03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 ŞUBAT 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA 13 Söz Meclis’ten dışarı... Erbakan hocaları bunlardan Yolsuz uğursuz siyasetçinin en büyük güvencesi halkının daha medeni, daha mert idi: hafızasının zayıflığıdır. “Kayıp Trilyon”dan mahkum Böyle yazmışız tam dört yıl önce. oldu. Devam etmişiz: Ne tuzak dedi... “Dededen kalma öğüttür: Bir Ne de komplo diye ortalığa şeyin akına temiz pakına, bir de düştü. ‘altın’a bakacaksın!” Mahkum oldu. HHH Cezasına da razı oldu. Her şeyin altından rüşvet Bunlar ise mart kedisi gibiler. yolsuzluk hukuksuzluk çıktığı Hem yapmışlar... malum. Hem de bir velvele bir velvele... Birçok şeyin altından altın da çıkıyor: Milyonlarca dolarla dolu ayakkabı Cihan Bey’i bütün dış gezi kutularının dışında ve işin içinde programlarına dahil etti. altın da var. O da yetmedi. Altın geleneksel olarak hep vardı. Kendisini “fahri ekonomi müşaviri” Bundan 5 yıl önce de vardı ve hep olarak atadı. olacak. O altın dostluk çoktandır Değeri düşen TL’den, dövizin unutuldu. şişmiş egosundan, hisse Geriye o günlerin TV bültenleri senetlerindeki çöküşten, faizdeki Öfke sanat mı, ile gazetelerin sararmış ekonomi yükselişten ürkenler altına koşuyor.. Zamanlama manidar! zanaat mı? sayfalarındaki haberler kaldı: Tayyip Bey’in oğuldan damada, “Atagold’un yüzde 50 hissesi o huyu da benzer mi diye...) villalar leblebi çekirdek olacak eltiden görümceye, geleceği görme günlerde hâlâ taze damat sayılan Erbakan Hoca, Allah rahmet elbet!) becerileri çok yüksek. Necmettin Bilal’e ve muhterem eylesin, mal mülke meraklıydı... HHH Bilal’in nüfusta da kayıtlı göbek refikalarına devredildi.” Bu yüzden başı epey ağrıdı. Kadere inanmak İslamın adı Necmettin. HHH “Kaybedilen trilyon TL” şartlarından. Ki bu, altın kadar parlak ve değerli Dönemin ünlü Maliye Bakanı nedeniyle hapse mahkum oldu. Necmettin Bilal’ın adı, kulağına bir ayrıntıdır. Unakıtan da genç çiftlere Cumhurbaşkanı’nın affı sayesinde adı ezan diye Necmettin, Arapça “dinin yıldızı” “babalar gibi” bir amcalık hapis yerine cezası okununca kaderi demektir. Arınç, belli ki yaptı: hafifletildi. belirlenmişti. Daha anlamlısı, göz Gülen’den etkilenmiş: Gençlere küçük bir Mal varlığını açıklamak Babası, oğlunun alıcısı dostlar başınadır. Bülent Arınç: “Yolsuzluk yapanın mevzuat değişikliğini zorunda kaldığında ise “dinin yıldızı” gibi Tayyip Bey’in kayıtsız Türkiye dinleme Allah belasını versin!” armağan etti: fazla ayrıntıya girmeden parlaması için altın şartsız yıllarca biat eder rezaleti hepimizi “Değerli taşlar ve altında kestirip attı: işine girmesine mi göründüğü merhum diyor. rahatsız ediyor: KDV oranlarını yüzde “147 kilo, (evet yüz karar vermişti... liderinin adıdır. “Yo lsuzluğu (Başbakan’ın 18’den 0’a indirdi.” kırk yedi kilo) altınım Yoksa kaderi mi Bir insan kendi babası koru yan i ın, kimsey HHH var!” dedi. o yöne sürükledi dururken oğluna niçin kollayanın...” da dinlememesi Uzun süredir, kefen Kömürlükte kışlık 147 bilemiyoruz. liderinin adını koyar? dem edikçe boşuna daha çok rahatsız bezinden, ilaçtan morgda kilo odunum var, der Bildiğimiz, 2008 Elbette siyasette “Am in!” beklemesin. ediyor!) bekleyen ölüden bile gibi bunu çok doğal yılı biterken... yükselmek için. alınan KDV, altından ifade etti. Atasay HHH alınmıyor... Milli Görüş gömleğini ve Atagold Necmettin Bilal, tam Ama yine de altının altında Bilal’in devraldığı hocasının ölçüsü 147 kilo Kuyumculuk’un sahibi Cihan da Necmettin Hoca’nın yıldızının hisselerinden başka şey, tam olarak altın olunca... Kamer ile Tayyip Bey’in dostluğu parladığı altın günlerde doğdu. nelerin olduğunu bilemiyoruz. (Tayyip Bey için ikiz, üçüz, beşiz ilerlettiği ortaya çıktı. (Ailesi merak içindeydi. Adı gibi GÖRÜŞ YÜKSEL PAZARKAYA Altın Bir Geçmişten Notlar Kaygan Mantık Başbakan Erdoğan’ın Berlin gezisi iki kimlikli gerçekleşti. Erdoğan, Alman muhataplarıyla, özellikle Başbakan Angela Merkel ile Türkiye Başbakanı kimliğiyle görüştü. Türkiye’nin AB’ye girme çabalarına Berlin’in verdiği “destek” için teşekkür etti. Bu “desteğin” devamını diledi. Bayan Merkel, “Benim görüşümde bir değişiklik yok. Ben Türkiye’nin tam üyeliğine kuşkuyla bakıyorum” deyince, sayın Başbakan sustu. Demek ki, Ankara Brüksel ilişkileri daha bin yıl böyle sürebilir... İki tarafın da pazar olarak birbirlerine gereksinimleri sürecektir. Başbakan, AB’nin bize gereksinimi var derken bunu vurgulamak istemiş olmalı. Almanya’daki AKP taraftarlarıyla Berlin’deki toplantıya ise Sayın Erdoğan, AKP Genel Başkanı kimliğiyle çıktı. Özellikle ağustostaki Cumhurbaşkanlığı seçimi için alışılmış propaganda konuşmalarından birini yaptı. Almanya’da yaşayan Türk yurttaşları, olasılıkla ağustosta ilk kez büyükelçilik ve konsolosluklarda kurulacak sandıklarda doğrudan oy kullanabilecekler. Son gelişmeler ışığında Erdoğan’ın, Almanya’dan gelecek oylara büyük gereksinimi olacağı görülüyor. Bu konuşma beni en çok mantık açısından ilgilendirdi. Propagandanın mantığı olur mu, diyeceksiniz, haklısınız. Siyasette savların ve vaatlerin mantığı olmaz. İktidar yolu, hesabı sorulmayan ve verilmeyen vaatlerle, savlarla döşenmiş irrasyonal bir yoldur. Erdoğan bunun kanıtını yurtiçinde ve yurtdışında yaptığı her konuşmada bol bol veriyor. Berlin’de, Almanya’nın her yanından taşınmış birkaç bin yandaşın gözünün içine baka baka, kendilerinde en ufak bir yolsuzluk olmadığını söylüyor. Mantık şu: Dışsatımı rekor seviyeye getiren bir hükümet yolsuzluk yapmış olabilir mi? Son yılın ilk üç çeyreğinde yüzde dört büyüme sağlayan bir iktidarda nasıl yolsuzluk olurmuş? Cumhuriyetin yetmiş yılda yaptığı yolların en az on katını on yılda yapan bir iktidarda yolsuzluk olur mu? Milli hasılayı on yılda bilmem kaça katlayan bir hükümet yolsuzluk mu yapar, vb. Mantık şu: İleri sürdükleri gibi yolsuzluk yapmış olsak, bu kadar çok işi başarabilir miydik? Olağan bir kişi söylese, psikolojik muayene gerekir. Ama bir siyasetçi, hele hele bir siyasi iktidarın başı, iktidarını daha güçlü bir biçimde sürdürmek ve kişisel olarak daha üst makama gelmek için böyle konuşursa olağandır. Başka türlüsü zaten düşünülmez. Başkentinde konuşmanın yapıldığı Almanya, sürekli dünyanın dışsatım birincisi. Ama orada bile gün geçmiyor ki, yolsuzluk tartışması ve eleştirisi yapılmasın. Elbette Almanya’daki yolsuzluk boyutları bizde kimsenin gözüne batmayacak denli ufak ve silik. Örneğin, bir siyasi hiç ara vermeden bir özel sektör işletmesinde görev alabilir mi? Bu tür konular, sorgulamanın ve eleştiriler her gün gündemde. Özetleyecek olursak, Alman televizyonunda baştan sona naklen ve Almanca çevirisiyle verilen konuşma, Alman medyasında gezinin seçim propagandası niyetiyle yapılmış olduğu yorumlarına yol açtı. Ama kalıcılığı hem kendileri, hem Ankara tarafından dile getirilen yaklaşık üç milyon Türkiye kökenlinin Almanya’daki uyum ve başarı sorunları konusunda bir tek sözcük sarf etmeyen Başbakan Erdoğan, Almanya’yı ve oradaki yurttaşları fiilen seçim alanına çekti. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ‘Gençliğe Sesleniş’teki Koşullar mı Oluştu? Değerli Hocamız “Prof. Dr. Erol Manisalı”nın, “Cumhuriyet”teki yazılarından öğrendiklerimizin daha da çoğalması için pazartesi günlerini iple çekenlerdenim. Önceki hafta, “Günümüze Işık Tutan Haykırışlar” başlığı altında “Giordano Bruno”dan, “Hz. Muhammed”e dek uzanan ve ülkemizde yaşamakta olduklarımızı daha iyi kavramamıza destek olacak kimi “özdeyiş”ler yayımlamıştı. Bunların içinde “yedi”sinin ayrı bir özelliği vardı; bunlar “Prof. Manisalı”nın gördüğü filmlerde yer alıp, kendisinin de not ettikleriydi; örneğin: “Er ya da geç insanlar taraf tutmak zorundadır; birileri ‘insanlıktan’ yana olmalı” (The Quite American filminden); “İnsan, kaderi kesinleşinceye kadar elinden geleni yapmalıdır” (Son Samurai filminden). “Prof. Manisalı”nın yazısından üç gün sonra da “Yurt” gazetesinde “Hüsnü Mahalli”; “Hitler”in hem “akıl hocası” hem de Propaganda Bakanı “Goebbels”in döktürdüğü kimi “inci”lere (!) köşesinde yer verdi. Bu incilerin birinde “Goebbels” şunu “Bana ‘vicdansız’ bir ‘medya’ verin, size ‘bilinçsiz’ bir ‘halk’ sunayım!” diyor. “Goebbels”, başını kaldırıp da ülkemizdeki “vicdansız medya güruhu”nu görse “şaşar” mıydı dersiniz? Ama, “Yargı devlet hayatının ‘efendisi’ değil, politikasının ‘hizmetkârı’ olmalıdır!” özdeyişinin ülkemizde uygulanışının sınırsızlığını görse “donup” kalabilirdi; hele bir de, “Hitler”le birlikte kendisinin ardından oluşturulan “erkler ayrılığı” rejiminin “Türkiye”de “60 yıldır” geçerli olduğunu da duymuşsa... Ayrıca; artık “yasama, yürütme ve yargı” nın, bu “üç erk”in tek başına “Başbakan R.T. Erdoğan”da toplandığı görülüyor. Daha dün, “yürütme”nin yalnızca “Erdoğan”dan oluştuğu, “tutukluluk süreci” konusuyla yine ortaya kondu; “Adalet Bakanı Bozdağ”, bu “süreç”i “on yıl”dan “yedi buçuk yıl”a indirecek “çalışmalar”ı “Bakanlığımız” sürdürüyor dedi; ertesi gün “Başbakan” gerek “Bakanı” gerekse “Bakanlığı”, “hiç”e sayarcasına bu “süreç”in “beş yıl”a indirileceğini açıklayıverdi, rahatça... Yıllar önce de “Ergenekon Davası” nın başlarında “Ben bu davanın savcısıyım!” diye haykırması, “yargı”yı dolaysiyle “erkler ayrılığı” dizgesini (sistem) ne denli maskaralaştırdığının tarihsel bir “belgesi”dir. Üçüncü “erk”in, “yasama”nın organı olan “TBMM”de çoğunluk, “iktidar” partisi milletvekillerindedir; bunun anlamı, “Meclis” azınlıktaki muhalefet partilerinin “milletvekilleri” ile çoğunluğu oluşturan “R.T. Erdoğan”dan oluşur, demektir. Ama öte yanda “erkler ayrılığı” dizgesi; bu “üç organ”ı, “parlamento” (meclis), “hükümet” ve “yargı”yı “denetleyecek” olan “Anayasa Mahkemesi” ve “Danıştay” gibi kurumlara da yer vermiştir; bilindiği gibi bunlar bu dizgenin “olmazsa olmaz”ıdırlar. Kuşkusuz öyledirler de, bu dizge, her üç “erk”in de “R.T. Erdoğan’da Birleşme” rejimine dönüştüğünde, bu “denetim” organları da ister istemez ergeç bu yapılanmaya “uygun” düşecek bir “biçim”e dönüşeceklerdi; daha doğrusu dönüştürüleceklerdi; bunun kaçınılmazlığının “ilk” adımını “Anayasa Mahkemesi”nde görülen “AKP’yi Kapatma Davası”nda yadsınamaz delillere karşın “parasal” ceza ile sonuçlandırılmasında gördük sanırım. Siyasetçiler ülke yöneti minde tek “kişi”de toplanan “denetimsiz güç”ün, tıpkı bir “nokta”da biriken, kabına “sığmaz” bir “güç” gibi taşarak “baskı, zorbalık, acımasızlık ve korku”nun “üretici”si; her zaman da “adalet” in, “özgürlük”ün dahası“insanlık” ın “düşman” ıdır; diye kabul ederler. “Tarih”den örnekler verdikleri gibi, “20. yy”ın “diktatör”lerini de bir bir sayıp dökerler. Ne var ki, örnek verilen özellikle son yüzyıllara ait bu tür “güç” sahiplerinin bizde olduğu gibi “rüşvet ve soygunluk”la, bu “boyut”ta bu “çap”ta ve “aile boyu” bağlantılarından söz edildiği pek duyulmamıştır. Yine bizdeki gibi, “rüşvet ve soygunluk” bataklığına baştan ayağa batmış bulanmış olup da hâlâ “görev”de kalmakta direnen ve “halk”ın karşısına, hiç mi hiç utanmadan, yüzleri kızarmadan çıkanların varlığından da pek söz edilmez. Anımsanacağı gibi en taze ne ki bizimkinin, bizimkilerin yanında pek hafif kalan bir “örnek” oluşturan “Berlusconi”, ne denli dirense de başarılı olamamıştı. Yönetimin “rüşvet ve yolsuzluk” bataklığına saplanmasıyla birlikte, “Başbakan Erdoğan”ın “Allah’ın vasıflarını taşıyor!” diyerek “ilahlaştırılması”na ne demeli? Ülkemiz; “Atatürk”ün “Gençliğe Sesleniş”inde yer alan ve daha da katlanarak artan olumsuz koşulların içinde çırpınmaktadır; bu durum karşısında “Atatürk”ün seslenişinde belirttiği görevleri “gençler”le birlikte, ülke çapında yerine getirmesinin zamanı hâlâ gelmedi mi? ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK BULMACA [email protected] SEDAT YAŞAYAN T.C. ADANA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN İLAN ESAS NO: 2014/43 Davacı Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından ALİ ACAR aleyhine açılan Kamulaştırma Bedelinin Tespiti ve Tescil davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sırasında; Dava konusu Adana ili Seyhan ilçesi İsmetpaşa Mah. (Tapuda Döşeme) 10034 ada 1 parsel, 10034 ada, 2 parsel , 10034 ada, 3 parsel, 10034 ada, 6 parsel No’lu taşınmaza ilişkin kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davası açılmış olup, dava konusu taşınmazla ilgili tebligat ve ilan tarihinden itibaren 30 gün içerisinde davacı Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara ilişkin düzeltim davası açılabileceği, tebligat ve ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare adına tescil edileceği tespit edilen kamulaştırma bedelinin hak sahipleri adına Vakıfbank Seyhan Şubesi’ne yatırılacağı konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde mahkememize yazılı olarak bildirmesi gerektiği yapılan yargılama sonunda taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ve davacı idare adına tesciline karar verileceği ve duruşmanın 11/03/2014 Günü Saat 11.40’a bırakıldığı hususu 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu Değiştiren 4650 Sayılı Yasanın 10. maddesi gereğince ilan ve tebliğ olunur. 03/02/2014 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 7700) SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Kurtçukla 1 rı yediği için 2 yararlı sayılan, kırmızı 3 renkli bir bö 4 cek. 2/ Tan 5 rıtanımaz... 6 Tek kişilik bir spor yel 7 kenlisi. 3/ 8 Büyük delikli 9 kalbur... Karakter. 4/ Gü1 2 3 4 5 6 7 8 9 ney Anadolu’da 1 S Ü T L A B İ A bir dağ... Konut. 2 A Z A L E Ç E R 5/ Güneydoğu 3 B A Asya’da yetişen 4 R E Y H A N I R İ Z K O B ve lifleri dokumacılıkta kullanılan 5 A L A B A B U L A A P A Ş değerli bir bitki... 6 S İ D E A T U I Hastalık nöbeti. 6/ 7 M K E T A T U L A Küçük erkek kar 8 A deş... Bir işi yerine 9 K A L AMA T A getirme. 7/ Nâzım Hikmet’in bir tiyatro oyunu. 8/ “Çok hoş” anlamında kullanılan argo sözcük. 9/ Sıkıntı, gam... İzmir’in bir ilçesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Duvara ya da tavana püskürtülerek yapılan bir sıva türü. 2/ Kazak başkanlarına verilen ad... Bir gösterme sıfatı. 3/ Bir cins antibiyotik. 4/ Kars’ın doğusundaki ünlü eskiçağ kenti... Satrançta bir taş. 5/ Kadın seslerinin en kalını... Çaydanlık, demlik, ibrik gibi kapların içi delik uzantısı. 6/ Kalsiyum elementinin simgesi... Afrika’nın doğusunda toplu olarak yapılan yabanıl hayvan avı. 7/ Hararet... Baskın gelen, ezici. 8/ Büyük ve derin karavana... Gözleri görmeyen. 9/ Hekimlikte kullanılan, büyük yapraklı bir bitki.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle