06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ŞUBAT 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 yurdumun insanı anlayamadı... Susurluk’un üzerindeki örtü kaldırılmadı... Her şey vatan içindi... Tetiği çeken belliydi... HHH İşe bakın siz, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, herkes dinlenip izlenirken emekli paşalar, muvazzaf askerler, gazeteciler, siyasiler, aydınlar zindana atılırken nedense bulunamıyordu... Van’da barış dili, Edirne’de savaş dili! Kör milliyetçilik, Türkİslam ve Kürtİslam sentezi... Van münit! Kardeşim Esad! Bir baktık olmuş düşmanın Esed! Alçak, demokrasi düşmanı Sisi, can yoldaşım Mursi... Bakın Emniyet kadrolarına, birbirlerine düşman! Yargı perişan! Ortaklık çökmüş! Kasetler yine ortalığa saçılmış! Sıkıysa çıkın Taksim’e, yolsuzluğu ve rüşveti protesto edin, yersiniz gazı... İşte size memleketimin halleri... Bir yanda seçilmiş milletvekili, öte yanda müsteşardan bakan! Demokrasi, hukuk, temel hak ve özgürlükler... HHH Casus, hain, rantçı, hırsız... Say say bitmez! Yok yağmurlu havalarda birlikte yürüdüğün yol arkadaşını sattın! Hayır satmadım! Belge, kaset var mı savcı amca! Ben alıştım alıp özel yetkili savcıya götürmeye... Hatırlasana! Adım bavulcu benim! Stajyer gazeteci, müdürüne kendini göstermek istiyor kadroya girmek için... Belki ücretine beşon kuruş zam alır! Savcı amca var mı kasetmaset, gazeteye manşet olacak! Bakan kellesi, vekil kellesi, Altunizade’ye altın vuruş... Vurabilirsin istediğin kadar! Hava soğuk, İstanbul’un poyrazı dayanılmaz... Dışarıya da çıkılmaz... Bir düş kur bakalım, hayata dair... Ağaçlar çiçeklenmiş mi Akdeniz’de... O zaman bir deniz olsun hüznümü alıp giden... Azer Yaren’in dizelerinde, Akdeniz değil Karadeniz olsun... “Ansızın içimde bir deniz ürperdi. Kuşkunun ilmiğinden geçti umut, ey şehir çığlıkları gerdin. Başucunda kara bulut.” Yüreklerde köprüler açılmasının tam mevsimi... Üstelik bırakmadan ardımızda acıları, sevinçleri... Haykıracaksın şair Özkan Mert gibi: “Cesurum ey hayat / Cesurum ey namussuzlar / Genç bir yürekle”. ‘Cemaatçi adaylar değiştirildi’ iddiası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İlçe ve belde belediye başkan adaylarının tamamını belirleyerek açıklayan AKP’nin 17 Aralık operasyonu sonrasında cemaatçi olan bazı adayları değiştirdiği ileri sürüldü. AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, adayların belirlenmesinde cemaat kriterine bakılmadığını belirterek, “Belirlenip açıklanmayan adaylardan bazıları değiştirildi. Ancak bunun sayısı 35’i geçmez. Bu da cemaat nedeniyle değil haklarındaki mahkumiyet ve benzeri bilgiler nedeniyledir” dedi. AKP belediye başkan adaylarını belirleme çalışmalarını tamamladığı çeşitli nedenlerle 400’e yakın ilçe belediye başkan adayının değiştirildiği ileri sürüldü. Teşkilatların ve anket çalışmaları sonucu hazırlanan bu adaylardan bazılarının cemaate yakın olduğu bazılarının ise çeşitli nedenlerden dolayı partiye uygun olmadığı gerekçesiyle ayıklandığı ileri sürüldü. AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, aday belirleme çalışmalarına 17 Aralık’tan önce başlandığını, bu tarihten adayların bir kısmının netleştirildiği ancak açıklanmadığını söyledi. Bunlardan hiçbirisinde geriye dönüp yeniden değerlendirme yapılmadığını kaydeden Canikli, “Bu yapılanma nedeniyle adayları yeniden gözden geçirelim diye hiçbir şekilde bir şeyimiz olmadı. Kesinleştirdiğimiz bazı ilçelerde mahkumiyet, bazı iddialar ya da bazı olaylara karışıp karışmadığı şeklinde bir takım belgeler geliyor. Bu nedenle değiştirilenler oldu ama bunların sayısı da 35’i geçmez” dedi. Adaylık için başvuran kişilerin partili olduğunu kaydeden Canikli, “Bu tartışma konusu olan yapılanmayla ilgili bizim tabanla bir sorunumuz olamaz, öyle bir yaklaşımımız yok. Yapılanmayla ilgili olarak tartışma konusu onlar değil. Gözden geçirdiğimiz şeyler bazı ihbar mektuplarıdır, başka konularla ilgilidir. Bizim adayları belirleme kriterlerimiz bellidir, bunlar teşkilatın eğilimi, anketler ve eğitimleridir. Bunun dışında bir kriterimiz yok. 17 Aralık’tan sonra da bu kriterlerin dışında ilave hiçbir bilgi gelmedi, öyle bir değerlendirmemiz de olmadı” diye konuştu. Cesurum Ey Namussuzlar... Korkaktırlar onlar, kalleştirler, sinsice yaklaşıp arkadan vururlar... Aydınlıktan korkarlar, karanlığı severler... Sevgisizdirler! Barış istemezler! Çatışmayı severler... Kan gölünden beslenirler! 30 yıllık acılar, o cinayetler, şehit tabutları, ölü ele geçirilenler... Hep sürsün isterler! Çocuklarımızın, gençlerimizin özgürce yaşamasını değil, yaşamamasını isterler... Zindanlara atarlar! İşkenceden geçirirler! Engin Çeber gibi zindanda öldürürler! Çiçeklenmiş dalları, çiçekleri, ormanları, kuşları sevmezler... Talandan ve yağmadan hoşlanırlar! Katildirler, talandan, vurgundan yanadırlar! Denizi, dağların yamaçlarını, göğün mavisini görmezler... Kurt puslu havayı sever, bunlar da aynı öyledir... Terörden zevk alırlar! Pusun yayılmasını beklerler... Karanlık sokaklarda ellerinde sopalarla görürsünüz onları... Ali İsmail’i nasıl alçakça öldürdülerse... Çok iyi bilirler... Batı’da Doğu’da her yerde nasıl kanla beslendiklerini... Ülkenin canına, ruhuna, kanına girmiştir onlar, her ölümde kına yakarlar. Alçaktırlar! Dinlerler, izlerler, fişlerler!.. HHH O özgür sevecenlik, o yaşam, çiçeklenmiş bir yürek, aşk onlar için yok olan şeylerdir. Sevginin gelip dayandığı bir ağacı bilmezler! Doğanın içinde yanmış, hayatı kucaklamış, duyguları çoğalmış insanları sevmezler! Gülüşünde eski acılar taşıyan bir kuşağın; özlemini, yitip giden hayatını, mücadelesini anımsamazlar... Oysa anımsayanlar, unutmayanlar vardır. Yıllarca ölümler gördük, acılar, hüzünler... O yoksul insanların evlat acısını... Kıyımları! Savaş ve kan lobisi her zaman görev başındaydı. Kimisi hocasının, kimisi paşasının, kimisi başbakanının koruması altındaydı. O lobi, kimi zaman emniyetçi, kimi zaman özel harpçi, kimi zaman zırtçı... Hepsi aynı yolun yolcusu... Kim mağdurdu kim mağrur Başbakan Erdoğan, partisinden istifa edenler için yeni tanım yaptı: AKP’ye tuzluklar sızmış İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP’den istifa eden milletvekillerine ağır eleştiriler yönelterek “Milletin oyuyla AKP çatısı altında görev alanlar, meğer bir yerlerden gelen emir ve talimatla istifa ettirilmişler, meğer AKP’ye bazı tuzluklar sızmış. Bir milletvekilinin emir ve talimat alacağı yegâne merci millettir. Milletten değil başka yerlerden, çete reislerinden, faiz lobilerinden, vaiz lobilerinden emir ve talimat alanlar apaçık bir ihanet içindedir” dedi. Erdoğan, Gülen cemaatinin CHP’yi de parmağında oynattığını savundu. Erdoğan dün Haliç Kongre Merkezi’nde Beyoğlu Belediyesi Okmeydanı Projesi Tapu Dağıtım Töreni’ne katıldı. Konuşmasında, Sabah gazetesinde “Darbe itirafları” manşeti ile yayımlanan Süleyman Hamit Müftigil ve TuSKOn Genel Sekreteri Mustafa Günay ile Fethullah Gülen arasında geçtiği iddia edilen telefon görüşmesine ait kayıtları değerlendirdi. Erdoğan, “Bir yerlerde gizli kapaklı toplantılar yapılmış, planlar yapılmış, projeler hazırlanmış, tuzaklar kurulmuş ve 17 Aralık tarihinde de düğmeye basılmış. Öncelikle hükümete karşı bir yargı müdahalesi yapılacak, yargı eliyle hükümet yıpratılacak. Ardından milletvekilleri istifa ettirilecekmiş” dedi. Hükümete saldıranların aynı anda Türkiye ekonomisine de saldırdığını öne süren Erdoğan şöyle devam etti: “Faiz lobisiyle örgüt lobisi el ele verdiler, Türkiye ekonomisini sarsmak istediler. Şifre: Ananas. Şifre: Tespih. Ananaslar geliyor gidiyor, tespihler geliyor gidiyor. Maalesef benim 77 milyon vatandaşımın ekmeğine göz dikiliyor” “17 Aralık darbe girişiminin” bir hedefinin de çözüm süreci olduğunu kaydeden Erdoğan, “Güneydeki sevdikleri ülkenin maşalığını yapmakta en küçük bir tereddüt göstermediler. Ajan, casus, Haşhaşi deyince çok rahatsız oluyorlar. Şu yapılanları neyle açıklayacaksınız? İhanetten, ajanlıktan, casusluktan başka kavram var mı bunları açıklayacak?” Erdoğan, darbe girişi olarak nitelediği operasyonun hedeflerinden birinin de siyaseti yeniden düzenlemek olduğunu belirterek bu amaçla CHP’yi çok önceden şekillendirmeye başladıklarını anlattı. Kaset komplosu ile bir genel başkanı görevden uzaklaştırıp bir başkasını genel başkan yaptıklarını ifade eden Erdoğan, “Şu anda CHP üzerinde çok tehlikeli oyunlar oynanıyor. Bu örgüt şu an CHP’yi adeta parmağında oynatıyor. Bu örgüt ile CHP, büyükşehirlerde AKP’yi yıpratmak için güya işbirliği yapıyorlar. CHP büyükşehirlerde kendi içlerinden aday çıkaramıyor. Yolsuzluktan attığını aday yapıyor başka partilerden aday devşiriyor. Oyun çok büyük, tuzak çok büyük.” diye konuştu. Fotoğraf: VEDAT ARIK Okmeydanı halkından protesto Törenin sonunda yerel seçimlerden sonra kentsel dönüşüm kapsamında evleri yıkılacak 176 hak sahibine tapuları verildi. Törenin yapıldığı Haliç Kongre Merkezi önünde kentsel dönüşümü protesto etmek isteyen gruba ise izin verilmedi. Okmeydanı Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneği üyeleri ile polis arasında adeta köşe kapmaca yaşandı. Okmeydanı Şark Kahvesi önünde dün toplanan dernek üyeleri, “Yüksek fiyatlı hisseli tapu değil. Evimize karşı ev istiyoruz” pankartı açarak Haliç Kongre Merkezi’ne doğru yürüyüş yapmak istedi. Polis izin vermeyince dernek üyeleri Beyoğlu Belediyesi tarafından tahsis edilen ve vatandaşları tören alanına taşımak için bekleyen bir minibüse bindi. Polis minibüse binenleri aşağı indirdi. Grup, bu kez de toplu olarak özel halk otobüsüne binerek tören yerine gitmek istedi. Ancak halk otobüsünün önü polisin akrep araçlarıyla kesildi. Otobüse binen Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı bir polis müdürü grubu kararlarından vazgeçirmek istedi. Dernek üyeleri otobüsten inmeyince polisler de otobüste kaldı. Akreplerin yolu açmasıyla otobüs yoluna devam etti. Otobüsün içinde bulunan grup ve polisler, akrep ve polis araçlarının eşliğinde Halıcıoğlu durağında aşağıya indi. Sonunda grubun Halıcıoğlu Askerlik Daire Başkanlığı yanında açıklama yapmasına izin verildi. Yapılan açıklamada, “Okmeydanı’nda yaşayan vatandaşlar olarak sorunlarımızı Başbakan’a iletmek istiyoruz. Bundan korkulacak, bu kadar güvenliğe ve engele ne gerek var? Bugün Haliç Kongre Merkezi’nde Başbakan belediyenin önceden belirlediği parası olan, az sayıda kişiye sembolik olarak tapu verecektir. Oysa dağıtılan fahiş fiyatlı ve göstermelik tapular, bizim barınma sorunumuzu çözmemekte, daha da karmaşık hale getirerek yeni sorunlar yaratmakta ve mağduriyetimize yol açmaktadır” denildi. Erdoğan’ın törene katıldığı Haliç Kongre Merkezi önünde eylem yaptılar CHP’yi parmağında oynatıyor CENAZESİ 3 ŞUBAT PAZARTESİ GÜNÜ GETİRİLECEK ‘Türkiye’de sol nah Temize çıkar’ zaFer çaĞlayan Ve mUammer Güler AKP’li Kuzu Savcılar gitti ağzını bozdu ‘eski’ler çıktı ANKARA (ANKA) TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı AKP milletvekili Burhan Kuzu, bir televizyon programında kullandığı ifadelerin çarpıtıldığını belirterek bunu yapanların “kazma gibi adamlar” olduğunu söyledi. Kuzu “Sol Türkiye’de kestirmeden temize çıkacak, nah çıkarsın affedersin” dedi. AKP’li Kuzu, katıldığı bir televizyon programında kullandığı ifadeler nedeniyle, “Sağcılar yolsuzluk yapar, solcular yapmaz” gibi bir algı oluşturulduğunu ileri sürerek “Twitter” üzerinden çarpıcı mesajlar verdi. Kuzu, Twitter hesabından, “Kimi uyanık solcular tutturmuşlar; sol yolsuzluk yapmaz, sağ yapar. Bu lakırdıyı Anadolu’da desen ‘H… şuradan’ derler” ifadelerini paylaştı. Bu ifadeye ilişkin açıklama yapan Kuzu, “H… şuradan” ifadesindeki boşluğu herkesin istediği gibi “iyi olmayan bir şeyle” doldurabileceğini söyledi. Solun geldiği kadar “yediğini” savunan Kuzu, “İSKİ yolsuzluğu nereden çıktı? İzmir’deki sıkıntılar, Edirne’deki sıkıntılar nerden çıktı? Yani bundan dolayı ‘hükümet olan yer diye’ bir şey çıkmaz ki. Trafiğe çıkmayan adam trafik kazası nasıl yapacak? Ama her trafiğe çıkan da kaza yapacak diye bir şey de yok. Bunun onunla bir alakası yok ki. Kestirmeden temize çıkacak sol Türkiye’de, nah çıkarsın affedersin” dedi. Televizyon programında söylediklerinin çarpıtıldığını ileri süren Kuzu, “Suyun yanında olursan su içersin. Ama her suyun yanında olan da kaçak su içecek diye bir şey yok. Adamların espri yeteneği yok kazma gibi adamlar. Kazma gibi tipler bunlar. Görüş ifade ediyorlar sözüm ona. Bizi sıkıntıya sokacaklar… Yolsuzluğu kim savunur değilse” ifadelerini kullandı. Yurt Haberleri Servisi İstanbul’da 17 Aralık’ta başlatılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda oğulları tutuklanan ve haklarında fezleke hazırlanan eski İçişleri Bakanı Muammer Güler ile eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, savcıların görevden alınarak soruşturma dosyasının belirsizliğe sürüklenmesinin ardından seçim bölgelerine giderek kendilerini savundu. Güler, milletvekili seçildiği Mardin’de “Veremeyeceğim hesap yoktur” dedi. Çağlayan ise seçim bölgesi Mersin’de faiz lobisine karşı durduğunu belirterek “Zafer kardeşinizi kurban etmeye çalışıyorlar” dedi. Operasyonda tutuklanan oğlu Barış Güler’in evinde para kasaları, para sayma makinesi ile çok miktarda döviz ve Türk Lirası çıkan eski Bakan Güler istifasının ardından dün ilk kez seçim bölgesi Mardin’e gitti. Havaalanında bir grup AKP’li tarafından karşılanan Güler, burada yaptığı konuşmada Güler “Veremeyecek hiçbir hesabım yoktur. Aklanmadan da bir daha sizin karşınıza çıkmayacağımı, her türlü hesabı da vermeye hazır olduğumu burada açıkça söylüyorum. Sizin karşınıza da Allah inşallah beni aklanmış olacak çıkaracaktır” dedi. Oğlu Kaan Çağlayan’ın tutuklandığı operasyonu eleştiren eski Bakan Çağlayan’da “evlatları üzerinden çirkin bir oyun oynandığını” belirterek “Bu ülkede 6.5 yıldır şanla şerefle bakanlık yaptım, Mersinlilere hizmet ettim. Zafer kardeşinizi kurban etmeye çalışıyorlar. Bu kardeşiniz, ülke üzerinde oynanan oyunlara karşı durmak için, bu ülkeyi faiz lobisine teslim etmek isteyenler için, Türkiye’nin geleceği için, eğer kurban olması gerekiyorsa, Zafer Çağlan Türkiye’ye de sizlere de kurban olsun” dedi. Edip Buran Spor Salonu’ndaki tanıtım toplantısında partililer Çağlayan’ı “Mersin seninle gurur duyuyor” sloganıyla karşıladı. Mehmet Ertürk yaşamını yitirdi u Ertürk, 50 yıllık yasağı yıkarak 1 Mayıs’ların ilk kez 1976’da kutlanmasında, Devlet Güvenlik Mahkemeleri tasarısının 12 Eylül’e kadar bir daha getirilmemek üzere geri çekilmesine yol açan genel grevlerde, 1980 öncesi büyük direnişlerde öncülük eden sendikacı kuşağının en önemli isimlerinden biriydi. Ekonomi Servisi 12 Eylül öncesinin en önemli işçi liderlerinden biri sayılan Mehmet Ertürk, Paris’te yaşamını yitirdi. uzun süredir kanser tedavisi gören Ertürk, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenci iken Philips fabrikasında işçi olarak çalışıyordu. 1969’da DİSK’e bağlı Türkiye Maden İş Sendikasının işyeri sendika temsilciliği ve lokal başkanlığına seçildi. 1970’te 3. sınıftayken öğrenimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. Sendikal çalışmalara ağırlık verdi. O yıllarda sendikal özgürlükler adına verilen mücadelede ve bu uğurda sık sık yaşanan fabrika işgallerinde TİP (Türkiye İşçi Partisi) üyesi ve genç bir sendikacı olarak aktif yer aldı. Sol bilinci DİSK’in seminerlerinde oluştu. 1516 Haziran Direnişi’ni hazırlayan komitelerde görev aldı. 1971’de Madenİş 6. bölge temsilciliğine, 1974 kongresinde genel sekreterliğe seçildi. Sendikanın üye sayısının kısa sürede 28 binden 1977 sonuna kadar 100 bine çıkmasında, 1975’te Demirel’in Milliyetçi Cephe hükümetlerine karşı sürdürülen yığınsal mücadelede, 50 yıllık yasaktan sonra 1976’da yüz binlerce işçinin katılımı ile ilk 1 Mayıs’ın kutlanmasında, Eylül 1976’da devlet güvenlik mahkemeleri tasarısına karşı gerçekleştirilen ve bu girişimin 12 Eylül’e kadar rafa kaldırılmasına yol açan genel grevlerde önderlik eden kadronun ön safındaki liderlerden biriydi. Mehmet Ertürk’ün cenazesi 3 Şubat Pazartesi günü Türkiye’ye getirilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle