23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 MART 2014 PAZAR 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada Silivri Cezaevi’nden tahliye edildi. Yasalara bütün aykırılıklara karşın, Başbuğ’un tahliye taleplerini sürekli geri çeviren Silivri’deki özel mahkeme yargıçlarına düne kadarki davranışlarında hukuksal yüzkarasını Anayasa Mahkemesi hak ihlali diye tanımlamasaydı, İlker Paşa daha çoook aylar zindanda yatmaya devam edecekti... Özel mahkeme yargıçları ki, Ergenekon gibi sanal bir davanın sanıklarını akla ziyan cezalara çarptırıyor. Yasa gereği karar gerekçesini makul bir sürede yazarak davanın Yargıtay sayfasının açılmasını bir an önce yerine getirme görevini de umursamadı. İçeride onlarca kişi... Düşünebiliyor musunuz sanal bir terör örgütünün savcılığını üstlenen Başbakan RTE bile içeride pek çok kişinin sahte, uydurma delillerle boş yere yattığını kabul ve ilan etmek zorunda kaldı... Ama özel mahkeme yargıçları, varsın yatsınlar demeye gelen vurdumduymazlıkla, Allah’tan bile korkmadıklarını gösterircesine karar gerekçesini 7 aydır savsaklıyorlar... Özel yetkili yargıçları, Yassıda mahkemesinde görevini tamamladıktan sonra başkente dönen yargıç Salim Başol’dan Kızılay’da yürürken halkın bir selamı bile esirgediğini unutmasınlar. HHH İlker Başbuğ’un cezaevi önündeki konuşmasının gerçeklere değinmesi açısından tarihsel bir değeri var. Başkaları fincancı katırlarını ürkütmemek amacıyla İlker Paşa’nın konuşmasında vurguladığı kimi gerçekleri görmezden gelecek, ola ki zorda kalırsa yumuşak ifadelerle geçiştirmeye çalışacaktır ama... ... Devleti yönetenlerle, onların uzattıkları çanakları yalayanlar ne kadar karşı dursalar da İlker Paşa; bugün devletin devlet olmaktan çıktığını açık seçik ifadelerle halkına yüksek sesle duyurdu. RTE yalakaları, adım gibi biliyorum, şimdi Paşa’nın cezaevi kapısı önünde içi yanarak ifade ettiği devletin bugünkü durumunu özetleyen ifadelerinin yorumladığımız anlamda olmadığını söyleyecekler, hatta duymamış gibi davranacaklar. Ne diyor İlker Paşa? Yalnız bütünüyle yargıyı örnek göstererek aslında “Devlette bugün ayakta tek bir kurumun, Anayasa Mahkemesi’nin kaldığını”... ... Başta ömür boyu onurla hizmet ettiği TSK dahil öteki devlet kurumlarının gerçek kimliklerini yitirdiklerini söylüyor. Ah Paşa ah! Siz kuşku yok, siyasete uzak asker anlayışınızla söylememeye, açıklamamaya özen gösteriyor olabilirsiniz. Fakat... İstisnasız devleti ve kurumlarını bugün içinden çıkılmaz ve bilinen anlamlarıyla ayakta durmamalarına önayak olan gerçeklerden söz etmiyorsunuz... Ama pekâlâ bildiğiniz gibi, başta yargı, devletin bütün kurumlarını bir ucu İslama uzanan yeni Türkiye kuracağım diye yerleşik kurallarından kopararak, partinin ve hükümetinin emrine alan, ne şu ne budur: Tek sorumlu 2002’de tek başına iktidara gelen AKP ve onun 12 yıldır başbakanı olan RTE’dir! Ne yazık ki devleti bugün içinden nasıl çıkılacağını kimsenin gösteremediği durumun yaratılmasını sağlayan katkıların başında... ... Millet iradesinin kendine dilediğini yapmakta tam yetki verdiğini söyleyerek, bugün devletin devlet olmaktan çıkmasında üç seçimdir RTE’ye destek veren seçmenin özel payı unutulmamalıdır! HHH İlker Paşa söylenmeyen bir başka gerçeğin altını çizerek, “... Türkiye Cumhuriyeti eğer tekrar hukuk devleti olmak istiyorsa…” diyor. Aslında böylece TC’nin artık bir hukuk devleti olmadığını ifade ediyor. Birçoğu arasında Silivri’de yaşadığı sanal Ergenekon projesinin sorumlularının mutlaka bulunarak hukuk devletine dönüşün geçekleşebileceğinden söz ediyor. Elbette bu temenniye katılmamak olanaksız. Oysa, bugün devletin kriz ve açmazlar içine sürüklenmesinde AKP iktidarı ile Başbakanı’ın gerçek ve tek sorumlu olduğuna halkımızın inanması öncelik taşıyor amma velakin... ... Toplumun böylesine bilinçlenmeye yöneldiğini gösteren bir işaret de ufukta görülmüyor. HABERLER Erdoğan, 30 Mart sonrasında operasyon yapılacağına işaret ediyor Gülen’e ‘vatana ihanet’ planı EMİNE KAPLAN ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Gülen cemaatine ilişkin 30 Mart sonrasına işaret ettiği operasyonun “vatana ihanet ve casusluk” suçlamasıyla soruşturma başlatılması olduğu belirtiliyor. Açılacak böyle bir soruşturma ile Gülen’in kırmızı bültenle ABD’den istenmesinin gündeme getirilebileceği dile getiriliyor. Erdoğan’ın son açıklamalarında “Bir ülkenin cumhurbaşkanı ve başbakanını dinlemek milli güvenlik sorunudur. Bu zaten MGK açıklamasında vurgulandı. Mesele artık devlet politikası. Çalışmalar da başladı. Örgütün şeması elimizde.. 30 Mart’tan sonraki etaplarda atacağımız, planımda olan birçok adımlar var. Bu adımları süratle atıp neticelerini almak olacak” diyerek seçim sonrası cemaate yönelik büyük bir operasyon başlatılacağının işaretini verdi. AKP kulislerinde, yerel seçimlerin hemen ardından Gülen hakkında soruşturma başlatılacağı beklentisi dile getiriliyor. Erdoğan’ın “Olay GÜNDEM MUSTAFA BALBAY n Baştarafı 1. Sayfada hazırlanmamış olursanız infaz koruma memurları gelir, uyarır... Bu arada bir görevli cezaevi hesabınızda kalan parayı hesaplayıp ödemeye hazırlanır. Çıkış öncesinde de mutlak revirdeki ya da sağlık ocağındaki nöbetçi doktora götürülür, sağlık kontrolünden geçirilirsiniz. Yönetim, “İçeriden sorunsuz çıktı” diyebilmek için temel önlemlerini alır. Yazı aramızda benim toparlanmam uzun sürmüştü. Özellikle kitapları bırakmak istemiyordum. Sayfalarının çoğu çizilmiş, kenarlarına notlar çıkarılmış kitapların ayrı bir anlamı vardı. Çarşaftan torbabavul yapıp kitapları onun içine doldurmaya çalışırken ikinci müdür geldi, “Müdür Bey, eşyalarını arkadan yollarız, bir an önce koğuştan ayrılsın, diyor. Siz neleri götürmek istediğini işaretleyin. Yarın vekâletname vereceğiniz bir kişi gelip alsın” dedi. Ben de buzdolabı ile televizyonun ihtiyacı olan bir koğuşa verilmesi için dilekçe yazdım, giyinip ayrıldım. HHH Özgürlük anı hapiste karmaşık duygularla yaşanır. Cezaevi yöneticileri mahkemelerin tahliye kararı vermesinden sonra herhangi bir olumsuzluğun kendilerini bağlayacağını düşündükleri için hızlı hareket ederler. Cuma günü özel yetkili mahkemelerin (ÖYM) kaldırılmasına ilişkin yasayı Cumhurbaşkanı’nın onaylamasının ardından yaşananlar gösteriyor ki, hâkimlerin özgürlük özeni cezaevi yöneticileri kadar yok! ÖYM’leri kapatan yasa ile birlikte tutuklulukta üst sınır da 10 yıldan 5 yıla indi. Yapılacak iş basit: Dosyaya bakılacak, tutuklulukta geçen süre 5 yılı aşmışsa, mahpus serbest bırakılacak. Kimi mahkemeler bunu hemen yaptı; durumu yasaya uygun olan kişilerin tahliyesine karar verdi. Ergenekon davasında tutuklu bulunanlar için ise araya hafta sonu girdi. Tahliye dilekçelerini veren avukatların anlatımlarına göre hâkimler inceleme işlemini pazartesiye bırakmışlar. Kimi avukatlar pazartesi için de ihtiyatlı, “O gün inceleyecekler ama bu aynı gün incelemeyi tamamlayacakları anlamına gelmiyor” diyorlar. HHH Silivri’de hukuk arayanların arada bir şu tür mırıldanması olur: Hâkim ve savcılar mesleğe başlamadan önce bir ay cezaevinde tutulmalı. Bu, onların mesleğe hazırlığı olarak değerlendirilmeli. İçeriyi biraz bilirlerse, tutukluluk ve tutukluluğa devam kararlarını daha özenli verirler! Cuma akşamı o mırıldanmalar bir kez daha aklıma düştü. Hâkimler incelemelerini hafta sonu yapamazmış... Özgürlük bekler mi? Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ kararıyla birlikte gelen tahliye, İlker Paşa’nın da çıkışta altını çizdiği gibi hapisteki diğer tutukluların da özgür kalmasıyla daha anlamlı hale gelebilirdi. Evet, çok geç oldu ama en azından pazartesi gününden geç olmamasını bekleyelim. Gelinen noktada kamuoyunun gündemindeki siyasi davaların çöktüğünü hükümet de kabul etti. Bu aşamadan sonra yapılması gereken çok şey var ama, önce özgürlük... Gezi’den Balyoz’a, Ergenekon’dan KCK’ye toplum vicdanında kabul görmeyen davalar nedeniyle hapiste bulunan tüm tutuklulara özgürlük... ABD, ‘MESAJ ALINDI’ YANITINI YALANLADI NEW YORK (DHA) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, telefon görüşmesi yaptığı ABD Başkanı Barack Obama’nın Fethullah Gülen konusunda, “Mesaj alındı” yanıtı vermediği belirtildi. ABD’de İsrail için lobi faaliyetlerinde bulunan “İsrail Projesi” adlı kuruluşun yayınladığı açıklamaya göre, Başbakan Erdoğan’ın, ABD Başkanı Obama ile yaptığı telefon görüşmesinde geçtiğini belirttiği, “Ülkemdeki huzursuzluğun kaynağı oradadır ve sizden gerekeni bekliyorum dedim. O da olumlu baktı. ‘Mesaj alındı’ dedi” sözlerini yalanladı. İsrail Projesi, Beyaz Saray’dan bir yetkiliye dayandırarak yaptığı açıklamada, “Fethullah Gülen ile ilgili olarak Başkan Obama’ya atfedilen cevap gerçek değildir” denildi. milli güvenlik meselesi haline geldi” açıklamasına dikkat çeken parti yöneticileri, “Bu aslında yolsuzluk kılıfı altında Türkiye’ye yapılan önemli bir siber saldırıdır. Casusluk hareketidir. Milli güvenlik konularında görüşmeleri dinleyip başka ülkelerin istihbarat birimlerine servis ettiklerini kamufle etmek için yolsuzluk operasyonu adı altında ortaya çıkarılan bir hareketin sonucudur bu yaşananlar. Bu vatana ihanettir” değerlendirmesini yapıyor. Partide, Gülen hakkında “casusluk, vatana ihanet, örgüt kurma” suçlamasıyla soruşturma başlatılacağı konuşuluyor. Erdoğan’ın, televizyon programında ABD Başkanı Barack Obama’dan Gülen’in iadesini istediğini anlatırken “Gerekirse kırmızı bülten de çıkarılabilir” demesi dikkat çekti. Ancak Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, kırmızı bülten çıkarılmasının ancak soruşturma kapsamında olabileceğini söyledi. Parti kulislerinde bu açıklamalara dikkat çekilerek Gülen hakkında seçimden sonra olası soruşturmada kırmızı bülten çıkarılacağı dile getiriliyor. MİT’e ait TIR’ların durdurulması ve Başbakanlık’ta “böcek” bulunmasıyla ilgili olarak casusluk kapsamında soruşturma açılmıştı. Türk Ceza Yasası’nın “Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk” başlığıyla düzenlenen maddelerinde “devletin güvenliği veya iç veya dış si yasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklayan kimseye” ömür boyu hapis cezası verilmesi öngörülüyor. eden seçimden sonra? Erdoğan’ın cemaate yönelik ağır suçlamalarına karşın operasyonu neden seçim sonrasına bıraktığı ise tartışılıyor. Kulislerde, bunun siyasi bir taktik olduğu değerlendirmesi yapılırken seçim öncesi başlatılacak bir soruşturmanın cemaatin tabanında rahatsızlık yaratabileceği ve AKP’li adaylara yönelik desteğin azalabileceği yorumları yapılıyor. N AB’ye masallar u Avrupa’dan peşi peşine gelen eleştirilere Ankara, masal anlatarak yanıt verdi. AB Bakanlığı’nın Brüksel’e ilettiği resmi görüşe göre; “Yolsuzluk soruşturmaları bağımsız yargı kurumları tarafından yürütülüyor. İnternet yasası, bireysel hak ve özgürlükleri korumak için çıkarıldı.” DUYGU GÜVENÇ Yolsuzluk eleştirilerine hükümetin yanıtı: Bizde her şey toz pembe YOUTUBE HASAPLARI ASKIYA ALINDI Haramzadelere telif engeli İstanbul Haber Servisi 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan ve bakanları arasında telefon görüşmelerini yayımlayan Haramzadeler’in “Haramzadelerucyuzotuzuc” ve “Haramzadeler Collection” adlı YouTube hesapları askıya alındı. Haramzadeler’in YouTube kanallarına girildiğinde, “Telif hakkı ihlaliyle ilgili birden çok üçüncü taraf bildirimi aldığımız için Haramzadeler Collection/ Haramzadelerucyuzotuzuc adlı YouTube hesabı feshedilmiştir” ifadesi yer alıyor. Askıya alma kararının ses kayıtlarının öncesinde çalan müziklerle ilgili telif hakkıyla ilgili olduğu, bu nedenle de her iki hesabın da şimdilik feshedildiği öğrenildi. Ses kayıtlarını yayımlayan bir diğer hesap “Başçalan” ise hâlâ açık durumda. ANKARA Hükümet, 17 Aralık operasyonundan bu yana attığı tüm adımları AB’ye gülünç iddialarla savundu. Yolsuzluk soruşturmasının “bağımsız yargı” tarafından sürdüğünü ileri sürdü. Binlerce polisin görev yerinin değiştirilmesinin “rutin” olduğunu iddia eden hükümet, 17 Aralık soruşturmasına bakan savcıların görevden alınmasını da “inceleme sürecinin adil yürümesi için” sözleriyle savundu. Avrupa Parlamentosu (AP) Dış İlişkiler Komitesi’nde önümüzdeki hafta oylanacak olan Türkiye raporuna itiraz etmek için gönderilen rapor yanıt Avrupalı parlamenterleri şoke etti. Türkiye’nin cevabında, paralel yapıdan kurtulduktan sonra siyasi reformların devam edeceği savunuldu. AB Bakanlığı tarafından gönderilen ve AP’nin 12 sayfalık Türkiye raporuna, 10 sayfa ile itiraz edilen yanıta “Avrupalı dostlarımız” denilerek başlanıyor ve AB’den gelen eleştiriler “Tamamen önyargılı yaklaşımın göstergesi” ifadelerine yer veriliyor. Cumhuriyet, hükümetin önümüzdeki hafta oylanacak rapor öncesinde AP’ye, 3 Mart’ta gönderdiği yanıtı açıklıyor: Önyargı yok: Yolsuzluk olup olmadığını belirlemek için rutin yasal süreç hukuki çerçevede yürümektedir. Türkiye hukukun üstünlüğü konusunda önyargı olmadan, bazı yasal düzenlemeleri, bu tehdidi (paralel yapı) ortadan kal ‘Kadın mahpuslar serbest bırakılsın’ İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu üyeleri ve hasta yakınları, Galatasaray Lisesi önünde düzenledikleri “F Oturması” eyleminde 8 Mart Dünya Kadın Emekçiler Günü nedeniyle ağır hasta kadın tutuklu ve hükümlülerin durumuna dikkat çekti. Eylemde “Kadın mahpuslar serbest bırakılsın” sloganları atıldı. “F Oturması” eylemi için 103. kez toplanan insan hakları savunucuları, “Tecrit öldürüyor, F tipi hapishaneler kapatılsın” ve “Hapishanelerde ölüm istemiyoruz” yazılı pankart ve dövizlerinı taşıdı. F tipi hapishanelerde hasta durumda olan mahpusların son durumlarına dair sağlık bilgilerinin paylaşıldığı açıklamada “Bunlar ancak bizim ulaşabildiğimiz hasta kadın mahpuslardır. Gerçek sayı bundan çok daha fazladır. Bizler toplumun vicdanı olduğumuzu düşünerek bundan böyle de hapishanelerde yaşananların takipçisi olmaya devam edeceğiz” ifadeleri yer aldı. TİB’İN TELEKULAK RAPORU Emniyet, 2 yılda 1 milyon kişi dinledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nda (TİB) yürütülen soruşturma çerçevesinde, Emniyet Genel Müdürlüğü’nde 2012 ve 2013 yıllarında en fazla İstihbarat, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ile Terörle Mücadele daire başkanlıklarınca dinleme işlemi yapıldı. Bu birimlerde 2 yılda 1 milyon 73 bin 136 dinleme işlemi gerçekleştirildi. TİB’de dinlemeler konusunda yapılan inceleme sonucunda hazırlanan ve Anadolu Ajansı’nın ulaştığı verilere göre, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı bu 3 daire başkanlığınca 2 yılda 1 milyon 73 bin 136 dinleme işlemi Yürütülen soruşturma kapsamında elde edilebilen verilere göre, İstihbarat Daire Başkanlığı 2012 yılında 299 bin 826, 2013’te ise 270 bin 11 olmak üzere 569 bin 837 dinleme işleminde bulundu. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı 2012’de 160 bin 646, 2013’te ise 186 bin 588 olmak üzere 347 bin 234 dinleme işlemine imza attı. Terörle Mücadele Daire Başkanlığı ise 2012’de 61 bin 226, 2013’te 94 bin 839 olmak üzere 156 bin 65 dinleme işlemi yaptı. Böylece 2 yılda bu daire başkanlıklarınca toplam 1 milyon 73 bin 136 dinleme yapılmış oldu. Bu rakama, mükerrer ve uzatmalar dahil telefon dinlemeleriyle ulaşıldığı öğrenildi. Anadolu Ajansı daha önce de TİB’de dinlemeler konusunda yapılan incelemelere göre 2012 ve 2013 yıllarında 509 bin 516 kişinin dinlendiğini duyurmuştu. dırmak için alıyor. Savcı atamaları: Yolsuzluk soruşturmaları bağımsız hukuk kurumları tarafından sürüyor. Çünkü, Türkiye’de yargının bağımsızlığı anayasa ile güvence altına alınmıştır. Bu nedenle, hükümet devam eden herhangi bir araştırmaya müdahale edemez. Polisler rutin atama: Polis amirleri meslekten ihraç edilmedi; aksine, İçişleri Bakanlığı’nın rutin personel politikası çerçevesinde bir kısmı başka görevlere atandı. HSYK: HSYK yasasındaki düzenlemeler geri adım olarak tanımlanamaz. Yapılan düzenlemeler konseyin, daha çoğulcu bir şekilde etkili görev yapması için. Ayrıca bu düzenlemeler Avrupa Komisyonu ve Venedik Komisyonu’nun tavsiyeleriyle büyük oranda uyumlu. AB önyargılı: AB, uygulamayı görmeden bu yasaya önyargıyla yaklaşmamalı. İnternet yasası: İnternet yasası bireysel hak ve özgürlüklerin ihlalini önlemek ve gizliliği korumak amacıyla yasalaştırılmıştır. Cumhurbaşkanının onayının arından yapılan düzenlemeler yönetimin önleyici gücünü suiistimal etme ihtimalini tamamen ortadan kaldırmıştır. Paralelin kanıtı hükümet yakınları: Telefonları dinlenenlerden bazılarının hükümetin bazı üyeleriyle bağlantılı olması da yargı ve polisteki paralel yapıyı kanıtlamıştır. AB’nin eleştirisinin nedeni ‘paralel’: AB tarafından Türkiye’ye yargının işleyişi ve bazı özgürlüklerin korunması konusunda yöneltilen eleştiriler, paralel yapının kısıtlayıcı ve güvenlikçi yaklaşımından ve uygulamaların dan kaynaklanmaktadır. Paralel yapıdan kurtulmak, hukukun üstünlüğü çerçevesinde, hızlı ve sürdürülebilir şekilde köklü siyasi reformların yapılmasının yolunu açacaktır. Sayıştay denetimi ne açık: Sayıştay’ın raporlara tam olarak erişimini sağlamak amacıyla, yasası uluslararası Sayıştay örgütlerinin standart ve prensipleriyle hazırlanmıştır. Sayıştay raporları online olarak kendi sitesinden ve TBMM’den yayınlanmaktadır. Gezi’deki polis şiddeti: Aşırı güç kullanan ve ciddi yaralanmalara sebep olan devlet yetkililerinin ve polislerin cezalandırılmadığı temelsizdir, yargı süreci devam etmektedir. Ayrıca İnsan Hakları Kurumu, Gezi protestolarını ve sonuçlarını incelemek üzere özel bir komisyon kurmuştur. Bu komisyon araştırmalarına devam etmektedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle