30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 ŞUBAT 2014 PERŞEMBE 6 HABERLER Mehmet Ayvalıtaş’ın ölümüne neden olanların yargılandığı duruşma olaylı başladı, olaylı bitti Ne delil ne savunma Gezi direnişçisi 17 kişi serbest n İstanbul Haber Servisi Gezi Direnişi nedeniyle 18 Haziran’da ESP’ye yapılan operasyonda gözaltına alınarak tutuklanan 17 kişi daha tahliye edildi. Aralarında ESP yöneticilerinin de olduğu toplam 35 kişinin tutuklu bulunduğu soruşturmada iddianame henüz hazırlanmazken 17 kişi 6 Ocak’ta aylık tutukluluk incelemesinde tahliye edilmişti. Soruşturma kapsamında tutuklu bulunan diğer 17 kişi de aylık tutukluluk inceleme duruşmasında mahkemeye çıktı. Mahkeme 17 kişi, hakkında tahliye kararı verdi. u Gezi Direnişi’ne destek amaçlı Ümraniye’de gerçekleştirilen yürüyüş sırasında bir aracın çarpması sonucu ölen Mehmet Ayvalıtaş’ın davasında mahkeme heyeti sanıkların yoklaması yapılmadan, avukatların ve savcının beyanları dinlenmeden duruşmayı erteledi. CANAN COŞKUN Kartal Adliyesi önünde toplanan gruplarla polis arasında gerilim yaşandı. Ayvalıtaş’ın fotoğrafları ile adliye binası önüne gelen yakınları, polislere, “Daha kaç gencimizi öldüreceksiniz” diye tepki gösterdi. (VEDAT ARIK) İktidarın Büyük Taarruzu Başbakan Berlin’de kendisini dinleyenlere diyor ki, “Binlerce kilometrelik duble yol yaptık, eğer yolsuzluk olsaydı bu ülkede bunları yapabilir miydik?.. Öğrenciler 50 lira alıyordu yardım parası olarak, bunu şimdi 500’er liraya çıkarttıksa bu ülkede yolsuzluk olabilir mi?..” Dinleyenlerden de böğürtü şeklinde olmaaaaz sözleri yükseliyor. Gözlerinizi faltaşı gibi açmayın. Siyasi demagojinin vardığı nokta budur... Önemli olan, bu ipe sapa gelmezliğin geniş bir destekçi kitlesinin bulunmasıdır. Bu kitle, ne söylenirse söylensin, destekleyecek, onaylayacaktır, bu nedenle oradadır. O kitle var olduğu ve ortalıktan azalmadığı sürece, demagojinin daha dip çukurlarda seyredeceğini göreceğiz. Halbuki, orada, “duble yollar, ihaleler yaptığınız için aynı zamanda yolsuzluk yapılıyor... Para harcamasanız, ortada yolsuzluk da olmaz” sesi duyulsa, geri tepecek demagoji. Yolsuzluk esas olarak siyasetin finansmanında kullanılıyor... İşte Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı, internette dolaşan ses kayıtları ve savcılık iddiaları... Sabahatv alışlarısatışları büyük bir olaydır ve yolsuzluğun nasıl yapıldığının örnek ve yöntemlerinden biridir. Olay, iktidar yandaşının bu gazete tekelini satın alması için devlet bankasından kendisine kredi aç(tır)ılmasıyla başlıyor. Bu siyasi kredidir! 2007 sonunda satış gerçekleştiğine göre, demek ki 6 yıl sonra, görev veya hizmet zamanının dolduğuna karar veren patron, medyadan çıkmak istiyor... Ama gerekli alıcıyı bulamıyor.. Tabii, 1.1 milyara almıştı. Zararına satacak hali yok... İşte bu noktada iktidar devreye giriyor. Beslediği sürü sepet işadamından bazılarını (7 tane) çağırıyor; atın şurada 100150’şer milyon bakalım, bu medyayı satın alacaksınız. Tabii en güvenilir yol da yüz milyarı aşan ihalelerle beslediği işadamlarıdır. İşte tipik bir siyasetin finansmanına yönelik yolsuzluk durumu: Siyasetçinin, iktidarını devam ettirecek koşulları (medya destekçiliği) sağlamak için, işadamlarıyla girdiği besleyeyimbesle olayı. Bunun finansmanını cebinden veya parti kasasından yapsa yolsuzluğa girmeyecek. Ama kamu kaynaklarını kullandığı için yolsuzluktur. Kılıçdaroğlu, salı günü Meclis’te, bu “çanağı” yönetenin Binali Yıldırım olduğunu söyledi. “Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacı ile kurulan örgütün dördüncü grubu olarak saptanan grubun lideri”, meğer Yıldırım hakkında da fezleke düzenlenmiş! Medyayı denetime, Büyük Usta’nın büyük önem verdiğini biliyoruz. Öyle ki taaa Fas’tan, televizyonlarda hangi görüntü ve altyazıların geçeceği konusunda talimat vermecesine!.. Ülkede, özgür bir ekonomi ilişkileri yok. İş yapacaksınız, devletten en basitinden bir onay almak zorundasınız. İpler siyasetin elinde, medyanız varsa, oradan destek çıkmaya zorlanacaksınız.. Medyanız yoksa, ortaya konan çanağa para atmaya ve istemediğiniz bir işe zorlanacaksınız… HHH Ben, bu iktidardan en çok nefret eden kesimler arasında, medyası olan işadamlarının bulunduğuna inanmaya başladım. Normal olarak medyayı gazeteciler yönetir, saikleri de en iyi gazeteciliği yapmaktır. Ama düşünün ki tepenizde bir iktidar, ne yapıp yapmayacağınızı dikte ediyor… Bu çekilir bir şey değildir. Doğal işleyen bir ekonomi, hukuk, normal devlet işleyişi yok… Her şey çığırından çıkmış yıllardır. İşte Türkiye’nin en büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasında, yargı devreden çıkarılmış; siyaset açık ve seçik yargıyı yönetiyor. 4 bakan hakkında gönderilen fezleke berhava ediliyor. Meclis’in başı ile bakanlık arasında uzuuuun bir yolculuktan sonra, savcılığa iade ediliyor. Efendim adres yanlışmış, Meclis’e gönderilmesi gerekirmiş.. Meclis başı da bakanlığa gönderilmeli, oradan bize intikal etmeli diyormuş. Eh, fezlekeler şimdi en doğru ellere vardı! Bu kez iktidar savcıları, bakacaklar fezlekelerin içeriklerine, vayyyy bakanlarımız hakkında ne saçma sapan iddialarla doldurulmuş diyecekler ve yırtıp atacaklar... Şüphesi olan? Tersi olursa şaşarım! Başa gelelim: İktidar, büyük bir harekât başlattı: Yolsuzluğu ve rüşveti savuşturma harekâtı! RTE’nin Berlin’de bunları söylemesi, bu stratejinin bir parçası. İnkâr edeceksin! “Yargı soruşturuyor olayı” büyük bir palavradır, sadece görünüşte öyledir. Yargı örtbas etmeye girişmiştir. Önce bu zemini hazırladılar, sonra saldırıya geçtiler! Usta, daha önce de bizzat adı çıkmış, istifa etmiş bakanlarını seçim bölgelerine gönderdi, bu stratejinin parçası olarak. Onlar da “rüşvet ve yolsuzluk mu, hâşâaaaaa” diye propagandaya girişti. Hangi yüzle, asla anlayamam. Tabii yine bu stratejinin parçası olarak, Rizeli E. Bayraktar, ikna edilmiş bir şekilde özürler diyerek Usta’sına biatlarını dile getirdi. Tabii, neler döndü, bilmiyoruz! Kurulan tezgâhın en önemli parçası şudur: İktidar partisi ülke çapında makinesini harekete geçirdi, ev ev dolaşarak böyle bir şeyin gerçek olmadığını, Usta’nın iktidarını yıkmak için uydurulan yalan dolan olduğunu anlatıyorlar. Adamlar gerçeği yalana döndürmek için seçmen tabanında çalışıyor... Muhalefet ise üst yapıdan bağırıp çağırıyor... Yeni bir strateji gerek, sokak sokak, esnaf esnaf, mahalle mahalle, tek, iki, üç sayfalık açık seçik yazılar... RTE, yerel seçim düzleminden iktidara siyasi onay seçimine dönüştürüyor. Geçen yerel seçimlerin oy ortalaması olan yüzde 38’i aşarsa, muhalefetin sırtını yere yapıştırma hesapları kuruyor. Hey muhalefet! Nasılsın! ‘Meclis araştırsın’ n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Erzincan Milletvekili Muharrem Işık ve bir grup partili, “paralel devlet” konusunda Meclis araştırması açılması istemiyle TBMM Başkanlığı’na araştırma önergesi sundu. Başbakanın devlet içerisinde, “paralel devlet” dediği bir çeteden bahsettiğine dikkat çekilen önergede “Hükümetin ortaya attığı ‘paralel devlet’ yapılanmasının nasıl oluştuğu, hükümetin bu oluşuma verdiği desteğin ve yürüttüğü işbirliğinin devlette açtığı tahribatın ortaya çıkarılması gerekmektedir” denildi. Gezi Direnişi’nde Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi’nde TEM otoyolunu kapatan grubun arasına bir aracın hızla girip çarpması sonucu yaşamını yitiren 20 yaşındaki Mehmet Ayvalıtaş’ın davasında olaylar çıktı. Ayvalıtaş’ın ölümüne neden olan Mehmet Görkem Demirbaş ve Cengiz Aktaş’ın “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçlarından 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı dava, sanıkların yoklaması yapılmadan, avukatların ve savcının beyanları dahi dinlenmeden ertelendi. Duruşmanın 20 kişilik salonda yapılması gerginliğe neden olurken davaya destek olmak için gelen gruplara polis adliye önünde plastik gaz kapsülleri ile müdahale etti. Oğlunun ölümüne dayanamayarak 12 Aralık’ta yaşamını yitiren anne Fadime Ayvalıtaş’sız ilk duruşma dün yapıldı. İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya haklarında tutuksuz sanıklar Mehmet Görkem Demirbaş ve hakkında zorla getirilme kararı bulunan taksi şoförü Cengiz Aktaş katılmadı. Adliye içinde “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “Anaların öfkesi katilleri boğacak”, “Gezi şehitleri yaşıyor”, “Hepimiz Mehmetiz, öldürmekle bitmeyiz” sloganları atılırken salona girişte yaşanan izdiham nedeniyle çok sayıda izleyici ve basın mensubu dışarıda kaldı. Mehmet Ayvalıtaş’ın anneannesi Neslihan Karagöz kızının fotoğrafı ile duruşma salonuna girerek “Bunun hesabını kim verecek” diye bağırdı. Karagöz, gerginlik ve izdiham nedeniyle baygınlık geçirdi. Avukat Ayla Öztabak, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın göndermesi gereken evrakların bulun duğunu belirterek “Biz bunları tesadüfen UYAP üzerinden gördük. Bunlar, 4 Kasım 2013 tarihli ekspertsiz raporu, Örnek Mahallesi Karakolu’nun biyolojik ve kimyasal inceleme raporları, tanık ifadeleri, 1 DVD ve 4 sayfalık CD incelemesi. Bunlardan sadece tanık ifadeleri dosyaya girdi. Bu belgelerin akıbetiyle ilgili mahkemenin açıklama yapmasını bekliyoruz” dedi. Duruşma sürerken adliye önündeki polis müdahalesi Avukat Can Atalay tarafından beyan edildi. Atalay, dışarıdaki müdahalenin durdurulması yönünde mahkemenin bir ara karar vermesini istedi.Ara veren heyet, tanıkların dinlenmesi yönünde avukat beyanlarını dinlemeden duruşmayı bitirdi. Bu sırada mahkeme başkanına salonun arkalarından su şişesi fırlatıldı. Duruşma 21 Mayıs’a ertelendi. Adliye Metro çıkışında bir araya gelen gruplar yakalarında Mehmet ve Fadime Ayvalıtaş’ın fotoğrafının bulunduğu kokartlarla adliyeye yürüdü. Polis barikatının arkasında toplanan gruplar, Gezi eylemleri sırasında hayatını kaybeden gençlerin fotoğraflarını taşıdı. Adliye binası önünde kurulan polis barikatına “Sizin çocuklarınız çaldı, bizim çocuklarımız öldü” pankartı asıldı. Yüzlerce kişinin dışarıda bırakılmasına tepki gösteren eylemciler, polis barikatını yıkınca çevik kuvvet gruba gaz kapsülleri attı. Kadıköy’de müdahale İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) Mehmet Ayvalıtaş davasının ardından Ayvalıtaş ailesinin yaptığı çağrı üzerine dün akşam saatlerinde yüzlerce yurttaş Kadıköy Boğa’da toplandı. Grup Kadıköy rıhtıma buradan da Kadıköy çarşı üzerinden Mehmet Ayvalıtaş Meydanı’na kadar yürüdü. Yürüyüş sırasında yolsuzluk operasyonunda genel müdürü tutuklanan Halkbank’ın önünden geçilirken “Hırsız var” sloganları atıldı ve banka binasına yazılamalar yapıldı. Yürüyüşte Gezi Direnişi’nde Hatay’da yaşamını yitiren Abdullah Cömert’in ağabeyi Zafer Cömert ve Mehmet Ayvalıtaş’ın ağabeyi Muharrem Ayvalıtaş da en önde kardeşlerinin fotoğraflarını taşıdı. Yapılan açıklamanın ardından grup, AKP Kadıköy İlçe Binası’na doğru yürüyüşe geçti. Polis, gruba tazyikli su ve biber gazıyla müdahale etti. Bahariye Caddesi’nde kurdukları barikatı ateşe veren eylemciler de polise taş ve havai fişeklerle karşılık verdi. Öte yandan Anka Yüzlerce kişi dışarda kaldı ra Dayanışması üyeleri de Güvenpark’ta yaptıkları basın açıklamasıyla Ayvalıtaş davasındaki adaletsizlikleri protesto etti. Ankara’daki eylemlerde yaşamını yitiren Ethem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük, “Bu mahkemelerden adalet çıkmayacak” dedi. Emniyet, Ethem Sarısülük’ü vuran polise sadece kıdem durdurma cezası verdi Kırmızı fular davası n ANTALYA (Cumhuriyet) Gezi Direnişi’nde taktığı kırmızı fular “sosyalizmin simgesi” kabul edilerek “silahlı terör örgütüne üye olmak” gerekçesiyle tutuklanan Ayşe Deniz Karacagil, Cihan Yılmaz ve Murat Sezgin ile tutuksuz sanıklar Ali Karakuş ve Leyla Nuyan bugün Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ikinci kez hâkim karşısına çıkacak. Şahbaz’a göstermelik ceza ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Emniyet Genel Müdürlüğü, Gezi eyleminde Ethem Sarısülük’ü vurarak öldürmek suçlamasıyla yargılanan polis Ahmet Şahbaz hakkında başlattığı idari soruşturmayı tamamladı. Şahbaz’ı meslekten ihraç etmeyen Emniyet, sadece 24 ay kıdem durdurma cezası vermekle yetindi. Emniyet Genel Müdürlüğü, Kızılay’da 1 Haziran 2013’te Ethem Sarısülük’ü öldürmesi nedeniyle “Meşru savunmada sınırın aşılması suretiyle öldürme” suçundan yargılanan polis memuru Şahbaz’la ilgili tepki çekecek bir karara imza attı. Olaya ilişkin başlatılan idari soruşturmada polis başmüfettişi, 24 ay kıdem durdurma cezası talep etti. Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kuru GALATASARAY MEYDANI’NDA GEZİ PROTESTOSU İstanbul Haber Servisi İstanbul Yeni Demokrat Gençlik (YDG) üyeleri, Gezi Parkı eylemlerine katıldıkları için tutuklanan ve yaşamlarını yitirenler için protesto eylemi yaptı. Galatasaray Meydanı’nda dün öğlen saatlerinde bir araya gelen YDG üyeleri, “Erzincan Gezi tutsaklarına özgürlük” pankartı açıp, “Zindanlar yıkılsın, tutsaklara özgürlük”, “Gezi şehitleri ölümsüzdür”, “Diren Berkin, gençlik seninle”, “Diren Dağlar, gençlik seninle” ve “Polis defol, üniversiteler bizimdir” sloganları attılar. YDG adına açıklama yapan Ebru Kılıç, “Toplumun ezilen bütün kesimlerini susturmak, sindirmek için baskıcı, katliamcı devlet geleneği Gezi isyanında kendisini göstermiştir” dedi. Yerel seçimden iktidara onaya ‘Savcı, Hozat’ı gizliyor’ n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Meclis İnsan Hakları Komsiyonu bünyesindeki Hozat Alt Komisyonu, fişleme skandalıyla ilgili olarak hazırladığı taslak raporu, komisyona konuyla ilgili bilgi vermeyen Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı hakkında suç duyurusunda bulunma kararı alarak kabul etti. Komisyonun Başkanı AKP’li Mehmet Metiner, “Bu vesileyle savcılığın bağlantıları da ortaya çıkacak” diyerek savcılığın cemaatle bağlantısı olduğunu ima etti. lu da bu cezayı onadı. Ahmet Şahbaz, duruşmadaki ifadesinde, “Hedef alarak ateş etmedim. Havaya ateş etmeseydim göstericiler beni linç edecekti. Olay sırasında kanunun bana tanıdığı silah kullanma yetkisinin doğduğu kanaatindeyim” şeklinde savunma yaptı. Öte yandan genel müdürlük, Gezi eylemleri sırasında İzmir’de AKP Çiğli İlçe Teşkilatı’na molotofkokteyli atılması olayında ilçe emniyet müdürü hakkında soruşturma izni verdi. Bugün gazetesinin haberine göre polis müdürünün “görevi ihmal” suçunu işlediği öne sürüldü. BARANSU’NUN BAVULU TEHDİTMİŞ TMMOB BAŞKANI MEHMET SOĞANCI: Taraf’a ‘darbe’ soruşturması Haber Merkezi Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 10. maddesiyle yetkili savcılık, “MİT fişlemeleri” ile “MGK planı” başlıklı haberlerle ilgili olarak Taraf ve sorumluları hakkında darbe suçlamasıyla soruşturma başlattı. Soruşturmaya neden olan suç duyurusu, Sakarya Adalet Platformu adlı bir grup tarafından İmdat Geyve adına yapıldı. Suç duyurusunda 28 Kasım 5 Aralık 2013 arasında yayımlanan “Gülen’i bitirme kararı 2004’te MGK’de alındı”, “Hükümete ters düşen cemaatler fişleniyor”, “Ne sızdırması! Fişlemeleri Başbakanlığa bildirdiler” başlıklı Mehmet Baransu ve Emre Uslu imzalı haberler gerekçe gösterilerek Taraf ve yazarlarının Emniyet ve yargı içindeki illegal bir oluşumla bağlantılı olduğu iddia edildi. Yıldıray Oğur, Ali Karahasanoğlu, Alper Görmüş ve Cem Küçük’ün yazılarına dayanılarak yapılan suç duyurusunda, Taraf’ta yayımlanan haberlerin Türkiye’de “kaos” çıkarmak amaçlı olduğu iddia edildi. Suç duyurusunda yer alan iddialara göre 7 Şubat MİT krizinden de Taraf ve yazarları sorumlu. Dilekçede, Mehmet Baransu’nun “Daha evdeki bavulu açmadım. Bu klasörde olan belgeydi” tweet’inden de “tehdit” olarak bahsedildi. Bizi değil katilleri yargılayın MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Başkanı Mehmet Soğancı, Taksim Dayanışması içerisinde yer alan bağlı odaların üye ve yöneticileri hakkında iddianame hazırlanmasına “Gözdağı mıdır şimdi bu? Herkesler çok korktuk mu diyecekler yani” sözleriyle tepki gösterdi. Soğancı, sekreterliğini TMMOB’nin yaptığı Taksim Dayanışması Platformu üyeleri hakkında iddianame hazırlanmasını değerlendirdi. Gezi sürecinin “insanların hak taleplerini ifade ettikleri bir olay” olduğunu belirten Soğancı, “Arkadaşlarımı zın yargıdan beraat edeceklerini zaten biliyoruz. Ortada herhangi bir suç yok. Polise mukavemet yok. Bu davanın iler tutar yanı yok” diye konuştu. Asıl davaların takip edilmediğine, Gezi sürecinde öldürülen çocukların davalarının başka kentlere “kaçırıldığına” işaret eden Soğancı, “Asıl katillerin olduğu ortamda yargı yok. Kendilerini demokratik olarak ifade etmek isteyenlere karşı ise baskı ve gözdağı veriliyor. Ancak bunun karşılığı yok. Neye gözdağı verecekler?” değerlendirmesini yaptı. Soğancı, yeni Taksim projesini de “Betonun üzerine ağaç dikmişler” diyerek eleştirdi. Polise ‘yeni dalga’ Haber Merkezi Emniyet’te görevden almalar sürüyor. Konya’da arasında Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi müdür ve müdür yardımcısının da bulunduğu 6 müdürün yeri değiştirildi. Kocaeli ve Erzurum’da da bazı personelin görev yerlerinde değişikliğe gidilirken Edirne’de ise mahkeme 1 ay önce Kapıkule Hudut Şube Müdürlüğü’ne atanan Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Müdürü Semih Erdur’un görev değişikliğiyle ilgili yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle