28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 ARALIK 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 TİB’i MİT’e bağlama planı ALİCAN ULUDAĞ Öcalan’ın İtibarına ‘İade’! CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, HDP’lilere “Birtakım şeyler ileri sürmek suretiyle Öcalan’ı da zor duruma düşürdüğünüzü bilmiyorsunuz. Siz kimin sözcülüğünü yapıyorsunuz da Öcalan’ı itibarsız hale getirmek istiyorsunuz” diyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde, şu soruları yöneltmişti: “Hükümetinizin itibar ölçütü 110 arasında puanlanırsa, hükümetinize göre terör örgütü yöneticiliğinden mahkum olan kişinin itibar puanı kaçtır? Terör örgütü yöneticisini itibarsız hale getirmeye çalışanlar kimlerdir? Bu konuda bir inceleme ya da soruşturma açılacak mıdır? Sorumlular yargı önüne çıkarılacak mıdır? Hükümetinizin ‘itibar’ koruma çabası, ‘Açılım Süreci’nin bir parçası mıdır? Hükümetiniz, söz konusu kişinin ‘itibarını’ korumak için önümüzdeki günlerde başka hangi adımları atacaktır? Bir itibar kaybı olmuşsa ‘iadei itibar’ için bir yasal düzenleme yapılacak mıdır? Yoksa şu andaki ‘itibarı’ yeterli görülecek midir?” TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Acar’ın soru önergesini TBMM İçtüzüğü’ne aykırı bularak işleme almadan iade etti. İçtüzüğün 96. maddesine göre soruların kısa, gerekçesiz ve kişisel görüş ileri sürülmeksizin, kişilik ve özel yaşama ilişkin konuları içermeyen bir önerge ile açık ve belli konular hakkında bilgi istemekten ibaret olduğunu belirten Çiçek, iade gerekçesini şöyle açıkladı: “İçtüzüğün 97. maddesi, istişare amaçlı konular içeren soruların başkanlıkça kabul edilmeyeceğini hükme bağlamıştır. Önergeniz içtüzük hükümlerinde belirtilen nitelikleri taşımadığından işleme konulamamış ve ekte iade edilmiştir. İçtüzük hükümlerine uygun olarak yeniden düzenlendiği takdirde işleme konulabilecektir.” Yasadışı müdahalelerin açığa çıkma endişesi, hükümetin dinlemelerin merkezini ‘gömmek’ için hedef aldığını gösteriyor min Başbakanı Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında 17 ve 18 Aralık tarihlerinde geçen “sıfırlama” görüşmelerine ilişkin telefon kayıtlarının sistemlerden silindiği iddia edilmişti. Yine TİB yönetiminin bazı verileri sisteme girerek, eski personelin yasadışı dinleme yaptığı izlenimini uyardırmayı amaçladığı da öne sürülüyordu. TİB’in kapısına kilit vurulması, sisteme bu tür usulsüz müdahalelerin açığa çıkmasını engelleyecek. Geçmişte TİB’de görev almış bir uzman, bu konuda “Ne dediklerini ne yaptıklarını bilmiyorlar. Sürekli karar ve fikir değiştiriyorlar. Önceden ‘her şeye el koyduk artık yasadışı bir şey yapılamaz’ diyorlardı. Şimdi ‘ne olduğunu bilmiyoruz’ diyorlar. Önceden kapatacağız diyorlardı, sonra MİT’e devredeceğiz dendi, şimdi de taşıyacağız derken en son binayı gömelim diyorlar. Bina gömülür mü? Aslında binanın gömülmesi ile kendi yasadışı işlemlerinin imha edilmesini düşünüyorlar gibi geliyor bana” görüşünü paylaştı. ANKARA AKP hükümetinin, 17 Aralık sonrası yönetimine hâkim olduğu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) kapısına kilit vurmasının perde arkasında TİB’i, MİT’e bağlama amacının yattığı konuşuluyor. Kurumun binasının “gömülerek” yetkilerinin MİT’e devredilmesi ile özellikle iktidarın TİB’de 17 Aralık sonrası yaptığı yasadışı işlemlerin de üzerinin örtülmesine neden olacağı belirtiliyor. TİB’in bağlanması halinde telefon dinlemeleri konusunda tek patron MİT olacak. Kurumun MİT’e bağlanması da denetimi imkânsız hale getirecek. 17 Aralık operasyonu sonrası iktidarın ilk hedeflerinden biri TİB Başkanlığı oldu. TİB Başkanvekili ve 5 daire başkanı görevden alındı. TİB Başkanlığı’na MİT’ten Cemalettin Çelik getirildi. TİB’in diğer personeli de gönderildi, yerlerine hükümetin bizzat belirlediği kişiler getirildi. Yönetim değişikliğine paralel olarak Gölbaşı Başsavcılığı, yasadışı dinleme ve casusluk iddiasıyla TİB’e yönelik soruşturma başlattı. Ayrıca dinleme kararı veren hâkimler ile istihbari dinlemeyi yapan emniyetteki kadrolara da hâkim olundu. Ancak hükümet, tüm bunlara karşın ısrarla TİB’i hedef yapıyor. Cumhuriyet’in görüştüğü kaynakların anlattıklarından TİB’in neden gömülmek istendiğine ilişkin şöyle bir tablo çıkıyor: Kirli geçmişi yok etmek: Hükümetin atadığı kişilerin yönettiği emniyet, MİT ve Jandarma’nın 2005’ten bu yana yaptığı dinlemeleri TİB koordine etti. Yani TİB’in 9 yıllık geçmişinde ne varsa, bunda iktidarın rolü var. 17 Aralık sonrası TİB’de yapılan incelemede iktidarın aleyhine olabilecek bazı dinlemelerin kayıtları çıktı. O nedenle TİB’i tümden gömmek, yasal veya yasadışı tüm dinlemelerin üzerinin örtülmesi anlamına gelecek. 17 Aralık’tan sonraki hukuksuzluklar: 17 Aralık sonrası personeli tasfiye edilen TİB’de işbaşına gelen yeni yönetimin sisteme yasadışı şekilde müdahalede bulunduğu iddiaları sıkça dile getiriliyor. TİB Başkanı Çelik hakkında, “bilişim sistemine girme, sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme” suçlarını işlediği iddiasıyla Ankara Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuştu. Döne Bir ‘tebeşir’ eksik 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Yasası Tasarısı’nın TBMM Genel Kurul’daki görüşmeleri geçen hafta pazartesi günü tamamlandı. Tam 13 gün süren görüşmelerde, son gün Genel Kurul’a Cemil Çiçek başkanlık etti. Çiçek, Genel Kurul salonunda bulunan az sayıdaki milletvekilini önce Meclis’te her türden görülen bir edayla “sessiz olmaları” konusunda uyardı. Sonra “ton” değiştirdi; “Arkadaşlar uğultu var Genel Kurul Salonu’nda”, “Arkadaşlar lütfen konuşmaları duyamıyorum” demeyi tercih etti. Ancak salondaki uğultular bir türlü sona ermeyince, üstelik de salona gelen bakanlarla konuşmak isteyen vekillerin çıkardığı uğultudan rahatsız olunca Çiçek, bu kez “gürültü yapan sınıfını uyaran öğretmen edasıyla” arka sırada oturan vekillere yüklendi: “Arkadaki arkadaşlar, ya oturun ya kulise çıkın. Bakın, sizin uğultunuzdan konuşmayı takip edemiyoruz, lütfen... Yani yapmayın bu türlü şeyleri... Sayın bakanlarla makamlarında görüşün ya da kuliste...” Çiçek’in bu uyarısı CHP sıralarından alkışlarla destek görürken, Çiçek bu kez de salon içinde cep telefonuyla konuşan vekillere kızdı: “Cep telefonuyla konuşan arkadaşlar, sizin ne konuştuğunuz buraya kadar geliyor. Lütfen dışarıda konuşun, lütfen!” Vekiller, Çiçek’in bu uyarısını da “gülerek” karşılarken, sık sık yapılan bu uyarılar salonun basın locasında da “Çiçek’in elinde bir tebeşiri eksik... Şimdi fırlatacak vekillere” esprilerine neden oldu. SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ’NDE ÜLKÜCÜ TERÖRÜ CHP İstanbul İl Başkanı ‘Başbakan’a buradan bir şey çıkmaz’ dedi ‘Kimseye yaşam hakkı SERMET ÇUHADAR KAHRAMANMARAŞ Kahramamaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde ülkücülerin saldırısına uğrayan Kürt öğrenciler, üniversitede, yurtlarda ve kent merkezinde saldırıya uğradıklarını, dışlandıklarını, baskı gördüklerini anlattı. “Şikayet ettik ‘siz kendi kendinizi koruyun’ dediler” diyen öğrenciler, Ülkücü grupların üniversitede terör estirdiğini vurgulayarak “Kendi görüşleri dışında kimseye yaşam hakkı tanımıyorlar. Küpe takıyor diye bir öğrenciyi dövdüler.Hep baskı ile karşılaşıyoruz 35 arkadaş yanyana otursak karşımıza 2030 kişi dikiliyor. Birşey söylesek kavga çıkıyor. Her sınıfın bir reisi var. Fakültelerde kendilerine özel yerleri de var. Yurtları ‘Asena’ dedikleri kız ögrenciler denetliyor. Maraş’tan kaçan kurtuluyor” diyor. Öğrenciler, gözaltına alınan arkadaşlarını savunacak avukat bile bulamadıklarını söylüyor. İktisat Bölümü öğrencisi Yüksel Tekin’in yaklaşık 40 kişilik Ülkücü bir grup tarafından kent merkezinde dövülüp bıçaklanmasının ardından basın açıklaması yapmak isteyen Kürt öğrencilere Ülkücü bir gurubun saldırması sonucu olaylar 2 gün sürmüş, olaylarda 71 Kürt öğrenci gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan öğrenciler serbest bırakılırken, adliye önünde bekleyen öğrencilere neler yaşandığı sorduk. “Can güvenlikleri” olmadığını belirten öğrenciler isimlerinin yazılmasını ve fotoğraflarının çekilmesini istemedi. “Potansiyel suçlu” olarak görüldüklerini belirten öğrenciler “Ülkücüler güçlerini okul yönetiminden alıyor. Yönetim bunlara destek veriyor. Bazı hocalar de derste Kürtler için çok kötü şeyler söylüyor” diyor. Son dönemde sekiz saldırı olduğunu belirten öğrenciler, “Saldırılar hep sınav ya da final döneminde oluyor. Bir de seçime yakın dönemlerde. Saldırılardan hep bizler zarar görüyoruz. Sınavlara giremeyen, finallerde başarılı olamayan 5060 arkadaşımız okuldan uzaklaştırılıyor” dedi. Kent merkezinde de saldırıya uğradığını ifade eden öğrenciler “dışarda ne oldugu belirsiz, uyuşturucu bagımlısı kişiler var. Şehirde saldırıyı bu kişiler yapıyor. Onları taşeron olarak kullanıyorlar” dedi. Üniversite içindeki baskıların yurtlarda da devam ettiğini söyleyen bir kız öğrenci ise “Bizim oda seçme, arkadaş seçme şansımız da yok. İdare kendisi belirliyor. Odaları zaman zaman sağ görüşlü ‘Asena’ dedikleri kız ögrenciler denetliyor. Her şeyimize karışıyorlar. Çoğu arkadaşlarımız bu baskı nedeniyle evlere geçti. Arkadaşlarımız yatay geçişlerle başka üniversitelere gitmeye uğraşıyor. Maraş’tan kaçan kurtuluyor....” Öğrenciler, gözaltına alınan arkadaşlarını savunacak avukat bile bulamadıklarını, bu nedenle İHD’den ve dışaradan avukatların gelerek arkadaşlarını savunduğunu söyledi.. Karayalçın, mahallelilerin sorunlarını dinledi. Fotoğraf: HİLAL KÖSE tanımıyorlar’ ‘Potansiyel zararlı siteler’ Milletvekilleri ve TBMM personelinin Meclis yerleşkesi içinde kullanımına sunulan internetin “yasaklı” ve “sansürlü” olduğu zaman zaman kamuoyunda tartışılırken; TBMM Başkanlığı ne zaman böyle bir haber gündeme gelse; “belirlenen liste” dışında kalan internet siteleriyle ilgili başvuru yapılması durumunda ilgili siteye erişimin sağlandığını belirterek; bu uygulamanın sansür olmadığına inanmamızı istiyor. İşte bu durumun son örneği Alevi Kültür Dernekleri’nin resmi internet sitesinin başına geldi. Meclis yerleşkesinde derneğin sitesini ziyaret etmek isteyenler TBMM’nin yasağıyla karşılaşırken, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da bu konuyu TBMM Başkanlığı’na sordu. TBMM Başkanlığı’ndan gelen yanıtta da söz konusu internet sitesinin “uluslararası veri kategorisinin” yanlış olduğu ve bunun düzeltilerek sitenin erişime açıldığı belirtildi. TBMM Başkanlığı, uluslararası veri tabanlarında yanlış sertifika verilen sitelere erişimde sıkıntı yaşanabileceğini belirterek, bu durumda yapılması gerekenleri de bu kez ayrıntılarıyla sıraladı. Gelin, herhangi bir yerden rahatlıkla ziyaret edebildiğimiz, ama TBMM’de yasaklı olan bir internet sitesine erişebilmek için yapmamız gerekenlere bakalım: “TBMM Bilgi İşlem Birimimiz uluslararası veri tabanı tarafından engellenen herhangi bir sitenin zararlı olmadığının ‘Yararlı Link Formu’ aracılığıyla bildirilmesi halinde söz konusu siteyi en kısa sürede erişeme açmaktadır.” Sansürü aşmak için form doldurmak ve herhangi bir yerden rahatça ulaşabildiğimiz internet sitelerinin neden yararlı olduğunu da belirtmemiz gerekiyor. Bu uygulamadan anlıyoruz ki TBMM’nin “yararlı link listesinde” bulunmayan internet siteleri “potansiyel zararlı” muamelesi görüyor. Karayalçın: Şişli’de İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın, kentteki seçim çalışmalarına, Ümraniye’de Huzur Mahallesi temsilciliği açılışıyla başladı. Açılışta Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Şişli Belediyesi’ndeki tartışmalarla ilgili açıklamalarına da yanıt veren Karayalçın, Şişli’deki tartışmanın ‘bireysel’ olduğunu ifade ederek “Sorunu çözdüğümüzü düşünüyorum. Yine de İstanbul il başkanı olarak böyle bir sorunun yaşanması nedeniyle halkımızdan özür diledim. Başbakan’a buradan bir şey çıkmaz” dedi. Murat Karayalçın, CHP Ümraniye İlçe Başkanlığı’nın Adem Yavuz, Aşağı Dudullu, Huzur ve Parseller Mahalle Temsilciliği olarak hizmet verecek parti bürosunun açılışını gerçekleştirdi. İstanbul’da partililerle ilk kez burada bir araya gelen Karayalçın, yoğun ilgiyle karşılandı. Karayalçın’la fotoğraf çektirmek isteyenler izdihama neden oldu. Kendisini dinlemeye gelen gençlere özel ilgi gösteren Karayalçın, açılışın ardından mahallelilerin sorunlarını da dinledi. Karayalçın, açılış konuşmasında, Eurobarometre anketinde, halkın yüzde 63’ünün işlerin kötü gittiğini düşündüğünü aktardı. İs sorunu çözdük tanbul için yaptırdıkları araştırmaya göre de İstanbulluların yüzde 50’sinin, Ümraniyelilerin ise yüzde 62’sinin aynı yanıtı verdiklerini söyleyen Karayalçın, şöyle konuştu: “Ümraniye’de bu sonucun çıkmasını ‘devrimin ilk işareti’ sayıyoruz. İstanbul öyle bir noktaya gelmiş; bu kentte yaşanan sorunlar, sizin yaşadınız sorunlar Ankara’dan çözülüyor, başbakanlıktan çözülüyor, Cumhurbaşkanlığı tarafından çözülüyor. İstanbulluların yaşadıkları sorunları çözebilmesi için bu iktidarı devirmeleri gerekiyor. Halkımız için, çocuklarımız için, Türkiye’nin geleceği için, İstanbul için Kemal Kılıçdaroğlu’nu başbakan yapmak istiyoruz. CHP’yi iktidar yapmak istiyoruz.” ‘Türkiye’nin geleceği için CHP’ Karayalçın, Şişli’deki tartışmalara ilişkin Başbakan’ın açıklamalarına ise şu yanıtı verdi: “Sayın Başbakan Şişli’den bir şeyler çıkarmaya çalışıyor. Sayın Başbakan mı diyeyim, Kiziroğlu Mustafa mı diyeyim çok popüler şarkıdan hareketle? Sayın Başbakan hangi adı kullanırsa kullansın Sayın Başbakan’a buradan Ümraniye Seçim Büromuzun açılışımızdan sesleniyorum: Şişli’de sana bir şey çıkmaz.” ‘Bir şeyler çıkarmaya çalışıyor’ Emine KAPLAN, Mahmut LICALI, Fırat KOZOK, Selda GÜNEYSU [email protected] AKP ile MHP arasında yine ‘seçim müziği’ tartışması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) – AKP ile MHP arasında yeni bir “seçim müziği” krizi doğdu. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, AKP’nin 2015 seçimlerinde kullanacağı “Kiziroğlu Mustafa Bey” türküsünden uyarlanarak, yapılan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’na uyarlanan “Bir Yiğit Adam” şarkısının başka bir versiyonunun 1999 seçimlerinde kullanıldığını belirterek, AKP’yi “hırsızlıkla” suçladı. AKP’nin 2015 seçimlerinde kullanacağı seçim şarkısı önceki gün Konya’da gerçekleştirlen AKP İl Kongresi’nde açıklanmıştı. Ayna grubunun seslendirdiği ve “Kiziroğlu Mustafa Bey” türküsünden Davutoğlu için uyarlanan şarkının adının “Bir Yiğit Adam” olduğu belirtilmişti. Türkünün bir başka uyarlanmış halinin MHP’nin 1999 yılındaki seçimlerde kullandığı ortaya çıktı. MHP’li Vural, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Kiziroğlu Mustafa Bey” şarkısının MHP tarafından seçim şarkısı olarak kullanıldığını belirterek, AKP’yi hırsızlıkla suçladı. Vural “hırsızlığın AKP’nin yakasına yapıştığını” dile getirerek, “AKP bu sefer de partimizin seçim müziğini çalmış. Durmak yok, hırsızlığa devam” yorumunda bulundu. Vural, 1999 yılındaki MHP’nin kullandığı seçim şarkısını da hesabından yayınladı. 200 Suriyeli ölümden döndü MERSİN (Cumhuriyet) Akdeniz ilçesindeki Karaduvar sahilinden balıkçı teknesiyle denize açılan yaklaşık 200 Suriyeli göçmen, açıkta başka bir gemiye geçmek istedi ancak gemi Suriyelileri almadı. Açıkta Suriyeli göçmenlerle kalan balıkçı teknesi, havanın bozuk olması ve aşırı yük nedeniyle birden su almaya başladı. Kaptan Ali Memdili paniğe kapılarak hızla tekneyi kıyıya çekmeye çalışırken, tekne karaya vurdu ve bazı göçmenler denize düştü. Teknede kalan ve içinde kadın ile çocukların da bulunduğu göçmenler ise can havliyle karaya çıkarak kaçmaya başladı. Bölgede bulunan balıkçıların yardımıyla teknedeki ve denizdeki bütün göçmenler kıyıya çıkartılırken bazıları çeşitli yerlerinden yaralandı. Ali Memdili ve adı açıklanmayan oğlu ise kaçtı. Donma tehlikesi geçiren göçmenler bölgede bulunan bir kahveyle fırına alınarak ısınmaları sağlandı. Torunlar’a kendi ‘evinde’ protesto İstanbul Haber Servisi Torunlar Holding’e ait Torium AVM’de Halkın Mühnendis Mimarları üyesi grup “Kaza değil katliam, 10 işçinin katili Torunlar’dan hesap soracağız” pankartı açtı. Halkın Mühendis Mimarları pankartı açtıktan sonra yaptıkları konuşmada Torunlar Holding’in 10 işçiyi katlettiği ve bunun üstünün kapatılmaya çalışıldığını söylediler. “Kaza değil katliam” , “Bedel ödedik, bedel ödeteceğiz” ,“ Torunlar’dan hesap soracağız” sloganları atan eylemcilere Torium AVM’de bulunanlar alkışla destek verdiler. Özel Güvenlik Birimleri eylemcileri yerlerde sürükleyerek bir odaya soktular. Bunun üzerine yurttaşlar Özel Güvenlik’lerle tartışmaya başladı. Çevik kuvvet eylemcileri gözaltına aldı. MHP ile AKP arasındaki bu tartışma, 30 Mart yerel seçimlerini akıllara getirdi. AKP’nin yerel seçimlerde kullandığı “Dombra” şarkısı da MHP’nin tepkisini çekmişti. Hatta tartışma o dönem TBMM Genel Kurulu’na da yansımıştı. MHP’li Sinan Oğan, o dönemde TBMM Genel Kurulu’nda AKP’nin türküyü yok saydığını belirterek, kürsüden “Dombra”yı dinletmişti. ‘Dombra’ kizi de yaşanmıştı C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle