişeğiyle vurulan 15 yaşındaki E Gezi’den sonraki ilk büyük derbiyi çekmekçocuğu diyorsunuz... Onun vurulduğu o gün benim ti niyetimiz. O maçta da olay çıktı. Kim yaptı, nasıl için en üzücü günlerden biriydi. Yanlış anlaşılmaoldu bizim için mühim değil. Asıl göstermek istesın, ama protestolara katılmak doğal olarak bazı diğimiz tansiyonun hâlâ yüksek olduğuydu. AYŞEGÜL ÖZBEK kentte rahatça yaşayıp üretsin diye, kendi payından da vazgeçtiği çiftliğin yönetimine ablasının ve Serebyakov’un kızı Sonya (Zeynep Ekin Öner) ile birlikte yazgılanmış, gençliğinin en verimli yıllarını, gitgide tenhalaşan, değersizleşen, kırsal kesimde harcayarak sıradanlaşmıştır. Oysa, ablasının ölümünden sonra bir zamanlar kendisinin de beğendiği güzel Yelena’yla (Funda Gökgücü) evlenen ve sıradan bir kişi olan eniştesi, bilim adına hiçbir şey üretememiş, Vanya’nın özverisi de boşa gitmiştir. Olaylar Serebyakov ve genç eşi Yelena’nın çiftliğe gelmesiyle başlar, kente dönüşleriyle noktalanır. Bu süreçte oyun kişileri arasındaki vurucu karşıtlıklar işlenir. “Romantik” Vanya gereksiz umutlar ve öfke patlamalarıyla zaman ve enerji harcarken, köy doktoru “gerçekçi” Astrov (Durukan Ordu), kırsal kesimin doğasının sıradan ekonomik politikalarla sorumsuzca yok edilişine karşı çıkmak için, tüm gücünü ağaç yetiştirmeye verip geleceğin insanlarına yatırım yapar. Yaşlı biriyle yaptığı evlilik sonucunda yaşamdaki tüm beklentilerini terk eden eylemsiz Yelena’ya karşılık, üvey kızı Sonya çiftliği verimli kılmaya çabalamaktadır. Damadına olan hayranlığı yüzünden oğlunun ve torununun mutsuzluğunu görmeyen Mariya Vasilyevna’nın (Meral Niron) karşıtı, evdeki herkesi sevecenlikle bağrına basan emektar Marina (Emine Orhun), duyarlık alanına kendi sıkıntıları dışında hiçbir şey sokmayan Serebyakov’un karşısında da, toprağını yitirdikten sonra Vanyaların yaşamına “sığıntı” olarak eklenen ve onların başına gelenlerden de etkilenen Telyegin (Adnan Erbaş) yer alır. Tüm oyun kişilerinin ortak paydasında katıksız “yalnızlık” vardır. GÜZELYURT ODTÜ Kıbrıs Kampusu’nun düzenlediği Tiyatro Şenliği kapsamında, önceki gün düzenlenen söyleşiye katılan tiyatro oyuncuları İpek Bilgin ve Şenay Gürler, özel tiyatrolardan ödenekli kurumlara, popüler kültürden dizi sektörüne kadar pek çok konuda ODTÜ öğrencilerinin sorularını yanıtladı. Öğrencilere “İnandıklarınız için mücadele edin” diyen sanatçılar, meslek yaşamlarında karşılaştıkları sorunları ve bunlarla nasıl mücadele ettiklerini anlattılar. Şenay GürŞenay Gürler ler, “Ben tiyatu ODTÜ Kıbrıs ro sanatçısı olihtiyacımız yok, o mak için bedel Kampusu’nca olmadan da ayakta ödedim. İnat düzenlenen Tiyatro durabiliyoruz, size etmek, dönüşŞenliği’nde bir rağmen istediğimiz türmek, değişitiyatroyu yapıyoruz me açık olmak söyleşiye katılan çok önemgerekiyor” deriki tiyatro sanatçısı, demek li” dedi. ken İpek Bil‘sanat için en iyi Bilgin ise özel tigin de “Tiyatro yatroların artık kenhalin devletin hiç adanmak ister. di yazarlarını yetiştirBu heves değil, karışmama hali diğini, güncele dokututku meseleolduğunu’ vurguladı. nan eserler sahneye sidir” diye kokoyduğunu, kendi senuştu. sini yaratmaya başlaİktidarın sadığını söyledi. Bilgin, “Zaten natın her alanındaki baskılarını sanat için en iyi hal devletin da eleştiren sanatçılar, devlehiç karışmama halidir” dedi. tin sanata müdahalesinin sanaTiyatro sanatçıları, dizi sektı yok ettiğini, otosansürün iştörünü de eleştirerek orada da lemesine neden olduğunu söytelevizyon kanalı ve yapımledi. cı üzerinden benzer bir basİpek Bilgin, Devlet kı mekanizmasının işlediğini, Tiyatroları’nın bağımsız çalış“Aman bu konuya karışma, masının mümkün olamadığıaman çıplaklık gösterme, içki nı dile getirerek “sanatın doiçme” gibi uyarlarla karşı karkunulmaz olduğunu” vurşıya olduklarını anlattılar. Poguladı. Bilgin, eğitim kurupüler kültürü de eleştiren Bilmu işlevi nedeniyle Devlet gin, diğer yandan popüler külTiyatroları’nın kapatılmaması türün gerçek sanata ulaşmak gerektiğini belirtti. için bir basamak olarak kullaŞenay Gürler ise benzer durumun Şehir Tiyatroları için de nılabileceğini ifade etti. İpek Bilgin ve Şenay Gürler geçerli olduğunu söyleyerek dün de ODTÜ Kıbrıs Kampusu memur zihniyetinin değişmesi tiyatro topluluğunun sergiledigerektiğini ifade etti. ği “444” adlı oyunu izledi. Gürler, son yıllarda Türkiye kaynaklı olup İstanbul’da 20’den fazla özel tiyatronun kurulduğunu, bunla KKTC’de ilk kampusu açan üniversite olan ODTÜ, 9 yılrın artık kendi kendilerini döndır 15 lisans programıyla dürebilir hale geldiğini aktaraeğitim veriyor. rak “Devlete, sizin paranıza Ataol Behramoğlu İtalyanca’da Kültür Servisi Şair Ataol Behramoğlu’nun şiirlerinden seçmeler, İtalya’nın tanınmış yayınevlerinden “Raffaelli Editore” tarafından yayımlandı. “Aşkı Unutma” başlığıyla yayımlanan kitapta şairin yaklaşık 30 şiiri Türkçe özgün metinleriyle yer alıyor. Kitapta ayrıca, şairin kendi sesiyle bu şiirleri içeren bir CD de bulunuyor. Şair, 10 Mayıs’ta başlayacak olan Venedik Şiir Festivali’ne ve Venedik Ca’Foscari Üniversitesi’nde şiiri üzerine yapılacak bir toplantıya katılacak. Behramoğlu, katılacağı toplantıdan sonra kitabının tanıtılması amacıyla “Centro de Poesia Contamporenca” ve “Cassa della Literatura” kuruluşlarınca düzenlenen toplantılarda şiirlerini okumak ve konuşmalar yapmak üzere Roma ve Bologna’ya gidecek. uyumlu Yaşamın doğal akışıyla Yönetmen Gökgücü, oyuncularını, yaylı çalgılar orkestrasını oluşturan enstrümanlar gibi değerlendirmiş: Çalınan farklı notaların oluşturduğu armonik düzen içinde devindirdiği oyun kişileri, dillendirdikleri replik sayısı ne olursa olsun, sahnedeki ortak duyarlığa katkıda bulunma amacıyla yorumlanmış. Böylece yaşamın doğal akışıyla uyumlu, sesin sessizlikle, burukluğun gülünç olanla, sert çıkışların yumuşak yatıştırmalarla dengelendiği, hiçbir oyuncunun öne çıkmadığı, kusursuz bir toplu oyunculuk (“ensemble”), baştan sona pürüzsüz bir akış sağlanmış. Emre Satı’nın, çiftlik evinin dışını da gösteren saydam duvarlı dekoru, oyun kişilerinin sahnede daha geniş bir uzama yayılmalarını sağlamış. Böylece, iki kişiye odaklı bir diyalog sırasında, sahnede yer alan öteki oyuncuları rahatlatan mizansen olanakları yaratılmış. Bunlara karşılık, bahçede dans eden işçilerin gürültülü gösterisinin ya da bilgisayar görüntülü sağanak yağmur efektinin Gökgücü’nün biçimlendirdiği gerçekçi sahne metni için uygun olup olmadığı tartışılabilir. “Vanya Dayı” tam iki saat sürüyor ve neredeyse soluk alınmaksızın izleniyor. Atakan Kara’nın albümü çıktı Kültür Servisi Atakan Kara, sözmüzik ve düzenlemesi kendine ait olan “Sensiz de Yaşanıyor” adlı albümüyle dinleyiciyle buluşuyor. Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Öğretmenliği bölümü mezunu Kara’nın albümünde yer alan şarkının reggae ve rock olmak üzere iki versiyonu bulunuyor. Stüdyo kayıt teknisyenliği ve ses mühendisliği alanında da çalışan sanatçı, 2010 yılında Stüdyo Senkron’u kurmuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle