08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 ŞUBAT 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA (REUTERS) DIŞ HABERLER [email protected] 13 İngiltere’de fırtına can aldı İngiltere’de etkili olan şiddetli fırtına ve aşırı yağış önceki gün 3 kişinin yaşamını yitirmesine yol açtı. Ülkenin birçok bölgesinde seller meydana gelirken fırtınanın yol açtığı teknik aksaklık nedeniyle bazı yerlere elektrik verilemediği kaydedildi. Dış Haberler Servisi ABD, zengin enerji yataklarıyla bölge ülkelerinin iştahını kabartan Kuzey Kutbu’nda etkinliğini artırma çabalarını sürdürüyor. Bu çerçevede ABD Dışişleri Bakanlığı’nın kutuplarda diplomatik temsilcilik açma yönünde plan yaptığı belirtiliyor. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Alaska Senatörü Mark Begich’e gönderdiği bilgilendirme mektubunda, “Arktika’yı son küresel sınır ve dünyayla ABD üzerinde giderek artan dev bir jeostratejik, ekonomik, iklim, çevre ve güvenlik etkisine sahip bölge olarak tanımladığı” kaydedildi. Mektuba göre, ABD’nin de üye olduğu 2015’te oluşturulacak Ark ABD’den Kuzey Kutbu’na büyükelçi planı tik Konsey’e hazırlığın bir parçası olarak, bölgeye Amerikan çıkarlarının gelişmesinde kritik rol oynayacak yüksek düzeyli bir temsilci atayacaklarını ifade eden Kerry, bölgedeki hızlı değişimin yarattığı fırsatları yakalamak için dikkatli davranma konusunda Başkan Barack Obama ile mutabık kaldıklarını belirtti. Kerry, Kongre’deki Alaska delegasyonuyla ABD’nin Arktik konularındaki konumunu güçlendirmek için işbirliğine sürdüreceklerini de vurguladı. Bir süredir ABD’nin Alaska senatörleri Arktik büyükelçisi atanması yönünde Washington’a baskı yapıyor. Rusya, Kanada, Danimarka, Norveç’in üzerinde hak ettiği bölgenin dünyanın henüz keşfedilmemiş yaklaşık yüzde 13 petrol, yüzde 30 doğalgaz rezervini barındırdığı savunuluyor. Sorun Yalan Değil ki… Propaganda Propagandanın piri, faşizmin mucidi diktatör Mussolini olmuştur. Mussolini bizzat basından geldiği için, yayın organlarının salt kendi amaçları doğrultusunda kullanılması adına dört başı mamur bir sistem yaratmıştı… Faşizm temellerinin inşa edildiği Birinci Dünya Savaşı’nı izleyen yıllarda İtalyan diktatör, tüm yayın araçlarını istisnasız ele geçirmiş, bu yayın organlarının içine özel hükümet komiserlerini yerleştirmişti. Bu “komiserlerin” görevi, Duçe’nin hazzetmediği yazıları budamak olduğu kadar; rejimin dayanağını oluşturacak “faşist kamuoyunu” da inşa etmekti. Amaçlanan şey halkın hükümetle bire bir aynı doğrultuda düşünmesiydi. Bu açıdan Usta… pardon…“Duçe”nin adamlarının leb demeden hemen leblebiyi anlaması çok önemliydi. Evlere daha girmeyen TV’lerin yerini o yıllarda radyo tutuyordu. Duçe, propaganda faaliyetlerinde gazeteler yanında radyoya büyük önem atfediyordu. Radyo programları “Duçe”nin konuşmaları, söyleşileri, demeçleri ile başlıyor; “Duçe”nin kabul merasimleri, aktiviteleri ile kapanıyordu. Kamuoyunu istenilen kıvama, asıl radyolar getiriyordu. “Duçe” ile yatıp, “Duçe” ile kalkan Çizme’nin düsturu o yıllarda “Lider hiçbir zaman yanılmaz!” ilkesiydi. Mussolini dünyasında yaşamsal yer tutan bu “propaganda sisteminde” devreye sokulan araçlar radyo ve gazetelerden ibaret değildi. “İmaj”ın önemine atik tetiklikle o yıllarda uyanan Mussolini devrimci bir atılımla, İtalya’nın Hollywood’u olan Cinecitta’yı kurmuştu! Ancak buradan çıkan filmler, faşist ideolojiye mutlak uyum göstermek zorundaydılar. “Cinecitta” yapımları vizyona girerken bunlara, günün reklamlarını andıran “propaganda filmleri” eşlik ediyor; seyircide yaratılmak istenen etki böylece katlanmış oluyordu. Tüm bunların hepsini denetlemek için ayrıca bizim RTÜK misali bir “Min. Cul. Pop” (Ministero della Cultura Popolare/Popüler Kültür Bakanlığı) bakanlığı kurmuştu. Propaganda bakanlığı olarak görev yapan bu kurumun işlevi, basın ve enformasyonun yanı sıra; “kültür dünyasını” “tekses” olarak iktidar ideolojisi etrafında devşirip “örgütlemek”; kimsenin dışına çıkmayı göze alamayacağı biçimde “denetleyip”, “sansürlemek”ti… Min. Cul. Pop. çizgisini aşanlar; ya düşünür Gramsci gibi hapiste ölüyor, ya sürgüne mahkum ediliyor, ya entelektüel yaşamın dışına itiliyordu. Mussolini propagandası yalnız sanata ve entelektüel camiaya biçim vermekle sınırlı kalmıyordu. “Yeni nesillere şekil vermeye” heveslenen “Duçe”; eğitime ve genç nesilleri yetiştirecek kadınlara da çekidüzen vermeyi kendisine görev biliyordu. Kadınlara, muhafazakâr geleneklere yaraşan biçimde “anne” rolü biçilirken; her fırsatta miniklere şefkat gösteren “Duçe” milletin babası portresiyle yüceltiliyor; gençlerin otoriteye boyun eğiş değeri olarak “inanç, biat, savaş/credere, obbedire, combattere!” üçlemesi öne çıkarılıyordu. Mussolini ayrıca gene her vesileyle geçmişin görkemli “Roma İmparatorluğu’nu” gündeme getiriyor ve “ecdad” kontenjanından yücelttiği eski Roma’yı rejimin kurucu öğesi, tutkalı olarak kullanıyordu. Kürtaj/sezaryen ayrıntılarına dek girdi mi bilmem ama gelecek nesillerden geçmişe ve kadına; basın yayın organlarından sanat ve kültür dünyasına… kadar Mussolini’nin çok geniş spektrumda “propaganda” bağlamında el atmadığı konu yoktu. Öyle ki propaganda, faşizmin bire bir tanımı olmuştu. “Aşkı Memnu’yu bir daha çekemeyiz! Hele Hatırla Sevgili’yi bir daha anlatabilmek mümkün değil. Çünkü bir toplum mühendisliği yapılıyor. Şu izleniyor, bu izlenmiyor diye bir şey dayatılıyor bize. Müslüman, özgür kadın figürü… yapmamız engelleniyor” diye isyanını bugün dile getiren Beren Saat’i okuduğumda işte bunları hatırlıyorum. Beren’in “toplum mühendisliği” dediği şey; aslında bildiğimiz “Mussolini’nin propaganda teknikleri”nden ibaret… Başbakan aklıselime karşın Gezi de “Benim başörtülü bacıma, başörtülü kızlarıma saldırdılar!” diye esip gürlerken tıpatıp aynı propaganda tekniklerini kullanıyordu. Gerçeğin ne olup ne olmadığı bu nedenle onun için önemli değil… Önemli olan kamuoyunun, özellikle de “rejimin dayanağını oluşturan kamuoyunun” bizzat yönettiği algısı önemli… Muhalefet ve Kılıçdaroğlu; “Yalan ortaya çıktı!” diye seviniyor. Kılıçdaroğlu; “RTE bir kez daha suçüstü yakalandı!” diyor: “Gökkubbe altında hiçbir şey gizli kalmaz. Bu yalan da kalmadı. Başbakan da yalanını, tahrikçiliğini, halkı karşı karşıya getirerek suçlarını örtbas etme ve böylece gündemi değiştirme oyununu gizleyemedi. Takke düştü kel göründü. Minare kılıfa sığmadı, Başbakan’ın yalanı çirkin yüzüyle ortaya çıktı!” Öyle mi hakikaten? Gerçekler yalana sonunda galip mi gelmiş oldu? Yoksa gerçek ne olursa olsun galip gelecek olan sonunda propaganda mı olacak? Bu sütunda bunu daha önce defalarca yazdım… Erdoğan’la baş etmek istiyorsanız; “gerçek neydi, ne değildi”yi bir yana bırakın; kör kör parmağım gözüne bu propagandayla nasıl mücadele edeceğinize bakın! n Dış Haberler Servisi Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Fransa’ya gelecek çarşamba günü yapmayı planladığı ziyarette ABD’nin izleme faaliyetlerine karşı alınacak önlemleri de masaya getireceği belirtildi. Bu çerçevede Merkel’in Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ile görüşmesinde eposta ve telefonların ABD’nin casusluk faaliyetlerine hedef olmadan akışını sağlayacak bir Avrupa iletişim ağı kurulması görüşünü tartışmaya açmayı planladığı duyuruldu. Ayrıca Merkel’in kişisel bilgilerin nasıl korunacağına ilişkin atılacak adımların belirlenmesi çağrısı yapacağı da savunuldu. ABD istihbarat servislerinin uluslararası dinleme skandalında izlenenler arasında Merkel’in adının da geçtiği, geçen yıl basına yansımıştı. ABD’nin dev kulağına Avrupa ittifakı arayışı Suriye’de üçüncü tur belirsizliği Taraflar arasında Cenevre görüşmelerinin ikinci ayağından somut bir sonuç çıkmadı Bahreyn yine karıştı B ahreyn’in başkenti Manama önceki gün ve dün yönetim karşıtı protestolara sahne olurken düzenlenen bombalı saldırıda bir polisin öldüğü bildirildi. Ülkede nüfusun çoğunluğunu oluşturan Şiilerden kimi gruplar, yaklaşık 3 yıl önce Sünni monarşiye karşı “Arap Baharı”ndan esinlenerek başlatılan isyanın yıldönümünde gösteriler düzenledi. Yetkililer Deyr bölgesinde güvenlik nDış Haberler Servisi Fas’tan İspanya’ya gitmek isteyen kaçak göçmenlerin İspanyol sularına girdikleri sırada kendilerine güvenlik güçlerince plastik mermilerle ateş açıldığına ilişkin haberlerin Avrupa Birliği tarafından soruşturulacağı açıklandı. BBC’nin haberine göre, 6 Şubat’ta meydana gelen olaya ilişkin AB yetkililerinin, polisin yüzerek kıyıya ulaşmaya çalışan bir grup göçmen üzerine neden ateş açtığına ilişkin Madrid’den açıklama isteyeceği kaydedildi. Fas sınırındaki İspanya’ya bağlı Ceuta kentine ulaşmaya çalışan yüzlerce göçmenden 13’ünün boğularak yaşamını yitirdiği bildirilmişti. İspanyol polisinin göçmenlere ateşi soruşturulacak (Fotoğraf: AP) güçlerini hedef alan saldırılarda 3 polisin yaralandığını duyurdu. Muhalif ElVifak Hareketi ise güvenlik güçlerini aşırı güç kullanmakla suçladı. 10 ay sonra hükümet kuruldu Dış Haberler Servisi Lübnan’da süren siyasi krizin çözümüne yönelik umutlar dün 24 üyeli yeni kabinenin oluşturulduğunun açıklanmasıyla biraz olsun arttı. Yaklaşık 10 aydır ülkede hükümet kurulmasına yönelik müzakereler sürüyordu. Başbakan Temmam Selam yeni hükümetin ülkedeki ulusal diyaloğu geliştireceğini söyledi. Lübnan’da Mikati başbakanlığındaki hükümet, 22 Mart 2013’te görevden ayrılmıştı. 6 Nisan 2013’te yeni hükümeti kurmakla görevlendirilen Selam, 10 aydır hükümeti kurmak için görüşmelerde bulunuyordu. Ancak hükümette bakanların dağılımı ve sayısı konusunda siyasi partiler arasındaki görüş ayrılıkları nedeniyle kabine oluşturulamamıştı. Yeni hükümette eski Enerji ve Su Bakanı Cibran Basil Dışişleri Bakanı, Nihad Meşnuk İçişleri Bakanı ve eski İç Güvenlik Kuvvetleri Şefi Eşref Rifi de Adalet Bakanı oldu. Hizbullah’ın da içinde olduğu 8 Mart Hareketi ve eski Başbakan Hariri’nin başını çektiği muhalefet partilerinden 8’er bakan ulusal birlik hükümetinde yer aldı. Geri kalan 8 bakanı ise Cumhurbaşkanı Süleyman ve İlerici Sosyalist Partisi Genel Başkanı Canbolad ile diğer küçük siyasi partiler belirledi. (AP) nDış Haberler Servisi Bulgaristan’da Filibe’de Müslümanlara ait vakıf mallarının iade edilmesine karşı önceki gün düzenlenen gösterilerde şehir merkezindeki Cuma Camisi olarak da bilinen Murad Hüdavendigar Camisi bir grubun saldırısına uğradı. Arasında ırkçıların, aşırı milliyetçilerin, futbol takımı taraftarlarının da olduğu belirten yaklaşık 2 bin kişilik gruptan bazılarının camiye taş, sis bombaları ve molotofkokteyli attığı belirtildi. Bulgaristan Başmüftülüğü saldırıyı kınarken benzer olayların ülkedeki etnik ve dini barışı tehdit ettiğini duyurdu. Polisin saldırıya ilişkin 120 kişiyi gözaltına aldığı gelen bilgiler arasında. Bulgaristan’da camiye saldırı Dış Haberler Servisi Suriye’de siyasi çözüm sağlanması için Cenevre’de taraflar arasında yapılan görüşmelerin ikinci ayağı net bir sonuç çıkmadan dün sona erdi. BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi Lahtar İbrahimi’nin Suriye muhalefeti ve Esad yönetimi ile dün yaptığı görüşmede, üçüncü tur görüşmeleri için tarih belirlenemediği bildirildi. İbrahimi, Suriye’deki barış görüşmelerine katılan tarafların merkezlerine geri dönmesi ve bu sürecin devamını arzu edip etmedikleri konusunda değerlendirme yapması gerektiğini söyledi. Bundan sonra yapılacak tur için bir gündem belirlediklerini kaydeden Lahtar İbrahimi, bunların şiddet ve terörizm, ge çiş hükümetinin oluşturulması, ulusal kurumlar ve ulusal uzlaşma olduğunu Suriye’nin Dera kentinde ifade etti. önceki gün bir cami İbrahimi, yakınlarında bomba düzenlediği bayüklü aracın patlaması sonucu 3’ü çocuk sın toplantısın48 kişinin yaşamını da “Çok üzgüyitirdiği, 150 kişinin nüm ve Suriyaralandığı savunuldu. ye halkından Saldırıdan muhalefet ve özür diliyorejim güçleri birbirini rum. Burada sorumlu tuttu. (AP) bir şey olması konusunda ümitleri çok yüksekti” dedi. Bu iki turda çok fazla şey başaramadıklarını kaydeden İbrahimi, her iki tarafın da Cenevre Bildirisi’nin uygulanacağı konusunda ikna olması gerektiğini bildirdi. Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu Sözcüsü Luey Safi, rejim heyetinin geçiş hükümetini tartışmayı reddetmesi halinde üçüncü tura gelmeyeceklerini söyledi. Şam yönetimi heyetinin başmüzakerecisi Beşşar Caferi ise muhaliflerin kendi gündemlerini dayatmaya çalıştığını savundu. Caferi, “Görüşmeler başarısızlıkla sonuçlanmadı, hâlâ devam ediyor” dedi. ‘Duçe yanılmaz!’ Faşizmin diğer adı Toplum mühendisliği denen şey Avusturya’da ‘kadı’ alarmı KADİM ÜLKER nDış Haberler Servisi Almanya Tarım Bakanı HansPeter Friedrich, çocuk pornosuyla ilgili uluslararası bir soruşturma hakkında gizli bilgileri sızdırdığı suçlamaları üzerine önceki gün istifa etti. Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) Partili Friedrich’in içişleri bakanı olduğu dönemde, koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti’den (SPD) eski bir milletvekili hakkında çocuk pornosuyla ilgili soruşturma açıldığını, SPD lideri Sigmar Gabriel’e haber verdiği bildiriliyor. Eski SPD milletvekili Sebastian Edathy’nin evinde ve bürosunda, skandalla ilgili olarak arama yapıldığı yolunda haberler çıkmıştı. Almanya tarım bakanı istifa etti Fransa’dan 400 asker Orta Afrika daha Cumhuriyeti Dış Haberler Servisi Orta Afrika Cumhuriyeti’nde şiddet olayları sürerken binlerce kişinin çatışmalardan kaçmak için evlerini terk ettiği belirtiliyor. AB’nin Orta Afrika Cumhuriyeti’ne (OAC) ek asker gönderilmesi planları çerçevesinde Ankara’nın da kapısını çaldığı haberleri dün gündeme gelirken Fransa da halihazırda birliklerinin bulunduğu ülkeye 400 asker daha gönderileceğini açıkladı. AB’nin Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, BM Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşmada AB üyesi olmayan ülkelerden de asker desteği istediklerini belirtti. Hıristiyan ve Müslüman gruplar arasında kanlı çatışmaların yaşandığı OAC’de halen 3500 Afrika Barış Gücü askeri ile Fransa’dan 1600 kişilik birlik bulunuyor. Bu arada Ashton, gazetecilerin, ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Victoria Nuland’ın ABD’nin Kiev Büyükelçisi ile yaptığı telefon görüşmesinde, “s...r et AB’yi” şeklinde sözlerinin hatırlatılması üzerine, “Nuland’a merhaba demek istiyorum çünkü o benim arkadaşım. AB, komşu ülkelerde yaşanan sorunlara aktif bir şekilde müdahil olur” ifadelerini kullandı. VİYANA Almanya’da yasadışı “şeriat mahkemelerinin oluşturulduğu, Müslümanlar arasındaki kimi sorunlara çözüm gerekçesiyle devreye giren kadıların sayısının arttığına” ilişkin iddialar Avusturya’da da yankı buldu. Avusturya parlamentosunda grubu bulunan Team Strohnach Partisi’nden milletvekili Christoph Hagen, Adalet Bakanı Dr. Wolfgang Brandstetter’in yanıtlaması için yönelttiği soru önergesinde ülkede “gölge İslam hâkimlerinin” bulunup bulunmadığını sordu. Hagen’in önergesine kaynak olarak Avusturya’nın Salzburger Nachrichten gazetesinde geçen kasımda yer alan, Alman Hıristiyan Demokrat partileri CSU/CDU’lu politikacıların Almanya’da “yasadışı İslamcı hâkimlerin (kadıların) sayılarının günden güne arttığını ve bu durumdan rahatsızlık duyduklarını söyledikleri” yönündeki haberine işaret ettiği belirtiliyor. Ayrıca Die Welt gazetesinde de Bavyera Eyaleti Adalet Bakanı Beate Mark’ın uzman kişilerin konuyla ilgili düşüncesine başvurulması yönünde adım attığının yazıldığına önergede dikkat çekildi. Gazetenin haberinde Almanya’da “yasaları yok sayarak kendilerini barış hâkimi ve imamları olarak ifade eden kişilerin tespit edildiği” belirtildi. Bu çerçevede Alman İçişleri Bakanlığı’nın soruşturmalara başladığına da işaret edildi. Soru önergesinde Hagen, Bavyera Adalet Bakanı’na “ceza suç davalarına engel olarak hukuksal durumlarını etkilemek için ‘Barış Hâkimleri’nin çalışmalar yaptıklarının” bilgisinin verildiğini de dile getirdi. Önergede bu durumun demokratik devletlerin hukuk sisteminde yeri bulunmadığının altı çizildikten sonra, Avusturya Adalet Bakanı’na şu sorular yöneltildi: “Benzer durumların Avusturya’da da olduğuna dair bilgiler ulaştı mı? Şeriat kurallarına göre aile davaları ve kan parası gibi konularda ‘Barış Hâkimleri’nin karar aldıkları Avusturya’da da görüldü mü?” Libya’da cezaevinden firar TRABLUS (AA) Libya’nın başkenti Trablus’un doğusundaki Zliten kentinde bir hapishaneden 92 mahkumun kaçtığı bildirildi. Zliten İl Konseyi Sözcüsü Hasan Sufiye, mahkumların isyan çıkardığını ve hapishanede yaşanan güvenlik zafiyeti nedeniyle 92’sinin kaçtığını ifade etti. Mahkumların yakalanması için operasyon başlatıldığını kaydeden Sufiye, yaşanan firarın askeri darbe girişimiyle alakası olmadığını dile getirdi. Tümgeneral Halife Haftar, önceki gün, Libya geçici meclisi Milli Genel Kongre’yi (MGK) feshettiğini ve Askeri Geçiş Konseyi ilan ettiğini söylemiş ancak bu açıklama hem MGK hem de Başbakan Ali Zeydan tarafından yalanlanmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle