Katalog

17 MART 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Direnişe destek veren 12 personelin memuriyetine son verilirken bazı personele de ‘kademe durdurma’ cezası verildi Doktora verilen ceza bozuldu: Ankara’da ‘Gezi kıyımı’ AYŞE SAYIN ANKARA Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin geçen yıl hazirandaki Gezi protestolarına destek eylemlerine katılan personelin “memuriyetine” son vererek işten kovduğu ortaya çıkarken bir grup personeli de “kademe durdurma” ile cezalandırdığı ortaya çıktı. Ankara Büyükşehir Belediyesi ile belediyeye bağlı EGO ve ASKİ Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışan personel hakkında, söz konusu birimlerin teftiş kurullarınca soruşturma başlatıldı. Bu kapsamda Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu’nca 28 Ağustos 2013’te disiplin soruşturması başlatıldı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Teftiş Kurulu’nun hazırladığınca hazırlanan ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in “oluruyla” işleme konulan teftiş raporunda, “4 Haziran 2013’te TÜMSELSEN ve KESK bayrakları taşıyan grup üyelerince yasaya aykırı ve izinsiz gösteri yapılmak üzere toplanıldığı ve gösteri öncesinde siyasi içerik amaçlı bildiri dağıltıldığı” savunuldu. Raporda söz konusu personelin, “Hükümet ve AK Parti’ye yönelik olarak ‘Kahrolsun AKP, faşist AKP’ şeklinde slogan attıkları, şube temsilcilerince de “Her yer TaksimGezi Parkı her yer direniş” yazılı pankart açılarak grup üyelerince “siyasi ve ideolojik içerikli” slogan atılarak kurumun huzur, sükun ve çalışma düzenini bozdukları” ileri sürüldü. Gezi protestolarının başlamasının ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in 4 Haziran 2013’te bir genelgeyle, eyleme katılan personelle ilgili “soruşturma” başlatıldığı, ancak 5 Haziran akşamına kadar “pişmanlık” bildirenlerle ilgili işlem yapılmayacağının bildirildiği de teftiş kurulu raporlarında ortaya çıktı. Bu kapsamda Büyükşehir Teftiş Kurulu raporunda, Büyükşehir bünyesinde toplam 25 personelin eylemlere katıldığı, bunlardan İşletme ve İştirakler Daire Başkanlığı’nda görevli L.E’nin Gökçek’in 4 Haziran 2013 tarihinde çıkardığı “2013/4” sayılı genelge uyarınca, “pişmanlık” hükümlerinden yararlanmak için dilekçe verdiği ifade edildi. Üyesi olduğu TÜMBELSEN’den de istifa eden L.E. hakkında herhangi bir işlem yapılmasına gerek duyulmadı. Ancak sendika üyesi olan bir grup personel, “farklı siyasi görüşteki belediye çalışanları ile belediyeye gelen vatandaşları tahrik ve huzursuz ettiği, belediye çalışanları arasında ayrışma ve bölünmeye sebebiyet” verdikleri iddiasıyla meslekten men edildi. Bu kapsamda D.A., M.O., Ş, M.D., S.Ö., M.A., D.A.K., M.G., Ü.Ş. ve M.K., “devlet memuriyetinden çıkarma” istemiyle Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek’in oluruyla Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildi. Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ASKİ’de ise KESK’in henüz Gezi olayları başlamadan önce kamuoyuna ilan ettiği 5 Haziran tarihli “grev çağrısı” üzerine eyleme katılan personel hakkında da soruşturma başlatıldığı ortaya çıktı. Uyarı cezası yeterli değil İZMİR (DHA) İzmir Karabağlar Polis Merkezi’nde 2011 yılı Temmuz ayında gözaltına alınan Fevziye Cengiz’in polislerce dövülmesine ilişkin hastane raporunu düzenleyen Dr. A.K’ye İzmir Tabip Odası tarafından verilen uyarı cezası kararını Türk Tabipler Birliği Yüksek Onur Kurulu yetersiz bularak bozdu. Fevziye Cengiz’in avukatı Hanife Yıldırım, Dr. A.K’yi, müvekkiline yapılan işkenceyi raporunda belirtmediği iddiasıyla İzmir Tabip Odası’na şikâyet etmişti. 21 Kasım 2012’de İzmir Tabip Odası, doktor A.K. hakkında ‘adli vakaların muayenesinde ve rapor tanziminde gerekli özeni göstermemek’ iddiasıyla soruşturma başlatmıştı. İzmir Tabip Odası, ‘uyarı’ cezası vermişti. Avukat Hanife Yıldırım, İzmir Tabip Odası’nın verdiği ‘uyarı’ cezasının yetersiz olduğunu belirtip, Dr. A.K’nin ‘mesleksel bilgi ve becerilerini insan onuruna ters düşecek amaçlarla kullanmak, işkence yapmak, işkenceye katılmak veya işkence olarak nitelendirilebilecek işlem ve davranışlarda bulunmak, işkence bulgularının tespitinde gerçeğe aykırı rapor düzenlemekten, geçici olarak 15 günden 6 aya kadar meslekten alıkoyma’ cezası ile cezalandırılması istemiyle Türk Tabipler Birliği Yüksek Onur Kurulu’na başvurmuştu. Antalya’daki Gezi davasında sanıklardan devlet ve özel mülke verilen zararın da tazmin edilmesi isteniyor. 170 kişi yargıç karşısına çıkıyor BÜLENT ECEVİT ANTALYA Antalya’da Gezi Direnişi’ne destek eylemlerinde gözaltına alınan 170 kişi hakkında Toplantı, Yürüyüş ve Gösteri Kanunu’na muhalefet etmek ve devleti zarara uğratmak gerekçesiyle açılan ve zararın giderilmesi istenilen dava bugün Antalya 13’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayacak. Cumhuriyet Savcısı Ahmet Diler’in hazırladığı iddianamede 1 Haziran günü AKP Antalya teşkilatı önündeki olaylarda gözaltına alınanların devlet ve özel mülke verilen zararın da tazmin edilmesi isteniyor. İddianamede Gezi Parkı eylemleri sırasında görev yapan polis memurlarının yedikleri yemek, içtikleri su, kola ve meyve suyu gibi içeçeklerle kiralanan araçların bedelleri ile polis otolarının, TOMA’ların akaryakıt bedellerinin göstericiler tarafından Emniyet Teşkilatı’na ödenmesi isteniyor. Antalya 13’üncü Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi Halil İbrahim Bakırtaş, tensip zaptında ilk duruşmanın 5 gün kadar sürebileceğini ve sanık sayısının çokluğu nedeniyle uygun bir salon tahsis edilmesini istedi. Beylikdüzü’nde halka açık yeşil alanlar, rant tehlikesiyle karşı karşıya Parkları kiralayacaklar ÖZLEM GÜVEMLİ Beylikdüzü’nde 8 adet park 3 yıllığına kiraya verilmek üzere 18 Mart’ta ihaleye çıkarılıyor. Parkların amacı dışında kullanımının önünü açan karar Beylikdüzü Belediyesi’nin atanmış encümen üyesi 4 memuru tarafından alındı. Beylikdüzü Belediyesi Encümeni, 31 Aralık 2013, 4 Şubat 2014 ve 18 Şubat 2014 tarihlerinde 3 ayrı toplantıda toplam 8 adet parkı açık teklif usulü ile ihaleye çıkarma kararı aldı. İhale kararlarının hepsine CHP’li üye Mülayim Demirtaş, MHP’li üyeler Cengiz Tıraşoğlu ve Halit Tuna “Yeşil alanların amacı dışında kullanılmasına karşıyız. 5 yıllık dönemin bitmesine az bir süre kala ihale açılmasını uygun bulmuyoruz” diyerek muhalefet şerhi koydu. Parkların içindeki kapalı alanların büfe, çay bahçesi gibi kullanılmak üzere kiraya verilmesinin ardından geri kalan alanların da işletmeye dahil edilerek halka ait yeşil alanların ranta açılması ihtimali endişe yaratıyor. İhaleye çıkarılacak parklar arasında Cumhuriyet Mahallesi Emek Sokak ve Ali Talip Özdemir Sokak arasında kalan alan oldukça dikkat çekiyor. Parkın yaklaşık 12 bin 137 metrekarelik Özel Proje alanı içinde öngörülen 346 metrekarelik kapalı alanı BüfeÇay bahçesi olarak kiraya verilmek üzere ihaleye çıkarılacak. İhalenin muhammen bedeli de aylık 500 lira gibi çok düşük bir rakam. Kavaklı Mahallesi’nde de 3 bin 137 metrekarelik ve 3 bin 100 metrekarelik 2 ayrı park alanı da bu listede yer alıyor. Adnan Kahveci Mahallesi’nde ise tam 5 park ihaleye çıkacak. İhalelerde belirlenen muhammen bedeller aylık 500600 lira arasında değişiyor. En yüksek rakam ise Erenler Caddesi ve Seyrak Sokak arasında 7 bin 500 metrekarelik parkta 210 metrekarelik kapalı alan. Alanın bedeli aylık 1500 TL olarak belirlendi. Uludağ CaddesiEsentepe Caddesi arasında yapımı yeni bitmiş 4 bin 18 metrekarelik parkın, Taşlı Sokak Cumhuriyet Caddesi arasında kalan 2 bin 165 metrekarelik Kemal Sunal Parkı’nın, Çamlıktepe Caddesi ile Yüksel Sokak arasındaki 2 bin 681 metrekarelik parkın, Kuştepe CaddesiBüyükdere Caddesi kesişiminde bulunan 2 bin 714 metrekarelik parkın içindeki kapalı alanlar da kiraya verilmek üzere ihaleye çıkacak. Eskişehir’de çekilen gözaltı ‘selfie’si dünyanın gündeminde Haber Merkezi ABD’nin ünlü haber sitesi Huffington Post, Eskişehir’de gözaltına alınan gençlerin polis aracı içinde çektiği “selfie” için “inanılmaz” derken, “Türk protestocular, morallerini yüksek tutmak için eşsiz bir yol buldular: Ellen DeGeneres’in Oscar’daki selfiesini canlandırmak” ifadelerini kullandı. Eskişehir’de düzenlenen gösteri sırasında gözaltına alınan gençlerin polis aracı içinde çektikleri “selfie” tüm dünyaya hızla yayıldı. Ünlü haber sitesi Huffington Post, selfieyi “inanılmaz görüntü” olarak niteledi. Site, Oskar törenleri sırasında çektiği selfie ile bu akımın rekortmeni sayılan ünlü sunucu Ellen DeGeneres’in dünyayı sallayan “selfie”sine atıfta bulunarak, “Üzgünüz Ellen, senin fotoğrafını geçti” dedi. Memur Teoman Meclis’te Kazan Tatarı, Kırım Tatarı farklıdır Gazetenizin 4 Mart 2014 tarihli sayısında Sağnak başlığı altında yazan Nilgün Cerrahoğlu, “Kırım Tatarlarına Gene Gözyaşı Var” adlı yazısında Kırım’dan söz ederken “Kırım Tatarı yazar Fatih Kerimi’nin dediği gibi ‘her yerinden latifet, şairiyet’ fışkıran bir ‘huzur adacığı’ burası” demiştir. Fatih Kerimi (18701937), Kırım Tatarı yazar değil, Kazan Tatarıdır. Yazar, gazeteci ve çevirmen olan Fatih Kerimi, 1937 yılında Stalin tarafından idam edilmiştir. Nilgün Hanım, Fatih Kerimi’nin Kırım Tatarı olduğunu nereden çıkarmıştır bilemiyorum. Ama Türkiye’de Tatar denince ilk Kırım Tatarları geliyor akla. Bunun nedeni ise, Kırım Tatarlarının diyasporasının güçlü olmasıdır. Oysa Türkiye’de Kırım Tatarları dışında, Kazan Tatarları, Nogay Tatarları, Sibirya Tatarları da vardır. Özetle Fatih Kerimi Kazan Tatarı yazardır. Saygılarımla. Roza Kurban ANKARA (ANKA) CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın yanıtlaması istemiyle verdiği önergede 17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu’nda isimleri geçen Rıza Sarraf ile Rüçhan Bayar arasındaki bir konuşmada, “Teoman” isimli gümrük memurunun bütün ısrarlara rağmen rüşveti kabul etmediği haberlerini anımsattı. Tanrıkulu, İddialar doğru ise rüşvet almayı kabul etmeyen bir gümrük memurunun sürgün edilmesinin gerekçesi nedir” diye sordu. Erdoğan, Barzani ile görüştü Gazetecilere Saldırılar Geçen hafta, iki büyük ve önemli toplumsal olay yaşandı. Berkin Elvan’ın ölümü sonrasında gerçekleşen milyonluk gösteri ardından pek çok kentte yaşanan olaylar ve karanlık bir provokasyon sunucu katledilen Burakcan’ın ölümü sonrası yaşananlar. Her ikisi de gazeteciler için izlenmesi, haberleştirilmesi gereken gelişmelerdi. Gazeteciler de görevlerini yapmaya çalıştılar. Ne var ki polisin düşmanca tutumu Ankara ve İstanbul’da gazetecilerin görevlerini yapmalarını zorlaştırdı. Gazeteciler tartaklandılar, görevlerini yapmaları engellendi, makineleri kırıldı, gözaltına alınanlar oldu. Gazeteciler Cemiyeti, Gazeteciler Sendikası ve Türkiye Foto Muhabirleri Derneği ile Türkiye Haber Kameramanları Derneği açıklamalar yayımladılar. TGS açıklamasında şu gerçeklerin altı çizildi: “Gazetecilerin görevi, yaşanan gelişmeleri tüm yönleriyle halka aktarmaktır. Bu bir kamu görevidir. Dünyanın her yerinde gazetecilerin görevinin bu olduğu bilinir. Son üç günde yaşananlar başta olmak üzere, yaz ayından bu yana kamuoyuna yansıyan, bir kısmı da yargıya taşınan meslektaşlarımıza dönük saldırıların sorumluları hakkında derhal işlem başlatılmasını talep ediyoruz. Gazetecilere saldırıların cezasız kalması, yeni saldırıların önünü açıyor.” Türkiye Foto Muhabirleri Derneği ve Türkiye Haber Kameramanları Derneği de son dönemlerdeki gösterilerde gazetecilere gösterilen şiddeti kınadı. 2 derneğin ortak açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Türkiye’de son dönemde yaşanan olaylarda ve protesto gösterilerinde gazetecilerin hedef seçilmesini kınıyoruz. Türkiye Foto Muhabirleri Derneği ve Türkiye Haber Kameramanları Derneği olarak, olayları en yakınında izleyen meslektaşlarımızın yaşadıklarını büyük bir kaygı ile izliyor. Ve dayanılmaz hale gelen şiddet uygulamalarına açıkça isyan ediyoruz.” Görüldüğü gibi durum vahimdir. Ülkemizde yolsuzluk ve hukuksuzluğun zirveye çıkması gazetecilerin işlerini daha da zorlaştırıyor. Bu koşullarda dayanışma ve örgütlenmenin önemi de bir kat daha artıyor. Ekmeğe kan bulaştı Gazetemizin değerli yazarı Oktay Akbal’ın 1946’da yayınlanan ilk kitabım dediği “Önce Ekmekler Bozuldu” adlı öyküleri şimdi çok daha büyük bir anlam ve önem taşıyor. Nedeni şudur; çocuk yaşta sayılacak ve gençlik çağına doğru hızla büyüyen B. Elvan’ın ölümü sonucunda ekmeğe kan bulaştı. Bizim toplumumuzda ekmek ana ve babadan sonra gelen ve yerden alıp öperek başımıza koyduğumuz nimettir. Soframızın baş tacıdır. Kutsaldır bir yerde. Eğer bugün ekmeğimize kan bulaşmışsa yarınımızdan korkalım. Çünkü bugün ekmeğimize sahip olamazsak birileri hep ekmeğimizle oynayacak. Saygılar. Anıl Vural Eleştiri özeleştiri Sayın okur temsilcisi, köşenizde yer verdiğiniz spor ile ilgili okur eleştirileri bizleri olumlu anlamda motive etmektedir. Şakir Aktaş Bey’in Günün Programı’ndaki “olmayan maç” eleştirisi son derece haklıdır, ancak FenerbahçeTOFAŞ maçı, sarılacivertli ekibin yoğun maç programı nedeniyle pazardan pazartesiye alınmış, bu gelişme de TBF tarafından yeterince duyurulmamıştır. Ancak okuyucumuz, tepkisinde sonuna kadar haklıdır. Savaş Sönmez Beyefendi’nin “Futboldan başka dallar da var” eleştirisi ise doğru olmakla birlikte gazetemizin spor sayfasına ayırdığı yer ile orantılıdır. Kaldı ki, Cumhuriyet’in otomobil sporlarından kayağa, bisikletten küreğe uzman yazar kadrosu vardır. Ne var ki, futbolun endüstriyel biçimde pazarlanıp “haftanın her günü büyük ölçekli maç” dayatması, basketbol ve voleybolu bile “öteki spor” konumuna düşürmüştür. Yine de voleyboldaki tarihi başarı, maçların oynandığı gün gazetemiz spor sayfasında “yan sayfa manşet” diye adlandırılan bölümde okuyucuya sunulmuştur. Ayrıca, o hafta sonu oynanan tüm maçların sonuçlarının haftanın bir günü okuyucuya verilmesi projelerimiz arasındadır, ancak baskı saatleri nedeniyle verilemeyen tüm maç sonuçlarının TV, internet sitesi, cep telefonu vb. iletişim araçları ile kamuoyuna açık olarak duyurulması, bu konudaki kararımızı yeniden gözden geçirmemize neden olmuştur. Savaş Bey’in yapıcı eleştirisi biz spor servisi çalışanlarını memnun etmiştir. Saygılarımla. Arif Kızılyalın. Spor Servisi Sorumlusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Neçirvan Barzani ile görüştü. Başbakanlık Resmi Konutu’nda basına kapalı yapılan görüşme yaklaşık 2 saat sürdü. Görüşmede, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, IKBY Doğal Kaynaklar Bakanı Aşti Havrami, IKBY Konut ve İmar Bakanı Kamuran Ahmet Abdullah da hazır bulundu. Berkin Elvan adına cemevi İstanbul Haber Servisi CHP Mehterçeşme Seçim Ofisi’nde yurttaşlarla bir araya gelen Esenyurt Kurucu Belediye Başkanı Gürbüz Çapan, Esenyurt’ta Berkin Elvan adına İstanbul’un en büyük cemevi ve tören alanı yapılacağını söyledi. Çapan “Seçim vaadi olarak söylemiyorum bunu, tamamen insanlığımızdan ötürü bu projeyi hayata geçireceğiz” dedi. Çapan, ayrıca Esenyurt’a Gezi Parkı yapılacağını da kaydetti. ‘Özgürlük Kahvaltısı’ Nasıl düzeltmeli? 12 Mart 2014; sayfa 8, 1. “Öfke çığ gibi” başlıklı haber, sütun 2, paragraf 4: “Beşiktaş’ta Çarşı Meydanı’ndaki Kartal Heykeli önünde “Berkin Elvan onurumuzdur”, “Beşiktaş uyuma çocuğuna sahip çık” sloganları atarak Taksim’e doğru sloganlar yürüyüşe geçti.” Bu cümle acaba nasıl düzeltilebilir? 2. Aynı sütun: “Tüm yurt ağır yaralı” haberinin Mersin arabaşlıklı kısmının son satırı: “Eylemcilerden ikisinin de ağır olduğu öğrenildi” Acaba her biri kaç kilo? İlter K.Akbuğ İstanbul Haber Servisi Ergenekon ve Poyrazköy davalarından tahliye edilen askerler için düzenlenen “Özgürlük Kahvaltısı” ve “Er Mektubu Görülmüştür İmza Günü Etkinliği” Maltepe Belediyesi Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Etkinliğe, Maltepe Belediye Başkanı Mustafa Zengin, Ergenekon davasından tahliye edilen Teğmen Mehmet Ali Çelebi ve Poyrazköy davasından geçen aylarda tahliye olan Ercan Kireçtepe ve Eren Günay’ın da aralarında olduğu bazı askerler katıldı. Veli Küçük şenlikle karşılandı BİLECİK (Cumhuriyet) Ergenekon davasında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılan ve son çıkan yasayla cezaevinden tahliye edilen emekli Tuğgeneral Veli Küçük, dün memleketi Gölpazarı ilçesine geldi. Küçük, ilçe girişinde 100’ün üzerinde araç konvoyuyla karşılandı. Konvoyla ilçe merkezine giren Veli Küçük, burada araçtan inerek kendisi için düzenlenen ‘Türkmen Şenliği’nin yapıldığı Kavaklı Park’a mehter takımı ile birlikte yürüyerek gitti. Kalabalığa hitap eden Veli Küçük, Ergenekon komplosunun çöktüğünü söyledi.