Katalog

SAYFA CUMHURİYET 7 ŞUBAT 2014 CUMA 2 “ÇELİŞKİ” deniyor: Halk pahalılıktan, geçim sıkıntısından, yolsuzluktan, adalet bozukluğundan, kötüye gidişten yakınırken kamuoyu anketleri iktidar partisiyle şefine hep yüksek puan getirmekte. Medya böyle bir çelişkiyi yansıtıyor. Gazetelerin, radyoların, televizyonların çarpıtması mı? Anketler, sondajlar mı yanlış? Halk mı nankör? Böyle soruları daha da çoğaltabilirsiniz. Yanıt var mı? Kim sorumlu? anıt yok. Sorumlu da açıkça görülmüyor. Daha doğrusu, yanıt zaten sorumlunun görünmüyor olmasında. “Görünmeyen adam” eski romanlarda vardı, ana muhalefetimiz manşetlerde bile yok. Siyasetin “hayal perdesi” olan televizyon ise bir Fransız deyiminde söylendiği gibi ancak “namevcut” oluşuyla görülmekte. Oysa, birkaç hafta sonra yerel seçim zilleriyle başlayıp OLAYLAR VE GÖRÜŞLER alışkanlıklarındandır. Tam anlaşılmayan şudur: Çaresizlik girdabında zorlanan ya da sınırlı çarelerle yaşayabilenler, dünyadaki büyük tabloyu, çerçeve içinde kendi ülkelerinin genel durumunu bütünüyle görüp öğrenmek, üzerinde düşünmek, derinliğine tahlil edip sonuçlara varmak olanaklarından yoksundurlar veya vakitleri, güçleri yoktur. Tarihte, çoğu zaman o sınıfların yetemeyişleri, kendilerinden çok daha rahat koşullarda yaşayan ender insanların iyi niyetleri, karşılıksız çabaları, hatta candan özverileriyle telafi edilmiştir. Büyük dönüşümlerde ve devir kapatıp devir açan büyük devrimlerde o insanların da unutulmaz payları vardır. Öyle olduğu içindir ki, ülkelerin ve toplumların yazgısını içten ya da dıştan değerlendirirken olan bitene veya olmuş bitmişe hüküm biçerken dikkatli, insaflı, hatta anlayışlı olmak uygarlık borcudur. Anlayabilmek genel seçim çanları ve gelecek yıl cumhurbaşkanlığı yarışının kampanasıyla tamamlanacak olan bu siyaset döneminde cumhuriyetçiliğin sesi olanca gürlüğüyle işitiliyor olmalıydı. öyle ortamlarda tepkisizliğin, uyuşukluğun kabahatini halk kitlelerinin duyarsızlığına ve bilinçsizliğine yüklemek orta ve yukarı sınıfların ezeli Parmak Boyası Zorunludur! Seçmen listeleri ne kadar sağlıklı... Nasıl denetleyeceğiz? HHH Salı günkü yazım üzerine okurlardan pek çok destek aldım. Öyle anlaşılıyor ki, artık insanlar iyice oylarına sahip çıkıyor. Pek çok kişi listeleri incelemiş. Ama tam burada başka bir sorun ortaya çıkıyor. Listeler eskisi gibi adrese göre değil de soyadına göre düzenlendiği için, kimse kendi binasında oturmayan kişilerin oturuyor gibi gösterilip gösterilemediğini kolayca denetleyemiyor. Zaten kent yaşamında kaç kişi apartman komşularının adlarını, soyadlarını biliyor ki? Sonuç olarak seçmen listelerinin askıya çıkması, bu listelerin sağlıklı olup olmadığının denetlenmesine değil, seçmenlerin sadece kendi adlarını kontrol etmesine yarıyor. HHH Yürütme organına bağlı bir kurumun seçmen listelerini hazırlaması, seçimlerin güvenliği ve şeffaflığı konusundaki ilk sorundur. Bazı insanlar farklı listelere tekrar tekrar yazılmışsa ve gidip çeşitli sandıklarda mükerrer oy kullanacaksa bu nasıl önlenir? HHH Yüksek Seçim Kurulu’nun işi gerçekten çok zor. Türkiye gibi “komplo”, “kumpas”, “paralel devlet” gibi iddiaların bizzat iktidar tarafından dile getirildiği, yargının “Cemaatçi” ve “AKP’li” olarak ikiye bölünmüş bir görünüm arzettiği bir ülkede, şeffaf ve güvenilir bir seçimi yönetmek çok zor olacak. HHH AKP iktidarının ilk seçimlerinde parmak boyası kullanıldı. Çünkü o zaman AKP de mevcut yapıya güvenmiyordu. Ne zaman ki bürokrasiye ve yargıya hâkim oldu, işte o zaman parmak boyası kaldırıldı. HHH Yüksek Seçim Kurulu gerçekten seçimlerin şeffaflığını ve güvenilirliğini sağlamak istiyorsa: 1) Parmak boyası kuralı uygulanmalıdır. 2) Sonuçlar; sandıklardan, ilçe ve il toplamlarına ulaşılabilmeyi olanaklı kılacak bir ayrıntıda yayımlanmalıdır. Y B BİZİM İÇİN EN DEĞERLİSİ BİZE VERDİĞİNİZ DEĞER 2012, 2013 ve şimdi de 2014. Akbank üst üste 3. kez Türkiye'nin en değerli banka markası.* * Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance tarafından hazırlanan “Dünyanın En Değerli 500 Banka Markası 2014” sıralamasına göre. (Araştırma ve sıralama, The Banker dergisinin Şubat 2014 sayısında yayınlanmıştır.)