28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 KASIM 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA Başbakan Davutoğlu’nun dönüşüm programına siyasilerden tepki SERTAÇ EŞ HABERLER 5 ne yaptık? Atatürk Cumhuriyeti kurulurken Türkçülük hayalinin kapağı kapatılıp rafa kaldırıldı; çağdaş yurtseverliğin sınırları çizildi. Biz ne Türkçü ne de Kürtçüyüz! Demokratik hak ve özgürlükleri savunan bir toplumuz... Turancı asla olamayız, derin milliyetçiliğe asla geçit vermeyiz! Bir uygarlık anlayışının yaşandığı topraklara kök salmış bir ahaliyiz... Siyasal İslama karşıyız, dindarlara değil! Köktendinciliğin ne olduğunu biliriz, emperyalizmin oyununa gelmeyiz... Osmanlı görkemini yaşatmaya kalkanlar şöyle bir oturup düşünsünler; demokrasiyi tanımlasınlar... Anadolu halkı, ne Türkçülüğün ardından koşacaktır, ne Kürtçülüğün! HHH Bu toprakları kan gölüne çevirenleri, asit kuyularını, faili meçhulleri unutmadık! Etnik, mezhepsel çatışma çıkaranları yakından tanıyoruz... Elbette din pazarlamacılarını, tarikat şeyhlerini, yobazlarını da... Şovenlik üstüne yükselenleri ve etnik çatışmanın tohumlarını ekmek isteyenlerin ardına yuvalanmış emperyalizmi tanıdık. Emek hırsızlarını; dağlarımızı, ovalarımızı, ırmaklarımızı satın alanları, “çokuluslu altın avcıları”nı biliyoruz. Bakın yanı başımızda Müslüman Müslümanı öldürürken bize demokrasilerin laiklik temelinde yükseleceğini söyleyen kimse kaldı mı? Çünkü işlerine gelmiyor... Vahşi kapitalizm onların simidi! HHH Yaşanan pek çok kanlı, ölümcül olaylar belleğimizden silinir. İnsan belleğiyle yaşayamaz! Belleğindeki birikimi, bilgiyi bir yerlere depolamak gerekir. Bunun yanına deneyimlerini de koyar. İşte yaşam o zaman güzelleşir... Bir ülkenin “kuruluş” ve “kurtuluşu”nu anımsar, o büyük kurtarıcı Mustafa Kemal’i yüreğinden ve aklından çıkarmaz... Ne Türkçülük ne Kürtçülük ne de dincilik yapar... Demokrasi ve özgürlükleri savunur! Elbet bu ülkede yurtsever olmanın da bir bedeli var!.. Amaçları halktan para toplamak Babacan: Para alınmaya başlanacak Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, özel bir TV kanalında yaptığı açıklamalarda, bazı kent merkezlerine girişte para alınmaya başlanacağını yineledi. Bu yöndeki soruları yanıtlayan Babacan, şöyle konuştu: “Bazı şehirlerde bunun bir uygulaması yapılacak. Bu konunun dünyada ve Avrupa’da uygulaması çok. Bazı belediye başkanlarımız bunu çok istiyor. Nihayetinde bunun kararının şehir şehir verilmesi gerekiyor. Halkımıza mutlaka sorulması gerekiyor. Kamuoyu yoklamaları ile bunlar yapılabilir. Belediyelerimizin aslında referandum yetkisi var, bu onların inisiyatifindedir. Kamuoyu yoklamamız sıhhatli sonuçlar verebiliyor. Böyle bir talep varsa ondan sonra uygulamaya geçmek lazım, yoksa biz böyle istedik bundan sonra böyle olacak gibi bir yaklaşım yok. Kasım 2014’ten Aralık 2018’e kadar geniş bir alan verdik. Bu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından koordine ediliyor. Bu fikir Enerji Bakanlığı’ndan geldi, asıl kaynak orası.” Yurtsever Olmanın Bedeli... Atatürkçülüğü fosil olarak görmek, onu fosil kılmak... Yukarıdaki sözler ABD’nin etkili düşünce kuruluşlarından Dış İlişkiler Konseyi’nin Türkiye uzmanı Steven A. Cook’un... Cumhurbaşkanı Erdoğan için yapılan “Ak Saray”ı anlatıyor A. Cook... Bir dönem Atatürk’ün özel çiftliği, Atatürk Orman Çiftliği, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının emperyalist işgalcilere karşı verdiği kurtuluş savaşı... Cumhuriyet’in kuruluşu, aradan geçen 91 yıl... Aydınlanma Devrimi! Tam bağımsızlık! Bugün laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’na dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinden tepki geliyor. Steven A. Cook’un eleştirisi diğerleri gibi bir gerçeği ortaya koyuyor... “Atatürk’ü Erdoğan’ın kalesine gömmek!” Çok büyük, görkemli, şatafatlı bir saray... Eski konutun, Çankaya Köşkü’nün içi, Cumhuriyetçilikle Osmanlı’nın büyüklüğüne ustaca verilen bir selamın zevkli bir harmanını yansıtıyordu... Atatürk’ün özel mülkünden yükselen o görkemli yapı, “Osmanlı hilkat garibesi”ni anımsatıyor Steven A.Cook’un söylediği gibi... Bir simge! Üstelik Cumhuriyete karşı, Mustafa Kemal’e karşı... HHH Atatürkçülüğün, hem Kenan Evren modeli “gardırop Atatürkçüleri” hem de Türkİslam Sentezi’ni topluma aşılayanlar kökten dibini oymaya başlamıştı... Aydınlanma Devrimini algılamayan, bu devrimin ana damarlarını oluşturan Rus ve Fransız devrimlerini algılamayan kim olursa olsun Türkiye’nin “kurtuluş” ve “kuruluş”unun ne olduğunu bilmez... Bilinen ve söylenen, ölümünden bu yana aynı şey: “Atam sen kalk ben yatam...” Aydınlanma Devrimini belleğinden silen bir toplum yarattık yeni baştan... Gardıropçu Atatürkçülerin ayak oyunlarına geldik, darbelerden çok hoşlandık... Demokrasimizin, özgürlüklerimizin gelişmesi için ANKARA Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı ekonomik dönüşüm programına CHP’den eleştiri geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, 1.5 yıl önce yayımlanan ve yayımlandıktan sonra kadük olan 10. Kalkınma Planı’nın hedef ve tedbirlerinin yeni bir şeymiş gibi açıklandığını söyledi. Şehir plancıları da kent merkezlerine girişin paralı hale getirilmesi projesinin hükümetin çelişkisini ortaya koyduğunu söyledi. Öztrak, Davutoğlu’nun açıkladığı “Öncelikli Dönüşüm Programları Eylem Planları”nı eleştirdi. Davutoğlu’nun açıklamalarındaki ciddiyetsizliğin boyutunun büyük olduğunu belirten Öztrak, “Söz konusu hedef belirlenirken 2018 için öngörülen dolar kuru 1.97 TL’dir. Bugün dolar kurunun 2.28 TL seviyesinde olduğu dikkate alındığında yapılan hatanın büyüklüğü daha iyi anlaşılabilir” dedi. Davutoğlu’nun birkaç hafta önce kendi hükümeti tarafından açıklanan Orta Vadeli Program’dan da habersiz olduğunu söyleyen Öztrak, “OVP’de 2017 için milli gelirin 971 milyar dolar olacağı öngörülmektedir. Başbakan’ın 2018 için 1.3 trilyon dolarlık milli gelir hedefi geçerliyse, tek bir yılda dolar cinsinden milli geliri yüzde 32 artması gerekir. Başbakan, bunun nasıl olacağını kamuoyuna açıklamalıdır” diye konuştu. Konulan hedeflere göre 2018’de işsizliğin yüzde 7 olacağının ilan edildiğini, ancak OVP’de işsizliğin yüzde 9.1 öngörüldüğünü vurgulayan Öztrak, “Hükümet işsizliği, tek bir yılda, 2 puan birden nasıl indireceğinin sırrını da kamuoyuyla paylaşmalıdır. Ortada çok ciddi bir hata vardır” değerlendirmesini yaptı. CHP’nin 2011’de açıkladığı ekonomik programdaki “insan odaklı ekonomi” kavramının hükümet tarafından kullanıldığını belirten Öztrak, şu eleştirileri sıraladı: “2000 yılında en zengin yüzde 1 ülkedeki toplam servetin yüzde 38’ine sahipken bugün yüzde 54’üne sahipse AKP’nin modelinde ‘insan’ değil, “kâr ve rant” odaktadır. Bu çerçevede, AKP’nin tedbirleri ve rakamları 2013’ten, teşvikleri ise 2012’den kalmış temenni paketine, iş dünyasının bu kadar tezahürat yapması da olsa olsa bu kesimin çaresizliğinin ve korkularının ifadesidir. İçeride ve dışarıda sorun üstüne sorun çıkaran bu iktidarla Türkiye’nin gidecek yeri yoktur. endilerini kendilerinden kurtarıyorlar CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke de, “12 yıldır iktidar olan bir siyasi iradenin kendi tercihleriyle ortaya çıkan sorunlar demetinin sergilendiği ve bir bakıma ‘kendilerini kendilerinden kurtarmayı’ temenni ve vaat eden bir program ile karşı karşıyayız. Bu da kendi içinde başlı ba K şına bir çelişkidir zaten,4 ” dedi. Açıklanan programın, “hiçbir yenilik içermediği”ni söyleyen Böke, bunun 13 Haziran 2013’te Resmi Gazete’de yayınlanan 10. Kalkınma Planı’nın aynen tekrarı olduğunu belirtti. Böke, programın sunumun içeriğinde ne kadın ne de gençlerin olduğunu anlattı. Davutoğlu’nun “Öncelikli Dönüşüm Programları Eylem Planı”nda, kent merkezlerini “paralı” hale getiren proje, ulaşım planlaması konusunda sürekli uyarılarda bulunan şehir plancılarının da tepkisini çekti. Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Orhan Sarıaltun, hükümetin “para toplama” peşinde olduğunu söyledi. Kent merkezine yönelik araç trafiğinin sürekli özendirildiğini, şimdi ise para alma uygulamasını gündeme getirdiklerini anlatan Sarıaltun, “Şimdi kendi yaptıklarından haberi olmadan ve aslında kendi yaptıklarını ayıplayan kararlar olarak görüyorum. Ya da para toplamanın bahanesi” dedi. Şehir plancısı Doç. Dr. Tarık Şengül ise kent merkezlerine bisiklet yolları yapmanın mümkün olmadığını belirterek, “Açıklamalarıyla kendi kendilerini reddediyorlar” dedi. Şengül, şu anda tıkanan kavşaklara trilyonlarca lira harcandığını, bunun hem ekonomik kayıp hem de kentin, dünyanın ekolojik dengesine zehirli karbonmonoksit olarak döndüğünü anlattı. Süreç için yeni formül arayışı İmralı heyeti değişebilir MAHMUT LICALI ANKARA Çözüm sürecinde Ankara’da HDP ile hükümet arasında yaşanan tıkanıklık sürerken, İmralı’da Abdullah Öcalan ile devlet heyetinin vardığı mutabakattaki bazı unsurlara AKP’nin son yaşanan olaylar ve yaklaşan seçim nedeniyle sıcak bakmaması üzerine adada “yeni formül arayışı” başladı. Devlet heyetinin İmralı’daki görüşmelerde çıkacak sonuca göre HDP heyetinin adaya gitmesine vize verileceği belirtiliyor. Hükümet ile HDP arasında son dönemde tırmanan gerginliğin arkasında Kobani eylemlerinin yanı sıra, Öcalan’ın bazı isteklerine AKP kanadının sıcak bakmamasının etkili olduğu belirtiliyor. AKP’nin Afyon kampında milletvekillerinin “bölgede kamu düzeninin sağlanamaması”, “askerlere yönelik saldırıların artması” gibi tepkilerin güçlü bir şekilde seslendirilmesi üzerine hükümette; oluşan bu atmosferde sağlıklı bir şekilde seçime gidilemeyeceği görüşü öne çıktı. Bu çerçevede haziran ayında yapılacak genel seçimler nedeniyle İmralı’da varılan mutabakattaki bazı konulara “hayır” dedi. Başta yol haritasında yer alan takvim olmak üzere bazı konuların tekrar ele alınması gündeme geldi. Sürecin sil baştan yeniden başlaması yerine bugüne kadar yapılan çalışmalarda kullanılan yöntemlerde değişiklik yapılabileceği de konuşuluyor. Buna göre İmralı’daki görüşmelerin sonucuna bağlı olarak HDP heyetinin yeni isimler eklenerek genişlemesi ya da heyetteki isimlerin değişebileceği de ifade ediliyor. Devlet heyetinin İmralı’da yaptığı görüşmelerden çıkacak sonuç; HDP’nin adaya gidip gitmeyeceğini de belirleyecek. Hükümetin seçim nedeniyle yol haritası takvimini ötelemesine İmralı’nın vereceği yanıt, çözüm sürecinin geleceğini de belirleyecek. HDP İmralı heyetinde yer alan Pervin Buldan, İmralı’da sağlanan mutabakatla ilgili bir kriz yaşanıp yaşanmadığını bilmediklerini belirterek “Bugün itibarıyla (dün) başvurumuza hâlâ yanıt verilmedi” dedi. Kadınlardan iş cinayetleri protestosu Kadın Emeği Platformu, Isparta’nın Yalvaç ilçesinde 17 kadın işçinin yaşamını yitirdiği iş cinayetini Tophane’deki İstanbul Çalışma ve İŞKUR İl Müdürlüğü önünde protesto etti. Kadın Emeği Platformu adına açıklama yapan Neslihan Keskin, Yalvaç’ta yaşanan trafik facianın kaza değil, tıpkı daha önce Bursa’da, Urfa’da ve İstanbul’da olduğu gibi iş cinayeti olduğunu söyledi. Keskin, iş cinayetine kurban giden kadınların tamamının güvencesiz, güvenliksiz koşullarda, ucuz işgücü olarak çalıştırıldığını, emeklerinin gasp edildiğini belirtti. Keskin, taleplerinin İş Kanunu kapsamına alınması, bağımsız bir denetim mekanizmasının kurulması, ulaşım, barınma, yemek ve benzeri sorunlarının belediye tarafından karşılanması, dayıbaşı sisteminin kaldırılması, sağlıklı bir yaşam hizmetinin verilmesi olduğunu kaydetti. Bu arada 89 yaşlarındaki bir grup çocuk, kadınlara taş atmak istedi. Çocuklar kadınlara vurmaya çalışırken, polis araya girerek çocukların ellerinden taşları aldı. Öte yandan Yalova’nın Çınarcık ilçesine bağlı Esenköy beldesinde doğalgaz altyapı çalışmaları sırasında işçi Ayhan Mango (32), kanalda çalışırken, istinat duvarının çökmesi sonucu yaşamını yitirdi. Kılıçdaroğlu’ndan istifa yorumu: Ağaç budandıkça güçlenir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisindeki istifa tartışmalarıyla ilgili olarak “Ağaç budandıkça güçlenir” değerlendirmesini yaptı. Kılıçdaroğlu, kurultayda yaptığı rakı masası eleştirisini de “Ben sokağa çıktığım zaman boğazda rakı masalarında kimseyi görmek istemiyorum” sözleri ile sürdürdü. Kılıçdaroğlu, önceki akşam Halk TV’nin sorularını yanıt ladı. Kılıçdaroğlu partideki istifa çalkantısı ve Süheyl Batum’un disipline sevk edilmesiyle ilgili “ulusalcı kanat tasfiye mi ediliyor” sorusuna, “Ulusalcılığı belli bir kesimin tekeline vermek gibi bir lüksümüz yok. Emine Hanım partiden ayrıldı. CHP bir kişinin partisi değildir. CHP halkın partisidir. Bu nedenle kişilere bağlı olarak olayları götürmek doğru değildir. Şu da bir gerçek, ağaç budandıkça güçlenir. Ufku dolanlar bizden ayrılabilirler. Ama biz çağdaş uygarlık yolunda yolumuza devam edeceğiz. Eleştirinin dozunu partiye zarar verir konuma getirirseniz, izin vermeyiz. Partinin kimliğini alırsanız sizin eleştiri sınırlarınız vardır” yanıtını verdi. Aydınlar korkularından konuşamıyorsa, onlara aydın denemeyeceğini söyleyen CHP lideri, “Ben sokağa çıktığım zaman milyonlar da sokağa çıksın, ben sokağa çıktığım zaman boğazda rakı masalarında kimseyi görmek istemiyorum” dedi. Bu arada, Maltepe Belediyesi, “Avrupa Birliği ve Uluslararası İlişkiler Merkezi” önceki gün Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla açıldı. Kılıçdaroğlu, “Biz, Batı uygarlığının bir parçasıyız ve öyle olmak istiyoruz” dedi. Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç da, “Maltepemizi Avrupa standartlarına taşıyacağız. Bu hedefimiz doğrultusunda büyük ve önemli bir adım atarak, Avrupa Birliği ve Uluslararası İlişkiler Merkezi’ni Maltepe’ye kazandırıyoruz. Merkezimiz, AB ile ilçemiz arasında önemli bir köprü görevi üstlenecek” dedi. Açılışa katılan eski Münih Belediye Başkanı Christian Ude de Maltepe’ye yapılacak hizmetler konusunda elinden geldiğince çalışacağını kaydetti. AYM ‘ t a m g ü n ’ d e d o k t o r l a r ı ü z d ü Bozdağ: Şiddet dili kararımızı etkiler Muayenehane açamayacaklar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi, kamuoyunda “Tamgün Yasası” olarak bilinen yasanın, kamuda çalışan doktorların muayenehane açamayacağına ilişkin hükümlerinin iptal istemini reddetti. CHP, 6514 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Başvurunun ilk incelemesini yapan yüksek mahkeme, yasanın mesai saatleri dışında serbest meslek faaliyetinde bulunan veya özel kuruluşlarda çalışan öğretim üyelerine, üç ay içinde bu faaliyetlerini sona erdirmelerini öngören 14 ve 19. maddelerinin yürürlüğünü daha önce durdurmuştu. Davayla ilgili esas incelemesini yapan Anayasa Mahkemesi, önceki gün Sağlık Bakanlığı yetkililerinin sözlü açıklamalarını dinledi. Sözlü açıklamaların ardından davayı esastan görüşmeye başlayan Anayasa Mahkemesi heyeti, incelemesini dün sonuçlandırdı. Yüksek mahkeme, kanun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla mesai saatleri dışında serbest meslek faaliyetinde bulunan veya özel kuruluşlarda çalışan öğretim üyelerinin, faaliyetlerini “üç ay içinde” sona erdirmelerini öngören 14 ve 19. maddeleri iptal etti. Heyet, öğretim üyesi doktorların muayenehane ve benzeri yerleri açamayacağına ilişkin hükümlerinin iptal istemini ise reddetti. Karara göre, öğretim üyesi doktorlar bundan sonra muayenehane açamayacak. Yüksek mahkeme, doktorların saat 17.00’den sonra çalışıp çalışmamasına ilişkin izin konusunda da yasa koyucunun takdir yetkisine sahip olduğuna karar verdi. Haber Merkezi Katıldığı bir televizyon programında değerlendirmelerde bulunan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “HDP, İmralı’da Öcalan ile görüşmek için bakanlığınıza başvurdu nihai karar sizde, izin verecek misiniz” sorusu üzerine, “Bakanlığımıza bir müracaat yapıldığını biliyorum. Şu anda bunu değerlendireceğiz, henüz izin vermiş değiliz. Çünkü bizim buna bakmamız lazım” dedi. “Bir yandan bu kadar şiddet olurken, bir yandan bu kadar insan hayatını kaybederken, masum insanlar linç edilirken bu işlerin olmasına sebep olan bir siyasal yapı da var. Bunu görmezlikten gelemeyiz. Bu şiddet dilinin egemen olması, şiddet dilinden öte eylemlerin olması, böylesi ölümlerin olması, yıkımların olması, yakmaların olması elbette bu noktadaki tutumumuzu, kararlarımızı etkiler” diyen Bozdağ, “O zaman izin çıkmayabilir de” denilmesi üzerine, buna bakacaklarını ve değerlendireceklerini kaydetti. İzin konusuna ilişkin tarih vermeyeceğini ve izin verme konusunun kendi takdirinde olduğunu kaydeden Bozdağ, “Şu anda takdir hakkımı kullanmadım” diye konuştu. hizmete ayar Bakanlar Kurulu, Sağlık Hizmetleri Yasası’nda doktorların zorunlu hizmet yükümlülüklerine ilişkin düzenleme yaptı. Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı ile bir kere zorunlu hizmet yükümlülüğünü tamamlayan doktorun, ikinci zorunlu hizmetinde “Adıyaman, Ağrı, Ardahan, Artvin, Batman, Bayburt, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gümüşhane, Hakkâri, Iğdır, Kahramanmaraş, Kars, Malatya, Mardin, Muş, Siirt, Sivas, Şanlıurfa, Şırnak, Tunceli ve Van” illerine resen atanmalarının önüne geçildi. Mecburi AB merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle