03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 ŞUBAT 2014 PERŞEMBE 6 HABERLER Türkiye, basın özgürlüğü endeksindeki 180 ülkenin 154’üncüsü Problem ülke l Gazeteci hapishanesi Dış Haberler Servisi Merkezi Paris’te bulunan Sınır Tanımayan Gazeteciler (RFS) örgütünün yayımladığı 2014 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye 180 ülke arasında 154. sırada yer aldı. Afganistan, Ürdün ve Irak gibi ülkelerin gerisinde kalan Türkiye’den “problem ülke” olarak bahsedilen raporda, Gezi Parkı eylemleri sırasında 153 gazetecinin yaralandığı, 39 gazetecinin gözaltına alındığı hatırlatıldı. Sanki Mahkeme Önünde ‘Suçunu’ Hafifletiyor Başbakan itiraf ediyor, evet Habertürk’e telefon ettim ve onlar da gereğini yaptılar... Adeta “mahkeme” önünde, dinlemelerde “suçüstü” yakalanmış da, suçunu hafifletmek için savunmaya geçen sanıklar gibi Fas’tayken gerçeklerle ilgili olmayan sözler söylenmiş... Neymiş onlar? Bahçeli’nin cumhurbaşkanını göreve çağırması.. Bu çağrı, Başbakan’a bir hakaretmiş... O da müdahale ederek “düzeltmiş”... Ne var bunda? “Doğal hak”kı. Acaba kendisinin bugüne kadar örneğin CHP’ye yaptığı polemikler içinde bir tane doğru var mı? Ama CHP’den televizyonlara müdahale edilip de RTE’nin sözlerini “sildiren” veya “ortadan kaldıran” bir girişim mi olmuş? Kimin haddine! Ama Başbakan’ın haddi hududu yok. Bir telefonla, nedir o, kaldırın o bantlardan akan sözleri diyebiliyor. Medyaya müdahale mi? Asla! RTE’nin “doğal hakkı”. Yaptığının, “basın hürdür, sansür edilemez” diyen anayasayı çiğnemek olduğunun farkında değil mi? Otoriter, neyin suç neyin suç olmadığına ancak kendisi karar verir. Bunun için kendisine anayasa gerekmez, mahkeme gerekmez, yasa gerekmez... O ne diyorsa o! Tabii iktidarda olduğu sürece... Tersini hiç düşünüyor mu? Hayır... Çünkü Başbakan için “iktidardan düşmek” olabilecek bir olay değil. Böyle bir olay, doğal olamaz. Kendisini iktidardan düşürebilecek her şey ancak ve ancak “darbe” olabilir... Zaten, kendine yönelik her şey “darbe”, her şey “milli irade hırsızlığı”, her şey “karanlık güçlerin” girişimi, her şey “faiz lobisi”, her şey “dış güçlerin tertibi”... Tabii iktidarının karıştığı yolsuzluk ve rüşvet delilleri ve savları da “darbe girişimi”... “Oğlum evde ne kadar para var?” “Çok az baba, 1 trilyon”, “Tamam onlara de ki gayri resmi danışmanlık yapıyorum” falan filan... Ben diyorum ki, istifa eden, ancak başbakanını koruyucu kanatları altına alan bakanlar, RTE’ye kurulan “cemaat komplosu”nun birer aletleriydi. Onların hepsi esasında cemaatçi... RTE ve iktidarını yerle bir etmek için, reel rüşvet ve yolsuzluk olayları gerçekleştirdiler yani kendilerini feda ettiler! Cemaat, herhalde orduya karşı kurduğu sahte CD’ler tezgâhını Başbakan’a karşı kuramazdı. Başbakan olayında, “canlı, belgeli, rüşvet ve yolsuzluk” olaylarını sahnelediler... Başbakan ve akil adamlarının olaya bir de bu açıdan bakmalarında yarar var! Hiç düşünemediniz bunu, değil mi!? Bakın, Bahçeli bunu yine yapıyor ve Gül’ü, RTE’nin internet sansürü yasasını veto etmeye çağırıyor... HHH Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün son “Basın Özgürlüğü Raporu” yayımlandı. Türkiye 180 ülke arasında 154’üncü. Hey Türkiye Nasılsın kitabımdaki bilgilere bakıyorum: Geçen yılla aynıyız ama medya üzerindeki yeni yaşadığımız ve internet yasasıyla, yaşayacağımız son sansürleme girişimleriyle, 2014 raporunun daha da olumsuz olacağını şimdiden görüyoruz. İşte AKP’nin “İleri Demokrasi” düzeninde, medya özgürlüğünün nasıl adım adım gerilediğinin resmi kanıtı: 2005’te 98. 2006’da 100. 2007’de 101. 2008’de 103. 2009’da 123. 2010’da 138. 2011’de 148. 2012’de 154. 2013’te 154. Ayrıca Türkiye, internet özgürlüğünde de zaten öteden beri yarı özgür ülke, kategorisinde. Freedom House’un Ekim 2013’te yayımladığı rapor, 60 ülkeyi inceliyordu ve Türkiye puanını kötüleştirerek 38. sıraya düşmüştü... Şimdi yeni yasa ile bakalım hangi çukura ineceğiz!? Cumhurbaşkanı Gül, ya ülkenin diktatörlüğe gidişi yönünde davranacak ya da özgürlüklerden yana... HHH Gazeteci, yazar, şair dostum Haluk Şa hin “Türkiye’de medyanın yükselişi, çöküşü ve geleceği”ni incelediği yazılarını “Hodri Meydan” isimi yeni kitabında bir araya getirdi (kakitap). Haluk Şahin, bir kitle iletişimi profesörüdür. Biz “gazetecilik damarı”ndan yazarız, o ayrıca hem gazetecilik hem de buna ek olarak “akademik damar”dan yazar! Kitabını imzalarken demiş ki “Haklı çıktığımız o malum hikâyenin kilometre taşları.” Haluk kitabının önsözünde bir saptama yapıyor: “Önce sessizlik vardı... Sonra gazeteler, dergiler, sinema, tiyatro, televizyon sökün etti. Medya dendi adına, kitlelerle mesaj üreticileri arasında, ‘ortada’ yer aldığı için.” Hodri Meydan, kaleminin ucunu medyaya yöneltecek kadar da dengeli yazılarla dolu. Aynı zamanda, sosyal medyanın ortaya çıkışı ile, medyanın eski tekel havasının kırıldığını, medyanın bu kez hitap ettiği kitle ile karşılıklı iletişime de geçtiğini anlatıyor. Medyanın çöküşü ve geleceği peki? Şahin’in kitabını okumalısınız. Medya artık salt gazetecilerin, televizyoncuların işi değil... Sadece Twitter’da boy göstererek düşünce gücü ve görüşleriyle olayları etkileme yarışına giren herkesin! Herkes “medya elemanı” ise buyrun kitaba... Azarlamaktan vazgeçsin Raporda daha sonra, “154. sıradaki Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda hiçbir gelişme görülmedi. Türkiye ‘en büyük gazeteci hapishanelerinden’ biri olarak tanımlanmaya devam ediyor. Gezi Parkı isyanı, güvenlik güçlerinin baskıcı yöntemlerini, otosansürdeki artışı, Başbakan’ın popülist söylemlerinin tehlikelerinin fark edilmesini sağladı. Yaklaşan seçimler, barış sürecindeki belirsizlik nedeniyle, sivil hakların geleceği açısından 2014’ün belirleyici bir yıl olması muhtemel” denildi. ABD’de de basın özgürlüğünün artan bir tehditle karşı karşıya olduğu belirtilen raporda, “ulusal güvenlik” gerekçesiyle yapılan dinlemelerin “dünya çapında tehdit” oluşturduğu vurgulandı. Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) eski çalışanı Edward Snowden’ın ortaya çıkardığı gizli dinlemeler, WikiLeaks’e bilgi sızdıran Bradley Manning’in mahkum edilmesi ve AP’nin telefon kayıtlarının ele geçirilmesi gibi olaylar nedeniyle ABD 13 sıra geriledi. “Şimdiye kadar görülen en hızlı düşüş” nedeniyle 46. sıraya yerleşti. Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) yayımladığı “Basın Özgürlüğünün Risk Altında Olduğu Ülkeler Raporu”nda da Türkiye ilk 10 içinde yer alıyor. CPJ raporunda, “Demokratik gibi görünen ülkelerden Türkiye’de de ifade özgürlüğü ve bağımsız habercilik alanları hükümet müdahaleleri yüzünden hızla daralıyor” denildi. Raporda, basın özgürlüğünün risk altında bulunduğu ülkeler arasında Mısır, Liberya, Rusya, Vietnam gibi ülkeler yer alıyor. İstanbul Haber Servisi TGC, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın soru sormaya çalışan gazetecileri azarlamasını sert bir dille eleştirerek, son yıllarda iktidarın gazetecileri “soru soramaz” hale getirdiğine dikkat çekti. TGC’nin açıklamasında, “Halkın bilgi edinme ve gerçekleri öğrenme hakkı için çalışan gazetecilerin görevlerini yapamaz hale getirilmesinin bedelini Türkiye ağır ödemektedir. Başbakanı gazetecileri azarlama alışkanlığından vazgeçmeye davet ediyoruz” denildi. Basın Konseyi’nce yapılan açıklamada da Başbakan Erdoğan’ın basına yönelik müdahaleci ve sert tavrı kınandı. Basına müdahale gerçeğinin endişe verici boyutlara ulaştığına dikkat çekilen Basın Konseyi açıklamasında, “Basın Konseyi olarak, haber alma, ifade ve basın özgürlüğünü her türlü kısıtlama çabalarına bir an önce son verilmesi gerektiğini hatırlatıyoruz” denildi. l 13 sıra geriledi l İspanyol basını: Erdoğan’ın tutumu saldırgan ‘Gazeteciler neden hapis Dış Haberler Servisi Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İspanya Başbakanı Mariano Rajoy ile yaptığı basın toplantısında soru soran bir muhabire sert davranış şekli İspanyol basınına konu oldu. İspanyol basını, Başbakan Erdoğan ile düzenlenen ortak basın toplantısının “yolsuzluk suçlamaları arasında gergin geçtiği” yorumu yaptı. El Pais gazetesi önceki gün Ankara’da gerçekleşen basın toplantısına işaret ederek “Rajoy Türkiye’nin AB’ye katılımını desteklerken Erdoğan bir gazeteciye hücum etti” dedi. ANKA’nın haberine göre El Pais şu ifadeleri kullandı: “Rajoy ve ekibi, Türkiye’nin siyasi olarak kolay bir yer olmadığını biliyorlardı, özellikle Erdoğan’ın İstanbul ve diğer bazı kentlerdeki gösterilerin bastırılması, yolsuzluk skandalları ve kendisine karşı protestolar için büyük bir platform olan internetle ilgili son ve polemik yasa nedeniyle her taraftan eleştiriler aldığı şu sıralarda... Ancak İspanyol heyeti, ortak basın toplantısında işlerin o kadar ileriye gideceğini düşünmemişti.” l Tehdit ediciydi Erdoğan’ın, Rajoy’un şaşkın ve gergin bakışları arasında yolsuzluk skandalına ilişkin sorulara verdiği tepkiye dikkat çekilirken Erdoğan’ın soruyu soran gazeteciye “tehdit edici” bir biçimde baktığı yorumuna da yer verildi. “Üç bakanın dahil olduğu İspanyol heyetinin tümünün rahatsızlığı açıktı” denilen haberde basın toplantısı sona ererken İspanyol heyetinin kendi ülke gazetecilerine “İspanya’da her ne kadar yakınma olursa olsun, başka l Türkiye ilk 10’da anlıyoruz’ l Seçim kampanyasına alet edildi İspanyol basını Ankara’da yerlerde durum daha kötü” dedikleri de iddia edildi. gerçekleştirilen ve İspanya Başbakanı Rajoy ve Başbakan Erdoğan’ın katıldığı ortak metro açılışının AKP’nin bir seçim kampanyasına dönüştürüldüğünü yazdı. Gazeteler, Rajoy’un bir İspanyol firmasının da yapımına katkı yaptığı metro açılışı için sadece orada bulunduğunu belirterek, ancak ortamın sandığı gibi olmadığını ve AKP bayraklarını taşıyan kişiler tarafından bir miting alanına çevrildiğini belirtti. Bu durumdan İspanyol Başbakanı’nın hoşnut olmadığına da değinen gazeteler “Başbakana verilen programda her şey iyi gidiyordu. Metro açılışı denildi ancak AKP’nin seçim kampanyası vardı” yorumunda bulundu. DHA’nın haberine göre, El Periodico gazetesi, “Rajoy İslamcı partinin başbakanının seçimine alet edildi” başlığını kullandı. Lainformacion gazetesi de, “Rajoy, Erdoğan’ın seçim tonu karıştırılmış metro açılışına katıldı” başlıklı yazısında bu durumun uluslararası teamüllere aykırı olduğunu kaydetti. Önceki günkü ortak basın toplantısında Başbakan Erdoğan’ın gazetecilere takındığı tavrı “saldırgan” olarak niteleyen İspanyol gazetecilerin “Bu başbakanı gördükten sonra Türkiye’de neden bu kadar çok gazeteci hapis yatıyor şimdi daha iyi anlıyoruz” dedikleri de savunuldu. Basın toplantısı sırasında Erdoğan tarafından azarlanan Türk gazeteci İspanya’da kahraman ilan edildi. İstanbul Haber Servisi Bakan çocukları, bürokratlar ve iş adamlarının tutuklu bulunduğu 17 Aralık soruşturması kapsamında Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu şüpheli sıfatıyla ifade verdi. İstanbul Başsavcısı tarafından dosyadan el çektirilen savcı Mehmet Yüzgeç, Ahmet Nazif Zorlu’yu Beşiktaş’taki Zorlu Center’ın 383 bin metrekaresinin kaçak olduğu, sonradan yasa dışı olarak ve sahte raporlarla yasal hale getirildiği iddialarına ilişkin ifadeye çağırmıştı. Soruşturmanın TOKİ ayağı şüphelileri arasında yer alan Ahmet Nazif Zorlu, dosyadan el çektirilen savcılar Celal Kara ve Yüzgeç’ten sonra dosyayla tek yetkili olan savcı Ekrem Aydıner tarafından sorgulandı. Zorlu ifade verdi CPJ Avrupa ve Orta Asya Program Koordinatörü Nina Ognianova kendi bölgesinde yer alan Rusya ve Türkiye’yi eleştirdi. Ognianova, “Türkiye, eleştirel haber ve yorum yapan gazetecilere baskı yapmaya devam ediyor” dedi. Gezi Direnişi’nin ardından eleştirel yayın yapan bazı gazetecilerin işten çıkarıldığını belirten Ognianova, yeni internet yasası ile ilgili de şunları söyledi: “Zararlı olduğu ya da özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği farz edilen web sayfalarına erişimin engellenmesi hükümetin politikalarını eleştirenleri susturmak için kullanılabilir. Zaten kısıtlayıcı olan mevcut yasa, yeni düzenlemeyle mahkeme kararı olmadan iletişimin sansürlenmesini getirebilecek” diye konuştu. ‘Baskı devam ediyor’ Öte yandan işadamı Cemal Kalyoncu da, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ve Yasin El Kadı’nın şüphelileri arasında olduğu 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamında dün ifade verdi. Murat Çağlak, Fuzuli Aydoğdu, İrfan Fidan ve İsmail Uçar’ın yürüttüğü soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla ifade veren Kalyon Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Kalyoncu, yaklaşık 1 saat süren ifadesinin ardından adliyeden ayrıldı. Önceki gün de Cengiz İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz ve SİNPAŞ GYO Yönetim Kurulu Başkanı Avni Çelik ifade vermişti. l Kalyoncu ifade verdi Ağaoğlu ‘tatil’i anlattı İstanbul Haber Servisi 17 Aralık yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve serbest bırakılan işadamı Ali Ağaoğlu, savcı Zekeriya Öz’ün şikâyeti üzerine başlatılan soruşturmada tanık olarak ifade verdi. Öz’ün Dubai’de tatil yaptığı ve masraflarının da Ağaoğlu tarafından karşılandığı iddia edilmişti. Önceki gün ifade veren Ağaoğlu’nun daha önceki “Temsilciliğimiz ağırladı” beyanını tekrarladığı belirtildi. Haluk Şahin: Hodri Meydan TRT’den tweet ayrıcalığı Haber Merkezi CHP Bursa Milletvekili Doç. Dr. Aykan Erdemir, AKP, CHP, MHP ve BDP liderlerinin önceki gün Meclis Grup toplantılarında yaptıkları konuşmalarla ilgili TRT’nin attığı tweet’lerin hesabını çıkardı. Buna göre TRT, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın grup toplantısındaki konuşmasıyla ilgili 46 tweet, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli için 1’er tweet atarken BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş için hiç tweet atmadı. TRT’nin bu durumunu TBMM gündemine taşıyan CHP’li Aykan Erdemir, Başbakan yardımcısı Bülent Arınç’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Başbakan Erdoğan için 46, Kılıçdaroğlu için 1 Fatih Belediyesi dosyasında tahliye İstanbul Haber Servisi 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının Fatih Belediyesi dosyası kapsamında tutuklanan Tunç Mimarlık sahibi Ali Tunç, avukatının itirazı üzerine tahliye edildi. 17 Aralık operasyonunda gözaltına alındıktan sonra tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilenler arasında yer alan mimar Ali Tunç, ifade verirken rahatsızlanmıştı. Kalp spazmı geçirdiği ifade edilen Tunç’a sağlık ekipleri müdahale etmişti. 9 müdür ve 80 polis gitti KAYSERİ / TRABZON (Cumhuriyet) 17 Aralık operasyonunun ardından emniyette görevden almalar sürüyor. Kayseri Emniyet Müdürlüğü’nde 9 şube müdürünün, Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nde ise 80 polisin görev yeri değiştirildi. Trabzon’da daha önce 195 polisin görev yeri değiştirilmişti. 100 milyon verdim inşaat hissesi aldım Nihat Özdemir: O polis emniyet müdürü oldu Haber Merkezi Fox TV’de ekrana gelen “Çalar Saat” programına konuk olan gazeteci İsmail Küçükkaya, Nihat Özdemir’le Sabah ATV satışı hakkında telefonla yaptığı görüşmeyi anlattı. Küçükkaya’nın anlatımına göre işadamı Özdemir, Sabah ve ATV’yi satın almadığını, ancak yeni patronuna 100 milyon dolar verdiğini kabul ediyor. Görüşmede parayı borç olarak verdiğini söyleyen Nihat Özdemir, Küçükkaya’nın “Nasıl ispatlayacaksınız” sorusuna karşılık olarak da “Her şeyi legal, her şeyi temiz yaptık. Ve karşılığında hisselerini aldım” yanıtını veriyor. İşadamı Özdemir, Küçükkaya’nın “SabahATV hissesi mi satın aldınız” sorusuna ise 100 milyon dolara karşılık olarak başka bir inşaattaki hisseleri aldığını söylüyor. Savcı Akkaş göreve başladı TEKİRDAĞ (Cumhuriyet) Yolsuzluk operasyonlarının ardından, HSYK tarafından görev yeri değiştirilerek Tekirdağ’a atanan Savcı Muammer Akkaş, 10 günlük iznin ardından dün görevine başladı. Akkaş, her gün İstanbul’dan Tekirdağ’a gelerek çalışacağını söyledi. l İstanbul Haber Servisi Şırnak’ın Silopi ilçesinde HDP Eş Başkanı ve İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’den tokat yiyen Güvenlik Şube Müdürü Murat Çetiner, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcılığı’na atanmasının ardından İstanbul Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğ’üne getirildi. Çetiner, Tuncel’den tazminat kazanmıştı. Köy korucusu öldürüldü l BİNGÖL (Cumhuriyet) Ilıcalar beldesinde korucu Ferhat Tokay (30), Yukarı Ağaçeli köyü sınırlarında arı kovanı için kavak ağacı kestiği sırada kimliği belirsiz kişi veya kişilerce silahlı saldırıya uğradı. Başından yaralanan Tokay, kurtarılamadı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle