Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                SAYFA	  CUMHURİYET	  6	KASIM	2014	PERŞEMBE  4  HABERLER  ‘Özel	Yargı’dan ‘Güzel	Yargı’ya Totaliter Tayyibizm, bir türlü gönlünce kendisine bağımlı kıldığına ikna olamadığı yargıyı, istediği düzene sokmak için yeni düzenlemeler peşinde. Geçen cuma TBMM’ye sunulan bir teklif ile yargıda tabandan tavana bağımlılaştırma operasyonu öngörülüyor. Bir zamanlar etrafı duman eden özel yetkili mahkemelerin egemenliğindeki özel yargı, bu özel yargının cemaat ile olan ilişkisinin, cemaat iktidar birlikteliğinin bozulması üzerine, iktidar cenahında tedirginlik yaratmış olduğu için artık güzel görülmemeye başlamıştı. Şimdi cemaate bağımlı yargıdan, bağımsız yargıya değil, iktidara bağımlı yargıya geçmek amaçlanmaktadır. Özel yargı cemaate bağımlı yargıydı, güzel yargı da iktidara bağımlı yargı olacak. Operasyon, tavan ve taban olmak üzere iki aşamada yürütülüyor. Tavan operasyonu, özellikle HSYK seçimlerinde Yargıtay ve Danıştay’da istenen sonuçların elde edilememesinden doğan düş kırıklığının ürünü. Yargıtay ayağında yeni 8 daire daha kurulacak ve 128 üye daha seçilecek. Danıştay ayağına ise iki yeni dairenin eklenmesiyle birlikte 39 yeni üye daha seçilecek. Böylelikle, HSYK seçimlerinde iktidarın istediği adayları seçmemiş olan Danıştay ile Yargıtay’da cemaat lehinde olduğu düşünülen dengelerin, iktidar lehine değişeceği umuluyor. HHH Bu amaca ulaşmak için, Danıştay ve Yargıtay yeniden dizayn edilecek. Danıştay’da tetkik hâkimlerinin tayini işi Danıştay başkanı, başsavcı başkan vekilleri ve 15 daire başkanından oluşan Danıştay Başkanlar Kurulu’ndan alınıp Danıştay başkanı, üçü daire başkanı, üçü de Danıştay üyesi yedi kişiden oluşan Danıştay Başkanlık Kurulu’na verilecek. 38 olan daire sayısı 46’ya çıkarılacak olan Yargıtay’a atanacak yeni 128 üyenin seçimi ise HSYK tarafından yapılacak. Yargıtay’daki tetkik hâkimlerinin tayinleri de HSYK’nin yetkisinde olacak. Bu arada yapılan bir değişiklik de, Danıştay üyelerinin yükseköğrenimlerini hukuk veya hukuk bilgisine programlarında yer veren siyasal bilimler, idari bilimler, iktisat ve maliye alanlarında yapmaları zorunluğu da kaldırılmış olması. Bundan böyle hukukun “h”sini okumamış ve bilmiyor olanların da Danıştay üyesi olmalarının önü açılmış olacak. Her ne kadar düzenleme ilk bakışta biraz garip görünüyorsa da, aslında Yargıtay ve Danıştay başta olmak üzere bütün yargının hukuk ile ilişkisinin kesilmeye çalışıldığı dönemde hiç de garipsenecek bir davranış olmasa gerek. HHH Tavan iktidarın keyfine göre, böylece düzenlenecek; peki, ya taban? İktidar tabanda da kendisine bağımlı bir yargı oluşturmanın yöntemini bulmuştur. Daha önce, 5 yıllık avukatlıktan gelenlere açılmış olan hâkim ve savcılığa geçme olanağı, bu teklif yasalaşırsa 2 yıllık avukatlara da sağlanacaktır. Bu yıl 3 bin 500, gelecek yıl da 5 bin hâkim ve savcı bu yolla sağlanacağına göre iki yıl içinde yargı bünyesine, avukatlıktan geçmiş, 8 bin 500 hâkim ve savcı atanmış olacaktır. Böylelikle hâkim ve savcı kadroları içindeki cemaat yanlılarının ya da tarafsızların etkisi azaltılmış olacaktır. Bütün bu düzenlemeleri izlerken, aslında, iktidarın yargıya bakış açısının “bizden olanlar ve olmayanlar” diye ikiye ayrıldığını ve bizden olmayanlar içinde mütalaa edilenler arasında tarafsız ve cemaate yakınların pek de farklı gözle görülmediklerini belirtmek gerek. AKP, iktidarının ilk döneminde, hukuku çiğneyip adaleti ayaklar altına alırken özel yetkili mahkemeleri kullandı. Özel yargı, cemaate bağlılığı ile yollar ayrılınca AKP’yi tedirgin etmeye başladı. İşte bu yüzdendir ki artık ikinci döneme geçilmiştir. Bu dönem “güzel yargı” dönemidir. Bağımlılık ve taraflılık açısından her ikisi arasında da fark yoktur. Tek fark “güzel yargı”nın yalnızca AKP’yle bağımlı olmasıdır. Bu fark da mazlum vatandaşın yazgısını değiştirmeyecek, adil yargıyı sağlayamayacaktır.  Görüşmeler durdu MAHMUT LICALI ANKARA	 HDP Eş Genel Başkanı Selahattin	Demirtaş, HDP’ye yapılan saldırının bir provokasyon olmadığını, devletin “kafanızı	keseriz”	mesajı verdiğini kaydetti. İmralı ziyareti için Adalet Bakanlığı’na resmi başvuru yapıldığını söyleyen Demirtaş, Abdullah	Öcalan	ile Cumhurbaşkanı Tayyip	 Erdoğan’ın karşılıklı irade beyanları sürdüğü müddetçe çözüm sürecinin devam edeceğini kaydetti. Demirtaş, gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında HDP’ye yapılan saldırı, çözüm süreci, partinin kapatılacağına yönelik tartışmalar ve Diyarbakır uçağında yaşadıklarına ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Demirtaş’ın açıklamaları şöyle: 30 yıllık Hizbullahçıyım dedi: O kişinin bütün ailesi partilimizdir. Kardeşi partimizin yöneticisidir. Üç ayrı mahallede de bu aile komşumuzdur. Karakolda kendisini tanıdım. Kendi aramızda konuştuk, oradan çıktık. 5 gün sonra bu gündeme geliyor. Bu kişiyle asla husumetimiz yoktur. Hiç kimse bu kişiyi hedef göstermeye kalkmasın. Ben uçakta kayıt yaptığını gördüm, planlıydı. Fotoğraflar da çekildi. Kesmişler, ses kaydında şu da vardır: Ben o bağırdıktan sonra yanına gittim. “Senin	yaralı	çocuğun	varsa	benim	kardeşimdir” dedim. Karakolda da kayıt yapıyorlardı. Müdahale etmedim. “Ben	30	yıllık	Hizbullahçıyım,	 beni	herkes	tanır” dedi. Karakolda bana bu lafı söyleyen kişiyi çıkardım. HDP’ye ‘kafanızı keseriz’ mesajı: Saldırı çok açık partimize dönük planlanmış bir mesajdır. HDP’ye kafanızı keseriz, koparırız mesajıdır. Saldırgan Ahmet	Karataş’ı öldürmek için elinden gelen her şeyi yapmış. Allah canını almamış. Bizi hedef göstermediğini, yalnızca eleştirdiğini söylüyor. 8 Ekim’de “Herkesi	HDP’ye	karşı	tavır	almaya	çağırıyoruz” demiştir. İmralı için resmi başvuru yapıldı: HDP heyeti, Adalet Bakanlığı’na İmralı Adası’na gitmek için resmi başvuru yaptı. Biz bu başvuruya olumlu cevap verilmesini bekliyoruz. “Sürecin	arkasındayız” diyorlarsa başvuruya hızlı bir şekilde cevap verilmesini bekliyoruz. Görüşmeler durmuş durumda. Hükümet ile heyetimiz arasında bir görüşme yok. Son bir yıllık periyoda bakıldığında bu olağanüstü bir durumdur. Heyetlerimiz hükümetle her hafta, 1015 günde bir temas kurardı. Neredeyse 1520 gündür hükümetle hiçbir temasımız gerçekleşmedi. Heyetimizin talebine rağmen gerçekleşmedi. Adalet Bakanlığı’ndan resmi cevap bekliyoruz. Öcalan ya da Erdoğan istemeden bitmez: Çözüm süreci İmralı Adası’ndaki görüşmeyle başladı, bitecekse de orada yapılacak görüşmeyle biter. Bizim heyetimiz süreci bitirme sevdalısı değil. Dolayısıyla Sayın Öcalan “Süreç	bitti” demediği sürede süreç devam eder. Karşılıklı Öcalan ve Erdoğan irade beyanlarını sürdürdüğü sürece süreç devam eder. AKP A.Ş. olmaktan çıkmalı: Başbakan	“HDP	parti	gibi	davranırsa	belki	bakarız”	diyor. HDP AKP’den daha partidir. Asıl kendileri bir parti olsalar. A.Ş. olmaktan çıksalar; para, yolsuzluk, rüşvet yerine biraz siyasetten baksalar; tüccar kafası yerine biraz vicdan ölçüleriyle meselelere baksalar, süreci ilerletmeye hazırız. Başlarında bir CEO var: Recep	Tayyip	Erdoğan. Partiyi şirket gibi yönetiyor. Kimse kusura bakmasın, eli kanlı devletin en son hesap soracağı kişi benim, en son hesap soracağı parti HDP’dir. Bingöl suikastında Başbakan açıklamasında “Alçaklar	anında	cezalandırıldı”	demişti. Bulguların farklı olduklarını, ifade etmiştik. Balistik sonuçları da bizi doğruladı. Şimdi Başbakan’a sormak istiyorum: Anında açıklamıştınız, “Alçaklar	hak	ettiği	cezayı	buldular”	diye. Bir başbakan olarak bu infazın arkasında mısınız hâlâ? Velev ki onlar örgüt üyesi, tutuklanırlar, yargılanırlar, varsa cezaları yatarlar. Ama infaz cinayettir. Devlet cinayet işlemiştir. Kapatma olacağını sanmıyorum: Bizim elimizde partinin kapatılacağına dair hazırlık olduğu bilgisi yok. Arkadaşlarımız yalnızca MGK’de bu tartışıldı mı, diye soru sormuşlar. Partimizin kapatma mevzusuyla tartışılmasını çok doğru bulmuyoruz. Bunun olacağını da düşünmüyoruz.  Demirtaş, ‘Hükümetten taleplerimize yanıt alamıyoruz. Bu olağanüstü bir durum’ dedi  Atalay’dan itiraf: Partide tereddüt var ANKARA	(Cumhuriyet	Bürosu)		AKP Genel Başkan Yardımcısı Beşir	Atalay’ın “partide	çözüm	süreciyle	ilgili	tereddüt	yaşandığı”	 açıklaması, AKP içinde başta bölge milletvekilleri olmak üzere çözüm süreci konusunda rahatsızlıklar ve görüş ayrılıkları olduğunu gözler önüne serdi. Atalay, çözüm sürecinin başarısız olmasını isteyen faktörlerin kendi partisinin içine kadar etkili olduğunu da kaydetti. İki yıldan bu yana HDP ile yaşanan krizlere karşın sürekli	“çözüm	sürecinin	kararlılıkla	yürütüleceği” mesajı verilirken, AKP’de gün yüzüne çıkan bu durum ilk kez bu kadar yoğun rahatsızlık yaşandığını gösterdi. AKP’nin geçen hafta sonu Afyonkarahisar’da yapılan kampında “çözüm	süreci”yle ilgili toplantı yapıldı. Atalay, İçişleri Bakanı Efkan	Ala ve Başbakan Yardımcısı Yalçın	Akdoğan	başta bölge milletvekilleri olmak üzere AKP’li vekillerin görüş ve eleştirilerini dinlediler. Toplantıda söz alan milletvekillerinin birçoğu çözüm süreciyle ilgili eleştiriler yöneltirken, bu durum AKP içinde ciddi bir görüş ayrılığı olduğunu da gösterdi. Söz konusu toplantıda bölge milletvekilleri çözüm sürecinin yönetilemediğini, PKK’nin bölgedeki etkinliğinin arttığına dikkat çekerek sürecin bu haliyle devam etmesinin partiye zarar verdiği görüşünü dile getirdi. Atalay da bir televizyon programında AKP içinde yaşanan çözüm rahatsızlığını doğruladı. Çözüm sürecinin askıda olup olmadığı sorusu üzerine Atalay, hükümetin bu konuyu ciddi biçimde yürüttüğünü belirtti. Kobani eylemlerinde HDP’nin çağrısı ve meydana gelen olayların kamuoyunu etkilediğini söyleyen Atalay, bölgede güvenlik elemanı sayısının artırıldığını kaydetti. Atalay, AKP’li milletvekillerinin de partililerin de en önemli beklentisinin “Çözüm	süreci	yürürken	hukuk	dışılıklara	zamanında	müdahale	edilmemesi”	olduğunu ifade etti. Atalay, HDP’nin İmralı ile görüşmemesi durumunda sürecin nasıl devam edeceği konusunda da “Başbakan’ın	o	açıklamaları	açıktır,	kararlılığı	ifade	ediyor.	Kendi	mecrasında	 yürüyor	diye	değerlendirdiğim	çerçeve	içinde	algılanmalıdır” diye konuştu. Çözüm sürecinin uzun nefesli yürütülmesi gerektiğini kaydeden Atalay, “Çözüm	sürecini	yönetenler	 provokasyonlara	hazırlıklı	olacak.	İçeride	ve	 dışarıda	çözüm	sürecinin	başarısız	olmasını	isteyen	faktörler	var.	Dışarıda	daha	fazla.	 Öyle	sistematik	yürütülüyor	ki	kendi	partimizin	içine	kadar	bu	duyguların	etkili	olduğunu	 görüyorsunuz” diye konuştu.  Kışanak:	Süreç	kalp	krizi	geçirdi ANKARA	(Cumhuriyet	Bürosu)	 HDP Grup Başkanvekili Pervin	Buldan, süreç zamana yayıldıkça provokasyona açık zemin oluştuğunu belirterek “Dolayısıyla	bir	 an	önce	Sayın	Öcalan ile	bir	görüşmenin	yapılması	ve	sürecin	ilerlemesi	yönünde	bir	sinyalin	alınması	bizim	için	 önemlidir” dedi. Buldan, Adana’da öldürülen Azadiya Welad gazetesinin dağıtıcısı Kadri	Bağdu’nun ailesi ile görüştü. Bu arada Irak’ta bir toplantıda konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan	Kışanak, Kobani sürecinde yaşananların çözüm sürecine zarar verdiğini savunurken “Kobani	sürecinde	çözüm	süreci	kalp	krizi	geçirdi.	Kürtler	ile	hükümet	arasında	yürütülen	diyalog	süreci	ciddi	bir	yara	aldı.	 ‘Kobani ile Diyarbakır’ın ne alakası var’ sözü,	hükümetin	hâlâ	Kürt	sorununu	 anlamadığının	göstergesidir.	Kürdistan	dört	parçaya	bölünse	de	Kürt	halkının	duyguları	tektir” dedi. Kışanak, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen hâlâ demokratik çözüm ve barış sürecinin önünü açmanın mümkün olduğunu belirterek “Ortadoğu’da	sorunların	diyalogla	çözümünün	mümkün	olduğunu	anlatmaya	çalışıyoruz.	Kürtlerin	duruşu,	Ortadoğu	barışı	için	bir	şanstır” diye konuştu.  Genelkurmay yasal güvencede ısrarlı BARKIN ŞIK ANKARA		Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet	Özel	başkanlığındaki kurmay heyeti tarafından Başbakan	Davutoğlu’na karargâhta verilen brifingde, Türkiye’nin önümüzdeki 20 sene içinde karşılaşması muhtemel tehditlere ilişkin bilgi verildiği öğrenildi. Genelkurmay yaptığı bilgilendirmede, konvansiyonel savaşlar döneminin dünyada son bulduğuna işaret ederken, Suriye ve Irak sınırı ile Ukrayna krizi nedeniyle Karadeniz’deki belirsizliklerin önümüzdeki dönemlerde de sürmesinin beklendiğini kaydetti. Edinilen bilgilere göre Genelkurmay Başkanlığı’nda Davutoğlu’na yapılan sunumun başlıkları şöyle: Bedelli rafa kalktı: Genelkurmay, askerlik sürelerinin kısaltılmasının ardından, özellikle kısa dönem (6 ay) askerlik yükümlülerinin iç güvenliğe katkısının çok sınırlı olduğuna dikkat çekti. Bedelli askerlik uygulamalarının mali imkânları yetersiz kesimlerde yarattığı rahatsızlığa ve bölgesel gelişmelerin ortaya çıkardığı güvenlik risklerine işaret edildi. Karargâhın olumsuz bakışı karşısında, bedelli askerlik uygulaması düşüncesinin kesinlikle rafa kaldırıldığı belirtildi. Sınır güvenliği kuvvetlenmeli: Genelkurmay Plan ve Prensipler Başkanlığı, 2033 yılına kadar uygulamaya geçecek 27 modernizasyon projesi hakkında bilgi verdi. Öncelikli proje olarak sınır güvenliği üzerinde duruldu. Birinci adım olarak Suriye ve Irak, ardından İran sınırına “kalekollar” yapılması ve sabit radar, gözetleme ve acil alarm sistemleriyle donatılması istendi. Sınır karakollarındaki uzman personel sayısının da artması gerektiği belirtildi. Yasal güvence yine istendi: Genelkurmay, terörle mücadele operasyonlarında görev alan personelin yasal güvenceye kavuşturulması beklentisini 24 ay önce hükümete bildirmişti. Bu beklenti yinelendi. Askeri personelin sivil mahkemede yargılanmaması, eğer yargılanacaksa da orgeneraller için Başbakan’ın izni, korgeneral ve altındaki rütbeler için ise Milli Savunma Bakanı’nın izninin şart koşulması talep edildi. Jandarma personeli için ise izni İçişleri Bakanı’nın vermesi istendi. Bu güvencenin terörle mücadele açısından büyük önem arz ettiği belirtildi. Konvansiyonel savaşlar bitti: Brifingde, düzenli orduların yaptığı konvansiyonel savaşlar döneminin bitmeye yüz tuttuğu anlatıldı. Suriye örneğine işaret edilerek, ülkelerin gelecek yıllarda savaş ortamlarına kendi düzenli ordularıyla girmek yerine yerel güçleri kışkırtmayı tercih edeceği kaydedildi. TSK’nin bu risk algılaması doğrultusunda daha hızlı ve etkin şekilde hareket edebilecek yapıya kavuşturulması gerektiği vurgulandı. Profesyonelleşmeyi öngören bu yapıda TSK personel sayısı düzenli olarak azalırken, uzmanlaşmış er ve erbaş sayısının artırılmasının planlandığı kaydedildi. Belirsizlikler sürecek: Türkiye’nin Irak ve Suriye sınırı ile Ukrayna nedeniyle Karadeniz’de yaşadığı belirsizliklerin önümüzdeki on yıllar boyunca sürmesinin beklendiği kaydedildi. İran’ın nükleer faaliyetlerine dikkat çekilen toplantıda, kimyasal silah tehdidinin de altı çizildi. Bunun için Türk Silahlı Kuvvetleri’nin güçlü bir hava savunma sistemine sahip olması gerektiği belirtildi. Siber savunmaya özel vurgu: Davutoğlu’na yapılan sunumda, siber tehdit ve saldırılara karşı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin aldığı ve almayı planladığı tedbirler de gündeme geldi. Önümüzdeki dönemde silahlı çatışmaların yerini siber saldırıların alacağı da Başbakan’a anlatıldı. TSK’nin	“Kuvvet	2033”	vizyonu anlatılırken, Yunanistan riski bugün için ön planda olmasa da Ege Ordusu’nun lağvedilmesinin TSK açısından gündemde olmadığı da Davutoğlu’na aktarıldı.  Özel, Davutoğlu’na Türkiye için olası tehditlere ilişkin bilgi verdi  Davutoğlu: HDP niyet tazelesin ANKARA	(Cumhuriyet	Bürosu)		 Başbakan Ahmet	Davutoğlu, HDP’nin son açıklamalarına sert tepki gösterdi. “HDP	sürekli	hükümete	ev	ödevi	çıkarmaya	çalışmamalı,	kendi	ödevini	 yapmalı.	Bir	niyet	tazelenmesine	ihtiyaç	vardır”	diyen Davutoğlu, “Ne zaman	silahlı	grupların	silahlarını	bırakacağı,	Türkiye’yi	terk	edeceği	sorusuna	cevap	vermeliler.	Yoksa	bu	ziyaretler	anlamını	 kaybeder”	ifadelerini kullandı. Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan	Fidan’dan aldığı brifingin ardından soruları yanıtladı. HDP’nin son yaptığı açıklamalarla “dikkatleri	 dağıtan”	bir tutum sergilediğini belirten Davutoğlu, “Silahlı	unsurlar	şehirlerimizin	üzerinde	bir	baskı	unsuru	haline	gelecekse	o	zaman	bir	niyet	tazelenmesine	ihtiyaç	vardır”	 diye konuştu. Davutoğlu, “Neredeyse	1	buçuk	yıl	geçti.	Biz	çözüm	sürecine	katkı	sağlayacak	her	faaliyete	destek	veririz	ama	çözüm	süreci	adı	altında	kamu	düzeni	tehdit	 edilirse	buna	da	müsaade	etmeyiz”	diye konuştu. Davutoğlu, “Görmek	istediğimiz	somut	adımlardır.	Bütün	illegal	faaliyetlerin	 sona	ermesidir.	Ne	zaman	silahlı	grupların	 silahlarını	bırakacağı,	Türkiye’yi	terk	edeceği	sorusuna	cevap	vermeliler” ifadelerini kullandı. Davutoğlu, “Kobani’de	çatışmalar	sürüyor	diye	bu	çatışmaları	Türkiye’ye	yansıtmaya	kalktığınızda	o	zaman	yol	haritası	diye	açık	bir	şekilde	üzerinde	mutabık	kalınan	 unsurların	dışına	çıkmış	olunur”	diye konuştu. İstihbarat yapısının değişmesinin önemine vurgu yapan Davutoğlu, “İstihbarat	yapısının	 değişmesi	büyük	önem	arz	ediyor.	Bilgi	21.	 yüzyılda	en	önemli	araçtır” diye konuştu.  ANKARA	(Cumhuriyet	Bürosu)		Yeni Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), ilk kararnamesini görev süresi dolan eski kurul üyelerine ilişkin çıkardı. 8 kişilik kararname kapsamında eski HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur Bakırköy Savcılığı’na, 2. Daire Başkanı Nesibe Özer ise Küçükçekmece Hâkimliği’ne atandı. Kurulda cemaate yakın olarak bilinen üyelerin Nesibe Özer dışındakilerin Sincan Adliyesi’ne atanması dikkat çekti. Kararnameye göre Ömer Köroğlu, Ahmet Kaya, Teoman Gökçe, Hüseyin Serter, Sincan Adliyesi olarak bilinen Ankara Batı Hakimliği’ne atandı. İbrahim Okur İstanbul’a giderken, eşi olan Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Nurdan Okur Ankara’da kalmış oldu.  HSYK’nin eski üyelerinin görev yerleri belli oldu  HDP’li Karataş’ı yaralayan zanlı Akman, eylemler ve şehitlere tepkisini ileri sürdü  Saldırganın	bahanesi	gösteriler ALİCAN ULUDAĞ  ANKARA – HDP Ankara İl Başkanlığı’nı basarak PM üyesi Ahmet Karataş’ı bıçakla ağır yaralayan özel güvenlik görevlisi Emrah Akman tutuklandı. Akman Ankara Çubuk’ta ikamet ettiğini belirterek ifadesinde şunları söyledi: “Olayın mağdurunu daha öncesinden tanımam. Aramızda herhangi bir husumet yoktur. Ancak son dönemde meydana gelen sokak olay  ları, güvenlik görevlisi vatandaşların arkadan pusu kurularak şehit edilmesi gibi durumlar bende tepki oluşturdu. Bu olayların sona ermesi için yetkililerle konuşmak üzere HDP Genel Merkezi’ne gitim. Beklemeye başladım. Sağı solu gözlemledim. Sonrasında da üzerimde taşıdığım bıçakla mağdura saldırarak vücudunun muhtelif yerlerine birkaç kez vurdum. Sonrasında da oradan ayrıldım. Bu olayı münferiden tek başıma gerçekleştirdim. Bu konuda  beni herhangi bir kimse azmettirmemiştir.” Akman’ın çalıştığı özel güvenlik firmasındaki arkadaşlarının da ifade vereceği öğrenildi. Öte yandan Akman’ın sosyal paylaşım sitesi Facebook hesabında BBP ve Muhsin Yazcıoğlu ile ilgili paylaşımlarda bulunması dikkat çekti. Meclis’te Kemal Kılıçdaroğlu’na yumruklu saldırıda bulunan Orhan Övet de Elmadağ’daki Alperen Ocakları’na gidip geldiğini söylemiş, olayı “bireysel” ve “tepkisel” olarak yaptığını ifade etmişti.  Akdoğan:	Çözümü	kurban	etmeyiz Plan ve Bütçe Komisyonu’na katılan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Demirtaş’ın “Çözüm	süreci	İmralı’da	başladı,	İmralı’da	 biter”	sözlerine tepki verirken “Süreci	biz	başlattık,	kamu	düzeninden	taviz	vermeden	gereken	ne	varsa	yapılacaktır”	dedi. HDP’li yöneticiye yapılan bıçaklı saldırıyı da kınadığını belirten Akdoğan,	“Bu	provokasyondur,	süreci	buna	kurban	etmeyiz.	Kimse	kendini	devletin	yerine	koyamaz.	Çözüm	sürecini	devam	ettiririz	ama	taviz	vermeden” dedi.   
            
    
