02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 ŞUBAT 2014 CUMA 4 HABERLER Bozdağ için TIR soruşturmasına müdahale ettiği gerekçesiyle bir fezleke daha düzenlendi Halk Neden Unutkan? Salı günkü yazımda Menderes’in bir zamanlar politikasını halkın unutkanlığı üzerine bina ettiğini ve sık sık “Hafızayı beşer nisyan ile maluldür” deyişini tekrarladığını, Özal’ın da, yaptıklarını yadırgayan toplumu, “Alışırlar... Alışırlar!..” diyerek hafife aldığını yazmıştım. Tayyip Erdoğan’ın politikası da aynı temellere dayanıyor. O da baskının, zulmün, yolsuzluğun zamanla unutulacağına, unutulmasa bile bunlara alışılacağına güveniyor. Dünkü Cumhuriyet’in manşetine bakılınca pek de yanılmıyor görünüyor. Dünkü Cumhuriyet’in manşetinde ezcümle şu anlatılıyordu: “Halkın yüzde 77’si rüşvet ve yolsuzluk var diyor ama oy tercihini değiştirmiyor.” Demek ki, yolsuzlukların haberinin patlak vermesi ile sandığa gidilmesi arasında geçen zamanda, toplum her şeyi unutacak kadar nisyan ile malul bir hafızaya sahipmiş ve Menderes de, RTE de haklıymış. Belki de olguyu unutkanlık yerine alışkanlığa bağlamak daha doğru olur. Belki de, halk unutmasına unutmuyor ama alıştığından hırsızlığa tepki göstermiyor. Hırsızlığa, yolsuzluğa tepki göstermeyen, baskıya zulme de göstermez. Öyle de oluyor. Peki de, neden? Neden halkımız kolayca unutuyor veya her şeye her yolsuzluğa kolayca alışıyor? HHH Sanıyorum cevap, ürettiğinden çok üreyen ve tüketen toplum yapısında yatıyor. Büyük cari açığa dayalı, ürettiğinden çok üreyen ve tüketen sistemde, kendi yaşamı ve gelişmesi için yeterince üretemeyen toplum neyle geçiniyor? Talan ve avanta ile! Kendi havasını, suyunu, yeşilini velhasıl çevresini, ulusal zenginliklerini, kültürel ve ekonomik birikimlerini yarın ne olacağını düşünmeden veya “bişşiiyyy olmaz abiii” diyerek hoyratça talan eden, bununla da ayakta kalamayıp dışarıdan yüksek faiz cazibesine kapılarak akan paraya bel bağlayan toplumlarda ekonominin temeli üretim değil, talan ve avantadır. Eğer herkesin bu talan, yağma, avanta düzeninden bir çıkarı varsa ona göre örgütlenir. Talan ve avanta sistemine dayalı toplumlarda tabii ki talandan en fazla payı egemenler alır. Ama herkeste talan ve avantadan ona da bir pay düşeceği algısının uyandırılması önemlidir. Öyle olunca herkes düzenden beklenti içine girer. Bu umut, bir türlü paylaşımda sosyal adaleti sağlamayanların onun yerine ikame ettikleri hastalıklı ve varsayımsal “talan sosyal adaletini” oluşturur. Üretim düzeninde, ürediği, tükettiği kadar üreten toplumun alın terini kutsal sayan birey, avanta ve talana kendine ait olanı çaldığının bilincinde olduğundan karşıdır. Oysa talan ve avanta düzeninin “Bir gün sıra bana gelir, ben de küpümü doldururum” beklentisinde olan bireyi, üreten gibi hırsızlığa tepki göstermez. Bu toplumda, “ama bunlar hırsız çetesi” desen gelecek, pişkin yanıt şu olacaktır: Hepimiz çeteyiz be abi! HHH Peki çare ne? Çare zaten düzenin kendi yapısında yatıyor. Ülkenin kaynakları, ilanihaye talana elverecek ölçüde sonsuz değil. Avanta sanılan dış kaynaklı borç da, sanıldığı gibi avanta değil. Bir gün gelir, talan edilmekten kıraçlamış, yurtiçinde gırtlağa kadar borca ve yozluğa batmış olan toplum uyanır. Bir de bakar ki, faturayı burnuna dayamışlar. İşte o saadet zincirinin koptuğu an, kıyametin koptuğu anla eşzamanlıdır. İşte o zaman, uyanış başlar; haykırışlar, inleyişler arşı alayı inletir: Hırsızlar!.. Zalimler!.. Alçaklar!.. Ah keşke bileydik de başımıza bunlar gelmeyeydi!.. İşte olay budur. Talan ve avantanın kahredici sarhoşluğunun pençesine düşmüş toplumlar başlarını taşa çarpamadan uyanamazlar. Bilmem anlatabildim mi? Geldiği gibi iade etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna adı karışan bakanlar ile İzmir’deki TCDD yolsuzluk soruşturması kapsamında kendisiyle ilgili hazırlanan toplam 5 fezlekeyi iade eden Adalet Bakanı Bekir Bozdağ hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Kırıkhan’daki TIR soruşturması kapsamında “yargı görevini etkilemeye teşebbüs” iddiasıyla bir fezleke daha hazırlandı. Bozdağ, buna ilişkin “Adana savcısını aramıştım. Hakkımda fezleke düzenlemiş. Fezlekeyi iade ettim. Bakanlığa bağlı çalışan bir görevliyi aramam kadar doğal bir şey olamaz” dedi. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan fezlekenin de diğer fezlekeler gibi benzer bir gerekçeyle iade edilmiş olabileceği tahmin ediliyor. Bozdağ, 17 Aralık operasyonunun ardından bu göreve geldiği yaklaşık 1.5 aylık süre içerisinde kendisi hakkında düzenlenen 1, adı yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna karışan bakanlar hakkında düzenlenen 4 fezlekeyi TBMM’ye göndermeden ilgili savcılıklara iade etti. Ancak Bozdağ hakkında Kırıkhan’daki TIR skandalında yargı görevini etkilemeye teşebbüs suçlamasıyla Adana Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan yeni bir fezlekenin daha Adalet Bakanlığı’na gönderildiği ortaya çıktı. Fezlekede; Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık’ın Bakan Bozdağ ile yaptığı telefon konuşmasında soruşturmayı yürüten savcıyı derhal görevden almasını ve TIR’da yapılacak aramaya engel olunmasını istediği belirtildi. Fezlekede, Adalet Bakanı Müsteşarı Kenan İpek’in de soruşturmanın kapatılması için baskı yaptığı ifade edildi. Bozdağ hakkındaki fezlekeyle ilgili olarak “Adana’dan hakkımda fezleke geldi. Ben de iade ettim. Sonra Meclis’e gönderdi, Meclis de iade etti. Fezlekelerin yasalara uygun hazırlanması gerekir. Adana’da savcı kesinlikle hukuk kurallarını ayaklar altına almıştır” dedi. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Bakan Bozdağ’ın elindeki fezlekeleri TBMM’ye göndermeyerek anayasal suç işlediğini ve görevini kötüye kullandığını belirterek, “Önümüzdeki günlerde Adalet Bakanı hakkında bir gensoru TBMM gündemine CHP tarafından getirilecek” dedi. Altay, savcı değişiklikleriyle rüşvet ve yolsuzluk iddialarının üstünün örtülmek istendiğini belirterek, “Aklanma yeri sandık değil, mahkemedir” diye konuştu. CHP’den gensoru Kılıçdaroğlu kilit ismin ‘Cezaevinden çıkmazsam konuşurum’ diye haber gönderdiğini iddia etti ‘Sarraf’a güvence verdiler’ ANKARA /İZMİR (Cumhuriyet) CHP delilleri yok edip belki uyduruk birkaç şeGenel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 17 yi koyup işte bak hiçbir şey yokmuş giAralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu kapbi TBMM’ye gönderecekler” görüşünü dile samında tutuklanan işadamı Rıza Sarraf’a getirdi. Kılıçdaroğlu, delillerin karartılmasına “Seni çıkaracağız, sen konuşma” güvenilişkin iddiasını ise Sarraf ile ilgili duyumunu cesi verildiğini belirterek, “Çünkü bu, ‘biraz aktararak anlattı. Kılıçdaroğlu şunları söyledaha beni içeride tutarsanız konuşacağım’ di: “Bakın ben söyleyeyim gelişmeler nadedi. Haber gönderdi. Onun konuşması sıl olacak; içeride tutuklu olan biliyorsuistenmiyor” dedi. nuz bir İran kökenli, aslen İranlı olan SarCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cihan TV raf var. Şimdi buna diyecekler ki ‘seni çıtarafından gerçekleştirilen ve 80 yerel telekaracağız, sen konuşma’. Çünkü bu, ‘bivizyonda ortak verilen programda gündeme raz daha beni içeride tutarsanız konuşacailişkin soruları yanıtladı. Kılıçğım’ dedi. Haber gönderdaroğlu, yolsuzluk ve rüşvet di. Onun konuşması isiddiaları nedeniyle 4 bakan tenmiyor. Bir süre sonhakkında hazırlanan fezlekera onu çıkaracaklar. Önlerin savcılığa iade edilmesice mal varlıklarının üzenin altında “korku”nun yatrindeki tedbiri kaldırdıtığını belirterek “Çünkü yollar, sonra dışarıya çıkasuzluk olduğunu, rüşvet olracaklar ‘konuşma’ diyeduğunu biliyorlar. Onlar da cekler, ‘biz bu işi götüreçok iyi biliyorlar. Seçimleceğiz, idare edeceğiz’ dire kadar bunu uyutmak isyecekler. Yapılmak istetiyorlar. Gerçekler görülnen budur. Paralel devmesin diye veya karartıllet var mı? Var paralel sın diye. Bunlar eğer düzdevlet, ben inanıyorum. gün adam olsaydı, namuslu Yolsuzlukları yapma koadam olsaydı derdi ki, ‘Feznusunda bir paralel devlekeleri getirin arkadaş.’ Şimlet oluşturmuşlar.” Rıza Sarraf’ın avuKılıçdaroğlu Sabah gadi siz her türlü affedersikatı Şeyda Yıldırım, zetesinde yayımlanan niz pisliğin içine bulaşmışKılıçdaroğlu’nun müvekki“Üçlü paralel cephe” hasınız gırtlağınıza kadar” deli hakkındaki beyanlarının berine ilişkin soru üzeridi. Fezlekelerin iade edilme“hakaret ve iftira” içerdiği ne ise “Yalan ve tamasi ile birçok delilin “karartılaiddiasıyla İstanbul Cummen kuru iftira” olduğucağını” ve pek çok delili fezhuriyet Başsavcılığı’na nu ifade etti. İnternete ağır lekelerin içinden ayıklamasuç duyurusunda bulunyasaklar getiren yasal düya çalışacaklarını belirten Kıdu. Yıldırım, ayrıca İstanzenlemelerin sorulmalıçdaroğlu, “Çünkü savcılar bul 9’uncu Asliye Hukuk sı üzerine de Kılıçdaroğona göre ayarlandı. Ona göMahkemesi’ne de başvulu, AKP dönemi yasaklarıre bürokrasi oluşturuldu, rarak Kılıçdaroğlu hakkınnın Kenan Evren’in darbe emniyet müdürleri ona göre da 100 bin TL’lik manevi dönemi yasaklarına “rahayarlandı, her şey yapıldı. tazminat davası açtı. met okuttuğunu” söyledi. Bu fezlekeleri alacaklar bazı Merkel ‘onu kaldırın’ dese ne olur? HP lideC ri, Erdoğan’ın, Habertürk’te yayınlanan son dakikalara müdahalesini de anımsatarak, “Merkel’i düşünün mesela, bir televizyon kanalında bir şeyi beğenmiyor. Telefon açıp da ‘Onu kaldırın’ dese o koltukta bir dakika oturamaz. Peki bizde ne oluyor?” diye sordu. Kılıçdaroğlu, İzmir’de büyük bir ilgiyle karşılandı. (AA) Kılıçdaroğlu’na dava açtı ‘2 villaya valini sattın!’ HAKAN DİRİK İZMİRCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a da armağan edildiği savlanan Urla’daki villaları yıkmak isteyen eski İzmir Valisi Cahit Kıraç’ın Diyarbakır’a atanmasını kastederek “İki villaya valiyi satan adama hiçbir ülkede başbakan denmez. Ona ‘valiyi satan adam’ denir” dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nce yaptırılan çamur kurutma tesisinin açılışı ile İzmir Ticaret Odası (İZTO) meclis toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, “İzmir güzel kokuyor, kokunun büyüğü Ankara’dan geliyor. Ankara’ya giderseniz, burnunuzu tutacaksınız” diye konuştu. Kılıçdaroğlu İZTO’daki konuşmasında da Türkiye’de “hibrit demokrasi” olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Türkiye’yi yeniden inşa etmeliyiz. 10 yıl SSK Genel Müdürlüğü yaptım. Aşağı yukarı her bakanla kavga ettim. Genel müdürken, mahkemeye gidip ifade vermem gerektiğinde bakandan izin almam gerekiyordu. Hiç izin almadım, boğazınızdan haram lokma geçmediyse neden korkasınız ki?” Kanadoğlu fezlekeye ihtiyaç olmadığını söyledi ‘55 vekil soruşturma için önerge vermeli’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Hukuk Kurumu Başkanı ve Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 17 Aralık soruşturmasında “rüşvet ve yolsuzlukla” suçlanan 4 bakanla ilgili Meclis soruşturması açılması için fezlekeye ihtiyaç olmadığını bildirdi. Kanadoğlu, 55 milletvekili tarafından verilecek önerge ile bakanlar hakkında Meclis soruşturması açılmasının teklif edilebileceğini vurguladı. Kanadoğlu, Türk Hukuk Kurumu Başkanı sıfatıyla yaptığı yazılı açıklamada, TBMM’nin yürütmeyi denetleme yollarının en önemlisinin yargısal bir işlevi olan ve yargısal sonuç doğurabilen Meclis soruşturması olduğuna dikkat çekti. Görevde olan veya ayrılan başbakan ve bakanların görevleriyle ilgili, görevleri sırasında işledikleri ve cezai sorumluluk gerektiren eylemleri hakkında Meclis soruşturması açılması talebinin TBMM üye tamsayısının 1/10’unu oluşturan 55 milletvekili tarafından verilecek önerge ile yapılabileceğini ifade eden Kanadoğlu, “Bu önergenin verilmesi, başbakan veya bakanlar hakkında düzenlenecek olan fezlekelerin, doğrudan veya Adalet Bakanlığı ve Başbakanlık kanalıyla TBMM’ye ulaşması ve üyelerin bilgisine sunulması önkoşuluna bağlı değildir. Anayasanın 100. maddesi ile TBMM İçtüzüğü’nün 5. bölümünün 107113’üncü maddelerinde bu konuda herhangi bir önkoşul, kısıtlama öngörülmemiştir. Bu nedenle, Meclis soruşturması açılması talebi; fezlekelerin gelmesi, iade edilmesi, üzerinde değişiklik yapılması, geciktirilmesi, siyasi çıkar sağlanması hesaplarına bağlanamaz, bir kısırdöngüye kurban edilemez, kara mizah haline getirilemez” dedi. Kanadoğlu, verilecek önergenin reddinin, ne zamanaşımında etkili olacağını, ne talebin yenilenmesini önleyeceğini ve ne de bir aklama olduğunu belirtirken muhalefet milletvekillerine 17 Aralık soruşturmasına takılan bakanlara ilişkin, “Sadece soruşturmanın açılmasının o gün için önlenmesidir. O halde, bir suç işlendiğine ilişkin kanıtlar ve açıklanmayan, ancak içeriği satır satır bilindiği iade edilen fezlekelerde yer alan bilgiler ve belgeler kullanılarak soruşturma önergesi verilebilir. Maddi gerçeğin ve cezai sorumluluğun bir an önce toplumun önünde sergilenmesi, TBMM’nin 55 sayın üyesinin birleşen iradesine bağladır” mesajını verdi. Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ ‘Fezlekeler toplumun vicdanı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Kadın ve Gençlik Kolları, bakanlar hakkındaki yolsuzluk iddialarını içeren fezlekelerin Meclis’e gönderilmesi için eylem yaptı. CHP’li grup, parti il başkanlığı önünde toplandı. Polis, 3 TOMA, bir Akrep ve onlarca polis ile barikat kurdu. Eyleme CHP genel başkan yardımcıları Gürsel Tekin, Bülent Tezcan ile Bihlun Tamaylıgil de destek verdi. Polisle yapılan müzakerenin ardından barikat kalktı ve yürüyüş başladı. Ancak polis Adalet Bakanlığı önünde “adalet çadırı” kurulmasına izin vermedi. CHP’liler de bakanlık önüne siyah çelenk bırakıp leğende siyah bir tişörtü deterjanla yıkayıp beyaz bir tişörtü ipe astı. CHP Kadın Kolları Başkanı Hilal Dokuzcan, “Fezlekeler artık toplumun vicdanı olmuştur” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle