02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET [email protected] 20 ARALIK 2014 CUMARTESİ 16 KÜLTÜR İşçi göçünün Kültür Bakanlığı’na Bakan Çelik’le davalık olan Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Başkanı Üstün Akmen: suretidir... kültürlü bakan gelsin Bir köşe yazısında Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’e “Kültürsüz Kültür Bakanı” dediği için bakanla davalık olan Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Başkanı Üstün Akmen, “çıtkırıldım” olunmamalı diyor. Akmen, Bakan Çelik’in kültürünü ispatlaması gerektiğini vurgulayarak “Bir Kültür Bakanı tiyatro, opera ve balenin bir galasına dahi olsun gitmez mi?” diye soruyor. Akmen’le devam eden davayı ve tiyatro dünyasının bugününü konuştuk. Bakan Ömer Çelik’le nedir “dava”nız?  Esasında benim kişilerle “dava”m yok. Davam sistemle. Siyasal iktidar darbe yaptı ve toplumu her yanıyla gericiliğe, dine dayalı devlete, yani olmazlığa götürüyor. Ben işin sanatsal alanından tutmuşlardanım. Diğer taraftan siyasetçilerin sert ve yoğun eleştiriye katlanma yükümlülüğü altında olduklarını düşünüyorum. Bazı meslekler “tevekkül” gerektirir, hoşgörü gerektirir. Bakın futbol maçı hakemlerine! Her hafta binlerce kişi onlara “ne (güzel) hakem” diye bağırıyor, adamların gıkı çıkmıyor. Ne yapsınlar, binlerce taraftarı kişilik haklarına saldırıda bulundukları, hakaret ettikleri gerekçesiyle dava mı etsinler yani! Adamların mesleği bu! Bir devleti idare edenler de kendilerine yöneltilen eleştiri olağanüstü dahi olsa katlanabilmeli, kabullenebilmeli. Bu kadar “çıtkırıldım” olunmamalı. Ne demişim? “Kültürsüz Kültür Bakanı”. İyi ya, Ömer Bey o zaman evindeki kitaplığının fotoğrafını çekip benim yüzüme çarpmalıydı. Bakalım neler okumuş, neler okuyor. Kültürünü ispatlamalıydı. Hayatında kaç tiyatroya gittiğini, kaç opera, kaç bale eseri izlediğini açıklamalıydı. Yahu, insan Kültür Bakanı olur da, kendisine bağlı olduğunu böbürlenerek söylediği devlet tiyatrosunun, operanın, balenin bir galasına dahi olsun gitmez mi? TEB Başkanı olarak sürekli kınama açıklaması yapmak zorunda kalmanızı da kınıyor musunuz! Kınamak bir tarafa çok üzülüyorum; geleceğimden daha doğrusu geleceğimizden korkuyorum. Demokrasiden u ‘Bakan hayatında kaç tiyatroya gittiğini, kaç opera, kaç bale eseri izlediğini açıklamalıydı. Yahu, insan Kültür Bakanı olur da kendisine bağlı olduğunu böbürlenerek söylediği devlet tiyatrosunun, operanın, balenin bir galasına dahi olsun gitmez mi?’ adım adım uzaklaşılırken bilinçli olarak sanata vuruyorlar. Ürküyorum. İlkeler çiğneniyor. İyiyi, estetiği, çağdaş olanı karalara sarmalıyorlar. Gözü kapalı olanların gözünü gücüm yettiğince ve de karınca kararınca açmak istiyorum. Ben bir birliğin başkanıyım ve yazarım. Dediğiniz gibi kendimi zaman zaman kınasam da görevimi gururla yapıyorum. Tiyatro dünyası nasıl bir baskı altında? Önce İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’ni (AKM) yok etmeyi amaçladılar. Yapamadılar, yıkamadılar polis karakolu olarak kullandılar. AKM’yi bu halde bırakanları ben de dava edeceğim. Bir kültür varlığı göz göre göre tahrip edildi. Sonra baskı adına, dogmatizmle, dinsel otoritenin düşünce yasakçılığıyla başlayan sansürü yaygınlaştırıyorlar. İşte, özel tiyatrolara desteği tıraşlıyorlar. Sanatın akademik eğitimini ve profesyonel sanat işçiliğini yok edecek bir yasa hazırlığına girerek kurumlardaki gözbebeğimiz sanatçıları kaç zamandır ateş üzerinde oturtuyorlar. Gene söylüyorum: Sanatçılarımıza, tarihte eşi menendi görülmemiş bir işkencedir bu uygulama! Tiyatro Dionysos tapınaklarından koparak Shakespeare’in saraylarında krallığını sürdüren, giderek Ionesco’nun “Sandalyeler”i üzerine yerleşen; yıllar yılı, çağlar çağı haşarı bir çocuk kimliğiyle kabına sığamayan, çeşitli kuşakların önünden çeşitli kavramlar ve anlayışların ürünü olarak geçen bir sanat dalı. Asla gerilemiyor, gelişiyor. Zaten, “hangi çılgın” ona zincir vuracakmış, şaşarım. Kültür Bakanı göreve geldiğinden bu yana kültür ve sanattan daha çok dış politikayla ilgili konuşup yorumlar yaptığı için eleştiriliyor. Buna ne dersiniz? Eleştirenleri kınıyorum. Ömer Bey varsın dış politika konusunda konuşsun. Zaten herkes dış politika üzerine konuşuyor. Tayyip Bey bile… Bana ne! Ömer Bey Dışişleri’ne kaydırılsın, Kültür Bakanlığı’na da kültürlü bir bakan gelsin. Meryem Bayram, Belçika’da ‘Fas’tan ve Türkiye’den Göçün 50. Yılı’ sergisi düzenledi izleyicilere sunulmuş. Bu içerikte Meryem için özel önem taşıyan parçalar var: Annesi, babası ANTWERP Antwerp ya da Anvers... Belçika’nın ve kardeşleriyle Belçika’daki çocukluk günlerinin Flaman bölgesinin varlıklı kenti. Burada, eski li fotoğrafı, babasının çalışma kartı gibi. Bu sergi sürerken Meryem boş durmadı. Oturduman bölgesinde devasa bir yapı var: MAS (Museum Aan de StroomAkarsu Üstündeki Müze). ğu Antwerp kentine bir saat uzaklıktaki Leuven’de Yüzlerce koleksiyoncunun binlerce parçasının açılış yapılan “Özerk Skenografi” diye bir persergilendiği MAS 2011 yılında açılmış. Müzenin formans hazırladı. İki performans sanatçısının geçici sergiler için ayrılmış üçüncü katı şu gün mukavvalarla düş dünyasını kışkırtan bir eylelerde gencecik bir Türk sanatçının başta kendi me giriştikleri bu gösteri Flaman bölgesinin çeailesi olmak üzere, Türklerin Belçika’ya gelme şitli kentlerinde ve Fransa’nın Lille kentinde izlerinin 50 yılı dolayısıyla yaptığı bir çalışmayı ko leyici önüne çıktı. Performans sanatçıları Gaëtan nuk ediyor. “Fas’tan ve Türkiye’den u Sergi ilk Faslı ve Türk işçilerin Bulourde ve Clément Layes sahyaklaşık bir saat boyunca inGöçün 50. Yılı” sergisi ilk FasAntwerp’e geliş ve çalışmaya nede sanı hiç beklemediği bir yolcululı ve Türk işçilerin Antwerp’e geliş ve çalışmaya başlayış başlayış serüvenlerini anlatıyor. ğa çıkarıyor. Mukavvalar katlanıserüvenlerini anlatıyor. Ser Serginin düzenleyicisi Meryem yor, dağıtılıyor, toplanıyor, yayılıyor, dikiliyor, çeşitli biçimlere bürüginin düzenleyicisi Meryem Bayram’ın ailesi de bunlar Bayram’ın ailesi de bunlardan nüyor. Konuşmadan süren bu perdan biri. Bir işçi çocuğu olarak biri. Belçika’da ikinci kuşağın formansta çok şey anlatılıyor ama herkes başka şey anlıyor. doğduğu Belçika’da ikinci kusanat eğitimi alan nadir Meryem Bayram çocuklar için yaşağın sanat eğitimi alan nadir kişilerinden biri Meryem. pılan ve katlanıp açılan oyun kartkişilerinden biri Meryem. Antlarından esinlenerek ortaya koyduwerp Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi ve Dekoratif Sanatlar Enstitüsü’nden ğu performansta çok az ses kullanmış. Bir metmezun olduktan sonra, yaklaşık 12 yıldan beri ronomun tiktakları, bazı mekanik sesler dışında Antwerp, Gent, Leuven, Rotterdam gibi kentler en sık duyulan şeyler oyuncuların hafif adım sesde ve İstanbul’da sahne düzeni, yerleştirme, per leriyle izleyicilerin şaşkın iç çekişleri. Basit formlardan, çoğunlukla üçgenlerden oluformans gibi değişik dallarda çalışmalar yapmış. Küratörlüğünü Lieven Willekens’in yaptığı şan kalın mukavvalar performans sanatçılarıMAS’taki serginin kimlik kartlarından fotoğrafla nın elinde kılıktan kılığa girerken izleyicinin düş ra, çalışma izinlerinden aşk mektuplarına, giysi âleminde kim bilir ne biçimlere bürünüyor. Meryem lerden çalışma araçlarına kadar zengin bir çeşit Bayram’ın bu çalışmasının 2015’te İstanbul’da lilikteki içeriği Meryem tarafından düzenlenerek da sergilenmesi planlanıyor. ZEYNEP AVCI ‘AKM için dava açacağım’ Aynı zamanda spor spikeri olan Ali Kocatepe 50. sanat yılını kutluyor Topçular ve Popçular sahnede Kültür Servisi Ali Kocatepe, 50. sanat yılını “Eski ve Yeni Kuşak” dostlarının performanslarıyla Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde kutlayacak. 25 Aralık gecesi sahneye çıkacak olan Kocatepe’ye Aysun Kocatepe, Bedük, Burcu Güneş, Canan Anderson, Boğaziçi Caz Korosu, Nükhet Duru, Pinhani, Yaşar ve Yüksek Sadakat gibi çok sayıda isim ve grup eşlik edecek. Eski ve başarılı bir spor spikeri de olan müzisyen Ali Kocatepe, bu özel konser için “Topçu ve Popçu Koro” adı altın da iki kadro oluşturdu. Şef Masis Aram Gözbek yönetiminde; Ayça Tekindor, Bedük, Mert Fırat, Vatan Şaşmaz gibi isimleri de barındıran Popçu Korosu’nu Ali Kocatepe, “Kocatepe Güzz Korosu” olarak adlandırıyor. Ali Kocatepe’nin “Kocatepe 11’i” ismini verdiği Topçu Koro’sunu ise Türkiye’nin tanınmış futbol ve spor adamları oluşturuyor. Ali Gültiken, Bülent Korkmaz, Erman Toroğlu, Hakan Şükür, Rıza Çalımbay, Rüştü Rençber, Tanju Çolak ve Tümer Metin geceye katılacak isimler arasında. ‘Ustalara Saygı’ gecesi İsa Çelik ile sürüyor Sanatta yarım asır Kültür Servisi Beşiktaş Belediyesi’nin düzenlediği, Faruk Şüyün’ün hazırladığı Ustalara Saygı Etkinlikleri 10. yılında “İsa Çelik’e Saygı” gecesi ile sürüyor. Etkinlik, 22 Aralık Pazartesi günü saat 20.00’de Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde gerçekleştirilecek. 2013’te 55. sanat yılını kutlayan ve bu kapsamda bir de sergi açan İsa Çelik, bu sene 70. yaşını kutluyor. Yaşamöyküsünden görüntülerle başlayacak gecede İsa Çelik, aralarında Ataol Behramoğlu, Egemen Berköz, Eray Canberk, Mehmet Bayhan, Merih Akoğul, Nihan Koçboğan, Nuray Kanal, Osman Şahin, Turgay Fişekçi, Turgut Çeviker, Ülkü Ayvaz ve Yunus Tonkuş’un da bulunduğu dostlarını sahnede ağırlayacak. Çelik, izleyicilere gramofonundan sevdiği taşplakları çalacak, yapıtlarından örnekleri görüntüleriyle anlatacak. Ustalara Saygı Etkinlikleri, 12 Ocak’ta Nâzım Hikmet’e Saygı gecesi ile devam edecek. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle