04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 ARALIK 2014 SALI CUMHURİYET [email protected] SAYFA KÜLTÜR 15 UYKUSUZLUK Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘Bugün George Orwell olsa sizi ayakta alkışlardı’ diyen Alev Alatlı: ‘Birey ehlileştirilecektir...’ Bu yılki Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri törenindeki ödül konuşmasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a “Bugün George Orwell olsa sizi ayakta alkışlardı” demesiyle gündeme damga vuran Alev Alatlı pek çoklarınca tepkiyle karşılandı. “Gündeu “Birey bir biçimde min kadını” Alatlı’ya ehlileştirilecektir ki, bir sorularımızı eposta kutsal, bir idea, bir dünya yoluyla yönelttik. görüşü etrafında toplanabilsin “Hayvan Çiftliği” ile “1984” adlı kitapki, bir ‘toplum’dan söz larıyla, her türlü muedebilesiniz. Türkiye halefetin yok edildiği özelinde toplumsal baskı bir toplum tehlikesine karşı ve gelecekte var mıdır? Elbette vardır. oluşabilecek totaliter Dinsel hassasiyetler, nasslar, bir topluma yönelik gelenekler, örfler, âdetler uyarıda bulunan Orbireyi baskılar. Mahalle well, aslında tam da bugünkü Türkiye’ye baskısı bir vakıadır. Sosyal işaret ederken neden medya dedikleri bile başlı Erdoğan’ı ayakta albaşına bir baskı unsurudur.” kışlardı? i ve e hasb ın Konuşma metninded n i s e t n’ aö ki “21. yüzyıl, ekonode ehlileştirilecektir ki, sının d ndan, Erdoğa a m l o i mik yığışımlar ve ekürilerinden oluşan bir kutsal, bir idea, bir dünya ya ’ni hic n’ın sa kkaktır. Öte ‘eşdeğerliliği ü bu a bir oligarşidir” saptamasından başlayağ görüşü etrafında toplanabilo d r u “E lduğu muha tliği’ yerine lmam, çünk kâr lım: “BM, IMF, NATO gibi oligarksin ki, bir “toplum”dan söz ların onayını alan ‘haklı olma hali’nin harbi o ınerkek ‘eşi an rahatsız o ği muhafaza edebilesiniz. Türkiye özelinde di ” nd kad temyiz edilemez olduğu noktadayız.” toplumsal baskı var mıdır? Elolması n inkâr etme inden biridir. r o y u Temyiz edilemez, yani? Yani, Filistin’in, bette, vardır. Dinsel hassasiyetsavun hiçbir zama bileşkenler Somali’nin, Afganistan’ın, Suriye’nin, ler, nasslar, gelenekler, örfler, tutumu ya görüşünün Irak’ın, gerisini siz sayın artık, davalarıâdetler bireyi baskılar. Mahalle dün nı taşıyabilecekleri bir mahkemenin olbaskısı bir vakıadır. Sosyal medmadığı bir düzen. ya dedikleri bile başlı başına bir Pepsi Cola yığışımının yıllık cirobaskı unsurudur. su ne kadardır bilir misiniz? 6667 milTeşekkür konuşmamda da söyyar dolar. 2013 rakamı. Filistin’in, lemiştim. “Galile etkisi” derler, Afganistan’ın, Somali’nin gayri safi mil ideolojik ve/veya dini, gelenekli hasılalarını toplasanız, sırasıyla 10 sel ya da asri/teknokrat çetelerin milyar, 20 milyar, 3.5 milyar dolar, yani hâkim olduğu toplumlarda umuPepsi’nin cirosunun yarısı etmez. Onlama hitap eden ve fakat “umumun rın kaderleri, BM Güvenlik Konseyi’nin zihniyeti”ni yansıtmayan düşünce“daimi üyeleri”nin oluşturduğu oligarler öfke uyandırır, husumet çeker, şinin iki dudaklarının arasındadır. ABD, bastırılmaya çalışılır. Şimdi diyeİngiltere, Fransa, Çin ve Rusya: yani, ceksiniz sosyal medyada da çeteler Orwell’in sözünü ettiği “bütün hayvanmi var. Var evet, örgütlü tweet’çilar eşittir ama bazı hayvanlar daha lik diye de bir şey var. Siz de ben eşittir” durumu. “Eşitlik” lâfzının ulusde “tt” nasıl oldurulur, biliriz, öylararası dolandırıcılıktan ibaret olduğu le değil mi? durum. rdoğan incinebilir Erdoğan’ın “Dünya beşten büyüktür” derken, taammüden ya da değil, işa konumda’ ret ettiği durum. Orwell, sonunda do Sosyal medyada size yönelandırıcılığa ayan birisi çıktı diye sevilik “Bir edebiyatçının ölümü” gibi nir, hatta alkışlardı diye düşünürüm tasert eleştiriler de oldu. Bu eleşbii, kitaplarının arkasında duran, kelâmın tirilere karşılık ne demek isterhaysiyet olduğunu bilen bir adamdıysa siniz? ki, benim bildiğim kadarıyla Orwell’in İlâhi, Ceren Hanım! Şu söysahici olmadığını düşündürecek bir icralediğinize eleştiri denmez, “teatı da yoktur. menni” denir! Hadi, size George Öte yandan, sırf başkaları farklı düOrwell’den bir başka alıntıyla ceşünüyor diye dünyanın ABD, İngiltevap vereyim: “Özgürlük, insanlare, Fransa, Çin, Rusya beşibiryerdesinra duymak istemediklerini söyleden daha büyük olduğunu haykırmaktan mektir.” çekinen “Hem budala hem de alçak Sanatçılar ve birçok kitır” demektedir, diyen de Daniel Defoe. şi Erdoğan’ı sürekli her konuHa, birileri susmanın budalalık ve/veya da enselerinde hissetmekten raalçaklık olduğunu düşünmezlermiş, ansanız, Atatürk’ün de, İnönü’nün de, hatsız olduklarını sıklıkla dile gelaşılan o ki, Sayın Erdoğan onlardan biDemirel’in de, Özal’ın da yadırgadığım tiriyor... Siz, Erdoğan’ın Başbakan ri değil. Nitekim, “One minute” çıkışıönerileri vardı. Hatta, bazen Gazi pave Cumhurbaşkanı yetkilerinin dışına da şahidiz. şa ile yaşamlarımız kesişseydi, fena halna çıkarak bir baba gibi daha doğrude birbirimize girebilirdik diye düşünsu 1984’teki “Duvarlara asılı posterlerrgütlü tweet’çilik var’ deki Büyük Birader’in gözü” gibi, gözü düğüm olur. Şaka bir yana, bakın, Sayın Siz Türkiye toplumunda baskı düErdoğan, benden daha kolay incinebilir nün hep üstümüzde olduğunu hissedizeni olduğunu kabul etmiyor musukonumdadır. Nihayetinde bir siyasidir, yor musunuz? nuz? olduğu konumunu muhafaza etmesi, beNe münasebet! Tersine, benim gözüm “Toplum” dediğinizde ille de baskı nim ona vereceğim oya bağlıdır. Benim Erdoğan’ın üstünde! Yadırgadığım öneolacaktır, Ceren Hanım. Birey bir biçim rileri yok mu? Elbette, var. Ona bakarderken, “bizim” demek istediğim açık. Ha, benim dahil olmadığım “bizim,” yani aynı vatanı paylaştığım yurttaşlarımın oyu, şahsen haz etmediğim yöne akarmış, n’apalım?! Çaylar, bu defa da bizden olacak. Demokrasi bir tarafıyla da feragat rejimidir. Hayatın ille de sizin istediğiniz gibi akıyor olmamasına tahammül edersiniz. Peki iktidarın, kadının gülüşünden bakışına, cinsel yaşamına bile ayar verişinden rahatsızlık duydunuz mu hiç? “Kadın” derken? Tanımında mutabık olduğumuz, budur diyebileceğimiz bir “model,” homojen bir kimlik bulmalıyız ki, biyolojik benzerliklerimiz dışında bir anlam ifade etsin “kadın”. Bakın, “iktidar” da bir o kadar muğlak bir gönderme. Kimden bahsediyoruz? Hükümet üyelerinden mi? AKP milletvekillerinden mi? Öyleyse hangilerinden? Bir Halide İncekara’yı, mesela, ya da Nimet Baş’ı, yine meselâ, bir Cemil Çiçek’le ya da Ahmet Davutoğlu ile bir tutamayacağımıza göre, “kadının gülüşünden bakışına, cinsel yaşamına bile ayar veren iktidar” Don Kişot’un yeldeğirmenleri gibi kurgusal, oryantalistlerin İslamofobisi kadar manasız bir hasım hüviyetindedir. Beni ancak sahici insanlar rahatsız edebilirler, soyutlamalar değil, kavramlar hiç değil. Mine SÖĞÜT [email protected] Bir Kul Değil Kuş Olduğunuzu Düşünün Davutoğlu, “Ak Gençlik sizden bir ricam var. O yanlışı yapmış olsalar bile o çapulculardan da Ak Gençlik çıkarın” demiş. Benim de Ak Gençlik’ten bir ricam var. Çok zor, biliyorum ama ne yapıp edip içinizden bir Gezi gençliği çıkarın. Bunun için, tartışmaktan, soru sormaktan, cevap aramaktan yılmayın. Tek doğruya inanmayın. Küçücük yaşta bilincinizin derinliklerine yerleştirilmeye çalışılan batıl korkuları aklınızı kullanarak kalbinizden söküp atın. Başka doğruların varlığını görün ve bunun ne anlama gelebileceğini düşünün. Sizi sindirerek yönetmek isteyenlere meydan okuyun. Öğretilenlerle yetinmeyin. Daha çok öğrenmek için başınızı yerden kaldırın. Gökyüzüne daha sık bakın. Sınırları ve korkuları olmayan kuşların ne kadar muhteşem bir hayatı olduğunu düşünün. Bir kul değil kuş olduğunuzu düşünün. Daha çok düşünün. Hayatın zevklerini bir tehdit olarak algılamayın; aksine onlar sizi besler, güçlendirir ve en önemlisi mutlu eder. Mutlu olmaktan utanmayın, kendinizi ve çevrenizdekileri mutsuz etmekten kaçının. Saklanmayın. Açık olun. Kararmayın. Işık olun. Gözlerinizi birbirinizden kaçırmayın. Her ne iseniz, olduğunuz gibi, göğsünüzü gere gere, herkesle birlikte, alenen yaşamaya hakkınız olduğunu sonuna kadar savunun. Bedeninize sahip çıkın. O kimsenin değildir. Kalbiniz gibi sadece sizindir. Üzerinde hak iddia edilmesine izin vermeyin. Kendi cinselliğinizden de başkalarının cinselliğinden de utanmayın. Sevişmekten gocunmayın. Sevişmekten korkmayın. İstediğiniz dili konuşup istediğiniz eğitimi alabileceğiniz, istediğiniz kıyafeti giyebileceğiniz, her türlü seçimi özgür iradenizle yapabileceğiniz bir hayat için ısrar edin. Bu hayatı talep edin. Bu hayat için inat edin. Sırtınızda kocaman iki kanat var. Önce onların farkına varın. Kanatlarınızı, o güzel ve güçlü kanatlarınızı rahatça çırpabileceğiniz alanlar yaratın. O alanlara kanatlarınızı, o güzel ve güçlü kanatlarınızı kırmaya çalışanları sokmayın. Hadi, önce başınızı yerden bir kaldırın; gözlerinizi açın ve uzun uzun gökyüzüne bakın. Düşünün. Bir kul değil kuş olduğunuzu düşünün. ‘Kadın ve iktidar muğlak’ ‘Atar ergen olmayan bir Türkiye’ Peki, Erdoğan sahici bir insan değil mi? Kadınerkek eşitliği üzerine Erdoğan’ın sahici bir insan olarak söyledikleri sizi rahatsız etmiyor mu? Erdoğan’ın sahici olmasının da ötesinde hasbi ve harbi olduğu muhakkaktır. Öte yandan, Erdoğan’ın kadınerkek “eşitliği” yerine “eşdeğerliliği”ni savunuyor olmasından rahatsız olmam, çünkü bu tutumu hiçbir zaman inkâr etmediği muhafazakâr dünya görüşünün bileşkenlerinden biridir. ‘Gezi’ hangi açılardan totaliter bir rejime başkaldırı anlamı taşır? Hangi açılardan “Ergenlerin sokağa dökülmesi”nden ileriye gitmez? Ne rejim totaliterdir, ne de Gezi totaliter bir rejime başkaldırı. Sokağa dökülenler de ille “ergen” değildiler, nitekim. Olsa olsa, kendilerini içinde buldukları, sürdürmek zorunda hissettikleri hayat, idealize ettikleri hayatla örtüşmeyen, yanlış zamanda, yanlış mahallede doğmuş olmaktan mustarip yurttaşlarımız. Mustarip derken ironi yapıyor değilim. Mutsuzlukları bana hüzün verirken, teselliyi, rejimle mutmain olan daha büyük kitlelerde bulurum. Yeni Türkiye’den siz ne anlıyorsunuz? Nasıl bir Türkiye öngörüyorsunuz? Öngörmekten ziyade umuyorum, diyelim. Hormonları normal seviyelerine gerilemiş, atar ergenliğini arkasında bırakmış, akıl baliğ, rasyonel bir Türkiye umuyorum. Şimdilerde böyle değil mi, diyeceksiniz, değil. 2014 itibarıyla önyargıların, mesnetsiz korkuların güdümünde, koyunun altında buzağı arayan, esrik bir toplum hüviyetindeyiz. Alev Alatlı’nın teşekkür konuşmasının tt olmadığı, abuk sabuk gündemlerin rağbet görmediği bir Türkiye düşlüyorum. ‘E FAZIL SAY’A DESTEK İÇİN İMZA KAMPANYASI BAŞLATTILAR ‘Dışlamaya son verin’ Kültür Servisi Besteci Fazıl Say’ın resmi makamlarca dışlandığı, sansürlendiği gerekçesiyle Change.org adlı internet sitesinde sevenlerince imza kampanyası başlatıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın dikkatine sunulan sitedeki metinde “Tüm dünya onu ayakta alkışlarken, ona çok önemli ödülleri layık görürken, kendi ülkesinde resmi makam ve kurumlarca dışlanmasını, eserlerinin resmi programlardan çıkarılmasını, şahsının ve eserlerinin itibarsızlaştırılmaya çalışılmasını endişeyle karşılıyoruz” denildi. Fazıl Say’ın muhalif söylemleri nedeniyle cezalandırıldığının ifade edildiği yazıda, ilgililerin bu uygulamalarına derhal son vermesi istendi. Dün açılan kampanyaya kısa sürede 2 bine yakın kişi katıldı. ‘Ö Rusya’nın en büyük müzesinin 250. yılında üç boyutlu dev gösteriler yapılıyor Hermitaj’a görkemli kutlama Kültür Servisi Rusya’nın en büyük müzesi Hermitaj, kuruluşunun 250. yılını göz kamaştırıcı gösterilerle kutluyor. St. Petersburg kentindeki müzede gerçekleştirilen ve Hermitaj’ın tarihini gözler önüne seren üç boyutlu gösteri bugün sona eriyor. “Tarihin Dansı” adını taşıyan gösteride, St. Petersburg ve Hermitaj’ın tarihindeki önemli olayları ve müzenin en seçkin sanat yapıtlarını gösteren bir dizi videoya yer veriliyor. Gösteriye, farklı dönemlerin klasik müzikleri ve şiir dinletileri eşlik ediyor. Öte yandan Hermitaj’ın 250. yıl kutlamaları dolayısıyla Londra’daki British Museum, Elgin Mermerleri’nin bir parçası olan Negin Mermerleri’nin ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilen İlissos heykelinin Hermitaj’a ödünç verilmesi tepkiyle karşılandı ve Yunanistan Başbakanı Samaras tarafından “Yunan halkına hakaret” olarak nitelendi. Öte yandan, Hermitaj’da 250. yıl kutlamaları kapsamında, ilk kez ünlü İngiliz ressam Francis Bacon’ın 25 yapıtından oluşan bir sergi açıldı. Bugün beşi kamuya açık olan altı büyük yapıdan oluşan Hermitaj Müzesi’nin koleksiyonunda, aralarında son derece değerli tablolar, desenler, heykeller, arkeolojik buluntular ve sikkelerin de yer aldığı 3 milyondan fazla eser bulunuyor. hir Tanrısı İlissos’un heykelini müzede sergilenmek üzere ödünç verdi. 2500 yıl önce Atina’daki Parthenon Tapınağı’nı süsleyen ve 19. yüzyıl başlarında Lord Elgin tarafından İngiltere’ye kaçırılan El n Kültür Servisi Türk sanat müziği sanatçısı Behiye Aksoy yoğun bakıma alındı. Sanatçının hayati tehlikesinin olduğu bildirildi. İlk olarak Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilen, ardından Şişli Kolan Uluslararası Hastanesi’ne kaldırılan 85 yaşındaki sanatçıya zatürree teşhisi konuldu. Alzheimer hastası sanatçının hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi. Aksoy, ekim ayında da kronik bronşit nedeniyle hastaneye kaldırılmış, bir süre tedavi görmüştü. Sanatçı Behiye Aksoy yoğun bakımda
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle