05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 MART 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Başbakan kökünü kazımaya çalışırken Başbakan’a bağlı ajans yatırım için Twitter’ın kapısını çalacak Twitter’a ricacı heyeti Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı İlker Aycı, Twitter’ın Türkiye’de ofis açması için gelecek ay şirketi ABD’de ziyaret edeceklerini belirtti. Aycı, “Lütfen Türkiye’de ofis açın” demeliyiz dedi. Yasağın bedelini yurttaş ödüyor Twitter’a girişi önleyen ve buna ek olarak hafta sonunda yapıldığı gibi girişi mümkün kılan Google’ın ve diğer bazı kanalların DNS’lerinin yasaklanmasını sağlayan bir sistem, hükümete para kaybettiriyor. Hükümete olan maliyetin yanı sıra internet sağlayıcıları da bu kaynaktan gelen içeriğin, müşterilerine ulaşmasını engellemek için pahalı teknolojiler kullanmak zorunda kaldığı gibi bu teknolojilerin maliyeti, tüketicilere de randevu aldık. * Gerek Twitter, gerek Twitter benzeri platformları daha sık ziyaret ederek onlarla daha sık görüşerek Türkiye’de sürekli bir ofis bulundurmalarını, ki Twitter’ın dünyada 20 ülkede ofisi var, sadece biz istemiyoruz. Twitter’ın hem kullanım fiyatları üzerinden hem de hükümetin bu yasağı uygulamasının bedelinin halka vergi olarak dönmesinden ötürü yansıyor. Gelişmeler en çok, hızı az ya da çok düşen internet, kanalıyla günümüz dünyasında yıldızı parlayan internet şirketlerini ve internet üzerinden hizmet veren şirketleri doğrudan etkiliyor. Twitter, Facebook ve Youtube gibi sosyal medyanın ana damarları sayılan kanalların engellenmesi, bu siteleri en etkin kullanan internet şirketlerine giren trafiği ve satışları tehdit ediyor. Maçları sosyal medyadan izliyoruz Kirli Siyasetin Kirli Ekonomisi Korkut Boratav Hoca’nın 25 Mart günü SOL gazetesinde yayımlanan “Mafyatik İstatistikler” başlıklı yazısını sizinle paylaşmak istedim. Yaşadığımız büyük kaosu, bilimsel ekonomik verilerden yola çıkarak en anlaşılır dille zamanında okuyup, tehdit oluşturan gelişmeleri kamuoyuyla paylaştı. Piyasalar ekonomistleri İktidarlarının başarılarına övgüler düzerken, Boratav Hoca hep korkulması gereken gidişata ilişkin kulak arkasına atılan yaşamsal uyarılarını yaptı durdu. “Mafyatik İstatistikler” başlıklı bu son yazısı, Rıza Sarrafİktidar ortakları ilişkisinin aynası gibi, öğretici... “İktidarın giderek mafyalaştığı bir ortamda yaşıyoruz. Mafyalaşma, önemli ekonomik bilgilerin önce buharlaşmasına, sonra da alakasız yerlerde görünmesine yol açar. Nitekim eskiden ‘kaynak sıkıntısı’ gibi masum nedenlerle açıkladığımız bazı ‘esrarengiz’ verilerin kriminal olgulardan kaynaklandığı ortaya çıkmaktadır.. (1) Net hata ve noksan mı? Kara para mı? AKP’li yıllarda, yani 2003 ile Ocak 2014 arasında ekonomiye net 30.3 milyar dolar kayıt dışı döviz girmiştir. Ödemeler dengesi istatistiklerinde ‘net hata/noksan’ olarak kaydedilen, bizim de şimdiye kadar (kibarca) ‘kayıt dışı’ olarak adlandırdığımız bu öğe, aslında büyük ölçüde ‘kara para’ akımlarından mı oluşmuştur. Masum nitelendirilebilecek kayıt dışı girişçıkışları tek yönlü olmaz. Zaman içinde telafi edilir. AKP’nin hemen öncesinde 19922002 dönemi net hatalar kalemi toplamı 3.5 milyar, yani ılımlıdır. 19902000 toplamı ise kabaca sıfırdır. Sistematik olarak artı gösteren ve 30 milyar doları aşmış olan bir dış kaynak girişinin masumiyeti söz konusu olamaz; tek yönlü istatistik hatalardan söz etmek, iktisat mantığına aykırı açıklamalara sığınmak kabul edilemez. 17 Aralık sonrası ortaya saçılan bilgiler göstermektedir ki, bu kalemde Türkiye’ye dönük astronomik kara para akımlarının bir bölümü yer almaktadır. Mafya iktidarının sonu göründüğü anda, topluca dışarıya kaçacak, ekonomik bir şokun tetikleyicisi olabilecektir. (2) Bu ne biçim ‘ihracat’? Altın üreticisi olmayan Türkiye 2012’de birdenbire külçe altın ihracatçısı oldu ve 5.7 milyar dolarlık ihracat fazlası gerçekleştirildi. Üstelik altın, istatistiklerde ihracat olarak yer aldığı için milli gelir hesaplamasına artı olarak eklendi, toplamı abarttı. Olayın İran’la ilgili olduğu biliniyordu. ABD yüklenince bu kapı kapandı, altın hesabı normale döndü. Bizler de İran’a altın aktarımlarının aslında servet/ varlık transferi olduğunu, noksan hesabında gösterilmesi gerekirken ihracat olarak işlenmesinin yanlış olduğunu vurguladık. Abesle iştigal etmişiz. İşi içyüzünü kavramak için 17 Aralık bilgilerini beklememiz ve bunlarda yer alan Rıza Sarraf’ın AKP’li ortaklarının marifetlerini öğrenmemiz gerekiyormuş...” Korkut Hoca’nın milli gelir ve büyüme verilerinin abartılmasına, mafyatik istatistiklere güvenilip sonuçlar çıkarılamayacağına ilişkin değerlendirmelerine meraklıları kaynaklarından ulaşabilirler... HHH Dünya çapında kirli siyaset, kirli ekonomi, insanın yoka sayılıp haklarının sınırsız gasp edilmesi, yoksul güney dünyasında üretilen kirli iç savaşlarla ilişkisinde çarpıcı bir örneğe sıçramak istiyorum. RumeliBalkan göçmen derneklerinin Niğde’de meydana gelen Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütünün kanlı eylemi sonrası yaşadıkları kaygılardan söze girmeliyim. Göçmen olarak bilgilendirildiğim açıklamalarında, ikisi Arnavutluk, birisi Kosova kökenli kanlı terör örgütü üyeleri kimlikleri üzerinden oluşturulan kamuoyundan, bölge insanlarının damgalanmasından kapıldıkları kaygıyı paylaşmışlar... Mustafa KemalNamık Kemal’i yetiştirmiş sosyal yapının, toplumun geçmiş kültürel birikimlerini anımsatmışlar. İçişleri Bakanı, AKP içinden yaratılan imaj kaygısı üzerine, ne bilgim ne de söyleyecek sözüm yok... Ancak radikal İslami terör örgütüne Balkanlar’dan militan gittiği gerçeğini öğrendiğimden bu yana sorguladığım önemli gelişmelerin kimi dönemeç taşları da var... BosnaKosova ırk vitrininde ağırlıklı din ayırımcılığı, hesaplaşması eksenli iç savaşlar sürecindeydik. Kosova’da yaşayan yeğenimin “Çaresizliğimize dünya aldırmıyor. Amerika, Avrupa sadece kışkırtıyorlar. Sadece radikal İslamcı gruplardan, Suudilerden, Milli Görüş’ten silahpara yardımı geliyor, çocuklarımızın başı yanacak..” uyarısıyla içim sızlamıştı. Çocukluğumun çokkültürlü Tito Yugoslavyası, en son 1977’de Ecevit’le yaptığımız gezide uygarlaşma düzeyine tanık olduğum ülkenin, kanlı çatışmalarla 9 devletçiğe dönüşmesinden sonraki tanıklıklarım daha da acıtıcı... Hepsi aç ve yoksul, onlar değil yüzyıllar geriye püskürtülmüş, yaşam koşullarında devlet olamayan devletçikler, içlerinden bilinmez sayılarda gettolara ayrışmışlardı. Müslüman Arnavutları Osmanlı, Bektaşi dergâhlarında toplamıştı. İçlerinden Türkiye’nin siyasal İslamcılarını bile cennete gitme uğruna öldürmeyi sevap sayacak radikal İslamcı akımların militanlarını hangi koşullar üretebilmişti? Ekonomi Servisi Türkiye, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Twitter mıvıtır hepsinin kökünü kazıyacağız” açıklamasından sonra geçen hafta erişimi engellenen Twitter’ın kapısını çalacak. Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı İlker Aycı, CNBCe’ye yaptığı açıklamada Twitter’ın Türkiye’de faaliyet gösteren önemli bir şirket olduğunu söyledi. Aycı’nın konuşmasının satır başları şöyle: * Nisan ayında Amerika ziyaretimiz olacak, o ziyarette Twitter’la temasa geçmek için şirketten ön Türkiye’de ofis kurması, onların Türkiye’de yatırım yapabilmeleri adına elimizden geleni yapacağız. Belki bu bizim bir eksikliğimizdir, bunu kapatmak için şimdi harekete geçiyoruz. * Yatırım ajansı olarak bizim eksikliğimizi söyleyeyim. Bizim de Dijital spor medyası şirketi Perform’un “Küresel Spor Medyası Tüketim Raporu’na göre, Türkiye”deki 22 milyon aktif sporseverin yüzde 66’sı sporla ilgili konuları takip etmek için sosyal medyayı kullanıyor. Üç sporseverden ikisinin sosyal ağları kullandığı Türkiye, bu oranla 14 ülke arasında ilk sırada bulunuyor. Spor takibinde en çok kullanılan sosyal ağlar yüzde 80 Facebook, yüzde 67 Youtube ve yüzde 50 Twitter olarak sıralanıyor. Rapora göre Türkiye’deki sporseverler, sosyal medya platformlarında karşılaşma özetlerini izlemek, haber almak ya da kulüplerin ve sporcuların hesapTwitter’a, Facebook’a larını takip etmek gibi farklı şekillerde gidip Türkiye’de ofis yapılan spor takibine haftada 2.3 saaçmaları için pozisyon at ayırıyor. Sporseverlerin yüzde 70’e almaları lazım. Onlara yakını Facebook ya da Twitter’da en bir an önce gidip lütfen az bir spor kulübünü takip ederken Türkiye’de ofis açın, biz aynı platformlarda hayranı olduğu Türkiye’de muhatap arısporcuyu takip edenlerin oranı yüzyoruz demeliyiz. de 53’ü buluyor. Birbirinden ayrı iki İstanbul var Bir yanda günde en az 5 ekmek tüketen ailelerin var olduğu Avcılar, Sultanbeyli, bir yanda Kadıköy, Şişli. Ama her iki İstanbul’da da evler plazma TV, cepler akıllı telefon dolu. İSTANBUL (AA) İstanbul Üniversitesi (İÜ) İktisat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Şeker, “İstanbul’da asgari düzeyde aylık yaşam maliyeti 2 bin 148 lira, normal düzeyde 3 bin 570 lira ve iyi düzeyde ise 6 bin 356 lira olarak gözleniyor” dedi. Şeker, “İstanbul Tüketim Eğili mi ve Talep Potansiyeli Hane Halkı Araştırması”nın sonuçlarını AA’ya değerlendirirken özetle şunları söyledi: * Araştırma İÜ ve İstanbul Kalkınma Ajansı işbirliğiyle hazırlandı. 39 ilçede toplam 4 bin 555 katılımcı ile görüşülerek yapıldı. Hanehalkının aylık kira ödemesinden, gazete alma alışkanlığına kadar birçok başlık ele alındı. * Hem gelir düzeyi hem de tüketim kalıbı ve tercihleri açısından İstanbul’da büyük farklılaşmalar var. İki farklı İstanbul söz konusu. * Bir yanda haftada biriki defa et, tavuk ya da balık yiyemeyen, yılda bir kere bile tatile gidemeyenler var. Öte yanda harcama kapasitesi oldukça yüksek bir kesim. * Bir yanda günde ortalama 5 ekmek tüketen Bağcılar, Avcılar, Sultanbeyli ilçeleri, öte yanda 2 ekmeğin altındaki Beşiktaş, Adalar var. İlçeler içinde bile farklılıklar var. Kadıköy, Beşiktaş, Şişli, Beyoğlu, Bakırköy ve Ataşehir’de bu rahatça gözleniyor. * Toplumun tüketim eğilimi geliriyle doğrudan ilişkili değil. Tüketim toplumu haline dönüşüyoruz. Örneğin İstanbulluların yüzde 42’si ekonomik gerekçelerle tatil yapamıyor. Yüzde 17’si haftada bir bile et yiyemiyor. Ama yüzde 50’sinin akıllı telefonu, yüzde 53’ünün evinde plazma ya da LCD/LED televizyonu var. * İstanbul’da ortalama konut kirası 845 lira. Her 4 evden 1’inde ısınma/yalıtım sorunu var, daracık ve rutubetli. Mehmet Nane Güler Sabancı Haluk Dinçer CarrefourSA gurme oldu Ekonomi Servisi CarrefourSA, “CarrefourSA Gurme” konseptini İstanbul Selamiçeşme’de açtığı marketle hizmete soktu. Şirket, bu yıl toplam 7 gurme marketi açacak. CarrefourSA’da yeni bir döneme başladıklarını ifade eden Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı “CarrefourSA’da yapacağımız yatırımlarla Sabancı’nın etkilerini her geçen gün artarak göreceğiz. Gurme konseptinden iyi geri dönüş alırsak yurtdışına ihraç edeceğiz” dedi. Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer bu yıl 110 milyon TL yatırmla 100 yeni market açacaklarını söyledi. CarrefourSA Genel Müdürü Mehmet Nane ise Selamiçeşme’den sonra Ataşehir, Esenyurt, Dumankaya İkon, Batı Ataşehir, Anadoluhisarı ve Florya’da yeni gurme marketleri hayata geçireceklerini belirtti. Zam geliyor Ekonomi Servisi PC pazarının önde gelen markalarından Lenovo artık kendisini sadece PC üreticisi değil, kişisel teknolojik cihazlar üreticisi olarak tanımlıyor. Çinli Lenovo, 5 ülkede piyasaya sunduğu cep telefonları ve IBM’in server üretim birimini satın alarak “Oyun yeni başlıyor” diyor. Lenovo Türkiye Genel Müdürü Gülfem Çakmakçı, yıl sonunda Lenovo marka cep telefonlarının Türkiye’de satılmaya başlayacağını söyledi. 600 1.000 lira aralığındaki cep telefonlarının Türkiye’de da Lenovo Türkiye Genel Müdürü Gülfem Çakmakçı ağustosta yeni PC ve tabletler geleceğini ve döviz kurlarındaki artış nedeniyle fiyatların yüzde 1015 artacağını söyledi. ler geleceğini ve doğal bir fiyat artışı olacağını, bu artışın yüzde 1015’i bulacağını ifade etti. Çakmakçı, Gezi olaylarının yaşandığı ikinci çeyrekte PC pazarının çok küçüldüğünü, Lenova olarak pazara sundukları adetlerde yüzde 50 küçülmeye gittiklerini de söyledi. Çakmakçı, Lenovo’nun, son çeyrekte 32.6 milyon cihaz siparişi aldığını, yani saniyede beş Lenovo bilgisayar satışı gerçekleştiğini kaydederek üçüncü çeyrek için Lenovo’nun 17.3 milyon akıllı telefon ve tablet sevkıyatı yaptığını ve satılan PC sayısınının da 15.3 milyonu geçtiğini ifade etti. ha çok satıldığını, bu nedenle her fiyat segmentinde cihaz sunacaklarını belirten Çakmakçı, ilk olarak Android işletim sistemine sahip telefonların geleceğini ancak Windows Phone versiyonlarının da olacağını dile getirdi. Haziran ayında yaşanan Gezi olaylarından sonra artan döviz kuruna fiyat artışı olarak cevap vermediklerini belirten Çakmakçı, bunu bir fırsat bilmediklerini, bir süre kendi kârlarından fedakârlık yaparak karşıladıklarını söyledi. Çakmakçı, dolardaki yüzde 20 artışa yaklaşık yüzde 20 indirim yaparak yanıt verdiklerini kaydederek, ağustos ayında yeni ürün Sanayici erken seçim istiyor İstanbul Sanayi Odası, belirsizliklerin hızla giderilmesi için seçim takviminde değişiklik önerdi. İSO Başkanı Bahçıvan “Genel seçimler 2014’e çekilsin, seçim süreci bu yıl bitsin. Bu önemli bir sorumluluk” dedi. Ekonomi Servisi İstanbul Sanayi Odası (İSO) uluslararası arenada kritik gelişmeler yaşanırken 2015’i de seçim ortamında geçirmemek için genel seçimin 2014’e alınmasını önerdi. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, “Seçim takvimindeki değişikliğin önemli bir sorumluluk olduğunu düşünüyoruz. Yerel ve Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi genel seçim de bu yıl yapılsın, seçim süreci tamamlansın” dedi. İSO Oda Meclisi’nin, “Küresel Ölçekte Yaşanan Dış Politika ve Ekonomik Gelişmelerin Ekonomimiz ile Sanayimize Etkileri” konulu toplantısında konuşan Bahçıvan, uluslararası ekonomik ve siyasi gelişmeleri değerlendirerek Türkiye’nin böylesi kritik bir dönemde bir buçuk yılı bulan bir seçim sürecine girdiğine işaret etti. Dünyanın 19141939 yıllarına dönmesinden endişe edildiğini dile getiren Bahçıvan, şunları söyledi: “Türkiye ekonomisi, hem küresel ekonomideki gelişmelerin hem de iç siyasetteki çalkantıların etkisiyle son derece kritik bir dönemden geçiyor. İşte tam da böyle bir dönemde bu hafta sonu yapılacak yerel seçimlerle birlikte üç seçimi içeren, neredeyse bir buçuk yılı bulacak olan yoğun bir seçim takviminin içine girmiş bulunuyoruz. Seçimlerden kaçamayız, bu demokrasinin bir gereğidir. Öte yandan seçimleri tarihinde yapmak gibi ilkesel bir mutabakat Türkiye’de son yıllarda oluşmuş olmakla birlikte takvimdeki değişikliğin artık önemli bir sorumluluk haline geldiğini düşünüyoruz. 2015’te yapılacak olan genel seçimlerin 2014 yılına alınarak, Türkiye’nin seçim sürecinin 2014 yılında tamamlanmasının ülkemiz ekonomisi ile toplumsal refah ve barışımıza olumlu katkılar yapacağına inanıyoruz.” Krizler ve savaşlar nedeniyle dünyada iyimserliğin iyice erozyona uğradığını belirten Bahçıvan, gelişmiş ve gelişen ekonomilerin bu ortamdan olumsuz etkilendiğini vurguladı. Bahçıvan, OECD üyesi ülkelerin durumunu da “hiç iç açıcı değil” diye özetledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle