23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 ŞUBAT 2014 PERŞEMBE 4 HABERLER Fezlekede suç işleme şeklinin rüşvet ve ihaleye fesat karıştırma olduğu öne sürülüyor Tutukluluk AKP’nin birbirini izleyen “demokratikleşme paketleri” bende gecekondu mahallesi çağırışımı yapıyor. Gerçekten altyapısı olmayan, kurala, ilkeye bağlanmamış, el yordamıyla hazırlanan bu paketler, kendilerinden bekleneni sağlamaktan uzaktırlar. Bu defa da öyle olacağa benziyor. Anayasa Mahkemesi’nin 10 yıllık tutukluluk süresini çok bulması üzerine Adalet Bakanlığı’nın bu sürenin 7.5 yıla ineceğini belirtmesinin üzerinden bir gün geçince de Başbakan sürenin 5 yılla sınırlanacağını açıklamıştı. Önce Anayasa Mahkemesi’nden başlayalım: AYM 10 yıllık tutukluluk süresini makul bulmayarak iptal ederken, yeni düzenleme için bir yıllık süre tanımıştır. Anayasa Mahkemesi kendisini yasamanın yerine koyamayacağına göre, aykırılığı tespit ile yetinip yeni düzenleme için süre tanınması normaldir gibi görünse de, verilen süre mağduriyetlerin bir an önce giderilmesini geciktirmesi açısından uzundur. Ama Türkiye’de hukuk uygulaması hiçbir zaman özgürlüklerden yana ağırlık koymadığı için, bu gibi davranışları kimse yadırgamamaktadır. HHH “ÖYM’ler ile TMY de kaldırılacağına göre, zaten tutukluluk süresi kendiliğinden beş yıl olacaktı, yani kararda yeni bir şey yok. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. maddesinde öngörülen makul süre olarak günümüz koşullarında, 5 yılın da fazla olduğunu belirtmek gerek” diyerek tartışmayı kesmek de mümkün. Ama sanıyorum ki konunun gündeme gelmesini fırsat bilerek tutukluluğun yalnız süre itibarıyla değil, kavram olarak tepeden tırnağa ele alınması daha doğru olur. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda ele alınan tutukluluk “istisnai nitelikte bir tedbirdir”. Yani esas olan tutuksuzluktur, tutukluluk istisnadır. Oysa uygulamamızda, belirli suçlarda, esas tutukluluktur, istisna ise tutuksuzluk. Türk ceza uygulamasının ezeli yanlışı her alanda zihniyetin, özgürlüklerden değil, yasaktan, kısıtlamadan yana ağırlık koymasından kaynaklanmaktadır. Bu bozukluk ne bugünün çökmüş yargısına özgüdür yalnızca ne de siyasi suçlarla sınırlıdır. Hâkimler çoğunlukla tutuklamayı otomatiğe bağlamış bulunmaktadırlar. Türkiye’de uygulamada egemen zihniyet şudur: Önce bir tutuklayıp yaptırımı güvenceye alalım, sonrasını sonra düşünürüz. Hani turizm acentelerinin “önce gez sonra öde!” diyen sloganları var ya işte tam öyle. Yargıçlar yıllarca yanlış tutumlarında direndiklerinden yapılacak şey yasalarda tutukluluğun sınırlarını daraltıp serbestliğin esas olduğunu belirterek hâkimin takdirine az hareket alanı bırakacak şekilde düzenlemeye gitmektir. HHH Burada uygulamada doğabilecek sakıncalara daha başlangıçtan dikkat etmek gerekir. Özel yetkili mahkemelerle Terörle Mücadele Yasası’nın kaldırılmasına karar verildiğine göre, bunların ya sakıncaları görülmüş ya da zamanlarını doldurduklarına hükmedilmiştir. Her iki halde de tutukluluk süresiyle ilgili düzenlemenin, bu yasa gereğince, bu mahkemeler tarafından verilmiş tutuklama kararını kapsaması gerekmektedir. Yapılacak düzenlemeyle yeni sakıncalar doğmasının engellenmesi için titiz davranılması gerekmektedir. Bu açıdan “hüküm özlü” ya da “hükmen” denen ve yasadan değil, Yargıtay kararından kaynaklanan ayırımın ortadan kaldırılmasını sağlayacak düzenlemelerin yürürlüğe sokulması gerekmektedir. Dikkat edilirse, teker teker kişilerin üzerinde durmuyoruz. Çünkü kurumsal ve kavramsal mülahazalardan hareketle düzenleme yapılmalıdır, kişisel mülahazalardan değil. Tabii belki de bütün bunları ileri sürerken, bugünkü yargıdan beklememizin abes olduğunu teslim ettiğimiz özgürlükçü demokratik çağdaş yorumu, bugünkü yürütme ve yasamadan beklememizin de aynı derecede abes olduğunu görmeme yanlışına düşüyoruz. Ama ne yapalım, bizim görevimiz uyarmak. Biz insanlığımızı yapalım da! ‘Bilal örgüt yöneticisi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun önceki gün grup toplantısında kamuoyuna açıkladığı “Sabahatv yolsuzluğu fezlekesi4. grup ve faaliyetleri” başlıklı fezlekede, eski Ulaştırma Bakanı ve AKP’nin İzmir Büyükşehir belediye başkan adayı Binali Yıldırım, “Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacı ile kurulan örgütün dördüncü grubu olarak saptanan grubun lideri”, Yasin el Kadı birinci grup lideri, Latif Topbaş ikinci grup lideri, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan da “örgüt yöneticisi” olarak geçiyor. Fezlekede “haksız ekonomik çıkar sağlamak amacı ile kurulan örgütün ikinci grup yöneticisi” olarak adı geçen Latif Topbaş, Urla’da Başbakan Erdoğan için yaptırılacak villaların üzerinde yapılacağı arazinin 1. derece sitten çıkarılıp 3. derece sit alanı ilan edilmesi girişiminde bulunmakla suçlanıyor. Fezlekede Topbaş ve Sümeyye Erdoğan’ın konuşma kayıtları dayanak olarak gösteriliyor. Fezlekenin “2. grup ve faaliyetleri” başlıklı bölümünde ise Başbakan Erdoğan’a villa yapımı için İzmirUrla Zeytineli köyü’nde yapılması planlanan villa ile ilgili rüşvet ve imar kirliliğisit alanında yasak yapılaşma iddiaları yer alıyor. Villa arazisi için Latif Topbaş’ın nüfuz kullanarak imar değişikliği yapma girişime yer verilen bu bölümde Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın, Latif Topbaş’la yaptığı konuşma kayıtları da yer alıyor. Fezlekede bu konuda yer alan önemli suçlamalar şöyle: M. Latif Topbaş’ın (örgüt yöneticisi) liderliğini yaptığı 2. grubun ihaleye fesat karıştırmak, rüşvet ve imar kirliliğine yol açmaksit alanında yasak yapılaşma faaliyetlerine karıştığı tespit edilmiş olup M. Latif Topbaş’ın, R. Tayyip Erdoğan’a olan yakınlığı örgüt faaliyetlerinde ihtiyaç duyulan kamu nüfuzunu sağlama adına oldukça önem tutmaktadır. Grubun liderliğini yapan M. Latif Topbaş, yukarıda yer verilen faaliyetlerinin yanı sıra Yasin el Kadı’nın yurda yasak yollardan girişi, şahsa kayıt dışı para gönderilmesi gibi faaliyetlerde de yer aldığı tespit edilmiştir. Ancak bu kısma I. Grubun liderliğini yapan Yasin el Kadı ile ilgili bölümde yer verilmiştir. l El Kadı suçlaması ‘Paranın miktarı şaşırttı’ CHP tarafından açıklanan fezleke ekinde, eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın ihalelerdeki rolü ve işadamları ile ilişkileri konusunda teknik takip sonucu elde edilen dinleme kayıtları delil olarak gösterilerek şu iddialara yer veriliyor: Günay, Urla villaları ve Kemalpaşa’daki arazilerle ilgili açıklama yaptı. ‘Yıkacak babayiğit EMRE DÖKER İZMİR Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın zaman zaman tatilini geçirdiği ve kendisine armağan edildiği iddia edilen Urla Zeytineli’ndeki villaların Sit alanına yapıldığı gerekçesiyle koruma kurulunun yıkım kararı olduğunu anımsatan İzmir İl Genel Meclisi Başkanı Serdar Değirmenci, “Bu yıkım kararlarını uygulayacak bir babayiğit yok mu” diye sordu. Sorumluların, koruma kurulunun yıkım kararına karşın bu alanın 1. derece Sit’ten 3. derece Sit’e çevrilip çevrilmediğini açıklaması gerektiğini de vurgulayan Değirmenci, Urla Zeytineli’nde Mustafa Latif Topbaş tarafından yapılmış 16 kaçak villa olduğunu ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın zaman zaman tatillerini burada geçirdiğini anımsattı. Değirmenci, şunları söyledi: “Başbakan’ın kızı Sümeyye’nin villalardaki tadilat için Latif Topbaş’la konuşmaları, Topbaş’ın Başbakan’dan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan yardım istediği ve ceza kesildiği için zamanın İzmir Valisi Mustafa Cahit Kıraç’ı şikâyet ettiği, konuşma kayıtlarında görülüyor. Bunlar doğru mudur?” yok mu?’ ‘Birilerinin ayağına basmışız’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ailesiyle birlikte tatil yaptığı, İzmir’in Urla ilçesine bağlı Zeytineli beldesindeki villalarla ve Kemalpaşa’daki araziyle ilgili yaptığı açıklamada, Başbakan’ı ima ederek “Urla’da birilerinin ayağına basmışız” dedi. Market zinciri BİM’in Kemalpaşa’da depo yapmak istediği arsada bulunan tarihi mozaiklerin taşınmasına karar verildiği ortaya çıkmıştı. Başbakan Erdoğan’ın tatil yaptığı, Zeytineli beldesindeki villalarla ilgili ortaya çıkan ses kayıtlarında da beldedeki villaların “kaçak” yapıldığı ve arazinin 1. derece sit alanından “usulsüz” bir biçimde 3. derece sit alanına dönüştürüldüğü iddia edilmişti. Meclis’te basın toplantısı düzenleyen Günay, Kemalpaşa’daki araziyle ilgili “Tüm bu süreç daha yukarıdan iradenin kendisini koruma gayretini gösteriyor. Buna katlanmak değil, isyan etmek gerekir” diye konuştu. Günay, Urla’daki villalarla ilgili de “Başbakan ile ihtilafımızın İstanbul üzerinde olduğunu sanıyordum. Şimdi anlıyorum ki Urla’da birilerinin ayağına basmışız, Kemalpaşa’da da basmak üzereymişiz” dedi. Günay, Başbakan’ın “tuzluk” benzetmesiyle ilgili de “Hani Anadolu’da bir söz var; ‘Et kokarsa tuz var, tuz kokarsa ne var?’ ” dedi. l Örgüt yöneticisi Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacı ile kurulan örgütün dördüncü grubu olarak tespit edilen grubun liderliğini Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın yaptığı, şahsın başında bulunduğu bakanlık bünyesindeki kurumların, yapım ihalelerini bazı işadamlarına verdiği; grubun liderliğini yapan Binali Yıldırım’ın talimatları ile hareket ettiği ve işadamlarından para topladığı, karşılığında işadamlarına kamu ihaleleri verdirttiği ve bir kısmını da halen vaat ettiği, işadamlarından toplanan bu paralarla ilgili Berat Albayrak ve N. Bilal Erdoğan’ın da takip ettiği ve bilgi aldığı, paraların doğrudan Çalık Holding binasına götürüldüğü tespit edilmiştir. Örgütün temel suç işleme şeklinin rüşvet ve ihaleye fesat karıştırmak olduğu görülmüştür. Yapılan çalışmalarda suç işlemek amacı ile kurulan örgütün yöneticilerinden N. Bilal Erdoğan ve Binali Yıldırım’ın işadamlarıyla sürekli irtibat halinde olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca işadamlarının istenen para miktarları ile ilgili şaşkınlıklarını gizleyemedikleri de dikkat çekici bir husus olarak tape’lere yansımıştır. Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ l Halaçoğlu, Erdoğan’ın televizyon yöneticisinden Bahçeli’nin konuşmalarının altyazı olarak geçmesinin kaldırılmasını istediğini belirtti. ‘Sansür talimatı’ TBMM’yi gerdi rin internette yayımANKARA (Cumlandıkça daha şimdihuriyet Büroden bazı sosyal medsu) TBMM Genel ya hesaplarının engelKurulu’nda internet lenmeye başlandığına sansürü düzenlemesinin görüşmelerinTorba Yasa Teklifi gö dikkat çekti. Akar, söz de Başbakan Tayyip rüşmelerinde internet eri konusu düzenlemeyErdoğan’ın MHP ha şimi ile ilgili 85, 86, 87, 88, le Türkiye’nin, İran, berine yönelik san 89, 90, 91, 82, 93, 94, 95 Çin ve Malezya’dan sür talimatı verdiği ve 96. Maddeler görüşüsonra interneti yasaklerek kabul edildi. İntertelefon kayıtları ge net erişimi ile ilgili mad layan ülke konumurilime neden oldu. delerde özel hayatın giz na geleceğini belirtti. MHP Grup Başkanve liliğinin ihlali durumların Akar, “Dert Bilal oğkili Yusuf Halaçoğ da internete erişimin Te lanı kurtarmak, dert lu, “Direktif veriyor, lekomünikasyon İletişim Bilal oğlanın babasısansür uygulatıyor. Başkanlığı tarafından ön nı kurtarmak” dedi. Başbakan’ın yaptığı lenmesi de öngörülüyor. CHP’li Umut Oran, yakışıyor mu? İnsan Türkiye’de çoğu gençonuruyla yaşar. Burada sahtekârlığı lerden oluşan 36 milyon aktif interanlamıyorsunuz” dedi. MHP Genel net kullanıcısı olduğunu belirterek Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin de “Gençler bu yasayı çıkardınız diErdoğan’ın medya ve sermayeyi de ye sizi spamlayacak” dedi. kendi çıkarları için esir ettiğini beKayıtları dinletti lirterek “Ulan her taşın altından sen çıkıyorsun” dedi. MHP’li Halaçoğlu’nun, elindeki bilGenel kurulda, iki haftadır ele alı gisayarla kürsüye çıkarak Erdoğan’ın nan torba yasa önerisindeki internet Habertürk TV yöneticisine MHP Gesansürünü düzenleyen maddeler gö nel Başkanı Devlet Bahçeli’yle ilgili rüşüldü. İnternete sansürün hızını ve bir haberin çıkarılmasını istediği teniteliğini artıran düzenlemeye MHP’li lefon görüşmesini dinletmeye başvekiller, sıraların önüne “Her şey laması gerginliğe neden oldu. AKP yasak her şey” yazılı pankartla ya sıralarından “Yakışıyor mu sana?” sak işaretinin içinde yer alan sosyal diye laf atılması üzerine Halaçoğlu, medya sitelerinin logolarının bulun “Hırsızlık yapmak yakışıyor mu?” duğu bir afiş asarak tepki gösterdi. diye tepki gösterdi. Halaçoğlu, özür CHP, MHP ve BDP’nin, sansür dü dilenene ve yöneticileri değiştirilene zenlemesine karşı verdikleri bütün kadar MHP’nin Habertürk’te hiçbir önergelere birlikte destek vermele programa da konuk olarak çıkmayari dikkat çekti. BDP’li Hasip Kap cağını ifade etti. lan, 76 milyon insanın bilgiye erişiSataşma gerekçesiyle söz alan AKP mini etkileyecek bir düzenleme ol Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, “Paralel yapı virüs gibi sızmış. Haduğunu ifade etti. CHP’li Haydar Akar, yolsuzluk laçoğlu gibileri maşa gibi kullanıve rüşvet iddialarıyla ilgili tapele yor” diye konuştu. Tepkiler engelleyemedi Basın bürosundan Yıldırım’ın Bornova’daki çalışmaları servis edildi. Yıldırım’a kutulu mesaj HAKAN DİRİK İZMİR Seçim gezilerinde İzmirlilerden sık sık tepki gören AKP İzmir Büyükşehir belediye başkan adayı Binali Yıldırım’ın çalışmaları basına bildirilmiyor. Yıldırım’ın yalnızca AKP’lilerle buluştuğu etkinlikler gazetecilere bildiriliyor. Daha önce Menderes pazarında bir kadının “çok götürdünüz” tepkisiyle karşılaşan Yıldırım, önceki gün de Harmandalı’nda gittiği bir kahvehanede “ayakkabı kutusu” sohbetine maruz kaldı. Yıldırım, bir masada okey oynayanlarla sohbet ederken, diğer masada bir yurttaş, arkadaşına “Ne yaptın? Yanında getirdin mi paraları ayakkabı kutusuyla?” dedi. Arkadaşı da “Hayır, ayakkabı kutusuyla getirmedim. Bankaya yatırdım paraları. Ayakkabı kutuları evde boş duruyor” yanıtını verdi. Yurttaşlar, sohbetlerini Yıldırım’a da duyurmaya çalışırken, AKP adayı oralı olmadı ve hiçbir şey olmamış gibi kahvehaneden ayrıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle