Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                SAYFA	  CUMHURİYET	  6	KASIM	2014	PERŞEMBE  12	  DIŞ	HABERLER	dishab@cumhuriyet.com.tr  Amerika’daki ara seçimlerde Cumhuriyetçiler sildi süpürdü. Obama son iki yılında rakiplerinin eline düştü  Obama’nın hezimeti Dış Haberler Servisi  ABD’de Kongre, valilikler ve eyalet meclislerinin yenilendiği ara seçimler Başkan Barack Obama açısından hezimete dönüştü. Temsilciler Meclisi’nden sonra senato çoğunluğunun da Cumhuriyetçilere geçmesiyle, Demokrat Partili Obama, başkanlığının son iki yılında “topal ördek” konumuna düştü. Obama’nın 6 yıllık icraatları için referandum niteliğindeki seçimlerde Temsilciler Meclisi’nin tamamı, senatonun üçte biri, 50 eyalet valiliğinden 36’sı yenilendi. Cumhuriyetçiler 435 üyeli Temsilciler Meclisi’nde sandalye sayısını 234’ten en az 246’ya çıkardı. En son 1946’da, Harry S. Truman’ın başkanlığı döneminde böyle ezici çoğunluğa ulaşmışlardı. Cumhuriyetçiler, senatoda Iowa, Colorado, Montana, Güney Dakota, Arkansas, Batı Virginia ve Kuzey Carolina’yı Demokratlardan alarak 100 sandalyeden en az 52’sini kazandı. Öncesinde senatoda 53 Demokrat, 45 Cumhuriyetçi ve 2 bağımsız vardı.  Asıl zaferi marihuana kazandı  Dünyayı	Bölen	 Bir	Duvar	 Vardı…	 Berlin Duvarı öncesi dünyanın, tarihin arkeolojisine gömüldüğünü ilk kez gerçek manada St. Petersburg’un “Devrim Müzesi”ni gezerken anladım. Bundan birkaç yıl önce St. Petersburg’a gittiğimde en çok görmek istediğim yerlerden biri, görkemli saraylarla beraber, “Doğu” ve “Batı” diye dünyayı ikiye bölen Bolşevik devrimi ve Sovyetler’in anlatıldığı “Tarih Müzesi” olmuştu. “Devrim” tarih sahnesine çünkü ilk kez bu kentte çıkmış; dünyaya da ardından 72 yıl damga vurmuştu… 20. yüzyılın neredeyse tümünü kapsayan ve büyük bir “çığır açan” olguyu, bire bir doğduğu kentte anlatan müze önemli olmalıydı. Ama gideceğim yerin adresini aramaya koyulduğum andan itibaren; bulunduğum kentte… 1989 öncesinin bütün referanslarıyla beraber “milat öncesi” denebilecek uzaklıkta bir maziye gömüldüğünü anladım. Rehber kitapçıklarında bahsedilen müzeden, “yeni Ruslar” haberdar değildi. Uzunca bir araştırmadan sonra müzeye adım attığımda; tombul, akça pakça; Sovyet devriminden kalmış gibi duran yaşlı başlı Rus kadınlarının bekçilik ettiği salonlarda neredeyse tamamen yalnız olduğumu gördüm. İçerde, kendi tarihlerini öğrenmeye gelen okul çocukları dahi yoktu… Oysa Sovyet ihtilalinin merkez komitesi burada kurulmuştu. Lenin St. Petersburg halkına ilk kez buradan seslenmişti. Pravda’nın ilk haber merkezi bile buradaydı… Hadi bunlara “taş devri” diyelim… Ama günümüz Rusyası’nın temellerini atan “Glasnost”, “Perestroika” ve Gorbaçov’a dair malzemeler de kimsenin ilgisini çekmez miydi? O müthiş “değişim yılları” dahi tarihin tozlu raflarına kaldırılmıştı. Tek başıma Gorbaçov’un siyah beyaz videolarını izlediğim salonlar, dün gibi aklımda. Kızıl Meydan’daki resmi geçit törenlerinde birer mumya gibi kaskatı duran diğer Sovyet liderlerinden farklı olarak ilk kez halkın arasına giren; halka dokunan, halkla konuşan “Gorbi”yi anlatan videoları burada izlemiştim… O yıllarda “Batılı” yaşam tarzlarına tutkuyla merak saran ve Moskova’da açılan ilk Batı markası Lancome önünde uzun kuyruklar oluşturan Rusların geçirdiği dönüşümü gene burada gördüğüm belgesellerde takip etmiş, insanlığın bir bölümü için yaşamın en büyük mutluluğunun sadece bir parfüm kutusu olabildiğini burada hatırlamıştım. Duvarın çöküşünden 25 yıl sonra dünya o günlerin bilançosunu çıkarmaya çalışıyor. Dile kolay, çeyrek asır geçmiş. Duvarın yıkılışının başkahramanı Gorbaçov, bugünden geri dönüp baktığında, o anı hâlâ sürpriz duygusuyla anıyor. “9 Kasım 1989 gecesi duvar yıkılmaya başladığında, Moskova’da gecenin ilerleyen saatleriydi. Ben uyuyordum” diye anlatıyor dünyayı değiştiren o saatleri… Ne denli “halka karışan ilk Sovyet lideri” olursa olsun, yakın tarihin en büyük olayı yaşanırken; kimse yanına girip “Gorbi”yi uyandırmaya cesaret edememiş! Mihail Sergeyeviç Gorbaçov, Berlin’i bölen duvarın düştüğünü sabah uyanınca öğrenmiş. “Yaşadığım sürpriz ve şaşkınlık duygusunu hatırlıyorum” diyerek o anı belleğinde tazeliyor Gorbaçov: “Aynı anda içimde bir duvarın yıkıldığını da hissettim. Ama Berlin Duvarı’nın bu denli hızla yıkılacağını hiç tahmin etmemiştik.” O dönemi yaşayıp hayatta olan tüm liderlerin ister Doğu’da, ister Batı’da olsun söyledikleri şey hep aynı: “Büyük şok oldu. Beklemiyorduk. Duvarın yıkılışına tanıklık edeceğimizi hiç düşünmemiştik!” Herkesi etkileyen bu hayrete karşın, bugünden dönüp geri bakan tarihçiler, duvarın çöküşünü hazırlayan faktörlerin gerçekte çok önceden olgunlaşmaya başladığını söylüyor. Ünlü tarihçi Niall Ferguson örneğin, Berlin Duvarı’nı yıkan şartların, on yıl öncesinde 1979’da boy vermeye başladığını aktarıyor. Ferguson da diğer tarihçiler gibi, bu ağır çekim çöküşü hazırlayan olaylar zincirini; çıkardığı yüklü fatura nedeniyle Sovyetler’in 1979 Afganistan işgali ile başlatıyor. Ancak Ferguson, günümüz dünyası üzerinde bıraktığı kalıcı izler açısından, en az Berlin Duvarı’nın çöküşü kadar önemli olan İran İslam Devrimi’nin gene o yıl, 1979’da yaşandığını hatırlatıyor. Çin’in bugün hâlâ devam eden kapitalistleşme sürecinin tohumlarının, keza gene o yılda atıldığını belirtiyor. Vahşi kapitalizm bağlamında İngiltere’de “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” reformlarını başlatan Thatcher’ın aynı şekilde, 1979’da işbaşına geldiğini; üç yıl arayla ABD’de aynı liberal düzenin bir numaralı sözcülüğünü yapan Reagan’ın dümene geçtiğini anlatıyor. Kısaca “komünist düzen” ve “fikirlerin” gazının 1979’da bittiğini ve Berlin Duvarı’nın çöküşünün de esasen bu yüzden ’89’da değil, ta on yıl öncesinde ’79’da başladığını söylüyor. On yıl süresince gerçekte duvar taş taş çözülmüş… Ama olayın aktörleri Gorbaçov gibi her şey olup bittikten, tarih çarklarını çalıştırdıktan sonra uyanmışlar… Buradan devam…  (AP/REUTERS) ABD’de	son	2	yılda	tarihi	 başarılara	imza	atan	 “marihuananın	yasallaşması”	 hareketi,	ara	seçimlerde	önemli	 kazanımlar	elde	etti.	Oregon	 ve	Alaska	eyaletleri	ile	başkent	 Washington	DC’yi	kapsayan	 Columbia	bölgesi,	düzenledikleri	 referandumlarda	marihuananın	 yasallaşmasına	onay	verdi.	2012	 ara	seçimlerinde	Washington	 ve	Colorado	bu	adımı	atan	ilk	 eyaletler	olmuş,	kısa	zamanda	 oluşan	marihuana	ekonomisiyle	 diğerlerinin	iştahını	kabartmıştı.	 Nitekim	yüzde	54	ve	53	ile	 evet	diyen	Oregon	ve	Alaska,	 Washington	ve	Colorado	gibi	  yetişkinlerin	marihuana	alım	 satımına	izin	verdi.	Columbia	 bölgesinde,	tıbbi	amaçlı	 kullanımla	sınırlandığından,	 sadece	marihuana	bulundurmaya	 izin	çıktı.	Bölgede	onayın	yüzde	 65’e	fırlamasında,	marihuana	 bulundurdukları	gerekçesiyle	 siyahların	orantısız	biçimde	 tutuklandığına	dair	kampanya	 yürütülmesi	etkili	oldu.	Florida’da	 ise	tıbbi	amaçlı	marihuana	 kullanımı,	yüzde	57	evet	oyuna	 ulaştı	ama	yüzde	60	barajını	 aşamadı.	Federal	yasaların	 hâlâ	“yasadışı”	kabul	ettiği	 marihuananın	yasallaşması	 böylece	ana	akım	bir	hareket	 haline	geldi	ve	diğer	eyaletlere	 yayılmasının	önü	açıldı.	  Scott	güneyden	 seçilen	ilk	siyah	 senatör	oldu.  Cumhuriyetçiler siyahlara ve kadınlara açılıyor Ara	seçimlerde	bazı	ilkler	ABD’nin	nasıl	 bir	çelişkiler	ülkesi	olduğunu	gözler	önüne	 serdi.	1861’de	iç	savaşın	başladığı	eyalet	 olan	Güney	Carolina,	Cumhuriyetçi	Tim	 Scott’ı	senatör	seçerek	iç	savaşın	1877’de	 bitmesinden	beri	senatoya	siyah	gönderen	 ilk	güney	eyaleti	oldu.	Oysa	Güney	 Carolina,	2003’e	dek	48	yıl	boyunca	aleni	 ırkçı	Strom	Thurmond’u	senatör	seçmişti.	 Mormon	eyaleti	Utah’ın	milletvekili	seçtiği	 Mia	Love	da,	Temsilciler	Meclisi’ne	giren	ilk	 Cumhuriyetçi	siyah	kadın	ünvanını	kazandı.	 Scott	ve	Love,	Cumhuriyetçilerin	sadece	 beyaz	muhafazakâr	ve	zenginlerin	partisi	 olmaktan	çıkma	çabası	için	önemli.	New	 York	eyaletinin	taşrası	sayılan	21.	bölgenin	 milletvekilliğini	Demokratlardan	alan	30	 yaşındaki	Cumhuriyetçi	Elise	Stefanik,	ABD	 Kongresi’ne	seçilen	en	genç	kadın	oldu.	 George	W.	Bush’un	başkanlığı	döneminde	 Beyaz	Saray’da	görev	almış	Stefanik,	 sadece	erkek	partisi	olmaktan	da	çıkmaya	 çalışan	Cumhuriyetçilerin	“yeni	yıldızı”.	 Teksas’ta	petrolgaz	gelirlerine	bakan	 toprak	ofisine	seçilen	Bush’un	yeğeni	 George	P.	Bush	için	de	hanedanlığın	taze	 üyesi	olarak	“müstakbel	başkan”	denildi.		  Seçimin bir başka sonucuysa, ABD’nin dünyadaki krizlere askeri müdahalesini savunan “şahin” senatörlerin sayısının artması oldu. Eski Vietnam gazisi John McCain, Lindsey Graham, Marco Rubio ve Kelly Ayotte’ye Arkansas’tan Tom Cotton, Colorado’dan Cory Gardner ve Joni Ernst eklendi. Cotton ve  Şahinlere	şahin	kattılar  Ernst, Irak işgalinde görev almış asker kökenli senatörler oldu. Cumhuriyetçiler, valilik yarışlarında, çok sıkı rekabete sahne olan Florida, Maine ve Wisconsin’de koltuklarını korurken Demokratların kalesi Maryland, Massachusetts, Arkansas ile Obama’nın memleketi Illinois’yi de kazandı. 2009’dan beri önemli kısmı batan bankalara giden 1 trilyon dolara yakın ekonomik teşvik harcamasına Cumhuriyetçi çoğunluk	lideri	 rağmen arzuMitch	McConnell:	 lanan ekono“Sistemimiz	 mik büyüme iki	partili	diye	 ve istihdamı mütemadiyen yakalayamaçatışacak	değiliz.	 yan ve halk Uzlaşabileceğimiz	 desteği yüzkonularda	birlikte	 de 38’e düşen çalışmakla	 Obama, haleyükümlüyüz.”	 finin seçilece  ği 2016’ya dek Cumhuriyetçi kontrolündeki bir kongre ile baş başa kaldı. Kongre dengedeyken bile, Ekim 2013’te bütçe anlaşmazlığı yüzünden federal hükümet bir süre “kepenk kapatmak” zorunda kalmıştı. Bundan sonra Cumhuriyetçiler, Obama’nın icraatlarını kilitlemekle kalmayacak, takıntı haline getirdikleri sağlık hizmeti reformunu (Obamacare), daha önce kongre onayı almış olmasına rağmen, geri çevirmek için her yolu deneyecek. Obamacare, 308 milyonluk nüfusun sigortasız 32 milyonunu sağlık sistemine alıp, 65 yaşın altındaki nüfusta sigortalı oranını yüzde 95’e çıkarmayı amaçlıyor. Cumhuriyetçiler, Latinleri alakadar eden “göçmen reformunu” rafa kaldırabilir, çevrecilerin karşı çıktığı katran petrolü boru hattı Keystone XL’e onay verebilir ve dünyayı alakadar eden IŞİD’e karşı savaşta karadan müdahaleyi gündeme getirebilir.  Halka	dokunan	ilk	lider  Bu	kez	P.	Bush  Forbes yine Putin’i seçti  nDış Haberler Servisi  Amerikan Forbes dergisinin “Dünyanın En Güçlü Lideri” listesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yine ABD Başkanı Barack Obama’yı geçerek ilk sıraya oturdu. Putin geçen yıl da birinci sıradaydı. Dergi, Putin ile Obama karşılaştırılırken “Kim en güçlü? Yıpranan ancak hâlâ enerjik Rusya’nın her şeye gücü yeten lideri mi, yoksa dünyadaki en güçlü ülkenin eli kolu bağlı lideri mi” diye sordu. Rusya’nın Kırım’ı ilhak ettiği, Ukrayna krizinin sürdüğü bir ortamda gücünü koruyan Putin’in, Çin’le milyarlarca dolarlık enerji anlaşmasıyla dünyanın en büyük inşa projesine imza attığını belirtti. 3. sırasında Çin lideri Şi Cinping yer aldı.  İsrail	polisinin	El	Aksa’ya	 girmesini	engellemek	 için	Filistinliler	kapıya	 eşyaları	yığdı.	İsrail	polisi	 “engelleri	kaldırmak	için	 camiye	bir	anlığına	birkaç	 metre	girildiğini”	öne	 sürdü.	Filistinlilere	göre	 İsrail	polisi	El	Aksa’ya		“ilk	 kez”	girdi.	Çatışmalarda	 cami	içinde	çıkan	küçük	 çaplı	yangın	söndürüldü,	 enkaz	da	sonradan	 temizlendi.		 (Fotoğraflar: AFP/ AA)  Gorbaçov’u	uyandırmamışlar  Lieberman Rumlara destek nDış Haberler Servisi  İsrail, ortak yatırımlar yaptığı Kıbrıs Rum Kesimi’nin Doğu Akdeniz’de ilan ettiği münhasır ekonomik bölgedeki faaliyetlerine destek verdi. Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, dün Rum Kesimi’ni ziyaret edip meslektaşı Yannis Kasulidis ile görüştü. Kıbrıs’ın haklarına Türkiye dahil tüm ülkelerin saygı göstermesi gerektiğini söyleyen Lieberman, zaten çatışmalarla yüklü bölgede tansiyonun gereksiz yere yükseltilmemesinin önemine dikkat çekti. Türkiye, adada çözüm olmadan enerji faaliyetlerden rahatsızlığını dile getirmişken Rumlar da geçen ay Türkiye’nin bölgedeki arama faaliyetlerini gerekçe göstererek müzakereleri askıya almıştı.  Kudüs’te çatışma saldırı ve dehşet Dış	Haberler	Servisi	 Kudüs’te üç din için kutsal olan mekânlarla ilgili gerilim patlama noktasına geldi. İsrailli Yahudi aktivist Yehuda	Glick’in geçen hafta suikast girişimine uğramasının ardından, mensubu olduğu grubun El Aksa’nın avlusuna girme planları olayları tetikledi. Dün El Aksa’da İsrail polisi ile Filistinliler çatışırken bir Filistinli arabasını insanların üzerine sürerek bir polisin ölümüne, 13 kişinin yaralanmasına yol açtı. İsrail polisinin El Aksa caminin içine kadar girmesi ise öfkeyi katladı. Olaylar, Yahudilerin el Aksa avlusuna girişini engellemek için Filistinlilerin camide gecelemesi; polisin ise Müslüman olmayanların girişi için kullanılan tek kapı olan güneybatı köşesindeki Mağrib kapısını ziyaretçilere açmasıyla başladı. El Aksa ile Kubbet üs Sahra’nın bulunduğu avlunun dışında Eski Kent bölgesinde de sert çatışmalar yaşanırken, asıl tartışma İsrail polisinin El Aksa’ya girmesi üzerinden patladı. İsrail polisi, “protestocuların	camideki	eşyalarla	kurduğu	engelleri	kaldırmak	üzere	camiye	bir	 anlığına	birkaç	metre	girildiğini” kaydetti. Ama bölgedeki AFP muhabiri, caminin kubbesinde de polis gördüğünü aktardı. Kudüs Valisi Adnan Hüseyni camiye ilk kez polis girdiğini savundu, bir sersemletici bombanın elektrik prizine çarpmasıyla kısa süreli yangın çıktığını da söyledi. Çatışmalarda üçü plastik mermiyle 15 kişi yaralanırken biri çocuk üç kişi gözaltına alındı. El Aksa’nın yönetiminden sorumlu Ürdün, İsrail’i protesto amacıyla Tel Aviv’deki büyükelçisini geri çağırdı. Doğu Kudüs’te ise arabasını kalabalık bir tren istasyonuna süren, ardından elinde demir çubukla etrafa saldıran Filistinli, polis tarafından vurularak öldürüldü. 38 yaşındaki saldırgan İbrahim	el	Akri’nin kısa süre önce hapisten çıktığı açıklandı. Hamas, El Akri’nin üyesi olduğunu belirtip, “Kahraman	ve	 şehit	El	Akri’yi	selamlıyoruz” açıklaması yaptı. İki hafta önce bir Filistinli, Doğu Kudüs’te arabasıyla bir tren istasyonuna girerek biri bebek biri kadın iki kişiyi öldürmüştü.  Duvar	’79’da	yıkılmaya	başlamış  Davutoğlu:	 Barbarlık Başbakan Ahmet	Davutoğlu, İsrail askerinin Mescidi Aksa’ya girmesini “tam	bir	barbarlık”	olarak değerlendirdi. Davutoğlu, “İnsanlığın	en	 kutsal	mekânlarından	birine	yapılan	bu	saldırı	en	sert	şekilde	karşılık	 bulmalıdır.	Kudüs	bir	barış	şehri	olması	gerekirken	İsrail’in	bu	tutumu	 sayesinde	barbarlığın	sergilendiği	ber	şehir	olmuştur.	Bütün	Müslümanlara	ve	bütün	dünyaya	Mescidi	 Aksa’ya	sahip	çıkma	çağrısında	bulunuyorum”	açıklamasını yaptı. Dışişlerin Bakanlığı da olayı ‘şiddetle kınadığı’nı açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, bu eylemle İsrail’in, Filistinlilere yönelik provokasyonlarına yeni ve çok daha ciddi bir boyut eklendiği kaydedilerek, “İsrail’in	Haremi	Şerif’in	kutsiyetini	ve	özellikle	Mescidi	Aksa’da	 Müslümanların	inanç	ve	ibadet	özgürlükleri	başta	olmak	üzere	temel	 insan	haklarını	pervasızca	çiğneyen	bu	çirkin	uygulamaları	asla	kabul	edilemez” denildi.  nDış Haberler Servisi Libya’da 11 Eylül 2012’de ABD büyükelçisinin öldürülmesindeki rolünden ötürü ABD’nin “terör” listesinde bulunan Ensar’uş Şeria’nın, Kaide’yle bağları sebebiyle BM’nin de “terör” listesine girmesi için Batılı devletler bastırıyor. ABD, Britanya ve Fransa BM’nin Kaide yaptırımları komitesinden bu yönde talepte bulundu. BM’nin kara listesine girerse seyahat yasağı, mal varlıklarının dondurulması ve silah ambargosuyla karşılaşacak Ensar’uş Şeria’nın lideri Muhammed ez Zuhavi’nin geçen ay Bingazi’ye hava saldırısında yaralanıp Türkiye’ye getirildiği ve hastanede öldüğü basına yansımıştı.  ‘Ensar kara listeye alınsın’  Libyalı askerlere eğitimi taciztecavüz bitirdi Dış	Haberler	Servisi	  Muammer	Kaddafi rejiminin devrilmesinin ardından Libya kaosa teslim olurken, yeni oluşturulmaya çalışılan Libya ordusunu eğitmeye kalkışan Britanya bin pişman oldu. Cambridgeshire’daki Bassingbourn üssünde eğitim verilen Libyalı askerlerden birinin bir erkeğe tecavüz etmesi ve disiplin sorunları programın sonunu getirdi. Yüzlerce Libyalı birkaç gün içinde ülkelerine gönderilecek. Üç Libyalı cinsel tacizle, iki Libyalı da 26 Ekim’de Cambridge’deki bir parkta bir adama tecavüz etmekle suçlanıyor. Olaylar Bassingbourn üssü çevresinde yaşayanları da korkuttu. Kadınlar bölgede dolaşmaktan çekinirken, üsten kaçıp arabaların altında saklanan Libyalılara rastlandığı öğrenildi. Bölgede polis devriyeleri sıklaştırılırken, Bassingbourn üssü ek birliklerle takviye edildi. Libya’nın Londra Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Ali	elKarom, yaşananlardan ötürü özür dilerken, olayların Libya’da çatışan tarafların yansıması olduğunu söyledi. Libyalı askerlerden ikisinin ise sığınma talebinde bulunduğu öne sürüldü. Programın ilk aşamasının altı ay sürmesi ve 325 kişinin eğitilmesi planlanıyordu. Toplamda ise 2 bin kişiye eğitim verilmesi hedefleniyordu.   
            
    
