08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 ARALIK 2014 CUMARTESİ 12 DIŞ HABERLER [email protected] Rus askeri doktrini güncellendi: NATO’nun genişlemesi baş tehdit, NATO’nun küresel faaliyetleri hukuka aykırı Soğuk Savaş için doktrin Dış Haberler Servisi Ukrayna krizi üzerinden ABD ile Rusya yeni Soğuk Savaş’a girerken, Moskova “ulusal güvenliğine karşı gelişen yeni tehditleri yansıtacak şekilde” askeri doktrinini güncelledi. Dün Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in imzasıyla yürürlüğe giren doktrinde NATO’nun askeri gücünü tırmandırarak doğrudan Rusya’nın sınırlarına genişlemesi, stratejik füze savunma sistemlerinin (füze kalkanı) geliştirilip konuşlandırılması, ABD’nin Prompt Global Strike/PGS (Hızlı Küresel Saldırı) projesi baş dış tehditler olarak sıralandı. NATO’nun “kendine görev edindiği küresel işlevlerin uluslararası hukuku ihlal ettiği” vurgulandı. Uzaya silah konuşlandırma planları ve uyduradar destekli akıllı füze sistemlerini de içeren hassas konvansiyonel silahların konuşlandırılması başlıca dış tehditler arasında sayıldı. PSG’nin de bir saatte dünyanın herhangi bir yerine isabetli konvansiyonel saldırı yapması, bunun için karadan veya denizaltıdan fırlatılacak roketPutin’in imzaladığı doktrinde “Rusya’yla komşu ya da müttefik ülkelerin istikrarsızlaştırılması”, “bu ülkelere yabancı askerlerin konuşlandırılması”, “Rusya ve müttefiklerinin sınırlarında yabancı askeri firmaların varlığı” ulusal güvenliğe tehdit sayıldı. lerin, havadan ateşlenecek hipersonik füzelerin, uzaydaki bir platformdan ateşlenecek kinetik silahların konuşlandırılması öngörülüyor. Buna karşılık “füze tehdidine karşı ortak füze savunma sisteminde yer almak” ilk kez Rus doktrinine girdi. 2010 versiyonuyla özünde aynı olan güncellenmiş doktrinde, barış zamanında silahlı kuvvetlerin en önemli öncelikleri arasında “Kuzey Kutbu’ndaki ulusal çıkarların korunması” ilk kez yer aldı. Başlıca iç tehditler olarak ise ülkeyi istikrarsızlaştır ma amaçlı, toprak bütünlüğüyle egemenliğe zarar vermeye yönelik terörist faaliyetlerin yanı sıra “Rusya ve vatanseverlik karşıtı propaganda” içeren eylemler de gösterildi. Kiev’de Batı yanlılarının iktidarı ele geçirmesine misilleme olarak, Rusya’nın Kırım’ı ilhakı ve Doğu Ukrayna’da ayrılıkçıları desteklemesine, Batı ekonomik yaptırımların yanı sıra askeri manevralarla karşılık veriyor. Baltık ülkelerine NATO askerleri konuşlanır, uçakları devriye gezerken, Ukrayna NATO üyeliği başvu rusu için tarafsız statüsünü terk etti. Moskova “NATO Ukrayna’yı çatışmanın ön cephesine dönüştürüyor. Ukrayna’yı üye alırsa NATO ile tüm ilişkiler biter” yanıtını verdi. Dün Ukrayna hükümeti ile ayrılıkçılar, Minsk’teki barış görüşmelerin iptal etse de, esir alınan 222 gerilla ile 150 askerin takasını gerçekleştirdi. Yeni belgede Rus askeri doktrininin tümüyle savunma amaçlı olduğu, silahlı kuvvetlere son çare olarak başvurduğu vurgulanırken, nükleer silahlarla ilgili “potansiyel düşmanları saldırmaktan caydırmayı amaçlar, ama varlığını tehdit eden nükleer ya da konvansiyonel askeri saldırıya uğrarsa kendini savunmak için kullanır” ilkesi tekrarlandı. Rusya’ya karşı topyekun savaş açılması ihtimalinin azaldığı, ama modern tehditlerin giderek askeri nitelikten çıkıp “enformasyonel” niteliğe büründüğü belirtildi. Dün Rusya’nın Plesetsk Uzay Üssü’nden deneme amacıyla Yars isimli kıtalar arası balistik füze fırlatıldı. Tsunami sonrası Ağustos 2005’te İslamcılarla hükümetin barış yaptığı Açe’de dün camiler tsunami kurbanlarına edilen dualar için doldu taştı. Tsunamiye 18 bin kurban veren Hindistan’da da anma törenleri düzenlendi. Nişantaşı ‘Baba’ Filmini Solladı Baba ne ki? Biz Don Corleone dehşetini çarşamba gecesi misliyle yaşadık. Sofradan henüz kalkmamıştık… Dendiği gibi, demek saat henüz on değil… 21.45 falan olmalıydı. Birden gök gürültüsü, bir bombardıman gibi odaya dolan bir ses duyduk. Eşimle birbirimize baktık ve kendimizi pencereye attık. “Valikonağı”nın hâlâ “mahalle havasında” kalan en kendi halinde ve sakin köşelerinden birisi(ydi!) burası. Öyle ki karşımızda bize hâlâ her gün taze sebzemeyvegünlük yumurta getiren “Hacı”nın kaptıkaçtısı duruyor. Kaptıkaçtının yanında “Nişantaşı’nın en iyi simitçisi” olarak nam salan simitçimiz, yılbaşı öncesinde süslenen “mahalle berberimiz” Bozo görünüyor. “Bozo” ve “Hacı”nın arasında ise yeni açılan bir “Yeni Türkiye” et lokantası, “Gürkan Şef” göze çarpıyor. “Gürkan Şef”in kaldırımda, müşterilerle dolu terası, yanıp sönen yılbaşı ışıklarıyla göz dolduruyor. Hacklenme sırası PlayStation ve Xbox’ta Yaşanan, sanal değil gerçek Sağır edici o gürültünün ardından biz pencereye vardığımızda, bu “kare” donmuş gibiydi. Önce gözüm Hacı’ya ilişti. Yılbaşı üstü olduğundan geç saatlere dek yerinde olan seyyar satıcı “Hacı”, alelacele minibüsüne attığı pırasalarını topluyordu… Kaldırımda insanlar bulundukları yere çakılmış gibiydi. Önce o gürültünün ardından gelen bu sessizliğe şaşırdığımı hatırlıyorum. İlk anda bağıran çağıran olmadı. Sonra herkesin baktığı yöne gözlerimi yönelttim. Pencereden eğilince, az ileride “Ahenk” Apartmanı tarafında yerde yatan iki kişiyi kuşbakışı gördüm. Sırtüstü düşen şahsın etrafında bir kan gölü olmuştu. Etrafında, sanki kendi kanından vücudunun şeklini çizen bir hat oluşmuştu. Hemen yanda dizleri bükülen diğer kişi de, anne karnında gibi bir pozisyon almıştı. Tabloyu görünce olayın “mafya meselesi” olduğunu anladık. Aklıma o anda Hollywood’un bir numaralı “mafya klasiği” “Baba”da Don Corleone’ye düzenlenen meşhur suikast sahnesi geldi. Don Corleone, tesadüf bu ya, geçen geceki gibi tam bir Noel akşamı, her zamanki manavından meyve almak için durup arabadan iner. Ama kendisini gölge gibi takip ederek yolunu kesen “2 tetikçi” tarafından tabancayla taranır… “Valikonağı infazı”ndaki fark şu ki, “kurban”lar burada tabancayla değil düpedüz “makineliyle” taranmış. Pusuda iki tetikçi, kırmızı bir RenaultClio ile “kurbanları” takip ediyor. Sonra biri arabadan inip yanlarına sokuluyor ve hedef aldığı kişilere kurşun yağdırıyor. Ve gene yürüyerek arabaya binip olay yerinden uzaklaşıyor. Bunları sonra internetteki Mobese görüntülerinden izliyoruz. O ölçüde profesyonel ve soğukkanlılar. Coppola’nın “Baba”sı halt etmiş yani! Coppola’nın düş gücüyle, Nişantaşı infazının en benzeşen tarafı, arkadan yaşanan büyük şok ve insanların paniği… Aynı o Hollywood karesindeki gibi bir süre kimse yerinden kıpırdayamadı. Sonra bir kadın çığlığı duydum. Ve “Baba” diyen bir başka ses… Don Corleone suikastına bire bir tanık olan oğul Fredo’nun “Baba”nın bedeni yanında tıpkı “Baba, Baba” diye ağlaması gibi… Ama bizim yaşadıklarımız çok yazık ki sanal değil bire bir gerçek. n Sony Pictures’ın Kuzey Kore liderine suikast konulu “Röportaj” filmini siber saldırılar ve tehditler sonrası Noel’de sınırlı gösterime sokmasının ardından, bu kez Noel hediyeleri arasında ön sıralarda yer alan Sony’nin PlayStation ve Microsoft’un Xbox oyun konsolları hacklendi. İki firma, Noel gecesi başlayıp önceki gün ve dün devam eden hacklemeleri atlatıp yeniden hizmet verebilmek için çalışmaların sürdüğünü duyurdu. Saldırıyı “Lizard Squad” (Kertenkele Ekibi) adında yeni bir Twitter kullanıcısı üstlendi. Geçmişte yine Sony’yi hedef alan bir hacker grubu aynı ismi kullanıyordu. (AP/REUTERS) n Malezya sel felaketi yaşarken Başbakan Necip Rezak’ın Hawai’de ABD Başkanı Barack Obama ile golf oynaması infial yarattı. Malezya’da 30 yılın en şiddetli sel felaketinde en az 5 kişi ölürken, 118 bin kişi evsiz kaldı. Tepkiler üzerine ABD ziyaretini yarıda kesip ülkesine dönen Rezak, “Durumu kendi gözümle görüp halkımla beraber olmak istedim” dedi. Halk yardım beklerken hükümet OHAL ilan etmediği için eleştiriliyor. Meteoroloji, yoğun yağışların henüz felaketten etkilenmemiş güney bölgesini de kapsayarak süreceğini duyurdu. Rezak’ın Facebook hesabına gönderilen eleştirileri Yardımcısı Muhyiddin Yasin yanıtladı: “Başbakan çok çalışıyor, dinlenmeye ihtiyacı var. Endişelenmeyin ben işbaşındayım.” Malezya’yı sel götürürken Rezak’ın golf keyfine öfke Tsunamiden 10 yıl sonra kurbanlar, barış ve dayanışma adına Dış Haberler Servisi Hint Okyanusu çevresinde 10 dakika içinde yaklaşık 230 bin can alan tsunami felaketinin 10. yılında sulara gömülen acılar yeniden canlandı. 10. yıldönümünde tsunamiden en fazla etkilenen bölge olan Endonezya’daki 170 bin kişinin can verdiği Banda Açe’nin yanı sıra, Sri Lanka, Tayland, Hindistan’da da anma törenleri düzenlendi. Kâbus, 26 Aralık 2004’te Hint Okyanusu’nda 9.1 büyüklüğündeki depremi takiben Endonezya, Tayland, Sri Lanka’dan Afrika’da Kenya ve Somali’ye uzanan 14 ülkenin kıyılarını vuran dev dalgalarla gelmişti. Bugüne kadar sismografla kaydedilmiş dünyanın en büyük 3. depreminin tetiklediği 35 metre yüksekliğinde dalgalar 2 milyon kişiyi de evsiz bırakmıştı. Kurbanlar arasında yöre halkının yanı sıra Noel tatilini geçiren yabancı turistler de vardı. Dün kurbanlara saygı duruşunda bulunulan törenlere felaketten kurtulanlar, kurban yakınları, hükümet yetkilileri, yabancı diplomatlar katıldı. Cami, kilise, tapınaklarda dua edildi. Toplu mezarlar ziyaretçi akınına uğradı, çiçeklerle bezendi. Müslüman nüfuslu Açe’nin merkezi Banda Açe’de kurbanlara ithaf edilen parkta, Endonezya Devlet Başkanı Yardımcısı Yusuf Kalla “Bu alana binlerce cansız beden yayılmıştı... Sonra ayağa kalktık, alışılmadık bir şekilde destek, yardım aldık, Endonezyalılar ve tüm dünyadan... Ruhumuz yeniden dirildi” diye konuştu. Anma için toplanılan caminin imamı Asman İsmail tsunaminin 30 yıl silahlı çatışmanın yaşandığı bölgeye “ağır, değerli bir ders öğrettiğini” söyledi: “O günden beri kimse çatışmadı, insanlar barış ve uyum içinde yaşıyor.” Tayland plajlarında halk ile Avrupa’dan gelenler kurbanları birlikte andı, denize çiçek bıraktı. İsviçreli Raymond Moor, eşiyle kahvaltıdayken denizden siyah bir duvarın geldiğini gördüklerini belirtti. Suların çekmesini “çamaşır makinesi içinde olmak gibi” diye niteleyen Moor, Taylandlı bir kadının kendilerini bir balkona alması sayesinde kurtulduklarını, ama kadının canından olduğunu anlattı. IŞİD’in devleti çatırdıyor Dış Haberler Servisi Irak ve Suriye’de IŞİD’in hâkimiyet kurduğu bölgelerde devlethükümet yapısı oluşturup hizmet götürme faaliyetleri, uluslararası koalisyonun saldırılarından beri sekteye uğramış gözüküyor. Washington Post’tan Liz Sly, tanıklıklara dayanarak, IŞİD bölgelerinde hizmetlerin çöktüğünü, fiyatların fırladığını, açlıksusuzluk baş gösterdiğini, doktorilaç kıtlığı çekildiğini, okulların işlemediğini duyurdu. Hem ABD liderliğindeki koalisyonun hem Suriye ordusunun hava saldırılarına uğrayan Rakka’da yıkımın boyutları büyüyor. Şiddet evimize girdi Bana sonsuz gibi gelen bir zaman dilimi süresince, artık hiçbir hayat işareti vermeyen iki insan, bir kan banyosu içinde öylece kaldırımda yattılar. Ambulanstan önce, farlarını yakan koyu renk sivil bir araba hızla kaldırıma yanaşıp “kurban”ları aldı ve götürdü… Daha sonra polisler ve ambulans sirenleri duyulmaya başladı. Karşımızdaki et lokantası boşaldı. Işıklar karardı. Ama gecenin geç saatlerine dek, polis ablukasında kaldı. Caddenin trafiğe kapandığı gece yarısını aşan anlarda, Valikonağı devasa bir polis üssüydü. Yaralıların götürüldüğü bir sokak ötedeki Amerikan Hastanesi’nin civarı ise TOMA’lar, çelik yelekli çevik kuvvet ekipleri ve görgü şahitlerinin anlattığı üzere yeraltı dünyasının adamlarıyla çevrilmişti. Ertesi sabah Valikonağı sakinleri arasında en sık dile getirilen cümle şuydu: “Artık burada kimin kim olduğunu bilmiyoruz!” Şiddet bir gecede oturma odalarımıza ve yemek odalarımıza girmiş; yaşadığımız “mahalle” herkesin birbirine kuşku, korkuyla baktığı bir yer olmuştu. En son bu hissi “ne zaman yaşadığım”ı düşünürken aklıma 1979 yılının meşum “1 Şubat” gecesi geldi. O zaman adı “Emlak Caddesi” olan “Abdi İpekçi”de oturuyordum. Akşam haber saatine doğru telefonda “komşum” Cem Boyner’le konuşurken konuşmamız silah sesiyle kesilmişti. Ahizeyi bırakıp cama koştuğumda, apartmanın karşı çaprazında karanlıkta bir arabanın elektrik direğine çarpmış olduğunu görmüştüm. Arabada Milliyet’in efsanevi genel yayın yönetmeni Abdi İpekçi vardı. İpekçi’yi Türkiye’nin bir numaralı profesyonel “tetikçisi” Ağca vurmuştu. O zaman da gene böyle sahipsizlik, güvensizlik, kanunsuzluk duygusu alıp başını gitmişti. Türkiye en beklenmedik anda, zamanı 35 yıl geriye sarabiliyor. Halep’te 5 isyancı grup ortak cephe kurdu n BM Suriye Temsilcisi Staffan de Mistura’nın Halep’te ateşkesle Suriye’ye siyasi çözüm görüşmelerini yeniden başlatma planına uluslararası toplum destek verirken, Halep’te savaşan en önemli isyancı gruplardan karşı hamle geldi. İslami Cephe, Nureddin Zengi Tugayları, Mücahidin Ordusu, Asalet ve Kalkınma Cephesi, Fe İstakim Kema Umirt Cephesi “Şamiye Cephesi” adıyla tek bayrak ve liderlik altında birleştiklerini duyurdu. Suudi Arabistan destekli İslami Cephe’nin komutanı Abdülaziz Selameh, Şamiye Cephesi’nın komutanlığına getirildi. Ortak açıklamada, yeni hedefin Halep’te hem Esad rejimi hem de IŞİD’e karşı tek güç halinde savaşmak olduğu, Halep’te ve gerekirse kentin dışında da savaşmayı öngördüklerini, Suriye’de savaşan tüm isyancı grupların aynı çatı altında toplanmasına örnek oluşturmayı amaçladıkları belirtildi. Açıklama, Rusya’nın gelecek ay sonunda Suriye hükümeti ile hem ülke içindeki hem de dışındaki muhalefet temsilcilerini buluşturma planını duyurmasının ardından geldi. te olması öfke yaratıyor. Ama hızlı ve kolay zafer bekleyen militanlarda moralsizlik başladığı, Rakka’da savaştan kaçanlar için uyarı yayımlandığı ve yeni bir polis gücü oluşturularak ev ev arandıkları belirtiliyor. Yaklaşık 15 bin yabancı savaşçıyla Suriyeli savaşçılar arasında da gerginlik var. Zira yabancılar maaşlarını dolar olarak alırken, yerlilere Suriye lirasıyla ödeme yapılıyor. Beş vakit namaz için zorunlu usul dev hapishane’ olarak günde beş kez kapatılan Irak’ın Musul kentinde kimliği dükkânlar, sigara içenlere 3 gün açıklanmayan bir gazeteci, klor olmadığı için suyun içilemediğini, sarılı nizasyonsuzluk ve dengesiz liderlik anla hapis, hırsızlık, zina, muhalefet ve dine ğın yayıldığını, un bulunamadığını anla yışının yaygınlaştığını anlatıyor. IŞİD pa hakarete halkın önünde idam, haftada iki tıp “Kentte hayat öldü, dev bir hapis rası ve pasaportu projesi de hayata geçiri kez eşcinsellerin çatılardan atılması IŞİD hanede gibiyiz” dedi. IŞİD’in fiili baş lemedi. Aktivistlerin gizlice çektiği vide hâkimiyetinde gündelik hayatın parçası. kenti Suriye’deki Rakka’dan da günde olarda çaresiz kadın ve çocuklar yiyecek Korkunç cezalandırma yöntemleri ve alternatifsizlik yüzünden IŞİD’e karşı is34 saat elektrik ve su verildiği, çöp dağ için yalvarır, gıda dağıtımı sırasında fer yan beklenmemesi gerektiği belirtiliyor. yat ederek birbiriyle yarışırken, örgütün ları oluştuğu, insanların çöpleri karıştırainternette paylaştığı fotoğraflarda yaban Ama katı kurallar hizmet verilmesini de rak yiyecek bulmaya çalıştığı, çöpe atılan cı militanların ziyafet sofralarında afiyet engelliyor. Kamu hizmetlerini yürütmek eşyaların alınıp satıldığı haberleiçin gerekli donanıma sahip tekri geliyor. nokrat ve uzmanlar kaçıyor. ÖrMusul’a ‘vali’ Uluslararası koalisyonuneğin Deyr ez Zor’da bombardıalk aç, cihatçı afiyette dayanmıyor nun hava saldırılarında IŞİD’in manda zarar gören kabloları hızla Musul’a vali atadığı Hasan HaIŞİD bölgelerinde yaşayanlar, örtamir etmeye çalışan yetkililer, nagütün yayımladığı videolarda gö san Said el Caburi (Ebu Taluut) öldürüldü. 25 maz vaktinde çalıştıkları için kırrülen tıkır tıkır işleyen devlet dai gündür “valilik” görevinde olan El Caburi’nin sebaç cezasına çarptırılmış. Bir haslefi Rıdvan Taleb el Hamduni de ayın başında dü releri ve yardım dağıtımlarının gertanede üç kişi sigara içti diye tüm çeği yansıtmadığını, yokluk, orga zenlenen hava saldırılarında öldürülmüştü. personel tutuklanmış. ‘M Namaz vakti çalışınca H C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle