29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 KASIM 2014 CUMA 4 HABERLER Komisyonun dinlediği Bağış, Sarraf’tan çikolata, takım elbise gibi hediyeler aldığını söyledi Tayyip Bey Hâlâ Cemaat’i Kullanıyor Fethullah Gülen Cemaati, yıllar yılı AKP ile kol kola gitti. Cemaat, yetişmiş kadrolarını hizmetine sunarak AKP’ye destek oldu. Uzun zaman içinde sızdığı yargıda, poliste... Hatta orduda AKP adına önemli köşe başlarını tuttu. Cemaat’in büyük etkisini ve devletin kilit noktalarına sızmaktaki üstün hünerini, çok önceden fark edenler oldu. Necmettin Erbakan’ın iktidarda bulunduğu yıllarda yeni emekli olan, ama antenleri her zaman açık durumda bulunan emekli Orgeneral rahmetli Kemal Yavuz, şunları söylemişti: Erbakan’dan da tehlikelisi Fethullah Gülen. Bunun farkındayız. Sonra da eklemişti: Önünde sonunda orduya saldıracaklar, çünkü orduyu tasfiye etmeden tam iktidar olamazlar. Bu kehanetler doğru çıktı. Erbakan’ı tasfiye edenler, Fethullah Gülen karşısında aciz kaldılar. Fethullah Gülen, ordu ile hesaplaşmadan kazançlı çıktığını, onu tasfiye ettiğini sandı. Bu operasyon sırasında, AKP ile Cemaat’in arasından su sızmıyordu. Sonunda TSK tasfiye edildi. Bu tasfiye operasyonunda başrolü, iktidarın himayesindeki Cemaat oynadı. Cemaat, AKP’yi kullandığını düşünüyordu, AKP de Cemaat’i. HHH İktidarın dizginlerini tam olarak ele geçirmek amacıyla saldırılan büyük hedef TSK dize getirilmiş, Cemaat için de, AKP için de iktidarlarının önünde hiçbir engel kalmamıştı. Daha doğrusu birbirlerinden başka hiçbir engel kalmamıştı. Tayyip Bey’i kullandığını sanan, ama tasfiye sırasında kullanılan Cemaat, iktidardan daha büyük pay istemeye başlayınca, kavga, Cemaat ile Tayyip arasında odaklandı. Her iki taraf da darbelerini acımadan indiriyor, dostluk günlerini tümüyle unutmuş görünüyorlardı. Bu kez, Kemal Yavuz’un kehaneti tutmayacak, en tehlikeli en hünerli olarak gördüğü Cemaat geniş halk destekli Tayyip Bey karşısında, herkesi şaşırtan boyutta bir yenilgiye uğrayacaktı. Tabii, 17 25 Aralık operasyonlarıyla iktidar cenahına büyük kayıplar da verdirecekti Cemaat. Ama algı operasyonunda çok başarılı olan Tayyip Bey yolsuzluk operasyonlarının aslında kendisini devirmeye yönelik bir darbe girişimi olduğu algısını yaratmıştı. Ondan sonraki aşama yargıda, orduda, poliste, paralel yapıyı temizleme girişimi olarak sunuldu. Cemaat’in bu güçler içindeki etkinliğini kullanarak, geçmişte yaptıklarının kamuoyunda uyandırdığı olumsuz etki, Tayyip Bey’in çok işine yaradı. HHH Aslında paraleli temizleme operasyonu, bir zamanlar kendinden olduğu için köşe başlarına getirdiği veya gelmesine göz yumduğu Cemaat’in yerine yüzde yüz kendisine bağlı/ bağımlı, bir yargı, polis ve ordu yaratma girişimlerine dönüşmüştü. Yargı paralelin etkisinden kurtuluyor derken, olması gerektiği gibi bağımsız yargıya dönüştürülmüyor, Hoca Efendi’nin yargısından, Tayyip Bey’in yargısına yatay geçiş yaptırılmaya çalışılıyordu. Polis içinde de aynı tasfiye yapılıyor. Kısa süre önce tasfiye operasyonuyla başkalarının yerine gelen kadrolar da yeniden tasıtarağı toplayıp, yollara düşmek durumunda kalıyorlardı. Saygı Öztürk, bir yazısında Emniyet’te tayini sırada 10 bin polis olduğunu söylüyordu. Bu operasyonlar ne zamana ve nereye kadar sürecekti? Yanıt basitti: Aranan yüzde yüz bağımlı kadrolar bulunana kadar. Devletin yargısı, devletin ordusu, devletin polisi olması gerekenler, Tayyip’in yargısı, Tayyip’in ordusu, Tayyip’in polisi haline getirilmeye çalışılıyordu. Bu operasyonda Tayyip Bey yine Cemaati kullanıyordu. Cemaat artık öcü olmuştu ya... O yeni öcüyü öne sürerek kadroları kendi yandaşlarıyla doldurma operasyonunu haklı göstermek yeni taktikti. Evet Tayyip Bey, Cemaat’i çok kullandı. Şimdi bütün köşe başlarını kayıtsız şartsız kendi yandaşlarıyla doldururken paraleli tasfiye ediyoruz diyerek yine Cemaat’i kullanıyor. ‘Hediye Türk geleneği’ EMİNE KAPLAN ANKARA TBMM Soruşturma Komisyonu’na ifade veren eski AB Bakanı Egemen Bağış, Rıza Sarraf’tan çikolota kutusu içinde rüşvet aldığı iddiasına “Para almadım. Çikolata, takım elbise, gömlek ve kravat hediyelerini aldım. Hediye alıp vermek Türk geleneğidir. Beşeri ilişkiler içinde de arayıp teşekkür ettim” dedi. Bağış, Sarraf’ın yakınlarına para karşılığı vize almalarına yardımcı olduğu iddiasıyla ilgili olarak da “Kim gelse vize için yardımcı olurum, bunun için 500 bin TL mi alınır?” diye konuştu. Dört eski bakanla ilgili rüşvet aldıkları iddiasıyla kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın ardından dün de eski AB Bakanı Egemen Bağış’ın ifadesini aldı. Komisyon, gelecek hafta çarşamba günü eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, perşembe günü de eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ı dinlemesi bekleniyor. Edinilen bilgiye göre, toplantıya 3 avukatıyla birlikte gelen Bağış, Rıza Sarraf’tan çikolata kutusu içinde 500 bin dolar rüşvet aldığı iddialarını reddetti. Sarraf’tan gelen çikolota, SARRAF’IN HABER KONUSUNU ÇELİK’E HAVALE ETMİŞ Egemen Bağış, Rıza Sarraf’ın yakınlarına para karşılığı vize kolaylığı sağladığı iddiasıyla ilgili olarak “Vize kolay iş. Kim gelse vize için yardımcı olurum. Bunun için 500 bin lira mı alınır?” derken, Sarraf’ın kendisiyle ilgili bir haberin yayımlanmaması için devreye girmesini istediği iddialarının sorulması üzerine de “Bana söyledi, 1 milyon TL istemişler. Ben hiçbirşey yapmadım. Hüseyin Çelik’e ilettim” diye konuştu. “Rıza Sarraf nasıl biridir?” sorusuna yanıt vermeyen Bağış, Sarraf’ı nereden tanıdığına ilişkin sorular üzerine “Ebru Gündeş vasıtasıyla tanıyorum ABD’den” dedi. “Bakara makara” tapesinin montaj olduğunu savunan Bağış, konuyla ilgili olarak konuşmayı yaptığı gazeteci Metehan Demir’in özür dilediğinin anımsatılması üzerine “Bunlara cevap vermek istemiyorum” dedi. takım elbise, gömlek ve kravat gibi hediyeleri aldığını kabul eden Bağış, “Hediyeleri aldım, ama maddi menfaat sağlamadım. Hediye alıp vermek Türk geleneğidir” dedi. Sarraf’ın tapelerde “Çikolata kutusuna 500 bin lira koyun” dediğinin anımsatılması üzerine Bağış, “Ben almadım, benim dışımdaki bir konuşma. Ben söylemiş miyim para aldım diye” ifadesini kullandı. Bazı AKP’li üyelerin bu sırada “500 bin dolar ayakkabı kutusuna sığar mı?” dedikleri öğrenildi. Bağış, tapelere göre Sarraf’ı arayıp teşekkür ettiğinin anımsatılması üzerine de “Bana hediye göndermiş, beşeri ilişkiler çerçevesinde ben de arayıp teşekkür ettim” yanıtını verdi. Bağış, toplantı sonrasında gazetecilerin soruları üzerine, “Komisyon üyelerinin soruşturma önergesinde yer alan fiiller ile ilgili tüm sorularına içtenlikle cevap verdik. TBMM’de kurulan bu komisyonun, Türkiye’nin şeffaflaşması, kamuoyu vicdanının tatmin edilmesi ve en önemlisi de üzerimize atılan iftiraların milli iradenin temsilcisi olan Meclisimiz tarafından meydana çıkarılması adına hayırlı olmasını dilerim” dedi. hsası rey hikâye, yetki bende’ Komisyon Başkanı Hakkı Köylü, CHP’nin tarafsızlığını yitirdiği gerekçesiyle kendisinin komisyondan çekilmesine yönelik dilekçesiyle ilgili yorum yapmazken, “Verin bakalım” demekle yetindiği öğrenildi. Köylü, toplantı sonrasında yaptığı açıklamada, “Ne istifası nereden çıkmış. Hukuktan anlamayan, hukukçu olmayan kişilerin gerçekten hukuken esasını bilmeyen kişiler, ihsası reyin ne olduğu konusunda çok fazla bilgi sahibi olamaz. Hikâye onlar. Onu yazanlar ihsası reyin ne olduğunu biliyorlar mı? Bu komisyonda ihsası reyden bahsedilemeyecekse en başta ben gelirim. Herkes bilir nasıl tarafsız davrandığımı, gerisi hikâye. Ben kendi bildiğim gibi yaparım. Boşversene. İhsası rey falan hikâye. Komisyonun yürütme yetkisi bende” dedi. ‘İ Saat oyunu HDP’li komisyon üyesi Bengi Yıldız komisyona gelecek bakanların hangi gün, hangi saatte dinleneceği bilgisinin bir gün önceden haber verildiğini belirtti. Eski Bakan Bayraktar’ın dört ay önce belirlenen gezi programının olduğu gün dinlendiğini kaydeden Yıldız, “Saat 14.30’da Erdoğan Bey’e ifade için saat verilmiş, Erdoğan Bey’in dört ay önce alınmış saat 16.00’da uçması gereken bir gezi programı var. Yani 1.5 saate denk getiriliyor. Öyle bir tarih seçiliyor ki Sayın Bakan o gün saat 16.00’da uçacak, biz de toplantıyı saat 14.30’da yapıyoruz” dedi. l Kahraman, oğul Bayraktar için çarpıcı açıklamalar yaptı ‘Ağaoğlu için aradı EMİNE KAPLAN ANKARA TBMM Soruşturma Komisyonu’na bilgi veren eski Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürü Mehmet Ali Kahraman, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Oğuz Bayraktar’ın işadamı Ali Ağaoğlu’nun işleri için kendisini aradığını, ancak kendisinin mesafeli davrandığını söyledi. Bayraktar, komisyona verdiği ifadede oğluna Ali Ağaoğlu’ndan uzak durması telkininde bulunduğunu ancak kendisini dinlemediğini söylemişti. 17 Aralık operasyonunun ardından görevden alınarak bakanlık müşavirliğini atanan Kahraman, 4 eski bakanla ilgili rüşvet aldıkları iddiasıyla kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu’na şu bilgileri verdi: mesafeli davrandım’ sorulması üzerine) Oğuz Bayraktar’ı yaklaşık 12 senedir tanıyorum. Yaşlarımız birbirine yakındır, aramızda samimiyet vardır. Dolayısıyla her zaman bir senli benli konuşmamız vardır. Burada bahsettiği konu daha çok bu Bakırköy 46 Projesi’yle ilgilidir. Bizim konuşmalarımız yaklaşık 23 aylık bir zamana yayılmıştır ve orada ben genel müdürlüğümüzün prensiplerini daha çok anlatmaya çalışıyorum. “İSKİ’ye yazı yazmışsınız’ diyor mesela bana, onu yazmak zorundayız. (Neden ilgileniyor sorusu üzerine) Tam bilemiyorum, Ağaoğlu’yla belki bir hemşehrilikeri var ondan olabilir. Benim de aslında “hemen yaparız” gibi birşeyim yok, zaten bakanlığın normal prosedürü izlemiş, hukuki olarak neler yapılması gerekiyorsa onlar yapılmış. Hatta bana serzenişinde “Bir günde çıkması gereken yazı bir hafta oldu hâlâ çıkmadı” gibi birtakım ifadeler de var. “Hiçbir şekilde kanuna, yönetmeliğe aykırı bir uygulama yapamayız” şeklinde konuşmalarımız da var ve yine bildiğimiz şekilde devam ettik ve onun sitemi de biraz da buradan kaynaklanıyor. Yani bakanlığın hızlı iş yapması gibi bir beklentisi var bakan beyin oğlunun fakat biz, her işe aynı ölçüde mesafeli davranarak işleri yürütmeye çalıştık. Buldan ve Yıldız, aklamanın yanında yer almak istemediklerini söyledi HDP komisyondan çekildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) HDP eski bakanlar hakkındaki yolsuzluk ve rüşvet iddiaları üzerine kurulan Soruşturma Komisyonu’ndan, Komisyon Başkanı Hakkı Köylü’nün isteği üzerine getirilen yayın yasağı ve soruşturmanın aklamaya dönüşeceği gerekçesiyle çekildi. Eski AB Bakanı Egemen Bağış’ın ifade verdiği saatlerde basın toplantısı düzenleyen HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve komisyonun HDP’li üyesi Bengi Yıldız partisinin komisyondan çekildiğini açıkladı. Yayın yasağının sürecin şeffaf yürütülmeyeceği ve gerçeklerin gizleneceğinin somut örneği olduğunu kaydeden Buldan, bu gerekçelerle komisyonda kalmaya devam etmenin koşullarının ortadan kalktığını belirterek, “Bundan haraketle bu aklama sürecinin yanında yer almamak için bugün itibarıyla komisyondan çekildiğimizi duyurmak istiyoruz” diye konuştu. görüşmelerinin gizli olması için mahkeme kararı çıkartıyor. AKP’li üyeler tanıkları kendi belirliyor, bunlar sanıkların akrabaları oluyor. Birçoğu lehte beyanda bulunuyor. Bulunmamızın aklanma faaliyetlerini meşrulaştırma faydasından başka bir şey olmayacağına kanaat getirdik” dedi. CHP’li komisyon üyeleri, komisyona verdikleri dilekçeyle Köylü’nün tarafsızlığını yitirdiği gerekçesiyle komisyondan çekilmesini istedi. Dilekçede, Köylü’nün komisyonun bilgisi dışında tek başına yaptığı işlemlerle çalışmaları fiili olarak engellediği, dizin pusulasının eksik olduğu gerekçesiyle fezlekeleri iade ederek çalışmaları kesintiye uğrattığı, komisyona çağrılacak uzmanları üyelere danışmadan atayarak komisyona yön vermek istediği, son olarak da yayın yasağı kararı aldırdığı vurgulanarak, “Komisyon çalışmalarını fiilen engelleyerek tarafsızlığını yitirmiş olması ve neticede ihsası rey anlamını taşıyan bir noktaya ulaşan eylemleri nedeniyle içtüzüğün 109. maddesinde öngörülen seçilme şartlarını kaybeden Köylü’nün komisyondan çekilmesini arz ve talep ederiz” denildi. Aksünger: Köylü katılımı engelledi TBMM Soruşturma Komsiyonu’nun CHP’li üyesi Erdal Aksünger, önceki gün eski Bakan Erdoğan Bayraktar’ın dinlendiği ve yayın yasağı kararının gündemini oluşturduğu toplantısına gerekçesiz olarak katılmadığı yönündeki haberlere, yazılı bir açıklama ile yanıt verdi. Komisyon Başkanı Hakkı Köylü’nün komisyon toplantı gün ve saatini son anda kendilerine bildirdiğini belirten Aksünger, CHP’li üyelerin komisyon toplantısına gelişini engellemek için bilinçli olarak böyle bir yöntem izlediğini savundu. Aksünger, kendisinin İstanbul programının çok önceden belli olduğunu belirterek, “Dünkü (önceki gün) toplantı ile ilgili,  programımı Komisyon Başkanı Hakkı Köylü’ye iletip toplantı saatinin 15.30’a alınmasına yönelik talebimize olumsuz bir cevap verilmemesine rağmen, toplantı 14.30’da başlatılmış, 16.00’da bitirilmiştir” ifadelerini kullandı. CHP Köylü’ye ‘çekil’ dedi Ağaoğlu’nun Bakırköy 46 projesi: emirtaş: Tanıklar sanıkların akrabası HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş , HDP’nin Soruşturma Komisyonu’ndan çekilmesi ile ilgili olarak, “2 ayı aşkın süre komisyon usul yüzünden toplanamadı. Komisyon başkanı komisyonun bilgisi dışında savcılığa başvuru yapıyor ve komisyon D (Projeyle ilgili illegal bir şekilde imar izni alınmasında Oğuz Bayraktar’ın devreye girdiği iddiası) Burada bakanlığımıza bir başvuru yapıldı 2012 yılında. Mevcutta 2 emsalli bir ticaret alanıdır burası. 2 emsalli ticaret alanı, 2.5 emsal konut artı ticaret yapılmıştır. 4.55 istediler, 2.5 olarak onaylandı. Burada maddi menfaat olup olmadığını ben bilmiyorum. (Oğuz Bayraktar ile telefon konuşmalarının Prosedür izlendi: ‘Muteber olmayan diyaloglar’ AYKUT KÜÇÜKKAYA Dört eski bakanla ilgili rüşvet aldıkları iddiasıyla kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu’na ilk ifadeyi veren eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar oldu. Bayraktar’ın ifadesinde işadamı Ali Ağaoğlu’yla ilgili “Oğluma, ‘Ali Ağaoğlu pek muteber bir adam değil. Ben uzak durmaya çalışıyorum, sen de uzak dur’ dedim ama beni dinlemedi. İşte başına neler geldiğini gördü” sözleri dikkat çekti. Unutkan bir toplum olduğumuz gerçeğiyle Bayraktar’ın bu ifadesinin üzerinde yeniden durmalıyız. Baba Bayraktar açık bir şekilde oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar’ı, işadamı Ağaoğlu’yla ilişkisi nedeniyle eleştirmiş. Acaba bu eleştirinin sebebi Bayraktar hakkında Meclis’e gönderilen fezlekede yer alan önemli iddialardan dolayı olabima Genel Müdürü Mehlir mi? Fezlekeyi Adamet Ali Kahraman’ı araBAYRAKTAR’IN let Bakanlığı’na göndeyıp ilgilenmesini söyren isim olan cumhuriyet FEZLEKESİNDEKİ ledim” sözleriyle özetsavcısı Mehmet Yüzlemişti. AYRINTILAR... geç, Bayraktar’ın oğluna Peki, bu ilişki baba şu suçlamayı getirmişti: Bayraktar’ın fezlekesine “... Abdullah Oğuz Bayraktar’ın, nasıl girmişti? Savcı Yüzgeç, “AğaAğaoğlu’na ait Bahçelievler ve oğlu Bakırköy 46 isimli proje için Çamlıca ilçesinde bulunan araillegal bir şekilde imar izni alınmazisini satarak toplamda 23.5 milsı karşığılında maddi menfaat teyon dolar haksız menfaat aldıkmin edilmesi” başlığı altında oğul ları anlaşılmıştır. Bunun yanı sıBayraktar’ın, bakanlık bürokratına fırra Ağaoğlu’nun enerji ve yemek işça attığını şöyle yazacaktı: “A. Oğuz Bayraktar’ın M. Ali lerini Abdullah Oğuz Bayraktar’ın Kahraman’ı aradığı görüşmede gayri resmi ortağı olduğu DAF özetle; Abdullah’ın ‘Ulan daha bir Enerji ve Pınar Yemek isimli şiryazıyı yazdıramıyorsunuz İSKİ’ye’ ketlere verdiği tespit edilmiştir.” dediği; Abdullah’ın, ‘Bir şeyler asOğul Bayraktar Meclis Soruşturkıya çıktığı yok. Dosyaların hiçbir ma Komisyonu’na verdiği ifadesinde, şey yaptığınız yok yatıyorsunuz’, Ağaoğlu’yla ilişkisini, “Ağaoğlu bü‘Askıya çıkmıyor hiçbir şey’ dedirokrasiden yakındı. Ben de arkaği, M. Ali’nin ‘Olur mu ya nasıl çıkdaşım bakanlık Mekânsal Planlamıyor abi ya ben göndereli iki hafta oldu ben onu göndereli ya’ dediği, Abdullah’ın ‘Ara ikisini de sor dediği...’” Yine can alıcı bir soru: “Acaba baba Bayraktar, oğul Bayraktar’ı eleştirmekte haklı mı?” Bu sorunun yanıtını da savcı Yüzgeç’in fezlekeye yazdığı bir paragrafı okuyup siz karar verin: “Bakırköy 46 projesindeki 70 metre olan bina yüksekliğinin büyükşehir belediye tarafından belirlenen yükseklik sınırını aşmasına rağmen 1 Şubat 2013 günü Ali Ağaoğlu’nun, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’la yaptığı görüşmede, bina yüksekliği ile ilgili bakanın, ‘Sen kendi bildiğin gibi yap boşver sana uymuyorsa sen bildiğin gibi yap’ diyerek şüpheli Ali Ağaoğlu’na istediği şekilde davranması yönünde güvence verdiği görülmüştür.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle