29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 KASIM 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Ne yazık ki merkez medya sustu! Birkaç gazete ve internet sitesi Cumhuriyet’in çağrısına uydu... Gerçek olan şu: “Merkez medya da sonunda biat edip havuz medyasına katıldı!” Yolsuzlukları karartmak isteyenler bunu gerçekleştirdi... Ben böyle bir rezilliğe gazetecilik yıllarımda hiç ama hiç rastlamadım... Bu yasak “yetki gasp”ı değil de nedir? Nerede güçler ayrılığı ilkesi? Yok! Güçler ayrılığı ilkesine aykırı olması zaten kararın “yok hükmünde” olduğunu gösterir... Öyle evelemeye, gevelemeye hiç gerek yok! HHH Yayın yasağı konulan haberlerin çoğu daha önce yayımlandı... Her şey çırılçıplak ortada... Kral çıplak! O zaman bu korku, bu telaş niye? Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ne demişti medyanın karşısında! Çıkıp şöyle konuşmadı mı: “Ne yaptıysam Başbakan’ın talimatıyla yaptım, asıl o istifa etsin...” Ardından başka bir açıklama geldi Bayraktar’dan: “Ben o sözleri üzüntü duyduğum için söyledim!” Müslümanlar sözünün ardında durmaz mı? Hepsi ama hepsi... Adana’da durdurulan TIR’larda neler olduğu, Suriyeli muhaliflere silah yardımı, 700 bin liralık Çağlayan saati... Daha neler neler!.. Hepsini dün Cumhuriyet ve kimi internet siteleri verdi. Vurgun! Soygun! Sömürü! Hız kesmedi tıpkı ölümler gibi... Hep söylerim ya, unutkan bir toplumuz; sık sık anımsatmak gerekiyor... HHH Korkmadan, yasal ve anayasal haklarımızı kullanmayı sürdüreceğiz... “İnadına demokrasi! İnadına özgürlük!” diye haykıracağız... Savaştan yana değil barıştan yana olacağız... Yaşadığımız topraklara düşmanlık tohumları değil kardeşlik tohumları ekeceğiz... Eşit yurttaşlığın yaşama geçmesini isteyeceğiz... İnadına! AB’den TBMM Soruşturma Komisyonu’ndaki ifadelerle ilgili yayın yasağına tepki ‘Haber halkın hakkı’ DUYGU GÜVENÇ ANKARA Dört eski bakan hakkında kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu’yla ilgili yapılacak haberlere getirilen yasağa Brüksel’den sert tepki geldi. AB Komisyonu Genişleme ve Komşuluk İlişkilerinden Sorumlu Sözcü Maja Kocijancic, masumiyet karinesinin önemini bildiğini belirtirken kararın parlamentodaki bir komisyonla ilgili olduğunu anımsattı ve “Basın kamu yararına izlemekle yükümlü” dedi. Sözcü Maja Kocijancic Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, “Kamunun yararına olan haberlere getirilen kısıtlamalar, ki özellikle bir parlamento komisyonu düşünüldüğünde, açıkça tanımlanmalı ve her şeyden öte Avrupa standartları ile orantılı olmalı” diyerek karara tepkisini belirtti. Kocijancic, mahkeme tarafından alınan alınan ve basına iletilen yayın yasağını “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, basının bilgi ve fikir bildirmek konusunda önemli rolü olduğunun altını çizmiştir ve halkın da bunları alma hakkı var” sözleriyle eleştirdi. ULUSLARARASI PEN: KORKU VERİCİ nı belirtti. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Uluslararası PEN YazarUluslararası Basın Enslar ve Hapishane Komitetitüsü (IPI), G9 Gazetesi Başkanı Sara Whyaat, ciler Platformu ve ÇağAKP’li bakanlar hakkındaki daş Gazeteciler Derneği yolsuzluk soruşturmasına (ÇGD) de yaptıkları açıkilişin yayın yasağını eleştilamalarla yayın yasağırerek “Bir gazetecinin gönı kınadı. RSF’den yapırevi yolsuzluk davası ile lan açıklamada yayın yailgili bilgileri yazmaktır. sağının hiçbir ölçüye sığGazeteci bunu bir bakamayan politik bir sansür na sorduğu için ağzı kapatılıyorsa bu korku ve PEN, Türkiye’ye ilişkin hazırlanan raporu açıkladı. olduğu vurgulandı. IPI tarafından yapılan açıklarici bir durum” dedi mada yasağın hukuka üzerini inancı zayıflatacağına Uluslararası PEN ve Norveç PEN tarafından Türkidikkat çekilerek,“Yolsuzluk iddialarının örtmeyi ye’deki ifade ve basın özgürlüğüne ilişkin hazırlanan amaçlayan bu yayın yasağı, Türkiye’deki demok“Gölge altında ifade özgürlüğü ” isimli rapor için rasiye gölge düşürecektir” denildi. PEN Yazarlar ve Hapishane Komitesi Başkanı SaG9 Gazeteciler Platformu’nun açıklamasında ra Whyaat, Norveç PEN Genel Sekreteri Carl Mor“Bazı soruşturmalara yayın yasağı değişik ten Iversen ve Norveç PEN Araştırma Yazarları Derrejimlerde görülebilir, ancak yolsuzluk soneği Temsilcisi Prof.Dr. Jorgen Lorentzen İstanbul’a ruşturmasına yayın yasağını yalnızca totageldi. Dün gazetecilerle buluşan PEN yöneticileliter rejimler koymuştur. İktidar bu yasaklari Türkiye’deki son gelişmeleri de değerlendirdi. Norrı, esnafı polisliğe çağıran söylemi ve ‘darbe veç PEN Genel Sekreteri Carl Morten Iversen de hüönleme’ uğruna çocuk öldüren polis uygulakümetin medya patronları üzerindeki baskısı ve otomalarıyla yeni rejimin adını da kendisi koyusansürün ifade özgürlüğü önünde engel olmaya deyor” ifadeleri kullanıldı. vam ettiğini söyledi. Norveç PEN Araştırma YazarÇGD Genel Başkanı Ahmet Abakay da yasağa ları Derneği Temsilcisi Prof.Dr. Jorgen Lorentzen ise karşı tüm gazetecileri mücadele etmeye çağırdı. yasaların gazetelere ve kişiye göre özel uygulandığıALİ AÇAR İnadına Demokrasi! İnadına Özgürlük!.. Cumhuriyet tarihinin en baskıcı, yasakçı sürecinden geçiyoruz... Bunu yargı üzerinden uygulayıp gerçekleştirenler, evrensel hukuku apaçık çiğniyor... Yolsuzluk operasyonları! Yargıpolis! Kutular, kutucuklar! Kasalar, kasacıklar! Uçak dolusu altın! Soruşturmanın tarafı kimdi? Dört eski bakan! Koyarsın yayın yasağını, halkın Meclis’inde olup bitenleri halktan gizlemek için yargıdan karar alırsın, olur biter! Bunun adı demokrasi mi oldu şimdi? Olur olur bal gibi olur! Türkiye tüm dünyaya rezil olur ama kim takar bunu! Cumhuriyet, her türlü hukuksuzluğa, yasakçılığa, baskıya, zulme karşı direnme kararı aldı... Basın susarsa, halk zaten susar! Kimseye biat etmeyeceğiz; inadına hukuksuz, yasadışı önlemler ve eylemlere karşı tüm gücümüzle direneceğiz. Türkiye zor bir dönemeçten geçiyor, evrensel hukuk, temel hak ve özgürlükler çiğneniyor... Eskişehir’de Ali İsmail Korkmaz’ı sopalarla dövenler arasında bulunan tutuklu polis Mevlüt Saldoğan, duruşmada RTE’nin sözleriyle kendini savunuyor: “Cumhurbaşkanı, Başbakan, İçişleri Bakanı Gezi olayları için ‘darbe girişimiydi’ diyor. Ben o zaman bir darbe girişimini bastırmakla görevlendirildim. Bu yüzden vicdanım rahat...” HHH Polis, darbeyi önlemek için bir üniversite öğrencisine öldürücü darbeyi vurup öldürdükten sonra yargıçların karşısında “Darbeyi önledim, vicdanım rahat” diyebiliyorsa... Cumhurbaşkanı, polis ve esnafın birlikte öldürdüğü Ali İsmail’in davası görülürken, konuşmasında esnafa polis görevi verebiliyorsa... Yargı, Bingöl’de biri müdür, üç polisin katledildiği soruşturma için “gizlilik kararı” alabiliyorsa... Oturup düşünmemiz gerekmez mi “Türkiye nereye gidiyor” diye... Adalet Bakanı Bozdağ ve Soruşturma Komisyonu Başkanı Köylü’den yayın yasağı gerekçesi Aman lekelenmesinler! yan, Erdoğan Bayraktar, Muammer Güler ve Egemen Bağış hakkında gizli olarak yürütülen soruşturmayla ilgili olarak bazı basın ve yayın organlarınca soruşturmanın gizliliğini ihlal edecek ve masumiyet karinesi ilkesini çiğneyecek şekilde yayınlar yapıldığı belirtilerek, şöyle dendi: “Soruşturmanın sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesinin temini ve ilgililerin lekelenmeme haklarının korunması zımnında anayasanın 28. maddesinde yer alan ‘Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır’ hükmü delaletiyle anayasanın 26/2 ve Basın Kanunu’nun 3. maddesine göre ilgili merciden, soruşturma bitim tarihi olan 27.12.2014’e kadar yazılı ve görsel medya ile internet ortamında yayın yasağı kararı aldırılarak ivedi olarak komisyonumuza gönderilmesi rica olunur.” NTV’de yaptığı açıklamada, yayın yasağıyla ilgili kişisel görüş belirtemeyeceğini kaydeden TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Soruşturma komisyonunun görev süresi 27 Aralık’ta bitiyor ve Genel Kurul da raporu görüşerek karara bağlayacak. Elbette bu işlerin daha sonra değerlendirilmesi yapılacaktır. Hukuki engeller ortadan kalktıktan sonra bunlarla ilgili bir değerlendirme ben de yapacağım. Benim de hakkım var” dedi. Anayasa Mahkemesi tarafından Belek’te düzenlenen konferansta Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ve Avrupa Konseyi İnsan Hakları ve Hukukun Üstüğünlüğü Genel Müdürü Philippe Boillat sohbet etti. (Fotoğraf: AA) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dört eski bakanla ilgili rüşvet aldıkları iddiasıyla kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu Başkanı Hakkı Köylü, komisyon çalışmalarına yayın yasağı kararı verilen başvuruyu eski bakanların “lekelenmeme hakkı” gerekçesine dayandırırken, yasağı savunan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da, insanların lekelenmeme hakkına riayet edilmesi gerektiğini söyledi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, dün gazetecilerin soruşturma komisyonuyla ilgili haberlere getirilen yayın yasağına ilişkin sorular üzerine, Köylü’nün başvurusunun anayasaya ve içtüzüğe uygun olduğunu savundu. Bozdağ, “Soruşturmaların, insanların lekelenmeme hakkına da riayet edilerek yürütülmesi gerekir. Gizliliğin en önemli nedenlerinden bir tanesi bu, lekelenmeme hakkını korumak, öte yandan da delillerin sağlıklı toplanmasına yardımcı olmak içindir” dedi. Hukuk güvenliği uyarısı l Kılıç, AYM’nin bireysel başvuralarda onurlu duruş sergilediğini söyledi ALİCAN ULUDAĞ ANTALYA Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Haşim Kılıç, Türkiye’de “hukuk güvenliğine” olan talebin her zamankinden fazla seslendirildiğini belirterek, “Bu alanda önemli bir sorun yaşandığına işaret etmektedir. Hukuk güvenliğinin sağlanmasından sorumlu olan yasama, yürütme ve yargı organlarının bu gerçeği görmezlikten gelmesi düşünülemez” dedi. Bireysel başvurularla ilgili verdikleri kararlarla “onurlu bir duruş” sergilediklerini belirten “Siyasi kutuplaşmalar sonucu ortaya çıkan sorunların çözümünü kolaylaştırma, sevgi ve barış kültürüne katkı sunduklarını” söyledi. AYM ve Avrupa Konseyi’nin ortaklaşa düzenlediği “İnsan hakları ulusal koruma mekanizması olarak Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru” konferansı Antalya’da başladı. Konferansa, Kılıç’ın yanı sıra Venedik Komisyonu Başkanı Gianni Buquicchia, Avrupa Konseyi İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü Genel Müdürü Philippe Boillat, AİHM’nin Türk yargıcı Işıl Karakaş da konuşmacı olarak katıldı. Kılıç, konferansın açılış konuşmasında yasama, yürütme ve yargı organlarının “herkes için hukuk güvenliği”ni sağlamakta güçlük çekiyorsa, devlet olma fikrinin anlamsız kalacağını ifade etti. Kılıç “Zira devletin özü ve varlık sebebi hukuk güvenliğini sağlamaktır. Hukuk güvenliği krizinin yaşandığı ortamlarda, ekonomik, siyasi ve sosyal krizlerin yaşanması kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya çıkacaktır” diye konuştu. Bireysel başvuru istatistiklerini açıklayan Kılıç, 23 Eylül 201224 Kasım 2014 tarihleri arasında 29 bin 564 başvuru yapıldığını, 14 bin 155’inin karara bağlandığını kaydetti. Mahkemenin önündeki derdest dosya sayısının 15 bin 409 olduğunu belirten Kılıç, 348 ihlal kararı verdiklerini, bunlardan 297’sinin ise “adil yargılanma hakkı ihlali” tespitini içerdiğini söyledi. Avrupa Konseyi İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü Genel Müdürü Philippe Boillat ise toplumun bireysel başvuru sisteminin işlemesinden memnun olduğunu belirterek, “Anayasa Mahkemesi’nin uzun tutukluluk ve özelikle Twitter ve Youtube’un kapatılmasına ilişkin verdiği kararlarını olumlu buluyoruz” dedi. Venedik Komisyonu Başkanı Gianni Buquicchio ise konuşmasında Haşim Kılıç’ın, “devlet güçlerinin aşırılıklarına siper olma” pahasına mahkemeyi şekillendirdiğini söyledi. Buquicchio, Kılıç’a Venedik Komisyonu nişanı taktı. Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bertil Emrah Oder ise konuşmasında özellikle kadınların kendi soyadlarını kullanması gerektiğini belirterek bu yolun açılmasını istedi. ‘Masumiyet karinesi çiğnendi’ TBMM Soruşturma Komisyonu Başsanı Hakkı Köylü’nün de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na komisyonun çalışmalarına ilişkin yayın yasağı başvurusunda “lekelenmeme” hakkını vurgulaması dikkat çekti. Köylü’nün “Çok acele ve gizli” ibareli dilekçeyle yaptığı başvuruda, eski bakanlar Zafer Çağla AKP’den itiraf gibi savunma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda yargı paketinin görüşmeleri sırasında CHP’li Levent Gök’ün Cumhurbaşkanlığı Sarayı’yla ilgili Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararını gündeme getirdi. Önce söz konusu mahkemenin kararının Ankara 11. Bölge İdare Mahkemesi tarafından kaldırıldığını açıklayan Bozdağ, düzeltme yaparak yürütmeyi durdurma kararının bölge idare mahkemesi tarafından reddedildiğini söyledi. TBMM Genel Kurulu’nda, yargı paketi üzerindeki görüşmelere dün de devam edildi. Pakette yapılan değişiklikle Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu’nun toplantı ve görüşme sayısı 25’e düşürüldü. Böylece hükümetin kurulda çoğunluğu sağlayabilmesi kolaylaştırıldı. Görüşmeler sırasında yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı binasının kaçak olduğu konusu gündeme geldi. AKP Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, “Bu yapı kaçak değil, bu belgelerle de sabit. Bütün koruma kurullarından gerekli izinler alınmış. İnşaat başlangıcında yapı ruhsatı çıkarılmış. Koruma kurullarından da izinler alındığı için sit alanına da bir müdahale söz konusu değildir. Bu sarayın kaçaklığı yapı ruhsatından ve yapı kullanma izninden kaynaklanmıyor. Bu yapının kaçaklığı, birinci derecedeki sit alanının üçüncü dereyece dönüştürülmesi ve bunu iptal eden yargı kararını saymamanızdan kaynaklanıyor” dedi. CHP’li Gök ise Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin vermiş olduğu yü l Grup Başkanvekili Aydın, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın kaçaklığı mahkeme kararına uyulmamasından’ dedi CHP’den üç başvuru daha ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, dört eski bakan hakkında kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu haberlerine konulan yayın yasağının kaldırılması için bir üst mahkemeye başvurdu. Gök’ün avukatı tarafından Ankara 8. Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderilmek üzere, Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliği’ne verilen dilekçede, yayın yasağının kaldırılması talep edildi. Basın özgürlüğüne vurgu yapılan dilekçede, şu ifadelere yer verildi: “Basın özgürlüğünün, başkasının şöhret ve haklarının korunması için sınırlandırılabileceği ifade edilmişse de basın özgürlüğü ve kişilik haklarının çatışması durumunda kamu yararı gereği objektif sınırlar içinde kalmak şartıyla basın özgürlüğü her zaman önceliklidir. TBMM’nin denetim yetkisini kapalı kapılar arkasına saklayıp ortadan kaldıran bu yayın yasağı kararın kaldırılmasını talep ediyoruz.” CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ile CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger de yayın yasağının kaldırılması için ayrı ayrı bir üst mahkemeye başvurdu. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, yayın yasağı talebinde bulunan TBMM Soruşturma Komisyonu Başkanı Hakkı Köylü’nün, anayasayı ve içtüzüğü çiğnediğini, ihsası reyde bulunduğunu savunarak istifa çağrısı yaptı. rütmeyi durdurma kararının ortada olduğunu, bunun kaldırılmadığını belirterek, “Ama endişem odur ki, 5. İdare Mahkemesi’nin başkan ve üyeleri değiştirilebilir bu arada. Bir mahkeme kararı ortadayken, bu mahkeme kararına uyulmasını bakandan beklemek hepimizin hakkıdır” diye konuştu. ozdağ’dan kaçak düzeltmesi Gök’e yanıt veren Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 5. İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararının bölge idare mahkemesini tarafından kaldırıldığını söyledi. Bunun üzerine Gök, 5. İdare Mahkemesi kararını kaldıran Bölge İdare Mahkemesi kararının ne zaman alındığını sorarak kararları istedi. Daha sonra sözlerini düzelten Bozdağ, “Gök’ün bahsettiği 5. İdare Mahkemesi kararıyla ilgili bilgi verirken, bürokratlar arkadaşlara 5. İdare Mahkemesi’nin verdiği kararın akıbetini sorduğumda ‘bölge idare mahkemesi, yürütmeyi durdurma kararı verdi’ şeklinde bilgi verdiler. Ben de bunun üzerine size yürütmeyi durdurma kararı olduğunu ifade ettim. Siz bana kararı söylediniz. Ben kararı istedim, onlar yürütmeyi durdurma talebine ret kararı verildiğini bana anlatırken, sehven öyle bir ifadede bulundular. Kusura bakmayın. Düzeltiyorum, 5. İdare Mahkemesi’nin verdiği yürütmeyi durdurma kararına karşı itiraz, bölge idare mahkemesi tarafından reddedilmiştir” diye konuştu. B ‘Sosyal kriz kaçınılmaz olur’ İstanbul Haber Servisi 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk dosyasında yer alan tapelerle ilgili 13 Eylül 2014 tarihinde “TÜRGEV’e hediye konak” başlıklı haberi nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın hakaret davası açtığı muhabirimiz Canan Coşkun hâkim karşısına çıktı. Erdoğan’ın kendisinin haberinden 1 yıl önce konağın TÜRGEV’e devredildiğini açıklayan restorasyon firmasından da şikâyetçi olması gerektiğini belirten Coşkun, haberle güncel bir konuda kamunun bilgilenmesini sağlamak amacıyla hareket ettiğini kaydetti. ‘Yapılan sadece gazetecilik’ Bilal Erdoğan’ın şikâyetçi olduğu muhabirimiz Canan Coşkun hâkim karşısına çıktı İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmada Coşkun’un avukatı Bülent Utku, habere konu tapelerin mahkeme dosyasına getirtilmesini talep etti. İddianamenin hangi söz ve düşüncelerin hakaret suçunu oluşturduğunu açıklaması gerektiğine dikkat çeken Utku, “Müvekkil sadece gazetecilik yapmıştır” diye konuştu. Mahkeme, Bilal Erdoğan’ın dava ve duruşmalara kabulüne, tapelerin ise dava dosyasının esasına etkisi olmayacağı gerekçesiyle talebin reddine karar verdi. Mahkeme dosya hakkında görüşünü hazırlaması için dosyanın savcılığa gönderilmesine hükmetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle