28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 KASIM 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 duruyordu. Bir zamanlar Vural Savaş, partileri için “kanserli ur” benzetmesi yapmış. Davutoğlu bunu eleştirirken “Kimse aramıza duvar örme cesareti göstermesin” dedi. Alkışlandı. Tabii o alkışlanırken biz, “çapulcu” benzetmesini hatırladık. “Bunlar Zerdüşt dininden” suçlamasını... “Bay Kemal biliyorsunuz Alevi” yuhalatmasını... “Senin çocuğun yok, anlamazsın”ı… “Sizi tasmalarınızdan kurtardık”ı… “Aşağılık kadın”ı… Gülümsedik tabii bıyık altından… HHH En güzeli de yazdığı bir yazı nedeniyle istifasını anlattığı bölümdü. O dönemki rektörü, “Daha dikkatli yazsanız” deyince “Esas şimdi yazma zamanıdır” diyerek istifa etmiş Davutoğlu… İyi etmiş bence de… Hadi bu sefer de kendimden örnek vereyim: Bana da yazdığım bir yazı nedeniyle “Daha dikkatli yazmam” söylendi. Uymadığım için gazetemden kovuldum. Öyle 12 Eylül’de, 28 Şubat devrinde filan da değil; daha geçen yıl, kendi partisinin baskısıyla… “Şimdi bunların üzerine gitme vakti” diyor ya… Yardımcısını görevden mi alacak acaba? HHH Daha geçenlerde bir üniversite yöneticisi, “O hocanızı susturmazsanız, bakanlıktaki projeleriniz onaylanmaz” diye şantaj yapan bürokratlardan yakınıyordu. Baskı bitmedi, Sayın Davutoğlu; sadece el ve yön değiştirdi. Dünün mağdurları, bugünün mağrurları oldu. Bizim için ise bir şey değişmedi; dün de o baskılarla mücadele ediyorduk, bugün de… Ama bilin ki siz, “Türkiye’de asla dayatmacı, baskıcı bir ortam olmayacak” dediğinizde sadece acı acı gülüyoruz. Ve bir dönem mağduru olduğu baskı mekanizmasının başına geçmiş eski bir akademisyenin sözüyle, “Esas şimdi yazma zamanıdır” diyoruz. Madenlerdeki faciaların en önemli nedeni taşeronlaşmayken, hükümet, denetimi de taşeron şirketlere bırakıyor Denetim de taşerona! MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Madenlerdeki faciaların temel nedenlerinden biri olan taşeronlaşmayı kaldırmayan hükümet, üstüne bir de denetimi de özelleştirerek taşeronlaştırıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Soma’da 301, Ermenek’te 18 madencinin yaşamını yitirmesinin ardından Maden Yasası’nda değişiklik yapan tasarı taslağı hazırladı. Taslağa göre teminat bedeli yerine ruhsat bedeli alınacak. Ruhsat bedelinin yüzde 70’i Hazine’ye gelir kaydedilmek üzere ilgili muhasebe birimi hesabına, yüzde 30’u ise çevreyle uyum planı çalışmalarını temin etmek üzere bakanlığın, valiliğin veya il özel idarelerinin belirlediği teminat hesabına yatırılacak. Mevcut yasada, maden ruhsatları ve buluculuk hakkı devredilebiliyordu. Yeni düzenlemeyle devirler yapılmadan önce arama ve işletme ruhsatlarının devredildiği tarihteki ruhsat bedelinin iki katı tutarında devir bedeli alınacak. Devir işlemi de bakan onayıyla gerçekleşecek. Madencilik faaliyetleriyle tüzelkişilere ait diğer yatırımların birbirlerini engellemesi halinde son kararı DPT’nin bağlı olduğu bakanın başkanlığında oluşturulan kurul verecek. Faaliyeti kısıtlanan maden işletmecisinin veya yatırım sahibinin yatırım giderleri, lehine karar verilen tarafça tazmin edilecek. Maden arama ruhsatlarında sondaj, galeri, yarma, kuyu açma, numune analizleri gibi arama faaliyetleri KDV istisnası kapsamında olacak. Yeraltı kömür işletmelerinde, yıl içinde ölümlü kaza olmaması halinde devlet hakkının yüzde 50’si alınmayacak. Toplam ruhsat süreleri en az 30, en fazla 50 yıl olacak. Ancak bu süre bakan ya da Bakanlar Kurulu tarafından uzatılabilecek. Taslakla madenlerde işletme faaliyetlerinin denetimi de “özelleştirili Baskı Bitmedi Sayın Başbakan, Sadece El ve Yön Değiştirdi Davutoğlu’nun Dersim konuşmasını dinledim. “Size ayıp edildi” itirafıyla başladı söze... “Herkesin onurla, gururla farklılıklarını dile getirme zamanıdır” müjdesini verdi. On yılların açtığı yaraları sara sara yürümeyi vaat etti. Kardeşliğe vurgu yaptı. Sonuç? Cumhuriyet’in dünkü manşetinde özetlendiği gibi: “Ümit bile veremedi.” HHH Nasıl ki Davutoğlu, 90 yılın hesabını bugünkü CHP yönetiminden soruyorsa, kendisinin sırtında da son 12 yılın yükü var. Dersim’de söylediği her güzel sözü, mazisi yalanlıyor. Seyit Rıza’nın gördüğü zulmü ve onu asan zalimleri eleştirirken alkışlandı başbakan; ancak alkışlayanların aklına, Öcalan için “Biz olsak asardık” diyen selefinin sözleri düştü. Tıpkı, “Berkin Elvan dediğimizde Burak Can’ı da hatırlayalım” cümlesinin, “Berkin terör örgütünün maşası” ithamını hatırlatması gibi… “Alevi olduğum anlaşılmasın diye ismimi ‘Yavuz’ koydular” diyen Yavuz Bingöl’e, “Kendi vatandaşından korkmayan bir devlet” vaat etti Davutoğlu… Alkışlandı. Ancak alkışlayanların aklından, “Neden devlet şimdi de Fazıl Say’dan korkuyor; onun ismini repertuvardan siliyor” sorusu geçti. Davutoğlu, “Vatandaşımızı hiçbir zaman tehdit olarak görmeyeceğiz” dediği sırada, dışarda polisi, tehdit olarak gördüğü vatandaşlarını dövüyordu. Alkışın sesi bile, dayağınkini bastıramadı. HHH Davutoğlu, “Kimseye inancını empoze etmeyeceğiz” derken Sünnilik eğitimi veren zorunlu din derslerinin kaldırılması talebi, konuştuğu kürsünün önünde Rödovansa devam Taslağa göre, teknik nezaretçiler yerine daimi nezaretçiler istihdam edilecek. Madencilik faliyetlerinden doğacak sorumluluklar rödovansçıya ait olacak. Ancak bu durum ruhsat sahibinin sorumluluklarını ortadan kaldırmayacak. Kamuda rödovans aynen devam edecek. Maden Mühendisleri Odası, MİGEM tarafından atanacak yetkilendirilmiş tüzelkişilerce denetim yayor”. Taslağa göre, işletme projesinin uygulanması ve faaliyetler Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) tarafından yetkilendirilmiş tüzelkişilerce yani şirketler tarafından izlenecek. İzleme raporları MİGEM’e sunulacak. Projeye aykırı faaliyetlerin işletme açısından tehlike oluşturuması halinde yetkilendirilmiş tüzelkişiler tarafından faaliyet durdurulacak; 3 gün içinde MİGEM’e, Çalışma Bakanlığı’na ve valiliğe bildirilecek. Maden Mühendisleri Odası (MMO) bu görevin daha önce maden mühendisleri tarafından yerine getirildiğine, şimdi ise mühendisler devre dışı bırakılarak şirketlere görev verildiğine dikkat çekti. Taslağa pılmasının, denetimin de taşeronlaştırılarak piyasanın emrine sunulması anlamına geldiğini vurguladı. MİGEM’in sorumluluk almaktan kurtulduğuna dikkat çeken MMO, taslakla rödovansın devam edeceğini belirtti. Ruhsat bedellerinin artırılmasıyla ulusal düzeydeki küçük firmaların batma noktasına geleceğine işaret eden MMO, “Ulusal madenciliğimiz sona erecek ve tüm yeraltı zenginliklerimiz borsaya kote edilecek, uluslararası tekeller işbirliği halindeki yandaş şirketlere peşkeş çekilecektir” değerlendirmesini yaptı. tişik ruhsat sahipleri arasında ihale edilecek. Madencilik yapılabilmesi için uygun büyüklükte olmayan sahalar çevresindeki ruhsatsız alanlar veya diğer sahalarla birleştirilerek ihale edilecek. Terk edilmiş sahalar alan sınırlamasına bakılmaksızın birleştirilerek ihale edilebilecek. Denetim özelleştiriliyor! göre, ruhsat sahalarında madencilik faaliyetleriyle ilgili olarak meydana gelen ölümlü kazalar da 15 gün içinde MİGEM’e bildirilecek. Aksi halde 30 bin lira para cezası verilecek. Şehirleşme, yatırımların çevresel etkileri, madenin cinsi gibi nedenlerle madencilik faaliyetleri kısıtlanabilecek. Kısıtlanan alandaki ruhsatlar maden bölgelerine taşınacak. Tesislerin sökülmesi, taşınması ve yeniden inşa edilmesine ilişkin masraflar bakanlıkça belirlenecek. Bedel de, taşımayı talep eden kamu kurumu tarafından ruhsat sahibine ödenecek. Taslağa göre, tek başına madencilik yapılamayacak büyüklükteki alanlara ruhsat verilmeyecek. Bu alanlar bi 3 bin mühendis işsiz kalacak MMO, teknik nezaretçiliğin kaldırılmasıyla 2 bin 5003 bin maden mühendisinin de işsiz kalacağına dikkat çekti. Oda, taslağın yasalaşması halinde Soma, Ermenek gibi yüzlerce facia yaşanacağına vurgu yaparak “taslağı geri çekin” uyarısı yaptı. l Star, Akşam ve Yeni Şafak’ta deprem Yandaş medyada operasyon edenlere saldırıyor’ İstanbul Gülsuyu’nda 2013 yılında uyuşturucuya karşı yapılan eylemde, uyuşturucu çetelerinin ateş açması sonucu yaşamını yitiren Hasan Ferit Gedik için Adalet Bakanlığı önünde eylem yapıldı. Annesi Nuray Gedik’in de katıldığı eylemde, Halk Cephesi tarafından yapılan açıklamada, “Gençlerimiz bonzai ve diğer uyuşturucu maddelerden hayatını kaybediyor. Bu tabloyu yaratan düzenin kendisidir. AKP iktidarı bu tabloyu değiştirmek yerine uyuşturucuya, çetelere karşı mücadele edenlere saldırıyor” dendi. Eyleme CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da destek verdi. Anne Gedik “Burada halktan çok yine maalesef polis var. Çeteleri koruyorlar, bizi değil. Hepsine yazıklar olsun” diye isyan etti. ‘AKP mücadele ALİ İSMAİL KORKMAZ DAVASINDA SONA GELİNDİ ‘Başka analar ağlamasın başka Aliler ölmesin diye’ CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Gezi Direnişi sırasında 2 Haziran 2013’te polislerin de aralarında bulunduğu eli sopalı kişilerce dövüldükten sonra beyin kanaması geçiren ve 38 günlük yaşam mücadelesini 10 Temmuz 2013’te kaybeden 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz ile ilgili Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren davada sona gelindi. Yarın görülecek davada Korkmaz ailesinin avukatları son savunmalarını yapacak. Bir sonraki duruşmada ise savcı mütalaasını verecek. İki duruşma sonra davanın tamamlanmasını beklediklerini belirten Korkmaz ailesinin avukatları, davadan çıkacak sonucun diğer davalar için de emsal teşkil edeceğini belirterek sanıklara hak ettikleri cezaların verilmesini istedi. Ali İsmail Korkmaz’ın avukat ağabeyi Gürkan Korkmaz, mücadelelerinin anaların ağlamaması için olduğunu vurgulayarak “Savcının değerlendirmesini bekliyoruz. Biz sanıklara ‘Kasten adam öldürmek’ suçundan ceza verilmesini istiyoruz. Sanıklar ellerinde sopalarla Ali İsmail Korkmaz’a eza çektirerek, onur kırıcı davranışta bulunarak darp etmişlerdir. Bunun sonucunda da Ali İsmail Korkmaz hayatını kaybetmiştir. Toplumun vicdanının, adalet duygusunun yerine gelmesi için ceza bu şekilde olmalıdır. Biz acıyı yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz. Bundan sonraki mücadelemiz anaların ağlamaması içindir. Bir daha Ali İsmail Korkmaz gibi olayların olmaması içindir” dedi. Haber Merkezi Hükümete yakın işadamlarından Ethem Sancak’ın bir süre önce yönetimini devraldığı Star Medya Grubu ve Akşam ile Güneş gazetelerini bünyesinde bulunduran TürkMedya grubunun tepe yönetimleri değişti. Star Medya Grubu CEO’su Mustafa Karaalioğlu, Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya Cömert ile Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ocaktan’ın görevlerine son verildi. Star Grubu’ndaki ayrılık haberleri Star Medya Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sancak tarafından duyuruldu. Sancak, çalışanlara duyurusunda “Star Medya Grubu’nda gerçekleşen hisse devri ve yeni yönetim kurulu teşekkülüne bağlı olarak üst organizasyonel yapıda bazı değişiklikler gerçekleşmiştir. Değişiklik çerçevesinde Star Medya Grubu’nda Medya Grup Başkanı görevini yürüten Sn. Mustafa Karaalioğlu ve star Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği görevini yürüten Sn. Yusuf Ziya Cömert ile yollarımız ayrılmıştır” ifadelerini kullandı. Star da haberi internet sitesinden “Star’da yeni dönem” diye verdi. Star’da patron Ethem Sancak ve CEO Mustafa Karaalioğlu arasında 2 milyon liralık ‘hortumlama’ kavgası yaşanmıştı. 17 Aralık operasyonu kapsamında ortaya çıkan ses kayıtlarında Star Medya Grubu CEO’su Mustafa Karaalioğlu’nun Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’a “Maaşları ödeyemiyoruz. 2 milyon yolla Süleyman” dediği öne sürülmüştü. Karaalioğlu ve ekibinin Halkbank’tan gelen bu 2 milyon lirayı iç ettiği iddia edilmişti. Olayın Sancak ile Karaalioğlu’nun arasını açtığı kaydediliyor. Bu “hortum kavgası”nın ardından Karaalioğlu önceki gün gazete yazarlarından Cemil Ertem’i, “Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut ile birlikte Ak trolleri kullanarak, aralarında kendisinin de bulunduğu bazı isimlere karalama operasyonu yaptığı” iddiasıyla kovmuştu. Cemil Ertem, Twitter’dan “Medyada hırsızlara, mülk düşkünlerine, kendi patronunu soyanlara karşı çıkın, acayip günlerde masa altına saklananları bilin” diye yazdı. Ertem’in bu sözlerle Karaalioğlu’nu kastettiği düşünülüyor. Gedik’in öldürülmesini protesto için Sıhhıye’de toplanan Halk Cephesi üyeleri ile polis arasında Sakarya Caddesi girişinde kısa süreli tartışma yaşandı. Tartışmanın ardından grubun Bakanlığa yürümesine izin verildi. (NECATİ SAVAŞ) ‘Gezi’ye sahip çıkıyoruz’ Gezi Direnişi şehitlerinin aileleri ve avukatlar tarafından gerçekleştirilen toplantıda bir kez daha Gezi Parkı’na sahip çıkılması kararı alındı İstanbul Haber Servisi İBB’nin 2015 yılı bütçesinde yer alan “Taksim Meydanı Kentsel Tasarım ve Taksim Kışlası Restitüsyon Projesi”ne ilişkin Taksim Dayanışması bileşenleri, Gezi şehitleri aileleri ve avukatlar tarafından gerçekleştirilen değerlendirme toplantısında bir kez daha Gezi Parkı’na sahip çıkılması çağrısı yaptı. 9 kişinin yaşamını yitirmesi ve yüzlerce kişinin yaralanmasına neden olan olaylarla ilgili sorumluların yargılanması için adalet talebi yinelendi. Gezi olaylarının üzerinden geçen 1.5 yıllık sürede gelinen son noktaya ilişkin dün Karaköy’deki Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nde değerlendirme toplantısı yapıldı. Taksim Dayanışması adına basın açıklamasını okuyan Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Sekreteri Akif Burak Atlar, İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nin Gezi Parkı’na ilişkin 6 Haziran 2013 tarihli iptal kararının Danıştay tarafından onandığını ve kesinlik kazandığını belirterek İBB’nin açıklamalarının yargıyı baskı ve kontrol altına alma girişimi olduğunu söyledi. Tüm meydan ve sokakların toplumun ortak malı olduğuna dikkat çeken Atlar, “Kültürümüz, tarihimiz, bir arada yaşayabilme umudumuz birkaç kişinin kafasındaki ‘tertip ve düzen’e göre şekillendirilemez. Taksim Dayanışması olarak, 2012 Şubatı’ndan bu zamana kadarki süre içinde söylenen sözler ve alınan kararların arkasındayız” diye konuştu. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ÇED Danışma Kurulu Sekreteri Mücella Yapıcı da taleplerini haykırdıkları için öldürülen, gözünün feri söndürülen, kafa tramvası yaşayan, polis şiddetinin izlerini bedenlerinde ve ruhlarında yaşayanlar için adalet talebini yinelediklerini belirtti. Yapıcı özetle şunları söyledi: “Bizim görevimiz, 14 yaşında bir canın anısına dahi saygısızlık edebilenlerin karşısına dikilip Berkin Elvan’ın katillerinin ‘cezasızlık’ ile ödüllendirilmesine engel olmaktır. Ahmet Atakan cinayetinin örtbas edilmesi girişimlerine karşı Antakya halkını yalnız bırakmamaktır boynumuzun borcu. Hiçbir toplum böylesine bir adaletsizliğe tahammül edemez. Buradan uyarıyoruz! Adalet talep ediyoruz.” cuğun arkasından kendi taraftarlarına yaranmak için Berkin’i bir terör militanı gibi göstererek hâlâ konuşuyor. Biz Berkin’i kaybettik, ama davasını tüm Türkiye’nin çocuklarının davası olarak görüyoruz. Berkin’i o gün sokağa çıkıp ekmek aldığı için terörist ilan ediyorsan, biz onurlu teröristliği kabul ediyoruz. Biz senin gibi hırsız değiliz” diye konuştu. Gezi’de gözünü kaybeden Volkan Kesenbilici de Gezi’deki ilk günkü kararlılığın sürdüğünü vurgulayarak “Biz Gezi Parkı’na ucube bir şey yaptırmayacağız. Emri Berkin’den aldık ve Gezi şehitlerinin anıtından başka hiçbir şey dikilmesine izin vermeyeceğiz” dedi. Abdullah Cömert ailesinin avukatlarından Hatice Can, Ali İsmail Korkmaz’ın davasına bakan avukatlardan Ayhan Erdoğan ve avukat Can Atalay da davalarda gelinen son durum hakkında bilgi verdiler. Bilirkişiye hapis istemi Korkmaz’ın dövüldüğüne ilişkin Harman Ekmek Fırını güvenlik kamerası görüntülerini kurtarması gerekirken iki kez silen Osmangazi Üniversitesi Bilgi İşlem Daire Başkanı bilirkişi Serkan Uğurluoğlu hakkında “gerçeğe aykırı bilirkişilik” suçlamasıyla bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilmesi istemiyle iddianame düzenlendi. ‘Hortumlama’ kavgası Aygün: CHP Haziran Hareketi’nden ders çıkarmalı CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Birleşik Haziran Hareketi’nin Eskişehir’de düzenlediği forumda konuşan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, CHP’nin Haziran Hareketi’nden ders çıkarması gerekiğini belirterek CHP’nin “Sağ açılımı, siyasal İslam açılımı, umreye milletvekili heyeti gönderme, CHP’nin bilmem kaçında mescit açılması gibi saymakla tüketemeyeceğim yanlış, sosyal demokrat bir partide olmaması gereken özellikleri Haziran Hareketi’nin baskısıyla belki azalabilir” dedi. Birleşik Haziran Hareketi, Eskişehir’in Odunpazarı ilçesindeki Hasan Polatkan Kültür Merkezi’nde bir forum düzenledi. Gezi Direnişi’ni anlatan slayt gösterisi Eskişehir’de polis ve eli sopalı sivillerce dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın fotoğrafı ile son buldu. Etkinliğe katılan CHP’li Aygün “CHP Haziran Hareketi’nden bir ders çıkarabilir mi diye. CHP’nin yaptığı yanlışların da bence laikliğe olan ilgiyi artırdığını görmek gerek. Haziran Hareketi’nin bu vurgusunu da çok beğeniyorum. Haziran Hareketi bana siyasi bir gelecek vaat etmiyor ama direnenlerle, dövüşenlerle, Ali İsmail’in ağabeyi Gürkan’la, babası Şahap’la, annesiyle, Berkin’in anne babasıyla, Eskişehir’deki bu kitle ile bir arada olduğum için çok seviniyorum. Bu, tahmin ediyorum en büyük siyasi gelecektir” dedi. ediyoruz’ ‘Teröristliği kabul Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan da oğlunun vurulmasına ilişkin hâlâ bir dava açılmadığına dikkat çekerek “Aradan 1.5 yıl geçti, ama hâlâ ortada bir şey yok. Bir arpa boyu yol kat edemedik. Berkin’in katili halen ortada geziyor. Devlet bunları ödüllendiriyor ve vergilerimizle onların maaşlarını ödemeye devam ediyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “terörist” sözlerine de tepki gösteren baba Elvan, “14 yaşını daha bitirmemiş ço
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle