05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 MART 2014 PERŞEMBE 12 DIŞ HABERLER [email protected] NYT’ye göre CIA, örgütün Suriye’yi sıçrama tahtası olarak kullanmayı planladığını düşünüyor El Kaide’nin yeni üssü Dış Haberler Servisi Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) El Kaide’nin Suriye’de üsler kurma arayışında olduğu, bunlar üzerinden Avrupa ve ABD’ye saldırma planları yaptığı kaygısını taşıdığı bildirildi. ABD’de yayımlanan New York Times gazetesinin haberine göre, CIA Başkanı John O. Brennan El Kaide’nin topladığı militanları eğiterek sadece Suriye içinde saldırı yapmayı değil, bu ülkeyi bir “sıçrama tahtası” olarak kullanmayı istediğini düşündüklerini ifade etti. Haberde, El Kaide açısından, Suriye’de bulunan yüzlerce yabancı savaşçının varlığının önemine dikkat çekildi. Bu ülkenin ayrıca Afganistan, Pakistan’daki gibi ABD insansız hava araçları saldırılarının hedefi olmaması da El Kaide için önem taşıyor. ABD’nin, Suriye’de eğitilen yabancı militanların kendi ülkelerine dönerek saldırı düzenleme kaygısı taşıdığına da işaret ediliyor. Suriye’nin kuzeyinde El Kaide bağlantılı Irak Şam İslam Devleti güçleri (IŞİD) ile PKK bağlantılı PYD’nin silahlı kanadı YPG arasında çatışmaların arttığı belirtildi. ANKA’nın haberine göre, PYD Suriye’nin kuzeyindeki Resulayn ve Aynarap ilçeleri ile yoğun Kürt nüfusun olduğu Kobani arasındaki bağlantı noktası olan Karakozak Köprüsü’nde kontrolü sağlamak istiyor. Fırat Nehri üzerinde önemli bir geçiş noktası olan köprüyü elinde tutmak için IŞİD’in 1000 kişilik gücüyle YPG’nin çatıştığı kaydediliyor. Bölgenin Türkiye’nin Diktatörlüğün Psikolojisi “Bir gün komşusu Nasreddin Hoca’ya gelir, ondan hukuki bir konuda yorum yapmasını ister. Komşu der ki: ‘Varsayın boğanız ineğimi boynuzladı. Tazminat ödemeniz gerekir mi?’ Nasreddin Hoca ‘Tabii ki hayır!’ der… ‘Hayvanımın kabahatinden neden ben sorumlu olayım ki?’ Komşusu ‘Bi dakka, bi dakka…’ der, ‘Galiba soruyu yanlış sordum’; başa döner ve sorusunu tekrarlar: ‘Eğer benim boğam ineğinizi boynuzlamış olsaydı o zaman ne olurdu?’ ‘Aaa’ der Nasreddin Hoca, ‘Şimdi iş değişti. Kanun kitabını açıp bu olayın emsallerinde nasıl karar verilmiş, nelere dikkat edilmiş bakmak gerek.’’’ Fathali M. Moghaddam’ın Diktatörlüğün Psikolojisi kitabı işte bu fıkrayla sona eriyor. Hoca’nın öyküsü aklıma, Ümit Kocasakal’ın “Twitter’da öyle, Atatürk Orman Çiftliği’nde böyle…” isyanını getirdi. “Bakın şu çelişkiye bakın!” diye Kocasakal hayretle sesleniyor ya; “(Başbakan) Twitter’la ilgili olarak ‘Mahkeme kararı var!’ diye sinirleniyor. Öbür yanda AOÇ’deki inşa edilen başbakanlık binası için var olan mahkeme kararını tanımıyor. ‘Gücünüz yetiyorsa engelleyin, açılışı da yaparım, otururum da’ diyor! Bu nasıl iştir?” İlahi Ümit Kocasakal! Nasreddin Hoca öykülerinin cümlesi boşuna “çifte standartlarımızı” taşlamıyor. Bizim yaşadığımız coğrafyada “tutarlılık” hiçbir vakit kitlelerce aranan, baştacı edilen değer olmamış. Hele de üstelik “güç” söz konusu olunca; “Twitter’da öyle, AOÇ’de böyle!” dayatması haliyle çocuk oyuncağına dönüşüyor. Yeni Türkçeye çevrilen “Diktatörlüğün Psikolojisi” Emine Hanım’a yazarı Fathali M. Moghaddam tarafından Erdoğanların son ABD gezisinde armağan edilmişti. Gezi’nin patlak vermesinden on gün önce ABD’nin Georgetown Üniversitesi’nde bir Türkiye konuşması yapan Emine Hanım’ı selamlamak üzere kürsüye çıkan; Georgetown Üniversitesi profösörlerinden Fathali M. Moghaddam, yazdığı son kitabını “first lady”ye sunmuş; Bayan Erdoğan da yazar ve üzerinde “The Psychology of Dictatorship” yazan bu ilgi çekici eserle mutlu mesut kameralara gülümseyerek poz vermişti. İran asıllı akademisyenin Erdoğan’a “manidar” jestiyle özel bir mesaj iletip iletmediği, Emine Hanım’ın da bu mesaja uyanıp uyanmadığı o dönem çok konuşulmuştu. Kitapçılarda henüz yer almadan Türkiye’de ünlenen Moghaddam’ın eserini bu sebeple elime geçer geçmez okudum. Bilimsel içeriğine rağmen, rahat ve akıcı bir dille yazılmış olan kitap; İran kültüründe de önemli yeri olan girişteki kıssadan hisse!Nasreddin Hoca öyküsüyle bitiyor. Diktatörlüklerin “çifte standart”tan beslendiğine dikkat çeken, “Diktatör, hangi konu hakkında ne söylemiş olursa olsun kutsal gerçek muamelesi görür” diyen yazar; rejimlerin diktatörlüğe dönüş mecralarını anlatıyor. Moghaddam’ın özgün yanı; siyasi rejimleri “demokrasiler” “diktatörlükler” saf biçimde ayırmak yerine değişimlerine teksif olması... “Diktatörlük ve demokrasi kavramlarını bir sarkacın iki aşırı ucu olarak değerlendirmeyi yeğledim” diyen yazar, “toplumların diktatörlükdemokrasi sarkacının iki ucu arasında sürekli gidip geliyor olması, kitabın en önemli mesajlarından biridir” yorumunu yapıyor. Moghaddam’ı özetle “sarkacın diktatörlüğe dönen ucu” ilgilendiriyor ve aslen psikolog olan yazar bu savruluşun koordinatlarını inceliyor. Diktatörü halkın gözü kapalı desteklemesi ve arkasında kenetlenmesi için içdış tehdidin abartılması örneğin, savruluştaki ilk dönemeçlerden biri. Ortak çıkar gruplarının oluşmasıyla yeni rejim elitinin yaratılması. Rejimle ilgili düş kırıklıklarının; “ötekileştirilen hedeflere” yönlendirilerek savuşturulması... “Rejime” öfke ve saldırganlığın, günah keçileri üzerinden giderilmesi… “Karşıt görüş fikrinin”, ölümcül günah düzeyinde tabulaştırılması… Rejimin yanlışlarının denetlenmesi için geri bildirimlerin böylece sıfırlanması ve mutlak sessizliğin sağlanması... Sessizliğin galip gelmesiyle yolsuzlukların yayılması, yolsuzlukla yaşamak fikrinin kanıksanması… Bu “çifte standartlar” ve boyun eğmelerin sonunda “ahlakın aşınması” ve sonucunda Nazi rejimlerini yaratmaya dek varan bir “toplu akıl tutulmasının” yaşanması… “Diktatörlüğün psikolojisini” Moghaddam böyle özetliyor. Yazarın bizzat yaşadığı “İran devrimine” yönelik analizleri hele kitabın en ilginç sayfaları. Başta kendisini tam konsolide edemeyen “İslam devriminin”; 197980 arasında patlak veren “rehine krizi” ve “İranIrak” savaşı sayesinde; muhalifleri biçişini örneğin Moghaddam birinci elden anlatıyor. Bu olayların “dikkati, İran’ın iç işlerinden uzaklaştırarak; dış tehdit Büyük Şeytan’a yönlendirmeye yardımcı olduğunu” belirten bilim adamı, bu seferberlik atmosferinin, diktanın dört dörtlük meşrulaştırılmasında kullanıldığını açıklıyor. Moghaddam’ı okudukça yazarın Türkiye’de olan biteni dikkatle izlediğine karar verdim. Emine Hanım’a kitabını da bu ilgisi dolayısıyla takdim etmiş olduğuna hükmettim! “Diktatörlüğün Psikolojisi”nde çünkü öyle pasajlar var ki; “İşte budur!” diyorsunuz: “Diktatörlüğe sarkaç, tam demek böyle bizim bugün içinde bulunduğumuz olaylarla dönüyor!” katliamı korkusu Sınırda Alevi İngiliz Financial Times gazetesindeki bir haberde isyancıların, Lazkiye’ye yakın olan Kesap’ı ele geçirmesinin, Beşşar Esad’ı destekleyenler için “psikolojik darbe” olduğu yorumu yapıldı. Haberde, Suriye’nin sınır kentlerinde nüfusun çoğunun Alevi olduğuna işaret edilerek Sünni güçlerle çatışmaların mezhep katliamını tetikleme riski içerdiği ifade edildi. Bir videoda poz veren Suudi Arabistanlı bir Sünninin Alevi bölgeleri ele geçirmeye yemin ettiği ve “Sizin toprağınızı, evlerinizi, paranızı alacağız ve şeriat yolunda devlet kurmak için kullanacağız” dediği belirtildi. Gazete, isyancıların, Türkiye’den destek aldıklarını iddia ettiklerini yazdı. Bir aktivistin, “Türkiye, sınırından isyancıların savaş alanlarına girmelerine izin veriyor” dediği aktarıldı. menilerinin Türkiye’ye kabul edilebileceği ve korumalarının sağlanabileceği konusunda BM organlarına bildirimde bulunulduğunu ve resmi kanallardan Ermeni cemaati temsilcilerinin de bilgilendirildiklerini açıkladı. Yunanistan’da yayın yapan önemli savunma sitesi “defencenet.gr”de yer alan haberde Türk tankları ve helikopterlerinin sınırı geçip, IŞİD ile çatışmaların yaşandığı Al Sahara ve Kesap bölgesindeki ÖSO’ya destek verdiği iddia edildi. Habere göre Türkiye’nin Suriye’deki operasyonu sırasında topçu ateşiyle birliklere destek verdiği ve Süleyman Şah Türbesi’ne 4 kilometre mesafede bulunan IŞİD birliklerine ağır kayıp verdiği iddia edildi. İran’ın Fars Haber Ajansı’nda Türk tanklarının önceki gece Kesap’ta, sınır güvenliğini sağlamak için militanlarla savaşan Suriye ordu üslerine yönelik ateş açtığı savunuldu. Kesap’ta bölgeyi kontrol altına aldıkları mesajı vermek için El Nusra’nın bayrağını çektiği de haberde yer aldı. Suriye Sağlık Bakanı Saad el Nayef, Kesap’da saldırı düzenleyen “terörist grupların Türkiye destekli olduğu” iddiasında bulundu. Resmi SANA ajansının haberine göre El Nayef, iki sağlık görevlisi ile ambulans şoförünün, “bu terörist grupların saldırısında yaralandıklarını” öne sürdü. ‘Türkiye sınırı geçti’ IŞİD’le köprüde savaş kızıştı yurtdışındaki tek toprak parçası olan Süleyman Şah Türbesi’nin çevresinde olduğuna dikkat çekiliyor. Türkmenlerin ve Özgür Suriye Ordusu’na bağlı 150 kişilik El Kerame birliğinin IŞİD tehdidi nedeniyle türbenin 6 km. kuzeyine çekildiği ifade edildi. IŞİD ile girdikleri çatışmalarda 80 askerini kaybettiğini belirten Türkmen Komutan Zekeriya Karslı, “Türbe tamamen savunmasız durumda, içerde 20 askerimiz var bağlantı içerisindeyiz” dedi. Karslı, türbedeki Türk bayrağının 10 gündür indirildiğini de iddia etti. Lazkiye’ye bağlı Kesap kasabasının büyük kısmında kontrolü ele aldığı söylenen, aralarında El Nusra militanlarının da olduğu muhalif güçlere karşı ordu ateşinin dün de sürdüğü kaydedildi. Kesap ve Bayırbucak Türkmen bölgesinde devam eden çatışmaların dün rejimin kontrolündeki Maaf Dağı ve Bağcağız köyü çevresinde yoğunlaştığı gelen bilgiler arasında. Muhalifler Kesap’ta ele geçirdikleri karakollara “Tevhid” bayrağı astı. Çatışmalarda Bayır bucak Türkmen Tugayı’ndan Abu Reşat Abdullah’ın da saldırıda öldüğü bildirildi. El Cezire’ye göre, bir kaynak aralarında El Nusra militanlarının da olduğu muhalif güçlerin Esad yönetiminin kalesi olarak görülen Lazkiye bölgesinde Kastal Maaf’a doğru ilerlediğini, ordu ile yoğun çatışmaların yaşandığını söyledi. Önceki gün bir grup muhalifin Samra köyüne girerek üç yılı aşkın süren savaşta ilk kez Akdeniz’e ulaştığı haberlerine ilişkin siyah bayrak açmış İslamcı militanları denizin önünde gösteren görüntüler yayımlanmıştı. Armenian Weekly’nin haberine göre, Ermeni Devrimci Federasyonu, Kesap’tan kaçan Ermenilerin evlerinin, dükkânlarının ve kiliselerinin cihatçılar tarafından yağmalandığını duyurdu. 3 yıl sonra Akdeniz’de ‘Türk tankları ateş açtı’ Şam Ankara’yı suçladı Dışişleri Bakanlığı, Suriye’nin Lazkiye/Kesap bölgesinde yaşanan Suriye Er Ankara: Kapımız açık Emine Hanım poz vermişti Danimarka Parlamentosu: Snowden’ı biz alalım SADİ TEKELİOĞLU KOPENHAG Danimarka Parlamentosu’na sunulan bir yasa tasarısı ile ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) telefon ve internet kayıtlarını izleme programını basına sızdıran Edward Snowden’a siyasi sığınma hakkı verilmesi istendi. Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Komitesi de Snowden’a sığınma hakkı verilmesi konusunda tavsiye niteliğinde bildiri yayımladılar. Danimarka Parlamentosu üyelerinden eski Kültür Bakanı Uffe Elbaek ve Birlik Listesi Partisi milletvekilleri tarafından verilen yasa tasarısının gerekçesinde, “Snowden NSA tarafından yasal olmayan yöntemlerle demokrasiyi kontrol altına almak için yapılan dinlemeleri kamuoyuna açıklamıştır. Yasa tasarısının altında imzası bulunan bizler, Snowden’ın ABD’ye iade edilmesi durumunda adil bir yargılamaya tabi olacağına inanmıyoruz” denildi. Obama’nın koruması sarhoş yakalandı Dış Haberler Servisi ABD Başkanı Barack Obama’nın Hollanda ziyareti sırasında koruma skandalı yaşandı. Başkanı korumakla görevli bir gizli servis ajanının Amsterdam’da sarhoş yakalandığı bildirildi. Washington Post gazetesinde yer alan habere göre, söz konusu ajanın da aralarında bulunduğu 3 gizli servis elemanı ABD’ye geri gönderildi. Olayın Başkan Barack Obama’nın Hollanda ziyaretinden önce gerçekleştiği ifade edilerek, sarhoş ajanın bir otelde baygın halde bulunduğu, diğer iki meslektaşının da kendisini içmemesi konusunda uyarmadıkları ifade edildi. Amerikan gizli servis elemanlarının adı daha önce de çeşitli skandallara karışmıştı. 2012 ile 2013 yıllarında bazı ajanlar cinsel taciz dahil uygunsuz davranışlar sergilemekle suçlanmıştı. BD Başkanı Barack Obama’nın Belçika ziyareti öncesinde başkent Brüksel’de ABD’deki insan hakları ihlalleri protesto edildi. Uluslararası Af Örgütü’nün düzenlediği protestoda göstericiler, Guantanamo kampındaki tutsaklara giydirilen turuncu hapishane elbiselerini giydiler. Göstericiler, Avrupalı liderlerin Obama’ya, ülkesinde ölüm cezası uygulanması, insansız hava araçlarıyla düzenlenen saldırılar ve Guantanamo tutsaklarına muameleyle ilgili sorular yöneltmelerini istediler. AB merkezine ilk kez giden Obama, Brüksel’de dün Avrupa BirliğiABD zirvesine katıldı. (Fotoğraf: AFP) BRÜKSEL’DE A PROTESTO ‘Akıl tutulması’ Venezüella generalleri tutukladı Dış Haberler Servisi Venezüella’da hükümete karşı darbe planladıkları gerekçesiyle üç hava kuvvetleri generalinin tutuklandığı bildirildi. Venezüella Devlet Başkanı Nicolas Maduro, söz konusu generallerin planlarından “genç subaylar” aracılığıyla haberdar olduklarını kaydetti. Maduro adlarını açıklamadığı ve muhalif gruplarla bağlantılı olduğunu ifade ettiği generallerin kamu hizmetlerinde kargaşa yaratıp ülke genelinde elektrik kesintileri gerçekleştirmeyi planladıklarını vurguladı. Türkiye ile İsrail Ankara’da yakın temasta Malezya uçağının 122 parçasına ulaşıldı Malezyalı Bakan Vekili Hüseyin, uydu görüntülerindeki bazı parçaların 23 metre uzunluğunda olduğunu kaydetti. (REUTERS) Mehmet Ali Talat’a saldırı Dış Haberler Servisi KKTC 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Limasol bölgesinde katıldığı konferansta saldırıya uğradı. Talat, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Limasol bölgesinde “Kıbrıs” konulu bir konferansa katıldı. Talat’ın konuşma yaptığı sırada, Rum Kesimi’nin aşırı sağcı ELAM grubu üyelerinin molotoflu saldırısına uğradı. Talat şans eseri saldırıdan yara almadan kurtulurken, saldırının ardından güvenlik görevlilerince salondan çıkarıldı. Dış haberler Servisi Malezya Havayolları’nın, 8 Mart’ta Kuala Lumpur’dan Çin’in başkenti Pekin’e gitmek üzere havalandıktan kısa bir süre sonra kaybolan ve düştüğü sanılan Boeing 777’e ait 122 adet parçanın Hint Okyanusu’nda tespit edildiği bildirildi. Pilot intihar mı etti? Malezya Savunma ve Ulaştırma Bakan Vekili Hişamuddin Hüseyin, 23 Mart’ta uyduların çektiği görüntülerin, kayıp yolcu uçağının düştüğü sanılan bölgede tespit edildiğini belirtti. Uçağın akıbetinin ne olduğu konusundaki senaryolara pilotun adı da karıştı. Eşi tarafından terk edildiği ileri sürülen kaptan pilot Zaharie Ahmad Şah’ın bunalımda olduğu ve uçağı yakıtı bitene kadar güneye doğru uçurarak intihar etmiş olabileceği iddia edildi. Pilotun 1314 bin metre yükselerek uçağın kabinindeki oksijeni yok ettiği ve düşmeden önce de yolcuların tümünün bu nedenle ölmüş olabileceği belirtiliyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun enerji ve güvenlikten sorumlu temsilcisi David Meidan’ın, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve bazı hükümet yetkilileri ile gizlice görüştüğü iddia edildi. İsrail kaynaklarından yayılan iddiaya göre Meidan’ın pazartesi günü Ankara’ya geldiği öğrenildi. Median ile Fidan ve bazı hükümet yetkilileri arasındaki görüşmede, iki ülke arasında karşılıklı olarak elçiliklerin tekrar açılmasının kararlaştırıldığı ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın seçimlerden sonra İsrail’e ziyaretinin de gündeme geldiği belirtildi. Ziyaretin seçimden sonraki ay içerisinde yapılması üzerinde duruldu. Öte yandan İsrail gazetesi Jerusalem Post, “Erdoğan’ın partisi yerel seçimleri kazanırsa İsrail’e karşı tutumunu sertleştirebilir” başlıklı bir yorum yayımladı. Gazeteye göre, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın İsrail ile tazminat anlaşmasının 30 Mart seçimlerinden sonra yapılabileceği yolundaki sözlerine rağmen, İsrail yönetimi “Erdoğan’ın bir seçim zaferinin bunu mümkün kılmayacağını” düşünüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle