05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 MART 2014 PERŞEMBE 4 HABERLER Komplo Kadın, küçük veledin eline boş şişeyi tutuşturup, cebine bilmem kaç kuruş bozuk parayı da kâğıda sarıp koyduktan sonra istikameti gösterdi: Git Bakkal Mustafendi’den buna zeytinyağı doldurt! Çocuk, Grand Prix derbisinde start almayı bekleyen saf kan İngiliz atı gibi durduğu yerde adeta eşeleniyordu. Bunu gören kadın uyarmak gereğini duydu Yalnız dikkat et, düşeceksin! Mitralyöz gibi yanıtladı velet: Düşmem! Ve iki adım atınca düştü. Şimdi çocuk ağlıyor, kadın gülüyordu: Dedim sana düşeceksin diye... Hiç bile, hiç bile düşmeyecektim, dedi afacan, sen söyledin de ondan düştüm... Hemen hemen yetmiş yıl önce yaşanmış bu olay, farkında olmadan komplo teorisi ürettiğim ilk andır da. Anneannem, “sen söyledin de düştüm” lafıma gülmekte haklıydı. Eh ben de haklı olmasam da çok haksız değildim, çünkü henüz beş yaşındaydım, sebep sonuç ilişkisini bilemez, kişisel sorumluluk nedir kavrayamazdım. Sonra, yaptıklarının sorumluluğunu sürekli başkasına atan kerliferli politikacılarla karşılaştığımda hep güldüm: Hadi ben sen söyledin de düştüm dediğimde beş yaşındaydım. Ya bu koca heriflere ne demeli? HHH Zeytinyağı olayının üstünden hemen hemen yirmi yıl kadar geçmiş olmalıydı. Fransa’nın şirin Akdeniz kenti Aix en Provence Üniversitesi’nin salonlarından birindeki toplantıda, ikide bir lafa “Biz Osmanlı boyunduruğunda yaşadığımız için azgelişmiş kaldık” diye başlayan Arap ülkeleri öğrencilerinin bu nakaratları üzerine, söz isteyip bulunduğum yerde kalkarak konuşmaya başladım: “ Ben de azgelişmiş bir Akdeniz ülkesi olan Türkiye Cumhuriyeti’nden geliyorum. Biz genelde kendi azgelişmişliğimizin sorumluluğunu taşır, nedenlerini kendimizde ararız. Burada benden önce konuşan birçok arkadaş. Kendi azgelişmişliklerini Osmanlı egemenliğine bağlayarak işin içinden kolayca sıyrılmak yolunu tutuyorlar. Kendilerine bunun çıkar yol olmadığını hatırlatmak için konuşmuyorum. Diyeceğim o ki, onlar eğer kendi azgelişmişliklerinin bütün vebalini Osmanlı’ya yüklüyorlarsa, hayhay, onların da sorumluluklarını üstlenmeye hazırız.” Konuşmanın sonuna doğru, dudaklarımda beliren gülümsemenin kahkahaya dönüşmemesi için çok çaba harcadım. Çünkü aklıma zeytinyağı şişesi gelmişti. Ama çıkıp orada anlatamazdım ki... Sonra da düşündüm, acaba konuşurken haklı mıydım? Biz gerçekten aksaklığın, bozukluğun nedenlerini ararken, sebep sonuç ilişkisinden hareket ediyor, öz sorumluluk kavramına saygı gösteriyor muyduk? Pek sanmıyorum. Ama geçen hafta, Tayyip Bey’in yabancı komplolar çıkışının Ortadoğu ülkelerine has bir davranış olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu alanda tek olmadığımızı hatırlatarak içime su serpti doğrusu. HHH Her türlü yetkiyi elinde toplayan, ama hiçbir sorumluluğu üstlenmeyen Tayyip Bey, ne olursa kendisi ve partisi dışından birini veya birilerini bulurak sorumluluğu onlara yükleme yolunu tutuyor. Böylece sorumlu hep başkası oluyor, o başkası da genelde komplo yapan düşman olarak takdim ediliyor. Başbakan Türkiye’de halkın hiç değilse bir bölümünün, kendisini sürekli düşman komplosuna maruz insanlar olarak gören bir paranoya içinde yaşamasına yol açıyor. Medyaya da bakışı öyle. Medya sanki olanları yazan değil de yapanmış gibi algılanıyor, algılatılıyor. Başbakan’ın basın karşısındaki bu tavrını görünce aklıma hep Abdülhak Hamit’in Eşber’i gelir. İskender’in Hint seferi sırasında geçen trajedinin sonunda, Pencap komutanı Eşber, kahramanca direndikten sonra esir düşer ve kendini öldürür. Her taraf kan ve ateş içindedir. İskender bu dehşet verici “zafer!” karşısında yanındaki tarihçiye dönüp sorar: Söyle bakalım şer yazıcısı, şimdi ne yazacaksın? Cevap çok düşündürücüdür: Aman efendim, tarihi yazan biz, ama yapan siz! Bilmem bunu Başbakan’a söyleyebilecek bir gazeteci var mı, varsa encamı ne olur? “Sen söyledin de düştüm!” diyen çocuk beş yaşındaydı, Tayyip Bey kaç yaşında? ‘Pilotlar da ekmek almaya gidiyorlardı diyecek’ DÜZCE / KARABÜK / ZONGULDAK (Cumhuriyet) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye uçağının düşürülmesini eleştiren CHP için “Bunlar utanmasa uçak için de ‘ekmek almaya gidiyordu’ diyecek” şeklinde konuştu. “Örgüt” olarak nitelendirdiği Gülen Cemaatini “ajanları eliyle maalesef Cumhurbaşkanı’nı da dinliyorlar, Başbakan’ı, Genelkurmay Başkanı’nı, bakanları da dinlediler. Bunlar CHP, MHP, BDP ile beraber çalışıyor” diye eleştiren Erdoğan, “Türkiye Cumhuriyeti, kasetlerle, montajlarla, şantajlarla esir alınamaz” dedi. Düzce, Karabük ve Zonguldak mitinglerinde partililere seslenen Başbakan Erdoğan’ın hedefinde yine muhalefet partileri ve “paralel yapı” vardı. Gülen Cemaatini “örgüt” olarak nitelendiren Erdoğan “Ne cemaati, cemaat diyemezsin onlara, örgüt onlar örgüt. Cemaatlere can kurban; ne cemaati, örgüt” diye konuştu. Erdoğan, “Dün için ne diyorlardı, Türkiye’de kaos olacak, 25 Mart kaos. Ne oldu? 17 Aralık dediniz olmadı, 25 Aralık dediniz olmadı, seçim dediniz olmadı, doldur boşalt, doldur boşalt, sizden yoğurt olmaz... Bu Pensilvanya’daki furuat CHP’yi, MHP’yi aldattı. Gitti onlara dedi ki ‘Benim elimde sağlam şantaj malzemesi var, ben buradan yükleneyim, siz de oradan yüklenin, birlikte bu hükümeti devirelim.’ CHP buna inandı, biat etti. MHP de aynı şekilde inandı. Diz çöktüler ama yıkamazlar. Türkiye Cumhuriyeti, kasetlerle, montajlarla, şantajlarla esir alınamaz. Biz milletle geldik milletle yürüyoruz. Milleti hesaba katmadılar” dedi. Pensilvanya’da bir zatın türediğini, 1999’da Türkiye’den kaçtığını belirten Başbakan Erdoğan, “Hani sen bu vatanı, bu milleti seviyordun? Sorulduğu zaman verilen cevap şu: Pensilvanya’da inzivaya çekilmiş. İnziva için İstanbul, Konya, memleketin Erzurum, Kâbe, Medine olmaz mı? Ama dert başka. Şimdi uluslararası istihbarat örgütleriyle konuşmalar, görüşmeler, onlar da şimdi düşmeye başladı. Bu hoca mı ishitbarat şefi Erdoğan dün Düzce, Karabük ve Zonguldak’ta partililerine seslendi. (Fotoğraf: AA) l Başbakan, Berkin Elvan ve düşürülen Suriye uçağı üzerinden Kılıçdaroğlu’na tepki gösterdi Erdoğan’a sert eleştiri: iktidara tutunuyor Dış Haberler Servisi Amerikan Washington Post gazetesi, editörler kurulu imzalı başyazısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ağır eleştiriler yöneltti. “Türkiye Başbakanı can havliyle iktidara tutunuyor” başlıklı yazıda, “Twitter olayının gösterdiği gibi Erdoğan için bir uçağı düşürme talimatı vermek, angaje ve seferber olmuş vatandaşları susturmaktan kolay” denildi. Erdoğan’ın Twitter’ı kapatma çabasında başarısız olduğunu belirten gazete, “Kalkışılan yasaktan sonra ilk on saat içinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ünki dahil, Türklerden kaynaklanan yarım milyon tweet kaydedildi. Pazar günü Türk ordusu da, Türkiye’nin hava sahasına kısa süre girdiklerini söylediği iki Suriye MİG23 uçağını hedef almada daha şanslı idi. Uyarılara uymayan uçaklardan biri düşürüldü” diye yazdı. Yorumda şu değerlendirmelere yer verildi: “Gerçek şu ki Erdoğan, iktidara tutunmak için acımasız, yurtiçinde ve dışındaki muhalifler için tehlikeli bir kampanya yürütüyor. Bunun kurbanları ise sadece hiçbir sempatiyi hak etmeyen Suriye diktatörü Beşşar Esad değil, aynı zamanda bir zamanlar Arap Ortadoğu için potansiyel bir model olarak değerlendirilen Türk demokrasi sistemidir.” Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin kastedilerek, “Rus otokratının bile etkileyici bulabileceği otokratik bir durum”dan söz edilen yazıda, “Amerika karşıtı demagojiye sarılmış olan Türk liderinin, aşağı yönlü otoriter sarmaldan çıkması pek muhtemel değil. Demokrasilerini, gelecek seçimlerde oyları ile ya da bu sonuç vermezse, barışçıl direnişi organize ederek kurtarmanın sorumluluğu Türklere ait. Twitter olayının kanıtladığı gibi Erdoğan için bir uçağı düşürme talimatını vermek, angaje ve seferber olmuş vatandaşları susturmaktan kolaydır” denildi. Can havliyle ‘Sizden yoğurt olmaz’ İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün Düzce’ye gitmek üzere Üsküdar Kısıklı’daki evinden saat 10.30 sıralarında çıkarak Millet Parkı’ndaki helikopter pistine geçti. Erdoğan helikoptere doğru yürürken pistin karşısında bulunan inşaatta çalışan işçiler Başbakan Erdoğan’a “Dünyanın kralı, işçi seninle”, “Bu işçi seni çaya bekliyor” sevgi gösterilerinde bulundu. Bir işçi “Padişahım sen çok yaşa” diye seslendi. Başbakan Erdoğan işçilere el sallayarak karşılık verdi. PADİŞAHIM ÇOK YAŞA! mi” diye sordu. CHP’den yapılan “Suriye uçağının vurulması siyasete malzeme yapılmasın” eleştirilerine sert çıkan Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Ucuz işlere girmesin” sözünü hatırlatarak, Erdoğan, “Ey Kılıçdaroğlu sen hangi ülkenin muhalefet partisisin? Sen CHP’nin mi BAAS Partisi’nin mi genel müdürüsün? Türkiye’nin mi Suriye’nin mi yanındasın? Sen benim Genelkurmay Başkanı’ma bu şekilde yakıştırma yapamazsın. Önce haddini bileceksin. Haddini bilmeyene pazar günü bu millet haddini bildirir” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, “Bu CHP’nin genel müdürü var ya utanmasa Suriyeli pilotlar için de ‘Ekmek almaya gidiyor du’ diyecek. Bunlarda yalan gani, hayatı yalan üzerine bina edilmiş. Türkiye bunlara bırakılmaz, emanet edilmez; ne CHP’ye ne MHP’ye bırakın Türkiye’yi, şehirler dahi emanet edilmez” dedi. Zonguldak’ta da yurttaşlara seslenen Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Mustafa Sarıgül’ü de eleştirdi. Erdoğan, “CHP’nin İstanbul adayı da genel müdürün tam anlamıyla düğün evinin tefçisi, ölü evinin yasçısı. Daha düne kadar ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diyorlardı, şimdi Pensilvanya’nın askeri oldu. 30 Mart’ta ahlakdışı siyasete siz son vereceksiniz” ifadelerini kullandı. Sarıgül’e eleştiri MHP lideri Bahçeli’den Başbakan’a çağrı ‘Bilal’le karakola gidebiliyor musun?’ OSMANİYE (Cumhuriyet) MHP Genel Bahçeli Devlet Bahçeli, 17 Aralık yolsuzluk operasyonu üzerinden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirerek “Oğlun Bilal’i de yanına da alarak, el ele tutuşup karakola kadar gidip, hakkımızda çok şeyler söyleniyor, biz aklanmaya geldik. Komiser bey bizi savcıya götür diyebiliyor musun? Yoksa 17 Aralık’tan bugüne kadar görevden alınan hâkim ve savcıların toplam sayısı 784’ü bulmuş. Bu savcıları niye değiştirdin acaba?” diye konuştu. Bahçeli, seçim çalışmaları kapsamında memleketi Osmaniye’de halka hitap etti. Bahçeli, 11 yıllık AKP iktidarında sosyal ve ekonomik sorunların çözülemediğini belirterek “Vatandaşlarımızın sosyal ve ekonomik hayatlarında bir gelişme varsa Recep Tayyip Erdoğan ile yola yürüyebilirsiniz ama gerçek bu değil. Milli tehdit, bölünme, demokratik açılım denilen zırva, özerklik söylemleri ve bunların üzerine 17 Aralık’ta ortaya çıkan yolsuzluk iddiaları. O zaman düşünmek lazım” diye konuştu. Bahçeli, alandan “Hırsız Başbakan” sloganları atılması üzerine “Bırakın da ona hâkimler karar versin. Başkalarının sloganını taklit etmeyin” dedi. “Bozkurt” işareti yapan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı esprili bir şekilde eleştiren Bahçeli, “Aranıza masum masum gelip, hele hele şimdi şu kurdu yapmayan kaldı mı? Bize göre kurt şudur. Ama bunlar yaparken şöyle yapıyor, burnu kesik BMC gibi. Bu kurdu bu şekliyle yapanlar kimler? Amerika’da heavy metalciler yapıyor. Bush’un kızı da bunu yapıyor. Bizim CHP Genel Başkanı, kurdun ne olduğunu bilmediği gibi... Arınç da çıkmış bunun ukalalığını yapıyor” dedi. ‘Burnu kesik BMC gibi’ BDP Eş Genel Başkanı’ndan güldüren beddua Demirtaş: Nuri Alço’lara gelesiniz BİNGÖL (Cumhuriyet) BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Kaset siyasetini kim yapıyorsa Allah onun cezasını versin” dedi. Demirtaş’ın konuşmasında kullandığı “Hepiniz Nuri Alço’lara gelesiniz inşallah” ifadeleri herkesi güldürdü. BDP lideri Demirtaş, partisinin seçim çalışmalarına destek vermek amacıyla Bingöl’de düzenlenen mitinge katıldı. PTT Kavşağı’nda düzenlenen mitingde konuşan Demirtaş, hükümete yüklendi. Demirtaş, “Servet kazanmış olan belediye başkanı, milletvekili eğer cebinize tek bir kuruş haram para girmişse, eğer boğazınızdan tek bir haram lokma geçmişse onlar inşallah burnunuzdan fitil fitil gelecek. 30 Mart’ta halk, öbür dünyada Hakk bunun cezasını verecek” dedi. Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde BDP tarafından düzenlenen mitingin ardından çıkan olaylarda başına gaz fişeği isabet ettiği iddia edilen 10 yaşındaki M.E’nin durumuna değinen Demirtaş, “Bunun vicdanla, insanlıkla alakası olamaz. Bunu yapanların ve arkasında duranların asla dinle imanla alakası olamaz” dedi. Cemaatin 11 yıl boyunca herkesi dinlediğini söyleyen Demirtaş, “Kaset siyasetini kim yapıyorsa, Allah onun cezasını versin. Biz bundan asla medet ummadık. Biz kasetlere bel bağlayarak bugünlere gelmedik. Biz Allahımıza güvendik, halkımıza güvendik. Er geç mazlumlar, ezilenler kazanacak, dedik” dedi. Demirtaş’ın konuşmasında kullandığı “Hepiniz Nuri Alço’lara gelesiniz inşallah” ifadeleri herkesi güldürdü. SİİRT (Cumhuriyet) Siirt’te 30 Mart seçimleri öncesi ilginç gelişmeler yaşanıyor. CHP belediye başkan adayı Galip Çakmak’tan sonra MHP belediye başkan adayı Muammer Ekinci de seçimlere 4 gün kala adaylıktan çekildi. Ekinci, “Partisinin paralel yapı ile ortak hareket etmesini kabullenmediği için” adaylıktan çekildiğini söyledi. MHP Siirt adayı seçimden çekildi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle