30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 ŞUBAT 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 13 Torba Yasa Neler Getiriyor? Belki atasözündeki gibi “laf torbaya girmez”, ama Meclis’te bekleyen yeni ‘Torba Yasa Tasarısı’na, özellikle vergisel anlamda yine birçok şeyi doldurmayı başardılar. Anımsanırsa, kanun tasarısı geçen yıl, 26 Haziran 2013’te Meclis’e sevk edilmişti. Torba Yasa Tasarısı olduğu için birçok komisyonda görüşülmesi gerekiyordu. İşin esasına bakan Plan ve Bütçe Komisyonu 17 Ocak 2014 tarihinde raporunu verdi. Önce tasarının tam adıyla başlayalım: “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı.” Evet, tasarıda önemli vergi düzenlemeleri var. Özellikle sosyal devlet ilkesinin gözetilmesinin vergisel yansımaları dikkat çekici. “Bunlar ne” derseniz, maddelerle sıralayalım. İşte fotoğrafın bütünü * İlk değişiklik Gider Vergileri Kanunu’nda göze çarpıyor. Ön ödemeli hat kullanan abonelere mobil internet kullanımları sırasında uygulanan yüzde 25 oranındaki özel iletişim vergisinin (ÖİV), yüzde 5 oranındaki ÖİV’ye paralel hale getirilmesi için Bakanlar Kurulu’na yetki veriliyor. Böylece ön ödemeli hat kullanan abonelerle faturalı hat kullanan aboneler aynı oranda vergilendirilebilecek. * Engelliler Hakkında Kanun’a göre kurulan korumalı işyerlerinde istihdam edilen engelli çalışanlar için yapılan ücret ödemelerinin yıllık brüt tutarının tamamının beyan edilen gelirden veya kurum kazan cından indirilmesine olanak sağlanıyor. * Korumalı işyerleri çevre temizlik vergisinden muaf tutuluyor. * Bandrollü ürün izleme sistemi getiriliyor. Böylece, ÖTV’ye tabi ürünlerde uygulanan bandrol sistemi takibi yoluyla vergi tahsilatının artırılması amaçlanıyor. * Engelliler için uygulanan ÖTV istisnasının kapsamı genişletiliyor. * Türkiye’de gerçekleştirilen araştırma, geliştirme ve yenilik faaliyetleri ile yazılım faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan buluşların; kiralanmasından, devir veya satışından, seri üretime tabi tutularak pazarlanmasından, üretim sürecinde kullanılması sonucu üretilen ürünlerin satışından elde edilen kazançların patentli veya faydalı model belgeli buluşa atfedilen kısmının, yüzde 50’si kurumlar vergisinden istisna tutuluyor. * Karayolları Genel Müdürlüğü sorumluluğundaki otoyollarla bunlar üzerinde bulunan tesis ve varlıkların işletme haklarının, ÖİB’ce kurulacak anonim şirkete devredilmesi işlemleri damga vergisi ile veraset ve intikal vergisinden istisna ediliyor. * ArGe merkezi kurulabilmesi için gereken 50 tam zamanlı ArGe personel sayısını 30’a kadar indirme veya sektörler itibarıyla farklılaştırma konusunda Bakanlar Kurulu’na yetki veriliyor. * ArGe, yenilikle yazılım faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan patentli veya faydalı model belgeli buluşa ilişkin gayri maddi hakların kiralanması, devri veya satışının KDV’den müstesna tutulması amaçlanıyor. Bu düzenlemenin, 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren yapılacak teslim ve hizmetlere uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmesi planlanıyor. Her biri son derece önemli olan bu düzenlemelerin ayrıntılı incelemesini tasarı yasalaştığında masaya yatıracağız. Öncesinde ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz. GÖRÜŞ HATİCE YÜCEL (H) ArGe desteği! Türkel Minibaş’ı Yeniden Okumak Aramızdan ayrılışının 4. yılında “Türkel Minibaş’lar Çoğalacak” başlığıyla yazdıklarıma, bu yıl yukarıdaki başlığı koydum. Çünkü onun on beş yıl önce yazdıklarını bugün bire bir yaşıyorduk. Sonucun nedenlerini geç de olsa öğrenmek isteyenlere yararlı olur diye düşündüm. “Bu Kez Düşmanın Adı Terör” kitabı; bugünlere nasıl ve neden geldik sorusunu soranlara verilmiş bilimsel bir yanıt. “Tanrı’nın çizgileri, benim sözcüklerim” diye özetlediği, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin emeği ve isteğiyle, kadın dayanışması içinde başarılmış, 630 sayfalık kitap, Cumhuriyet gazetesinde her pazartesi yazdığı “Gözucuyla” köşesinin birikimidir. Ekonomi Profesörü Türkel Minibaş’ın gözlemi, araştırması, bilgeliği ve sanatsal gücüdür. 1989’da kurulan derneğimizin Türkan’ı ve Türkel’inin çırpınışlarını bugün duyar gibiyim. Peşlerinden giden bizlere eğitim, öğretim önderliği yaptılar. ÇağdaşIaşma yolunda güvenilir bir örgütlenme modeli oluşturdular. Binlerce çocuğa, gence, kadına eğitim, hastaya sağlık, ülkeye umut oldular. İkisinden de kalan kitaplarsa İlhan Selçuk’un önsözüyle “büyük bir mirastır”. Öyle bir miras ki, onu ne satabilirler ne de yok edebilirler. O günden bugüne onları izleyenlerdenim. İkisi de rol modelim, öğretmenlerim, rehberim, dostum, seven yüreğim, sorgulayan aklım ve düşlerimdir. Bugün hâlâ derneğimizle uğraşmalarının nedeni onların başarılarından korkmalarıdır. Kendi yandaşlarına yapılan bağışlar Bakanlar Kurulu kararıyla vergiden düşürülürken ÇYDD’ye verilen vergi cezası, yaptıkları projelerin didiklenmesi, ayrımcılık ve adaletsizlik değil de nedir? Başkanımız Aysel Çelikel’in “Bizi hiçbir şey yıldıramaz” kararının hepimiz arkasındayız. “Teröristin dini de, milliyeti de, rengi de var” yazısını okurken, adalet ve demokrasi şehitlerinin sembolü Uğur Mumcu’yu ve diğerlerini acıyla, özlemle yaşadım. Gençlerin onlara sahip çıkmasından gurur duyarken, TC hükümetinin kayıtsızlığı, yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarındaki pervasızlıklarından utanç duydum. İktidar gemisinin karaya vuruşu, birbirlerini boğmaya çalışmaları, hukukun üstünlüğüne vurulan darbe, dolar, faiz, fiyat artışları, demokrasi, barış, özgürlük isteyenlere şiddet, yaşamımızın parçası oldu. Dediğin gibi açık alınla çıkamadık 2014’lere. “Paslaştılar, birleştiler, gol attılar dönemeçteki ülkemize...” Ekonomistler, 21. yüzyılda insan niteliğinin öne çıkacağını söylüyorlar. Gittikçe yazboz tahtasına dönen, ehil ellerden çıkıp imam ve hatiplere kalan, kız çocuklarını örgün eğitimden alıkoyan, her yıl değiştirilen Milli Eğitim bakanlarıyla dünya standartlarında, sondan 3. olduğumuz bir eğitim sistemiyle nasıl nitelikli bir insan yetiştireceğiz? Çok önem verdiğin kadınlarına gelince; bıraktığından da kötü. Küreselleşmenin kurbanı olmayı sürdürüyorlar. Onları erkeklere, imamlara, sermayeye bırakıverdik. Batman’da bir diploma töreninde yalnız gözleri görülen örtülü kadınları görmekten gerçekten canımız çok sıkılıyor. Sevineceğin birkaç haberle gülümsemeni görmek istiyorum. Gazeten ödünsüz çizgisinde yürüyor. Haber, röportaj, fotoğraf dalında ÇGD’den üç ödül aldı. Bu konuda gözün arkada olmasın. Yeşil Artvin’de yapılmak istenen 4 HES’e karşı güçlü bir eylem yapıldı. Özelleştirmeye karşı çıkan termik santral işçileri Ankara’ya yürüdü. Gençlerin Gezi Parkı’nda beklenmedik direniş gösterdi. “Yetmez ama evet”çiler de “Yeter artık” dedi. Bugün 6 Şubat 2014, ayrılışımızın 5. yılı. Bodrum’da badem çiçekleri ve sümbüller açtı, “Merhaba yaşamak” dediler. Aynı umut toplumda var mı? Türkel Minibaş’lar gibi gözucuyla görüp yazabilenler nadir yetişir. Bize düşen sorumluluk, onları korumak, yenilerini yetiştirmektir. Sen ülkemizin bütün doğrularında ve güzelliklerinde yaşıyorsun. Kışın arkasından gelen bahar gibisin. (H) Eğitimci, ÇYDD Bodrum SOSYAL GÜVENLİK ‘Doğum Borçlanması’ Mağduru Çok banka sandıkları kapsamındaki sigortalılara da borçlanma hakkı verilmesi isteniyor. borçlanma yapamıyor. Ancak, 1 Ekim 2008 tarihinden önce isteğe bağlı (4/b) SSK sigortalısı olanlar doğum borçlanması yapabilirken bu tarihten sonra isteğe bağlı (4/b) sigortalılar bu kapsamda değil. Yine, 2925 sayılı kanuna tabi tarım sigortalılarının doğum borçlanma hakkı yok. Ayrıca kadın sigortalının iki yıllık borçlanma süresi içinde zorunlu sigortalılık hizmeti varsa bu süre borçlanma süresinden düşürülüyor. 18 yaş sınırlaması yok, küçükler de doğum borçlanması hakkına sahip. Çıraklığı nedeniyle 506 sayılı kanun kapsamında tescili yapılan ve sonrasında doğum yapan kadınlar da borçlanmadan yararlanabiliyor. SORU CEVAP Doğum borçlanmasında kimi haksızlıkların giderilmesi için kamuoyunda beklenti büyük. Yeni ‘Torba Yasa’da değişiklik beklentisi konuyu alevlendirdi. Görünen o ki mağduriyet çok. Özellikle sigortalılıktan önceki doğumların borçlanılması isteniyor. BağKur sigortalılarının da doğum borçlanması yapabilmesi ise ciddi şikâyet konusu. Ayrıca, doğumdan önceki son sigortalılık statüsünün 506 sayılı kanunun geçici 20. maddesi kapsamındaki sandık olması halinde doğum borçlanması talebi kabul edilmiyor ki sorunun çözülmesinin yanı sıra Yasa nasıl uygulanıyor? Mevcut uygulamanın incelikleri ise çok. Doğum borçlanması halen, sigortalılık sonrasındaki doğumlar için 4/a sigortalıları tarafından 2 doğumla sınırlı olmak üzere her doğum için 2 yıl olarak yapılıyor. Borçlanma ise en son sigortalılık statüsüne göre belirleniyor. Doğumdan önce 4/a sigortalısı olmayanlar Kardeşe SGK Maaş Bağlar mı? 60 yaşında erkek yakınımın, emekli bankacı ablası vefat etti. Hiçbir sosyal güvencesi ve başka akrabası olmayan bu kişinin ablası üzerinden bir hakkı var mı? Levent Hırdavatçıoğlu Banka sandıkları SGK’den ayrı kurumlar olmasına rağmen hak sahibi kavramı paralel düzenlenmiştir. Eş, çocuklar (belirli yaş şartlarıyla) ve ana baba (belli şartlarla) hak sahibidir. Müteveffanın kardeşi sosyal güvenlik açısından hak sahibi olmadığından aylık da bağlanmaz. Sorularınız için [email protected] adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular eposta ile tek tek cevaplanacaktır. İnsan Biraz Utanır PERİHAN ERGUN KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Çağdaşlığın simgesi olan toplumların yönetimlerindeki ön nitelik iyi ahlak yanı, doğruluk ve dürüstlüktür. Çağlar boyu, başta İslam olmak üzere, tek tanrılı inançların da ön kuralıdır yalan dolandan uzak kalmak. Temiz ahlaklı kişiler bu nitelikleri beş yaşından ergenlik yaşlarına kadar aile ve eğitimli eğitimsiz çevrelerinden alarak kişiliklerini oluşturmuşlarsa aç açık da kalsalar bu yapılarını değiştirmezler. Aksi halde yaşamayı zül sayarlar. 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarından sonra ortaya dökülen kirli çamaşırların kokuları utanç verici ve iç bayıltıcı nitelikte. Hükümetteki öncelikle Başbakan’ın ve dört bakanın çocuklarının bunlara bulaşmış olması yüz kızartıcı olmuyor mu? Bir de bakan çocukları tutuklanmışken Başbakan’ın oğlu Bilal’in makam, ev ve aracında korunarak, kayırılarak özgür yaşantısını sürdürmesi hak mıdır? Zaten çağdaş ülkelerde böyle yüz karası bir olay oluşsa o hükümet hemen istifa ederek iktidardan çekilir. Oysa 51 gündür Sayın Başbakan, Belçika ile İran ziyaretlerine giderken ve tüm özel ve resmi açılışlarda toplananlara hitap ederken başta ana muhalefet olmak üzere tüm karşıtlarını çeşitli suçlamalarla karalayarak kendisini aklama çabalarına soyunuyor. Öyle ki atamasını yaptığı Halk Bankası Genel Müdürü’nün mekânındaki ayakkabı kutusundan çıkan milyon dolarları, kendisiyle dört bakanın çocuklarının odalarındaki kasa ve gene dolarların bulunuşunun dışında, Sayın Başbakan oğluyla kızının yönettiği, yakın dostlarıyla akrabalarının içinde bulunduğu söylenen TÜRGEV’e (Türkiye Gençlik ve Eğitim Hizmet Vakfı) belediyelerin verdiği arazileri de görmezden geliyor. Bir de savunmasında ÇYDD’nin de aynı koşullarda olduğunu öne sürerek örneklemeye kalkıyor. Oysa ÇYDD, kuruluşundan bu yana öyle Bakanlar Kurulu kararıyla kayırılarak vergiden muaf tutulan TÜRGEV’in imkânları içinde değildir. Devletten hiçbir yardım almadan yıllardır gönüllülerin bağışlarıyla yaptırdığı 30’u aşkın öğrenci yurdunun tümünü Milli Eğitim Bakanlığı ile üniversitelere bağışlayarak onların yönetimine bırakmıştır. Yıllardır özellikle de ailelerinin yoksulluğu nedeniyle eğitimden yoksun bırakılacak olan binlerce kız çocuğunun bu yurtlarda barındırılarak MEB ve üniversitelerce eğitilmesine imkân veren ÇYDD’nin övünce değer çalışmalarının hükümetçe ödüllendirilmesi gerekirken Başbakanca TÜRGEV’i savunurken onları suçlamaya kalkması haktan reva mıdır? Bu davranış ayrımcılık değil midir? HHH Sayın Başbakan 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk darbesinden sonra AKP’den istifa eden vekillerini de “İçimize bazı tuzluklar sızmış”aşağılamalarıyla seçilmişlere hakaret edebiliyor. Bunları yazılı ve görsel medyadan izlerken onurla taşıdığımız Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığımıza var gücümüzle sahip çıkarak seçimler yoluyla Türk ulusunun haysiyetini ve laik demokratik cumhuriyetini dosta düşmana karşı ayakta tutacak bir yönetimi getirmenin ön görevimiz olduğuna inanıyorum. Ayrıca; bunun tüm halkımızca kabulü için milli birlik ve beraberlik içinde sağlanacağı inancının elimizden geldiğince çevremize anlatılması ön görevimizdir diyorum. Aksi halde Atatürk devrim ve ilkeleriyle oluşmuş olan Cumhuriyetimizin giderek yok edileceğinin endişelerini taşımak istemiyorum. Onu tüm nitelikleriyle ve var gücümüzle yeniden yeşertmeliyiz diyorum. Bunları yazarken yurtseverlikten başka suçları olmayan gazeteci yazarlarımızın, komutanlarımızın, bilim adamlarımızın sırf memleket severlikleri nedeniyle iktidara karşıt ve onlardan yana olanları korkutup sindirmek için yıllardır zindanlarda tutuklu kalmalarını aralıksız isyanlarımla kınıyorum. Bunun kumpas olduğu toplumca bilinirken Başbakan’ın başdanışmanınca da itiraf edildi... Başbakan, davalar başlarken “Ben bu davaların başsavcısıyım” demişken şimdilerde bu tanımdan vazgeçti. Öyle ki gerçekte ceza yasasında var olan 2 artı 1 tutukluluk süresi uygulanmazken şimdi, uzun tutuklulukların hükümetçe 5 yıla indirilmesi kararının verildiğini aralıksız dile getirir oldu. Peki… Öyleyse hastalıkları nedeniyle hemen hapisten çıkarılmaları gereken Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’yla emekli Jandarma Tuğgeneral Levent Ersöz niçin hâlâ oradalar? ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com Şubesi Onursal Başkanı BULMACA HARBİ SEMİH POROY SEDAT YAŞAYAN T.C. GÜLŞEHİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Dosya No: 2011/560 Esas 2013/166 Karar Davacı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu vekili tarafından davalı Murat Buğday ve Rabia Buğday aleyhine açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın tescili davasının yapılan açık yargılaması sonunda; Mahkememizin 10/05/2013 tarih, 2011/560 Esas, 2013/166 Karar sayılı kararımız ile Nevşehir İli Gülşehir İlçesi Tuzköy Mahallesi 5739 No’lu parselde kayıtlı 2325 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın fen bilirkişisi Hayati Sönmez’in 10/10/2012 tarihli krokili raporunda A harfi ile gösterilen 1590,59 metrekarelik kısmının Derviş oğlu İsmail Buğday adına olan tapu kaydının iptali ile, hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, Kamulaştırma bedelinin 3.727,24 TL olarak tespitine, Mahkememizin 2010/203 D.iş 2010/183 Karar sayılı el koymaya ilişkin dosyası üzerinden Gülşehir Ziraat Bankası Şubesi’ne yatırılan 1.987,99 TL ile mahkememizin iş bu dosyasına bloke edilen 1.739,25 TL kamulaştırma bedelinin Gülşehir Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 22/03/2012 tarih, 2012/48 Esas, 2012/103 Karar sayılı veraset ilamındaki payları oranında İsmail Buğday mirasçılarına ödenmesine karar verilmiş olup, verilen karar davalı Nevşehir İli, Gülşehir İlçesi, Tuzköy Köyü nüfusuna kayıtlı ismail ve Şengül oğlu Murat Buğday ve Nevşehir İli, Gülşehir İlçesi, Tuzköy Köyü nüfusuna kayıtlı, İsmail ve Zeynep kızı Rabia Buğday’a tebliğ edilemediği gibi adreslerinin de tespiti mümkün olmadığından ilanen tebliğe karar verilmekle; İş bu hüküm özetinin gazetede yayın tarihinden itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı ilanen tebliğ olunur. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 7390) 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Yurdumuzun 1 sulak alanların 2 da da yaşayan küçük bedenli 3 bir ördek cin 4 si. 2/ Üye... Kıl 5 elek. 3/ Yaprak6 ları güzel kokulu bir bitki... Bar 7 yum elementinin 8 simgesi. 4/ Şar 9 kı, türkü... İpucu... Afrika’da 1 2 3 4 5 6 7 8 9 yaşayan bir antilop. 1 E N G Ü R Ü U A 5/ Birlikten yoksun 2 N A R S İ S İ Z M ve anlaşamayan ge 3 İ K A S A F mi mürettebatı için 4 G Ü Ç Ü Y E ME kullanılan sözcük. 6/ 5 R O N D E L A T Antalya’nın ManavA T U L A gat ilçesine bağlı, ar 6 U R E R İ M keolojik ve turistik bir 7 S T A R 8 U N U M AM İ belde... Büyük kent serserisi. 7/ Bir sa 9 A K A R S U A N nayi kuruluşumuzun kısa yazılışı... İskambilde koz. 8/ Beyaz ya da mor renkte çiçekleri olan, meyveleri dikenli bir bitki. 9/ İri taneli bir zeytin cinsi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ “İncirkuşu” da denilen ötücü bir kuş. 2/ Nazar değmesine karşı tütsü olarak kullanılan otsu bir bitki. 3/ Hayvanın bir yanındaki yük... Atın en yavaş ve doğal yürüyüşü. 4/ Bağışlama... Aldatma işi, hile. 5/ Hasat sırasında dökülen tohumlardan ertesi yıl kendiliğinden çıkan bitki... Soyundan gelinen kimse. 6/ Olta ya da tuzağa konulan yem... Gürcistan’da bir kent. 7/ Dolma yapmak için hazırlanan karışım... Meşe, fındık, gürgen gibi ağaçlarda meyveyi ortasına kadar içine alan küçük kadeh biçimindeki oluşum. 8/ Afrika kökenli öldürücü bir virüs... Satrançta bir taş. 9/ Pişmiş hamurla yenen bir tür tavuklu çorba.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle