03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 ARALIK 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] CHP’NİN SOSYAL DEMOKRAT BELEDİYELERDE KÜLTÜR VE SANAT SEMPOZYUMU Yerel yönetim sanatla buluştu MEHMET KESKİN Siyaset tüm alanları eziyor u Bir şehir mekânlarını niye korumaz? Dokusunu niye korumaz? Bu soruların mutlaka birden çok yanıtı vardır ama sanırım İstanbul açısından en önemlisi, nüfusun çok önemli bir bölümünün bunu hiç ama hiç umursamaması olsa gerek. KÜLTÜR 15 Özgürlük Nedir ki? Haber, kısaydı: “Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü’nde görev yaptığı sırada türbanlı bir öğrenciye Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını hatırlatarak öğrencileri uyaran Prof. Dr. Rennan Pekünlü, ‘eğitim ve öğretim hakkını engellediği’ gerekçesiyle İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 2 yıl 1 ay hapis cezasına mahkum edilerek cezasının 4 ay 10 günlük infazını geçirmek üzere cezaevine girdi...” Prof. Pekünlü, daha yargılanması sürerken üniversitedeki görevinden de uzaklaştırılmıştı. Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını uyguladığı için bir mahkeme tarafından hapis cezasına çarptırılan ve bu cezayı çekmek üzere demir parmaklıkların arkasına geçen bir bilim adamı. Aklıma hemen, bu olayı ilk duyduğumdan beri anımsadığım bir alıntı geldi. Her türlü otoritenin yanlışlıklarını eleştirmekten hayatı boyunca yılmamış olan Marquis de Sade (17401814), Bastille zindanına atıldığında, çağlar boyunca geçerliliğini koruyacak şu sözü söyler: “Ey insanlar! Asıl şimdi korkun benden, çünkü beni düşüncelerimle baş başa bıraktınız!” İster sanatçı ister bilim adamı veya felsefeci olsun, düşünce insanlarını hapse atmakla düşünceleri de engelleyebileceklerini düşünenler, yukarıdaki alıntıyı hiç önemsemezler. Oysa hapse atılan veya hayatına son verilen, sadece o düşüncelerin içinde barındığı kalıp, yani bedendir. Düşünce insanlarının bedenlerinin dış dünya ile ilişkisi zorla koparıldığında, o insanın düşünce evreni anında aynı dış dünyada farklı bir hayata başlar bu, artık sonsuzluğa uzanan bir hayattır. Bunu çok iyi bilenlerden biri de Sokrates’ti. Atina gençliğini ahlaksızlığa sürüklediği suçlamasıyla baldıran zehri içerek ölüm cezasına çarptırıldıktan sonra hücresinde yakın dostlarıyla birlikte zehri içeceği anı beklerken, dışarıdan koşup gelen dostlarından hemen kaçabileceği ve Atina’daki iktidar sahiplerinin bu kaçışa göz yumacakları müjdesini alan filozofların filozofu, durgunlaşır. İktidar sahiplerinin göz yumacakları bir ölümden kurtuluş, öte yandan onun düşüncelerinden vazgeçtiği anlamına gelmeyecek midir? “Düşüncelerimi yadsımak pahasına ölümden kurtulmak, öyle mi?” der Sokrates yerinden doğrularak. “Asla! Uzatın bana baldıran kupasını!” Sokrates, işte bu yüzden bugün de, yani aradan iki bin beş yüz yıl geçtikten sonra hâlâ hayattadır. Prof. Dr. Rennan Pekünlü’nün hapse gitmezden önce öğrencilerine veda edişi, eşi hiçbir “sarayda” görülemeyecek kadar onurlu ve görkemli oldu. Prof. Pekünlü, öğrencileri ile onlara ders vererek vedalaştı ve dersini bitirip kalacağı hapishanenin yolunu tuttu. Bu dersi “son ders” diye nitelendirenlere de şöyle karşı çıktı: “Hayır! Son ders diye bir şey yok! Çünkü daha yapacak çok işimiz var!” Özgürlük ne olabilir ki böyle diyebilmekten başka? Erten, eski İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat YönetCumhuriyet Halk Partisi’nin meni Orhan Alkaya ve sa(CHP) Kültür Sanat Platformu nat yönetmenieleştirmen Vecönceki gün “Sosyal Demokdi Sayar, mevcut uygulamarat Belediyelerde Kültür ve lardan yola çıkarak, uygulaSanat” başlığı altında bir sem nabilir politikalar ve modelpozyum düzenledi. ler önerdi. Beşiktaş Point Otel’deİkinci oturumda Mimar Siki sempozyumda belediyelere nan Güzel Sanatlar Üniversiteyönelik eleştiriler ve öneriler si Rektör Yardımcısı Prof. Dedile getirildi, CHP’li belediye niz İncedayı ve mimareleşlerin kültür ve sanat alanında tirmen Atilla Dorsay, kentuygulaması gereken politika sel dönüşüm uygulamaları ve ve programlar konuşuldu. yağmalanan tarihten örnekler Belediye başkanlarının yaverirken, Mehmet Aksoy heynı sıra belediyelerin kültür işkel konusundaki cehalete diklerinden sokati çekti. rumlu müdürİKSV Kültür Pou Sempozyumda, lerin de katıldılitikaları Çalışmayaşanan sorunlar ğı sempozyumları Direktörü Özve önerilerin da bir konuşma lem Ece, kamuyapan CHP’nin sal alana yerleştikonuşulmasının yanı yerel yönetimrilen heykellerden sıra geçmişteki ve lerden sorumörnekler verirken günümüzdeki belediye 1973 ve 1992’de lu genel başkan yönetimlerine eleştiriler yarışmalarla yeryardımcısı Veli Ağbaba, yede dile getirildi. Genel leştirilen heykelrel yönetimlegünümüzdebaşkan yardımcısı Ercan lerin rin bütçelerinki durumlarına dikKarakaş toplantıda de kültür ve sakat çekti. nata önemli bir Üçüncü oturumkonuşulanları dikkatle yer ayırmaları da CHP Kültür Sainceleyeceklerini gerektiğini vurnat Platformu üyeböyledi. guladı. si Sera Kadıgil’in Sempozyönettiği “Belediyum sonrasınyelerin Sanat Kuda sorularımızı cevaplayan rumları ve Mekânları” başCHP’nin kültür ve sanattan so lıklı oturumda, Prof. Zeliha rumlu genel başkan yardımcısı Berksoy, Tamer Levent, NeErcan Karakaş, sempozyum dim Saban ile mimar Cengiz lar dizisinin gerekçesini şöyBektaş konuştu. le açıkladı: Tamer Levent özerk sanat “Kültür ve sanat büyük konseyi çatısı altında beledibir baskı altında. Hükümet yeler bünyesinde komisyonlar baskıyı, sansürü, çoğaltıyor. kurulması ve tiyatro oyunlarıBu ortamda belediyelerimiz nın burada yetkin kişilerce sele kültürsanat insanlarını çilmesi önerisinde bulundu.  bir araya getirmek, belediyeBelediyelerle yaşadığı solerimizin kültürsanatla ilgili runları paylaşan, ödenekli tiyaptıklarına sanatçılar nasıl yatroların baskı altında oldubakıyor bunu görmek ve bu ğunu belirten Saban, Kültür nu nasıl derinleştirebilirizin Bakanlığı’nın tiyatro destekcevabını aramak.” lerini Gezi sonrası kesmesiyCHP Kültür Sanat Platle ilgili “Bunların parası haformu üyesi Zeynep Altıok ram. Ben bunu kullanmak Akatlı’nın yönettiği ilk otuistemiyorum. Ama neden rumda Devlet Tiyatroları GeCHP benim yanımda değilnel Müdürü, yönetmen Yücel di?” diye konuştu. Yeşil Ev ve bellek sorunu Uzun bir sürgünün ardından 1993’te Türkiye’ye döndüğümde önce gözaltına alınmıştım. Hiç unutmam, Sevgili Fatma Girik o zaman Şişli Belediye başkanıydı, Gayrettepe’deki Emniyet Müdürlüğü’ne girmiş, “Arkadaşımı daha ne kadar tutacaksınız burada?” diye sormuştu. Çok kişi vardı çıkışımı bekleyen. Ahmet Kaya dışarıda sabahlamıştı. Gözaltı, hastane, sorgu derken ikinci gün akşamüstüne doğru bıraktılar beni. O zaman Sevgili Onat ve Filiz Kutlar, “Gel seni güzel bir yere götürelim, İstanbul’a döndüğünü anla” dediler, aldılar beni Sultanahmet tarafında, çok güzel restore edilmiş bir eski Osmanlı evine götürdüler. 14 yıl sonra döndüğüm İstanbul’da ilk kahvemi orada içtim: Orası, “Yeşil Ev”di. doğal ve meşru haklarıdır), o zaman da ortaya kültürel varlığı ve mirası öncelikle içinde yaşayanlardan korunması gereken, kendine yabancılaşmış bir şehir/ şehirleşme çıkmaktadır. Bu da seçilmiş yerel yönetimlerin “koruma” politikalarındaki rolünü daha da önemli hale getirmekte ama söz konusu politikalar ne yazık ki bir türlü doğru dürüst uygulanmamaktadır. Koruma politikalarının niye uygulanmadığını, değerli mimarlık tarihçimiz Doğan Kuban üç cümlede özetlemiş: “En büyük sorun kültür Türkiye’de el değiştirdi. Bu, onun sonucudur. Tarihi, sanatı bilmiyor ve de sahip çıkmıyorlar.” Aslında bu durumu tiyatro alanında da çeşitli örneklerle yaşıyoruz. Devlet Tiyatroları’nın Ankara’daki çeşitli sahnelerinin elden çıkarılmasına yönelik girişimler, İrfan Şahinbaş arazisinin başına gelenler, tiyatro mekânlarına da ne denli marjinal bakıldığını gösteriyor. Ne olacak, bugün tiyatro olarak kullanılır, yarın satarsınız, otel veya AVM olur. O binanın şehrin kültürel belleğinde edindiği yer, orayı paylaşmış sanatçıların ve seyircilerin kişisel tarihleriyle bütünleşen şehir tarihi, bütün bunlar hiçbir önem taşımıyor, onu anlıyorsunuz. Tıpkı, İstanbul’daki Yeşil Ev hadisesinin gösterdiği gibi... Anlayış bu olunca, özel tiyatrolara yardım konusunda da sanatın ve genelde demokrasinin ilkeleriyle hiç bağdaşmayacak bir şekilde, en meşru hakkını kullanarak itiraz eden, muhalefet yapan bazı özel tiyatroların cezalandırılması yoluna gidilebiliyor. Yardımlar sanatsal veya idari değerlendirmelerin tamamen dışında, siyasi değerlendirmeye tabi tutulabiliyor. Bunun tiyatro sanatı açısından yaratacağı sıkıntı, söz konusu özel tiyatrolardan özellikle bazılarının ülkenin kültür ve sanat yaşamında tuttukları yer alınan kararda hiçbir önem taşımıyor. Çünkü, tıpkı şehircilikte olduğu gibi, “geleneksel sanat” tarifi dışında kalan hemen hemen tüm sanat dallarına ve tabii ki tiyatroya tamamen “araçsal” olarak bakılıyor; siyaset alanı her şeye o denli hâkim kılınmış ki diğer tüm alanları ezip geçiyor, her şey paraya ve/veya oya ne kadar tahvil olabileceği üzerinden değerlendiriliyor. Örneğin Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde şehircilik deneylerinde tiyatronun oynadığı ve tiyatroya verilmek istenen rolün farkında değil gibi davranıyorlar. Şehir hayatında tiyatronun yerinin ne olabileceği üzerinde hiç kafa yormamış gibi davranıyorlar. Üstelik bu kurullarda tarihçiler de yer alıyor ama uzun vadeli perspektif nedense günlük politikanın bir türlü üzerine çıkamıyor. Özel tiyatrolara yardım konusu Yeşil Ev’in içindeki eşyanın satıldığı, işletmenin devredildiği, Çelik Gülersoy’un İstanbul’a verdiği armağanlardan birinin daha son demlerine yaklaşıldığını gazetemizde okuyunca içim cız etti. “Bu hoyratlık, bu umursamazlık niye?” diye düşündüm. Bir şehir mekânlarını niye korumaz? Dokusunu niye korumaz? Bu soruların mutlaka birden çok yanıtı vardır ama sanırım İstanbul açısından en önemlisi, nüfusun çok önemli bir bölümünün bunu hiç ama hiç umursamaması olsa gerek. Çelik Gülersoy belli bir yapı modelini korumak, İstanbul’un eski dokusu hakkında hiç değilse bir fikri, bir imgeyi bu yoldan gelecek kuşaklara aktarmak için gitmiş o binayı satın almış, onarmış, güzelleştirmiş, bununla “Europa Nostra” başarı madalyasını kazanmış, kimin umurunda? Turing’in bile yeterince umurunda olmadıktan sonra… “Bir şehir mekânlarını niye korumaz?” sorusuna İstanbul bağlamında verilebilecek en acı ama ne yazık ki doğru yanıt şudur bence: Şehir nüfusunun çoğunluğu İstanbul’u öğrenilecek, sahip çıkılacak, korunacak, “bizim” denecek, miras olarak aktarılacak bir yer değil, ganimetin paylaşılacağı bir savaş alanı olarak görmektedir. İnsanlar bellek ile olan kültürel ilişkilerini bu şehir üzerinden değil, geldikleri “memleketleri” üzerinden kurmakta (ki bu da en T.C. YALVAÇ İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2013/1223 ESAS Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TAŞINMAZIN Özellikleri: Tapunun Isparta ili, Yalvaç ilçesi, Saray Mahallesi, 79 ada, 33 parsel sayılı, 265,75m2 yüzölçümlü, bahçe vasfında, B5 bitişik nizam 5 katlı konut alanı yapı adasında bulunan tam hisseli taşınmaz. Kıymeti: 108.957,50 TL KDV Oranı: %18 Kaydındaki Şerhler: 1. Satış Günü: 05/01/2015 günü 09.40 09.45 arası 2. Satış Günü: 02/02/2015 günü 09.40 09.45 arası Satış Yeri: Çevre yolu üzeri Yalvaç Şoförler Cemiyeti otoparkı Yalvaç/Isparta Satış şartları: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2013/1223 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur.02/11/2014 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 76814) T.C. UŞAK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI Davacı T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile Davalılar Yüksel Alaşehirli ve diğerleri arasında mahkememizde görülmekte olan Kamulaştırma davası nedeniyle; T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nca 775 sayılı Kanuna istinaden yaklaşık 450.000,00 m2 yüzölçümlü “Uşak Merkez Durak Mah. ve Sarayaltı Mahalleleri Gecekondu Önleme Bölgesi” sınırları içinde kalan taşınmazların kamulaştırılmasına karar verildiği, “Uşak Merkez Durak Mah. ve Sarayaltı Mahalleleri Gecekondu Önleme Bölgesi” içerisinde kalan taşınmazlardan Uşak ili Merkez Durak Mah. 2064 ada 176 parsel sayılı 1.856,00m2 taşınmazın kamulaştırılmasına karar verilmiş olmakla, davalılar Yüksel Alaşehirli, Hatice Başakcı, Cemal Alaşehirli, İbrahim Alaşehirli, Mehmet Alaşehirli, İrfan Alaşehirli, Meral Işık (Alaşehirli), Ayşe Tüccar (Alaşehirli), Ali Cengiz Alaşehirli’ye ait taşınmazın Kamulaştırma bedelinin tespiti ile taşınmazın tapuya davacı adına tescili için mahkememizin 2014/166 Esas sırasında kayıtlı davanın açıldığı, a İlgililerin tebligat ve ilan tarihinden itibaren Kamulaştırma Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen 30 günlük süre içerisinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal, adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açabileceği, b İlgililerin kamulaştırma işlemine karşı Kamulaştırma Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen 30 günlük süre içerisinde idari yargıda iptal davası açması ve dava açtığına ve yürütmenin durdurulmasına dair karar aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkememizce tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz mal üzerinde davacı tarafından talep edilen irtifak veya mülkiyet haklarının tapuya tescil edileceği, c Açılacak davada husumetin T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’na yöneltilmesi gerektiği, d Mahkemece tespit edilecek kamulaştırma bedelinin hak sahipleri adına T.C. Ziraat Bankası Uşak Şubesi nezdinde açılacak hesaba yatırılacağı, davaya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin ilan ve delillerin ilan ve taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkemeye yazılı olarak bildirilmesi gerektiği, e İlgililerin iki haftalık, süre içerisinde delil ve savunmalarını bildirmedikleri takdirde yargılamanın yokluklarında yapılıp karar verileceği hususu 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca ilan olunur. 04/04/2014 ESAS NO: 2014/166 Esas “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 76697) T.C. UŞAK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO: 2014/167 Esas Davacı T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile Davalı Ali Savacı arasında mahkememizde görülmekte olan kamulaştırma davası nedeniyle; T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nca 775 Sayılı Kanuna istinaden yaklaşık 450.000,00 m2 yüzölçümlü “Uşak Merkez Durak Mah. ve Sarayaltı Mahalleleri Gecekondu Önleme Bölgesi” sınırları içinde kalan taşınmazların kamulaştırılmasına karar verildiği, “Uşak Merkez Durak Mah. ve Sarayaltı Mahalleleri Gecekondu Önleme Bölgesi” içerisinde kalan taşınmazlardan Uşak ili Merkez Sarayaltı Mahallesi 533 ada 37 parsel sayılı 212,00 m2 taşınmazın kamulaştırılmasına karar verilmiş olmakla, davalı Ali Savacı’ya ait taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile taşınmazın tapuya davacı adına tescili için mahkememizin 2014/167 esas sırasında kayıtlı davanın açıldığı, a İlgililerin tebligat ve ilan tarihinden itibaren Kamulaştırma Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen 30 günlük süre içerisinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal, adlı yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açabileceği, b İlgililerin kamulaştırma işlemine karşı Kamulaştırma Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen 30 günlük süre içerisinde idari yargıda iptal davası açması ve dava açtığına ve yürütmenin durdurulmasına dair karar aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkememizce tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz mal üzerinde davacı tarafından talep edilen irtifak veya mülkiyet haklarının tapuya tescil edileceği, c Açılacak davada husumetin T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’na yöneltilmesi gerektiği, d Mahkemece tespit edilecek kamulaştırma bedelinin hak sahipleri adına T.C. Ziraat Bankası Uşak Şubesi nezdinde açılacak hesaba yatırılacağı, davaya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin ilan ve taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkemeye yazılı olarak bildirilmesi gerektiği, e İlgililerin iki haftalık süre içerisinde delil ve savunmalarını bildirmedikleri takdirde yargılamanın yokluklarında yapılıp karar verileceği hususu 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca ilan olunur. 04/04/2014 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 76698) T.C. UŞAK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNDEN KAMULAŞTIRMA İLANI Davacı T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile davalı Muzaffer Örekşele arasında mahkememizde görülmekte olan kamulaştırma davası nedeniyle; T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nca 775 sayılı kanuna istinaden yaklaşık 450.000,00 m2 yüzölçümlü “Uşak Merkez Durak Mah. ve Sarayaltı Mahalleleri Gecekondu Önleme Bölgesi” sınırları içinde kalan taşınmazların kamulaştırılmasına karar verildiği, “Uşak Merkez Durak Mah. ve Sarayaltı Mahalleleri Gecekondu Önleme Bölgesi” içerisinde kalan taşınmazlardan Uşak ili Merkez Durak Mah. 1381 ada 447 parsel sayılı 1.184,00 m2 taşınmazın kamulaştırılmasına karar verilmiş olmakla, davalı Muzaffer Örekşele’ye ait taşınmazın Kamulaştırma bedelinin tespiti ile taşınmazın tapuya davacı adına tescili için mahkememizin 2014/169 Esas sırasında kayıtlı davanın açıldığı, a İlgililerin tebligat ve ilan tarihinden itibaren Kamulaştırma Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen 30 günlük süre içerisinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal, adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açabileceği, b İlgililerin kamulaştırma işlemine karşı Kamulaştırma Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen 30 günlük süre içerisinde idari yargıda iptal davası açması ve dava açtığına ve yürütmenin durdurulmasına dair karar aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkememizce tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz mal üzerinde davacı tarafından talep edilen irtifak veya mülkiyet haklarının tapuya tescil edileceği, c Açılacak davada husumetin T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’na yöneltilmesi gerektiği, d Mahkemece tespit edilecek kamulaştırma bedelinin hak sahipleri adına T.C. Ziraat Bankası Uşak Şubesi nezdinde açılacak hesaba yatırılacağı, davaya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin ilan ve delillerin ilan ve taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkemeye yazılı olarak bildirilmesi gerektiği, e İlgililerin iki haftalık süre içerisinde delil ve savunmalarını bildirmedikleri takdirde yargılamanın yokluklarında yapılıp karar verileceği hususu 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca ilan olunur. 04/04/2014 ESAS NO: 2014/169 Esas “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 76695)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle