04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 MART 2014 PAZARTESİ 6 HABERLER Doğruyu sokak anlatır DUYGU GÜVENÇ VARŞOVA Polonya parlamentosunun üst kanadı senatonun Başkanı Bogdan Borusewicz, yolsuzluk iddialarının ortaya çıkmasının Türkiye’nin AB yöneliminde önemli olduğunu belirterek, “Bir Başbakan şüpheden arınmış olmalı” dedi. Borusewicz, yolsuzluklar konusunda Polonya örneğini anlatırken yolsuzluk iddialarının bağımsız bir kurum tarafından araştırıldığını, soruşturma açılan bakanların görevden alındığını vurguladı. Polonya Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’ye yapacağı ziyaret öncesinde bir grup gazeteci ile bir araya gelen Borusewicz, Türkiye’nin bir an önce sorunları aşmasını dileyerek şunları söyledi: “Bu insanların ve halkın bütün enerjisini alan birşey. Umarım bütün yıl devam etmez. Yolsuzlukların açığa çıkması bir hastalığı değil, tam tersi Polonya Senatosu Başkanı Borusewicz Türkiye’deki yolsuzluk iddialarını değerlendirdi: u Polonya Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’ye yapacağı ziyaret öncesinde bir grup gazeteci ile bir araya gelen Borusewicz, “Bir başbakan şüpheden arınmış olmalı” dedi. Polonya’da siyasilerle ilgili yolsuzluk iddialarını araştırmakla görevli polis tarafından oluşturulmuş ayrı bir kurum olduğunu belirten Borusewicz “Polonya’da biz bu uygulamayı yapıyoruz. Eğer bir soruşturma olursa, kişi görevi bırakır” dedi. deden Borusewicz, “Bu kişi başbakan olursa ne yaparsınız” sorusuna şu karşılığı verdi: “O zaman tabii ki başbakan görevi bırakır. Ve tabii ki bu daha zor bir durum. Çünkü bir başbakan her türlü şüpheden arınmış olmalıdır. Son olarak ulaştırma bakanı görevi bıraktı, çünkü mal beyanında bir saati bildirmemişti. Birkaç yıl önce başbakan yardımcısı ve bir grup bakan görevi bıraktı, kimlerle ilişkilerinin olduğu açık değildi. Kumar yasasıyla ilgili etkileri olduğundan şüpheleniliyordu.” Türkiye’nin içişlerine karışamayacaklarını ve Türkiye’nin kendi kurumları olduğunu vurgulayan Boru tabii ki bu iktidar partisini zayıflatacaktır. Bu parti siyasi hayatı domine ediyor.” Rezil de Olurlar Rüsva da, Üstelik Kaçarlar da Hak yerini buldu... RTE, rüşvet ve yolsuzluk çukurunda debelenenlerin salıverilmeleri üzerine bu sözleri etti... Yineleyelim: Hak yerini buldu. Ne hakkı demeyin... Burada ne kul hakkı, ne insan hakkı, ne yetimyoksul hakkı, ne din hakkı, ne hukuk ve yasa hakkı söz konusu... Sadece, iktidar olanların, iktidarda bulunmasının, halka, devlete, Hazine’ye bir diyeti olarak, rüşvet ve yolsuzluk hakkından bahsediyoruz... Şu “hakka” bakın: Sarraf ve bakan çocuklarına tahliye kararı veren ve bu kararı vermek için de uygun yere konan tek kişilik mahkeme yargıcı, Facebook sayfasında “Allah uzun ömür versin, uzun adam” diye RTE’ye gönderme yapıyor... Eeee, şüphesiz ki bu çabaları karşılıksız kalmayacaktır... Hak nasıl yerini bulur? Mahkemelere yandaş hâkim yerleştirerek... HHH Tepede rüşvet ve yolsuzluk Tükiye’ye yabancı mı? İlk kez mi? Hayır tabii ki! Demirel (yeğenhayali mobilya ve destekçilerine devlet kıyakları), Özal (ve prensleri), Çiller, Yılmaz dönemleri... Ama en örgütlüsü, en zirvesi, en milyarlarca Avro ve dolarlısı, en bakanlısının ve başbakanlısının da içine bulaştığının çok güçlü kanıtlısı, bu iktidar döneminde oldu... RTE, oğlumu da dinlemişler diyor... Ortaya çıkıyor ki, hepinizin bir halk ombudsmanı tarafından mutlaka dinlenmesi gerekiyormuş... Tepelerde çevrilen dolapları bu milletin başka türlü öğrenmesi nasıl mümkün olabilirdi? Bugüne kadarki dinlemelerde hep gümbürtüye gidenler muhalifler, aydınlar, kesilip biçilecekler ve kodese tıkılacaklar olmuştu... İlk kez dinlemeler sonucu halkın saklanan gerçekleri öğrenme olanağı doğdu! Temiz siyasete, daha kaliteli bir devlet ve ülke yönetimine, demokrasiyi iyileştirmeye, ülkeyi yolsuzluk bataklığından korumaya giden yollardan biri, istesek de istemesek de, bir iktidar çatışmasından kaynaklanan ve çoğu yasal olan dinlemelerin açıklanmasıdır ve halka sunduğu yeni fırsatlardır... Düşünün, böyle bir iktidar yıllarca yönetimde, halk da ortalık güllük gülistanlık sanıyor ve durmadan destek veriyor... WikiLeaks belgelerinin açıklanmasıyla da toplum, millet, seçmen, yönetimlerde olmayan bütün insanlık kazanmamış mıydı ve bir saydamlık sağlanmamış mıydı? HHH Hüseyin Çelik, bütün yapılan demokrasi dışılıkları, yolsuzluk ve rüşvet olaylarını, medya özgürlüğüne baskıları meşrulaştıran, yağlayıp ballandırarak aslında bunların çok iyi şeyler olduğunu bu millete yutturmaya kalkan, o baş propagandist, örneğin RTE’nin televizyonları bizzat arayarak nasıl yayın yapacaklarını emreden telefon konuşmaları için, montajdır demiyor... Ama rüşvet ve yolsuzluk seslerine montajdır diyor. Çünkü orada savunulamayacak ve doğrudan suç olan, doğrudan mahkemelerin konusuna giren konuşmalar var... RTE de montajdır diyor, ama oğlumun konuşmalarını dinliyorlar diyerek bir yandan da mağdur rolüne çıkıyor! Bu ses kayıtları yüzde yüz doğru... Zaten ses kayıtlarını internet ortamından temizlemeye başladılar... şüphesiz ki onlar temizledikçe, onlar ulaşılabilecek yeni yerlere konacak ve halkın bilgisine sunulacaktır. Bununla baş edemezler... Eğer sahteyse nedir bu telaş? Dün baktım Meclis’te Beşir Atalay, mart sonunda halk size sandıkta yanıtı verecek diyor. Yolsuzluk ve rüşvet için temizleme ve hesap verme yeri sandık değil, yargıdır, mahkemelerdir... “Biz rüşvet ve yolsuzluk yaptık, ama sandığa gidelim, halk bakın bizi nasıl destekliyor, aklıyor” derseniz eğer... o zaman da, Örneğin hırsızlar da mahkeme ve aklanma yeri olarak sandık ister. Derler ki, “İşsizlikten eve ekmek götüremiyorum, çoluk çocuğum aç, bu nedenle çaldım; halka soralım, suçlu muyum suçsuz mu...” Valla aklanma olasılığı yüksek, en azından ben haklısın derim! Katiller, “Öldürmeseydim onursuz, on paralık insan olarak yaşayacaktım; halka soralım, haklı mıyım haksız mı...” deme hakkı doğar... HHH AKP bu yolu açıyorsa o halde halka götürelim, sandık koyalım ve o karar versin: İktidar başının, bakanlarının, çocuklarının; çevreleri, destekçileri ve yandaşlarının, rüşvet ve yolsuzluk yapma hakları mıdır, yoksa değil midir? HHH Dün Kanat Atkaya’nın yazısında, Murathan Mungan’ın şu sözü vardı: “Bu ülkede her şey olabilirsiniz, ama rezil olamazsınız...” Dün yine sosyal medyada bir söz dolaştı: “Bence mahkeme haklı, hırsızların kaçma şüphesi yok. Bir hırsızın bu ülkeden kaçması için geri zekâlı olması lazım.” Hoş sözler, ama sadece şu anı anlatıyorlar... Siyasi yolsuz ve rüşvetçiler rezil de olacaklar rüsva da; bu ülkeden de kaçmak zorunda kalacaklar... OKUR NOTU: Kenan Yumurtacı: Dünkü yazınızda RTE’nin sesi üzerine değerlendirmelerinizi okurken anımsadım: Mario Puzo romanlarından uyarlanan “Baba” seri filminde Marlon Brando’nun, oğlu ve adamları ile kısık bir sesle konuştuğunu anımsadım... Bir Okur: 30 küsur ülke gördüm, maalesef en kötüsü burası. Burada fakirlik bir devlet politikası, çağdaş yaşam bir sorun ve en acısı hırsızlık ayıp olmaktan çıkmış, imkânı olup da yapmayana aptal muamelesi yapılır olmuş... ne sağlıklı bir durumu gösterir. ” “Her yolsuzluk olayı beraberinde bir tepki getirir” diyen Borusewicz, Polonya’da siyasilerle ilgili yolsuzluk iddialarını araştırmakla görevli polis tarafından oluşturulmuş ayrı bir kurum olduğunu belirterek Polonya deneyimini, “Yasal sistem önemlidir, ama daha önemlisi siyasi uygulamalardır. Polonya’da biz bu uygulamayı yapıyoruz. Eğer bir soruşturma olursa, kişi görevi bırakır” diye anlattı. Bunun istifa olmadığını, Başbakan’ın bakanı görevden aldığını kay arınmış olmalı’ ‘Başbakan şüpheden sewicz şöyle devam etti: “Tabii tüm dünyada gazeteler Türkiye’de neler olduğunu yazıyor. Ama tabii ne olacağı konusundaki söz Türk kamuoyunda. Ve tabii Türkiye’deki iki grup arasındaki güç kavgası hakkında da bilgi alıyorum. Bunu değerlendirmek benim için zor. Daha önce ABD’deki bu önemli figürü (Fethullah Gülen) daha önce hiç duymamıştım. Benim için büyük sürpriz oldu. Türkiye’nin kendi Cumhurbaşkanı ve meclisi var. Başbakan tabii ki en önemli figür. Bu durumu değerlendirecek belli kurumlar var. Durum tabii yaklaşan seçimler nedeniyle de kızıştı. Ve Borusewicz, yolsuzluk iddialarının ardından Türkiye’nin AB’ye daha da yakınlaştığına belirterek şöyle konuştu: “Türkiye’nin AB’ye daha yakın olduğunu düşünüyorum. Konu yolsuzlukla ilgili istatistikler olduğunda ne kadar çok yolsuzluk olayı varsa, o ülkede o kadar çok yolsuzluk olduğu anlamına gelir, ama aynı zamanda bu sizin yolsuzlukla daha iyi mücadele ettiğinizin göstergesidir. Bana göre yolsuzlukla ilgili göstergeler artarsa daha fazla yolsuzluk ortaya çıkarılmış demektir.” Borusewicz, Türkiye’de Gezi’den bu yana devam eden gösteriler için de “Eğer sistem iyi işlemezse sokaklar doğru yolu anımsatır” dedi. ‘T ürkiye AB’ye daha yakın’ Sosyal paylaşım sitesine düşen fezlekeye göre vakıf Başbakan Erdoğan ve oğlu tarafından yönetiliyor AKP, TÜRGEV’e çalışmış İstanbul Haber Servisi Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) hakkında hazırlanan fezlekede vakfın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu N. Bilal Erdoğan tarafından yönetildiği, Başbakan ve oğlunun kamu nüfuzunu kullanarak vakfa bağış adı altında ödemeler yaptırdıkları iddia edildi. Başbakan Erdoğan ve oğlunun vakıf çalışanları ile beraber kamu görevlilerine de talimatlar verdikleri iddia edilen fezlekede, Bilal Erdoğan başta olmak üzere, AKP’li vekiller, TÜRGEV ve İBB yöneticilerinin konuşmalarına yer verildi. Sosyal paylaşım sitesi Twitter’daki “Haramzadeler” adlı hesaptan Erdoğan ailesi üyelerinin yönetiminde yer aldığı TÜRGEV fezlekesi dün yayımlandı. Fezlekede, vakfın yapmış olduğu arazi devri ve bağış toplanması işlemlerinde Başbakan ve oğlu Bilal Erdoğan’ın kamu nüfuzunu kullanarak vakfa bağış adı altında ödemeler yaptırdıkları iddialarda yer aldı. Fezlekede ayrıca ödemeler karşılığında ödemeyi yapan şahısların kamu kurumlarında ihtiyaç duyduğu belge izin gibi işlemlerinin gerçekleştirildiği iddiaları sıralandı. Başbakan Erdoğan ve oğlunun vakıf çalışanları ile beraber kamu görevlilerine de talimatlar verdikleri bilgisinin yer aldığı fezlekede, Başbakan Erdoğan’ın vakfın yönetimini bizzat belirlediği, Bilal Erdoğan’ın ise vakıf yönetimi ile ilgili talimatlarda bulunduğu iddiaları dikkat çekti. Fezlekede telefon görüşmelerinin de yer aldığı yolsuzluk ve usulsüzlüklerinden bazıları şöyle sıralandı: l Gaziantep Şahinbeyli Şehitkamil ilçe belediye başkanlarının TÜRGEV’e arazi tahsisi l Mehmet Cengiz’in TÜRGEV’e arazi bağışı l N. Bilal Erdoğan’ın talimati ile Ali Ağaoğlu’nun arazi bağışırüşvet l Bilal Erdoğan’ın vakıfhazine arazileri Fatih Silivrikapı l Hayırlıoğlu arazi TÜRGEV’e verilecek arazi karşılığı imarsız, istimlak edilmiş araziye imar verilmesi, arazi sahibi ile karın paylaşılması, nüfuz ticareti l KİPTAŞ tarafından yapılan Edirnekapi’da TÜRGEV’e ait yurt inşaatı l Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile Vatan Lisesi’nin Milli Eğitim’den alınması l Historia Alışveriş Merkezi’nin TÜRGEV’e satışı l Tokat’ta TÜRGEV’e arazi satışırüşvet l Ünalan Altunizade TCDD arazi konusu l İstanbul Ataşehir’de TMSF’ye ait arazinin TÜRGEV’e devredilmesi l Rıza Sarraf’ın TÜRGEV’e bağış yapması l Yeşilay’ın kullandığı yere TÜRGEV’in yerleşmesi l TÜRGEV Davutpaşa arazi talebi l Fatih Şehremini’de bulunan araziye EPDK’den bağışçı bulunması l Şanlıurfa arazileri ihalesi konusu l Vatan Caddesi tır garajı İGDAŞ’a ait arazinin Medikal Park Hastanesi ile takası l TÜRGEV’e Şehzadebaşı’nda otel yapılması l Esenyurt Belediyesi karar TÜRGEV arazi tahsisi olabilir Resmi belgede sahtecilik l Zeytinburnu yarısı hazineye yarısı Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait arazi l Bursa Milli Emlak arazi tahsisi TÜRGEV l Kütahya Enerji Bakanlığı’na ait arazinin TÜRGEV’e tahsisi l Kasımpaşa Kentsel Dönüşüm Projesi l Adnan Polat’ın İmam Hatip yaptırmak istemesi l Yurt genelinde hazine arazilerinin TÜRGEV’e devir yöntemi l Gölbaşı Adıyaman 1763 ada 1 parsel l Hac kurasına hile karıştırma CHP’Lİ SEZGİN TANRIKULU: Spekülasyon yapıldı mı cevap verin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde, “Çatalca’da Recep Tayyip Erdoğan’ın dünürüne ait olduğu iddia edilen yaklaşık 55 bin metrekarelik alan üzerinde inşa edilen villaların inşatlarında İstanbul Büyükşehir Belediyesi taşeron işçilerinin çalıştırıldıkları iddiası doğru mudur” diye sordu. Tanrıkulu, önergesinde Arınç’tan ayrıca şu sorulara da yanıt istedi: “Tuğlaların TOKİ’den, taşların ve seramiklerin KİPTAŞ’tan bedelsiz temin edildikleri iddiası doğru mudur? En kaliteli ve pahalı çimlerin İBB tarafından bedelsiz temin edildiği iddiası doğru mudur? İmar, tapu, proje ile ilgili sorunların Erdoğan’ın talimatlarıyla aşıldığı ve çözüldüğü iddiası doğru mudur? Villaların yapımında İBB, TOKİ, KİPTAŞ, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Orman Bakanlığı devlet görevlilerinin çalıştırıldıkları iddiası doğru mudur? Basın aracılığıyla 3’üncü havalimanının, 3’üncü köprünün ve Kanal İstanbul projelerinin yerlerinin Çatalca olarak açıklanarak pek çok kişinin Çatalca’dan arsa almaya yönlendirildiği ve böylece Çatalca’daki arazilerin fiyatlarının artmalarının sağlandığı iddiası doğru mudur?” Yurttaş meydanlarda İstanbul Haber Servisi Kartal, GülsuyuGülensu ve Pendik Dayanışmaları, yolsuzlukları ve Cevizli’deki Tekel arazisinin özel bir üniversiteye devredilmesini Kartal Meydanı’nda düzenledikleri mitingle protesto etti. Taksim Dayanışması Genel Sekreteri Mücella Yapıcı, AKP iktidarına yönelik yolsuzluk iddialarına dikkat çekerek “Gezi direnişçilerinin katillerini yargılamazlarken, kendi çocuklarının hırsızlıklarına göz yumuyorlar” diye konuştu. “Cevizli Tekel alanının yağmalanmasına izin vermeyeceğiz” pankartı açan yüzlerce kişi sloganlarla Kartal Meydanı’na yürüdü. Kartal Meydanı’ndaki eylem, Gezi Direnişi sırasında öldürülen gençler anısına saygı duruşu yapıldı. Taksim Dayanışması Genel Sekreteri Mücella Yapıcı, mitingdeki konuşmasında “Ülkemizde yaşanan yağma politikalarına karşı milyonlarca insan sokağa çıkarak adalet ve özgürlük için direndi” diye konuştu. Dayanışmalar adına Esin Köymen tarafından yapılan açıklamada, “Kentsel dönüşüm adı altında yapılan imar uygulamalarıyla sermayenin yaşam alanlarımıza dönük baskıları gün geçtikçe artmaktadır” denildi. Öte yandan önceki gece İstanbul’un pek çok noktasında protesto eylemleri yapıldı. Taksim’de “Hırsız var”, “Sık bakalım” ve “Her yer rüşvet, her yer yolsuzluk” sloganlarıyla eylem yapan gruplara polis yine biber gazı ile müdahale etti. Taksim Cumhuriyet Anıtı’nın çevresi ve Gezi Parkı kapatıldı. Gruplar, Cihangir’de “Hırsız var” sloganları atarak yeniden toplanıp eylemlerini sürdürdü. Beşiktaş’ta Abbasağa Forumu’nun çağrısıyla bir araya gelen yurttaşlar “Hırsız, adaletsiz hükümet istifa” sloganıyla Beşiktaş sokaklarında yürüdü. Düdüklerle protestolarını sürdüren Beşiktaşlılar, AKP seçim irtibat bürosunun önünden geçerken, “İşte burası hırsız yuvası” sloganını attı. Kadıköy’de de çeşitli gruplar, “Baba oğul çalanlardan, kardeşlerimizi vuranlardan hesap soracağız” pankartını açarak İskele Meydanı’na kadar yürüdü. Gazi Mahallesi’nde yapılan geniş katılımlı yürüyüşe polis müdahale etti. HDP Esenler İlçe Örgütü de, yolsuzluk ve talan düzenine karşı yaptıkları basın açıklamasından sonra “Hükümet istifa”, “Hırsız var” sloganlarıyla yürüyüş yaptı. Yürüyüşe evlerindeki yurttaşlar da balkonlardan tencere ve tavaları birbirine vurarak destek verdi. Fatih Saraç ile Bilal Erdoğan arasında geçtiği öne sürülen bir görüşme yayımlandı ‘Yolsuzluk’ kitap oldu ANKARA (ANKA) Hacı Ali Hamurcu’nun Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nde “rüşvet kurulu”nun nasıl çalıştığını anlatan “VilayetYargıBelediye/ Belgelerle Yolsuzluğun Şeytan Üçgeni” kitabı çıktı. ANKA Yayınları tarafından basılan kitapta Hamurcu, yaklaşık 30 ay boyunca çalıştığı Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nde yapılan rüşvet ve yolsuzlukları belgelerle anlatıyor. Kitabın önsözünde büyükşehir belediyesinde yolsuzluk ihalesinin üzerine kaldığını anlatan Hamurcu, bildiklerinin kamuya mal olduğunu belirterek “Bu kitabı yazmamdaki amaç, kul hakkı yemenin anlamını bilenlerin bir hayatın nasıl karartıldığını görmesi içindir” dedi. 244 sayfalık kitap, 8 bölümden ve “Belgeler” kısmından oluşuyor. Bu neyin bağışı? Haber Merkezi Hükümet ile cemaat arasında başlayan savaş sonrası ortaya çıkan ses kayıtları gündemi belirlemeye devam ediyor. Son olarak ortaya çıkan 2 ses kaydında, HaberTürk Yöneticisi Mehmet Fatih Saraç ve İran asıllı işadamı Rıza Sarraf’ın TÜRGEV’e yüklü miktarda para gönderdiği iddia ediliyor. Haramzadeler isimli sosyal medya hesabı üzerinden sızdırılan ses kayıtlarından ilkinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ve kamuoyunda “Alo Fatih” olarak bilinen HaberTürk Yöneticisi Mehmet Fatih Saraç’a ait olduğu öne sürüldü. Konuşmada Mehmet Fatih Saraç, Bilal Erdoğan’dan TÜRGEV’in hesap numarasını isteyerek Ali Kibar isimli kişinin para göndereceğini söylüyor. Bilal Erdoğan’ın “bu zekât mı öbür türlü mü” diye sorması üzerine Saraç, zekât olmadığını, normal olmadığını söylüyor. İkilinin sonraki görüşmesinden yatırılacak tutarın 1 milyon lira olduğu anlaşılıyor. Bir diğer ses kaydında ise eski bakan Zafer Çağlayan aracılığıyla Bilal Erdoğan’ın vakfı TÜRGEV’in Genel Müdürü Salih Koç’u aradığı öne sürülen Rıza Sarraf, adamı aracılığıyla vakfa para göndereceğini söylüyor. Sarraf’ın durumdan Bilal Erdoğan’ın da haberinin olduğunun altını çizmesi dikkat çekiyor. Bunun üzerine Salih Koç da Bilal Erdoğan’ın kendisine durumu ilettiğini ve durumdan haberdar olduğunu söylüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle