25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 ŞUBAT 2014 PAZAR 6 HABERLER düşmek, hırsızların saldırısına uğrayıp parasını çaldırmak... Raporu Kabataş’a bağlamak, milleti enayi yerine koymanın örneklerinden biridir! Rapor, siyasetin isteği üzerine uyduruktan da verilmiş olabilir... (Kurum onlara bağlı, ayrıca bu kurumdan ne siyasi raporlar, ne sahte imzalara ‘doğrudur’ kararları çıktı!)... HHH Yalçın Bayer’in köşesinden alayım: “Dr. Goebbels’in kuramlarından bazıları... İnsanların beyin tembelliğine dayanarak hareket edin... Yalan söyleyin, mutlaka inanan çıkacaktır. Bir söylemi sürekli tekrarlarsanız, halk o söylemin nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser. Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur. Halk büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır. Hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin. Asla kabahat ve suç üstlenmeyin. Kendinizi savunmak yerine karşınızdakileri sürekli savunmada bırakın.” HHH Kabataş yalanının üzerinden birkaç gün geçmeye başlayınca, “hani kamera görüntüleri” sesleri çıktı. Onlar hiçbir zaman yoktu ki! Tıpkı “Camide içki içtiler” yalanının olmayan görüntüleri gibi (İçki içilmedi, diyen müezzine yaptıkları, din ve Allah konusundaki gerçek düşüncelerini yansıtıyor!) Ama önemli değil.. Varmış gibi davranmaya devam.. Tıpkı Kabataş’ta saldırı olmuş gibi... Gezi Parkı’na büyük şiddet uygulaması ile tüm Türkiye’de köşeye sıkışan iktidar, sürekli olarak bu iki yalan senaryonun arkasında oldu. HHH Dün gazetemizde derli toplu vardı. İ. Berkan “görüntüleri seyrettim” demişti. İnsan gördüklerini nasıl göremez! E. Can “Bir kadını sırf başörtülü olduğu için uğradığı tacizden dolayı ispata çağırmak ne demek?”, “Yaşadığı saldırıyı anlatan insana ‘ispatla bakalım, yoksa inanmayız’ diyenlere” saldıran M. Akyol’a kadar.. A. Aydıntaşbaş: “70100 arası üstü çıplak, elleri deri eldivenli adam, bölümünün abartılı olduğunu düşünsem de, ortada bir taciz vakası olduğuna pek şüphe etmemiştim. Haklıymışım..” B. İlter: “Kalabalık bir grup tarafından darp edilen, tacize uğrayan, bebeği ve kendisi için ölümüne korkan… Morluklarını da gördüm, ille de meraklıysanız, ama benim tanıklığıma ihtiyaç yok ki, raporu var zaten.” Basit soru: Birisinde gördüğü bir morluğun acaba nereden kaynaklandığı konusunda bir soru gelmez mi insanın aklına? Hepimiz Başkomiser Nevzat’tan, şüphe etme sanatı üzerine ders almalıyız. Haberi bilerek çarpıtanlara mesleki etik cezası önermeli... (Not: Bu yazı, ortada dövülme görüntüsü olmadığı savı üzerine yazıldı... Gösterirlerse, yazdıklarım geçersizdir.) Jet hızıyla ballı takas İşadamı, imarsız arsayı satın aldıktan bir gün sonra AKP’li Pendik Belediyesi’nin değeri çok yüksek arsasıyla değiştirdi AYKUT KÜÇÜKKAYA Bir Yalanın Anatomisi “Üstleri çıplak, başları siyah bantlı 100 kadar kişi, bebekli kadına saldırdılar, üzerine işediler”... Kabataş yalanını, Gezi Parkı Direnişi’nden ayırt edemeyiz. Tıpkı “Camide içki içtiler” yalanı gibi. Zaten her ikisi de arka arkaya piyasaya sürülmüştü. İki yalan da Gezi Parkı Direnişi’ni kötülemek, toplum dışına itelemek, iktidarın cinayetler işleyen büyük şiddetini haklı göstermek ve bütün bunların ötesinde, halkı kışkırtmak amacını taşıyordu. En büyük yalanlar, ısrarla, en tepeden dillendirildiklerinde inandırıcılığı daha yüksek olur. “Baksana.. Başbakan bile…” HHH Mizansende kullanılacak olan, tabii ki türbanlı olacaktı. Çünkü türban 30 yıldır bu ülkede iktidar malzemesi olarak kullanıldı. RTE’nin tanıdığı bir belediye başkanının gelini olması da inandırıcılıkta yüksek atlama amaçlıydı... Ve bir de bebek arabası sürüyor olmalıydı “mağdur” ki, toplum “kadın, bebekli, türbanlı, ah zavallım…” masalıyla yüreğinden vurulsun! Medyadaki evet eveeet eveeeeeet’çiler mizanseni tamamlayacaktı... Bir de Türkiye’de bugüne kadar görülmemiş bir “saldırı güruhu” tarifi yapılması gerekiyordu, bakın hele: “Belden yukarıları çıplak, ellerinde deri eldivenler, başlarında siyah bandanalar bulunan 80100 kişilik bir grup...” Bunlar, bebeğiyle birlikte durakta bekleyen genç kadını dövecek ve üstelik üzerine idrarlarını yapacaklar, hatta bebeği bile tırmalayacaklardı!!.. Üstleri çıplak 100 kişilik bir grup orada dolaşacak da kimsenin dikkatini çekmeyecek, onları kimse görmeyecek, ne bir tanık ne polis olacak!.. Daha o gün yüzde 95 büyük bir yalan diye konuştuk aramızda. Çünkü provokasyonun bütün unsurlarını içeriyordu. “Kamera MOBESE görüntüleri var” iddiasının amacı da yalanı yazacakları susturmak (ya doğruysa korkusuyla!) ve yalanın gerçek olduğuna ilişkin kamuoyunda güçlü bir algı yaratmaktı… Yalanı “en üst makamdan” dile getirmek ve yalanı ortaya çıkaranlara daha büyük saldırılarda bulunmak, inandırıcılığı artırma yöntemidir. Dün, “ya Adli Tıp raporunu nereye..” sözleri de aldatmaya yönelik çünkü rapor “Kabataş’ta saldırıya uğrayan..” diye bir tanımlama yapmaz. Raporun üzerine istediğiniz öyküyü yazabilirsiniz. Kabataş, koca dayağı, AKP’li Pendik Belediyesi ve İşadamı Tuncay Okalin ortaklaşa bir ilke imza attı. İşadamı Okalin 15 gün önce 29 Ocak 2014 tarihinde Pendik Kurtköy’de “imar uygulaması görmeyen bir arsayı 3 milyon TL’ye” satın aldı. Arsa tapu kayıtlarına “bahçe” olarak geçti. Pendik Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü bir gün sonra “jet” hızıyla 30 Ocak 2014’te belediyeye ait toplu konut alanındaki değerli bir arsasını; söz konusu imarsız arsayla “takas” etmek için teklifte bulundu. Yine bu teklif jet hızıyla 3 Şubat 2014 günü yapılan “meclis gündemi”nde görüşüldü. Hukuk Komisyonu’nun takasa onay vermesinin ardından 7 Şubat’ta “ballı takas için” AKP’li Belediye Başkanı Kenan Şahin’e imza yetkisi verildi. Türkiye’nin yolsuzluk operasyonuyla sarsıldığı dönemde AKP’li Pendik Belediyesi’nde 15 gün önce yaşanan ve resmi belgelere yansıyan gelişmeler özetle şöyle: l29 Ocak 2014: İşadamı Tuncay Okalin Pendik Kurtköy’de 5 bin 600 metrekare arsa satın aldı. Arsanın satın alındığı tarih tapu kayıtlarına 29 Ocak 2014 olarak geçti. l 30 Ocak 2014: AKP’li Pendik Belediyesi’nin bir gün sonra hazırlanan 30 Ocak 2014 tarihli Şubat ayı Meclis Gündemi’nde “3 Şubat 2014 tarihine ait ek Meclis Gündemi” ibaresi altında şu ifadeye verildi: “Takas ile ilgili İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 30.01.2014 tarih ve 275 sayılı teklifi.” l 3 Şubat 2014: 3 Şubat günü yapılan Pendik Belediye Meclisi toplantısında söz konusu “arsa takası” gündeme alınarak jet hızıyla Hukuk Komisyonu’na havale edildi. Hukuk Komisyonu’nun raporunda takas olayı tüm çıplaklığıyla anlatıldı. İşte o ifadeler: Havalimanına ve TEM’e yakın Pendik’te birkaç gün içinde yaşanan gelişmeleri “şaka gibi” sözüyle değerlendiren CHP’li Meclis Üyesi Tarık Balyalı, “Önceden konuşulmuş, tartışılmış, anlaşılmış bir usulsüzlükle karşı karşıyayız. İsteklinin imarsız arsanın tapusunu aldığı 29 Ocak tarihinden sadece 1 gün sonra takas yetkisinin meclis gündemine gelmesi ne kadar büyük bir usulsüzlükle karşı karşıya kaldığımızın ispatı. Pendik Belediyesi’nin mülkiyetinde ve toplu konut alanında bulunan arsa Sabiha Gökçen Havaalanı’na sadece 23 km uzaklıkta ve TEM yoluna cephe. Müthiş değerli bir yer. Belediye başkanının aldığı bu yetki sonucunda takas gerçekleşirse Pendik Belediyesi milyonlarca liralık zarara uğrayacağı gibi karşı taraf da inanılmaz bir rant sağlayacak. O rant 3 milyon TL’nin en az 5 katı” diye konuştu. maz 12.11.1987 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Toplu Konut Alanı Uygulama İmar Planı’nda konut alanında kalmaktadır. Bu taşınmazın 3480 metrekaresi belediyemize kayıtlıdır. nülmektedir. ‘TAKAS UYGUNDUR!’ Komisyonumuzca yapılan inceleme neticesinde; 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 18/e maddesi uyarınca söz konusu parsellerin takas edilmesi komisyonumuzca uygun görülmüştür. l 7 Şubat 2014: Şubat ayı meclisinin 2. oturumunda takas teklifi kabul edildi. Okalin ailesi kamuoyunda ‘Starpet Akaryakıt’ şirketiyle tanınıyor. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı belediyeyle arsa takası yapan Tuncay Okalin’in babası Mahfuz Okalin yapıyor. Starpet’in benzin istasyonları arasında “Gebze Tuncay Okalin Petrol” adıyla bir benzin istasyonu da bulunuyor. ŞADAMININ ARSASI İMARSIZ’ Pendik Kurtköy 3 pafta 419 parsel sayılı 5 bin 600 metrekare alanlı taşınmazın tamamı da Mahfuz oğlu Tuncay Okalin adına kayıtlıdır. Bu taşınmaz imar uygulaması görmemiş kadastral bir parça niteliğinde olup, söz konusu bölgede yapılacak imar uygulaması çalışmalarında ve mülkiyet sorunlarının çözümünde kullanılmak üzere söz konusu parsellerin takas edilmesi düşü ‘İ ‘ARSA TOPLU KONUT’ Pendik Kurtköy 3961 ada, 36 parsel sayılı 17 bin 15 metrekare alanlı taşın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle