04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 ARALIK 2014 PAZARTESİ 6 HABERLER Askerin ve zırhlı araçların 2 kilometre geri çekilmesine ilişkin yöre halkından çarpıcı iddia: IŞİD’in hareket alanı rahatladı MAHMUT ORAL Tartışılan iddianın haritası MÜRŞİTPINAR IŞİD’in önceki gün bombalı araçlarla Kobani’ye düzenlediği saldırılarla ilgili, YPG ve HDP’den sonra bölge halkı da bombalı araçların Türkiye’den Kobani’ye gittiğini, askerlerin saldırıdan önce kendilerini sınırdan uzak durmaları konusunda uyardığını iddia etti. Admenek köyünde askerlerin durduğu güvenlik noktalarının 1 ay öncesine kadar yaklaşık 2 kilometre geri çekilmiş olması dikkat çekerken bölge halkı bunun IŞİD’in daha rahat hareket etmesini sağladığını söyledi. IŞİD’in önceki gün Kobani’de Mürşitpınar Sınır Kapısı’nın yakınlarında bombalı araçlarla saldırmasının ardından kentteki saldırılar dün sabah saatlerine kadar sürdü. Suruç’un Küçükkendirdi köylüleri çarpıcı iddialarda bulundu. Görgü tanıkları, IŞİD’in önceki gün bombalı araçlarla düzenlediği saldırıyı mayınlı araziden Toprak Mahsulleri Ofisi’ne (TMO) sızarak yaptığını iddia etti. Türkiye üzerinden 2 aracın Mürşitpınar Sınır Kapısı’na gittiğini anlatan köylüler, araçlardan birinin sabaha karşı 04.30’da Kobani ile Türkiye arasındaki demiryolunun Türkiye tarafında kalan mayınlı araziden ha u Araçlardan birinin Kobani ile Türkiye arasındaki demiryolunun Türkiye tarafında kalan mayınlı araziden hareket ettiği ve TMO’ya girdiği; diğer aracın ise Suruç’u Mürşitpınar üzerinden Kobani’ye bağlayan Türkiye’deki yoldan gelip Mürşitpınar’dan Kobani’ye girdiği iddia edildi. şık 2 ay önce sınır kapısındaki güvenlik koridorunu 2 kilometre geri çekmişti. Askerlerin ve zırhlı araçların durduğu Admenek köyündeki güvenlik noktalarının da 1 ay öncesine göre yaklaşık 2 kilometre geri çekilmesi dikkat çekti. Yöre halkı, bunun IŞİD’in bölgede daha rahat hareket etmesini sağladığını anlattı. “DAİŞ (IŞİD), Türkiye üzerinden bomba yüklü bir aracı getirerek burada patlattı. Başka bir yol da buraya gelmiyor. Sınır kapısı dışında bir aracın buraya ulaşması ve infilak etmesi mümkün değil. Kapı da buraya birkaç metre uzaklıkta. Yine DAİŞ, buğday silosunun orada, doğu tarafında tren hattının olduğu bölgeden, Türkiye topraklarından saldırdı. DAİŞ, Türkiye toprakları üzerinden hem kapıyı ele geçirmek hem de Kobani’ye başka bir yerden de müdahale etmek istedi” dedi. “Nasıl oluyor da Türk askerinin ve zırhlı araçlarının gözü önünde DAİŞ, gelip kapı dan geçip burada araç patlatıyor? Türk yetkililer bunun cevabını vermeli” diyen Abdullah, “Eğer IŞİD Türkiye üzerinden geliyorsa bu tehlike bir politikadır. Eğer bu olay genel bir politika değilse o zaman Türkiye sorumluları açıklasın” dedi. AKP’liler Gazete Okumuyor mu? ‘İkimiz de yukarıdan atandık, bu nedenle birbirimize üstünlük taslamayalım, eşit durumdayız.’ Medya üzerine bugün de devam, ama konumuz iktidar medyası.. Güncel konu, Star ve Akşam gazetelerinin –epeydir yeni– sahibi Ethem Sancak’ın, gazetelerinin baş yöneticileri 3 kişinin işine son vermesi. Biraz “kapının önüne konma” biçiminde olmuş.. Diğer gazetelere serpilmiş yandan kalemler epey kıyamet koparıyor.. Bazı yandaş kalemler meseleyi “işsiz kalan gazeteci” derekesine indirmiş.. Niye onlara sahip çıkılmıyormuş.. Merak ettim, hükümet gazetelerinden yıllardır yazargazeteci temizliği yapılırken neredeydi.. İşlerine son verilen kişiler, gazetelerinde liberal denebilecek, hükümete yakın olsa da, ama doğrudan iktidar şakşakçılığı yapmayan köşe yazarlarını bile temizlediler. Tek ses tek nefes... AKP –sanki– iktidarda bir “komünist parti” ve bu gazeteler de partinin tek sesli “pravda”ları.. Star ve Akşam’ı yıllardır yöneten üç kişinin, gazetelerini birinci sayfadan son sayfaya ve yazarlarına kadar, iktidarın vurucu gücü haline getirmedeki başarıları gerçekten göz yaşartıcı düzeydeydi. Hemen her gelişmeyi veya her eleştiriyi, tam tersini gösterecek kadar yüksek bir beceri düzeyine sahiptiler. Peki de, yaptıkları gazetelerin satışı ne kadar sorusuna gelince, problem başlıyor. Ertuğrul Özkök’un yazısından öğrendiğime göre, Star gazetesinin bayide tek tek gazete satışı 16 bin civarında.. Diğerleri de öyle. Oysa bu gazeteler, iktidarın şakşakçıları.. Günlük hayatları hükümet övmekle, muhalefete saldırmakla geçiyor.. Peki bayilerde 100 binin üzerinde görülen satış rakamlarının hikmeti nedir? Onlar, toplu alımlar.. Kimler alıyor diye sormayın.. Mesela AKP belediyelerinin, iktidara bağlı kurumların vb. başlıca işlerinden biri, yandaş gazetelerin toplu alımı.. İki yıl kadar önce bir pazar bir gezi için Kâğıthane Belediyesi’ne gitmiştik. Aaa baktık balya balya bu gazeteler.. Efendim pazar olduğu için belediye kapalı, dağıtımları yapılamamış, öyle duruyorlar. Ertesi günü çöpü boylayacaklar.. Yani özetle bu arkadaşlar okurca alınmayan, satılmayan gazete yapıyorlar.. Ama afra tafraları yerinde.. eşmergeler için görev değişimi IŞİD’e karşı savaşan Kürt güçlerine destek vermek için Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi tarafından Kobani’ye gönderilen peşmerge birliğinin görev değişimine gideceği bildirildi. Rudaw’a konuşan Peşmerge Güçleri’nden bir yetkili, Kobani’de bulunan 150 kişilik birliğin yerine aynı sayıda yeni bir peşmerge birliğinin gönderileceğini belirtti. P reket ettiğini ve Toprak Mahsulleri Ofisi’ne girdiğini, diğer aracın ise Suruç’u Mürşitpınar üzerinden Kobani’ye bağlayan Türkiye içindeki karayolundan gelip Mürşitpınar’dan Kobani’ye girdiğini iddia etti. Köylüler, askeri araçla köy köy gezen güvenlik güçlerinin saldırıdan önce kendilerini sınırdan uzaklaştırma yönünde uyardığını ileri sürdü. TSK ve BYEGM yalanladı Asker 2 km. daha geride Abdullah: Başka yol yok IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırılarının yoğunlaşması ve IŞİD’in Suriye tarafındaki Mürşitpınar gümrük kapısına yoğun havan topu saldırıları düzenlemesi üzerine güvenlik güçleri yakla PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah ve Kobani Kantonu Başbakan Yardımcısı Halid Berkel, bombalı aracın infilak ettiği noktada incelemelerde bulundu. Abdullah, IŞİD’in en şiddetli saldırılarından birini gerçekleştirdiğini belirterek TSK’nin saldırıyla ilgili yaptığı açıklamada, “IŞİD, Mürşitpınar Sınır kapısına saldırı düzenledi, araç Türkiye’den geçti iddiası yalan. Hiçbir yetkilinin bu yönde bir beyanatı yok” denildi. Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) Suruç Basın Merkezi de yaptığı açıklamada benzer ifadelerle iddiaları yalanladı. YANDAŞ gazetelere toplu alımlar SELAHATTİN DEMİRTAŞ: Görüntüleri Başbakan’a sunacağız karşı savaşıyor. IŞİD, 77 gündür ele geçiremediği Mürşitpınar Sınır Kapısı’na yönelik Türkiye topraklarını kullanarak 5 intihar saldırısı yapmıştır. Başbakan, Vali ve Genelkurmay bunu inkâr ediyor. Fakat görüntü ve fotoğraları da var. Dosya halinde bunları Sayın Başbakan’a göndereceğiz. Arkamızdaki TMO binasına ait olan buğday silolarından gün boyunca IŞİD’li teröristler Kobani’ye ateş açmıştır. Bu Genelkurmay ve hükümetin bilgisi dahilinde mi olmuştur? Bunu soruşturacağız” dedi. DBP’nin çağrısıyla dün sınırda eylem düzenlendi. Eyleme, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, DTK Eş başkanı Selma Irmak, HDP Milletvekilleri Faysal Sarıyıldız, İbrahim Ayhan ve Ayla Akat Ata ile partililer katıldı. Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gaziantep mitinginde “Kobani düştü düşecek” dediğine dikkat çekerek “Hiç kimsenin hesaplayamadığı bir direniş oldu. Yalnızca küçük bir kasaba değil, 77 gündür buradaki güçler faşizme ve barbarlığa AKP’yle seçme: Gerçekleri bilmek bizim de hakkımız l Polis müdürünün yaralanması Burada çok ilginç bir durum ortaya çıkıyor. Yahu bu iktidarı destekleyen milyonlarca kişi, hiçbir gazete okumaz mı? Yoksa onlar için en iyi gazete, Erdoğan’a, Davutoğlu’na, AKP’ye, hükümete, iktidara toz kondurmayan gazete değil mi? Yoksa iktidara oy veren milyonlar şöyle mi düşünüyor: Tamam AKP’ye oy veriyoruz ama bizim de gerçekleri bilmek hakkımız var! Veya, iktidara oy veriyoruz. Bir de gazetelerine para verip de mi okuyacağız... AKP’li seçmen yığınları, büyük çoğunluğu, ya hiç gazete okumuyor ya da okuyacaksa Hürriyet, Milliyet, Habertürk okuyor.. tabii bir de, AKP’nin en önemli havuz gazetesi Sabah. Merak ettiğim, bu gazetenin de okurlarının büyük çoğunluğu AKP’ye mi oy veriyor, hatrı sayılar ölçüde okuru, alışkanlıkla okumayı sürdürüyor mu? Bir de şu: Sabah’ın AKP cenahından toplu alımları ne kadar? HHH Dünkü yazımda, iktidarın basın üzerinde uyguladığı sansürün 15 yöntemini yazmıştım.. Bunlardan biri de, ihale ve iş verdiği işadamlarını, yandaş gazetelerin hayatlarını sürdürmeyi sağlamakla görevlendirmesi.. Star Medya Grubu (Gazete ve TV’leri ile) kaç kez el değiştirdi.. Sırayla işadamları medya grubuna ortak oldu, biriki yol sonra görevi bir başka yandaş işadamına devretti.. Şu sırada uçaktayım, isimleri araştırıp yazamayacağım... Ethem Sancak birkaç yıl önce bu görevini yerine getirmiş, gerekli harcamaları yapmış ve hisseleri bir başka yandaş işadamına devretmişti.. Şimdi ikinci kez bu yükün altına girdi ve StarAkşam grubunu satın aldı. Şöyle diyeyim: Satışlara baktı ki yerlerde sürünüyor, toplu satın alımlarla gazeteler ayakta duruyor duramıyor.. Harcamalar almış başını gitmiş. Bir ay önce hepsini konuyu görüşmek için Sapanca’ya topladı, gazetelerin durumunu iyileştirmek için bir arama konferansı düzenledi.. İkiüç gün kapandılar.. Kararlar aldılar (kesin bilgi!). Tabii gazetelerin yöneticileri bundan hiç memnun kalmadı (kesin bilgi). Gizli başlıkların da gündeme gelmesi beklenen 19. Milli Eğitim Şurası yarın toplanıyor Karma Eğitim Şurası SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Eğitim sisteminde atılacak adımların belirleneceği 19. Milli Eğitim Şurası’nda; öğretmen ve eğitim yöneticilerinin niteliklerinin artırılması, müfredat ve okul güvenliğinin ele alınması planlanırken önceki şuralarda olduğu gibi gündemde olmamasına karşın “karma eğitime son verilmesi” ve “din eğitiminin kapsamının genişletilmesine” yönelik gizli başlıkların da gündeme gelmesi bekleniyor. Öğrencisinden velisine, bakanlık yönetecilerinden eğitim sendikalarına kadar eğitimin tüm paydaşlarının katılacağı ve 5 gün sürecek 19. Milli Eğitim Şurası yarın toplanıyor. Bingöl’de yine soru işaretleri Yurt Haberleri Servisi Bingöl Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürü Ali İhsan Güngör’ün önceki gece saldırıya uğradığı iddia edildi ancak dün sabah valilikten yapılan açıklamada, olayın “kaza” olduğu belirtildi. Güngör’ün önceki gece bir köy korucusu ile birlikte ava gittiği, av dönüşü Recep Tayyip Erdoğan Mahallesi’nde evine döndüğü sırada motosikletli iki kişinin ateş açması sonucu omzundan yaralandığı iddia edildi. Saldırıda omzundan yaralanan Güngör’ün, olay yerine çağırılan ambulansla hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındığı, sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Anadolu Ajansı da önceki gece saat 21.54’te yayımladığı haberde, “Bingöl Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürü Ali İhsan Güngör, uğradığı silahlı saldırı sonucu yaralandı. Güngör’e, Recep Tayyip Erdoğan Mahallesi’nde, kimliği henüz belirlenemeyen kişi tarafından saldırıda bulunuldu. Omzundan yaralanan ve Bingöl Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Güngör’ün hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi. Saldırganın yakalanması için çalışma başlatıldı” ifadelerini kullandı. Fotoğraf: Ali Açar AA: Silahlı saldırı +4+4 de gündemde yoktu Ancak şurada resmi gündemin yanı sıra gizli gündem olarak nitelendirilebilecek önemli bazı kararların da alınması bekleniyor. 2010’daki 18. Milli Eğitim Şurası’nın “resmi gündeminde olmamasına karşın” hükümete yakınlığı ile bilinen MEB’deki yetkili sendika EğitimBirSen’in önerisi ile gündeme getirilmiş, 4+4+4 sistemi tartışılmış daha sonra 4+4+4 yasası Meclis’e sunulmuştu. 19. Milli Eğitim Şurası’nın da gizli gündeminin yine EğitimBirSen tarafından oluşturulduğu ifade ediliyor. Okullarda türban takılmasının önünü açan düzenleme yine EğitimBirSen’in bu yöndeki önerisinin ardından yapılmıştı. Edinilen bilgiye EğitimBirSen, bu şurada da Karma Eğitim konusunun masaya yatırılmasını teklif edecek. Sendika karma eğitim sisteminin demokratik olmadığını dile getirecek. Sendikanın çantasında, “Amerika ve Batı ülkelerinin bazılarında karma eğitimden vazgeçildiği”, “Türkiye’de de karma eğitim uygulamasının kaldırılmasıyla, devamsızlık oranlarının azaltılacağı, başarının ise artırılacağı” tezleri olacak. Karma eğitime son verilmesi 4 Evren hakkında ‘ihtilal yapmak’ suçundan iddianame hazırlamıştı Sacit Kayasu toprağa verildi İstanbul Haber Servisi 12 Eylül askeri darbesini gerçekleştiren 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren hakkında “ihtilal yapmak ve ihtilale kalkışmak” suçlarından 2000 yılında iddianame hazırlayan eski cumhuriyet savcısı Sacit Kayasu, toprağa verildi. İstanbul’da akciğer kanseri tedavisi gördüğü hastanede geçen cuma günü yaşamını yitiren Sait Kayasu için dün öğlen Üsküdar Şakirin Camisi’nde cenaze töreni düzenlendi. Törende taziyeleri, Sacit Kayasu’nun eşi Gül, oğulları Bora ve Tolga Kayasu ile kızı Gonca Tekeli kabul etti. Kayasu, kılınan cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi. Kayasu, Adana Cumhuriyet Savcılığı görevini yürüttüğü dönemde, Evren hakkında, darbe yapmak ve darbeye teşebbüs etmek suçlarından 28 Mart 2000’de iddianame hazırlamış ancak bu iddianame hakkında takipsizlik kararı verilmişti. Adalet Bakanlığı’nın, hakkında idari soruşturma başlattığı Kayasu, meslekten ihraç edilmişti. Kayasu’nun başvurduğu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 13 Kasım 2008’de meslekten ihracın ve Kayasu’ya verilen cezaların haksız olduğuna hükmetmişti. Kararın kesinleşmesinin ardından Kayasu’nun başvurusu üzerine HSYK, 26 Nisan 2011’de ihracın kaldırılmasına karar vermiş, ancak kendi isteğiyle emekli olduğu gerekçesiyle mesleğe iade talebini reddetmişti. Sacit Kayasu, 2009’dan 2011’e kadar görevli kurul üyeleri hakkında görevi ihmalden şikâyetçi olmuştu. Çok satanları da yandaş yapıp batırmak Şimdi bir soru yöneltiyorum, içeriden bir haber: Bu gazetelerin en önemli yöneticisi, Ethem Sancak’a şöyle dedi mi, demedi mi: “İkimiz de yukarıdan atandık (RTE’ce..), bu nedenle birbirimize üstünlük taslamayalım, eşit durumdayız.” Sancak da, satışlara baktı, hesaplara ve bu sözlere bakıp “kapı önüne koyma” işlemini mi yaptı.. Bir de, bu gazetelerde yazan bazılarının “günaha, paraya bulaştık, battık..” itirafları var. Sancak toplu alım gazetelerinin patronu sıfatını kendine yediremiyor mu? Bu işi bu kez “askerlik yapmak için” üstlenmedim, mi diyor? Sahi bu gazeteler niye satışta başarısızlar? RTE’nin, okurun para vererek satın aldığı çok satışlı gazetelere olan durmak bilmeyen saldırılarının ardında şu gerçek yatıyor demiştim bir yazımda: Hedefi onları da yandaş yaparak batırmak.. RTE için en iyi gazete, satılmayan, okunmayan, ama iktidarı öven gazetedir.. Öyle değil mi?! alilik: Terör saldırısı değil kaza Bingöl Valiliği’nden dün yapılan açıklamada, Güngör’e yönelik bir saldırı olmadığı, olayın kaza sonucu meydana geldiği kaydedildi. Açıklamada, “Bingöl merkez Recep Tayyip Erdoğan Mahallesi’nde dün akşam saat 19.15 sıralarında Çevik Kuvvet Şube Müdürü Ali İhsan Güngör’ün yaralanması olayı terör nitelikli bir saldırı olmayıp, olay kazaen meydana gelmiştir” denildi. V önerisinin, resmi olarak açıklanan gündem maddelerinden biri olan “Okul Güvenliği” başlığının altında tartıştırılması bekleniyor. Çünkü EğitimBirSen, “karma eğitimin kaldırılması ile okul şiddetinin de azaltılacağı” görüşünü savunuyor. Sendika, konunun veli talebi olduğunu, hangi okulun “kızerkek” olarak ayrılacağının da veli ve öğrencilerin talebi doğrultusunda düzenlenmesi gerektiğini gündeme getirecek. ılıfı yine velilerin talebi EğitimBirSen’in karma “eğitime son” talebinin gerekçesi ise yine veli talebi olacak. K nadilde eğitim tartışılacak Şuraya 4 üye ile katılacak Eğitim Sen ise özel okullara destek adı altında “kamusal eğitime son verilmesi” projesinin sonlandırılmasını isteye A cek. Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, “Eşit, laik, demokratik ve anadilde eğitim” taleplerini raporlaştırdıklarını, şuranın ilk günü sunumunu yapacaklarını söyledi. Şurada Milli Eğitim Bakanlığı bürokratlarının dosyasında ise “öğretmen niteliğinin artırılması” başlığı altında öğretmenlerin yetiştirilmesinden, atanmasına kadar tüm aşamaların yenilenmesi olacak. Ekim saldırısı da soru işaretleri ile dolu Bingöl’de 9 Ekim’de İl Emniyet Müdürü Atalay Ürker’e yönelik silahlı saldırı düzenlenmiş, olayda Emniyet Müdür Yardımcısı Atıf Şahin ve Başkomiser Hüseyin Hatipoğlu şehit olmuş. Saldırıda, Ürker ile koruması Uğur Atlı yaralanmıştı. Olayın ardından Genç ilçesinde öldürülen 4 kişiden üçünün kırsal alana gitmeye çalışan PKK’liler oldukları ancak suikastla ilgilerinin olmadığı belirtilmiş, araçta bulunan iki Kalaşnikof tüfeğin balistik incelemesi saldırıda kullanılan silahla örtüşmezken HTS (telefon görüşme) kayıtları da 4 kişinin orada olmadığını ortaya koymuştu. 9 DBP’li ile polis arasında polemik DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Siirt’te Belediye Başkanı Tuncer Bakırhan ve DBP İl Başkanı Reşit Teymur’un da aralarında olduğu partililer basın açıklaması yapacakken karşı kaldırımda PKK’nın flamasını taşıyan bir gencin gözaltına alınması nedeniyle kalabalık caddeyi trafiğe kapatarak polise tepki gösterdi. Arka taraflarda bir kişi polise taş atınca gerginlik arttı. DBP’li Reşit Teymur ve Güvenlik Şube Müdürü Volkan Şen arasında da tarışma yaşandı. Teymur, Şen’e “Muhatabım değilsiniz. İl Emniyet Müdürü Metin Özkan’dır. Ben Validen üstünüm. Terbiyesizlik yapıyorsun” deyince Şen de “Terbiyesizlik yapan sensin, haddini bil” dedi. Tuncer Bakırhan’ın araya girmesiyle gerginlik önlendi ve basın açıklaması yapıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle