27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 KASIM 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 ‘Kürt bölgesi iç işimiz’ Ankara’da temaslarda bulunan Irak Dışişleri Bakanı Caferi, Kuzey Irak petrollerinin satışından elde edilen ve Türk bankalarında olduğu belirtilen paraları ilerleyen süreçte gündeme getireceklerini söyledi ERDEM GÜL ANKARA Irak’ta yeni hükümetin kurulmasının ardından Ankara’da görüşmelerde bu lunan Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi, Kuzey Irak petrollerinin satışından elde edilen ve Türkiye bankalarında olduğu belirtilen paraların gündemlerinde olduğunu söyledi. Caferi, “Petrol, Irak’ın milli servetidir ve tüm Iraklılara aittir. Petrol satışından elde edilmiş gelirler emin eldedir. Bu ziyaretimiz sırasında değinmedik ama bu değinmeyeceğiz anlamına gelmiyor. Tür kiye ile daha sonra yapılacak görüşmelerde ele alınacak konuların başında bu gelmektedir” dedi. Caferi, Kürt bölgesinin de Irak’ın iç işi olduğunu söyledi. Caferi, bir grup gazeteciyle bir araya gelerek Ankara’da 3 gündür sürdürdüğü görüşmelerle ilgili bilgi verdi ve soruları yanıtladı. Caferi’nin açıklamaları şöyle: Petrol parası gündemimizde: (Kuzey Irak petrollerinin satışından elde edilen paraların Türk bankasında bloke edilmesi konusunda) Eminiz ki petrol satışından elde edilen gelirler emin ellerdedir. Türkiye ile bu ziyaretimizde petrol parası konusunu ele almadık. Ama bu daha sonra bu konuyu ele almayacağımız anlamına gelmez. Daha sonra Türkiye ile birçok konuyu ele alan görüşmeler yapacağız. Bu konu bu görüşmelerde ele alacağımız konuların başında geliyor. Petrol tüm Iraklılarındır: Bu, bir bölgesel mesele değil Irak’ın iç meselesidir. Biz Irak’ta anayasa çerçevesinde hareket etmeliyiz. Irak’la Türkiye arasında bir kriz söz konusu değil. O dönemde petrol le ilgili sıkıntı oldu. Ama biz bu meseleyi geçmişte olmuş bitmiş olarak görüyoruz. Türkiye ile yeni bir sayfa açacağız. Kürt yönetimiyle çözeceğiz: Petrol konusu iç meselemizdir. Bu meseleyi Kürt yönetimiyle de anayasal çerçeve içinde çözeceğiz. Normalde petrol gelirlerinin sadece dağıtılması değil, dağıtılmasına ilişkin mekanizmalar da anayasamızda düzenlenmiştir. Merkezi hükümetin yetkisindedir. Türkiye ile istisnai bir olay olmuştur geçmişte. Ama bu kural değildir. Türkiye komşumuz olan, büyük ve değer verdiğimiz bir ülkedir. Kürt bölgesiyle olan mesele ise iç meselemizdir. Bunu biz ulusal çerçeve içinde ele alıyoruz. Evet, belli bazı sorunlarımız var ama bu sorunlarımızı Irak’ın ulusal çerçevesi içinde ele almaktayız ve o doğrultuda sorunlarımızı çözmekteyiz. Peşmergenin Kobani’ye geçişi: Güvenlik bölünemez. Aynı şekilde terörizm de bölünemez. Gerek Irak Silahlı Kuvvetleri gerekse onun şemsiyesi altında görev ifa eden bütün güvenlik birimle ri herhangi bir görev üstlendikleri zaman merkezi hükümetin kararıyla bunu yapmaları gerekmektedir. Başbakan, sorumlulukları çerçevesinde silahlı kuvvetleri hareketlendirebilir, onlara emir verebilir fakat bunu tıpkı Musul’da olduğu gibi sadece olağanüstü durumlarda yapar. Onun ötesinde bir savaş söz konusu olduğu zaman muhakkak parlamentoya da başvurulması gerekmektedir. Türkiye ile askeri anlaşma yapmadık: Ziyaretimiz sırasında Türkiye ile silah satışı ve güvenlikle ilgili bir anlaşma yapmış değiliz. Irak’ın güvenliği için istediğimiz ülke ile anlaşma yapmamızın önünde bir engel yoktur. Ama biz topraklarımızda üs ve yabancı hiçbir asker istemiyoruz. Uluslararası dünyadan IŞİD’le mücadele konusunda sadece eğitim ve donatım desteği istiyoruz. Türkiye bizim kapımız: Türkiye bizim için kapı niteliğinde. Irak’ın petrol ve doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa’ya satabileceğini, Türkiye’nin geçiş ülkesi olabileceğini düşünüyoruz. l Eymür’den çarpıcı ifadeler ‘Çakıcı ve Abas Ermenileri öldürdü’ Haber Merkezi MİT tarafından Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 90’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetler dava dosyasına gönderilen eski Özel İstihbarat Daire Başkanı Mehmet Eymür’ün ilginç ifadeleri ortaya çıktı. 24 Şubat 1995’te MİT Müsteşarlığı Teftiş ve Denetleme Kurulu tarafından hazırlanan “İnceleme Raporu”nda Mehmet Eymür’ün kurum içerisinde alınan ifadesinde, MİT’te etkin görevlerde yer alan Hiram Abas’ın Alaattin Çakıçı ile birlikte Beyrut’ta Ermenileri öldürdüğünü belirtti. Çakıcı ile ilgili de, “Atina’da Agop Agopyan’ı bu öldürdü ve Beyrut’ta Hiram Bey ile Ermenileri öldürmüş” dedi. T24 haber portalında yer alan habere göre, Eymür ifadesinde MİT’in yutdışındaki bazı operasyonları hakkında bilgi verdi. Eymür, PKK, DEVSOL ve ASALA’ya yönelik MİT operasyonları ile ilgili teşkilatın Alaattin Çakıcı ile temas kurduğunu belirterek, “Gerek ErmeniASALA faaliyetleri sırasında, gerekse PKK faaliyetleri ile ilgili yurtdışı çalışmalarda ihtiyacımız vardı. Normal adamlara yaptırmak mümkün değil. Vurucu kırıcı adamlara ihtiyacımız var” dedi. Eymür, daveti üzerine gittiği eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın eşi Semra Özal’ın, “kızı Zeynep Özal’ın etrafı Ermeni dolu bir davulcuya kapılmasından” yakındığını kaydederek, “Acaba Ermenilerle bir tertip içine mi giriyoruz” diye sorduğunu ve istihbarat istediğini aktardı ve Özal’a “Kızınızı çekmeniz lazım bu muhitten” dediğini söyledi. Eymür ifadesinde Türkiye’nin en eski kabadayı ve suç baronlarından biri olan Dündar Kılıç’a da yer verdi. Eymür, Kılıç ile münasebetinin bir sorgu sırasında olduğunu belirterek, “O zaman Mardin’deydim. Genelkurmay’da bir toplantı yapılmış. Dündar Kılıç ile ilgili teşkilata görev verilmiş. Bu görev de bana verildi. Devlet başa çıkamıyordu. Cumhurbaşkanlığı İstanbul 1. Ordu’ya haber veriyor, bulamıyor. Polis bulamıyor, devlet üstü bir güçtü” dedi. Eymür, davanın sanıklarından olan emekli Yarbay Korkut Eken ile ilgili, “Benim çocuğum bile bundan daha akıllı. İki gün Alattin Çakıcı ile gezdi, bilmem kim ile gezdi. Gölbaşı’na gidiyor, restorana oturuyor. ‘Servis hızlı yapılmadı’ diye tabancayı çıkarıp havadan ateş ediyor. Garsonlar geliyor, elini öpüyor. Çıkarken para almıyor. Bunlar ters işler, bunları devletin yarbayı yapıyor” dedi. Eken ile ilgili “kimin yanındaysa onu sahiplenir” tespitini yapan Eymür, “Hatta amiyane tabirle, ‘köpek bile eski sahibine havlamaz’ ama bu bize biraz fazla havlamaya başladı. Çok yanlış işlere girdiğini biliyorum. Uyuşturucu kaçakçılarıyla bir tane Oran’da ev almış. Kolombiyalı bir hostes ile yaşıyormuş. Kadın uyuşturucu kuryeliği yapıyor. Bir hırs bastı herhalde, büyük paralar dönüyormuş” diye konuştu. Eymür ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım ile ilgili “Ben daha önce tanımam Yeşil’i. Geçen yıl eylül ayında İç İstihbarat’tan (ismini vermeyim) biri Yeşil isimli kişinin Elazığ’ın elemanı olduğu, ihale usulü işler yapacağını, çok becerikli olduğunu bildiren bir rapor verdi. Ben de ‘gelsin görüşelim’ dedim. Ankara’da sorgu yeri varmış, adam başlı başına teşkilat” dedi. l Hükümetten kadrolaşma hamlesi Erdoğan Türkmenistan’da 3. havaalanı eleştirilerine kızdı KPSS şartı kalktı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet, kaymakam olmak için KPSS’ye girme şartını kaldırdı. Böylece iktidar, istediği ismi kaymakam yaparak Mülkiye’de kadrolaşabilecek. Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik’te değişiklik yapılmasına ilişkin karar Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. Söz konusu yönetmelik, ilk defa kamu hizmeti ve görevlerine atanacakların seçimi ile kamu kurum ve kuruluşlarında özel yarışma sınavına tabi tutulmak suretiyle girilen mesleklere atanacakların ön elemesi amacıyla yapılacak sınavların genel ilkeleri ile usul ve esaslarını tespit ediyordu. Yönetmeliğin 3. maddesinde yer alan istisnalar bölümüne “kaymakam adayları” ibaresi de eklendi. Böylece maddenin son hali şöyle oldu: “Adalet Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı ile İçişleri ve Dışişleri bakanlıklarının bakanlık teftiş kurulları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Askeri Adalet Teftiş Kurulları, kaymakam adayları ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun değişik birinci maddesinin üçüncü fıkrasında sayılanlar ile devlet senfoni orkestraları ve Türk Müziği Korosu sanatçıları bu yönetmeliğin kapsamı dışındadır.” Böylece kaymakam adayları da MİT, İçişleri, Adalet Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Dışişleri bakanlıkları teftiş kurulları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Askeri Adalet Teftiş Kurulları gibi KPSS dışında tutulmuş oldu. İçişleri Bakanlığı ağustos ayında yaptığı ve 60 adayın alınacağını ilan ettiği son duyurusunda, kaymakamlık sınavına girilebilmesi için KPSS’den en az 80 puan alma şartı aramıştı. Eylül ayında yapılan son sınava da bu şartı taşıyan adaylar başvurmuştu. KPSS’ye girmeden diğer şartları taşıyanlar kaymakamlığa başvurabilecek. İçişleri Bakanlığı da yazılı sınav sonrası mülakat sınavı yoluyla istediği adayı eleyip, istediğini kaymakam yapabilecek. Yazarlara operasyon mesajı Haber Merkezi TürkmenistanTürkiye İş Forumu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, üçüncü havalimanı projesinin eleştirilmesine kızarak “Projenin bitiminde 150 milyon insan bu havalimanından istifade edecek. Bakıyorsunuz bazı hazmedemeyenler kenarda, köşede bir şeyler yazıp çiziyorlar. ‘Bu projeden vazgeçilme düşünceleri var’ gibi şeyler yazıp çiziyorlar. Hazımsızlık çok kötü. Oturdu mu bir daha halledemezler. Onun için bunların ani, acil operasyonlara ihtiyacı var” dedi. Erdoğan’ın isim vermeden hedef aldığı Fatih Altaylı, Habertürk’teki köşesinde, 3. havaalanının yerinin değişebileceğini çünkü söz konusu arazinin tamamen balçık olduğunu yazmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbangulı Berdimuhamedov ile katıldığı TürkmenistanTürkiye İş Forumu toplantısında konuştu. İstanbul Boğazı’nda üçüncü köprü inşaatının sürdüğünü, 2015 sonunda bu projenin de tamamlanmasının planlandığını belirtti. Bu arada, Erdoğan, kendisine hediye edilen iki yaşındaki Ahal Teke cinsi atın da bugüne kadar aldığı hediyeler arasındaki müstesna yerini koruyacağını belirtti. Devlet üstü güç Erdoğan Erdoğan, Oğuzhan Sarayı’nda Türkiye ve Türkmenistan bayraklarını yerden kaldırdı. ‘PROFESÖR’ OLDU Erdoğan istedi serbest kaldı Erdoğan’ın Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbangulı Berdimuhammedov ile yaptığı görüşmelerde, Aşkabat’ta mayıs ayından bu yana tutuklu bulunan Hacı Hamit Hamdi Polat isimli Türk öğretmenin durumunu gündeme getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talebi üzerine öğretmenin serbest bırakıldığı öğrenildi. Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Aşkabat Türk İlköğretim Okulu’nda görev yapan Polat, bir öğrenciye dayak attığı gerekçesiyle tutuklanmıştı. Eşi Emine Erdoğan ile beraber Türkmenistan Dışişleri Bakanlığı Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nü ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmen folklor ekibinin danslarıyla karşılandı. Türkmenistan’a özgü el işlerinden oluşan sergiyi gezen Erdoğan milli kıyafetli sanatçılarla fotoğraf çektirdi. Daha sonra enstitünün konferans salonunda düzenlenen törenle, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “fahri profesörlük” unvanı verildi. Akademisyenler ve öğrencilerin alkışları eşliğinde Türkmen milli kıyafeti giyen Erdoğan, kalpak da taktı. Tören sırasında salonda bulunanlar “Yaşasın Türk Türkmen Dostluğu” sözleri ve alkışlarla tempo tuttu. Profesörlük cübbesi de giyen Erdoğan’a, Türkmen halısı hediye edildi. Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbangulı Berdimuhamedov ise ziyareti sırasında Erdoğan’a bir at hediye etti. Erdoğan, “Doğan” isimli atın İstanbul’daki bir çiftliğe getirileceğini söyledi. Servis hızlı yapılmadı diye Başlı başına teşkilat Yolsuzluk şikâyetine ceza ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Eski TÜİK başkanı Ömer Demir’in Gölbaşı’ndaki villasında kurumun personel ve malzemesinin kullanıldığını ortaya çıkaran teknisyen Bayram Yüksel, kurumdaki diğer “usulsüzlükleri” de gündeme getirince başına gelmeyen kalmadı. Yüksel hakkında disiplin soruşturması açan TÜİK yönetimi, teknisyene “Amacın yolsuzlukları ortaya çıkarmak değil düzeni bozmak” diyerek kınama cezası verdi. İlk olarak Demir’in kuruma ait malzeme, personel ve araçları Gölbaşı’ndaki villasında kullandığı iddiasını ortaya atmıştı. Savcılık; “görevi kötüye kullanma”, “Taşıt Yasası’na muhalefet” suçlarından Demir, TÜİK Destek Hizmetleri Daire Başkanı Erdoğan Akan ve Teknik Hizmetler Müdürü Fethi Yüksel hakkında dava açmıştı. Bilirkişi raporlarında ortada usulsüzlükler olduğu yönündeki tespitlere karşın Demir ve Akan beraat etti, sadece Fethi Yüksel’e ceza verildi. Bayram Yüksel ise bu olay nedeniyle İzmir’e sürüldü, ancak yargı kararıyla görevine geri döndü. Promosyon ile yaptırılan yapım işlerinde usulsüzlükler yapıldığı iddiasıyla TÜİK Başkanlığı’na yeni bir şikayet dilekçesi veren Yüksel, 33 bin TL’lik yapım işi l TÜİK’teki usulsüzlükleri gündeme getiren teknisyenin başına gelmeyen kalmadı YARGITAY’IN BOZMA KARARI Mevsimlik işçiler için araştırma talebi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP, mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının araştırılarak, alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasını istedi. TBMM Başkanlığı’na sunulan araştırma önergesinin gerekçesinde, “Sorun büyük oranda tespit edilmiş, çözüm önerileri getirilmesi ile alakalı önemli çalışmalar yapılmış olmasına rağmen, hâlâ tamamen ortadan kaldırılabilmiş ya da tam düzene oturmuş bir alan olmadığı açıktır” denildi. İşçilerin oluşturduğu çadır yerleşkelerinin; mutfak, tuvalet ve banyonun olmadığı, suya erişim imkânlarının kısıtlı olduğu tüm doğal koşullara açık yerler olduğu kaydedildi. İşçilerin çalışma ilişkilerinin “elçi” veya “dayıbaşı” olarak adlandırılan, aracı ve işverenlerden oluştuğu, işçilerin işverenden hiçbir şey talep etme hakkına sahip olmadığı, bütün ilişkileri elçilerin kurduğu ve böylelikle de işçileri kendilerine bağımlı hale getirdiği bildirildi. TÜİK Başkanı Birol Aydemir de “kişisel garaz ve husumet duygusuyla yukarıda adı geçen kurum personellerini küçük düşürmek maksadıyla uydurma suç isnat etmiştir” iddiasıyla teknisyeni savcılığa şikayet etti. Ankara Savcılığı, Bayram Yüksel’in şüpheli olarak ifadesini aldı. Savcılık ‘şüpheli’ olarak ifade aldı mesini” önerdi. Ancak TÜİK, eksik işleri kontrol etmeden dosyayı arşive kaldırdı. TÜİK Başkan Yardımcısı Musa Yılmaz, eski Daire Başkanı Ramazan Çelikkaya, Müdür Mustafa Cihan ve Büro MemurSen Şube Başkanı olan memur Ömer Ünal, tekniker Yüksel’i “kendileri hakkında iftira niteliğinde asılsız iddiaları ve suç isnadında bulunduğu” iddiasıyla TÜİK Başkanlığı’na şikayet etti. Başkanlık oluruyla görevlendirilen müfettişler, Yüksel’i suçlu bulunca, “kınama” cezası verildi. Kararda, memurun “suçu” “Müteselsil dilekçelerinizin dilekçe ve müracaat hakkına ilişkin hükümler çerçevesinde olmadığı, şikayet ve müracaat hakkının esaslarına aykırı olduğu, bir suçun ve yolsuzlukların ortaya çıkarılması amacından çok dilekçe hakkını kötüye kullanarak bazı kişisel husumet ve çıkarlar çerçevesinde çalışanları huzursuz ederek kurumun çalışma düzenini, huzurunu bozma amacı taşıması nedeniyle ‘kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak’ gereğince kınama cezası ile tecziye edilmesiniz yönünde teklif getirilmiştir” şeklinde anlatıldı. Yüksel’in üyesi olduğu Türk BüroSen bu cezaya karşı Ankara 12. İdare Mahkemesi’nde dava açtı. ‘Kurumda huzuru bozdun’ Özkök ve Yalman yeniden tanık İstanbul Haber Servisi Balyoz davasında geçen hafta tanık olarak dinlenen eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök ile dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman, Yargıtay’ın haklarındaki mahkumiyet kararını bozduğu 88 kişinin yargılandığı davada da tanık olarak dinlenecek. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Balyoz davasında 88 kişi yönünden mahkumiyet kararını bozmuş, 24 Haziran’da İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamada 25 kişi hakkında bozma ilamına uyarak beraat kararı vermişti. Mahkeme ara kararında geçtiğimiz günlerde yaptıkları tanıklıkta darbe planı olduğu iddia edilen Balyoz planını daha önce duymadıklarını belirten Özkök ve Yalman’ın tanık olarak dinlenilmelerine hükmetmişti. 10 Kasım’da yine İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek 63 kişinin yargılandığı Balyoz davasında Özkök ve Yalman tanık olarak dinlenilecek. Mahkeme sanık ve avukatların dijital verilerle ilgili taleplerini aldıktan sonra delillerin incelenmesi için dosyayı oluşturulacak bilirkişi heyetine gönderecek. nin proje ve detay çizimleri olmadan yükleniciye verildiğini, başka bir yapım işinin ise teknik şartnamede yer almamasına karşın firmaya verilerek, bu nedenle 4 bin 404 TL fazla ödeme yapıldığını savundu. Şikayeti inceleyen Başkan Yardımcısı Rıdvan Yaka, “iddiaların yersiz olduğu” gerekçesiyle herhangi bir işlem yapılmasına yer olmadığına karar verdi. Yüksel, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı’na hem usulsüzlükler hem de incelemenin adil yapılmadığı gerekçesiyle şikayette bulundu. Başbakanlık, TÜİK Başkanlığı’na “şikayet dilekçesinde belirtilen eksik işlerin tekrar kontrol edil
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle