05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 KASIM 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR ŞİKÂYET MEKTUPLARI YÜZÜNDEN FESTİVALDEKİ FOTOĞRAF KALDIRILDI 15 Paris’te son sansür Diane Ducruet’nin Otoportre çalışması u Gazetemize açıklamada bulunan sanatçı Diane Ducruet, eserine sansür uygulanmasının ardından, aralarında sanatçılar ve tarihçilerin de yer aldığı bir ekiple yarın Paris’te çocukların sanatta temsili ve sansür üzerine bir toplantı yapacaklarını iletti. Şükran Moral, ‘The Artist’, 1994, Galeri Zilberman. Sizin Kardeşiniz Var mı? “Unutursam, Fısılda”, Çağan Irmak’ın en yeni filmi. İlk fırsatta izledim çünkü Çağan Irmak benim sevdiğim bir yönetmen. Bu “sevgi” nedenini tek cümleyle şöyle açıklayabilirim: Filmlerinde, yaşadığımız gerçekleri bir “masal” havasında anlatıyor. Bu kez de aynı yolu izlemiş. Film üzerine sinemasal açıdan yazıldı. Ben filmi iki kız kardeşin hesaplaşması olarak bağrıma bastım. Bir Ege kasabasında 2 kız kardeş. Hatice ve Hanife. Görüntüleri, kişilikleri, algıları, eylemleri, her şeyleri farklı. Biri Hatice, özgürlük düşlerinin, müzik tutkusunun ve sevdiği Tarık’ın peşinden kasabayı terk eder ve “orası dünya...” dediği İstanbul’a kaçar. Hanife baskıcı aile ilişkileri içinde kasabada kalıp sınırların dışına çıkamayacaktır. Film 40 yıl sonra Hatice’nin (ünlü bir şarkıcı olup Ayperi adını almıştır) kasabaya dönüşüyle başlıyor. Baba evinde artık sadece, son güne dek anasına babasına bakan, haklı nedenlerle kardeşine öfke duyan, hemşire Hanife kalmıştır. İki kardeşin hesaplaşması sürerken biz de “flash back” geri dönüşlerle yaşamöykülerine, 70’lere döneceğiz.... EVRİM ALTUĞ Fransız kadın fotoğraf sanatçısı Diane Ducruet’ye ait ‘Anne ve Kızı II’ adlı, 2014 tarihli renkli fotoğraf, kaynağı belirsiz yedi ayrı tepki mektubu alması üzerine, Paris’te ay boyunca kente yayılan ve üstelik, bu yılki teması ise ‘Mahremiyet’ olarak belirlenen ‘Le Mois de la Photo a Paris’ festivali eksenindeki ‘L’intime comme illusion’ sergisinden kaldırıldı. Sanatçıyı öz kızıyla çırılçıplak betimleyen dört ayrı kompozisyonun soyut bileşimi niteliğindeki eserin, bir süre sergilendikten sonra Paris Avrupa Fotoğraf Kurumu ve sanatçının temsil edildiği Galerie Catherine Houard’a yollanan ensest suçlaması içeren ‘şikâyet dolu’ zarflar üzerine sergiden kaldırıldığı öğrenildi. Konuyla ilgili gazetemize açıklamada bulunan sanatçı Diane Ducruet, eserine sansür uygulanmasının ardından, aralarında sanatçılar ve tarihçilerin de yer aldığı bir ekiple, yarın Paris’te çocukların sanatta temsili ve sansür üzerine bir toplantı yapacaklarını iletti. Toplantıya festivalin direktörü ile düzenlenen serginin küratörü de katılacak. Öte yandan, tanınmış Türk sanatçı Şükran Moral da Paris Photo’ya 13 ve 16 Kasım arasında Galeri Zilberman çatısı altında katılmaya hazırlanıyor. Moral, fuarın C42 numaralı standında, ‘Transistanbul (1998)’, ‘Married with Three (1994)’ serileri ve ‘The Artist’ isimli klasik işini sergileyecek. Kariyeri boyu kimlik, beden ve özgürlük konularını kadın haklarından taraf bir cesaretle ortaya koyan performans sanatçısı Moral, sergi açmaya hazırlandığı Paris’te yaşanan son sansür vakası üzerine, Cumhuriyet’e de şu açıklamayı yaptı: “Kendim de sürek li sansüre maruz kaldığım ve hatta 2010’da yaptığım performansım AMEMUS yüzünden ölüm tehditleri aldığım için, kesinlikle sansüre karşıyım. Bu işte bahsettikleri ensest durumu göremedim. Demek ki ensest, bakanın kalbine ve yorumuna göre değişiyor. Sansürleyeceklerine, ensesti tartışsalar çok daha iyi olur bence. Sansür kadar insanlığın ilerlemesini engelleyen başka bir şey tanımıyorum.” www.dianeducruet.com “Unutursam fısılda” diyebilmek için İki kız kardeş arasındaki ilişkinin acımasız bir sertlikten, (hani nerdeyse zalimce davranıştan) yavaş yavaş nasıl yumuşadığına tanık oluyoruz... (Filmi görmeyenler için çok ipucu vermiyorum...) Değişen ilişkilerde hoyratlığı ama aynı zamanda şefkati; kıskançlığı ama aynı zamanda vicdanın sesini; öfkeyi ama aynı zamanda koşulsuz sevgiyi görüyoruz... Kızgınlığın dayanışmaya; kinin, koruma ve kollamaya dönüşümüne tanık oluyoruz... İki kardeşin bugünkü hallerini Hümeyra ve Işıl Yücesoy; gençliklerini Ferah Zeynep Abdullah ve Gözde Cığacı. Dördü de olağanüstüler. Zaten bence bu, kadınların taçlandırdığı bir film. Hümeyra kendini tekrarlamayan bir sanatçı. Oyunun her anının tadını çıkarıyor ve size de o tadı iletiyor. Işıl Yücesoy, kişiliğini, rolünü yüzünün, bedeninin, deviniminin her zerresinde ikinci bir ten gibi taşıyor. Ferah Zeynep Abdullah, 1516 yaşında bir öğrenciden başlayarak çooook geniş bir yelpazeye yayılan değişimlerle oyunculuğunu doruğa taşıyor. Gözde Cığacı en kısa film sekansında bile çok yoğun ve etkileyici. (Film afişlerinde ona haksızlık edilmiş duygusuna kapıldım.) 70’lerin modasından (sahi bizler o fil paçalı pantolonları nasıl giydik!) Yeşilçam sinemasına; Unkapanı müzik piyasasından “gazino kültürüne” uzanan nostalji havasına bol katkıda bulunan Kenan Doğulu’nun müzik ve şarkılarının da önemli bir rolü var bu filmde. Filmden çıkarken ne mutlu, yaşlılığında “unutursam, fısılda”, “unutursam, hatırlat”, “ben unutursam sen unutma” diyebileceği bir kardeşi, bir ablası olması diye düşünüp içim ısınıyordu. Ne mutlu bana ki benim bunu diyebileceğim bir ablam ve kardeşlerim var! Biliyorsunuz elbet: Eğer ailenin tek çocuğuysanız bile “unutursam, fısılda” diyebileceğiniz kardeşleri, arkadaşlarınız arasından seçebilirsiniz... Ama ben bu yazıyı niye yazdım biliyor musunuz? Eğer kırgın, kızgın olduğunuz kardeşiniz varsa, fırsat yaratın, ilk adımı siz atın, bakarsınız karşıdan bir fısıltı gelir... Gezici Festival yollara düşüyor Gezici Festival 20’nci yılında Murathan Mungan’ı ağırlıyor Kültür Servisi Ankara Sinema Derneği’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlediği Gezici Festival, 28 Kasım8 Aralık tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşacak. Bu yıl 20. yaşını kutlayacak festival, 28 Kasım4 Aralık’ta başkentteki gösterimlerine devam ederken, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi’nin katkılarıyla, 37 Aralık tarihleri arasında Eskişehir’e konuk olacak. Gezici Festival yolculuğunu, Sinop Kültür ve Turizm Derneği’nin katkılarıyla, 58 Aralık’ta Sinop’ta tamamlayacak. Festival, bu yıl Murathan Mungan’ı ağırlayacak. Önceki yıllarda Zeki Demirkubuz, Tuncel Kurtiz ve Barış Bıçakçı’nın seçtiği filmleri sinemaseverlerle buluşturan festival, bu yıl Mungan’ın özel seçkisini “Gerçeğe Açılan Üç Kapı” bölümünde gösteriyor. Sinema üzerine yazarak da düşünen Mungan, bu bölümde gerçekle olan ilişkimizi sinema aracılığıyla sorguluyor: “Fotoğrafta ne görmek istiyoruz?” Blow Up (Michelangelo Antonioni, 1966), “Ne duymak istiyoruz?” The Conversation (Francis Ford Coppola, 1974) ya da “Hangi hikayeye inanmak istiyoruz?” Rashomon (Akira Kurosawa, 1950). Sempozyumun ardından usta yazara fahri doktora unvanı sunulacak Yaşar Kemal’e Onur Günü Kültür Servisi 12 Kasım tarihinde Bilgi Üniversitesi’nden düzenlenecek “Yaşar Kemal’e Onur Günü”nde, önce usta yazarla ilgili sempozyum düzenlenecek, ardından Yaşar Kemal’e fahri doktora unvanı sunulacak. “Binbir Kültürün Elçisi Yaşar Kemal” başlıklı sempozyumun ilk oturumunda Selim Temo, Jale Özata Dirlikyapan, Rohat Alakom ve Jale Parla, Yaşar Kemal’in eserlerini çeşitli açılardan değerlendirecek. Ardından gerçekleşecek iki oturumda akademisyenler, Yaşar Kemal’e ilgili sunumlar yapacak. Sempozyumun ardından ise saat 19.00’de düzenlenecek törenle fahri doktora unvanı sunulacak. Nebil Özgentürk’ün hazırladığı belgeselin gösterimiyle başlayacak törene, Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Remzi Sanver’in yanı sıra Doğan Hızlan ile Ayşe Semiha Baban katılacak. Baksı’nın özel ödülü kutlandı Kültür Servisi Baksı Müzesi’ne, Avrupa Parlamenterler Meclisi tarafından verilen “2014 Yılı Avrupa Konseyi Müze Ödülü”nü İstanbul’da yapılan bir davetle kutlandı. Müzenin daveti, önceki akşam Zorlu Center’da yer alan Raffles İstanbul’da gerçekleşti. Etkinlikte Avrupa Konseyi’nin ödül gerekçesi açıklanarak, son dönemde müzede yapılan sergi ve etkinlikler tanıtıldı, aynı zamanda müze etkinliklerine destek sağlayan kişi ve kurumlara teşekkür heykelcikleri sunuldu. Gecede bir konuşma yapan Baksı Müzesi’nin kurucusu, sanatçı ve eğitmen Prof. Dr. Hüsamettin Koçan, başlangıcından bugüne müzeye yapılan en büyük katkının sanatçılar tarafından sağlandığını belirterek, şunları söyledi: “Bu ödülün bize veriliş gerekçelerinden biri ‘sanatçıların Baksı Müzesi’ni koşulsuz desteklemeleri’, diğeri ise ‘merkez ve periferi arasında sanat ve tasarım aracılığıyla bir bağlantı kurma uğraşısı’ idi.” Koçan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak, bütün bu niyetlerin gerçekleşmesi hiç kuşkusuz organizasyon ve finansman gerektiriyor. Baksı gibi ‘risk alan’ projeler karşısında sanatçı ve sanatseverlerin katılımı bu yüzden paha biçilmez bir anlam ifade ediyor.” Goncourt ödülü, Lydie Salvayre’ın oldu Kültür Servisi Edebiyat dünyasının prestijli ödülü Goncourt edebiyat ödülünü, 1948 Toulouse doğumlu Fransız kadın yazar Lydie Salvayre (40), “Pas Pleurer” (Ağlama) isimli kitabıyla kazandı. Kitapları 20’den fazla dile çevrilen, “Delicatesse” adlı romanı ünlü yıldız Audrey Tautou’nun başrolünde olduğu bir filme de uyarlanan yazar, Goncourt ödülünü kazandığı “Ağlama” romanında, sürgündeki Cumhuriyetçi İspanyol annesi Nanyre ile Georges Bernanos isimli bir Fransız yazarının ağzından, 1936’daki İspanyol İç Savaşı’nı okurlara yansıtıyor. Anne ve babası İspanyol diktatör Francisco Franco’nın rejiminden kaçtıktan sonra Fransızcayı okulda öğrenen Salvayre, gelenek uyarınca 100 yıldır aynı mekânda, Paris’in Drouant Restoranı’nda açıklanan ödül haberini gözyaşlarıyla karşılayarak “çok mutlu olduğunu ve etkilendiğini” söyledi. YAYIMCI MESLEK BİRLİKLERİ FEDERASYONU Sayılarla Türkiye’nin okuma mevsimleri 11 ilde festival Kültür Servisi Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu (YAYFED) tarafından yapılan çalışma, Türkiye’deki okuma alışkanlıklarıyla ilgili ilginç verileri ortaya koydu. Çalışmaya göre, Türkiye’de 20102014 yılından itibaren 1 milyar 412 milyon 816 bin 674 bandrollü kitap yayımlandı. Bu kitapların çoğunluğu ise sonbahar aylarında okurla buluştu. Sonbaharda 431 milyon 252 bin 555 kitap yayımlanırken kış aylarında 306 milyon 382 bin 772 adet kitap yayımlandı. Yayıncılar, en çok eylül ayında kitap yayımladılar, en az kitap ise ocak ayında okura sunuldu. 20102014 yılları arası, ocak ayında toplam 98 milyon 15 bin 682 kitap yayımlandı. Eylül ayında ise bu sayı, aynı tarih aralığında, 157 milyon 272 bin 80’e yükseldi. Konuya ilişkin açıklama yapan YAYFED Başkanı Bayram Murat, “Son beş yılın satışlarını dikkate aldığımızda kitap okuma oranlarının kış aylarında düştüğünü görüyoruz. Kış aylarında insanların daha fazla televizyon izlediğini, kitap okuma oranlarının bu yüzden azaldığını söyleyebiliriz. Yayıncılığın geleceği açısından aralık, ocak ve şubat ayı satışlarının artması gerekmektedir” dedi. Kültür Servisi Belgesellerin gücünden faydalanarak sürdürülebilir bir yaşam için kültürel değişime katkı sağlamak amacı taşıyan Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali (SYFF), 11 ilde izleyicilerle buluşacak. 2008 yılından bu yana, sürdürülebilirlik kavramının daha iyi anlaşılması, birbiriyle etkileşim içinde olan sistemik sorunların daha iyi algılanması ve ilham veren çözümlerin paylaşılması amacıyla Sürdürülebilir Yaşam Kolektifi tarafından düzenlenen festival, bugün Pera Müzesi’nde saat 19.30’da gerçekleş Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali başlıyor tirilecek açılışla başlayacak. Gösterimler yarın ve 89 Kasım’da İstanbul, Adana, Ankara, Antalya, Balıkesir, Bodrum, Çanakkale, Diyarbakır, Hopa, İzmir ve Trabzon’da yapılacak. Açılışta, festivalde yer alan “Seva Kafe” adlı kısa filmin gösteriminin yanı sıra festivaldeki üç belgeselin fragmanı da konuklarla paylaşılacak. Ayrıca SYFF’de 2008’den bu yana gösterilen ve ilerde gösterilecek belgesellerin yer alacağı www.surdurulebiliryasam.tv’nin lansmanı da tanıtım filmi eşliğinde gerçekleştirilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle