Katalog

3 MART 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Gösterilere sınırlama getiren çözüm sürecine yönelik paket kabul edildi 5 ‘Gezi’nin intikamı’ Beyoğlu’nun bazı semtlerinde farklı tarihlerde CHP Beyoğlu Belediye Başkan Adayı Aylin Kotil’e ait afişlerinin indirildiği ve zarar verildiğini belirten CHP Beyoğlu Gençlik Kolları üyeleri, önceki akşam Beyoğlu’nda nöbete başladı. Gençler, seçime kadar nöbet tutacaklarını belirttiler. Gençleri ziyaret eden Kotil, “Tehdit eder gibi fotoğrafım boynundan kesilmiş, gözlerinin oyulmuştu” dedi. ‘RT Lütfen’ Gezi Direnişi’yle birlikte sosyal medya kullanmaya başlayan Türkiye’de pek çok kamu kurum ve kuruluşunun da çeşitli sosyal medya mecralarında “resmi hesapları” bulunuyor. Siyasiler ise vatandaşa ana akım medya yerine artık sosyal medya üzerinden seslenmeyi tercih ediyor. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından oluşan bazı sosyal medya hesapları ise özellikle son bir aydır Türkiye’nin gündemini belirleyen belge ve bilgileri paylaşıyor. Özetle Türkiye sosyal medyayı hem kullanmasını hem de takip etmesini çok sevdi. Resmi sosyal medya hesabına sahip olan kurumların başında TBMM geliyor. TBMM’nin hem Twitter, hem de Facebook hesabı bulunurken Twitter üzerinde ise Meclis’in genel kurul çalışmalarına ve diğer çalışmalara ilişkin bilgi veren iki farklı kurumsal hesap yer alıyor. “TBMM Genel Kurulu” adlı hesabı 189 bin, “TBMM Resmi” adlı hesap ise 151 bin olmak üzere Meclis’i yalnızca Twitter üzerinden takip edenlerin sayısı 340 bin kişi... Geçen hafta her iki hesaptan da yayımlanan bir mesaj sosyal medyada farklı bir yankı buldu. Her iki hesaptan da “TBMM Genel Kurul görüşmelerini anlık olarak @TBMMGenelKurulu, diğer haberleri @ TBMMResmi hesabından takip edebilirsiniz (RT lütfen)” diye bir mesaj gönderildi. TBMM’ye ait resmi hesaptan “RT” ifadesinin kullanılması takipçiler arasında şaşkınlık yarattı. Bazı kullanıcılar bunu eleştirirken bazı kullanıcılar ise TBMM’nin resmi hesabına zekâ dolu şu mesajları gönderdi: Aylardır buradasın öğrenemedin “kesin bilgi” yazmadan olmaz o iş. / Tamam, tamam anladık CHP grubunun önerisi kabul edilmedi. / CHP’li gençlerden afiş nöbeti ANKARA (AA) Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven, ağustos ayı içinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresinin dolduğu günden daha önceki bir günde seçimi yapacaklarını belirterek “Hem birinci tur hem ikinci tur olarak planladık. İki tur arasında 15 günlük, iki haftalık bir süre var. Bu süreye göre seçim takvimini belirledik” dedi. Seçimin ağustos ayında yapılacağını belirten Güven, bir ön tarih belirlediklerini ancak resmen açıklamadıklarını, çalışmaların sürdüğünü söyledi. Cumhurbaşkanlığı seçim tarihi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümetin çözüm sürecine yönelik hazırladığı ve “Demokratikleşme Paketi” olarak nitelendirdiği yasa tasarısı, TBMM Genel Kurulu’nda dün sabaha doğru kabul edilirken Meclis, çalışmalarına 26 Mart’a kadar ara verdi. “Öcalan’a siyaset yolu” olarak nitelendirilen terör suçlarından hüküm giyenlerin siyasi partilere üye olabileceğine ilişkin düzenleme metinden çıkarıldı. Tasarıyla, gösteri ve yürüyüş hakkına “kamu düzenini, genel asayişi bozmama ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmama” kriteri getirilirken özel okullarda Kürtçe eğitim, siyasi partilere eşbaşkanlık sistemi getirildi. Şapka Yasası’na aykırı hareket edenlere ceza verilmesine ilişkin hüküm kaldırılacak. Tasarının görüşmeleri sırasında TBMM Genel Kurulu’nda iktidar ve muhalefet arasında zaman zaman tartışmalar yaşandı. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, “Tasarı, Taksim Meydanı’nın toplantı ve gösteri yürüyüşüne kapatılmasını, bir daha onlara izin verilmemesini düzenliyor. Bu düzenlemeler Gezi’den intikam paketidir. Hükümet meydanlardan korkuyor” dedi. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, dünyanın hiçbir yerinde yollarda miting yapılmadığını ileri sürdü. Tasarı, şu düzenlemeleri içeriyor: Gösterilere yeni kriterler: Toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı, kamu düzenini ve genel asayişi bozmayacak ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak şekilde TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin il ve ilçe temsilcileri ile güzergâhın geçeceği il ve ilçe belediye başkanlarının, en çok üyeye sahip 3 sendikanın ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının il ve ilçe temsilcilerinin Nefret suçuna yaptırım Dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle; bir kişiye kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya kiraya verilmesini, bir kişinin kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasını, işe alınmasını, olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen kişi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Türbana güvence Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla devletçe kurulan veya kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak yürütülen her türlü eğitim ve öğretim faaliyetine, kişinin eğitim ve öğretim hakkının kullanılmasına, öğrencilerin toplu olarak oturdukları binalara veya bunların eklentilerine girilmesine veya orada kalınmasına engel olanlara 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek. Yaşam tarzına muğlak tanım Dini inancın gereğinin yerine getirilmesinin veya dini ibadet, ayinlerin bireysel ve toplu olarak yapılmasının cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engellenmesi halinde, fail 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. Aynı şekilde bir kimsenin inanç, düşünce veya kanaatlerinden kaynaklanan yaşam tarzına ilişkin tercihlerine müdahale eden ve bunları değiştirmeye zorlayan kişiye de aynı ceza verilecek. görüşleri alınarak mahallin en büyük mülki amiri tarafından belirlenecek. Güneş batmadan önce: Açık yerlerdeki toplantılar ile yürüyüşler güneş batmadan önce dağılacak şekilde, kapalı yerlerdeki toplantılar ise saat 24.00’e kadar yapılabilecek. Eylemciler kaydedilecek: Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde katılımcıların ve konuşmacıların ses ve görüntüleri kolluk tarafından yapıldığı belli olacak şekilde kaydedilecek. Elde edilen kayıt ve görüntüler şüphelilerin ve suç delillerinin tespiti dışında başka bir amaçla kullanılamayacak. Kürtçe propaganda: Yerel ve genel seçimlerde her türlü propaganda Türkçenin yanı sıra farklı dil ve lehçelerde de yapılabilecek. Siyasi partiler, tüzüklerinde yer almak ve 2’den fazla olmamak koşuluyla eş genel başkanlık sistemini uygulayabilecek. Siyasi partilere devlet yardımı yapılabilmesi için milletvekili genel seçimlerinde alınması gereken oy oranı yüzde 7’den yüzde 3’e indirilecek. Özel okullarda Kürtçe eğitim: Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerle eğitim ve öğretim yapmak amacıyla özel okullar açılabilecek. Kamu faaliyetine engelleme: Bir kamu faaliyetinin yürütülmesine engel olanlara 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek. Köyler eski ismine dönüyor: Köy isimlerinin resen değiştirilmesine ilişkin hüküm kaldırılarak eski isimlerin geri verilmesine olanak sağlanacak. Kılıçdaroğlu, grup toplantısında babaoğulun ses kaydını dinletmişti Dinlemede Sondaj Nasıl Yapılır? Son günlerde siyaset gündemi dinleme kayıtlarıyla çalkalanıyor. Öyle ki daha Başbakan Tayyip Erdoğan’ın montaj olduğunu ileri sürdüğü oğlu Bilal Erdoğan ile arasındaki dinleme kaydının şoku atlatılamadan bu kez başka kişilerin ses kaydı, daha gün bitmeden bir başka ses kaydı daha ortaya çıkıyor. Zamanında MHP ve CHP ile ilgili görüntü kayıtlarını “Bunlar özel değil, genel hayat genel” diyerek seçim meydanlarında kullanan, “yasadışı dinlemeler yapılıyor” haykırışlarını görmezden gelen Erdoğan, şimdilerde “herkes dinlenmiş” diyerek mağduru oynuyor. Son revizyonda kabine dışında kalan eski bir bakan, dinlemelere ilişkin ilginç bir benzetmede bulundu: “Herkese mutlaka bir kazma vurulur. İlk kazmadan sonraki aşama o kişinin durumuna göre belli olur. İlk kazmada hiçbir şey çıkmazsa üstü kapatılır. Bazı kişilerde ise ilk kazmadan sonra gerisinin de geleceğine yönelik ipucu alınır. Kazılan yer biraz daha derinleştirilir. Ama bazı kişiler vardır ki ilk kazmada petrol gibi fışkırma olur. O kişinin verimli olduğu görülür ve derin sondaja geçilir.” Erdoğan, ‘enteresan’ dediği vaaz kasetlerini gündemine aldı ‘Yolsuzlukları ciddiye alıyoruz’ VAN (AA) ABD’nin Adana 2. Konsolosu James Michael SaxtonRuiz, “Hukukun üstünlüğü konusunda gördüğümüz eksiklikler var ancak dışında kalmak istiyoruz. Bunlar iç meseleler” dedi. Sivil toplum ve siyasi parti temsilcileriyle görüşmek üzere Van’da bulunan Ruiz, “Yolsuzluk iddialarını ciddiye alıp değerlendiriyoruz” dedi. Gülen’e misilleme 100 kişi gözaltına alındı Muğla’daki miting sırasında pankart açarak alana girmek isteyen yaklaşık yüz kişilik SDP’li gruba polis müdahale ederek gözaltına aldı. Gözaltı sırasında polisin sert müdahalesi çevrede bulunan yurttaşlarca protesto edilirken bazı yurttaşların “Hırsız var” diye bağırması dikkat çekti. Yaklaşık 100 kişinin gözaltına alındığı öğrenildi. Duyan, Duymayana Anlatsın! TBMM’de bu dönem, muhalefet milletvekillerinin soru önergelerinin bakanlar tarafından yanıtlanması uygulamasında belki de bir ilk yaşandı. CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sunduğu yazılı soru önergesinde, MİLGEM Projesi ve TSK’den ayrılan personel sayısını sordu. Yılmaz’dan yanıt geldi gelmesine de biraz tuhaflık vardı. Yılmaz, 20022013 yıllarında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda 88 albayın tuğamiralliğe, 34 tuğamiralin tümamiralliğe, 15 tümamiralin koramiralliğe ve 6 koramiralin oramiralliğe terfi ettiğini belirttikten sonra MİLGEM projsesiyle ilgili olarak “MİLGEM Tedariki Projesi planlandığı şekilde devam etmektedir. Bu kapsamda tedariki planlanan 8 adet gemiden 2 adedi Deniz Kuvvetleri envanterine alınmış ve üçüncü geminin inşa faaliyetine başlanmıştır” bilgisini verdi. TSK’den ayrılan personel sayısı ile ilgili soruya ise Yılmaz, yaklaşık 1 yıl önce 22 Mayıs 2013’te başka bir milletvekilinin soru önergesine verdiği yanıtı adres gösterdi. Acar, bu yanıt karşısında tepkiliydi: “Bana Şubat 2014’te gönderilen bir yazıda Mayıs 2013’teki bir yanıtın adres gösterilmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Bu TBMM’nin denetim hakkına saygısızlıktır. Ayrıca son 1 yılda TSK’den hiç ayrılan olmadı mı? Böyle bir ciddiyetsizlik olmaz. Bir milletvekiline hem geçmiş tarihli hem de başka bir milletvekilinin yanıtının adres gösterilmesi, AKP’nin denetim ve demokrasi konusundaki tutumunun açık göstergesidir. Halkın TSK’den ayrılan personel sayısından haberdar olmasından neden kaygı duyuluyor? Saklanacak, gizlenecek, utanılacak bir durum mu var? Bakanın da TSK’nin de TBMM’ye gerekli saygıyı göstermesi zorunludur.” CHP’nin Oscar adayı Erdoğan ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD’de bu yıl 86’ncısı düzenlenen Oscar ödülleri Türkiye’de siyasetin gündemine girmeyi başardı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Twitter’dan “Türkiye sürpriz ile karşılaşabilir. Erdoğan’ın ileri demokrasi yalan algısıyla ülkeye nasıl yasaklar getirmesi, yoksulluğa mahkum etmesi ve yolsuzluk ve rüşvete bulaştırması, yasak/yoksulluk/yolsuzluk ve yolsuzluğun üstünü örtme performansıyla en iyi yönetmen ya da başyürüten ödülü Erdoğan’a verilebilir” dedi. Muğla’daki termik santralların özelleştirilmesine karşı olan enerji ve maden işçilerini polis meydana sokmadı. İşçiler tepkilerini 3 kilometrelik ‘Hırsız var yürüyüşü’ ile gösterdi. (Fotoğraf: DHA) İstanbul Haber Servisi Kadın Adayları desteklemek için KADER aracı dünden itibaren yola çıktı. “Kadın Yoksa demokrasi de yok!”; “Demokrasi için eşit temsil” diyerek yola çıkan KADER aracı Mart sonuna kadar, her gün 10.0018.00 arası İstanbul’un Anadolu yakasında dolaşacak. Her gün bir başka kadın aday için dolaşacak KADER bu araçtan seçmenlere, “Kadın Adayları Destekleme Derneği, KADER Kadıköy Şubesi sizi sandığa çağırıyor. Gelin kadın muhtarınıza, kadın belediye başkan adayınıza, kadın adaylarınıza oy verin” çağrısı yapacak. ‘Kadın yoksa demokrasi yok’ AKP sıfırlanıyor!.. SERDAR KIZIK MUĞLA Türkiye’nin en aydınlık kentlerinden Muğla, AKP’nin mitingiyle tam anlamıyla 12 Eylül sıkıyönetim dönemini yaşadı. 9 ana cadde, 16 sokak kapatıldı.12 Eylül dönemini yaşayanlar, Evren’in mitinginde bile böylesine olağanüstü yasakların olmadığını söylüyor. TKP ve TGB’li gençler, eylem yapma olasılıklarından ötürü gözaltına alınıyor. Daha miting başlamadı, ama 25 genç gözaltında. Kapatılan sokaklar nedeniyle insanlar evlerine bile sokulmuyor. Bu olağanüstü güvenlik önlemleri neden? Neden Muğla sokaklarında Van, Mardin, Bursa, Ankara, Diyarbakır, Urfa’dan getirilen çevik kuvvet görev yapıyor? Yerel basın kaynaklarına göre havayoluyla dışarıdan getirilen polis sayısı, bini aşkın. Bu korku, kaygı neden? Bir gerekçesi sanırım Yatağan Termik Santralı’nda özelleştirmeye direnen işçiler olmalı. Bu işçilerin Erdoğan’ın mitingine alınmaması için Yatağan çıkışından başlayarak yollar kesildi. Ancak direnişlerini ülke genelinde duyuran işçiler, çeşitli yollarla, köşe kapmaca oynayarak kent merkezine ulaşıp, tepkilerini gösterdi. Dağıttıkları bildirilerde ekmek teknelerini yandaş müteahhitlere peşkeş çektirmeyeceklerini duyurdular. Yolsuzluk tapelerinde, oluşturulan havuzlarda adları geçen yandaş holdinglere, termik santralları yedirmeyeceklerini vurguladılar. Muğlalıların mitinge ilgisi çok düşük. Çoğunlukla kırsal kesimden gelenler göze çarpıyor. Başbakan Erdoğan geldiğinde kalabalık, 10 bin var yok. Ancak alana konulan dev ekrana bakılırsa 3040 bin kişilik bir algı yaratılıyor. Tabii ki televizyonlardan da öyle, Muğla eski garaj alanı AKP’lileri sevindiremiyor. Zaten bölgedeki yarış CHPMHP arasında. Yolsuzluk savları önemli bir etken, çünkü seçim sonuçlarına yönelik konuşmalarda gündemin ilk sırasında yer alıyor. “Yetti gayri” diyenler çok. AKP’den özellikle MHP’ye önemli oy kayışı olacağı savunuluyor. Erdoğan konuşmasında artık ezberlediğimiz konulara değindi yine... Önceki gün Denizli’de sülüne benzettiği cemaate yüklendi özellikle. Coşku derseniz, eh işte... “AKP’yi Muğla’da ne bekliyor?” derseniz, “sıfırlama” durumu hani! ISPARTA/BURDUR (Cumhuriyet) Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ve sonrasında ortaya çıkan ses kayıtları üzerine seçim meydanlarında Gülen cemaatini hedef alan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, misilleme olarak Fethullah Gülen’e ait vaaz kasetlerini gündeme getirdi. Erdoğan, “Elimizde enteresan vaaz kasetleri var” dedi. Erdoğan’ın Muğla mitinginde ise Yatağan maden ve santral işçilerinin mitinge gelmemeleri için sıkı güvenlik önlemleri alındı. Isparta Cumhuriyet Meydanı’nda partililere seslenen Erdoğan, “Bitpazarının bereketi olsaydı yağmur yağardı” dedi. Erdoğan, CHP ve MHP’nin montaj kasetlerle AKP’yi yıpratmaya çalıştığını söyledi. Devlet Bahçeli için “Milliyetçi midir, ulusalcı mıdır, Ergenekoncu mudur, buna karar veremedi” ifadesini kullanan Erdoğan, seçim propagandasına Said Nursi’den örnekler vererek devam etti: “Merhum Nursi’ye neden Demokrat Parti’yi desteklediğini sorarlar. Cevabı manidar. Eğer Demokrat Parti düşerse ya Halk Partisi veya Millet Partisi iktidara gelecek” diye konuştu. Gülen için “Pensilvanya’daki zat” nitelemesinde bulunan Erdoğan şunları söyledi: “Güya Bediüzzaman’ın yolundan gidiyor, yalan. 12 Eylül’de darbecilerle, onlara şirin mektuplar yazmıştır ha. Papa’yla el ele kol kola fotoğrafları var biliyorsunuz... Bu yapıyı yılanın deliğine de girse bulacak, yargının önüne çıkaracağız. Elimizde kendisinin enteresan vaaz kasetleri var” dedi. Erdoğan, oğlunun mastırını Harvard Üniversitesi’nde yaptığını, hayatta haram lokma yemediğini ileri sürdü. Daha sonra Muğla’ya geçen Erdoğan için olağanüstü önlemler alındı. Yatağan’ın maden ve santral işçilerinin mitinge gelmemeleri için de sıkı önlemler alınırken jandarma özel olarak kontrol noktaları oluşturdu. Miting alanının altında toplanan işçilere daha sonra dağılmaları koşuluyla açıklama izni verildi. Tesİş ve Madenİş sendikalarının Yatağan yöneticileri “Yıllardır özelleştirmeyi anlattık. Pazarlıklara ait ses kayıtları bizi haklı çıkardı” dediler. Miting için farklı illerden geldiği belirtilen 3 bin polis görev yaptı. ARINÇ ‘YA VAZGEÇ YA DA YIKARIZ’ DEDİLER ‘Cemaat dershaneler için Başbakan’ı tehdit etti’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, dershanelerin kaldırılması gündeme geldiğinde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın cemaatten bazı kişiler tarafından tehdit edildiğini ileri sürdü. Tehdidin 17 Aralık önceside olduğunu belirten Arınç, Başbakan’ın tehdide karşılık olarak “Bize 2 şart ileri sürüyorlar. Ya dershane işinden vazgeçersiniz ya da biz sizi yıkarız’ diyorlar. Ben de onların restini gördüm, Ne yapacaksanız yapın sözümden dönmem” dediğini kaydetti. Başbakanın oğluyla olan konuşmalarına karşı “Başbakan’ın namusuna kefiliz” diyen Arınç, 17 Aralık operasyonunun “bir üst akıl” tarafından planlandığını kaydetti. Ankara Günlüğü programına konuk olan Arınç, cemaatAKP kavgasını değerlendirdi. Arınç’ın sözlerinden satır başları şöyle: Hakaret etme hakkın yok: Kemal Kılıçdaoğlu, 1 saatlik konuşmasının 55 dakikasında Başbakan’a hakaret ediyor. En ağır eleştirileri yapabilirsiniz, ama hakaret etme hakkına sahip değilsiniz. Bugün yalnızca telefon dinlemeleri var. Herkesin tüylerini diken diken edebilir. Ama henüz soruşturma açılmamış, yalnızca bir iddia var. Sen hem savcı hem hakim yerine koyarak bu insanı mahkum olmuşcasına nasıl eleştirebilirsin. Başbakan da sert konuşuyor: Başbakan da çok sert konuşuyor, hiç bu kadar sertleşmemişti. Bunun sebebi, onurlu bir insan olması. İnsanın evladı, eşi, namusu, ahlakı tarumar ediliyorsa, hazmedemez. Anlayışla karşılıyorum. Başbakan tehdit edildi: Sanki savaşın içindeyiz. Böyle bir şey beklemiyorum, sizden daha çok şaşırdım, endişeye düştüm. Çünkü cemaatle yakın ilişkilerimiz vardı. Olay dersanelerle başladı. Tüm taraflarla görüştük. Ben her şeyin çözüldüğünü sanıyordum. Başbakan’a da tam seçim arifesinde “Neden bu kadar çok kişiyi karşımıza alıyoruz” diye sorduk. O da “Bize 2 şart ileri sürüyor; ya ders işinden vazgeçersiniz ya da biz sizi yıkarız diye tehdit ettiler. Ben de onların restini gördüm ve ‘Ne yapacaksanız yapın, sözümden dönmem’ diye onlara söyledim” dedi. Sonra da bombalar patlamaya başladı. Mesele dershane değilmiş, Gezi’deki 35 ağaç olmadığı gibi, başka bir şeymiş. Başbakanımız yiğit adam, bunların altında kalmaz. İşçilere karşı sıkı önlem