02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 ARALIK 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 500 madenci yeraltında eylemde Fotoğraf: AA EKONOMİ [email protected] 11 Zonguldak’ın Ereğli ilçesine bağlı Kandilli beldesindeki özel maden ocağında çalışan yaklaşık 500 işçi, 60 arkadaşlarının işten çıkarılması üzerine üretimi durdurarak yeraltında başlattıkları eylemi sürdürüyor. Yurt Haberleri ServisiZonguldak’ın Ereğli ilçesi Kandilli beldesinde 2005’te TTK’den ihale ile kiraladığı sahada üretim yapan Hema Kömür İşletmeleri şirketi, ihale sözleşmesinde yer alan 12 milyon ton kömür rezervinin sahada bulunmaması, haritalarda yer almayan bölgedeki olası kömür rezervinin belirlenmesi ve hazırlanması için süre verilmemesi gibi nedenlerle işçi çıkarmaya başladı. Daha önce 29 işçinin işine son verildiği işletmede, önceki gün de 60 madenci işten çıkarıldı. Bunun üzerine vardiyasına gelen işçiler, üretimi durdurarak yerin 250 metre altında eylem başlattı. 16.0024.00, 24.0008.00 vardiyalarında çalışan işçilerin de katılmasıyla yeraltında ey lem yapan işçi sayısı 500’e ulaştı. Yemek ihtiyaçları, Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) tarafından karşılanan işçilere aileleri de ocak önüne gelerek destek verdi. TTK Armutçuk Müessese Müdürlüğü maden ocağında gece vardiyasından çıkan yaklaşık 150 işçi, dün sabah ocağa giderek madencilere destek verdi. İşçilerle birlikte işletmeye gelen GMİS Armutçuk Şube Başkanı İsa Mutlu, “Şirket ile TTK arasındaki uyuşmazlık nedeniyle 800 çalışanının işsiz kalma tehlikesi var. Şu anda yaklaşık 500 civarında madenci kardeşimiz kendisini ocağa kilitlemiş ve eylemlerini devam ettiriyor. Bizler TTK çalışanları olarak, bu kardeşlerimizin işsiz kalmasına, işlerinden atılıp aşsız kalmasına ve bu şekilde işveren ile devlet arasında pazarlık unsuru olarak kullanılmasına tepki göstermek için buradayız. Birbirimizin halinden ancak bizler anlarız. Ne olacağını biz de bilmiyoruz. Ancak bir adım atılmazsa, işçilere çalışmaya devam edeceklerine yönelik güvence verilmezse arkadaşlarımız eylemlerinde kararlı görünüyor” diye konuştu. Tüpgaz Patlamasından Terör Bombası Çıkarmak Sirk cambazının kuş çıkarmasına benzemiyor... Cambazlık sanatına, cambazın yeteneğine saygısızlık olarak algılanmasın... Hukuk devleti düzeni içinde, yargılama süreci işletilerek tüpgaz patlaması olgusunun içinden, terör örgütü eyleminin ürünü bomba çıkarabilmek çok daha zor, ustalık isteyen bir iş olmalı. Hele de söz konusu patlama İstanbul’un göbeğinde, Mısır Çarşısı’nda, küçücük bir yiyecek büfesinde, kalabalığın çok olduğu bir saatte, 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı, kanlı bir olay olarak gerçekleşmişse... Ülkemizde hukuk devleti düzeni, bağımsız yargı işleyişi geçerli olsaydı, 16 yıldır süren yargılamanın en başından yargının, suçladığı kişilerin, başta cinayet işleyen suç örgütünün odağına oturtmaya kalkıştığı, kamuoyuna kanlı katliamın sorumlu lideri olarak sunulan sosyolog Pınar Selek olmak üzere, suçladığı kişilerin terör örgütü ilişkilerini, bombalama eylemi iddialarını, maddi suç kanıtlarıyla, ortaya koyması gerekirdi. Savunma, patlamanın tüpgaz olduğunu kanıtlamak uğruna, yargının elinde olan olanakları kullanamadan kanıt toplayabilmek için çırpınmak zorunda kalmazdı. Başta Pınar’ın babası sevgili Av. Alp Selek, bu ülkenin en zorlu siyasal süreçlerinde insan hakları, hukuk savunuculuğunda önemli sınavlar vermiş hukukçular ordusunun iğneyle kuyu kazan çabaları olmasaydı... Çok ağır işkencelerle alınmış itiraflar üzerine oturtulmuş, karanlık senaryolarla kurgulanmış, çok acımasız bir büyük cinayet senaryosundan aklanmak, ortada patlatılmış terörist bombasının olmadığını, aslında kanıtların karartıldığı bir tüpgaz patlamasının yol açtığı çok büyük bir kaza, ilkel koşullarda üretimin ürünü iş cinayeti ile karşı karşıya olduğumuz gerçeği asla ortaya çıkmayacaktı. Uzun işkenceler, ağır tutukluluk süreçleri, Mısır Çarşısı’nda bir büfenin etrafından toplanmış sivil insanların ölümleri, yaralanmalarından suçlanma, karalanmanın bedelleri, insanların yaşamlarından 16 yılın çalınması. Yakından tanıdığım, insan hakları, emek hakları, hukuk savunuculuğu, onurlu siyasal, toplumsal kimlik, değerler savunuculuğunda çok savaşım vermiş Selek ailesinin bireylerinin yaşadıklarından hiç söz etmeyelim.. Üç beraat kararını kabul etmeyerek bir daha bir daha devlet adına cezalandırmak için çırpınmak nasıl bir hakhukuk arayışı, vicdan, izan sahipliği olabilir? Nasıl bir kindarlığın insanın içini donduran vicdansızlığın ürünü olabilir? HHH On altı yılın çoğunluk duruşmalarını elbette izleyemedim.. İzleyebildiklerimin her birinde haksızhukuksuzvicdansız suçlamların o kadar çok örneğine tanıklık ettim ki.. Ülkemde bağımsız yargı, hukuk devleti düzeni, insan hakları işleyişi adına, hele de sivil iktidarlar sürecinde olabilirliğine tanıklık etmekten geleceğimiz adına kaygılandığım karanlık tablonun değerlendirmesini yapmak yerine, durumu daha çıplak algılayabilmeniz için dünkü sonuç savunmanın, yaşanmışlıkların özeti olan bazı satır aralarını paylaşmayı yeğlerim.. Mısır Çarşısı’ndaki 7 ölü, 127 yaralı ile kalabalıkta yaşanan, 9 Temmuz 1978 tarihli kanlı patlamanın toplumsal şoku üzerine, ülkenin en itilmiş kakılmışları ekseninde toplumsal çalışmaları ile öne çıkan bir genç sosyoloğun, bombalı terör cinayetinin lideri olduğu kamuoyu açıklaması kuşkusuz daha travmatik bir siyasal yargısız infaz şokuydu. On altı yıl süren yargılamalarda üç beraatla yetinilmeyip sürdürülen yargısal suçlamalarla yeniden görülmeye başlanan davada, savcı bir önceki duruşmada yeniden aynı terör örgütü bomba cinayet eylemi suçlamalarını yineleyerek aynı müebbet ceza yargılamasını istemişti. Savunma dünkü yargılamada 16 yılın tüm yargısal, hukuksal süreçlerini özetleyen bir sonuç savunma yapmak zorundaydı... Kanlı patlamanın yaşandığı büfede, aslında en başından delil toplayan devlet sorumlularının hazırladıkları 4 ayrı raporda, en baştan bombaya ilişkin saptama söz konusu değildi. Olay yerinin tüm delilleri toplanıp kayıtlara alınırken patlamanın tüpgaz odaklı bulguları da ayrıntılı saptanmıştı. Sonra ne olmuşsa olmuş, masa başındaki üst kademe derin devlet görevlileri işin içine girmişler, terörist eylemi, bomba ürünü olduğu saptanması yolunda rapor üretilmesini istemişlerdi.. Sosyolog Pınar Selek’in çalışmalarını sürdürdüğü, tüm ötekileri içinde barındıran atölyesine girip çıkanlar belli değilken Pınar Selek alındıktan bir gün sonra yapılan aramada bomba yapımında kullanılabilecek kanıtların bulunduğu iddia edilmiş ama hukuksal tutanakları saptanmamıştı. Atölyede Pınar’ın ele geçirilmiş parmak izi nasıl olmuşsa 5 yıl öncesine aitti, başka renkli bir kâğıt ruloda saptanmıştı.. Savunma yıllarca delil toplayarak, çok sayıda bilimsel rapor oluşturulmasını zorlayarak, Adli Tıp içinde olmak üzere çok sayıda bilimsel raporla, patlamanın bomba değil, tüpgaz patlaması ürünü olduğunun çok sayıda gerekçeli belgesini, maddi olgusunu yaratamamış olsaydı ne olacaktı? İşkenceyle alınmış iki ayrı itirafçının ifadelerinde, Pınar’ın atölyesinde bomba yaptıklarının itirafı ifadeler söz konusuydu. Savunma yine yargılama süreçleri içinde her iki işkencede alınmış itirafların duruşma tanıklıklarında Pınar’ın atölyesinde yapıldığı söylenen patlayıcı bombaların, yapılma teknikleri, kullanıldığı söylenen malzemelerinin, ölenler, yaralılar, patlama ortamında izlerinin olmadığının kanıtlarını da bilimsel raporlarla kanıtlamak zorunda kalmıştı.. Ya tersinden hakhukuk arama savaşımında başarılı olamasaydılar?.. ‘Krizi öngörmüştük’ OLCAY BÜYÜKTAŞ DİSK asgari ücret zammını protesto etti İstanbul Haber Servisi DİSK üyeleri, “Asgari ücret 1800 net! Saraylar değil, emeğimiz büyüsün” talebiyle Kadıköy’de yürüyüş yaptı. Kadıköy Belediye binası önünde dün öğle saatlerinde toplanan DİSK üyeleri, “Saraylara değil emekçiye bütçe” yazılı pankartı açtı, “Asgari ücret 1800 net”, “İnadına sendika inadına DİSK” sloganları attı. Kadıköy Boğa Heykeli’ne yürüyen grup, daha sonra yeniden belediye binası önüne gelerek basın açıklaması yaptı. CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, Kadıköy Belediye Başkan Yardımcısı Uygur Çakmak’ın da katıldığı eylemde grup adına açıklamayı DİSK Genelİş Sendikası İstanbul Anadolu Yakası 1 No’lu Şube Başkanı Mahmut Şengül yaptı. Cumhurbaşkanlığı bütçesinin geçtiğimiz yıla göre neredeyse iki katına çıktığını anımsatan Şengül “Asgari ücret artış oranı Cumhurbaşkanlığı bütçesinin artış oranına eşitlenmelidir. Bu rakam yaklaşık net 1800 liradır” dedi. Rusya’da kriz, Rusya ile ticari ilişkiler kadar ülkede faaliyet gösteren ve pazarda kayda değer pay yakalamış Türk şirketlerini de yakından ilgilendiriyor. Vladimir Putin’in iki yıl daha krizin süreceğini söylediği Rusya’da bazı gruplar zararı en aza indirmek için önlem alma yolunu seçerken bazılar da krizin yeni fırsatlar doğrucağına inanıyor. Sağlık projelerini anlatmak üzere önceki akşam sohbet toplantısı düzenleyen Rönesans yöneticilerine projeler kadar Rusya da soruldu. Grubun 2014 başında yönetim kurulu başkanlığını Erman Ilıcak’tan devralan kız kardeşi İpek Ilıcak Kayaalp, yanıtlara işler karışık olduğu için abisinin Rusya’da olduğunu, gece geç saatlerde geleceği bilgisini vererek başladı. Rusya’daki krize ilişkin, “Kendimizi orada yerel bir şirket gibi görüyoruz. Biz 1993’te orada kurulmuş bir şirketiz. Orada 23 bin çalışanımız var, bırakıp çıkmayız, çıkamayız. Rusya’daki krizi önceden kestirdik. Önlemimizi de bu doğrultuda almaya çalıştık. Bu ülkedeki kontratlarımızın önemli bir bölümü halen Avro ve dolardır. Bu yüzden 2014’te, kurdan bilançoya kâr yazacağız. Ama 2015 zor geçecek, onun da üstesinden geliriz” değerlendirmesinde bulunan Ilıcak Kayaalp, daha önce iki kriz yaşadıkları ül Rusya’daki iş hacimlerinin 3.6 milyar dolara ulaştığını anlatan İpek Ilıcak Kayaalp, 1998 ve 2008 krizini de yaşadıklarını ve bu durumun kendileri için fırsata dönüşebileceğini söyledi. keyi yakından tanıdıklarını anlattı. 1998 ve 2008 krizini yaşadıklarını ancak, bugünkünün farklı olduğunu dile getiren Ilıcak Kayaalp, bu tip dönemlerde konsolidasyonlar olduğunu ve kendileri için yeni fırsatlar yarabileceğini de dile getirdi. Ilıcak Kayaalp, 2008 sırasında da arsa alarak yatırım yatıklarını hatırlatttı. Sağlık yatırımları hakkında bilgi veren Rönesans Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Yanıkömeroğlu, ‘Kamuözel ortaklığıPPP (Public Private Partnership) PPP’yi telekom sektöründeki 5G’ye benzeterek, “Devlet hastayla uğraşacak. Diğer işler 25 yıl boyunca bizde olacak” dedi. Yanıköme roğlu Adana’daki projenin dünyanın en büyük deprem izolatörlü binası olacağını, sisteminin hastanın depremi hissetmemesini sağlayacağını ve maliyeti yüzde 10 artırdığını dile getirdi. Yanıkömeroğlu, deprem kuşağında olmadığı için KaçAk Saray’da deprem izolatörü olmadığını da söyledi. En güvenli yer Adana Sağlık yatırımlarını ortak yapacakları Meridiam International’ın Üst Yöneticisi (CEO) Thierry Deau da, ilk sağlık yatırımının yapılacağı Adana ve Türkiye’nin çevresindeki son kritik gelişmelerin kendilerini endişelendirip endişelendirmediği soruyu “Türkiye’nin temelleri sağlam. Biz en az 25 yıl olmak üzere uzun vadeli yatırımcıyız. İlk yatırım Adana’da. Bizce en güvenli yer bu bölge. Çünkü İncirlik’te ABD askeri üssü bulunuyor” şeklinde yanıtladı. Rönesans Sağlık Yatırım ve uluslararası yatırım fonu Meridiam Infrastructure, kamuözel ortaklığı modeliyle (PPP) yapılacak Adana Entegre Sağlık Kampusu için 433 milyon Avro’luk finansmanı tamamladı. 1550 yatak kapasiteli yatırımın toplam tutarı 540 milyon Avro ve 433 milyon Avro’su dokuz uluslararası bankanın katılımıyla ve 18 yıl vadeli sağlandı. Kalan kısmı Meridiam ve Rönesans’ın özkaynaklarından karşılanacak. Toplam beş sağlık projesi için ise 2 milyar Avro yatırım yapılacak. Meridiam Üst Yöneticisi Thierry Deau, Meridiam’ın payına düşen tutarın 250300 milyon Avro olduğunu söyledi. Ortaklık yaklaşık onbir ildeki sağlık projelerini kapsıyor. İpek Ilıcak Kayaalp PPP’ye neden karşı çıkılıyor? Türkiye Tabibler Odası’nın itirazları özetle şöyle: l Hastanalere, kamu tarafından yüzde 70 doluluk sözü tanınacak. Bunun için mevcut hastanelerin kapatılması gündeme gelecek. l Mamu, İhaleyi alan ve finansman sağlayan şirketlerin alacağı kredilere ve bunların her türlü ek masrafına doğrudan Hazine garantisi verecek. Krediler, her türlü Damga ve Harçtan vareste, KDV’den muaf tutulacak. l 25 yıl boyunca projeyi yapanlara ödenecek kira, hastanenin gelirlerinden karşılanacak, bu da hastalara yeni mali yükler getirecek. l Tasarıdaki bir madde ile hekiminden teknisyenine ebesinden hemşiresine tüm sağlık çalışanları taşeron işçisi haline getirilecek. Rusya’dan bankalara 1 trilyon ruble AB ülkelerine borcu 156 milyar dolara ulaşan ve rubledeki düşüş nedeniyle borçları katlanan bankalara 1 trilyon rubleye kadar sermaye desteği sağlanacak. Ekonomi Servisi Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma, bankacılık sektörüne 1 trilyon rubleye kadar (16.5 milyar dolar) sermaye desteğini öngören yasa tasarısını kabul etti. Bankaları Batı’nın uyguladığı yaptırımlardan koruma amaçlı önlemlerin bir parçası olan tasarının üst meclisten de geçip Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından imzalanması gerekiyor. Maliye Bakanı Anton Siluanov bankaların ek sermayeyi 2015 başında almaya başlayabileceğini ve yasanın her türlü riski kapsayacağını söyledi. Rusya’nın en büyük bankası Sberbank ise ek sermaye desteğinden yararlanmayacak. Uluslararası Ödeme Bankası verilerine göre, Rus bankalarının ve şirketlerinin AB bankalarına borcu 156 milyar dolar iken, halkın bankalara kişi başına borcu 70 bin ruble. Bloomberg’e göre, rubledeki değer kaybı nedeniyle Rusya’nın en zengin 20 milyarderi bu yıl toplam 62 milyar dolarlık servet kaybı yaşadı. Diğer yandan Belarus Merkez Bankası, Rusya’daki döviz krizi nedeniyle şirket ve kişilerin tüm döviz satın alma işlemlerine yüzde 30 vergi getirdi. Babacan: Dolar daha da yükselebilir Ekonomi Servisi Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, dolardaki değerlenmenin bir süre daha devam edebileceğini söyledi. Babacan, “Genel anlamda doların değerlenmesi ile ilgili genel bir trend var. Bu trend bir süre daha devam edebilir. Bunun hızı ABD Merkez Bankası’nın atacağı adımlara bağlı” dedi. Babacan, Türkiye’nin cari açığı olan ve dışarıdan finansman girişine ihtiyaç duyan bir ülke olduğuna işaret ederek, bunun büyümesini finanse edebilir hale gelene kadar süreceğini söyledi. Ali Babacan, bölgedeki gelişmeler nedeniyle Türkiye’nin içinde bulunduğu jeopolitik ortamın oldukça zor olduğunu ifade etti. Sabancı geleceğe 65 milyon TL yatırdı Ekonomi Servisi Sabancı Holding’e bağlı Kordsa Global ve Sabancı Üniversitesi 65 milyon TL’lik yatırımla kompozit üretimi için işbirliğine gitti. Istanbul Teknopark’ta temeli atılan“Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi”nde üniversite ve sanayi işbirliği ile daha çok uçak ve savunma sanayisi yapımında kullanılan kompozit alanında ArGe çalışmaları yapılacak. Ekonomi Bakanlığının ‘öncelikli yatırım’ kapsamında 36 mil u Sabancı Holding, İstanbul Teknopark’ta üniversite sanayi işbirliğine 65 milyon dolar yatırdı. Holding yatırım için 36 milyonluk teşvik aldı. yon TL’lik yatırım teşvik belgesi verdiği yatırımın 1 yıl içinde tamamlanması bekleniyor. Temel atma töreninde Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, gelecek 30 yıla yatırım yaptıklarına dikkat çekerek, bu mer Petrol ‘kemer sıktıracak’ Ekonomi Servisi Araştırma ve danışmanlık şirketi Wood Mackenzie, petrol fiyatlarının 60 dolar seviyesinde kalması durumunda, petrol sektöründeki harcamaların, borç seviyesinin artmasını önlemek için gelecek yıl yüzde 37 azaltması gerektiğini açıkladı. Şirketin “Düşük Petrol Fiyatlarının Şirket Harcamaları, Birleşme ve Satın Alma Üzerine Sonuçları” raporunda, 2015’te petrol sektöründeki harcamalarda toplam 170 milyar dolar kesintiye gidilmesi savunuldu. En büyük 40 uluslararası petrol şirketinden sadece 3’ünün harcamalarını karşılamak için yeterli nakit akışına sahip olduğu belirtilen raporda, geçen haftalarda petrol şirketlerinin harcamalarını toplam 9 milyar dolar kestiği hatırlatıldı. kezde Sabancı Üniversitesi öğrenci ve araştırma görevlileri ile Kordsa Global çalışanlarının ve mühendislerinin ArGe merkezinde bir arada çalışacaklarını söyledi. Sabancı şöyle devam etti: “Yıllardır hayal edilen üniversite sanayi işbirliğini bu yatırımla hayata geçireceğiz. Bugün geleceğin temelini atıyoruz. Türkiye’nin ileri teknoloji ile fark yaratması küresel güç oluşturması amacı ile yola çıkıyoruz.” Plaket yasağı hayata geçti Türkiye, 325 bin tonluk kompozit üretimiyle yıllık 1.7 milyar dolarlık iş hacmine sahip. Yıllık ihracatı 300 milyon dolar. Başbakan’ın önceki gün açıkladığı ‘plaket yasağı’ temel atma töreninde hayata geçti. Sabancı Holding günün anısına Başbakan Davutoğlu’nun adına 500 fidan dikeceğini açıkladı. Ekonomi Servisi Vakıfbank yurtdışı nakit havale akımlarına dayalı Avro ve dolar cinsinden toplam 928.6 milyon dolar eşdeğeri tutarında seküritizasyon kredisi sağladı. Bankanın yaptığı açıklamada, toplam yedi ayrı dilim halinde temin edilen kredinin 500 milyon dolar tutarındaki kısmının 5 yıl, 428.6 milyon dolarlık kısmının ise 7 yıl va Vakıfbank’a 928 milyon dolar Halkbank katılım için sermaye artırdı Ziraat’tan KOBİ’lere destek deli olarak sağlandığı belirtildi. Açıklamaya göre Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan temin edilen 125 milyon dolar tutarındaki dilim de, tarımsal işletmelerin finansman ihtiyacının karşılanması ve kadın girişimcilerin desteklenmesi dahil olmak üzere bankanın orta vadeli kredilerinin finanse edilmesinde kullanılacak. Ekonomi Servisi Halkbank, Bankanın ödenmiş sermayesini 1 milyar lira artırarak 1 milyar 250 milyon liradan 2 milyar 250 milyon liraya çıkarma kararı aldı. Sermaye artırımı kapsamında Esas Sözleşme’de değişiklik yapacak olan Halkbank, bu kapsamda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Sermaye Piyasası Kurulu ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na başvuruda bulunacak. Banka tarafından yapılan açıklamada sermaye artırımıyla elde edilecek kaynağın Halkbank bağlı ortaklığı olarak kurulması planlanan katılım bankasının sermaye taahhüdünde kullanılacağı belirtildi. Katılım bankacılığının kuruluşu için çalışmalarını hızlandıran Halkbank, bu alandaki faaliyetlerine 2015’te başlamayı hedefliyor. Ekonomi Servisi Ziraat Bankası, Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası ile 50 milyon Avro’luk kısmı Ziraat Leasing aracılığıyla kullandırılmak üzere, KOBİ’lerin finansman ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, 2 yılı geri ödemesiz 7 yıl vadeli 100 milyon Avro tutarında kredi anlaşması imzaladı. Ziraat Bankası Hazine Yönetimi ve Uluslararası Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Bilgehan Kuru, projenin hedefinin mikro, küçük ve orta ölçekli işletmelerin istihdam yaratma ve mevcut istihdamlarını koruma yetilerini artırmak olduğunu belirtti. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle