05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 KASIM 2014 PERŞEMBE 8 GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK Şenyuva’nın ifadesi polislere yönelik suikastta kuşkuları artırdı GÜNDEM ... tam karşısında bizimkinin inşa ettirdiği Cumhurbaşkanlığı Sarayının bir benzeri binanın inşaatı hâlâ sürüyordu. Romanya diktatörü Çavuşesku’nun ülkenin petrol gelirini bu binaya yatırarak ülkeyi ve insanları fakirleştirdiği ve sonradan öğrendiğimize göre diktatörün bütün bakanlıkları, devlet bürokrasisini bu binada toplamayı hayal ettiği görkemli bir saray. Sonra ne mi oldu? Halk nihayet Çavuşesku’yu ve eşini derdest edip birkaç günlüğüne bir yere tıktı ve sonra idam etti. Binanın yapımı ağır aksak yürüdü ve yıllar sonra tamamlandı. HHH Kendilerini kurtarıcı görenler, halkın sırtına basa basa göstermelik hizmetlerinin ödülü olarak böyle görkemli saraylar yaptırmayı, kimileri de içinde oturmayı bir hak biliyor ama.. ...toplum şu veya bu yoldan diktatörlerin ve öyle olmaya özenenlerin saltanatına şu veya bu şekilde son veriyor. HHH Geçen yüzyılda halkın büyük çoğunluğu ile tek başına iktidara gelen rahmetli TÖ’nün başına gelenler, ben neymişim yahu, ne oldum delilerine de halkın demokratik düzen içinde gerekli dersi verdiğine bir örnek. Tonton başbakanı pekâlâ halk seviyordu. Yüzde 40’lara yakın oy alarak tek başına iktidar olan TÖ’nün oyları birkaç yıl içinde öyle bir düşüş gösterdi ki hasretle, özlemle çıktığı Çankaya’da oturamaz oldu. Nedendi bu yüksekten birden iniş?.. Rüşvet, yolsuzluk söylentileri güncel habere dönüşüp toplumda tepki uyandıran bu haberlere eşinin papatyalarıyla Lale Devri yaşamıyla ilgili söylentileri eklenince ….düşüş öyle başladı ki Tonton Çankaya’da oturamaz hale geldi. İstifa edip bir parti kurarak toplumdaki eski yerini almayı hesaplamaya başladı. HHH Diyeceksiniz ki bu örneklerin Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgisi ne?.. RTE, 12 yıllık Başbakanlık’taki hizmetlerine karşılık Cumhurbaşbakanlığı’na koştu ve orada yeni Türkiye’yi inşa ediyorum ayağına yatıp inşa ettirdiği proje bedeli 1 milyar 370 milyon olan ve bugüne dek harcananlara ek olarak önümüzdeki yıl 300 milyon lira daha harcanacak Ak Saray diyemediği Cumhurbaşkanlığı Saray’ına yerleşti. Sakın şaşırmayın: Bu milyonları eski paraya vuracak olursanız katrilyonlar çıkacak karşınıza. HHH Atalardan kalan bir söz vardır. Edindikleri ile yetinmeyenlere gözü doymuyor derler. RTE’nin de bu fakir milletin sırtından aldığı son uçağın maliyeti bile 410 milyon TL. Emrindeki 5 uçak, 3 helikopter cabası. 10 zırhlı Mercedesi var. Saray bin odalı. Ne İngiltere kraliçesi, ne Putin’in konutu, ne Elize Sarayı bu kadar geniş araziye sahip. Sarayın bahçesine tanesi 3 bin Avro olduğu söylenen ağaçlar ithal edilmiş. Heyhat! Her konuda bilgiç mi bilgiçtir ya; sarayın inşası sırasında ve sonra her ayrıntı ile bizzat uğraşmış. Hatta alınan mobilyaları beğenmemiş, yenileri sipariş verilmiş! HHH Yalan, iftira demesi olanaksız. Zira şu güne kadar sarayın ve uçağın toplam maliyetinin 1.8 milyar TL olduğunu Maliye Bakanı Mehmet Şimşek açıkladı. Fakir fukaranın iktidarıyız diye yıllardır halkı uyuttu. 12 yıllık başbakanlığının ödülü, halka katrilyonlara mal oldu bu depdebeli yaşam. Bugüne dek bu rakamlar açıklanmıyor, öğrenen olsa bile medyada, RTE korkusu ile yazamıyordu. Ulusların başına ne geldiyse görmemiş iktidar sahiplerinden geldi. Gençliğinde yarım pabuç futbolda ün kazanarak para sahibi olmayı tasarlayan, simit satan bir insanı halk yıllarca oylarıyla desteklerse, görmemişlik sonuçta işte böyle patlak verir. HHH Şimdi oturmuş TV’ye, meydanlara çıkıp rakamların hangi gerekçeyle sarf edildiğini savunmayı, yine halkı nasıl uyutacağını düşünüyor olmalı. Sarayın, uçakların ve katrilyonlara ulaşan rakamların yeni ve büyük Türkiye’ye layık ve gerekli olduğunu... ...oy ve iktidar şımarığı alnındaki ar damarı çatlayınca öyle savunur ki... şaşırır, yuh bile diyemez... ...vah benim biçare ülkem diye diye olduğunuz yerde donakalırsınız! Öldürülen zanlılar Bingöl’e gitmemiş mece tutuklanarak cezaevine gönderilen Erhan Şenyuva ifadelerinde, polislere yönelik suikastla bağlantılarının olmadığını belirterek, üç PKK’linin Lice kırsalına gitmelerine yardım ettiklerini ancak Bingöl şehir merkezine hiç girmediklerini söyledi. Şenyuva, polislere suikast olduğunu da yolda oldukları sırada telefon açan bir akrabasının söylemesi üzerine öğrendiklerini söyledi. Polisteki sorgusunda ve mahkeme savunmasında daha önce olayla bağlantısı olduğu iddiasıyla tutuklanan Ali Kılıçgedik’inkilere benzer bir ifade veren Şenyuva, Yayladere kırsalından aldıkları 3 PKK’liyi Lice kırsalına götürmek üzere yola çıktıklarını anlattı. Önden gidecek olan Kılıçgedik’in yolda herhangi bir arama ya da kontrol noktası yoksa “Gelin çorba ısmarlayayım” diye şifreli konuşarak kendilerine haber vereceğini belirten Şenyuva, geçtikleri güzergâhı da tek tek anlattı. Aralarında yaklaşık 3 kilometre mesafe bırakarak yola çıktıklarını belirten Şenyuva’nın anlatımlarına göre grup Kiğı baraj gölü köprüsünü geçtikten 56 kilometre sonra Adaklı’ya doğru giden stabilize yoldan devam etti. Bu yolda 35 kilometre gittikten sonra Horhor köyü yolu üzerinden devam ederek birkaç köy daha geçen grup Sancak ilçe merkezine ulaştı. Şenyuva, buradan da köy yolları üzerinden devam ederek Kervansaray tesislerinde Kılıçgedik’le buluşacaklarını söyledi. Kılıçgedik’in yarım saat sonra arayarak şifreli olarak yolun temiz olduğunu söylemesi üzerine Şenyuva, kendilerinin de Kervansaray tesislerinin bulunduğu bölgeye doğru gittiklerini anlattı. Bingöl merkeze 9 kilometre uzaklıktaki Kervansaray’dan sonra Sarıçiçek köyü yolu üzerinden devam ettiklerini belirten Şenyuva, “Bu esnada amcamın oğlu beni ısrarla aradı; cevap vermeyince beni ara diye mesaj attı. Geri aradığımda Bingöl’de BDP’liler ile Hizbullah arasında çatışma çıktığını söyledi. Bende olayı öğren dedim. Daha sonra Ali Bozan’a 1920 günlük yürüyüş mesafesini araçla getirdik bundan sonra 3 saatlik yol var deyip, yürümelerini istedim. Daha sonra amcam oğlu tekrar aradı, Emniyet müdürünü vurduklarını söylediler aracı durdurdum, götürmeyeceğimi söyledim. Ali Bozan ‘Bir şey olmaz Ali önden gidiyor bir şey olursa arar’ dedi. Bir müddet sonra Ali mesaj atarak Genç Köprüsü girişinde 2 askeri aracın durduğunu söyledi. Ali Bozan’ın ısrarıyla yola devam ettim” dedi. Genç Köprüsü’ne vardıklarında yolda kontrol olduğunu ve aracı durdurduğunu ifade eden Şenyuva, “İki polis geldi, biri cama yaklaşarak kimliğimi istedi. Bunlar özel harekât polisleriydi ve yüzlerinde kar maskesi vardı. Kimliğimi verdim. Diğer polis arkadakileri sordu, Ali Bozan ’inşaat işçileri’ dedi. Polis deyince Ali Bozan arka koltuktaki örgüt mensuplarına Kürtçe ‘teslim olalım’ dedi. Onlar da ‘olmaz’ yanıtını verdi. Araçtan inerken arka koltuktaki örgüt mensubu silahın kurma kolunu çekti daha sonra polisler ateş açtı. Ben polislerin arasından Bingöl istikametine gelen araçların içine attım kendimi. Polis ‘Herkes yere yatsın’ dedi, bende bunların arasına yattım. Çatışma 1015 dakika sürdü. Daha sonra Genç ilçesine doğru gittim kimliğim poliste, telefonum ise Ali Bozan’da kaldı” dedi. Genç ilçesine girdiğinde Emniyet Müdürlüğü’ne teslim olmayı düşündüğünü ancak korkudan teslim olmaktan vazgeçtiğini ifade eden Şenyuva, Bingöl merkeze gelmeden önce kırsalda kaldığını, yaşam malzemelerini ise civar köylerden bazı gerekçelerle temin ettiğini söyledi. Hastalandığı için Bingöl’e geldiğini belirten Şenyuva, saklandığı evde yakalandığını söyledi. Polislere yönelik suikastla ilgisinin olmadığını söyleyen Şenyuva, “Olayı Genç ilçesine giderken amcamın oğlundan öğrendim. O gün 13.30’dan itibaren hep il dışındaydım ve şehir merkezine kesinlikle girmedik” dedi. n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY AHMET ŞIK Bingöl Emniyet Müdürü Atalay Ürker ve yanındaki polislere yönelik suikasta karıştığı gerekçesiyle, önceki gece tutuklanan Erhan Şenyuva’nın ifadeleri de polislere yönelik saldırıdaki kuşkuları artırdı. Şenyuva’nın ifadelerine göre, 9 Ekim gecesi düzenlenen suikastın ardından Genç ilçesi girişinde öldürülen ve saldırının failleri oldukları açıklanan PKK’liler Bingöl merkezine hiç girmemişler. Daha önce tutuklanan Ali Kılıçgedik de benzer ifadeler vermişti. Önceki gün ortaya çıkan HTS kayıtları da şüphelilerin ifadelerini doğrularken PKK’lilerden ele geçirilen silahların kriminal incelemesinde de polislere yönelik saldırıda kullanılmadığı anlaşılmıştı. Genç’teki operasyondan sonra ilk önce öldüğü açıklanan ancak daha sonra firari olduğu anlaşılan Şenyuva geçen pazar gecesi saklandığı evde yakalanmıştı. Çıkarıldığı mahke Mardin’in Nusaybin ilçesinde 20 tank ve zırhlı araç sınır kapısında sınırın sıfır noktasına yerleştirildi. (DHA) Sınıra yığınak AKIN BODUR İSKENDERUN El Nusra Cehpesi gibi silahlı cihatçı gruplar Hatay’ın Reyhanlı ilçesinin karşısında bulunan Suriye’nin Atme kasabası Bab el Hava bölgesine militanlarını kaydırması ve askeri yığınak yapmasının ardından bölgede saldırı hazırlığında olduğu bildirildi. Geçen hafta İdlip bölgesine saldıran IŞİD ve El Nusra ağırlıklı cihatçı grupların, Halep’e doğru ilerlediği belirtildi. Gelişmeler üzerine Halep yöresini kuşatan ve hava saldırılarını yoğunlaştıran Suriye yönetimi ise Deir ezZor bölgesine ilk kez havadan asker indirdi. Cihatçı grupların Halep ve Afrin kantonuna saldırı hazırlığında olduğu iddiaları Türkiye’yi de harekete geçirdi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Halep düşerse, bizi kaygılandıran mülteci sorunu olur” derken, sınırdaki güvenlik önlemleri de artırıldı. Kilis’in karşısında bulunan Rojava’nın Afrin kantonunda IŞİD ile YPG arasındaki çatışmaların artması üzerine önceki gün sınıra askeri yığınak yapılmıştı. Dün de Rojava’nın Cizire kantonunun Kamışlı bölgesinin karşısında bulunan Mardin’in Nusaybin ilçesine askeri sevkıyat yapıldı. Yaklaşık 20 tank ve zırhlı araç sınır kapısında sınırın sıfır noktasına yerleştirildi. IŞİD ve El Nusra Cehpesi gibi cihatçı grupları Halep’in ardından Halep ile Türkiye arasındaki Afrin kantonuna saldıracağı iddiası yeni bir Kobani saldırı endişesi yarattı. Kobani’de çatışmalar sürerken, Afrin’e de saldırı düzenlenmesi sınırdaki güvenlik endişelerini artırdı. Afrin bölgesi, Kürt ağırlıklı nüfusun yanı sıra Sünni, Alevi ve Hıristiyan grupların da yaşadığı bölge olarak biliniyor. .... geldiği noktayı net bir fotoğraf olarak gözler önüne seriyor. Halen madende çalışanlarla konuşmak zor; her şeyden önce işlerinden olma korkusu yaşıyorlar. Ad vermeden bilgi vermeye bile soğuk bakıyorlar. Bir ölçüde emekli olanlarla konuşmak mümkün. Anlattıkları insana, “hangi çağda yaşıyoruz” ya da “hangi ülkedeyiz” sorusunu sorduruyor. Soma’da olduğu gibi Ermenek’te de tarımın çökmesi sonucu insanlar umudunu madene bağlamışlar. Onca olumsuz koşullara karşın madende çalışmak ayrıcalık olmuş. Gençler daha kolay evlenmiş; “düzenli paranın girdiği ev” unvanı almışlar. Araya torpil koyanlar da olmuş. Özellikle son 67 yıldır elma ve kirazın para etmemesi, pazarlanamaması sonucu yeraltı umut olmuş. Örneğin bu yıl elma, bahçeden kilosu 20 kuruşa alıcı bulmuş. Suyun bastığı maden ocağının çevresinde kapanmış 4 maden ocağı var. Eski maden ocaklarına su dolması bilinen bir tehlike olduğu halde es geçilmiş. Cinayetin yaşandığı madendeki olumsuzlukları defalarca yukarıya duyurmaya çalışan işçiler sonuç alamamış. Yukarısı yerin daha dibinde! HHH Ermenek’te işveren işçiden daha örgütlü görünüyor. Bölgedeki madenlerde ücret tümüyle birbirine eşit. Diyelim ki, bir işveren ücreti artırmak istedi, ötekiler buna izin vermiyor. Bir madenden ayrılan işçi kolay kolay başka bir madende iş bulamıyor. Ocakları işletenler kendi aralarında bir “dayanışma” oluşturmuşlar. Böylece işçilerin bir madeni beğenmeyip ötekine geçme ya da hakkını isteyip alamayınca ötekinde deneme gibi bir şansı yok denecek kadar az. İşletme sahiplerinin örgütlülüğü bununla da kalmıyor; Ankara’dan müfettiş geleceği ortalama bir ay önceden öğreniliyor. Hazırlıklar ona göre yapılıyor. Müfettiş geleceği gün, ocakların sağlıksız bölümleri duvarla örülüyor, “burada üretim bitti, o nedenle kapatıldı” bildirimi yapılıyor. O gün işçilerin gaz maskeleri en modern şekliyle yanlarında bulunduruluyor. Madenlerin en kilit elemanı ateşçiler denetime hazır bekliyor. Öteki günlerde bu işi de çok deneyimi olmayan işçiler yapıyor. Dinamit lokumu sanki Afyon lokumuymuş gibi denetimsiz dağıtılıyor. HHH Bütün bunların tamamlayıcısı ne olabilir? Tabii ki siyasi iktidar. Maden ocaklarını işletebilmek, müfettiş denetimlerinden sorunsuz çıkmak, devamında elde edilen kârla daha kârlı alanlarda yatırım yapmak iktidarın iznine bağlı. Bu öyle sıradan bir teknik izin değil, siyasi izin. Maden ocağının sahibinin iyi bir iktidar destekçisi olması yetmiyor. Ocakta çalışanların da aynı şekilde yönünü iktidara dönmesi gerekiyor. Bu nasıl kanıtlanacak? İktidarlarda çareler tükenmez; işçilerin oturduğu yerlerdeki sandıklar saptanır. O sandıktan kaç oy beklendiği patrona söylenir... Durun bitmedi; sadece işçinin oyu mu, her hanede kaç seçmen olduğu da hesaplanır, oy hesabı ona göre sorulur. Oyun denetimini de patron yapar. Seçimden önce işçileri toplar, “işinizden olmak istemiyorsanız oyunuzu vereceğiniz yer belli” der. Yerin altında suda boğulan bu çarkı kırmanın zamanı geldi, geçiyor. Sadece yakınmak, durum saptaması yapmak bu çarkı kırmaya yetmiyor. Ekonominin her alanda üretim ve yaşam odaklı olmasını sağlayacak yeni bir düzen kurmayı hayal etmek, insanların aklına düşürmek gerekiyor. n KİLİS (Cumhuriyet) Eski Kilis İstihbarat Şube Müdürü Kenan Gök, akşam saatlerinde evinde gözaltına alındı. Gök’ün sorgulanmak üzere Kilis Emniyeti’ne götürüldüğü öğrenildi. Gök, 20072013 arasında Kilis Emniyeti’nde İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yapmıştı. 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından Gök görevinden alınarak Diyarbakır Polis Okulu’na atanmıştı. O polis gözaltına alındı Suçları Berkin’in karnesini istemek İstanbul Haber Servisi Taksim’de “Berkin Elvan’ın karnesini istiyoruz” pankartı açan ikisi 18 yaşından küçük, üç kişiye “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçlamasıyla dava açılmıştı. 1997 doğumlu F.A.T. ve Y.E. hakkında İstanbul 6. Çocuk Mahkemesi’nde görülen davanın dün ikinci duruşması görüldü. Sınavı olduğu için duruşmaya gelmeyen F.A.T.’nin ifadesi dosyada olmadığı gerekçesiyle duruşma 3 Şubat’a ertelendi. n DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Şırnak İl Jandarma ekipleri PKK’nin Kuzey Irak’taki kamplarından Cizre, İdil ve Silopi’deki örgütün gençlik yapılanması Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi’ne (YDGH) silah ve mühimmat göndereceğini tespit etti. Silahların yurda girdiğini belirleyen jandarma ekipleri, İdil ilçesinin Pınarbaşı bölgesinde operasyon düzenledi. Aramalarda yol kenarında 5 çuval içerisinde Kalaşnikof marka 45 piyade silahı ile bir RPG7 roketatar mühimmatı ele geçirilirken olayla bağlantılı oldukları düşünülen A.S. ve M.A.U. gözaltına alındı. Silopi’de jandarma ekiplerince durdurulan bir araçta ise Şırnak kırsalındaki örgüt üyelerine gönderilen 125 koli içinde muhtelif ilaç ve tıbbi malzeme ele geçirildi. M.E. gözaltına alındı. n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu TBMM Dışişleri Komisyonu’na sunumunda IŞİD’in bölgesel bir sorun olmaktan çıktığını ve küresel bir sorun olduğunu, ayrıca şu anki hava saldırıları ile durdurulmasının da mümkün olmadığını ifade ederek, “IŞİD’in El Kaide gibi belli bir yerden doğup sonra tüm dünyaya yayıldığı ve yayılacağı tehlikesi de öngörülmektedir” diye konuştu. 45 Kalaşnikof ve 125 koli ilaç l ‘İktidar sorunu Suriyelilere ait’ İran’dan Türkiye’ye Esad mesajı Terör örgütü operasyonu İstanbul Haber Servisi İstanbul’da Sancaktepe, Sultanbeyi, Ümraniye, Pendik ve Beyoğlu ilçelerinde gerçekleştirilen eşzamanlı operasyonlarda, 3’ü kadın 8 şüpheli yakalandı. Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan çalışmalarda, şüphelilerin terör örgütü PKK ve KCK’ye eleman kazandırdığının tespit edildiği ileri sürüldü. Çavuşoğlu: IŞİD küresel sorun Sanatçılar destek için sınırda Yurt Haberleri Servisi Özgür Sanat Girişimi öncülüğünde bir araya gelen 50’yi aşkın sanatçı Kobani’ye destek için Şanlıurfa Suruç’a gitti. Aralarında Ferhat Tunç, Pınar Aydınlar, Van Sanat Platformu, Zelal Gökçe, Grup Munzur, gibi isimlerin olduğu sanatçıları HDP’liler karşıladı. Şırnak’ta 8 PKK’li teslim oldu n ŞIRNAK (AA) Silopi’de, PKK’den kaçan 6’sı 18 yaşından küçük 8 kişi güvenlik güçlerine teslim oldu. Valilik, 21 Mart 2013 ile 5 Kasım 2014 arasında 419 kişinin teslim olduğunu açıkladı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’nin “Suriye’de Esad’sız çözüm” politikasına İran’dan eleştiri geldi. İran İslam Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Alireza Bikdeli, “Bize göre Suriye’de hangi hükümetin iktidarda olacağı Suriyelilerin meselesi. Esad’ın gidip gitmeyeceğine onlar karar vermeli, hiçbir yabancı ülke müdahale etmemeli” dedi. Bikdeli, Ortadoğun’nun ana sorununun Esad değil Suriye olduğu mesajını verdi. Bilkent Üniversitesi Politik Düşünce Kulübü tarafından düzenlenen konferansta konuşan Bikdeli, Türkiye’de bazı medya ve entelektüel çevreler İran’ı düşman olarak göstermeye çalıştığını belirterek, İran ve Türkiye’nin düşman olmadığını, iki ülke arasında dostça bir ilişki olduğunu söyledi. İki ülkenin bugün birbirine çok daha fazla ihtiyacı olduğunu dile getiren Bikdeli, “İkimiz birden ya kaybeder ya kazanırız. Türkiye kaybederse İran kaybeder, İran kaybederse Türkiye” dedi. Türkiye’nin, “Suriye’de Esad’sız bir çözüm istediğini” vurgulayan Bikdeli, “Bize göre, Suriye’de hangi hükümetin iktidarda olacağı Suriyelilerin meselesi. Esad’ın gidip gitmeyeceğine onlar karar vermeli, hiçbir yabancı ülke müdahale etmemeli. Bu konu, Türkiye ve İran arasındaki fark. Umuyoruz ki çok geç olmadan bu konudaki pozisyonlarımız yakınlaşır ve ortak bir tutum geliştirebiliriz” diye konuştu. Alireza Bikdeli, bölgedeki ana sorunun Suriye olduğunu ancak problemin Esad olmadığını ifade ederek, şunları kaydetti: “Esad hatalar yaptı, muhalifler de hatalar yaptı. Bunlar içsel konular. Hükümetler hatalar yapabilir. İran’da hatalar yapıyoruz. Türkiye, ABD, Fransa, Avustralya’da da hatalar görebiliriz ama Suriye’deki muhaliflere baktığınızda, silahla polise veya askere saldırıyor. Bu devrim değil, kriz yaratıyor.” Uçakta bomba paniği Irak’a vize kalktı Türkiye ile Irak arasında diplomatik, hizmet ve hususi pasaportlar için vizeler karşılıklı olarak kaldırıldı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, resmi temaslarda bulunmak üzere Ankara’ya gelen Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi ile Dışişleri Bakanlığı’nda ortak basın toplantısı düzenledi. İki bakanın toplantı öncesinde imzaladıkları mutabakat zaptı ile Türkiye ile Irak arasında diplomatik, hizmet ve hususi pasaportlar için vizeler kaldırıldı. Çavuşoğlu, basın toplantısında Başbakakn Ahmet Davutoğlu’nun Bağdat’a ziyarette bulunacağı bilgisini verdi. Çavuşoğlu, “Türkiye, DAİŞ veya IŞİD’le mücadelede Irak’ın yanındadır. Bu konuda Irak’a desteğimiz sürecektir” dedi. Caferi ise IŞİD’e karşı mücacedele ile ilgili olarak, “Irak yabancı askerlerin gelmesini reddediyor, kendi bu görevi üstlenecektir ama kardeşlerden gelecek her türlü yardımı kabul edecektir. IŞİD ile böyle baş edebiliriz. Türkiye’nin Irak’a desteğinin devam etmesini diliyorum” dedi. İstanbul Haber Servisi THY’nin dün saat 17.00’de kalkış yapacak olan TK2332 sefer sayılı İzmir uçağına yolcular binmeye başladıkları sırada, kabin memurları uçağın tuvaletinde, üzerinde İngilizce “Uçakta bomba var” yazılı bir not buldu. Bunun üzerine, uçaktaki yolcular tahliye edilerek, durum polise bildirildi. Bomba imha uzmanları uçakta yaptıkları aramada bir patlayıcı madde bulamadı. 126 yolcu ise THY’nin başka bir uçağıyla İzmir’e gönderildi. Türkiye devlerle yarışıyor n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü’nün yayımladığı “Küresel İnsani Yardım 2014” raporuna göre, geçen yıl en fazla uluslararası yardımda bulunan ülkeler arasında Türkiye, Amerika ve İngiltere’den sonra 3. oldu. Geçen yıl, 1.6 milyar dolarlık insani yardımda bulunan Türkiye, aynı yıl Resmi Kalkınma Yardımlarını da yüzde 29.7 artırdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle