04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 ARALIK 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] 9 Rusya lideri, Suriye ve Kırım gibi mayınlı konular yerine ticari işbirliğini ele alacağı ziyaret için Ankara’da Putin’le aslolan ticaret DUYGU GÜVENÇ ANKARA Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün beraberinde 10 kadar bakanla birlikte Türkiye’ye geliyor. Rusya’nın ABD ve AB yaptırımlarına maruz kaldığı, Türkiye hükümetinin de Batı’dan sert eleştirilerle karşı karşıya kaldığı bir dönemde Putin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından ağırlanacak. Türkiye ve Rusya arasında Suriye ve Kırım gibi siyasi meselelerde ayrılıkların çok olduğu bir ortamda ziyaretin odak noktası ticari ilişkiler ve enerji. Rus lideri, Türkiye’ye günü birlik ziyaretini Üst Düzey İşbirliği Konseyi’nin (ÜDİK) 5. toplantısı vesilesiyle gerçekleştiriyor. Bu çerçevede ortak kabine toplantısında yaklaşık 10 anlaşmanın imzalanması bekleniyor. Bunlar arasında serbest ticaret, tercihli ticaret, hukuki u Rusya Devlet Başkanı bugün beraberinde 10 bakanla birlikte 5. Üst Düzey İşbirliği Konseyi toplantısı için Ankara’da. Yaş sebzemeyve ithali dahil 10 anlaşma imzalanması bekleniyor. nen Moskova, bu alanda başka projelerle de ilgileniyor. utin gelmeden önce Soçi’de Muallim’i ağırladı Siyasi ilişkilerde ise Suriye ve Kırım anlaşmazlıkları derin. Rusya’nın Beşşar Esad yönetimine desteği güçlüyken, Putin geçen hafta Soçi’de Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim liderliğindeki heyeti ağırladı. Cihatçı gruplarla savaşı için Şam’a 2013’te ABD baskısıyla askıya aldığı S300 füzelerini teslim etmeye hazırlanan Moskova, Suriye yönetimi ve muhalefetini başarısız Cenevre1 ve Cenevre2 süreçleri sonrası Moskova’da buluşturmak için diyalog kanalı açmaya çalışıyor. Moskova bu amaçla kasım başında Suriyeli muhaliflerin eski lideri Muaz el Hatip’i de ağırladı. Türkiye, Ukrayna krizinde ise Batı’nın Rusya’ya yaptırımlarını izlemezken, Kırım’ın referandumla Rusya Federasyonu’na iltihakından memnun değil. Ama Kırım Türkleri’nin haklarını gözetecek şekilde Moskova ile iştigali tercih ediyor. P Putin’in Gelişinde Artılar ve Eksiler Putin’in Türkiye ziyareti bölgede sıcak bir döneme rastlıyor: Ukrayna yüzünden Batı, Rusya’ya ambargo uyguluyor. Türkiye bunun dışında, ihracatımızı olumlu etkiliyor. Kırım yüzünden Ankara ile Moskova arasında soğuk rüzgârlar esiyor. Suriye (ve Esad) konusunda Ankara ve Moskova karşı karşıya. Ankara, “kraldan fazla kralcı” bir tutum içinde. Buna karşılık Türkiye enerjide yüzde 70 oranında Rusya’ya “bağımlı” konumda. Bu stratejik bir bağımlılık. Amerikan donanmasının Karadeniz’de bulunması konusunda Ankara ve Moskova sorunlar yaşıyorlar; bir köşe kapmaca oyunu oynanıyor. Bu arada Türkiye’nin büyük bazı yatırım projelerinde AnkaraMoskova ortaklığı var. Başında Akkuyu Nükleer Tesisi geliyor. Bütün bu pozitif ve negatif değerlerin gölgesinde Putin Türkiye’ye geliyor. Artılar mı yoksa eksiler mi ağır basacak? Ancak bütün bunların yanında iki ülkenin birbirleri ile örtüşen çıkarları var. Bu çıkarların ortaya koyduğu bir determinizm söz konusu; iki ülke de “iyi geçinip ortak çıkarlara yoğunlaşmak durumundalar.” İki ülkenin de birbirinin kuyruğuna basma lüksü bulunmuyor. Özellikle Türkiye’nin Rusya’ya doğalgazdaki “yüksek bağımlılığı” iyi ilişkileri, “olmazsa olmaz” durumuna getiriyor. ABD (ve Batı), Ukrayna ve Karadeniz konusunda, Ankara’dan ne isterse istesin, Ankara “dengeli durmaya mecburdur.” Sorun AKP iktidarını da yakından ilgilendiriyor. Rusya’nın Çin ve diğer Asya ülkeleri ile işbirliği ve bunun Ortadoğu’ya etkileri Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. Ankara İran ile de iyi geçinmek zorunda. Esad’a yaptığını İran’a hiçbir zaman yapamaz. Putin’in ziyaretinde Kürt açılımı (ve Kürdistan meselesi) da mutlaka gündeme gelecektir. Rusya bugüne kadar ABD ve Avrupa’nın Arap ülkeleri, Türkiye ve İran üzerinde yürüttüğü Kürt (ve Kürdistan) politikasına mesafeli kalmış, hatta karşı çıkmıştır. Ankara’nın bu alandaki çelişkili uygulamaları Moskova’nın Suriye, Irak ve İran politikaları ile örtüşmemektedir. Putin’in ziyaretinde ekonomik konuların ağırlık taşıması bekleniyor: Tarım ürünleri başta olmak üzere Rusya’ya ihracatın arttırılması: İnşaat sektörünün Rusya’daki faaliyetlerinin genişletilmesi Doğalgaz ve petrol fiyatlarında pazarlıklar. Rus yatırım projelerinin arttırılması. Rus turizminden daha fazla yararlanılması gibi konular öne çıkacaktır. Yeni anlaşmalar da beklenebilir. Türkiye ekonomik olarak sıkışmış durumdadır. Bu arada Ankara transatlantik ticaret anlaşmalarına dahil olma, Japonya ile serbest ticaret anlaşmaları yapma girişimleri içindedir. Ekonomik darboğazın Türkiye’yi zorladığı bu koşullarda Rusya pazarından yararlanmak için yeni girişimler söz konusu olacaktır. işbirliği ve enerji alanında Mavi Akım’a yönelik 3 milyar metreküplük ilave gaz da bulunuyor. Türkiye, Rus doğalgazının Almanya’dan sonra en büyük tüketicisi. Geçen yıl tüketilen 45 milyar metreküplük gazın yüzde 58’inin kaynağı Rusya. Ziyarette iki lider, 2015 yılını turizm yılı ilan etmeyi planlıyor. Rusya, ABD ve AB yaptırımlarına misilleme olarak Batı’dan tarım ürünleri ve sebzemeyve ihracatını durdurmuşken Türkiye ile Rusya arasında imzalanacak anlaşmalar arasında yaş meyvesebze ithali de olacak. Erdoğan ile Putin, ziyaret vesilesiyle 32 milyar dolar olan ikili ticareti 2020 itibarıyla 100 milyar dolara çıkarma hedefini açıklayacak. Türkiye’nin 20 milyar dolara inşa edilecek Akkuyu’daki ilk nükleer santralını üstle Kolombiya barışı sil baştan Dış Haberler Servisi Güney Amerika ülkesi Kolombiya’da 50 yıldır gerilla savaşı yürüten Marksist Kolombiya Devrimci Silahlı Kuvvetleri (FARC) 16 Kasım’daki kaçırma eylemleriyle barış müzakerelerinin askıya alınmasına yol açtıkları bir general dahil üç kişiyi söz verdikleri gibi serbest bıraktılar. FARC’ın 50 yıl sonra kaçırdığı ilk üst rütbeli subay olan General Ruben Dario Alzate, diğer iki rehine ile birlikte Kızılhaç’ın oluşturduğu insani misyona teslim edildi. Kaçırma olayı yüzünden Küba’nın başkenti Havana’da sürdürülen barış görüşmelerini askıya almış olan Devlet Başkanı Juan Manuel Santos da gelişmeyi doğruladı. Santos rehinelerin durumunun iyi olduğunu belirtti. Kaçırma olayına Santos hükümetinin askeri operasyonları yüzünden başvurduğunu savunan FARC’dan da müzakerelerin başlayabileceği açıklaması geldi. İsrailli Araplar, Netanyahu’nun ‘Yahudi devleti’ girişimine karşı kampanya başlattı Reel politikanın determinizmi Ayrımcılığı damgaladılar Dış Haberler Servisi İsrail Başbakanı Bünyamin Netanyahu, anayasaya “İsrail Yahudilerin ulus devleti ve anayurdudur” tanımını sokmaya hazırlanırken nüfusun yüzde 20’sini oluşturan Araplar da protestolarını eksik etmiyor. Facebook profillerinin, üzerine “İkinci sınıf vatandaş” damgası basacak şekilde değiştirildiği online kampanyaya yüzlerce İsrail vatandaşı Arap katıldı. Damgada İbranice “İkinci sınıf vatandaş” ve İngilizce “İsrail devleti” yazıyor. Arap sanatçılar Haitham Charles ve Sana Jamaileh, Facebook’ta yayımladıkları sticker’ları İsrail’de hiçbir zaman birinci sınıf vatandaş olmadıklarını vurgulamak için hazırladıklarını söylediler. Bazı bakanların itirazlarına rağmen İsrail kabinesinin 23 Kasım’da onayladığı anayasa değişikliği taslağı parlamentoda oylanmayı bekliyor. Tasarıyla Arapçanın resmen 2. dil statüsüne indirilmesi de gündemde. Tasarı ile geçen ay Kudüs’teki kutsal yerlerle ilgili tartışmalar nedeniyle gerilim had safhadayken, dün Kudüs’te Yahudi ve Arap çocukların birlikte eğitim gördüğü “El Ele” okulunun kun Ortadoğu konusunda Ekonomik konular İlkokula kundaklama A daklanması da işin tuzu biberi oldu. “Birlikte yaşam”ın sembollerinden olan okulun duvarlarına İbranice “Araplara Ölüm”, “Kanserle ortak yaşam olmaz” ve ırkçı Yahudi lidere atfen “Kahana haklıydı” sloganları yazıldı. Haham Meir Kahana’nın Kach partisi ırkçılık nedeniyle kapatılmıştı. Yanmış kitapların etrafa saçıldığı okulda büyük hasar meydana gelirken saldırı olay sonrası okulun önünde toplanan 150 kişi İbranice ve Arapça pankartlarla protesto gösterisi düzenledi. Brian Callan isimli bir veli, son girişimiyle raplar Facebook profiline ‘ikinci sınıf vatandaş’ damgası vuruyor. İsrailliler de gösteriler düzenliyor. “ırkçı, popülist” saldırıları teşvik etttiğini belirterek kınadı. Öte yandan Arap Birliği’nin Kahire’deki olağanüstü toplantısında konuşan Filistin lideri Mahmud Abbas da Filistinlilerin İsrail’i asla “Yahudi devleti” olarak tanımlamayacaklarını tekrarladı. l Ferguson’da silahsız siyah genci öldüren beyaz polis Darren Wilson güvenlik gerekçesiyle istifa etti Hintli cihatçı İstanbul’da yakalandı Dış Haberler Servisi Irak’a gidip IŞİD’e katılan, ama örgüt “yeterince para vermediği için” Türkiye’ye geçen Hindistanlı bir cihatçı, Hindistan gizli polisi tarafından İstanbul’da yakalandı. Hindistan’ın Kalyan kentinden olan Areeb Majeed, 55 kişiyi öldürmekle suçlanıyor. Hindistan AntiTerör Birliği, Ulusal Soruşturma Ajansı ve İstihbarat Bürosu’nun İstanbul’da yakaladığı Majeed geçen cuma götürüldüğü ülkesinde mahkemeye çıkarıldı. Hindistan basınına göre, 8 saat sorgulanan 23 yaşındaki Majeed, IŞİD militanlarının “tecavüzcü ve kasap” olduklarını söyledi. Majeed’in Irak’a nasıl girdiği, hangi eylemlere katıldığı ve Türkiye’de nasıl yakalandığı meçhul. Ama yetkililer Majeed’in 55 kişinin ölümünden sorumlu olabileceğini aktardı. Hindustan Times gazetesinin iddiasına göre ise IŞİD Irak’ta çatışmalarda yaralanan Majeed’e tedavi için 2 bin dolar verdi. Ancak Majeed’in tedavi gördüğü tıp merkezi hava saldırısında hasar görünce Türkiye’ye geçip ailesini arayarak yardım istedi. Amerikalılar adalet için uzun yürüyüşte Dış Haberler Servisi ABD’nin St. Louis kentinin Ferguson semtinde silahsız siyah genç Michael Brown’ı öldüren ve büyük jürinin tartışmalı biçimde yargılanmamasına hükmettiği beyaz polis Darren Wilson sonunda istifa etti. Aktisvistler, Wilson’ın cezasız kalmasını protesto için “Adalet için seyahat” sloganıyla Brown’ın öldürüldüğü yerden eyalet başkenti Jefferson City’ye kadar 7 gün sürecek yaklaşık 200 kilometrelik bir yürüyüş başlattı. Wilson, PostDispatch gazetesinde yayımlanan istifa mektubunda, “Bana polisliğe devam etmem halinde halkı ve çalışma arkadaşlarımı riske atacağım söylendi. Buna izin veremem” dedi. İstifa için büyük jürinin kararını beklediğini ve hayatının en zor kararını verdiğini belirten Wilson, “Umarım istifam halka huzur getirir” diye yazdı. Wilson gazeteye telefonla yaptığı açıklamada ise “Kendi irademle istifa ediyorum. Benim yüzümden kimsenin zarar görmesini istemem” dedi. PostDispatch, St.Louis polisinin, Wilson görevde kaldığı takdirde şiddet eylemlerinin hedefi olacağına ilişkin tehditler aldığını, bu yüzden istifa ettiğini yazdı. Bu gelişmenin ardından 100’ü aşkın kişi emniyet müdürlüğünün önünde toplanırken kısa süre itiş kakış yaşandı ve bir kişi gözaltına alındı. Brown’ın öldürülmesini protesto amacıyla Missouri eyaletinin başkenti Jefferson City’ye yürüyüş başlatan siyah hakları örgütü NAACP, polis örgütünde reforma gidilmesi, Ferguson’a yeni polis şefi atanması ve poliste ırk ayrımcılığının önlenmesi amacıyla bir yasa çıkarılmasını talep etti. Brown’ın öldürüldüğü yerde toplanan aralarında çocukların da olduğu 150 kişilik bir grup, 68 hareketinin simge şarkısı “We Shall Overcom”ı söylediler ve “Siyahların hayatı önemlidir”, “Eşitlik şimdi” yazılı dövizler taşıdı. NAACP Başkanı William Brooks da “Brown’ın acılı ailesi ve ırk ayrımcılığına karşı kökten reform için adalet arıyoruz” dedi. Yürüyüşün son ayağında aktivistlerin sayısının bini bulması bekleniyor. ‘Kuran eşliğinde taç giyilsin’ Dış Haberler Servisi Britanya’da Prens Charles’ın taç giyme töreninde ülkedeki Müslümanların “kucaklanması” için Kuran’ın da okunması önerisi tartışma yarattı. Daily Mail’in haberine göre, eski Oxford Piskoposu Lord Harries, Lordlar Kamarası’ndaki konuşmasında, “taç giyme töreninde Kuran’ın da okunmasının Müslümanların toplum tarafından benimsendiklerini hissetmesini sağlayacağını” söyledi. Lord Harries, İngiltere Kilisesi’ne öneriyi sahiplenerek “kilisenin tarihi konukseverliğine önderlik etmesi” çağrısı yaptı. Lord, geçen yıl Bristol Katedrali’ndeki vaazında üst düzeyde olan dindar bir Müslüman yetkilinin talebiyle Kuran’ın açılış bölümlerini okuduğu örneğini verirken “Bu Müslümanları içtenlikle kucaklayacak harika, yaratıcı bir uzlaşma davranışıydı” dedi. Eski piskopos, konukseverlik prensibinin tüm kamusal seremonilere etki etmesi gerektiğini ekledi. Ama öneri Anglikan Kilisesi’nin gelenek ve kurumlarında güven yitirilmesine yorulurken geleneksel Hıristiyanlardan kınama topladı. Hıristiyan Enstitüsü Düşünce Kuruluşu’ndan Simon Calvert, birçok insanın, Hıristiyan bir liderin, bu fikre şaşıracaklarını söyledi. Spectator dergisinin yardımcı editörü Douglas Murray de fikri yanlış bulduğunu belirtip “Taç giyme törenine Müslümanlar eklenecekse o zaman Hinduların ve ateistlerin de eklenmesi gerek. O zaman İngiltere’deki camilerde cuma namazlarında da kral ve silahlı kuvvetler için dua edilmeli” diye konuştu. 2. Elizabeth’in oğlu ve vârisi Prens Charles, geçmişte “inanç savunucusu olmaktan ziyade inançların savunucusu” görünmek istediğini söylemiş, 2006’da da “çok inançlı” bir taç giyme töreni tercih ettiğini belirtmişti. Sarkozy’nin buruk zaferi Dış Haberler Servisi Fransa’da Sosyalist Cumhurbaşkanı François Hollande, ekonomik kriz ve rekor işsizlik yüzünden zordayken siyaset sahnesi Nicolas Sarkozy’nin ana muhalefetteki sağcı Halk Hareketi Birliği’nin (UMP) liderliğine yeniden seçilmesiyle hareketleniyor. Sarkozy, önceki akşamki UMP delegeleri arasında yapılan oylamada, oyların yüzde 64.5’ini alarak lider seçildi. Böylece 2012’de Hollande karşısında aldığı yenilgiden sonra şarkıcı ve top model eşiyle geçirdiği sakin günlerin ardından siyasete döndü. Sarkozy, zafer konuşması yerine Facebook sayfasından, “Bütün UMP üyelerine beni yeniden siyasi ailemizin başına geçme onuru verdikleri için teşekkür ediyorum” yazarak UMP’deki 2 yıllık bölünmüşlüğün bittiğini ilan etti. UMP içinde siber saldırıya rağmen katılımın yüzde 58’i bulduğu elektronik oylamada 59 yaşındaki Sarkozy’nin en yakın rakibi Bruno Le Maire yüzde 29.2’de, üçüncü aday Herve Mariton yüzde 6.3’te kaldı. Ama Sarkozy’nin aldığı sonuç, 2004’te aldığı yüzde 85 düşünüldüğünde, 2017 cumhurbaşkanlığı seçimleri için partisi içinde 2016’da yapılacak önseçim için gereken yüzde 70’in altında. Rakipleri de bilenmiş görünüyor. Potansiyel rakipleri Alain Juppe, “Maç yeni başladı”, Françocis Fillon “Birlik teslim olmak anlamına gelmez. Kendi adıma doğru bildiğimi yapacağım” dedi. e Pen’in liderliği de teyit edildi Hakkında Kaddafi ailesinden kampanyasına 20 milyar dolar almak, ünlü kozmetik devi L’Oreal’in patroniçesine yasadışı bağış karşılığında vergi indirimi sağlamak ve iddiaları araştıran yargı üyelerine karşı çete oluşturmak iddiaları bulunan Sarkozy, “siyasi komplonun” kurbanı olduğunu söylese de Fransız siyaseti içinde kutuplaştırıcı bir figür. Önemli bir sorunu da aşırı sağcı Ulusal Cephe’yi (FN) merkeze çekmeye çalışan kadın siyasetçi Marine Le Pen’in UMP tabanından oy çalması. Nitekim, bu yılki yerel seçimlerle AP seçimlerinde çıkış yapan FN dünkü kongresinde Le Pen’in liderliğini onayladı. Anketler kadın liderin 2017 seçiminde ilk turda yüzde 30 alacağını gösteriyor. L
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle