29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 KASIM 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gazetemiz yazarlarıyla ve yöneticileriyle buluşmasında yöneltilen sorulardan biri de “ekonomiyi nasıl değiştireceksiniz” idi. Evet, bilinen temel gerçek: Türkiye ekonomisi dışa aşırı bağımlı yapıya sahip; ülkemizdeki iç parasal kaynaklar çok yetersiz olduğu için, 100 milyarlarca dolarlık dış kaynak girmek zorunda... Ayrıca, hammaddeler, yarı mamul maddeler, yüksek teknolojili makine, elektronik araç gereç satın almadan da ekonomi yarım dönüyor... Biz hep bu açılardan tüm geçmiş iktidarları eleştiriyoruz... Kılıçdaroğlu’na soruyoruz: Peki CHP iktidara gelirse, Türkiye’yi bu şeytan çemberinden nasıl kurtaracak? Kemal Bey, yüksek katma değerli üretime geçilmesi gerektiğini söylüyor. Aslında hükümetin pek çok bakanı da bunu söylüyor, ama değiştirebildikleri bir şey yok. Kemal Bey, teşvik sistemini değiştireceğiz, dedi. Bu önemli... Hükümetin ağırlıklı teşvik sistemi, çeşitli yatırımların batıdan doğuya kaldırılmasını öngörüyor. Adam da HABERLER Çok temel bir bakış eksikliği var partide... CHP Ekonomiyi Kılıçdaroğlu bizim Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji dergisinin iyi bir Nasıl Değiştirecek? okuru. İran’ın bilim üretme hızında makarna ve tekstil vb. fabrikasını sırtlayıp öteye taşıyor. Tabii, teknolojik şirketlere de ArGe yap teşvikleri var. Ama değişen bir şey yok. Kılıçdaroğlu bir örnek verdi, bir teknoloji şirketi, bilgisayarlarda vb. kullanılan CHIP (çip) üretmek için 1 milyarlık teşvik istemiş. Hükümet de vermemiş, “Ben olsam verirdim” diyor. Tabii, Türkiye yüksek teknolojiye geçmek için CHIP üretimine mi geçmeli, bu akıllıca mı, yoksa başka alanlarda mı yoğunlaşmalı... Bu, tartışma konusudur ama bunu iyi niyet beyanı olarak almak gerek. Ama yine de, CHP’nin, ekonomiyi orta ve yüksek teknolojik ürün ve hizmetlere yöneltmek, ağırlıkta hafifpahada ağır bir üretime geçişi başlatmak için temel bir “stratejik ekonomik vizyonu” gözükmüyor. Mesela önceki gün Kılıçdaroğlu’nun ekonomiden sorumlu genel başkan yardımcısı, IMF ve Dünya Bankası’nda çalışmış akademisyen Selin Sayek Böke, bir gazetede yayımlanan röportajda, RTE’nin Kaçak Saray ve uçağına yapılan 2 milyarlık fuzuli harcaması için (bütçe açığının yüzde 7’si), “okul yapılabilirdi, işsizlik fonuna aktarılabilirdi” diyor. Tabii, bunlar ayaküstü magazin sohbetler. İş ciddeyi bindiğinde bu paranın ekonomide daha iyi değerlendirilebileceği açık. Acaba böyle bir fonu örneğin, Türkiye’nin diyelim ki 20 milyar dolarla çok ciddi bir cari açık kalemi yaratan petro kimya ürünleri ithalatı yerine, bu ürünlerin kısmen burada üretilmesi için geniş bir destekleme–teşvik sistemine kaydırmak için projeler gerekli... Türkiye’de ekonomiyi değiştirecek ve yeni nitelikli iş sahaları yaratacak “Burada Üreteceğiz...” projeleri gerekli CHP’ye... Bunu görmüyorum. 7 Türkiye’yi geride bıraktığı haberini anımsatıyor... Bilimsel gelişmeleri ve üretimini, ağırlıklı olarak ekonomi içinde gerçekleştirmek gerek. Bizim dergimizin örneğin Aykut Göker, Müfit Akyos, Ali Akurgal ve daha pek çok “bilimpolitika” yazarı bu konularda kafa yoruyor. CHP, ithal edilen bazı ekonomik alanlarda “Burada Üretelim Çalıştayı” düzenlerse, (sektörün seçkinlerinin de katılımıyla) ayağı yere basan bir program oluşturabilir. Bunun dışında, Kılıçdaroğlu’nun önemli siyasal mesajları da vardı. Bazı Kürt çevrelerinden vb. gelen HDP ile işbirliği gibi, AKP iktidarının Kürt meselesinin tüm açmazlarını tamamen CHP’nin sırtına yüklemek için büyük bir fırsat bulacağı ve CHP’yi diskalifiye edeceği önerilere kapalı olduğu görüldü. Bu siyasi uyanık durum olumlu. Meclis’e gelmeli ve orada çözüm aranmalı önerisinde ısrarcı Kılıçdaroğlu. Esnaf Hazır Kıta mı? Küçük dükkân sahiplerini, esnafı, göstericilerle, hak arayan işçiler, kadınlar, öğrenciler, çevreciler ve nihayet doğal olarak haksızlıklardan, hukuksuzluklardan sorumlu tutulan hükümeti, hükümetleri protesto edenlerle karşı karşıya getirmek, onları polis, hâkim ilan etmek tehlikeli hem de çok tehlikelidir. Ama önce esnaf kim ona bakalım. Esnaf bağımsız çalışan kişidir; başında bir patron yoktur. Bu bağımsız çalışmada kol gücü ile sermaye aynı kişide birleşir. Sermaye ağır basıyor, çalıştırılan kişilerin sayısı artıyorsa tacirlikten, emek ağır basıyorsa esnaflıktan söz etmek daha doğru olur. Öyleyse esnaf dediğimizde sabahın köründen gecenin bir vaktine kadar çabalayan, kendine yetmeye çalışan kişilerden söz ediyoruz. HHH Esnafın öncelikli müşterisi ise ağırlıklı olarak emeğiyle çalışan kadın erkek işçiler, köylüler, memurlar, öğrencilerdir. Burjuvazinin alışveriş yaptığı yerlerde klasik anlamıyla esnaf bulunmaz. Özellikle AVM’lerin, lüks restoranların, beş altı yıldızlı otellerin, eğlence yerlerinin kentlerin geniş ve değerli arsalarını, kupon arazilerini kapattığı günümüzde esnafın yaşam alanı daraldıkça daralmıştır. Öyleyse esnafı hak arayanların karşısına dikmenin nesnel bir temeli var mı? Esnafın göstericilerle kapışması onların “fıtratında” mı var, onlar doğuştan sistemin koruyucuları mı? HHH Böyle bir tevatür dolaşıyor piyasada. Kuşkusuz bu rivayetin hemen peşine takılmak doğru olmaz. Özellikle Cumhurbaşkanı’nın çok tehlikeli bulduğumuz sözlerinden sonra sosyal medyada neredeyse onu haklı çıkarırcasına, Marx’a ait olduğu öne sürülen bir paragraf dolaşmaya başladı. İddiaya göre Paris Komünü sırasında kaleme alınan bu yazıda Marx, esnafı karşıdevrime hizmet eden “ahmak lümpenler” olarak suçluyordu. Yanlış bir çeviriyle, aslında yer almayan cümlelerle piyasaya sürülen ve Paris Komünü ile ilgili olarak yazıldığı söylenen bu metin yanıltıcıdır. Söz konusu paragrafın aslı Marx’ın Fransa’da Sınıf Mücadeleleri adlı eserinde yer alır ve 1848 olaylarıyla ilgilidir. HHH Marx bu paragrafta 1848 kalkışmasında küçük dükkân sahiplerinin yanlış safta yer aldıklarını söyler; nesnel durumla ideolojik yanılsamayı karşılaştırır. İşçilere saldıran küçük dükkân sahiplerinin, işçiler yenildikten sonra dükkânlarına döndüklerinde karşılaştıkları manzarayı anlatır. Şöyledir: “Barikatlar devrilip işçiler ezilince, mağaza koruyucuları zafer sarhoşluğu içinde dükkânlarına doğru yeniden kendilerini attıkları zaman, dükkânlarının önünün, bir mülkiyet kurtarıcısı ve göz korkutucu mektupları kendilerine uzatan bir resmi kredi memuru tarafından kesildiğini gördüler: vadesi gelmiş poliçe, vadesi gelmiş borç, vadesi gelmiş bono! Ve bunların altında ezilen dükkân ve dükkâncı” HHH Kısacası esnafın göstericiyle, işçiyle, öğrenciyle, çevreciyle karşı karşıya getirilmesinin nesnel bir temeli yoktur. Var olduğunu iddia edenler, esnafın son zamanlarda kendisinin de sokakta olduğunu, hak mücadelesine giriştiğini unutuyorlar. Küçük esnafın yönü, yeri yurdu iddia edildiği gibi, “geliştiği”, artık gerçek “dönüştürücü” olduğu öne sürülen “yeni orta sınıfa” değil, emekçilere daha yakındır. Süper, hiper marketlerin ezdiği bakkalın, sabahtan akşama direksiyon sallayan şoförün çok mutlu olduğunu mu düşünüyor, çevreyi korumak için harekete geçenlerin uzaydan geldiklerini mi sanıyor esnafı sistem bekçisi yapmaya çalışanlar? HHH Esnaf ile göstericiyi, protestocuyu karşı karşıya getirme gereksinimi duyanlara Gezi Direnişi sırasında ortaya çıkan meşhur “palalı” ilham vermiş olmalı. Aynı direniş sırasında polise “yardım etmekte” tereddüt etmeyen, Ali İsmail Korkmaz’ın ölümünden sorumlu polislerle birlikte yargılanan “esnaf” da işe yarar bulunmuş olabilir. Bir kısım esnafın siyasi ve ideolojik propagandanın etkisiyle yanlış yerde saf tutması belki mümkündür ama toplumun hemen bütün sınıflarında görülebilecek yanlış saflaşmadan daha fazla değil. Bugün Türkiye’de esnafın gerici propagandaya karşı korunmasız olduğunu düşünenlere en iyi yanıtı borç yükü altında ezilen, gerçek müşterisiyle karşı karşıya getirilmeye çalışılan esnaf verecektir. Tunceli’de cemevini de ziyaret edecek olan Bahçeli’ye Tuncelililerin tepkisi sürüyor ‘Özür dilemeden giremez’ YAYIN YASAĞINA TEPKİLER SÜRÜYOR ‘Cemil Çiçek özür dilesin’ EDİRNE (DHA) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Edirne’de partisinin bölge toplantısına katıldı. Mimar Sinan Kapalı Spor Salonu’nda delegelere seslenen Kılıçdaroğlu, 17 Aralık yolsuzluk soruşturması ile ilgili 4 bakan hakkında kurulan soruşturma komisyonunda ifadelere yayın yasağı getirilmesini eleştirdi. AA’nın yasağın TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in imzasıyla getirildiği yönünde bir haber geçtiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “25 Kasım 2014 saat 19.43, Anadolu Ajansı bir haber geçiyor, diyor ki: ‘TBMM Başkanlığı’nın yazısı üzerine Ankara mahkemeleri yayın yasağı getirdi.’ Ben ertesi gün 11.00’de konuşuyorum. Arkadaşlarıma ‘Düzeltme yapıldı mı?’ diyorum, ‘Hayır’ diyorlar. Parlamentonun itibarını korumaya çalışıyorum. ‘TBMM yolsuzluk yapanların hamisi olamaz’ diyorum. Meclis Başkanı’ndan yine tık yok. Bir süre sonra Çiçek itiraz ediyor, ‘Ben böyle bir şey yapmadım’ diye. Saat 16.11 düzeltme yapılıyor. Şimdi ben açıklama yapmasaydım sen düzeltme yapacak mıydın? Yapmayacaktın. Senin de bilgilendirildiğini çok iyi biliyorum; neden sesin çıkmadı, itiraz etmedin? Neden sesin çıkmadı, abinden mi talimat alıyorsun? Şimdi Cemil Çiçek’e açık çağrıda bulunuyorum: CHP Genel Başkanı’ndan çıkıp milletin önünden özür dileyeceksin. Parlamentonun itibarını koruyan benim, ayaklar altına alan sensin” dedi. TBMM Başkanı Cemil Çiçek ise Kılıçdaroğlu’na NTV canlı yayınında yanıt verdi. Çiçek, “Benim başvurmadığım ortada, sanki ben başvurdum gibi kıyamet kopuyor. Anadolu Ajansı’nın haberi kaynak gösteriliyor. Eğer öyleyse AA da öyle sıradan muhabir çalıştırmasın o halde. Bir deli taş atıyor 40 akıllı çıkaramıyor deniyor ya aynen öyle durumdayız. Birbirimize karşı saygılı olmalıyız. Biraz araştırsak da öyle söylesek söyleyeceklerimiz” diye konuştu. İktidarın talimatıyla MİT’in CHP’yi dinlediği ve CHP içinde karışıklık çıkarmaya çalıştığı iddialarıyla ilgili, Başbakan Davutoğlu’nun yaptığı açıklamada kendisinden belge istediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Davutoğlu sen gerçek anlamda belge arıyorsan gider MİT’e sorarsın, önüne belgeyi koyarsın. Tarih veriyorum, 2 Şubat 2013 AKP genişletilmiş il başkanları toplantısı. Abisi bir konuşma yapıyor diyor ki, ‘Ey Kılıçdaroğlu sen mercek altındasın nefes alışını bile biz takip ediyoruz’. Ne demektir bu benim nefes alışımı niye takip eder, neden mercek altındayım?” dedi. Belgeleri MİT’ten iste TUNCELİ (DHA) Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kendisine yönelik “Burada söylediklerini orada söyleyemez” sözlerine tepki olarak Tunceli’ye gitme kararı alan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin programı belli oldu. Bahçeli, “Dersim isyanının elebaşı terörist Rıza’yı sözde seyit unvanıyla anan başbakan; İslama, kutsal emanetlere kara çalmıştır” demişti. Bugün Tunceli’deki cemevine gideceği açıklanan Bahçeli’nin ziyaretine Tuncelilerin tepkileri ise dinmiyor. Bahçeli, Tunceli’de ilk olarak Tunceli Valiliği’ni ziyaret edecek. Ardından da saat 12.00’de cuma namazını kılacak ve kent esnafı CHP ve HDP’li il genel meclis üyeleri Tunceli Valiliği önünde Bahçeli’nin kente gelmemesi çağrısı yaptı. Mazgirt ilçesinin ÖDP’li Belediye Başkanı Tekin Türkel, Ovacık Belediye nı ziyaret edecek. Bahçeli, saat 13.30’da da Tunceli’deki cemevi Başkanı TKP’li Fatih Mehmet Maçoğlu ve Demokratik Haklar Federasyonu Temsilcisi Tahir Demirtaş, Bahçeli’nin kente gelmemesi yönünde açıklama yaptı. (Fotoğraf: AA) ni ziyaret edecek. Hacı Bektaşı Veli Kültürünü Yaybir konvoy eşliğinde Elazığ’dan harema ve Yardımlaşma Derneği Ceket edeceğiz. Tunceli’ye kardeşliğimizi mevi Başkanı Ali Ekber Yurt, “Dersim’in pekiştirmek için gidiyoruz. Hiç kimse acı hakikatleri noktasındaki düşüncebunun altında bir art niyet veya proleri sebebi ile derneğimizde ve dervokasyon aramasın” dedi. neğimiz bünyesindeki cemevimizde ağırlamak düşüncesinde değiliz. Saemirtaş: Başbakan’ın yın Bahçeli, 1937 1938 ile ilgili söylemiş olduğu sözlerinden ötürü özür provakasyonuna geldi dileyerek ancak bu mekânın kapısınHDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, dan içeri girebilecektir” dedi. MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin Tunceli’ye Tunceli İl Genel Meclisi Başkanı CHP’li SELDA GÜNEYSU gidişini, “Dersim’in acısıyla ilgili bu Muzaffer Yerlikaya, bazı meclis üyelekadar ağır konuşmak, hakaret etmek, riyle basın toplantısı düzenledi. YerlikaELAZIĞ MHP Genel Başkanı Devsonra gidip bunları tekrarlama iddiası, ya, “Dersim’in değerlerine bunca zalet Bahçeli, Tunceli gezisinde protesbaşbakana değil Dersim’e meydan man laf eden bir insanın, ‘Bunları gidip tolar olacağına ilişkin iddialara, “Tunokumadır. MHP’nin bu söylemi Dersim Tunceli’de de açıklayacağım’ demesi proceli, MHP’yi bağrına basacaktır. Hiçgerçeğiyle uyuşmadı. Gidip bir kez de vokasyona açık bir davettir. Bahçeli’yi Dersim’de tekrarlamak, başbakanın bir şey olacağına inanmıyorum” dedi. kınıyoruz. Tavsiyemiz Dersim’e gelmeprovokosyonuna gelmektir” dedi. Bahçeli’nin Tunceli’ye yapacağı ziyaret mesidir. Halkın göstereceği tepki ve çınedeniyle kentte sıkı güvenlik önlemleri alınkabilecek olayların sorumlusunun hüahçeli protestosu dı.Yaklaşık 10 ilden takviye polis ve TOkümet ve Bahçeli olacağını kamuoyuTunceli’de BDP’liler PKK’nin 36. kuMA araçlarının istendiği, Emniyet Müdürna duyuruyoruz” dedi. ruluş yıldönümü nedeniyle Seyit Rıza lüğü ve Jandarma Komutanlığı’nda izinler Avrupa ve Türkiye’de faaliyet gösteren Meydanı’na meşaleli yürüyüş düzenlekaldırıldığı bildirildi. Bahçeli’nin Tunceli sePir Sultan Abdal Kültür Dernekleri Gedi. Belediye Başkanı Mehmet Ali Bul ve yahati öncesi Ankara’dan çok sayıda özel nel Merkezi, Avrupa Alevi Birlikleri KonDBP Tunceli İl Başkanı Ergin Doğru’nun harekâtçı ve keskin nişancı Tunceli’ye geldi. federasyonu, Hacı Bektaşı Veli Anadolu da katıldığı yürüyüşte Bahçeli’nin gerÖte yandan dün Kayseri ve Sivas Gürün’e Kültür Vakfı, Demokratik Alevi Federasçekleştireceği Tunceli ziyareti de protesgiden Bahçeli, gazetecilerin soruları üzeriyonu ve Avrupa Dersimi Yeniden İnşa to edildi. Engin Doğru, “Ne Bahçeli’ye ne “Tunceli’de hiç bir şeyle karşılaşacaCemiyeti’nin de yer aldığı 30 Alevi kurune de faşist bir zihniyete Dersim’de ğımıza inanmıyorum. Tunç yüreklilerin luşu Bahçeli’nin Tunceli ziyaretinin “proyer yok. Buradan devlet ve Emniyet memleketidir. Tunceli, MHP’yi bağrına vokasyon” olacağı açıklamasını yaptı. yetkililerini uyarıyoruz. Bir provokasbasacaktır. Geçmişteki birtakım olaylaryon olarak nitelendirdiğimiz Bahçeli lazığ’dan konvoy dan siyaseten istismar yapmak isteyenve adamlarının burada bu halkı tahlere de güzel bir cevap olacaktır” dedi. MHP Elazığ İl Başkanı Oğuzhan Derik ve provoke etmesine karşılık dumir ise “Tunceli’ye gitmek için büyük yarlılık göstereceksiniz” dedi. D Bahçeli için OHAL B E ‘Bizi sevmiyorlar’ İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam coğrafyasının tarihinde hiç olmadığı kadar çatışma ve kanla anılır hale geldiğini belirterek “Dışarıdan gelenler İslam coğrafyasının petrolünü, altınlarını, elmaslarını, ucuz işgücünü, çatışmalarını, anlaşmazlıklarını seviyorlar. İnanın bizi sevmiyorlar. Dışarıdan gelenler, yüzümüze dost gibi görünenler, bizim ölümüzü, bizim çocuklarımızın ölüsünü seviyorlar. Buna daha ne kadar seyirci kalacağız?” dedi. İstanbul Kongre Merkezi’ndeki, 30. İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) toplantısının dünkü açılış törenine katılan Erdoğan, Birleşmiş Milletler’e (BM) yönelik eleştirilerini sürdürdü. Erdoğan “BM çocuklarımızın akan kanlarına seyirci kalırken İslam İşbirliği Teşkilatı buna seyirci kalamaz. Dünya barışı adına farklılık oluşturabilecek güçteyiz. Şu ana kadar BM yaşananlara karşı çözüm üretti mi? BM Güvenlik Konseyi’ne baktığınız zaman bu yapıda adalet var mı? BM daimi üyelerinden bir tanesinin ‘hayır’ demesi bütün meseleleri kilitliyor. Bu daimi üye arasında bir tane Müslüman ülke var mı?” diye konuştu. Son 10 yılda dünya ticareti içerisinde İslam ülkelerinin payının yaklaşık yüzde 50 arttığını belirten Erdoğan “Ancak ekonomik anlamda bu kadar iyi olan İslam ülkeleri, insani ve siyasi manada tarihinin en büyük krizlerini de eşzamanlı olarak yaşıyor. Bazı üye ülkelerimiz kişi başı milli gelirde dünyada en üst sıralarda yer alırken birçok üye ülkemiz de ne yazık ki en alt sıralarda yer alıyor” dedi. “Hepimiz günde birkaç hurma ile açlığını bastıran bir peygamberin ümmetiyiz” diyen Erdoğan, şunları kaydetti: “Komşusu açken tok yatanı uyaran hem de çok ağır şekilde uyaran bir rehberin arkasından gidiyoruz.” Tarihinin en talihsiz günlerini yaşayan İslam coğrafyasında çözümün birlikten geçtiğini söyleyen Erdoğan “Kendi mescitlerimizi, kendilerini Müslüman diye tanıtan canilerden emin hale getiremediğimiz için işte en kutsal mekânlarımızdan biri Mescidi Aksa gözlerimizin önünde barbarların postallarıyla çiğnenebiliyor. Hemen her gün farklı ülkelerde bir hatta birkaç tane Kerbela’ya şahit oluyoruz” dedi. Amerika kıtasını Kolomb’dan önce Müslüman denizcilerin keşfettiğini söylemesinin ardından yaşanan tartışmaya da değinen Erdoğan, “Bilimsel gerçeklere dayanan bu tezi sadece tekrar ettiğim için Batı medyasında, maalesef içimizdeki yabancılaşmış kompleksliler tarafından hedef yapıldım” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM’ye yönelik eleştirilerini sürdürdü avutoğlu’na: Karikatür gibi adamsın 28 Ocak 2009 tarihinde Binali Yıldırım’ın TBMM de, “Yanlış işiniz yoksa, yasal olmayan işiniz yoksa, dinlenmekten korkmayın” diye açıklama yaptığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Benim korkum yok. Söyledim zaten, ‘dinlemezseniz namertsiniz’ dedim. Ben çocuklarıma evde sıfırla diye talimat vermedim. Çocuklarımın yatak odasında boy boy kasalar yok. Ben hayatım boyunca ihale takipçiliği yapmadım, belediye başkanlarına telefon edip oradaki arazi benim bilgim dışında satılmasın diye talimat vermedim. Ben namuslu adamım, açık ve net söylüyorum. Söylemiştim karikatür gibi adamsın. Emin olun öyle” diye konuştu. Öte yandan Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bugün Tunceli’ye yapacağı ziyaret ve Tuncelilerin tepkilerine ilişkin sorular üzerine, “Olağanüstü bir durum yok arkadaşlar. Herkes istediği yere gider” yanıtını verdi. D Görevden alınan gazeteciler Yeni Şafak’ta Haber Merkezi Star ve Akşam gazetelerindeki görevlerine son verilen Yusuf Ziya Cömert, Mustafa Karaalioğlu, Mehmet Ocaktan’ın yeni adresi belli oldu. Sürpriz bir kararla Ethem Sancak tarafından görevlerinden alınan Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya Cömert, Star Medya Grup Başkanı Mustafa Karaalioğlu ve Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ocakdan’ın Yeni Şafak gazetesinde yazacakları ileri sürüldü. Yeni Şafak Gazetesi Sorumlu Yazıişleri Müdürü ve İnternet Servisi Şefi Ersin Çelik, kovulan yandaş gazetecilerin yeni adresini açıkladı. Çelik, Twitter hesabında, “Mustafa Karaalioğlu, Yusuf Ziya Cömert ve Mehmet Ocaktan artık Yeni Şafak’ta. Üç isim de gazetemizin yazar kadrosuna katıldı, hayırlı olsun” mesajını paylaştı. Bu kararla birlikte üç isim daha önce yazdıkları Yeni Şafak gazetesi’ne dönmüş oldu. ‘Herkes istediği yere gider’ Hurma örneği!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle