07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 ARALIK 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ethem Sarısülük’ün katili Ahmet Şahbaz için Emniyet para topluyor 9 Devlet destekli kampanya ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü’nün, Gezi Parkı eylemleri sırasında Ethem Sarısülük’ü vurarak öldürmekten 7 yıl 9 ay 10 gün hapis cezası alan tutuklu polis Ahmet Şahbaz için yardım kampanyası düzenlediği ortaya çıktı. Yardımın gerekçesi ise “Emniyet olarak Şahbaz’ın yanında olduklarını göstermek” ve “maddi manevi mağduriyetini gidermek” olarak açıklandı. Şanlıurfa Emniyeti tarafından hazırlanan 23 Aralık tarihli yardım kampanyası talep yazısı, genel müdür makamı onayına sunuldu. Genel müdürlük de talebe olur verdi. Talep yazıda şöyle denildi: “2014 yılı atama döneminde ilimize atanan polis memuru Ahmet Şahbaz, Ankara Emniyet Müdürlüğü kadrosunda Gezi olaylarında görevliyken Ethem Sarısülük’ün ölümüne sebebiyet vermekten yargılandığı Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 7 yıl 9 ay 10 gün hapis cezasına çarptırılmıştır. Ancak, Yargıtay Başsavcılığı verilen cezayı yetersiz bulmuş ve yeniden yargılanma talebinde bulunmuştur. Dava sürecinde maddi ve mane SArISÜlÜk’ÜN AilESiNDEN tEpki: ERK ACARER Madalya da takın rasinin var olduğu ülkelerde katillerin değil mağdurların korunması gerekir. Tersi, çürümüşlüğün hangi boyuta geldiğini çok net bir biçimde anlatır. Bu aynı zamanda, ‘insanları vurmaya, öldürmeye, yaralamaya ve gözlerini çıkarmaya devam edin, hiçbir biçimde muhalifleri yaşatmayın’ demektir. Çok önceden ifade ettiğimiz gerçek yüzleri ortaya çıkıyor. Durum, bunun tescili olarak değer kazanıyor. Kırgın değil nefret doluyuz. Ancak bu yaşananlara artık hiç şaşırmıyoruz. Sanırım Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın emriyle, katiller çok yakın zamanda onur madalyası ile de ödüllendirilecek.” Ethem Sarısülük’ün kardeşi İkrar Sarısülük ise “Kısa bir süre önce, bazı sosyal paylaşım siteleri üzerinden de birtakım yardım kampanyaları düzenlendiğini duymuştuk” derken konuyla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını dile getirdi. Liselilerden eylem CHP Ankara Gençlik Kolları ve Ankara Halk Lis (CHP Lise) Konya’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle 16 yaşındaki M. E. A’nın tutuklanmasını protesto etti. Sakarya Caddesi’nde toplanan grup adına açıklama yapan Ankara Halk Lis’ten Deniz Bozkurt, M. E. A’nın tahliye edilmesinin adaletin yerini bulması anlamına gelmediğini belirterek tahliyeyi “Hükümetin kendilerine ‘bir daha yaparsanız acımam’ mesajı” olarak gördüklerini aktardı. Liseliler, açıklamaları sırasında “Bizde hırsıza ‘hırsız’ derler” sloganı attı. Halk Lis’in açıklamasına Devrimci Liseliler (DevLis) de destek verdi. Açıklamalarının ardından Halk Lis’lilerin desteği ile DevLis’liler de 19. Milli Eğitim Şurası’nın kararlarını protesto etmek için Milli Eğitim Bakanlığı’na yürümek istedi. Polis engeli ile karşılaşan grup açıklama yaptıktan sonra dağıldı. Gezi Direnişi sırasında Ankara’da başından vurularak öldürülen Ethem’in ağabeyi Mustafa Sarısülük, kardeşinin katil zanlısı Ahmet Şahbaz için yardım kampanyası toplanmasını değerlendirdi. “Mağdurlar yerine, suçluları ve katilleri koruyan bir sistemin sonunda işi buraya getireceği belliydi” diyen Mustafa Sarısülük, yaşananları sert sözlerle özetledi: “Devlet, resmi kanalları vasıtasıyla katillere yardım kampanyası örgütlüyorsa, bunun üzerinde düşünmek lazım. Hâlâ katil zanlılarına arka çıkmaya devam ediyorlar. Bu yaşananları, ülkede giderek artan faşizmin cesaretlendirici bir adımı olarak görüyoruz. Kardeşimin katili için yardım kampanyası düzenlemek de bu adımlardan biri. Bilinçli olarak yaptıklarını düşünüyoruz. Demok M.E.A.’YI Sivil poliSlEr tAkip EtMişti vi olarak oldukça yıpranan personelimizin ailesi, dilekçi ile müdürlüğümüze yardım başvurusu yapmıştır. Teşkilat mensuplarımız arasında birlik, beraberlik ve dayanışmayı sağlamak amacıyla meslektaşlarımızın ve ailesinin gerek maddi gerekse manevi yönden mağduriyetlerini giderebilmek, bu zor günlerinde teşkilat olarak yanlarında olduğumuzu hissettirmek amacıyla personelimizin rıza göstermesi kaydıyla gönüllülük dımların personelimizin ailesine aktarılmak üzere Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü’nün Garanti Bankası Emniyet Şubesi nezdinde bulunan numaralı hesaba aktarılmasını, tensiplerinize arz ederim.” Şahbaz, Sarısülük davasının ilk duruşmasına Yazıya göre, il emniyet takma bıyık, peruk ve gözlükle katılmıştı. müdüründen 50 TL, yardımcılarından 30 TL, şuesasına göre bir defaya mahbe ve ilçe emniyet müdürlerinden sus 2015 yılı ocak maaşların20 TL, amirlerden 15 TL, polisdan belirtilen miktarlarda kelerden ise 10 TL kesilecek. sinti yapılması ve toplanan yar verilmek istendi’ BARIŞ YAMAN FIRAT KOZOK KONYA Konya’da Şehit Kubilay anmasında yaptıkları basın açıklamasının ardından polisin okula giderek gözaltına aldığı ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan tutuklanan 16 yaşındaki lise öğrencisi M.E.A. avukatlarının itirazı üzerine serbest bırakıldı. Cezaevi önünde gözü yaşlı annesi Nazmiye G. ve arkadaşlarına sarılan M.E.A, selfie yapmayı da ihmal etmedi. M.E.A, “Bu yola çıkarken bir söz verdik; ‘Bu yoldan dönmeyeceğiz’ dedik. ‘Faşist, gerici baskılara boyun eğmeyeceğiz, bizler Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ dedik. Bu yüzden de içeri atıldık. Bize gözdağı verildi” dedi. Sevinç gözyaşları döken anne Nazmiye G. ise “Çocukların yeri cezaevi değil, onların okullarda, sıralarda oturması gerekir. Çocuğumla gurur duyuyorum” dedi. Gazetemizin sorularını yanıtlayan M.E.A, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet protestosu eylemlerinde il başkanlığına pankart asılmasının ardından sivil polislerce takip edildiğini açıkladı. Cezaevindeki günleri için “Kimsenin yaşamak istediği şeyler değil bunlar. Yapılan haksızlıkları düşündüm” diyen M.E.A, en çok annesinin pilavını özlediğini söyledi. M.E.A, olayın ardından kendisine destek olan ailesine ve CHP Gençlik Kolları üyelerine teşekkür etti. İki gün boyunca yaşadıklarının sorulması üzerine M.E.A, “Her şey zaten göz önünde. Çok fazla bir şey söylemenin anlamı yok. Bize gözdağı verildi” dedi. Kendilerine destek olanlara teşekkür eden anne Nazmiye G. ise “Çocukların yeri cezaevi değil, onların okullarda, sıralarda oturması gerekir. 3 gün boyunca ağlamadım, yine ağlamıyorum. Sevinçten ağlıyorum sadece. Ben çocuğumdan utanmıyorum, çocuğumla gurur duyuyorum” diye konuştu. CHP Sakarya Milletvekili Engin Özkoç da “M.E.A. Türkiye’nin bir evladıdır. CHP örgütü olarak kardeşimizin arkasında durduk. Biz bu olayı siyasete alet etmedik. Özgürlüğe kavuşmasını istedik. M.E.A. ‘Gözdağı Davaya böbrek taşı engeli Ali İsmail Korkmaz davasında dün karar çıkması beklenirken, bir numaralı sanığın böbrek taşı ameliyatı olması nedeniyle karar ertelendi ALİCAN ULUDAĞ KAYSERİ – Eskişehir’de düzenlenen Gezi eylemi sırasında 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın dövülerek öldürülmesine ilişkin Kayseri’de görülen davada, bir numaralı sanık TEM polisi Mevlüt Saldoğan, böbrek rahatsızlığını gerekçe gösterip hastaneye yatınca karar açıklanamadı. Bu nedenle duruşma karar için 21 Ocak’a ertelendi. Ali İsmail’in annesi Emel Korkmaz, “Bir karar çıkacağını beklediği için korkusundan hastalandı. Er ya da geç Alişimin hesabını soracağız” dedi. Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Ali İsmail Korkmaz davasının 6. duruşması dün yapıldı. Eskişehir’de Ali İsmail’e son tekmeyi atarak ölümüne neden olan tutuklu sanık polis Mevlüt Saldoğan, 23 Aralık’ta Ankara Numune Hastanesi’nde böbreğindeki taş nedeniyle ameliyat olduğu gerekçesiyle duruşmaya getirilmedi. Bu durumu mahkemeye bildiren Saldoğan’ın avukatı Mutlu Karayılan da başka bir duruşmayı mazeret göstererek duruşmaya katılmadı. Diğer tutuklu dört sivil sanık ile üç tutuksuz sanığın hazır bulunduğu duruşmayı, karar çıkacağı beklentisiyle çok sayıda kişi izledi. Duruşma başlamadan önce, izleyicilere Ali İsmail Korkmaz Vakfı yararına, siyahbeyaz, sarıkırmızı ve sarılacivert renkli üzerinde Ali İsmail Korkmaz’ın fotoğraf baskısının olduğu formalar dağıtıldı. İzleyiciler, formaları duruşma sırasında giydi. Duruşmayı izleyen Ethem Sarısülük’ün annesi Sayfı Sarısülük’ün yanı sıra CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Şafak Pavey, Muharrem Işık, Musa Çam, İhsan Özkes, Müslim Sarı ve HDP milletvekili Sebahat Tuncel de formaları giydi. Ankara, nin önüne geçtiğini, dokunmadığını iddia ederek “Ben hukukçu değilim. Bir polisin yakala demesi suçsa ceza verin” dedi. Sanıkların avukatları ise görüntülerde dövüldüğü iddia edilen kişinin Ali İsmail Korkmaz olmadığı konusunda savunma yaptı. Bir sanık avukatı, ölen kişinin Ali İsmail olup olmadığının belirlenmesi için görüntülerin Hollanda’da incelenmesini önerdi. Ebubekir Harlar’ın avukatı Kaan Yırtımcı, polisleri suçlayarak “Ben burada polislerden mert olmasını beklerdim. Müvekkilim ve fırıncılar olaya karışmamıştır. Polislerin yakalayın talimatını yerine getirmişlerdir. Ancak polisler bunu açıklamıyor” dedi. İsmail Koyuncu’nun avukatının “Görüntülerdeki kişi, bir siluetten ibarettir. Görüntülerdeki kişi Ali İsmail değildir” ifadesine tepki gösteren Emel Korkmaz, “Oğlum 38 gün hastanede yattı. Siz ne halde olduğunu gördünüz mü” karşılığını verdi. Duruşma sonunda kararları açıklayan mahkeme başkanı, sanık avukatlarının soruşturmanın genişletilmesi talebini, daha önce bu konuda karar verildiği için yeniden karar verilmesine yer olmadığına hükmetti. Saldoğan’ı hastalığı nedeniyle mazeretli sayan mahkeme, gelecek duruşmada hazır edilmesi için cezaevine yazı yazılmasına, eğer hastanedeyse en yakın SEGBİS sisteminin kurulu olduğu adliye veya cezaevinden duruşmaya katılmasına karar verdi. Tutuklu sanıkları tahliye etmeyen mahkeme, sanık Yalçın Akbulut’un tutuklanması talebini ise “bu aşamada” reddetti. Emel Korkmaz, mahkeme başkanının okuduğu ara kararın ardından “Bizim çocuklarımız toprakta yatıyor, bu katiller sıcakta uyuyor” diye bağırdı. bugün bir eleştiri yüzünden, sadece söylediği bir söz yüzünden 2 gündür tutuklu bulunuyor. Hukuka karşı bir nebze güvenimiz tekrar arttı” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise İstanbul’daki programı sırasında gazetecilerin konuyla ilgili sorusu üzerine özetle şunları söyledi: “Bir siyasetçiyi ya da cumhurbaşkanını eleştirdi diye hapse atılması, bir gün bile, bir dakika bile, bir saniye bile hapse atılması, bizim kaldıracağımız bir olay değildir. Türkiye’nin itibarını dünyada sıfırlamıştır. Serbest bırakılması bizim bu acımızı dindirmez. Bu ayıbın da üstünü örtemez. Ayıp olan o kararı veren yargıcın kendisi bu ayıbı yapmıştır ve hep beraber buna karşı çıkmalıyız.” Mersin, Aydın, Gaziantep ve Hatay baro başkanları da duruşmaya katılarak Korkmaz ailesinin savundu. Duruşmada savcının değiştiği görüldü. Yeni savcı, daha önceki esas hakkındaki görüşe katıldığını belirtirken tutuklu sanıkların “kuvvetli suç şüphesini gösteren somut deliller” nedeniyle tutukluluk hallerinin devamını, olay günü sivil sanıklara Ali İsmail’i yakalanması talimatını veren polis Yalçın Akbulut’un da tutuklanmasını istedi. Korkmaz ailesinin avukatı Ayhan Erdoğan, “Mahkeme savcısı diğer polis memuru Yalçın Akbulut’un da tutuklanmasını talep etti. Davanın 1 numaralı sanığı olan, Ali İsmail’e son tekmeyi atan o polisin ve avukatlarının karar duruşmasına katılmaması yargılama sürecini uzatmaya yönelik bir girişim. ‘İktidar mahkeme üzerinde baskı oluştursun da bizi kurtarsın’ diye bakıyorlar” dedi. Ayhan Erdoğan, bu yargılama sırasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın esnaflara yönelik asayişi sağlamaları yönündeki sözlerinin kendilerini rahatsız ettiğini, bu Savcı tutuklama istedi nun davaya müdahale olarak algılanabileceğini söyledi. Siyasal iktidarın yargıya müdahale niteliği taşıyan girişimlerden uzak durmasını isteyen Erdoğan, Konya’da 16 yaşındaki çocuğun Cumhurbaşkanı’na hakaretten tutuklandığına dikkati çekerken “Buna karşın polis Yalçın Akbulut’un tutuklanmaması vicdanları yaralıyor. Diğer yandan Mevlüt Saldoğan’ın eylemi eziyet çektirerek öldürmedir” dedi. Söz alan baro başkanlarından Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen, “Devlet eliyle bir yaşam hakkına son verilmiştir burada. Sanıklara en üst sınırdan ceza verilmeli ve herkese ders olacak bir karar olmalı” dedi. Heyetin söz verdiği tutuksuz sanık polis Hüseyin Engin, takdiri mahkemeye bıraktı. Tutuklanması istenen polis Yalçın Akbulut, savcının görüşlerine karşı çıkarak “Hiçbir suçum yok. Bana orada verilen görev eylemcileri sokağa sokmamak, girenleri uzaklaştırmaktı” dedi. Tutuklu sanık İsmail Koyuncu, beraatini isterken “Polislerin ‘tut’ demesinin suç olduğunu bilmiyordum. Suçsuz yere 17 ay yatıyorum” dedi. Diğer tutuklu Ebubekir Harlar, polisin “tut” demesiyle kaçan kişi Evinde gazetemizin sorularını yanıtlayan M.E.A, “17 Aralık günü CHP Konya İl Binası’nda yolsuzluk protestosu için pankart astık. Bir süre çevik kuvvet binanın önünde bekledi. Binadan ayrıldıktan sonra beni ve iki arkadaşımı sivil polisler uzun süre takip etti. Sonra bunlar oldu. Beni almaya geldiklerinde dersteydim. Okuldan polislerle beraber çıktık. Zaten mahkeme en fazla 5 dakika sürmüştür. O yüzden hâkimin yüzüne dikkat edecek bile fırsatım olmadan tutuklanma kararı çıktı. Dışarı çıktığım için mutluyum, okuluma ve özellikle aileme kavuştuğum için mutluyum” dedi. Cezaevinde neler hissettiğini sorduğumuz M.E.A. “Tabii ki kimsenin yaşamak istediği şeyler değil bunlar. Yapılan haksızlıkları düşündüm. Tabii ki de geçen sene 1 Mart’ta da söylemiştik. Bağımsız adalet istiyoruz demiştik. İnşallah biz inşa edeceğiz” dedi. ‘Takip ediliyordum’ Fotoğraf: AA nnemin pilavını özledim’ Neleri özlediği yönündeki sorumuz üzerine M.E.A. “Annemin pilavını özledim. Cezaevinde pilav yedim ne tadı ne tuzu vardı. Annemden bir pilav yiyeceğim, herhalde şimdi” yanıtını verdi. ‘A Karar 21 Ocak’ta AİHM’de sorun yaratır ERDEM GÜL ANKARA M.E.A’nın tutuklanarak bir gece hapis yatırılması konusunda AKP’deki sessizliği TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün bozdu. Üstün, Cumhuriyet’in soruları üzerine, Konya’da lise öğrencisinin bir gecelik tutukluluğun ardından tahliye edilmesi kararı için, “Şu anda öğrencinin tutuksuz yargılanmasına karar verilmesi doğrudur. Tutuksuz yargılama kararı verilerek doğru bir noktaya gelinmiştir” dedi. Üstün, tüm vatandaşlar gibi çocuk yaştaki birisinin de suç işlemesi halinde dava açılabileceğini belirtirken “Ancak bu olayda olduğu gibi çocuklarla ilgili suçlarda dava dışarıdan görülebilir, tutuksuz yargılama yoluna gidilebilir, gidilmelidir. Suç varsa zaten sonuçta yargılama bitince ceza verilecektir” dedi. Üstün, mahkemenin tutuklama kararını şöyle eleştirdi: “Böyle kaçma şüphesi olmayan, yaşı itibarıyla küçük olan, zaten suçlamanın nedeni olan söylediği sözleri de kayıt altına alındığı için delilleri karartma tehlikesi de olmayacağına göre tutukluluk şartları oluşmamış demektir. O bakımdan bu yaşta bir kişinin tutuksuz yargılanması esastır. Bu olayda baktığımızda çocuğun adresi belli. Bu nedenle çocuğun tutuksuz yargılanması gerektiği ortada. Sonuçta bir suç varsa ceza verilmesini engelleyen bir durum yok. Yargılama sonunda ceza verebilirsiniz.” Üstün, yargılamalarda tutuklama konusunun çok önemli olduğunu, usul açısından mümkün olduğunda tutuksuz yargılamanın tercih edilmesi gerektiğini söyledi. Üstün, “Yargılamada bu ilkelere dikkat edilmesi gerekir. Zaten Türkiye’nin AİHM’de belki de en çok eleştirildiği konu budur. Yargılama usullerine dikkat edilmediği eleştirileri çok yoğun. Bu eleştirilere maruz kalmamak ve tabii ki bizim kendi içimizde temel insan haklarını korumamız için buradaki olayda yargılama tutuksuz olmalıydı” dedi. Üstün, mahkemenin tutuksuz yargılamanın esas olmasına karşın neden tutuklama yoluna gitmiş olabileceği konusundaki sorumuzu da şöyle yanıtladı: “Son zamanlarda Cumhurbaşkanımıza yönelik bir kampanya yürütüldüğünün farkındayız. Çocukların da bu kampanya içine dahil edildiği konusunda şüphelerimiz var. Çocukları böylesi bir kampanyanın içine dahil edenler varsa bunu kınıyoruz. Cumhurbaşkanımıza yönelik fiili de asla tasvip etmiyor ve kınıyoruz. Ancak bu ayrı, yargılama ayrı bir iştir. Mahkeme her şeye rağmen kesinlikle tutuksuz yargılamalıydı ama belki konu sayın Cumhurbaşkanımız olunca hassas davranmış olabilirler.” l M.E.A.’nın tutuklanmasıyla ilgili AKP’den farklı yorum: ‘Erkeklibayanlı’ soruşturma! İZMİR (Cumhuriyet) İzmir’de Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı, 1725 Aralık yolsuzluk dosyalarında adı geçenler hakkındaki protesto eylemleri nedeniyle 9 gence soruşturma açtı. CHP İzmir Gençlik Kolları üyesi gençler, Recep Tayyip Erdoğan’a hakaretle suçlanıyor. Polis tutanağına “erkekli bayanlı” olarak geçen 16 Kasım’daki eyleme katılanların yaptıkları, “Ellerinde ‘Hırsız var’ ve ‘Babadan oğula ne geçer? Hırsızlık’ ibareli dövizlerle, ‘1725 Aralık yolsuzlukla mücadele haftası olsun’ yazılı beyaz tişörtlerle beyaz şapkalar giyerek toplanmışlardır” ifadesiyle kayıt altına alınmış. Karşıyaka Savcılığı’nın talimatı üzerine emniyete ifadeye çağrılan gençlerden CHP İzmir Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Mustafa Evsen, “Şu anda dosya savcılıkta. Türk gençliğinin üzerinde ağır bir baskı süreci var. Her eleştiri, özellikle de Cumhurbaşkanı’na yönelikse suç haline geldi” dedi. CHP İzmir Gençlik Kolları Başkanı Sinan Sarıküse de, “Yeni Türkiye gerçeklerini yaşıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Bu ülkede ifade özgürlüğü var, emniyettesiniz’ demişti. Gerçekten de bizim arkadaşlarımız emniyette!” diye konuştu. l izmir’de Erdoğan’a hakaret iddiasıyla 9 gencin ifadesi alındı lpolisin attığı gaz fişeğiyle kafatasının yarısını yitiren M.A.t: Biz onları yargılayacağız HAKAN DİRİK İZMİR Gezi Direnişi nedeniyle hapis cezası verilen 17 yaşındaki M.A.T. psikolojik desteğe gereksinim duyuyor. Gezi’de, polisin attığı gaz fişeğiyle kafatasının yarısını yitiren lise öğrencisi genç, “Ali İsmail’lerin, Berkin’lerin hayatlarını bitirdiler. Anlaşılan intikam istekleri bitmedi. Sanırım canımı almayı başaramadıkları için bu cezayı verdiler. Ancak bizim özgürlük ve eşitlik isteğimiz de bitmedi. Bu yaptığımız suçsa, işlemeye devam edeceğiz” dedi. Gezi’nin İzmir ayağında polisin çadırları kaldırmasına karşı geldikleri gerekçesiyle 4 liseli arkadaşıyla birlikte 3 ay 10 gün hapis cezası alan M.A.T., “Bu ceza, gözdağı operasyonunun bir parçası. Adam öldürmedim, uyuşturucu kaçakçılığı yapmadım, yolsuzluk da yapmadım. Galiba suçum tüm bunlara karşı çıkmam” dedi. Kafatasına nişan alan polisin, Berkin Elvan’ın katillerinin yargılanmadığını anımsatan M.A.T, “Verilen ceza, düzenin adaletidir. O polisleri, düzenin adaleti değil, bizim adaletimiz yargılayacak” dedi. Baba Mehmet T. de, cezanın ardından oğlunun psikolojisinin kötüye gittiğini, doktora gideceklerini söyledi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle