04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 ARALIK 2014 SALI 12 Midilli Adası’na sıçrama oluşturacağını söyledi. İstanbulSelanik arasında yüksek hızlı tren bağlantısı da gündem yarattı. Kıbrıs: Kuşkusuz iki komşuyu uzaklaştıran temel öğe Kıbrıs sorunudur. Bu sorunu, Kıbrıs İngiliz yönetiminde iken ilk kez gittiğim 1958’den beri (son olarak da geçen ay), ayrıca Türkiye’de, 4 yıl Atina’da ve 4 yıl da Nev York’ta Birleşmiş Milletler’de izledim. Yunanların, adayı “Enosis” sevdası ile adaya bağlamak istemelerinden beri, belki de dünyada var olan en eski uluslararası sorundur. 1963’te patlak veren “Kanlı Noel” olaylarından sonra ABD, eski Dışişleri Bakanı Dean Acheson’u “özel temsilci” olarak devreye sokmuş, 1964’te bir plan önermişti. Plana göre ada Türkiye ile Yunanistan arasında ikiye bölünecek, adanın yüzde 5’i büyüklüğündeki Karpas Yarımadası Türklere verilecek, büyük parça Yunanistan’a bağlanacak, kurulacak altı “kantonun” ikisinde ise Türkler yaşayacaktı. Rumlar ve Yunanlar reddettiler. Sonrasında, Türklere karşı terörü azdırıp Kıbrıs’ın Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makaryos’u bile devirince 1974’te Türkiye askeri müdahalede bulundu. Ada ikiye bölündü. Kuzeyde KKTC kuruldu. Böylece Yunanlar, Rumlar Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olmuşlardı. Uluslararası toplumun devreye girmesi ile BM Genel Yazmanı Kofi Annan, Kıbrıs ve İngiliz  üsleri dışındaki bölümlerin bağımsız ve federal bir devlet olarak birleştirilmesini önerdi. Plana göre “Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti”ndeki bakanlıkların en az üçte biri Türklerden oluşacak, devlet başkanı ve başbakan belirli aralıklarla Türkler ve Rumlar arasında el değiştirecekti. 2004’te yapılan oylamada Türkler yüzde 65 “evet”, Rumlar yüzde 75 “hayır” deyince plan yattı. Yaklaşık 60 yıl boyunca adadan nice BM, ABD, Avrupa, Uzakdoğu temsilcisi geldi geçti. Sonuç sıfır, elde var sıfırdı! Kıbrıs’ın doğusunda denizde doğalgaz yatakları saptandı. “Afrodit” adı verilen bu bölge Rumlar ve Yunanları heyecanlandırdı. Yatakların kendilerine ait olduğunu, Türklerin payı olmadığını savladılar. En büyük desteği AKP Hükümeti’nin yanlış siyasa izlediği ve yöreye yakın yerde daha zengin doğalgaz yatakları bulan İsrail ile Mısır’dan gördüler. Bu ülkelerle işbirliği anlaşması imzalayarak Türkleri dışladılar. Rumlar 25 Eylül’de “tek taraflı münhasır ekonomik bölgeyi araştırmaya” başlayınca, Türkiye de sondaj çalışmaları için Barbaros Hayrettin Paşa araştırma gemisini yöreye gönderdi. Kıbrıs odaklı yeni bir gerilim ortaya çıktı. Atina görüşmelerinden sonraki açıklamalarda tarafların iki inatçı keçi rolünü oynadıkları anlaşıldı. Samaras, “Barbaros’u çekin!” dedi, Davutoğlu da “Adadaki Türklerin haklarını tanırsanız çekeriz!” yanıtını verdi. 33 yıl öncesine gidelim. 1981’de Kuzey Ege’de Taşoz Adası açıklarında petrol bulunduğunda, Atina’da görevli olduğum için yöreye gitmiştim. Yunanistan adaların karasularını 12 mil, Türkiye 6 mil olarak öngörünce, kıta sahanlığı sorunu çıkmış ve iki ülke arasındaki savaş güçlükle önlenmişti. Sonrasında ne Yunanlar ne de Türkler Ege’nin enerji kaynaklarından yararlanabildiler. Şimdi benzeri durum Kıbrıs çevresinde yaşanıyor. Devam edeceğiz... DIŞ HABERLER [email protected] ‘Uzaktaki Komşu’! (1) ürkiye ile Yunanistan T arasında düzenlenen “Yüksek Düzeyli İşbirliği AB’den Suriye için siyasi çözüm vurgusu DUYGU GÜVENÇ AB heyeti ‘Rollerimiz örtüşürse Suriye’de siyasi çözüm bulunur’ dedi. Erdoğan ilk kez Esad ile muhalefet arasında ateşkese ‘kapı araladı’ Kurulu’nun” 3. toplantısına katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu, ev sahibi Andonis Samaras’ın “onlarca” bakanları ile imzalanan ikili anlaşmalardan sonra Atina’dan döndü. “Uzaktaki komşumuz Yunanistan” ile olumlu gelişmelerin sağlandığı bildirildi. Ne gibi olumlu gelişmelerin sağlandığını ya da sağlanmadığını önümüzdeki günlerde algılayabilmek için şu andaki duruma göz atalım. Ekonomik ilişkiler: İkili ticaret, 2008’de 3.6 milyar dolarla doruk yapmış, ekonomik bunalımın etkisiyle 2009’da 2.8 milyar dolara gerilemişti. 2012 yılında bu rakam 5 milyar dolara çıkarken, Yunanistan’ın dışsatımında Türkiye 1. olmuştu. Geçen yıl yüzde 14 artışla 5.6 milyar dolara çıkmış, ancak bu yılın ilk ayında yüzde 2’de kalmıştı. Rakamların komikliği ortadadır! SamarasDavutoğlu... ANKARA Yenilenen Avrupa Komisyonu’nun Dış Politika Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, genişleme sorumlusu Johannes Hahn ile insani yardım sorumlusu Christos Stylianides, Türkiye’ye yaptıkları ziyarette, IŞİD’e karşı alınan önlemlerin AB ile aynı çizgiye çekilmesini isterken, Suriye’de siyasi çözümün şart olduğunu, bunda Türkiye’nin de rol alması gerektiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Mogherini ile görüşmesi sırasında ilk defa Esad yönetimiyle Suriye muhalefeti arasında ateşkese olumlu yaklaştığı öğrenildi. Hahn’ın deyimiyle “üç silahşörler”, Ankara’da Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın yanı sıra CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’la da temaslar yürüttü. O sırada BM’nin Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, Esad’dan yeşil ışık aldığı Halep’ten başlayarak aşamalı ateşkesi öngören “dondurulmuş bölge” planını, Gaziantep’te Suriyeli muhaliflerle 9 saat boyunca görüşmekle meşguldü. Ardından AB heyetinin düzenlediği basın toplantısında, “Erdoğan ‘önce Esad’ şartından vaz mı geçti” sorusu üzerine Mogherini şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı’nın ne dediğini aktaramam. Suriye rejimindeki geçiş konusuna el atmadan IŞİD’le mücadele mümkün değil. Suriye’de siyasi dönüşüm sağlanması, Cenevre mutabakatınca gerekiyor.” Görüşmelere katılan üst düzey bir AB yetkilisi, Erdoğan’ın Esad rejimiyle ateşkes (AA) Cameron’ın gündemi IŞİD Britanya Başbakanı David Cameron, bugün Türkiye’yi ziyaret ediyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından ağırlanacak olan Cameron’un en önemli gündemi, Britanya vatandaşı cihatçıların Suriye ve Irak’taki savaşa Türkiye topraklarını kullanarak gitmesi ile finans kaynaklarının engellenmesi. Cameron’ın sözcüsü “Odak noktası, Suriye, Irak ve bölgedeki kriz düşünüldüğünde terörizmle mücadele ve IŞİD. Türkiye ile ilişkimizin çok büyük bir kısmını Birleşik Krallık’tan terör faaliyetlerine katılmak üzere seyahat edenler oluşturuyor” dedi. Britanya IŞİD yüzünden bugüne kadarki en büyük ulusal güvenlik tehdidi ile karşı karşıya kalındığını ilan etmişti. Londra en az 500 vatandaşının Türkiye üzerinden cihatçılara katıldığını hesaplıyor. Mogherini, Kürt sorununun çözüm sürecine AB’nin tam desteğini sundu. sağlanması için kapıyı araladığı bilgisini verdi. AB yetkilisi, “Türkiye de artık birlikte yürümek istiyor” dedi. ‘Türkiye’nin ittifaka ihtiyacı var’ Mogherini, “Türkiye ile rollerimiz örtüşürse, Suriye’de çözüm buluruz” vurgusu yaparken, ziyaretin Mistura’nın çabasına katkı olduğunu belirtti. IŞİD’e katılanların önlenmesi için daha fazla istihbarat işbirliği isteyen Dış Politika Temsilcisi, beklentilerini şöyle aktardı: “Türkiye’nin liderliği gayet iyi bilmektedir ki, dış ve güvenlik politikalarımızın yakınlaşmasını amaçlıyoruz. Dış politikada aynı çizgiye gelip koordinasyona gittiğimiz konuların artması gerek. Türkiye’nin liderliği de çok iyi biliyor ki, bu tehditlerle mücadele etmek için ittifaka ihtiyacı var. Aksi takdirde gelecekte daha kötü du rumlar doğabilir. BM çalışmalarına katılmak ve ihtilafın dondurulmasını sağlamak lazım. Halep için destek istedik. IŞİD’i yenmek için tüm aktörler daha yakın işbirliği içinde olmalı ve farklılıkları gidermeliyiz.” Mogherini, “Türkiye’de hukukun üstünlüğü, ifade, medya özgürlüğü, kadının toplumdaki rolüne dair endişeler var” uyarısı yaptı. Bunları “gerçek sorunlar” diye niteleyip “İlerleme kaydedildiğini görmemiz lazım” dedi. Hahn, din derslerinin ilkokullarda zorunlu hale gelmesine tepkisini “İnanç özgürlüğü sağlanmalı” diye ifade edip şöyle devam etti: “Katılım sürecinde AB değerlerini ayıramazsınız. AB kriterlerine yüzde 100 uyum olmalı. Değerlerimizden biri de inanç özgürlüğü. Bu konuda bir programa ihtiyaç var.” ‘Yüzde 100 uyum olmalı’ “Bankacılık” iki ülke arasındaki doğrudan yatırımlarda öne çıkıyor. Yunanistan Ulusal Bankası, Türkiye’de Hüsnü Özyeğin’den Finansbank’ın yüzde 99.8 oranında hissesini satın alarak Yunanistan’daki ekonomik bunalımın etkisinden kurtulmuştu. Yunanistan’ın 3. büyük bankası EFG Eurobank, Tekfenbank’ın yüzde 70’ini satın almış, ancak 2012’de hisselerini Kuveytli Burgan Bank’a satmıştı. Yunanistan’da Türk yatırımını Ziraat Bankası; Atina, Gümülcine, İskeçe, Rodos’ta şubeler açarak yaptı. Türkiye’de Yunan işadamlarının yatırımları 20022011 yılları arasında 6.6 milyar dolara ulaşmıştı. 501 Yunan şirketin yüzde 65’i İstanbul’da olmak üzere yatırımları ile Türkiye’de yabancı sermaye sıralamasında 5. duruma yükseldi. Genellikle bilişim teknolojisi, tarım, ambalaj, plastik, eczacılık, kozmetik, balıkçılık, turizm ve inşaat sektörlerinde iş yapıyorlar. Oysa komşudaki çeşitli bürokratik engellemeler ile karşılaşan Türk şirketlerinden ancak 22’si 2013’te 80 milyon dolar yatırabildi... Turizm: 2009’da 200 bin Türk turisti Yunanistan’ı ziyaret ederken, bir yıl sonra bu sayı yüzde 180’lik artışla 560 bine çıkmıştı. Aynı yıllara göre Türkiye’ye gelen Yunan turistleri ise 671 bin, 702 bin olmuştu. Ankara’nın vizeyi kaldırması üzerine Yunanistan’a kıyasla ucuz olan Türkiye’ye günübirlik alışveriş gibi ziyaretler ile Atina’nın Midilli, Sakız, Sisam, Rodos ve İstanköy ile Meis adalarına “girişte 15 günlük vize verme uygulaması” etkili oldu. Komşudaki ekonomik bunalımdan dolayı Yunan pilotlar THY’de, çeşitli meslek sahipleri hatta doktorlar İstanbul’da çalışmaya başladılar, bazıları da lokantalar açtılar. Yunanistan, Ege’de turizmin gelişmesini adalar üzerinden Avrupa’ya gitmek isteyen kaçak göçmenler ve yaşanan trajik olayların gölgelediğinden yakınıyor. Atina görüşmelerinde dikkati çeken bir gelişme de ulaşımın hızlandırılması konusunda oldu. Türkiye, Çanakkale Boğazı’na yapılacak asma köprünün Amerikalının öfkesi dinmiyor A BD’de silahsız siyahilere yönelik polis şiddeti ve tartışmalı yargı kararlarına tepki dinmiyor. Kaliforniya’nın Berkley, Oakland bölgeleri ile New York, Philadelphia, Chicago, Miami’de kalabalıklar önceki gece yine meydanlardaydı. Oakland’da polisin halkı gaza boğmasına küresel hacker grubu Anonymous’un tepkisi polis biriminin web sayfasını hack’lemek oldu. Philadelphia’da 200 kişi, Ferguson’da ağustosta polisin Michael Brown’ı vurmasını yerlere yatarak protesto etti. New York’ta Noel alışverişi kimi mağazaların önünde protestolar yüzünden sekteye uğradı. (REUTERS) ‘İsrail cihatçıları destekliyor’ Dış Haberler Servisi ABD’nin Suriye rejimini değil IŞİD’i hedef aldığı ve BM’nin Suriye’de siyasi çözüm için yeniden kolları sıvadığı dönemde, İsrail’in Şam’a hava saldırısı soru işaretleri ve tepkileri beraberinde getirdi. İsrail’in önceki gün Uluslararası Şam Havalimanı yakınına ve Şam kırsalındaki Dimas bölgesine düzenlendiği saldırıların ardından, Suriye Dışişleri BM’ye mektup gönderip İsrail’e yaptırım uygulanmasını istedi. Rusya ve İran da Şam yönetimine destek verdi. tuplarda “İsrail’in, Suriye’nin egemenliğine karşı menfur bir suç işlediği” dile getirilerek, BM’den İsrail’in kınanması, yaptırımla cezalandırılması ve saldırıları tekrarlamamasını garanti edecek tüm adımların atılması talep edildi. Rus Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksandır Lukaşeviç, “Bu tehlikeli gelişmeden derinden endişeliyiz. İcap ettiren şartlar için açıklama yapılması gereklidir” dedi. Rusya’nın BM’ye gönderdiği mektupta, İsrail saldırılarının tekrarlanmaması uyarısı yapıldı. Tahran’da görüşen Suriye ve İran dışişleri bakanları, Golan’da Suriyeli isyancılarla İsrail ordusunun işbirliği yaptığına dair BM raporuna atıfla, son saldırının “İsrail’in teröristlerin cephede verdiği ağır kayıpları tazmin etmeye çalıştığını” söyledi. Dün İsrail’den resmen ne doğrulama ne yalanlama geldi. İstihbarat Bakanı Yuval Steinitz, Lübnan’daki Hizbullah’a atıfla “Terör örgütlerine tüm olası sofistike silah transferlerini önleme yönünde kesin bir politikamız var” dedi. Alman haber ajansı DPA, Lübnan güvenlik kaynaklarına dayanarak havaalanı depolarında Hizbullah’a gönderilecek İran füzelerinin, bir Hizbullah konvoyunun ve Dimas Havaalanı’nda İran insansız uçaklarının hedef alındığını ileri sürdü. El Kuds el Arabi gazetesi, Rusya’nın gönderdiği S300 füzelerinin de hedef alındığını iddia etti. nYunanistan, hüküm giymiş banka soyguncusu olan ve üniversite eğitiminden men edilmesini açlık grevi yaparak protesto eden 21 yaşındaki Nikos Romanos’ı konuşuyor. Nikos için anarşistler şiddetli gösteriler düzenlerken, dün Yunan Başbakanı Antonis Samaras, gencin babasıyla görüştü. Ancak bir sonuç çıkmadı. Baba Yorgos Romanos, “siyasi esir” diye nitelediği oğlunun 4 haftalık açlık grevinin sonunda durumunun kritik olduğunu söyledi. Nikos, yargılanmayı beklerken, üniversite sınavına girip iş idaresi okuma hakkı kazanmıştı. Ülkede mahkumların derslere girmeleri için genel hüküm yok, her dosya ayrı ele alınıyor ve Nikos’un başvurusu reddedilmişti. Hükümetin uzaktan eğitim önerisini de genç reddetmişti. Yunan anarşist için buluşma 300 füzeleri mi hedef alındı? Suriye’nin BM Genel Sekreteri ve Güvenlik Konseyi’ne gönderdiği mek S Bavyera’da zafer ‘Klingonca’ isteyenin Dış Haberler Servisi Almanya’da koalisyonun Bavyeralı ortağı Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU), “göçmenlerin evlerinde Almanca konuşma mecbur tutulması” önerisinden geri adım attı. Başbakan Angela Merkel’in “hükümet politikası değil” dediği öneri, “göçmenler günlük hayatta Almanca konuşmaya teşvik edilmeli” diye değiştirildi. Alman kamuoyunda alay konusu olan öneriye Türkiye kökenli göçmenler “insanlık dışı, anayasaya aykırı” diye isyan etmişti. Koalisyonun ortanca ortağı SPD’nin GeCSU’nun dil teklifi Bavyeralılarla nel Sekreteri Yasmin Fahimi “CSU dalga geçilmesine vesile oldu. Absürdistan’da yaşıyor”, SPD’nin Bavyera lideri Natascha Kohnen “CSU’nun bir dil polisi eksik” tepkisini gösterdi. CDU Genel Sekreteri Peter Tauber “Evde Latince, Klingonca ya da Hessen lehçesi konuşmam, siyaseti ilgilendirmez” dedi. “Bavyera lehçesi Almanca sayılır mı” tartışması çıkarken, Frankfurter Allgemeine başyazısında “Almanca pek çok Bavyeralı için yabancı bir dildir” dedi. Twitter’da “Hadi yallah” deyimine atıfla #YallaCSU “top trending topic” oldu. Ve CSU’nun durumu kurtarma çabası Bavyera lehçesiyle aktarıldı: “Di hoam uns ned richtig verstanden tuen” (Bizi yanlış anladınız). nFas’ta Devlet Bakanı Abdullah Baha tren çarpması sonucu yaşamını yitirdi. İktidardaki İslamcı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kurucularından, Başbakan Benkirane’nin yakın çevresinden Baha, önceki gün sahil bölgesi Buznika’da tren kazası geçirdi. Kazanın nasıl olduğu gizemini koruyor. Kimi kaynak Baha’nın arabasından çıkarak karşıya geçmek istediği sırada trenin altında kaldığını söylüyor. Fas’ta Sosyalist Parti’den bir milletvekili de kısa süre önce içinde bulunduğu aracın yoğun yağışlarda sürüklenmesiyle ölmüştü. Faslı bakana görünmez kaza
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle