28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 ARALIK 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET DIŞ HABERLER [email protected] 9 2015 facialarla geldi. Malezya Havayolları uçağı düştü, Adriyatik’te bir feribot cayır cayır yandı Asya’da yine uçak faciası Dış Haberler Servisi Malezya’ya ait AirAsia havayolu şirketinin Endonezya koluna ait QZ8501 sefer sayılı yolcu uçağı 162 yolcu ve mürettebatıyla Endonezya’nın Surabaya kentinden Singapur’a giderken yarı yolda ortadan kayboldu. Uluslararası toplum uçağı bulmak için seferber oldu. Cakarta Hava Kontrol Merkezi, Airbus A320200 tipi uçak ile kalkıştan bir saat sonra Cava Denizi üzerinde bağlantıyı yitirdi. Endonezya Ulaştırma Bakanlığı’na göre, pilot 5 dakika önce yağmur bulutlarından kaçınmak için sola kırıp 32 bin feet’ten 38 bin feet’e çıkmak için izin istedi. Ancak bölgedeki hava trafiği nedeniyle talebi onaylanmadı. Bugüne kadar uçak kaybetmemiş olan AirAsia’nın yetkilileri kaptan pilot ve Fransız yardımcısının tecrübeli olduğunu, 6 yıldır hizmette olan uçağın en son 16 Kasım’da bakım gördüğünü aktardı. Malezya ve Avustralya’nın ardından ABD de uçağın bulunması için yardım önerisinde bulunurken, Endonezya hava kuvvetleri bölgeye iki uçak, Singapur ve Malezya da C130 tipi birer uçak gönderdi. Endonezya yedi uçak, dört donanma gemisi ve altı tekneyi arama ve kurtarma için gönderdi. Çalışmalar Cava Denizi’nde Bangka ve Belitung adaları etrafında yoğunlaştırıldı. Ordu da dağlık bölgelerde karadan arama yapıyor. Uçakta 156 Endonezyalı, üç Güney Koreli’nin yanı sıra Singapur, Malezya, Fransa ve Britanya’dan birer yolcu bulunurken, bunların 16’sı çocuk. Yolcuların çoğu yeni yıl tatilini geçirmek üzere Singapur’a gidenlerden oluşuyordu. Olayın duyulmasıyla yüzlerce kişi Surabaya ve Singapur’un Çangi havaalanlarına koştu. Endişeli yakınlar haber beklerken, yetkililerin bilgi vermemesinden şikâyet ettiler. Son dakikada çeşitli sebeplerle uçağa binmeyenler de var. Malezya Başbakanı Necip Rezak, yayımladığı mesajda duygu ve düşüncelerinin yolcu ve mürettebat yakınlarıyla birlikte olduğunu duyurdu. Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo ulusunun uçaktakiler için dua ettiğini kaydetti. ABD Başkanı Barack Obama’nın da olayla ilgili bilgilendirildiği açıklandı. Karayolları altyapısı kötü olan Endonezya’da son yıllarda ucuz uçak yolculuğu patlama yaptı. Ancak havayolu şirketlerinin güvenlik standartlarının düşük olması ve bölgedeki sert hava koşulları endişe kaynağı. Malezyalı işadamı Tony Fernandes başkanlığında AirAsia son yıllarda yeni uçak siparişleri ve agresif büyümesiyle dikkat çekerken, firma bölgedeki ucuz taşımacılıkta yıllardır başı çekiyor. Kazanın ardından Surabaya’ya gidip bir basın toplantısı düzenleyen Fernandes, Twitter hesabından “Bu benim en korkunç kâbusum” diye yazdı. Pazar günü AirAsia’nın 150’den fazla yolcu Avrupa Çıkmazı ve Erdoğan Bugün Türkiye’de çok büyük bir çoğunluk sağcısıyla, solcusuyla, ulusalcısıyla, liberaliyle Avrupa standartlarındaki bir toplumsal yapıyı tercih ediyor. Hele 20022014 dönemini yaşadıktan sonra… Hukuk düzeniyle, uygarlık değerleriyle, yaşam tarzıyla o düzeye ulaşmayı istiyor. Çünkü bireyin çıkarı (ve özgürlükleri) ile toplumun çıkarlarının bu değerlerde örtüştüğünü görüyorlar. Çok geniş bir kesim, “çağdaş uygarlık değerlerinden”, Avrupa’nın gelmiş olduğu düzeyi anlıyor. Ancak bu seçimi, “AB ile ilişkilerdeki bozukluklar ve tek yanlı gelişmeler ne olursa olsun, ben bunları eleştirmem; bu nedenle de olsa, Avrupa’ya laf söyletmem” noktasına getiren uçlar, Erdoğan’la aynı konuma gelirler. Onun aynen, “İslamcı yapılanmayı eleştirenlere baktığı gibi Avrupa ile ilişkileri değerlendirmiş olurlar”. Avrupa’ya haklı olarak hayranlık duyanlar, bu sefer haksız duruma düşerler. Bu sözlerim aydınımızla, düşünürlerimizle ilgili olan bir özeleştiridir; Türkiye’nin, Avrupa’nın ulaştığı demokrasi ve uygarlık düzeyine ulaşması için çaba göstermek başkadır; TürkiyeAB ilişkilerinde oluşturulmuş, imzalanmış ve karşılıklı yarar getirmeyen, Türkiye’nin aleyhinde işlemekte olan ticari noktaları eleştirmek apayrı bir şeydir. Çünkü bu ikisini karıştırdığımız zaman, kendimiz de demokrasi zannederek demokrasi dışı, karşılıklı çıkarları korumayan şeyleri korur duruma düşeriz. Ne Brüksel ne de Erdoğan yeni fasılların açılması konusunda tartışmak, konuşmak istiyorlar. Erdoğan, Avrupa’da hızla yükselen “Erdoğan karşıtı ortamı seçim öncesinde yumuşatmak istiyor”. Baltalar seçime kadar kuma gömülecek. Ancak AB’nin de başka bir açmazı var: Erdoğan’ın Kürdistan açılımına büyük destek veriyorlar. Hem Erdoğan’ı tehlikeli buluyorlar hem de onun Kürdistan açılımından çok mutlular. Yıllardır PKK’ye destek veren AB, Avrupa Konseyi ve Avrupa kamuoyu ile yüz yüzeyiz. Bu da TürkiyeAvrupa ilişkilerinin inceliklerini bilen aydınlarımızı rahatsız ediyor; bir yandan Avrupa’nın Erdoğan karşıtı çıkışlarına destek vereceksiniz, öte yandan Erdoğan’ın Kürdistan açılımını övgüyle karşılayan Avrupa’dan yana olacaksınız, Erdoğan’ın gidişi için beklentiye gireceksiniz. Erdoğan, Avrupa’nın çağdaş uygarlık değerlerine ve kriterlerine karşı olduğu gibi Türkiye’nin AB ile yakınlaşmasını da bu nedenle istemiyor. Erdoğan’ın sorunu, Avrupa’nın kendisine karşı hızla gelişmekte olan tutumunu yumuşatarak onun (ve ABD’nin) seçim öncesi engel yaratmalarını önlemektir. Erdoğan için Avrupa da ABD de tramvay gibidir, iktidar için kullanılır. Aynen onların da kendisini bölgedeki ve Türkiye’deki planları için kullandığı gibi. Avrupa dün TSK ile kavga ediyordu; bugün ise Erdoğan’ın baskıcı rejimini karşısına almış; ancak Kürdistan açılımı bunun dışında, bir istisna. Kısa bir süre sonra Davutoğlu Brüksel’e gidiyor. Bütün derdi Erdoğan karşıtı tutumu yumuşatmaya çalışmak olacak; diğerleri vitrin dolduracak, mutfak bomboşken… Türkiye’nin AB üyeliği çoktan rafa kaldırılmışken. Yolcuların yakınları Surabaya ve Singapur’daki Çangi Havaalanı’na akın etti. Saatlerce uçağın akıbetine dair bilgi bekleyen yolcular Malezya Havayolları’nın kendilerine çok az bilgi vermesinden yakındılar. Çaresiz bekleyiş TÜRK TANKERİ BATTI, 2 KİŞİ HAYATINI YİTİRDİ Dış Haberler Servisi İtalya’nın kuzeydoğusundaki Ravenna kentindeki Porto Corsini Limanı’ndan çıkan Türk bandıralı Gökbel isimli yük gemisi, dün sabah 09.30 sularında bir mil kadar açıkta Belize bandıralı yük gemisi Lady Aziza ile çarpıştıktan sonra battı. Yoğun sisten kaynaklandığı sanılan kazanın ardından İtalyan sahil güvenliği seferber oldu. Birisi hastanede olmak üzere 2 mürettebatın hayatını yitirdiği belirtilirken, beş kişi kurtarılarak limana getirildi. Dün akşam gazetemiz baskıya girdiğinde 4 kişi hala aranıyordu. Türkiye’nin Milano Başkonsolosu Aylin Sekizkök 2 kişinin öldüğü bilgisini verdi. Sekizkök hemen Ravenna’ya giderken kurtarılanların durumunun ağır olduğu bilgisinin kendilerine ulaştığını duyurdu. Kaza, Adriyatik Denizi’nin güneyinde Yunanistan’a ait Korfu Adası açıklarında yangın çıkan feribottan tahliye için seferber olunduğu sırada meydana geldi. İtalya Başbakanı Matteo Renzi olayı Twitter hesabından doğruladı, düzenli bilgilendirme yapılacağını belirtti. Çetinkaya Denizcilik şirketine ait 86 metre uzunluğundaki Gökbel ile çarpışan 97 metrelik Lady Aziza soruşturma için Ravenna limanına çekildi. Tankerde yaralanan olmadığı belirtiliyor. Dış Haberler Servisi Yunanistan’ın Patras Limanı’ndan İtalya’nın Ancona Limanı’na giden ve 55’i mürettebat 478 kişiyi taşıyan İtalyan bandıralı Norman Atlantik isimli feribotta, Adriyatik Denizi’nin güneyinde Korfu Adası’nın 40 mil kuzeybatısında yangın çıktı. 54 Türk vatandaşının bulunduğu feribottaki yolcular dondurucu soğuk, yağmur, rüzgâr ve alevler arasında sıkışıp kalırken, uluslararası toplum seferber oldu. Kazada 1 kişi hayatını yitirdi, 1 kişi yaralandı. Kimlikleri ve uyrukları henüz bilinmeyen ölen bir erkek ve yaralı kadının İtalya’nın Brindisi kentine götürüldüğü kaydedildi. Adriyatik’te ‘can pazarı’ taşıyan bir uçuşu daha Malezya’daki Penang’dan havalandıktan 10 dakika sonra arızalanarak geri döndü. Malezya merkezli şirketler bu yıl havacılık tarihine üç kazayla geçti. 8 Mart’ta 239 kişiyle Kuala Lumpur’dan Pekin’e giderken kaybolan Malezya Hava Yollarına bağlı MH370 sefer sayılı uçağı tüm aramalara rağmen sır olmuştu. Olay komplo teorileri arasındaki yerini aldı. 17 Temmuz’da MH17 sefer sayılı uçak Ukrayna üzerinde 298 yolcusuyla vurularak düşürülmüştü. Uçağı Ukrayna’daki ayrılıkçıların mı yoksa Kiev yönetiminin mi düşürdüğü gizemini koruyor. Erdoğan’ın derdi seçimler Adriyatik Denizi’nin güneyindeki Korfu Adası açıklarında yanan feribottan dumanlar yükseldi. yakkabılarımız eriyor!’ Yunan ANEK firmasına ait olan ve 268’i Yunan, 54’ü Türk, 44’ü İtalyan, 22’si Arnavut, 18’i Alman, 10’u İsviçreli, 9’u Fransız olduğu belirtilen ayrıca sayıları belirsiz Rus, Avusturyalı, Britanyalı ve Hollandalıların da bulunduğu 26 bin 900 tonluk feribot, sabaha karşı 200 kadar aracın bulunduğu alt güvertesinde çıkan yangın nedeniyle yardım ‘A çağrısı yaptı. Feribotun kaptanı derhal tahliye kararı verdi. Ama Yunanistan, İtalya ve Arnavutluk’un seferber olduğu kurtarma operasyonu hava koşullarının da etkisiyle fiyaskoya dönüştü. Kaza bölgesine C130 helikopteri ve arama kurtarma uçakları yollanırken, olaya ilk müdahaleyi yapan yakındaki gemiler şiddetli rüzgâr ve dalgalı deniz nedeniyle feribota yanaşamadı. Yunanistan’ın Süper Puma helikopterleri yolcuları ikişer ikişer İtalyan Europa gemisine ta şıdı. İtfaiye gemileri de bölgede çalışmalara katıldı. Zeytinyağı yüklü 2025 tankerin de bulunduğu alt güverte, yangının yol açtığı ısı nedeniyle cehenneme döndü. Filikalar da burada bulunurken, yolcular panik içinde Yunan televizyonlarına bağlanıp yardım çağrısı yaptı. Nikos Papatheodosiou isimli bir yolcu “Yanıyoruz ve batıyoruz, lütfen yardım edin. Bizi bırakmayın” diye feryat etti. Yorgos Styliaras, Yunan Mega TV’ye “Üst güvertedeyiz, üşüdük ve duman soluyoruz. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar var” derken, bir başka yolcu, durumlarını “Gidecek hiçbir yer yok. Alt güvertede sıcaklıktan yürümek mümkün değil. Ayakkabılarımız erimeye başladı” sözleriyle aktardı. Feribotun aşçısının karısı, eşinin telefonda kendisine “Nefes alamıyorum, hepimiz fareler gibi yanacağız. Tanrı bizi korusun” diyerek ağladığını aktardı. Deniz Ticareti Bakanı Miltiadis Varvitsiotis, 7 geminin feribotun etrafını çevirerek sığınak oluşturduğunu anlatırken, operasyonun çok zorlu ve karmaşık olduğunu belirtip “Kimse geride bırakılmayacak” sözü verdi. Dün akşam saatlerinde 478 kişiden 165 kadarının kurtarılabildiği belirtliyordu. Denize düşen yolcuların 6 metrelik dalgalar ve dondurucu suda kalmaları zor. Bir yetkili, hipotermi yaşayan 58 yaşındaki bir İtalyanın kurtarılarak hastaneye kaldırıldığını aktardı. Irak’ta İranlı komutan öldürüldü Irak’ta radikal dinci IŞİD’e karşı savaşan Irak birlikleriyle Şii milis güçlerini eğiten İran’ın Devrim Muhafızları’nın komutanı, Bağdat’ın kuzeyinde Şiilerin kutsal mekânlarının bulunduğu Samarra kentinde keskin nişancı ateşine kurban gitti. 19801988 yıllarındaki İranIrak savaşına da katılmış olan Tuğgeneral Hamid Takavi, Irak’ta öldürülen en üst rütbeli subay oldu. Takavi’nin bir trafonun arkasına saklanmış terörist tarafından öldürüldüğü belirtiliyor. Bazı kaynaklar tuğgeneralin yaralandığını söylese de Irak resmi basını ölüm haberini verdi. Savunma Bakanlığı da Takavi’nin “Daiş’in teröristleriyle savaşta danışmanlık görevi yaparken şehit olduğunu” duyurdu. İranlı subaylar, Irak hükümetinin resmi talebiyle Tekfircilere karşı Irak’taki Şii kutsal mekânlarının savunmasında yer alıyorlar. Amerika polislere ağlıyor Amerika aylardır silahsız siyahlara yönelik polis şiddetini tartışırken geçen günlerde bu kez 2 polisi hedef alan intikam saldırısıyla tartışma yön değiştirdi. New York’ta bir siyah tarafından öldürülen iki polisten Rafael Ramos’un cenaze töreninde hem yas hem de protesto vardı. On binlerce polis New York sokaklarını doldurdu, Belediye Başkanı Bill de Blasio’nun kilisedeki konuşması sırasında ekrandan yansıtılan görüntüsüne sırtlarını döndüler. Protestoya polis sendikası başkanı Patrick Lynch de katıldı. Polis sendikası, silahsız siyahların art arda öldürülmesine gösterilen tepkilerden yana tavır koyduğu ve polislere intikam saldırılarının ortamını oluşturduğu gerekçesiyle De Blasio’yu eleştiriyor. Törene katılan Başkan Yardımcısı Joe Biden yaptığı konuşmada, kentte yaşanan gerginliğe değinerek New York’un bölünmenin üstesinden geleceğine inandığını söyledi. ABD’nin diğer kentlerinde de sadece polisler değil onlara destek olan halk da “Polisimizi seviyoruz” pankartlarıyla sokaklara döküldü. Ramos ile meslektaşı Wenjian Liu’yu devriye aracındayken vurarak öldüren saldırgan Ismaaiyl Brinsley daha sonra intihar etmişti. 28 yaşındaki Brinsley sosyal medyada, Eric Garner ve Michael Brown’ın polisler tarafından öldürülmesinin intikamını almak istediğini yazmıştı. Hamas barış gezisini engelledi Dış Haberler Servisi Gazze’yi yöneten Hamas Yahudi ve Arap toplumlarının organize ettiği geziye set çekti. Geçen yaz Gazze Savaşı’nda çoğu ailelerini yitirmiş 37 çocuk ile 5 rehberlerinin barış ve uzlaşma fikrini pekiştirmek için düzenlenen geziye katılması yasaklandı. Çocuklar bir haftayı İsrail’deki Arap ve Yahudi aileleri ziyaretle geçirecek, Filistin roketlerinin menzilinde yaşayan İsrail kasabalarını gezecek, Tel Aviv’da Araplarla İsraillilerden oluşan müzik grubunun konserine katılacaktı. Heyet Batı Şeria’da Filistin Özerk Yönetimi lideri Mahmud Abbas tarafından kabul edilecekti. Ama çocukları taşıyan otobüs sınırdan çevrildi. Hamas sözcüsü Eyad Bozum “Yasaklama kararı çocuklarımızı ve insanlarımızın kültür ve geleneklerini İsrail’le ilişkilerin normalleşmesinden korumak için alındı” diye izah etti. Bozum, Hamas’ın girişimin tekrarının da engelleneceğini ekledi. Ziyaretin organizatörlerinden olan Yoel Marşak, İsraillilerle Filistinliler arasındaki barışı teşvik etmeyi amaçladıklarını belirtip, “Bu çocuklar bir gün Gazze’nin liderleri olduklarında barış içinde yan yana yaşayabileceğimizi anımsayabilirlerdi. Ziyaret onlar için büyük kucaklaşma olabilirdi” dedi. Marşak Hamas’tan üç hafta önce yazılı bir onay aldığını da ekleyip şaşkınlığını dile getirdi. Gazze’ye yardımlar ulaştıran Barış İçin Mum Vakfı’nın direktörü Malik Fraic de Hamas’ın siyasi gerekçelerini eleştirip, “İsrail’in bu çocukları etkilemeye çalıştığını düşünüyorlar, bu bir hata” diye konuştu. Irak ile ABD modeli: Petrol karşılığı silah BARKIN ŞIK Kültürleri bozulur gerekçesi ANKARA Irak Başbakanı Haydar Abadi’nin geçen haftaki Ankara ziyaretinde Türkiye’nin petrol karşılığında bu ülkeye silah satması gündeme taşındı. Irak ordusu öncelikli olarak TSK’nin Güneydoğu Anadolu’da uzaktan kumandalı patlayıcılara karşı kullandığı Jammer sistemlerinden tedarik etmek istiyor. Irak’ta bu tür saldı rılarda her gün onlarca kişi ölüyor. Türkiye Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile Bağdat’taki merkezi hükümet arasındaki petrol krizinin sona ermesinin ardından askeri ve savunma işbirliğini artırmaya yöneliyor. IŞİD tehdidine karşı peşmergeye önce silah yardımı yapan daha sonra Özel Kuvvetler Komutanlığı eliyle eğitim desteği veren Ankara’nın, Abadi ile temaslarda Bağdat’la askeri işbirliğini de ele aldığı öğrenildi. Buna göre, Savunma Sanayii Müsteşarlığı üzerinden, savunma sanayii ürünlerinin satışı gündeme taşındı. Petrol karşılığı yapılacak satışın ilk ayağını TSK’nin Güneydoğu’da kullandığı Jammer sistemlerinin oluşturulması bekleniyor. Daha önce gündeme gelen bu satış iki ülke arasındaki kriz yüzünden askıya alınmıştı. Türkiye daha önce Irak’a 600 adet Zırhlı Personel Taşıyıcı (ZPT) sattı. Otokar üretimi bu araçların bir kısmı IŞİD’in Irak’ta düzenlediği saldırılar sonucunda kullanılamaz hale geldi. Uçak, helikopter ve tank gibi ana silah sistemlerini ABD’den karşılayan Irak hükümetinin, Jammer alımının ardından MKE ürünlerine yönelmesi bekleniyor. Hafif ve ağır makineli tüfek satışıyla mühimmatlarının Irak’a ihraç edilmesi öngörülüyor. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle